• Sonuç bulunamadı

Tanburi Cemile dair:Tanburi Cemil Bey'i Hızır Peygamber zanneden sazcı baba

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tanburi Cemile dair:Tanburi Cemil Bey'i Hızır Peygamber zanneden sazcı baba"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i anburî Cemile dair

Tan bıul Cemil beyi Hızır Pey­

gamber zanneden sazcı baba

Kemençeci VasiPin hicazkârı kürdî peşrevini

tamburi Cemil öyle bir çalarmış ki, bir gün

Vasıl dizlerine kapanarak «Ah Gemilim ah,

parmaklarını yiyeyim. A rif beyler mezarların­

dan kalksalar da eserlerini senden dinleseler!»

diye bağırmış

A K Ş A M ^ K I

Geçen hafta kıymetli sanatkâr Me­ sut Cemilin yazdığı «Tanburl Cemilin hayatı» adlı eserden bu sütunlarda bahsetmiştim. Mesut Cemil, babasının hayatı hakkında onun en yakm lann- dan toplayabildiği intihalara kendi hâtıralarını da ekleyerek bu kıy­ metli bestekâr virtioz’un hayat roma­ nını en güzel şekilde yazmaya mu­ vaffak olmuştur. Fakat muhakkak olan şey, harikulâde bir sanatkâr olan Tanburl Cemilin gerek .şahsiyeti, ge­ rek hayatı hakkında yeni bilgiler ve­ recek vatandaşların hayatta bulun­ duğudur.

Netekim «Tanburl Cemilin hayatı» adlı eserden bahseden yazımı okumak lûtfunda bulunan bir okuyucum, sayın İbrahim Halil Altın, gönderdiği mek­ tupta Tanburl Cemil bey hakkında şu kıymetli malûmat veriyor:

«Tanburl Cemil bey merhum 1318 senesinde Küçükçamlıcadta, şehzade Seyfeddln efendinin köşküne haftada bir iki gece misafir gelirdi. Gazete­ nizde çıkan resmi maalesef hiç ken­ disine benzemiyor. Merhum ince ya­ pılı, azıcık uzun boylu, beyaz şimali, j mağmum vecihll, gayet vakur ve fitrî asalete sahip, şahsına karşı muhitine hürmet telkin edici tavırlı, nâzik edalı bir zatı âli idi.

Şevke gelen kaptan

«Merhumu müşarünileyh Tanburî namile şöhretşiar İse de kendisinin bizzat şahidi olduğum sazlardan ud, lâvta, tanbur, kemençe ve yaylı tan- bur, yani kemençenin yayı ile tanbur çalması, hele yaylı tanbur ile bir mandıra havası çalması vardı kİ Bahriye vapuru kaptanı (Galiba An- geli kaptan) bunu dinlerken şevke gelir, âdeta hora teperdi.

«Diğer sazendelere nazaran Cemil beyin sazındaki farkı dille tarif et­ mek çok güçtür. Meselâ hicazkârı kür di peşrevini kemençeci Vasll yapmış­ tır. Notası da mevcuttur. İşte bu peş­ revi bir Vasilden, bir dıe Cemil beyden dinlemeli idi. Cemil bey bunu öyle çalardı kİ, bir gün bizzat Vasll, iki dizi üzerine Cemil beyin sandalyesinin önüne gelip «Ah Cemilim, ah! Par­ maklarını yiyeyim! Anf beyler me­ zarlarından kalksalar da eserlerini

inesi bakımından emsalsiz olduğu ka­ dar güzeldir de:

«1318 tarihinden beş on sene evvel, Cemil bey merhum hakkında bana mevsuk bir vaka anlatmışlardı, lâ le ­ liden Beyazıt'a çıkarken cadde üstün­ de bir sazcı dükkânı varmış. Merhum Cemil bey bir gün geçerken bu dük­ kâna uğrar. Duvarda asılı duran, eski saz şairlerinin çaldığı cinsten uzun saplı bir sazı görmek İster. İhtiyar sazcı onun bozuk olduğunu söyler. Konuşmaya başlarlar. Cemil bey yer sandalyesine oturur, iki kahve ısmar­ latır. Bir sigara da sazcıya verir.

(Merhum yüz paralık Bafra maden sigarası içerdi, zıvanasız ve altın para İle yüz paralık) Bu esnada, duvarda asılı duran o mahut bozuk sazı ister. Hemen akort edip — merhumun bir hususiyeti de hangi saz eline geçerse onu hemen akort etmesi idi — çal­ maya başlar, öyle bir çalar kİ sazcı baba sandalyesini Cemil beye yaklaş­ tırıp gaşyolur.

«Cemil bey kahve paralarını bırakıp dükkândan çıkınca sazcı baba da işini gücünü bırakır, peşine düşer. Merhum Bakırcılara doğru saparken bir zata selâm verir. Bunu gören sazcı baba derhal o zata yaklaşıp selâm verdiği zatm kim olduğunu sorar. Adam «Ni­ çin soruyorsun» deyince, sazcı baba:

— Ben yetmiş beş yaşındayım. Alt­ mış senedir saz yapar, saz çalarım. Dükkânımdaki bozuk bir sazı bu zat öyle bir çaldı kİ ömrtimdie böylesini dinlememiştim; gaşyoldum: Hızır peygamber olmasm? diyerek peşine düştüm» der.»

Sayın İbrahim Halil Altın, Tanburl Cemil beyin 1318 tarihlerinde Nu- ruosmanlyede, Şeref sokağında, şim­ diki Tasvir gazetesinin karşı sırasında, pembe badanalı bir evdıe oturduğunu yazıyor. Büyük sanatkâr hakkında verdiği bu kıymetli malûmatı okuyu­ cularıma ve oğluna hediye ederken kendisine teşekkür ederim.

Şevket R adm ti

senden dinleseler... diye bağırmış. Bunu Vasilden kaç kere dinlemişim - dır.

«Prens Seyfeddinin köşkünde Ce­ mil beyle birlikte lâvtacı Ortaköylü Zeron, evkaf ketebeslnden Kıbrıslı Mustafa bey haftada bir İki gece saz çalarlardı. Şehzade Seyfeddln efendi de piyano ve armonikte olduğu gibi, evvelâ kemençeyi, sonra-da tanburu, hemen hemen Cemil bey müstesna, birinci sınıf derecesinde çalardı.»

Bozuk saz

Sayın İbrahim Altın, mektubunda bir anekdot anlatıyor ki Tanburî Ce­ milin saz çalmaktaki kudretini

belirt-Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

On examination, she was obese (body mass index: 31.18 kg/m 2 , Z-score: 2.95), had symmetrical perioral hyperpigmented brownish hyperkeratotic lesions extending to her chin ( Figure

Okulların, etkili okulun „öğretmenler‟, „okul ortamı‟, „öğrenciler‟ ve „veliler‟ boyutlarındaki özelliklerine sahip olma derecelerine iliĢkin

Toplumun kültürel düzeyine ve ilişkiler sistemine göre farklı işlevleri ve anlamları barındıran türbe ve ziyaret fenomeni, bugüne dek yapılan

Model 3‟ün analiz sonuçları, BIST Sürdürülebilirlik Endeksinde iĢlem gören bankalarda, Entelektüel Katma Değer Katsayısı (VAIC TM )‟ ı oluĢturan Ġnsan Sermayesi

Otuz yıl sonra böyle bir rolü oynayabilirim demek pek kolay bir şey değil.. Bir

Hem ilköğ- retim hem de lise araştırma ve kontrol grubu öğrencilerinde eğitim öncesi ile birinci eğitim sonrası ve eğitim öncesi ile ikinci eğitim sonrası

Bazı kronik taşıyıcılarda karaciğerde HBsAg tek tayin edilebilir an- tijendir.Yüksek konsantrasyonda viral DNA ve DNA polime- raz taşıyan virion oluşturan tüm