• Sonuç bulunamadı

Ölümünün 25. yılında Sabahattin Eyuboğlu'nu anarken...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ölümünün 25. yılında Sabahattin Eyuboğlu'nu anarken..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r „

M *

< P L L i f II SAYFA

13

BU AŞAMADA

ŞÜKRAN KURDAKUL

Ölümünün 25. Yılında

Sabahattin

Eyuboğlu'nu Anarken...

^ —S a to aR â îiirrfybb oğ lu ’nu 13 Ocak 1973’te yi­ tirdik. Geçen 25 yıl, düşün ve sanat yaşamımız­ daki Eyuboğlu gerçeğine unutulmanın gölgeleri düşmedi.

Bu çeyrek yüzyıl boyunca tanık olduğumuz ile­ ri geri çatışmalannda kitaplanmız da tutuklandı, ateşe de verildi belki, ama örtülü faşizm almak is­ tediğini alamadı bizden.

Koparamadıklannın başında özgür insan olma bilincimiz.

Tanıdığım Sabahattin Eyuboğlu bu bilincin sim­ gelerinden biri oldu yaşamı boyunca.

Kaynağını bilgeliğinden alan denemelerine ba­ kalım:

Özgür insanlara özgü düşünme genişliğini gö­ receğiz.

Dilimize kazandırdığı yapıtlara bakalım:

Shakespeare’leri, Montaigne’leri, Rousse- au’ları, Babeuf’leri göreceğiz.

Ana damar aydınlanma öncüleri, onca yüzyıl ön­ ce yaşayan çağdaşlarımız.

Toplumsal/siyasal eleştiri yazılarına bakalım: Parlamento çoğunluğuna kurban edilmeyen de­ mokrasi özlemini göreceğiz.

Sabahattin Eyuboğlu Fransa’da öğrenimini ta­ mamlayıp yurda döndüğünde (1932) İstanbul Üni­ versitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebi­ yatı Bölümü’ne atanmıştı. İlk yazılarını Ağaç ve Kültür Haftası dergilerinde yayımladı. Sonra Hil­

mi Ziya Ülken, Nurullah Ataç, Muzaffer Şerif Başoğlu ile birlikte “İnsan" dergisinin yönetimine

katıldığını görüyoruz.

Kalıplaşmış değer yargılarına karşı olabilirleri aramak...

Eyuboğlu’nun “İnsan”daki yazılarında yapmak istediğini böyle özetleyebiliriz.

Bu evresinde “Namık Kemal ve Manzum Nesir” başlıklı yazısında ilk kez “manzum nesir” kavra­ mını tartışarak şiire aykırı gördüğü yapı öğeleri üzerinde duran O’dur.

Eyuboğlu’nun 1945’ten sonraki çalışmalannı Çağdaş Türk Edebiyatı’nda şöyle değerlendirmiş­ tim:

“ 1948'de Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Ri- fat, Abidin Dino ile birlikte ‘Yaprak’ dergisi hare­ ketine katılan Eyuboğlu, bu dergide çıkan ‘Üç

Yol’ adlı yazısında edebiyatımızda hiçbir geri kuv­

vetin durduramayacağı ilerlemeler olduğunu ya­ zarak ‘dünyayı tanıma, kendimizi tanıma, kendi

dilimizle yazma’ yollanndan geri dönülemeyece­

ğini vurgular. Çünkü ümmet ve imparatorluk ça­ ğı ile bütün ilgilerini kesen b ir toplum çağdaş uy­ garlık ölçütleri kazanmıştır. Eskinin çağdışı kurum­ lan karşısında nesnel kalmak da dünyayı tanıma zorunluluğu da bu uygarlık ölçütüne bağlı doğal b ir gereksinmedir.

Bu nedenle dünyayı tanıma çabamızı sınırlan­ dırmak isteyenler eski ayncalıklara, biçim değiş­ tirerek sahip olmak isteyenlerdir. Ülkemizi tanıma bilincini de kötüye alanlar, damgalamak isteyen­ ler vardır. Onlara karşın ‘İnsan ancak bildiği bir

hali değiştirebilir’ ilkesine inanarak, 'Köylü çoğun­ luğumuzun perişanlığını görmek zorundayız. Ken­ di dilimizle yazmak da ulus olarak gelişmemizin ana koşullarındandır. Ancak çoğunluğun diliyle kendini anlatan bilgi hareketlidir. Ancak çoğunlu­ ğa ulaşan edebiyat yaratıcıdır.’

Sabahattin Eyuboğlu, 1950’¡erden sonraki ya- zılannda eski Anadolu uygarlığını tüm geçmişiyle benimseme zorunluluğu üstünde durarak ‘Halkı­

mızın tarihi Anadolu’nun tarihidir’ diye yazar. Hi-

titlerin, Frigyalılann, Likyalılann, Karyalılann yarat­ tıktan uygarlıkların kendilerinden sonra gelenler üzerindeki etkilerini göstererek bugün de yaşayan değerleri araştınr. Ortaya kor.

Bu konuda yazının işlevini tamamlama amacıy­ la ‘Hitit Güneşi’ gibi filmler yapar. ‘Anadolucu’ ola­ rak tanınan Prof. Mükrimin Halil Yinanç, Prof. Remzi Oğuz Arık g ib i tarih ve arkeoloji uzman­ lanma, Anadolu'ya yerleşen Türklerin kısa süre içinde H itit ve Frig kökenli yerli halkla birleştikleri yolundaki görüşlerini paylaşır. Yeni bulgularla ge­ liştirmeye çalışır.

Sabahattin Eyuboğlu, Yunus Emre, Ömer Hayyam, Pir Sultan Abdal, La Fontaine, Char­ les Baudelaire, Halikamas Balıkçısı, Sait Faik, Orhan Veli gibi sanatçılar üzerindeki yazılarının yanı sıra dil, edebiyat ve özellikle şiiri konu alan incelemeler de yazdı. Bu yazılardan ‘Şiirin Yapısı’ başlıklı dizinin divan, halk ve Fransız şiirlerinden verdiği örneklerle anlam, bildirge, öz, biçim, dil, us gücü, imge, yapıya özgü nitelikler, bütünleş­ me vb. somnlara ilişkin görüşleriyle, çalışmalan arasında önemli b ir yeri vardır.”

27 Mayıs’tan sonra 147’lerden biri olarak kür­ süsünden ayrılmak zorunda bırakılışının yarattığı duyarlılıkla koltuğumda dergilerden derlediğim ya­ zılan, evine gittiğim zaman tanıdığım Eyuboğlu, Babeuf’ün “Devrim Yazılan” kitabından dolayı yar­ gılandığı mahkemede yargıç karşısında da aynı kişiliktir. Bu kişilik, 12 Mart cezaevlerinde kendisi­ ni mavi yolculuklara çıktığı “Hürriyet” teknesinde Anadolu insanının türkülerini söylerkenki kadar özgür duyabilmişse, bulunduğu yerdeki değerle­ rin sağlamlığından ötürü duymuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Reid ve arkadafllar›ysa, k›ta ölçüsündeki uzakl›klarda kurulu çok say›da radyo teleskoptan oluflan Çok Genifl Tabanl› Dizge’yle (VLBA) radyogiriflim

Karanl›k madde, “Kozmik Mikrodalga Fon Ifl›n›m›” üzerinde yap›lan duyarl› gözlemlerle, evrende tan›d›k maddenin 6 kat› yer kaplayan ve tan›d›¤›m›z (baryonik)

Prenses Zeyd, «İdeaire (Fikirci)» dediği sanat görüşünü değişik bir şekilde tatbike. çalıştığı sergisinin bir köşesi önünde,

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Makalede, Foucault’nun bedene bakışı ve bedenin siyasal iktidarın vazgeçilmez bir unsuru olarak ortaya çıkışı incelenecektir. Dolayısıyla disiplinci ve düzenleyici iktidar

It is understood that American military authorities, particularly, have been disappointed a t , being unable to figure out any way to get the British tests held

Sunulan bu çalışma, Bafra kuzularında et kalitesi özelliklerinin belirlenmesi amacıyla ölçülen bazı parametrelerinin Temel bileşenler analizi (Principal

İşte 57 - 58 yıl böyle geçti ve ancak Köprülü Fazıl Ahmed Paşanın sadrıa- , zamlığı sırasında Mimar Davudun öksüz j kalmış eserine alâka