• Sonuç bulunamadı

Bacakları 6 yıldır mefluç, zekası her zamandan daha coşkun hafızası bir halde şifa diye ölüme ümit bağlayan değerli fikir adamı:Fazıl Ahmet Aykaç hayatının en büyük buhranı karşısında....

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bacakları 6 yıldır mefluç, zekası her zamandan daha coşkun hafızası bir halde şifa diye ölüme ümit bağlayan değerli fikir adamı:Fazıl Ahmet Aykaç hayatının en büyük buhranı karşısında...."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B a c a k la r ı 6 y ıld ır m e flu ç, z e k â s ı h e r z a m a n d a n d a h a c o ş k u n

H â h z a s ı

u y a n ık

b>r

İ Z

-halde..

şifa

d iy e

ö lü m e

üm it

b a ğ h ya n

A ltı y ıld a n b e ri C e rra h p a ş a h a sta n e s in d e y a ta n F a zil A h m et A ykaç. A h m e t Kmin Y alm an ile

B

ir tarafta« çökmüî bir vücut, attı yıldır felç halinde bulunan bacak­ lar, diğer taraftan coşkun ve zarif bir zeka yaman bir hafıza, neş’e hasretin» doy­ mamış sevimli ve »atlı bir ruh, geniş bilgi hâzineleri . Üç saat müddet değerli fi­ kir adamımı« ve yazarımız Fazıl Ahmel Aykaç'ın Cer­ rahpaşa Hastanesindeki ya­ tağının başında, bu tezatla­ rın karşısında hem arılar ve üzüntüler, lıem de sevgi ve hayranlık nişleri arasında dalgalandım.

DEĞERLİ FiKiR ADAMI

7U

»

Fazıl Ahmet Aykaç

hayatının en büyük

buhranı karşısında...

Söze şöyle başladım: — Sop görüşmemizden beri namlsıu, Fazıl Ah­ met?

Altı

yıldır

Cerrahpaşa

hastanesinde

yatan

kıymetli

fikir

adamı

hatıralarını

yaktırmış

— Şifa diye e i tı mu bek­ leyen adamlar var. ben İşte o devreye varmış bulunuyorum.

— Senin kadar geniş bilgilere ve doymak bil­ mez bir öğrenme mera­ kına sahip biı adam yese kendini kaptırmamalı... Dimağında nice dünyala­ rın sahibisin, gözünün önündeki Marmara man­ zarası da elbette Mr te­ sellidir. Sen kaç dil bili­ yorsun?

— Fransızcnm kuvvet­ lidir. Arapçam hepimizin olduğu kadar.. Kitabına göre okuduğumu anlaya­ biliyorum. Parçam da iyidir. Yem nsnllerie üç ayda İngilizce öğrenile­ ceğini duydum. Ağzımın suyu aktı. İngilizceye dört elle sarıldım. Ne ya­ zık kî. altı yıl önce dok­ torlar devamlı ve me- todlu çalışmalardan uzak kalmamı tavsiye ettiler. Yoksa dsdtğî* gibi, öğ­ renmeğe doymanın İm­ kânı yok. Ben çok »ey öğ­

renmek istedim Kıymet bahsine gelince şüpheli­ yim. Kendim hakkımda da objektif olmak istiyo­ rum.

BİR ÖMRÜN HİKAYESİ

— Fazıl Ahmet- hana hayatının hikâyesini bi­ raz anlat» mısın?

— 1854 de İstanbul’da doğdum. Babam Mehmed Cemal Bey. muvasarrıf- lık vazifesiyle memleketi dolaştığı <çln tahsil ha­ yatım seyyar bir şekilde geçti.

GAZETECİ! İGE GİRİŞ

Gazct«c»l»ğe girişim şöyle oldu: Meşrutiyetten sonra bir gün Celâl Sa- hir’le beraber Sirkecide­ ki Gar lokantasında ye­ meğe gittik Sahir’in elin­ de. o zaman çıkardığı (Demet) dergisinin pro­ vaları vardı.

Tanln gazetesini çıkar­ mağa yeni haşlayan Hü­ seyin Cahit masamıza geldi. Bu provalara göz

attı. Burada benim yazı­ larım da vardı Bunları beğendi. Altı lira maaşla İlâve vazife olarak beni gazetesine aldı.

ATATÜRK VE M EBTîLTK

Büyük Lider Atatürk bana çok yakınlık göster­ di. Dördüncü devrede El- âziz’den meh’ııs seçildim. Uzun müddet Meclîste kaldım. Atatürk sık sık beni sofrasını çağırtır konuşma fırsatları ve­ rirdi.

YANAN H A (İRALAR — Fazıl Ahmet kulağı­ ma bir şey geldi. Sen ha tıra yazmağa başlamışsın on iki defter doldurmuş sun. Sonen günün birin- de bunları yaktırmışsın Bunlar, siyasî, tarihi ve edebî bakımdan elbette kıymetli hatıralardı. Bun­ lara nasıl kıydın?

— Bn meseleyi açma. Kızım hâlâ ağlıyot Ha­ limden anlamak lâzım. Yakın zamanlara kadar ayda beşbin Hra gelirim

YAZAN: A. E. YA!MAN

vardı. Bin liraya, yâni emekli naasıma indi Ay­ nı zamandı vücudum hareketsiz, fakaı dima­ ğım uyanık ve hassas kaldı. Etrafımda sunu gördüm ki geçmişin tec­ rübelerinden biç ders a- lınınıyor. aynı bata'ar bir düziye tekrar c-diJiyor, mânâsız politika kavga­ ları içinde değerli zaman- lar ve eneri’’“» öldürülü­ yor. Bu manzara karşı­ sında ban» karşı durul­ maz bir iğrenme hissi geldi. «Yazdıklarım’ kim okuyacak bundan kim ders alacak“’» diye sabit bir diişünreye saplandım. Yazdığım hatıraları ve geçmişi bana hatırlata­ cak her sevi ateşe atmak, bana iç açıcı bir dev* gi­ bi göründü. Benim İsra­ rım karşısında kız.m ağ­ laya ağlaya bunları gö­ zümün önünde sobaya at- tı. Mesele bn...

1

Referanslar

Benzer Belgeler

Avru­ pa’daki Türk yayılışına mâni olmak ve Türk- leri Rumeli’den çıkarmak gayesile harekete geçen ve harb ilân eden Balkanlılarla Macar- lar Muradı

Bir sayı elde etmek için en az iki asal sayıya ih- tiyacımız olduğunu ve bu iki asal sayıyı çarparak asal olmayan bir sayı elde ettiğimizi belirtmiştik.. Şimdi

Doğrusunu söylemek lâzım gelirse ben gibi, Yunus’un bâzı şiirlerini beğenmekten ileri bir çabası olmayan sıra yazarı, nın bu büyük adam hakkında yazı

 Konstipasyon görülme durumuna göre gebelerde SF36 Yaşam Kalitesi Ölçeğinin fiziksel fonksiyon, fiziksel rol güçlüğü, ağrı, enerji/vitalite, sosyal

Ama gene de, onun biraz eski tarihlere dayanan bu tür çalışmaları, Fikret Muallâ'mn hindi resmi yapmaktan çok, hindinin kendi resmine benzeyenini yapmış ol­ ması

Yahya Kemal Beyatlı nasıl İs­ tanbul'u şiirlerinde semt semt, sokak sokak ve köşe köşe di^e getirmişse, işte Hikmet Onat &lt;Sa tablolarında İstanbul'u ve

Kaynağı Ay ve Mars olan meteoritlerin, asteroit ya da kuyrukluyıldız gibi daha küçük gök cisimlerinin Ay’ın ve Mars’ın yüzeyine çarpması sonucu uzaya dağılan

Sami Karaö- ren, Atilla Özjlıırınılı ve Ad­ nan özyaiçın/er’den oluşan Seçici