• Sonuç bulunamadı

Patisserie de Pera

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Patisserie de Pera"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yalçın Kurtbay

YEMEK İÇKİ

PATISSERIE DE PERA

BİR akşam vakti Tarlabaşı Bulva­ rından Tepebaşı’na çıkar çıkmaz karşıda çok güzel aydınlatılmış, böylece tatlı yeşil rengi daha çok ortaya çıkmış bir bina görürsü­ nüz. Ve birden gözünüz parlar, İstanbul’da Hâlâ böyle “ inci” ler görmekten... Bu, tarihî “ Pera Pa- las’tır.

Pera Palas’ı böyle âniden gö­ rünce nasıl heyecana kapıhyorsa- nız, içine girip Pastane’ye yöne­ lince de gözünüz parlıyor. Pera Palas’ın içinin güzelliğini anlat­ maya gerek yok. O güzelim sa­ lonlar, merdiven, hele o asan­ sör... Ve onların yanında, yeni düzenlenen ve o havayı mahcup etmeyen, tam tersine, ona katkı­ da bulunan pastane.

Adı Patisserie de Pera ama, sa­ bahtan geceyarısına kadar açık. Orada sabah kahvenizi de akşam çayınızı da içebilirsiniz; öğle ve­ ya akşam yemeklerinizi yiyebilir­ siniz; tiyatro veya sinema çıkışı açlığınızı giderip içkinizi içebilir­ siniz veya akşamları aperatifini­ zi alırsınız. Arada, belirli vesile­ lerle düzenlenen değişik akşam yemeklerine katılabilirsiniz. Ya da, canınızın çektiği pastaları alıp evinize götürebilirsiniz. Veya, 50 kişiyi geçmeyecek toplantılarını­ zın düzenlenmesini onlara bıra­ kabilirsiniz.

Gördüğüm kadarıyla, bunların hiçbirinde düşkırıklığına uğra­ mazsınız. Ancak, unutmayın ki orası bir pastanedir; bu bakım­ dan, sadece yemek saatlerinde ye­ mek yemeğe gittiğinizde, seçe­ neklerinizin doğal olarak sınırlı kalacağını, ancak size sunulan nis- beten basit yemeklerin de güzel hazırlanmış olduğunu bilin.

Çay ve kahve saatleri ise, bura­ nın asıl değerini ortaya çıkaran ve onun tanınmasına yardımcı an­ lardır. Zira, o zaman hepsi birbi­ rinden nefis pastaları, küçük tar- taletleri, ufak börekleri ve

pöti-Pastaneyl Suna Sûzer'in kurduğu şirket yönetiyor. Meyylre Muhayyeş de onunla birlikte çalışıyor. Genç ve zarif hanım garsonlar ortamı daha da güzelleştiriyor. (Fotoğraf: Nurdan Sözgen)

furları tadıyorsunuz. Tercihleri­ mi söyleyeyim isterseniz: Küçü­ cük kruasanlar; Fransa’da bile Pa­ ris dışmda gerçek “ croissant” bul­ mak güçtür, her yerde yapılanlar şekil olarak benzer de kıvamı ve tadı başkadır. Pera’dakiler ise ta­ mamen değişik, hem büyüklük hem de lezzet olarak; nefis, çıtır çıtır kruasanlan 2 lokmada yiyor­ sunuz. Küçücük börekleri de öy­ le... Frambuazlı veya üzümlü tar- taletlerin benzerlerini bulmak herhalde güç. Milföy’le ekler’in, menşe ülkelerindeki benzerlerini çok uzaktan geçtiğini söyleyebi­ lirim; kremleri, hamurlarının kı­ vamı, birbirleriyle kaynaşmaları, tereddüde meydan bırakmadan, “ en güzel” demeyi gerektiriyor.

Yenen şey tabiatıyle bir pasta­ ne için önemli. Ancak, “ mekân” buna uygun değilse, sadece “ da­ mak zevki” ne güvenmek uzun sürede güç olur. Mekânı tanıtır­ ken tarihine değinmeden geçmek

mümkün değil. Pera Palas’ın geç­ mişi 100 yıla yaklaşıyor; 1892’de “ Wagon Litsi Cook” tarafından kurulmuş, birçok el değiştirmiş, halen Darülaceze-Darüşşafaka- Verem Savaş Derneğine Yardım Vakfı’nın malı. Oteli Süzer aile­ si işletiyor. Pastaneyi ise Bayan Suna Sûzer’in kurduğu bir şirket yönetiyor; otelin 1924’ten itiba­ ren sahipliğini yapmış Misbah Muhayyeş ailesinden Bayan Mey- yire Muhayyeş de onunla birlik­ te çalışıyor. O herbiri birbirinden güzel tatlıları, tuzluları yapanlar da Pakistanlı Safî ile Alican Mo­ tor ile Abdullah Deveci’den olu­ şan bir ekip; onları “ gerçek ustalar” olarak nitelemekten zevk duyuyorum. Onların da ya- nısıra hepsi birbirinden sevimli, zarif genç kızlar hizmeti sessiz­ ce yürütüyorlar ve ortalığa güzel­ lik katıyorlar.

O küçücük salonun çok ince bir zevkle düzenlendiği girer gir­

mez gözüküyor. Yerler orijinal pembe mermerlerden, maşsalar da 100 yıl sonra pembe mermer­ den yaptırılmış; koltuklar, san­ dalyeler ise teker teker seçilmiş. Çay takımları gümüş ve porselen, her yerde kolay kolay bulunma­ yanlardan; onlar da teker teker seçilmiş. O güzel avizeler de öy­ le... Kadeh ve bardaklar özel ola­ rak yaptırılmış; Wagon Lits Co- ok’un tâ o zamanlar kullandıkla­ rının eşi; onun armasında bu de­ fa “ Patisserie de Pera” ismi yer alıyor. Amerikan servisleri ve mumlar da pembe renkte. Buzdo­ labı ve soğutucu vitrini eski ma­ un dolaplar içinde, tahayyül et­ mek bile güçken onu da gerçek­ leştirmişler.

Çay salonu ve pastane alışkan­ lığının artık geçmişte kaldığı söy­ lenebilir; hele hele şapkalı, eldi­ venli hanımları, kolalı yakalı bey­ lerle çay masaları etrafında soh­

bet ederken görmek için, en ya­ kın 40-50 yıl önce çekilmiş fotoğ­ raflara bakmak gerekir. İngiltere, Avusturya gibi, bu konuda eski alışkanlıkların sürdüğü birkaç ül­ keyi tabii bunlar dışında tutmak gerekir. Bunlar arasına ülkemizin de bu pastane ile girebileceğini düşünmek bile, hiç olmazsa bi­ zim yaşımızdakileri sevindiriyor. Patisserie de Pera’nın ününün ar­ tık Tokyo’ya da ulaştığını ve İs­ tanbul’a gelen Japonların oradan geçmeden dönmediklerini söyler­ sem, bunun, o devirlere nostaljik bir ilgi duymayanları dahi mem­ nun edeceğini umarım.

Bir gün o güzel salonda olursa­ nız ve boş bulursartız, kapıdan gi­ rer girmez soldaki vitrin önünde­ ki masayı seçin, salondaki yegâ­ ne 2 Berjer’de karşılıklı oturup çaylarınızı için veya aperatifleri­ nizi alın. Sevgili iseniz, birbirini­ zin gözlerine bakmak için bun­ dan daha romantik bir köşe bu­ lamazsınız.

Şimdi de ayağımızı yere basa­

lım. Çay saatinde, çay kah­

ve veya meyve suyu ve 1 dilim pasta için 13-15 bin TL. ödemek gerekir. Gece geç saatte sandviç veya hamburger ve tatlıdan olu­ şan hafif bir yemek 20-22 bin TL. tutacaktır. Aperatif saatinde, iç­ ki 9-18 bin TL. arasında değiş­ mektedir. Öğle veya akşam ye­ meği saatlerinde, bir et yemeği, salata ve tatlıdan ibaret yemeğin bedeli 30-35 bin T L ’dır. Bir şişe bira 7 bin 500 TL., yarım şişe şa­ rap 20 bin, büyük şişeler 35-40-55 bin liradır. Pera Palas’ın kendi özel kırmızı ve beyaz şarapları var; hassaten kırmızısını tatmanı­ zı tavsiye ederim.

Patisserie de Pera - Pera Palas

Oteli, Meşrutiyet Cad. No: 98-100 Tepebaşı-istanbul.

Telefon: 151 45 60

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hastane kökenli bakteriyemi: Hastaneye yatt›ktan 48-72 saat sonra al›nan kan kültüründe mikroorganizman›n üremesi olarak tan›mland›.. Primer bakteriyemi: Kan

Ben uzun senelerdenberi kendisi ile dargındım, fakat bu dargınlık onun, yaşadığımız devrin en büyük şâir’i olması­ na tesir etmez, ben Yahya Kem al’i,

‘Lost Dinner- Kayıp Akşam Yemeği’ eserinde; gündelik hayattan seçtiği, çatal, bıçak, kaşık, kâse, tuzluk gibi hazır nesneleri Dadaizm ve Sürrealizm

Baran ve Yaşar, sinemaya gittiler. Sinemada filme 10 dakika ara verildi. Eylül ve ailesi 18 Ağustosta tatile çıktılar ve 29 Ağustosta döndüler. Beren sabah

Burada daha önce Kız enstitüleriyle ilgili çalışmalarımda sadece değindiğim ama ayrı bir başlık olarak ele almadığım Akşam Okullarını erken cumhuriyet

Gördüm, sızma girişimin vardı bu şehre Ölü bir kızı delil gösteriyordun ha bire İnandığın güzel günlerin geleceğine. Oysa aydınlığın en kötü tanımıydın

12.114 öğrencisi, 100.000’e yakın çözüm ortağı, 150 dünya üniversitesi ile eğitim işbirliği, 35 lisans, 37 önlisans gündüz, 35 önlisans gece, 3 uzaktan eğitim, 20

Öyle ki aynı haber içeriğinin Sözcü gazetesinde farklı bir dil ile okuyucuya aktarılırken Akşam gazetesinde tam tersi bir yaklaşımla sunulması, diğer haber