• Sonuç bulunamadı

Ayda bir eser:Bir yangının külleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ayda bir eser:Bir yangının külleri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TAŞAN 2

BİR YANGININ KÜLLERİ

YAZAN = Alt met Y,l,„„„.

Rıza Polat üç formalık « Bir yangı­ nın külleri » Adlı bir kitap çıkardı . Bu küçük , fakat sevimli kiapta şiir­ lerinden bir kısmını toplamış:

Duygu kanatlarında yükselmekçin güneşe Yere bağlı gövdemi attım dostlar ateşe, işte bütün varlığım ısının deşe deşe, Önünüzde duruyor bir yangının külleri .

Güzel. Yalnız muhakkakki şairin bu kitaptaki şiirleri bütün varlığı değil­ dir. Belki ondan bir küçük kıvılcımdır

Rıza Polat ilhamı bol, dili sade, du­ yuşları kuvvetli , baştan başa heye­ can dolu, enerjik bir şairdir O daha küçük yaştayken parlak bir istikbal vadediyordu İşte bu küçük eseriyle vadinde durduğunu ne güzel isbat ediyor :

Kış gelmeden ömrümün seyrettinse karını, Sakla yavrucum sakla inci göz yaşlarını, N eş’ e dudaklarında açılsın bir gül gibi . Gece zeytin saçını serdi titrek sulara Uyu yavru çocuğum, uyu sevincim gibi. Gözler gibi kapanır, gözler gibi her yara, Adalarda mercanım, denizde incim gibi, Uyu yavru çocuğum, uyu sevincim gibi..

mecmuasında “ Saadet Şiirleri „ başlığı altında gördüğüm bir şiirden bir kaç mısraı beraber okuyalım :

Geceleri yıldızlara bakarak dolaştım Yıldızları sevdiğim için

Onlar bana güzel şeyler düşündürdü . Fakat bana yıldızlardan bahsettiğin zaman Saadeti anladım .

Bu soğuk şiirlerin okurlara sunulduğu görüldükçe , şimdiye kadar şiirin hâlâ yaşamasına hayret etm eliyiz. Her eline kalemi alan henüz şiirin en ufak bir tekniğine vakıf olmadan şiir yazmağa kalkarsa elbette şiir böyle can çekişir .

Rast gele okuyorum • Her birinde başka bir güzellik var. Duyuşlarında ne kadar samimî ve lirik Adeta ru­ hu ile konuşuyor..

BÜmemki şiir ölüyor diyenler genç­ liğin bu sonsuz varlığından haberdar mıdırlar . Mamafi birazda haklılar . Çünkü cidden İstanbuldaki zümre edebiyatı iflâs etmiştir. Şimdiye ka - dar Türk edebiyatının bayraktarlığını yapan bu şehrin birdenbire sanat âleminden çekilişi bir çoğunu endişe­ ye düşürdü Bilhassa* bunda en bü - yük telaşı her edebiyat mübahase - sinde en çok yer alan ve üstat g e­ çinen şahsiyetler gösteriyor. Gençliğe hiç birşey bulamazlarsa « Cep takvi­ mi şairleri» diyorlar. Onların ellerde birçok eserleri vardır Onlara şöyle bir bakınca hangi neslin daha çok « Cep takvimi » çıkardığı anlaşılır . Hem ne zarar, yarın bu cep takvim leri de (Bir ömür böyle geçti, Gönül­ den sesler) gibi birer kitap olur Ben gençlere , ağabeylerine benzedikleri için kızıyorum. Tıpkı onlar gibi

çalı-Şiir , doğuş kabiliyetine olduğu kadar, kültüre de dayanır ve kültürsüz şiir olamaz .

Eğer asrımızda şiir zevki kalmamış olsaydı, üstatların yazdığı şiirler hafıza­ larda yaşamaz; hâlâ basılıp satılmazdı . Şiiri yaşatacak ve şairi beğendirecek kültürdür. Yoksa orta tahsili bile başa - ramıyan gençler, şiir boşluğunu doldur­ mağa kalkarlarsa ; sunuç kilolarca keçi boynozuııun yerini dahi tutamaz . Zira üsnomal ihtiyaç karşısında keçi boyno - zundan da şeker almak mümkündür.

(2)

I'AŞAN 3

meliki gençliğin büyük kusurları var dır Bu , dünkülerde yoktu • Bir lâalettayin dergide iki şiiri çıkan ertesi gün elimize bir şiir kitabı uzatıyor .

Hiç unutmam . Bundan dört , beş yıl evel bir yaz İstaııbulda tanıdığım bir kitapçıya uğramıştım • Elime bir küçük şiir kitabı uzattı . Evirdim çe­ virdim , baktım . Bir sürü saçma • Kimin diye sordum . Yanıbaşımda duran bir genci gösterdi- «Ya, güzel. Demek bu kitap sizin öyle mi karde­ şim » dedim . « Evet benim » dedi . «Ünüversitede misiniz?» dedim. «Ha­ yır , ortamektebiıı üçüncü sınıfında

-yım » dedi • Hiç birşey söylemedim ve kitabı kitapçıya iade ettim •'

Bu çocuk her nasılsa eline 20 - 30 lira geçirmiş ; hemen ilk fırsatta bu kitabı çıkarmıştır . Büyle çok var. İşte şiir piyasasını bozan bu acemi çocuklardır . Eskilerin takdir ettiğim tarafı : Dergilerde iyice tanınmadan ve haklarında bir fikir edindirmeden kitap çıkarmazlardı. Halbuki şimdi, ilerdeyse ilkokul çocııklorı da şiir kitabı çıkaracaklar. Sonra bu günkü çocuklarda sıkılma da yok . Biz bu yaşta iken yazdıklarımızı kimseye gösteremezdik. Şimdikiler en kalaba­ lık yerlerde okumaktan çekinmiyor­ lar. Bittabi bunda muhakkakki kay - bediyorlar . Ve biraz olgunlaşmağa başlayınca bu deliliklerine kendileri de gülecekler ve belki de utanacak - lardır. Bu itibarla her elimize geçen esere bakarak bütün gençliği kötüle- yüp şiirimizin uçuruma yuvarlanma - sından endişe etmiyelinı - Ona hiç bir şey olmaz. Şiir her zaman şiirdir. Mamafih bu kadar karışıklık içerisin de [ Bir yangının külleri] gibi cidden güzel eserlerle karşılaşmak ta müm­ kündür Biz bunların içerisinden ha­ kiki sanatın anlamını kavramışları alıp ; diğerlerini bir tarafa bıraka - cağız Onlar üzerinde durmak bile lüzumsuz; boş bir emektir. İşte Rıza Polat özlediğimiz gençliktendir On - dan herşey bekliye biliriz O, günden güne inkişaf etmekte, hakiki sanatın bitmez kaynağından içmektedir

Sayın okurlarım ; Rıza Polat hak­ kında fazla söz söylemiyeceğim. «Bu akşam» adlı şiirini aynen alıyorum . Okuyun hükmü siz verin :

BU AKŞAM

Başım batan bir güneş gurbetin denizinde, İçim öksüz bir çocuk dalgaların dizinde, Kulaklarım gönlümün acılı telsizinde, Mor gölgeler altında eriyorum bu A kşam .

Referanslar

Benzer Belgeler

Merkür: Gökyüzünde Güneş’ten uzak- laşmaya başlayan gezegen bu ayın ortaları- na kadar gözlem için uygun konumda ola- cak ve akşamları günbatımından sonra batı

Bu çalışmada, ekonomik psikoloji kapsamında bir araştırma alanı olan ve 1950’li yıl­ lardan bu yana gelişen vergi psikolojisi hakkında kısaca bilgi verilmiş ve bu

KOAH tanımı GOLD (Global initiative for chronic obstructive lung disease) kriterlerine göre yapıldı; Solunum fonksiyon tesati (SFT) ile FEV1/FVC oranının %70’in altında oluşu

Düflük DLCO, TLC, RV, FRC, PEF de¤erleri ve normal FEF 25-75 de- ¤erleri de restriktif tipte solunum fonksiyon bozuklu¤u kriteri olarak kabul edildi (4)..

Pulmoner TB formu daha yayg›n olarak görülmesine karfl›n ekstrapulmoner tüberküloz (EPT) halen önemli bir klinik problem- dir.. Bu çal›flmada EPT tespit edilen

Güzin birinci cihan savaşının ortalarında,kapısı aydın Türk kızlarına ilk defa açılan(înas Sanayici Nefise Mektebi)ne girdi.Ünlü ressam MİHRİ Hanımın

Bu çalışmanın amacı, uçucu kül ve silis dumanının farklı oranlarda mineral katkı olarak kullanıldığı kendiliğinden yerleşen harçların mekanik ve

İ lgili idarenin Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla sulh ceza mahkemesine başvurması üzerine, bu mahkemelerce ayrıca, yukarıdaki fıkralara göre ceza verilen fenni