• Sonuç bulunamadı

Fikret Mualla retrospektif

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fikret Mualla retrospektif"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

"JtUuĞ&a

RETROSPEKTİF

15 Nisan April - 31 Temmuz July 2005

İSTANBUL

(2)

Fikret Muallâ için bir “Retrospektif ”

A "Retrospective” for Fikret Muallâ

Fikret Muallâ Modem Türk resminin en ilginç simalarından

biri. Deliliğin sınırını aşan yaşantısı ve ilk bakışta izleyen

herkesi etkileyen renkli resimleri arasındaki ilişki, bir

çırpıda tarif edilemeyecek kadar zıt. Sanat her zaman için

gerçek ile kurgunun bu tuhaf birlikteliğinden güç alarak

ilerler, bu kesin. Yine de, katıksız bir gözlem gücüyle

etrafındaki insan ilişkilerine gözlerini açan bir ressamın

kendi yalnızlığına gömülü bir hayat sürmesi, 20. yüzyılda

sanatçı ve toplum arasındaki ilişkinin ne kadar trajik bir

sona ulaşabileceğine dair acı bir örnek oluşturuyor.

Bu sergi, M uallâ’nın sanatının farklı eğilim lerine yer

veriyor. İlk izlenimde, karakteristik olabilecek temalarının

dışında, sanatının pek bilinm eyen yönlerine dikkat

çekmeye çalışıyor. Benzer görünen yapıtlar arasındaki

ayrım ı vurgulam ak, farklı zam an ve ruh hallerinde

gerçekleştirilen aynı temaya ait resimlerin birbirlerinden

ne kadar beslendiklerini göstermek ve hayatını resimle

kazanmak isteyen bir ressamın modern hayat içindeki

yerini sorgulamak isteyen bir sergi bu.

Fikret Muallâ is one of the most interesting personalities

in Modern Turkish painting. The relationship between a

life that transgressed the bounds of sanity and vibrant

paintings with an immediate appeal is both contradictory

and hard to describe. Yet there is no doubt that art

benefits from this strange alliance between reality and

fiction. That a painter who observed human interaction

with such keen eye should live in utter isolation, is a tragic

20th century phenomenon, and a good illustration o f the

so m e tim e s sad re la tio n sh ip betw een artist and

society.

This exhibition sheds light on the different aspects of

Muallà's art. It strives to show the lesser known facets of

his works side by side with his more renowned themes.

The exhibition intends to reveal the dissimilarity between

seemingly related works as well as how pictures that are

executed at different times and in different moods are in

fact closely connected. Last but not least, the exhibition

aims to understand the position of a modern day artist

who wants to live by his art.

Küratörler Curators

(3)

'T T - 'W K O

Fırtınalı Y ılların Çizgileri

Lines of Turbulent Years

Fikret M uallânın 1927-1939 yılları arasında gerçekleştirdiği yapıtlar, onun ileride çok yönlü olarak geliştireceği desenci ve renkçi yanlarını ayrı ayrı öne çıkaran bir kesit oluştururlar. Bu bölümde yer alan desenler, suluboyalar, guvaşlar ve pentürler Muallâ’nm ilk yıllarından başlayarak farklı malzemeler kullanmasına karşın, bu ortamların her birisi için kendine özgü bir anlatım ve teknik geliştirmiş olduğunu kanıtladıkları gibi, tümünün onun elinden çıktığım ele veren ipuçlarına sahip olmaları açısından da dikkat çekicidirler.

Fikret M uallâ’s works which are executed between 1927 and 1939 sign alled from early on that the artist w ould develop his draughtsmanship and colourist skills in many directions. The drawings, watercolours, gouaches and paintings in this section are Muallâ's early works which display an already well developed artistic language and technique, unique to each medium, all bearing the characteristic telltales o f his works.

Kadınlar ve Çocuklar / Women and Children

Kâğıt üzerine çini mürekkebi / Chinese ink on paper, 36x25 cm.

H atıralardaki Sevgilin in Vücudu

Body of a Rem em bered Lover

Muallâ nın "Çıplak K adın lar'ı konu alan yapıtları, ilgi duyduğu ressamların bu tür yapıtlanndan esinlenen, çoğunlukla "yüzü olmayan” ve "arzu nesnesi" kadınlar olarak resmedilmişlerdir. Ressam, aynı dönemde gerçekleştirdiği karakalem desenlerdeki çarpıcı ayrıntılar yerine, çoğunluğu guvaş ve küçük boyutlu olan bu çalışmalarında sınırlı renk şemaları ile hayalden figürler çizmiştir.

Muallâ's nudes as "faceless objects o f desire" were inspired by artists who worked within that particular genre. In sharp contrast to the detailed renderings of his drawings, his small size gouache paintings are executed from imagination and are limited in colour schemes.

Çıplak / Nude

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 42,5x26,5 cm.

D oğanın N im etleriyle D oym ak

Satiated w ith the Blessings of Nature

Yapmayı düşündüğü yemek için alınan, seçilen malzemenin önce resim kompozisyonları olarak bir araya getirilip, renk armonileri içinde görsel bir uyuma ulaştırıldıktan sonra, bedenin gereksinimleri için yine el becerisinin ve belleğinin yardım ı ile bu kez tadım duyularının zevkine uygun olarak yemek yapılıp yenmeleri de belki çekici gelmekteydi ona.

The groceries that he bought for cooking were first arranged in colour harmony to create a pictorial composition. Later, he would benefit from his artisanship and recollection to prepare a meal which would not only satisfy his physical needs but also appeal to his taste buds.

Chianti Şişeli Natürmort / Still Life with Chianti Bottle, 1952

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 50x36 cm.

Öteki Fikret M u allâ'lar

Other Fikret M u allâ's

Fikret Muallâ'nın zaman içinde yinelediği konularının dışında kalan "öteki” resimleri de bulunmakta. Sanatçının yaşayabilmek için yaptığı ve pazarın taleplerine göre çoğalan tematik resimlerinin dışında kalan bu "aykırı yapıtlar", hem seçilen konular hem de resim dili araştırmaları açısından onun sanatının bilinm eyen yönlerine işaret ediyor. Apart from his usual themes, Fikret M uallâ also executed less characteristic works. While his standard themes were in continuous dem and and secured his d aily life; the subject m atter and pictorial language of these "atypical" works reveal the unexplored aspects of Muallâ's art.

Kırmızı Sirk - Kaplumbağa Terbiyecisi

Circus in Red - The Turtle Trainer

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 54x32 cm.

Hiç K im senin Yüzü

Nobody's Face

Bu portrelerde gözler, yüzün diğer uzuvlarından öne çıkartılm ış durumda. Belli ki Muallâ'ya göre, ruhu kayıtsızca dışarı taşıyan en önemli organ göz. Genellikle iri gözbebekleri ve tek tek belirginleştirilen kirpiklerle ortaya çıkarılan gözler, bazı örneklerde, içine girilemeyecek bir karanlık olarak de gösterilmiş. Bu gözlerde kendisini, yalnızlığını görüyor olmalı ressam. Başkalarını bu kadar çok betimlediği halde tek bir oto-portresini yapmamış olmasının başka bir nedeni olabilir mi?

In these portraits, the emphasis is on the eyes. It is clear that Muallâ believed that the eyes reflect the soul of a person thus making them the m ost im p ortan t o rga n s o f the body. So m etim es they are represented with large pupils and clearly defined lashes, other times they are just impenetrable dark holes. Maybe it is him self and his loneliness that the artist sees. If not, how can som eone explain the absence o f any self-portaits by an artist who is otherwise an eager portrait painter?

Mavi Portre / Portrait in Blue, 1961

(4)

San Elbise / Yellovv Dress, 1961

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 56x65 cm.

K alab alığın İçerisinde K aybolm ak

G etting Lost in the Crowd

Ressamın sokaklarda gözlemlediklerini ilginç kurgular ve çok değişken yaratıcı renk armonileri ile çeşitleyen yapıtları, onun o günkü ruh halinin de kamdan olarak kabul edilebilirler. Ressamın, son yıllarında resimlerine günde yanm saat ile kırk beş dakika ayırdığı ve bu kısa süre içinde son derece hızlı guvaşlar ürettiği bilinmekte... Bu kısa sürenin getirdiği ona özgü disiplin, resm ine yoğunlaşm ayı ve duraksamadan boyam ayı gerektiren bir yaklaşımı da beraberinde getirmekteydi. Bellekten, imgelemden fırçanın ucuna ve kâğıda dökülen "Fikret Muallâ DünyasTnın insanlarını var eden şey işte bu süreçtir. Muallâ's compositions are inspired by observations he made on the street. The great variation and creative use o f colour in these works can be interpreted as reflections of his state of mind while painting them. In his later years, the artist painted only for half an hour a day and produced gouaches at extraordinary speed. This working method required his total concentration and uninterrupted attention. The characters in Fikret M uallâ's own w orld pour from the artist's memory and imagination onto the paper.

Seçkin Bir Toplantı / A Sophisticated Reunion, 1958

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 53x63 cm.

Caz Orkestrası / Jazz Orchestra

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 54x63 cm.

Dostlar, Tanıdıklar, Yabancılar

Friends, A cquaintances, Strangers

Fikret Muallâ'mn en önemli temalarından birisidir, "Bar ve Bistrolar". Parasız kaldığında tanıdık bar ve bistro patronlarına birkaç kadeh içki karşılığında teslim ettiği resimleri, onun sürekli ziyaret ettiği bu mekânlardaki doğal dokuyu yansıtır. Sosyal bir kaynaşma mekânında bir araya gelen insanlar, kendi aralarında gruplar oluşturmaktadırlar. Kürklü bir kadın, bir masaya tek başına yerleşmiş bir bey, birbirlerinden uzak bir şekilde bakışıyorlar... İki kadın ve iki erkek kağıt oynarken gösteriliyor... Bar tezgâhının sağında veya solunda yer alan müşteri ve barmenler kederli bir şekilde etrafı izliyorlar.

Bars and bistros are one of Mualla's principal themes. These paintings capture the texture and mood of the locations where he spent most of his time. He would often trade his paintings for a few drinks. The characters of these works are depicted in groups, socializing with one another. A woman in fur coat and a man sitting across are looking at each other from a distance. Two women and two men are playing cards. Custom ers and bartenders on either side o f the counter stare around with sorrowful eyes.

Gecenin Tınıları, H ırsları

Sounds and Desires of the N ight

İnsan... M uallâ'mn yapıtlarının ana konusu, tüm duyarlılıkları ve vurdumduymazlıkları, tüm bencilliği, yaşam coşkusu ve hüznü ile insandır... "Cazcılar" ve "Kâğıt Oynayanlar" resimleri de, onun hem sıradan ya da sıradışı yaşam öykülerinin aktörleri veya aktrisleri olan hemcinslerini nasıl bir ince dikkat ve merak ile izlediğinin kalıcı belgeleri olarak hem de onun ressam olarak ustalıklarını üst düzeyde sergilediği, tartışılmaz albeniye sahip yapıtlar gerçekleştirmesini sağlayan iki önemli tema olarak anılacaklardır.

Mualla's main subject is people. His depiction o f them reveals their compassion, insensitivity, selfishness, joy of life and sorrow. His Jazz Musicians" and "Card Players” are paintings that reflect the keen attentiveness and curiosity in which he observed his fellow beings, the actors and actresses of ordinary and extraordinary lives. Through these themes the painter also displays an undeniable artistic mastery.

M u a llâ 'm n H ayvan Çiftliği

M u allâ's A n im al Farm

Fikret Muallâ’nın "Hayvanlar Âlem i”, aslında onun, zaman zaman çektiği her türlü acıdan kaçmak için sığındığı, kendi deyimiyle "devri saadet " döneminin "cennet bahçesi'dir. Her bir hayvan resmini boyarken san ki b ir zam an m ak in esin e b in e re k e lli sene ö n cesin in Kalamış-Moda'sına gidebilmek dürtüsüdür onu bu sayısız kuş, ördek, hindi, tavuk resimlerini çizip boyamaya iten.

Fikret Muallâ's "Animal Kingdom" where he took refuge during times of suffering is also the "Garden of Eden" in a period which he described as his "Age of Happiness". The longing for Kalamış-Moda of fifty years ago motivated the artist to paint countless amounts of birds, ducks, turkeys and chickens as if this would enable him to travel in time and relive the past.

Ördekler / Ducks, 1953

Kâğıt üzerine guvaş / Gouache on paper, 2 1x 1 2 cm.

• W i f i *

"Pentürle hayatım ı kazanıyorum . Daha ziyade kendim i öldürüyorum . Elim deki avucu m d ak i ne ölecek ne de yaşayacak kadardır. Üstüm başım bitik, ne elbisem kaldı ne de çamaşır, kış fena halde geldi. Müsait ve biraz şehvetli bir satış yapmak gayretlerini arıyorum. Ömrüm pentür yapmak, desen çizmekle geçiyor. Paris'in ücra bir köşesinde, dünyadan uzaklaşmakla uğraşıyorum. Maddi mücadele yoruyor. Sanat bu vaveylalı âlemde tıpkı bir kedi m iyavlaması gibi geliyor bu âlem insanlarına." (5.11.1946)

Fikret Adil'e mektup; Orhan Koloğlu, Fikret M uallâ: B ir G arip K işi içinde, Boyut Kitapları, 2003, s. 65.

'I am earning m y living by painting. Or rather, I am killing myself. I have neither enough to live nor to die. M y clothes are in a disgraceful state. I have nothing left to wear, and the winter is here w ith a vengeance. I am seeking w ays to make a convenient and somewhat lecherous sale. I spend m y life painting and drawing. I try to distance m yself from the world in a remote corner of Paris. The economical struggle is exhausting. To the people of this riotous world, art is nothing but the m ewing of a cat.' (5.11.1946)

Letter to Fikret Adil; Orhan Koloğlu, in F ik ret M u a llâ : B ir G a rip K işi, Boyut Kitapları, 2003, p. 65.

"Kış şiddetle devam ediyor. Çok şükür sobam var. Kömürle odun da var. Çorba da var! Bir şikâyetim yok... Sabahleyin iş saatim altı... Cin gibi gözlerim i açıp bir sütlü kahve ve gevrekten sonra, gönderdiğiniz Türk sigarasından, size dualar ederek bir tane tellendiriyorum. Sigaradan sonra elime fırçayı alıp yediden sonra başlıyorum çalışmaya. Fırçayı atıyorum, sıra şaraba geliyor. Biraz sonra, yani bir çeyrek kadar vakit geçirerek fırçaya dalıyorum ; onu atıp şarabı içiyorum. Günlerim böyle geçiyor bu sakin köyde. Konuşacak kimseler yok." (Reillanne, 8.1.1965)

Taha Toros'a mektup; Taha Toros, Fikret M uallâ 19 0 3-19 6 7 içinde, Akbank Kültür Yayınları, 1986, s. 50.

"The winter is continuing in full force. Thank God I have a stove. There is also coal and firewood. And soup too! I have no reason to complain. I start working at six in the morning. I wake up fresh and lively and have my coffee w ith milk and a croissant, followed by a Turkish cigarette, for which I feel indebted to you. After the cigarette I pick up m y brushes and start working at seven. Then I put m y brushes away to drink some wine. A bit later, for about a quarter of an hour I get absorbed in my painting. Afterwards I leave it aside and have some wine. This is how I spend m y days in this quiet village. There is no one to talk to." (Reillanne, 8.1.1965)

Letter to T ah a Toros; Tah a Toros, in Fikret M u a llâ 19 0 3-19 6 7 , Akbank Kültür Yayınları, 1986, p. 50.

(5)

Sergi sponsoru

Exhibition sponsor

Adres Address İstanbul Modern

Meclis-i Mebusan Caddesi Liman İşletmeleri Sahası Antrepo No:4, 34433 Karaköy İstanbul, Türkiye Tel / Phone: (+90 212) 334 73 00 Faks / Fax: (+90 212) 243 43 19 www.istanbulmodern.org info@istanbulmodern.org Ziyaret Saatleri Salı / Pazar: 10.00 - 18.00 Perşembe: 10.00 - 20.00 Pazartesi kapalıdır. M u se u m H ours Tuesd ay / S u n d a y: 1 0 :0 0 - 18:00 Th ursd ays: 10:00 - 2 0 :0 0 C lo se d on M ondays. KURUCU/FOUNDER

QEczacibasi

ANA SPONSORLAR / MAIN SPONSORS

&

avea

0

HEDEF ALLIANCE

PROJE SPONSORLARI PROJECT SPONSORS AKBANK BEKO

DEUTSCHE BANK A.G. FUJIFILM

GARANTI BANKASI LAFARGE TÜRKİYE MNG BANK

ŞERİFE G ÜL BABAOĞLU MÜZE GELİŞTİRME SPONSORLARI MUSEUM DEVELOPMENT SPONSORS İPEK KAĞIT UNIT GROUP MİMARİ PROJE ARCHITECTURAL PROJECT TABANLIOĞLU TASARIM VE REKLAM DESIGN AND ADVERTISING RPM/RADAR MEDYA SPONSORLARI MEDIA SPONSORS AKŞAM ATV CUM HURİYET C N BC -E DB TERCÜMAN CNN TÜRK HÜRRİYET KANAL D MİLLİYET NTV POSTA SHOW TV RADİKAL TG R T SABAH TAKVİM TÜRKİYE VATAN YENİ ŞAFAK ZAMAN TV 8

DOĞAN BURDA RIZZOLI MERKEZ DERGİ GRUBU VATAN DERGİ GRUBU AÇIK RADYO RADIO OXI-GEN KATKIDA BULUNANLAR CONTRIBUTORS APA UNIPRINT ARTEM A GRUP 7 İLETİŞİM KORDA KAĞIT LUCKYEYE M ETRO GROUP PHILIPS T N T Express T. İŞ BANKASI (Koleksiyon/Collection) VİTRA

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği T a h a To ros Arşivi G R A P H IC D E S IG N : Y E Ş İM D E M İR T A S A R IM

Referanslar

Benzer Belgeler

Dizide okuyucunun daha az tanıdı­ ğı sanatçılarla ilgili ciltler, özellikle de çağımıza daha yakın dönemlerle ilgili klasikleşmiş yazarlara ayrılacak

The dilatometer data of the dimensional change or shrinkage (dL/L0) and shrinkage rate (dL/dt) of the pellets in the first stage sintering zone is given in Figure 3 depending

Okmeydanı ile sim­ geleşmiş her biri birer sanat eseri olarak tasarlanmış bu dikilitaşlan bulabilmek bugün zorlu bir araştır­ mayı, hatta arkeolojik

Kültür endüstrisinin ideolojisi, panzehirini yine kendi içinde taşır (Dellaloğlu, 2001: 96). Endüstri’nin kendisiyle çelişir hale gelebilmesi için, belirli bir

Verilen bilgilere göre ayrıca darülkurra, Cumhuriyet döneminde önce sağlık müzesi, ardından müftülük binası, 1968’den sonra Kültür Bakanlığı’na bağlı

Aya Yorgi manastırı, denize i- nen sert bir yamacın üzerinde inşa edilmiş olduğundan burası halk ara­ sında «Krimnos» yâni «Uçurum» manastırı diye de

Numune Maks.. fazla tokluk kazanımı elde edilerek üstün bir tokluk değerine ulaşılmıştır. Saf epoksi Zn nanopartikül ilaveli numunelerin postkür uygulanmış ve

Kemal paşa zade Sait beyin mnhtumu babaaum- j el yazısile yazılmış bazı notlarını j görmem için bana