“Vız gelir, tirs gider”
Yazarın tepkisi, “Bunlar beni hapishanede öldürmek istiyorlar. Ama bu topraklara ve İnsanlarıma olan sevgimi benden alacak bir babayiğit yok. Bunların be ni mahkum etmesi vız gelir tırs gider” şeklinde oldu.
Yaşar Kemal’in
cezasına onay
Yazar Yaşar Kemal’e “Düşünceye Özgürlük” adlı kitapta yer alan bir yazısından dolayı İstanbul 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasını Yargıtay onayladı.
Cezaevine girmeyecek
“Yayın yoluyla halkı kin ve düşm anlığa tahrik et m ekken suçlu bulunan Yaşar Kemal, cezası er telendiği için Yargıtay’ın onam a kararına rağ men cezaevine girm eyecek. Ancak Yaşar Ke m al’in 5 yıl içinde benzer başka bir suç işlem e mesi gerekiyor. Haberi sayfa 23’te
iki nokta
Yaşar Kemal’e ceza
Hâlâ düşünce suçu olayına son veremedik. Bu ayıbı tam olarak
kaldıramadık. Demokrasilerde insanların konuştuklarından, yazdıklarından dolayı demir parmaklık arkasına
atılamayacakları gerçeğini bir türlü kabullenemiyoruz... Dün
de Yaşar Kemal hakkındaki j * . , J hapis cezası Yargıtay’ca W
onaylandı. Ne / / i- .
diyeyim?
Haşan
Sayfa 31’de
SABAH
(
Mahkumiyet
Nebil ÖZGENTÜRK yazıyor İnsan bi tuhaf oluyor böyle durumlarda...Nerden bilebilirdim ki “haberi” benden alacağını...
Hatta telefon numarasını çevirirken bile “meşgul” sesi bekleyeceğimi tahmin etmiş, uzun süre kendisine
ulaşamayacağımı düşünmüştüm. Meğer, telefonu ilk “meşgul” eden benmişim.
‘Yaşar Kemal’in cezası onandı!” “Selam ve merhaba”lardan sonra kendisine Ankara Büromuzdan bir-iki saat önce geçilen haberin başlığını okudum. “Devam” dedi. dinledi.
Bittiğinde “Benden duymanızı istemezdim” dedim, Eakat o, “Ne takıyorsun be Nebilciğim; kara bi haber vermedin ki?” dedi gülerek.
Sonra da yarım saati aşkın bir telefon konuşması başladı aramızda.
Ashnda, o konuştu, ben dinleyip not aldım.
Arka arkaya “balyoz” misali tepkiler... Ve sürekli olarak
Yaşar Kemal, hapis
cezasının Yargıtay’da
onanm ası üzerine
“Bunların beni m ahkum
etmesi vız gelir tırıs
gider” diye konuştu.
girmem önemü değil, Türkiye’nin bu hale gelmesi daha acı!” sözlerini tekrarlaması oldukça manidardı...
“Bak” dedi tok sesiyle; “Olay anlaşıldı, bunlar beni hapishanede öldürmek istiyorlar. Ama bu topraklara ve
insanlarıma olan sevgimi benden alacak bir babayiğit yok. Bunların beni mahkum etmesi vız gelir tırıs gider.”
‘İnandırıcılığım yitirmiş’
“İçeri girmeye hazır mısınız yani!” diyorum biraz da şaka yollu.
“Biliyor musun, geçtiğimiz günlerde Avrupa Konseyi İnsan Haklari Mahkemesi yetkilileri bir açıklama ya da karar aldılar sanırım. Tam bilemiyorum açık
cümleyi ama ‘Türk mahkemeleri bizim nezdimizde “Benim hapse t inandırıcılığını yitirmiştir’ anlamını içeren bir karar. Peki sorarım, durum böyleyken ve Türkiye’de mahkemelerin bağımsız olmadığını söylerken benim ne yapmam beklenir ki.” - Peki gerçekten ne yapmayı düşünüyorsunuz?
“O kadar üzülüyor, o kadar kızıyorum ki. Bunların, beni ve düşünen, konuşan bütün insanları mahkum etmesine çok bozuluyorum. Daha önce adamlar, beni bir 8 ay hapse mahkum etmişler fakat sonra tecil edip, ‘Bir daha 5 yıl yazma, konuşma!’ deyip hükmü ertelemişler. Şimdi de 5 yılımı hapishanede geçirmemi istiyorlar. Ama ben bunlara bırakmam. En kısa zamanda Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi’ne
başvurumu yapıyorum. Bu arada keşke yatsaymışım, 10 ay. Daha iyiymiş. Bunların tümü
gösteriyor ki, ‘Türküm
doğruyum, çalışkanım’ yazsam bile beni içeri atacaklar. İğrenç bir yasa var çünkü ortada.” - Peki, bu mahkeme karanyla ‘bölücü’ olduğunuz hükme mi bağlanmış oldu yani?
Yaşar Kemal, şen
kahkahalarından birini daha atıyor. Ve ses tonunu yükselterek) “55 yıllık yazarlık ömrümde bölücü olduğumu kim nasıl söyleyebilir? Bölücülükten mahkum olduğum yazıda, aksine birleştiricilik var. Bu yazılarda ‘Bu savaş devam ettikçe benim ülkem bölünür, ben ülkemin bölünmesini istemiyorum’ demişim, düşünebiliyor
musunuz? Açsınlar romanlanmı, yazılarımı tek satır bulabilirler mi acaba bölücülük üstüne?”
‘Ağınma gidiyor’
- Bu durumda mahkemelere siz de inanmıyorsunuz...
“Elbette ben de inanmıyorum! Ve mahkemelerine inanmadığım bir ülkede oturmak ağınma gidiyor, utanç veriyor! Ve belli oldu artık, Türk Şahinleri savaş istiyor. Adamlar karar vermiş demokrasi istemiyorlar. Ve, ne yazık ki mahkemeler de bağımsız değil, hakimler, savcılar bağımsız olsaydı ben mahkum olur muydum? Ve tekrar ediyorum, bu
orum gerekirse kaçarım (Gülüyor).” - Umudunuz yok mu?
“Türkiye halkının büyük kültüründen dolayı
elbette umudum var. Onlar, bu ülkeyi aşiret toplumu zannediyorlar. Halbuki bu ülkenin Yunus Emre’si,
Mustafa Kemal’i, Nazım’ı, Karacaoğlan’ı var... Ve biliyorum ki savaş isteyenlerden, demokrasi istemeyenlerden çocukları bile utanacak bir gün... Bu devir yüzkarası bir devir oldu gerçekten. Türkiye’yi bu hale getirenler, işkence cehennemi yapanlar, baskı isteyenler, Şahinler bir gün utanacaklar. Belki biz çekeceğiz ama onlar hep utanacaklar, çocuklarının
yüzlerine bile bakamayacaklar! Türkiye bunlara layık değil ve bu yöneticilere de... Benim mahkum olduğum yazıda ne istemişim, ‘Bu savaş bitmeli’ demişim, yılda 9 milyar gidiyor demişim, ‘10 bin kişi öldü’ demişim. Ve insanlara kimliğini ve kültürünü verin’ demişim. Ama onlar beni mahkum ettiler. Ne olursa olsun
hurdayım.”
Daha söyleyecek çok sözü var Yaşar Kemal’in “bir başka bahara” deyip veda ediyoruz. Ama tam telefonu kapatmak üzereyiz ki, mahkumiyetine yanıt olacak bir şiir aklına geliyor. 19’uncu yüzyıl Toros şairlerinden Kul Ali’nin bir şiiri:
Gene bir gariplik çöktü serime Ben de bilmem ya nice olur halımız
At sürüp bu ellerden gitmek dilerim
Belki tuz ekmektir bağlar yolumuz.
Kul Halilim der ki; Nekes gülmesin (Kötü adam)
iyiler gidip de kemler kalmasın Herkes bildiğinden geri
durmasın
Allah sana malum olsun halımız..
Yışar Kemal’e 20 ay
hapis cezası onaylandı
Ü nlü yazara “Düşünceye Özgürlük” adlı
kitaptaki yazısı için verilen 20 aylık hapis
cezası dün Yargıtay tarafından da onandı.
ANKARA- Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi, “Düşünceye özgürlük” adlı kitaptaki “Türkiye’nin Üzerindeki Kara Gökyüzü” başlıklı yazısında bölücülük yaptığı gerekçesiyle İstanbul DĞM tarafından 1 yıl 8 ay hapis cezasma çarptırılan Yazar Yaşar Kemal Gökçeli’nin cezasını onadı. Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi, İstanbul 2 No’lu DGM’nin kararım temyiz eden Kemal’in avukatı ve DGM savcısının başvurularına ilişkin müzakereyi dün tamamladı. Daire, İstanbul 2 No’lu
DGM’nin, Kemal’in söz konusu yazışırım Türk Ceza
Kanunu’nun 312/2’nci
Maddesi’nde öngörülen “Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik ettiği”
önündeki kararım yerinde ularak, 1 yıl 8 ay hapis, 466 bin 466 lira para cezasını 2’ye karşı 3 oyla onadı. İstanbul 2 No’lu DGM, Yaşar Kemal’in cezasını 5 süreyle ertelemişti. Yaşar Kemal, aynı suçu 5 yıl içinde tekrar işlerse cezası infaz edilecek.
İki yazı için dava
İstanbul 2 No’lu DGM Yaşar Kemal’i, “Düşünceye özgürlük” adlı kitaptaki “Türkiye’nin Üzerindeki Kara Gökyüzü”
başlıklı yazısı dolayısıyla hapis cezasına çarptırmış, aynı kitaptaki “Zulmün artsın” başlıklı yazısı için ise beraat karan vermişti. Yaşar Kemal’in avukatı, mahkeme kararım temyiz ederek Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ne başvurmuştu.
Aykırılık iddiası
Kemal’in avukatı Enver Nalbant, temyiz başvurusunda, Türk Ceza Yasası’mn 312’nci Maddesinin 2’nci Fıkrası’mn Anayasa’ya aykın olduğu iddiasında bulunmuş ve bu istemin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini talep etmişti. Yargıtay 8’inci Dairesi, dün verdiği kararda bu iddiayı da yerinde bulmadı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da, tebliğnamesinde, Yaşar Kemal’in söz konusu yazısı nedeniyle verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasına ilişkin hükmün onanmasını istemişti.
İstanbul 2 No’lu DGM, kitabın yayıncısı Erdal ö z’ü de 3 milyon
149 bin liralık ağır para cezasma çarptırmıştı. Mahkeme, yine aynı gerekçelerle bu cezayı da 5 yıl için tecil etmişti. Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi, ö z’ün cezasım da onadı.