N A V A R İ N
M u h a r e b e s i
İbrahim Paşa
Büyük Britanya, Fransa ve Rusya kuvvetlerinin yiğit bir Osmanlı donanmasını tahrib ettikleri ve «Belki zaferlerin en asili olmayan» bu tesadüfi muharebe, Yunan bağımsızlığının gerçekleşmesine çok katkıda bulundu.
Yazan : Robin Fedden Çeviren : Nesrin Morali
20 E kim 1827'de T ürklerin B üyük Bti- tanya, F ra n sa ve Rusya birleşik d o n an m aları ta ra fın d a n N a v arin ’dc m ağlub edilm esi, denizcilik tarih in in en garib m u h are b elerin d e n b iri idi. K arşılaşan ta ra fla r h a rb halinde değildiler, günün k ah ram an ları tam am en yenilm iş olan T ıirkler ile ce su r İngiliz b aşk u m an d a nı idi, ki o da icra atın d an dolayı geri çağırıldı.
N avarin güzel b ir lim an d ır, M ora'nın m üsaid olm ayan b a tı kıyısında başka elverişli b ir lim an yok gibidir. Yarım d aire şeklindeki geniş körfezin g erisin de Polonez'in zeytin ağaçlarıyla kaplı tepeleri, u za k ta ise Taygetus D ağının beyaz zirvesi g ö rü n ü r, d a r ve kayalık S fak teria adası körfezi denize k arşı ko ru r. Kuzeyde önem siz b ir kanal varsa da, koya girm ek için sadece ad a n ın gü ney ucun d ak i geçitten faydalanılır.
Böyle b ir sahilde böyle b ir dem irle
me yeri d aim a kullan ılm ıştır. N a v arin ’in uzun b ir tarihi vardır. M iken m edeni yeti zam anında, H om eros’un b a h se tti ği N estor, başk en tin i körfezin kuzey u- cundan b ir iki mil ötede bulunan Pylos' da kurdu. Son zam anlardaki kazılarda, sarayının büyüklüğü, b ir m ik ta r arı - ko vanı m ezar ve birçok çizgi yazılı tablet m eydana çıktı. Bin sene sonra, S fak te ria Peloponez H arbinin en d ra m a tik va k aların d an b irin e şahid oldu. M.Ö. 425 te büyük b ir İs p a rta kuvveti, adayı işgal etm iş olduğundan, Atina donanm ası ta rafından tesirli b ir şekilde abluka a ltı na alındı. Uzun b ir ab lu k ad an sonra a- daya hücum edilince, İsp a rta garnizo nundan geriye k alan lar teslim oldular. Isp a rta lıla r ilk d efa olarak, kılıçları el lerinde o lara k ölm em işlerdi, Tucydides şöyle diyordu, « H arbda olan hiç bir şey, H ellas’d a bu k ad a r hayret u y an d ırm a m ıştı.» H azindir ki, sonunda İs p a rta ’nın
m ü said b a n ş şa rtla rım A tina k abul e t m edi.
S fa k te ria 'm n him ayesindeki b u ta rih î koyda, 1827’de E k im in ü çü n c ü h afta sın da m uazzam b ir T ü rk d o nanm ası d em ir lem iş b u lu n u y o rd u , b u sıra d a M üttefik gem ileri lim an ın esas girişinin açıkla rın d a h u zu rsu z b ir halde dolaşm ak tay d ılar. M eydana gelen garib m uharebeyi an la tm a d a n evvel, b u k u vvetlerin n asıl k arşı k arşıy a geldiklerini ve N avarin - d en önceki had iseleri kısaca açıklam ak gerekir. Y aratıcı değil ise de, h e r zam an a â ır da olm ayan ü ç b u çu k asırlık T ü rk h âkim iyetini sona erd irece k olan Yu n an bağım sızlık h a rb i 1821’de p a tla k verm işti. K a rşıla şan ta ra fla rın kuvvet leri göz ö n ü n d e tu tu lu n c a, Y unan dava sı şaşırtıcı b ir ilerlem e kaydetti, ik i ta ra f a ra sın d a eşit o lara k zulüm m eyda n a gelm işse de, lib era l A vrupalIlar b u n ları sade T ü rk lere yüklediler, yam an b ir a sk e r ve id areci o lan İb ra h im P aşanın Y u n a n istan ’a gelm esini kaygı ile k a rşı ladılar. Çok m u k te d ir b ir b ab a n ın (Mı sırlı ih tiy ar M ehm ed Ali Paşa) b u m u k te d ir oğlu 1825’de O sm anlı o rd u la rın a k u m an d an tay in edilm işti. O nun tayini ile h ad isele r değişti; A tina ile Misolon- gi d ü ştü , Y u n an lılar gerilem eğe başlad ı lar. H a rb in ve m ezalim in uzam ası ka çınılm az gibi g ö rünüyordu, so nunda T ü rk lerin m uzaffer olm ası m uhtem eldi. O zam an Dış İşleri B akanı olan Can- ning, lib eral d ü şü n en lerin desteğiyle, m ü dahalede b u lu n m ağ a k a ra r verdi. R u sla r ve F ran sızlarla b ir an laşm a ya pıldı, b u n a göre, A kdenizde b u lu n an M ü ttefik a m ira lle r h a sım la ra b ir m ü ta rek e k ab u l e ttirm e k için aracılık y apa caklardı. M aalesef, b arışı k o ru m ak için zo r kullanılıp kullanılm ayacağı hiç b ir . zam an açıkça belirtilm ed i. İsta n b u l'd a ki sefirim iz S tra tfo rd de R edcliffe zor ku llan ılm asın a kesinlikle ta ra fd a rd ı. Di ğ erleri b a şk a tü rlü düşün ü y o rd u . Bu halde, 25 E ylül 1827’de, silah lara b a ş
vu rm ad an , İb ra h im P aşa ile b ir ön m ü ta re k e yapıldı.
A nlaşılan, m ü ta re k e T ü rk le r ta ra fın d an değil, F ran k H astings ad ın d ak i ro m a n tik b ir p aralı a s k e r ta ra fın d a n bo zuldu. B u adam , ü s t seviyedeki b ir su b aya k a rşı geldiği içn B ritan y a bahri- yesin d en k o v u ld u k tan sonra, Y unanlı
la rın hizm etine g irm işti. H em gem ici le rin in en m u k ted iri, hem de yeni cihaz- lan m ış b ir gem inin sahibiydi. S alona li m an ın d a T ü rk gem ilerinin bu lu n m ası o n a pdk cazip geldi: h ü cu m ed e rek on la rı ta h rib etti. İb ra h im P aşa gayet ta b iî o la ra k m ü tare k ey i bozulm uş saya ra k , N av arin ’deki k ararg â h ın d a n M ora içine cezaî seferler g ö n d ererek m u kabe lede bu lu n d u .
Vaziyet b u halde iken, M üttefik do n an m an ın k u m an d an ı S if E d w a rd Cod- rin g to n N avarin körfezine giderek o ra da b u lu n an T ü rk d onanm asını abluka a ltın a alm ağa ve b ir ay evvel yapılan m ü tarek ey i te k ra r k ab u l e ttirm eğ e ka r a r verdi. Bu kolay b ir k a r a r değildi. M üttefik ler B âbıâli ile h a rb h alin d e de ğildiler, kendisine verilen talim a t muğ- lakdı. iyi b iliyordu ki, T ü rk don an m a sı k aç sa da, ab lu k ası ça rp ışm ay a yol aç sa da, ten k id edilecekti. T ra fa lg a r’da
O rion’a kum an d an lık etm iş b ir kim se
olarak, böyle b ir neticeden yılacak a- dam değildi. Evvelâ kendisine a teş edil m edikçe, hiç b ir M üttefik gem isinin a- teş açm am ası için sıkı em irle r verdi, fa k a t 19 E kim tarih li em rinde, N elson’u n şu sözlerini te k ra rla rk e n , b ir im â se ziliyordu, «gem isini b ir d ü şm an gem i sine y ak laştıra n k ap tan , büyük b ir h a ta yapm ış olam az.» K a p ta n la rın ın he m en böyle y ap m ala rın a im k ân yoktu. R üzgâr çü n k ü bu, yelkenli gem iler a ra sın d a yap ılan son b üyük sav aşlard an bi risiydi — m üsaid değildi. M üttefik do n an m ası körfeze girem iyordu. O gece, C odrington eşine şöyle yazıyordu: «Hep h azırlık, hiç ç a rp ışm a yok... h erşey b ir
d u m anhalinde geçip giderse, gem icile rim üzülecekler.» Y irm i d ö rt s a a t geçme den b u n la rın b ir çoğu ölm üş olacaktı.
Y irm i E k im d e b a tıd a n h afif b ir rü z g â r çıktı. Öğleden so n ra saat ikide, M üt tefik d onanm ası geniş körfezin içine girdi, lim anın girişinde T ü rk b a ta ry a la rın ın ta b a n c a a tış sah asın d an geçtiler. T ereddüd içinde k arşılaşan kuvvetler, k u d re t ve te rtib bak ım ın d an çok fa rk lıydılar. TTırklerin, nakliyeler hariç, do k san k a d a r gem ileri vardı, sayı
bakı-m bakı-m d an M üttefiklerden b ire üç fazlay dılar. Öte yandan, gem ileri kalite ve a- tış kuvveti b ak ım ından, çok daha aşa ğı seviyedeydi, yalnız üç tan e h a rb h a t tı gem ileri vardı, M üttefiklerde ise b u n la rd a n o n tan e bulu n u y o rd u . M üttefik gem ilerinden en heybetlisi, d em ir kaplı ve 32 librelik to p larıy la C odrington’un k u m an d a gem isiydi, o ndan b ü yük b ir sevgiyle «Akdeniz’in koca aslanı» diye bahsederdi.
kabili-yetleri çok ü s tü n olduğundan, ç a rp ış m a çık arsa, iyi ta k tik ve iyi denizcilik şartıyla, neticeden şüphe edilem ezdi. Bu d u ru m d a ta k tik son derece önem liydi. T ü rk lcr k u rnazca te rtib a t alm ışlardı; gem ileri d erin b ir hilâl şeklinde y er al mış olup, yan ta ra fla rı lim anın giriş ye rine karşıydı, hilâlin uçları da k arad a ki b atary aların him ayesindeydi. Cod- rington lim ana girip o rta yerde d em ir leyecek olsa, T ü rk do n an m asın ın çap raz ateşiyle gem ileri için m ahvolm a teh likesi vardı. Akıllıca h arek et ederek, Na- v a rin ’e iki kol halinde girm eyi tercih etti, İngiliz b ölüm üne Asya ö nderlik et ti, gem iler T ü rk h a ttı boyunca b ire r b i re r d e m ir a ttıla r, böylece iki karşı k u v vet b irb irin e hem en hem en b itişik iki geniş kavis halinde yer alm ış oldu.
M üttefik d o nanm ası b atı rüzgârının yardım ıyla girip y erlerini alırken, g er ginlik son h addini buldu. D enizcilikte
k u su rsu zd u lar, fa k a t gem iler b ire r b i re r d em ir a ta rk e n m eşum b ir sessizlik körfezi d o n d u rm u ş gibiydi. D akikalar geçtikçe, Am iralin m anevrası tam am ıy la başarılı olacağa ve ab lu k a silah a tıl m adan gerçekleşeceğe benziyordu. Ne tice böyle olabilirdi, fak at lim anın giri şine yakın yerde d em irlem iş birk aç T ü rk yangın gem isi bulunuyordu. Dart-
m o u th 'm kum andanı, b u n la rd a n birinin
kendi firkateynine tehlikeli şekilde y ak laşm ak ta olduğunu görerek, b u n u p ro testo etm ek için, m ü tare k e bayrağı ta şıyan b ir bo t gönderdi. M aksadı belki yanlış anlaşılm ıştı, h e r ne hal ise, Türk- ler ateş açtılar, b ir çok gem ici y aralan dı veya öldü. Geri dönen b o tu k orum ak için D artm oııth koruyucu ateş açtı. Mu h areb e böylece, b ir talihsizlik olarak, rastg ele b ir şekilde b aşlam ış oldu. Ge m iler b ire r b irer, ekseri hayli te re d d ü t le, çarp ışm ay a k atılırk en , geri dönüle m eyecek şekilde h at boyunca, yayıldı.
B iraz so n ra körfez b ir cehennem e döndü. M esafe yakınlığı ve İngiliz gem i lerinin sanki b ir talim de gibi hedefi şaş m am ası sebebiyle m u h are b e kanlı ve ta h rip k â r oldu. Gemi ve to p la n daha aşağı seviyede olan T ü rk ler, hem en he m en inanılm ayacak b ir şekilde d ö rt sa a t çarpışm aya dayandılar. C odrington insafsızca k o nuşarak, «T ürkler kendile rine has inadla çarp ıştılar,» dedi. Az za m an so n ra yazılan b ir yazıda m u h are be şöyle garib b ir ta rz d a kalem e alın m ıştı, «Gemileri sakatlan ın ca, teslim ol m ak tan sa, o n ları kinle ve şerefsizce yakm ak yoluna gidiyorlardı; birçoğu T ü rk bayrağını taşıy ara k infilak ediyor du.» Lim an koyu b ir dum an içinde kal dı. D um an kalktığı zam an, T ü rk d o n an m ası a rtık yoktu. Am iral şöyle yazıyor du, «H asar ve ta h rib a t evvelce n adiren g örülm üş ölçüdeydi.» T ü rk lerd en ölen ler binleri bulm uştu, en büyük h a rb ge m ilerindeki sekizyüz elli kişiden altıyüz ellisi ölm üştü.
Navarin Savaşı.
C odrington'un kendisi de o n lar k ad a r k a h ra m a n sayıldı. Asya, K a p ta n Beyin h arb h a ttı gem isi, b ir firkateyn, b ir k o r vet, ile b ir b rik olm ak ü ze r d ö rt gem i ye k a rşı savaşm ıştı, b ir a ra b u n la rd a n ü ç gemiye aynı zam an d a hedef olm uş tu. M izana direği devrilm iş, geri tarafı ağ ır h a sa r görm üş, tayfadan yetm işbeşi y aralan m ış veya ölm ü ştü . D ö rt saatlik ç a rp ışm a süresince, A m iral pupad ak i y erin d en b ir an bile ayrılm adı. Gizli T ü rk n işan cıların a onu hedef alm ak em ri verildi. -Kaptan ile p o rsu n yanıbaşın- da öldüler. Ş apkasından, ceketinin ko lundan k u rşu n geçti, b ir k u rşu n da zin cirin in u cu n d a asılı saatini parçaladı. Az kalsın dev rilen m izana direğinin al tın d a eziliyordu, oğlu H a ıry Codring- to n ’u n yaralan ıp aşağı taşındığını gör dü. A nlaşıldığına göre, b ir a ra yukarı güvertede ay ak ta kalan tek kişi kendi- siydi. Y ara alm ad a n sağ kaldı, N avarin' deki d av ran ışın d an dolayı büyük deniz k u m andanı listesine b ir isim daha ek lendi.
Y üksek A m iral Clarence D ükü N ava rin h a b e rle rin i iyi karşılayıp, Codring- to n ’u h e r b a k ım d a n destekledi. B aşka deniz zaferlerin d e o ld uğundan çok d a h a fazla nişan dağıtıldığı söylendi. F a k at C odrin g to n ’un beklem iş olacağı gi bi, politik seb e p le rd en dolayı, bu m u h areb e İn g ilte re ’de çok değişik şek iller de karşılandı. IV. George ta h tın d a n yap tığı konuşm ada, b u m u h are b ed en «bu serkeşçe hadise» diye b a h se tti, Codring- to n e rte si sene b a şla rın d a geri çağ ırıl dı.
N avarin belki zaferlerin en asili de ğildi, fak at o, B abıâlinin ikibuçtık a s ır evvel uğradığı L epanto yenilgisinden be ri uğradığı en büyük deniz m ağlubiye tin d e O sm anlı donanm asını m ahvederek Y unan davasının sağlanm asına y a rd ım cı oldu. 1828’de F ran sızlar İb ra h im P a şanın geri kalan o rd u su n u M ora’dan çı k ard ıla r, Î829’d a Yunan h arb i fiilen so n a erm iş oldu.
29
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi