• Sonuç bulunamadı

Yüreği insan sevgisiyle dolu tiyatro kahramanı:Emel Gözne Marciniec

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yüreği insan sevgisiyle dolu tiyatro kahramanı:Emel Gözne Marciniec"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2&tó«ES¡í: Emel Gozne Marciniec

EMEL GÖZNE MARCİNÎEC

— Tiyatroya emek verdi,

yaygınlaşması için çaba har-cadı..

Hâmi KARSLI

B

undan bir yıl önce, tüm yaşamını ti- yatroya adamış, namuslu ve yetenekli bir sanatçıyı kaybettik.

O’nu ilk kez 1971 yılında tanımıştım. Adapazarı Halk Eğitimi Başkanlığı tiyatro ça­ lışmalarını yürütüyordum. İstanbul Sanat Ti- yatrosu Müdürü Eser Giinal ile, çalıştığımı/- sa ­ lona gelmiş, oyunumuzun provasım izlemiş, son ra amatör oyuncu gençlerle birer birer konuş­ muş, çalışmalarımızla ilgili düşüncelerini söy­ lemişti. Daha sonra İstanbul’da devam eden dostluğumuz ölümüne dek sürmüştü.

İlk çalışmalarına Gençlik Tiyatrosu’nda baş layan Emel, 1963’te İstanbul Belediye Konserva­ tuarını bitirdi. Bu okulda Melih Cevdet Anday. Ercüment Behzat Lâv, Max Meicnecke gibi çok değerli öğretmenler tarafından eğitildi. Daha son ra Amerika’da «Philadelphia Hedgerow Actin Schnoli'da öğrenim görerek okulun yüksek bolü münü bitirdi. (Grace Kelly, Clark Gable gibi sa natçılar da bu okulun mezunlan arasındadır.» Washington'da Actor’s Company’ye katılan Emeı «Murder İn The Cathedral» adlı oyunda oyna­ mış, Canterbury’« Kadın rolüyle kendinden öv güyle söz ettirmişti.

Emel çok çalışkan ve yurtseverdi. Gerek özel yaşamında gerekse sanat yaşamında tüm uğra­ şı toplumsal sorunlardı. Amerika’da rahattı, işi iyiydi. Ama o yurdunu ve yurdunun insanlarını öylesine seviyordu ki, oralarda duramadı. Sana­ tını kendi yurdunda yapmak için Türkiye'ye geldi. Çok yönlü idi. Güzel sanatların her dalın­ da engin bir kültürü vardı. Gitar çalardı. »Kon­ servatuardan yakın arkadaşı Piyanist Ann Ka­ ramürsel, Emel’in ölümünden sonra İstanbul ve Ankara’da verdiği iki dinletide «Emel İçin ça­ lıyorum» demişti.) Çok okurdu. Ana dili Türk­ çe’nin dı.şmda İngilizce, İtalyanca ve İspanyolca bilildi. Po’onyalı bir sanatsever olan eşi Tony ile beraber birçok ülkeyi dolaşmıştı. Dölaştığı ülkelerin sanat yaşamı —özellikle tiyatroları— üzerinde incelemeleri vardı.

Büyük tiyatro ustası Muhsin Ertuğrul’a hav randı. Öğrenciyken bir gün O’na giderek herhan

gi bir oyunda oynamak istediğini söylemiş. Muh­ sin Hoca da «Ofelia» rolünden bir iiradi, ertesi gün için hazırlanmasını istemiş. Emel, ertesi gün, titriyerek eski Dram Tiyatrosunun sahne­ sinde tiradı ezbere verdikten sonra, arka sıra­ lardan bir alkış sesi duymuş. Alkışlayan Muh­ sin Hoca’ymış. .

Bayın Ertuğru’.'un 1961 yılında Cumhuriyet’- te çıkan bir yazısını çoğaltmış, tüm dostlarına göndermişti. Tiyatro, Muhsin Ertuğrul gibi, Emet için de: «Bir şehrin ocakbaşıydı.» «Bir toplumun kültürü, tiyatro ile ölçülür, insanlık duygusu orada aşılanır. Oturmayı kalkmayı, dinlemeyi, anlamayı, inceliği, birbirimizi sev­ meyi orada öğreniriz. Tiyatrosuz kalan bir top lum önce dilini yitirir, geleneğini unutur, son ra tüm bağları çözülür, sokağa düşer. Eu bü­ yük kötülük birbirimizden ayrıldığımız gün başlar» diyen Muhsin Ertugrul’a yürekten katı­ lırdı

Son dönemde İstanbul Şehir Tiyatroların» girmişti. Ama sanatçı kadrosu olmadığı için işçi kadrosuyla (!) görev yapıyordu. «Okuma­ yan, hiçbirşeye karışmayan, kimseyi tenkit et­ meyen, rolünü ezberleyip oynayan» kişileri sa­ natçı kabul eden (1) Genel Sanat Yönetmeni Vasfi Rıza Zobu, Emel e «ilk önce iyi bir suf­

lör olacaksın, sonra belki birgün de sanatçı olursun» demişti. Yıi 1980’di Ve Emel, o güne kadar, «Ayak Bacak Fabrikası», «Tahta Çanak­ lar», «Hiroşima Sevgilim», «Kırmızı Fenerler», «Nasıl Milyoner Olunur?» gibi Otuza yakın oyun da başrol oynamış, kendim —Zobu'nun dışın­ da— herkese kabul ettirmiş bir sanatçı idi. Genel Sanat Yönetmeniyle taban tabana zıt dü şünmesi en büyük huzursuzluk kaynağıydı. 1981 yılının şubat ayında on sekiz sanatçının görevi­ ne son verildiğinde gözleri dolu dolu «yazıklar

olsun» demişti.

Yüreği sımsıcak insan ve doğa sevgisiyle dolu Emel’cik bir yıldır aramızda yok. O çe­ şitli oyunlardaki rolleriyle, söyleşileriyle, olum lu ilişkileriyle geriye unutulmaz anılar bıraktı. Ayak Bacak Fabrikası’nın «Kız»ını ölümünün birinci yıldönümünde sevgi ve saygıyla anıyoruz. (1) Milliyet Aktüalite, 27. Eylül. 1981, «Vasfi Rı­

za Zobu Konuşuyor» Z. Oral.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünyada ve ülkemizde sosyal hayatın değiş- mesine paralel olarak günümüzde çok yoğun ola- rak yaşanan iç göçe bağlı şehir ve bölge nüfus yapılarında ciddi

ILO tarafından yayınlanan “Çalışma Yaşamında Bakım: Toplumsal Cinsiyet Açısından Daha Adil Bir Çalışma Yaşamı için Bakım İzni Politikaları ve Bakım

HARS AKADEMİ Uluslararası Hakemli Kültür-Sanat-Mimarlık Dergisi Yıl 2, Sayı 4 (Aralık 2019), ss.. Araştırmacı, akademisyen, yazar ve şair kimlikleriyle tanınan

Evlilik öyküsünde þiddete maruz kalma, aile üyeleriyle sorunlar, ekonomik güçlükler, eþin alkol kötüye kullanýmý gibi sorunlar bulunmasýna raðmen evliliklerini

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

Çalışmada, özel hastanelerin borçlanma kararını etkileyen faktörler ve borcun vade yapısının borçlanma konusunda etkili olup olmadığı regresyon analizleri

 Uterus kesi yerinde arter hasarı, retroperitoneal kanama açısından kontrol

Иногда мы находим останки растений и животных, живших миллионы лет назад, которые превратились