A T İL L A
İLHAN
O gerçek bir fenom
Attila Ilhan'ın,
ölmüş şairlerden bazılarının eşcinsel olduğunu
söylemesiyle başlayan tartışmaya şairin 'hayranı' Yavuz da katıldı
R MERKEZİ
i
m ms
sta şair ve yazar Attila İlhan, Ak tüel dergisindeki röportajında bazı ölen Türk şairlerinin eşcinsel ol duklarını açıklamasının ar dından Milliyet 2000'de yayınlanan söyleşisinde de aydınları ve pek çok yazarı eleş tirince şimşekleri üzerine çekti. "U- zun bir süredir Atilla İlhan hakkında bir şeyler yazmak istiyordum" di yen Hilmi Yavuz da gündemi fır sat bilerek, önceki günkü köşesini Ilhan'a ayırdı.
Gençliğimizin şairi
Yazısının ilk bölümünde Attila Ilhan'a gençlik yıllarında duyduğu hayranlığı "Gençlik yıllarımızda şi irlerinden, özel sohbetlerinden etkilendi ğimi, hatta (bir nesil adına konuşabilirim sanıyorum), etkilendiğimizi açıkça söyleye
bilirim...
İlhan: Ben sahici şairim...
■ Türkiye'de yazar olmak için eli ayağıdüzgün bir kadın olmak, maceralı bir geçmiş yaşamak ve bunları yazıp, kitap olarak
götürmek yetebiliyor. Teşhirci bir eşcinselseniz çok kısa sürede ünlü bir yazar olabilirsiniz.
■ Son zamanlarda genellikle sanat ve pazarlama medyasının ortaya çıkardığı sanatçıların hiçbirinin toplumcu olmaması dikkatinizi çekmiyor mu? Neden işçi sınıfım
anlatan toplumcu bir delikanlıyı çıkarmıyorlar? ■ Türkiye'de aydın kesiminin önemli bir kısmı banka ve holdinglerle özdeşleşti. Seri halinde imalat yapıp, 25 kitap birden
yayımlıyorlar. Onlar genellikle Tünel, Levent, Beşiktaş üçgeni içinde yaşıyorlar, İstanbul bile değil.
■ Ben sahici şairim ve geldiği zaman yazarım.
Doğrusunu isterseniz, Attila Ilhan'dan bizi ya da başkalarını dinlemesini istemiyor duk ki zaten! Sadece öğrenmek istiyorduk ve onun bize anlatmasını bekliyorduk - o kadar" sözleriyle dile getiren Hilmi Ya vuz yazının geri kalan kısmında ise Il han'ı çok sert eleştirdi.
■ Şairliği, romancılığı, fikir adam lığı, hikayeciliği, gezi notlan, senaryo- culuğu, filmciliği ve televizyondaki monologlanyla İlhan gerçekten bir fenomendir!
■ Ilhan'ın mo nologu sevdiği ni, kendi düşün
celeri dışında ötekilere hiç mi hiç önem vermediğini, bütün toyluğumuza rağmen, kavramıştık.
■ Otuz kırk yıl öncesinde ne düşün müş idiyse, bugün de tastamam onu düşü nüyor olmayı, erdem zannediyor gibiydi. Ne yazık ki bu gerçekten zeki ve yetenekli insanın entelektüel ufku, akıl almaz bir sığ lıkta ve darlıkta kaldı. Ne şiirini değiştirdi, ne düşüncelerini! Daima "iyiler" ve "kötü ler" kategorileri vardı onun için.
■ Descartes'm o insanı her şeyden şüp he ettiren cin'inin Atilla Ilhan'ın semtine bi le uğramadığı anlaşılıyordu.... Düşünün, Orta Çağ skolastiğinde o softa kilise baba ları bile kendilerinden bu kadar emin değil diler.
■ Düşüncelerinin ne pahasına olursa ol sun doğru olduklarını gösterme için tarihi bile tahrif edebiliyor!
■ İlhan çocuk mu kandırıyor? Ne açık'ı? Nazım'a karşı mı hoşgörülü davranılmış, yoksa Mustafa Suphi'ye karşı mı?.... İsmet Paşa'mn dediği gibi, "hadi canım, sen de!"