BEHZAT AY
S
evgili Asım Bezirci, yayımlanan son kitaplarını 1993 yılı içinde, kimi zaman posta kutuma pos taladı, kimi zaman sözleştiği miz yerde verdi, kimi zaman da olma yacak yerde (S. Kudret Aksal’m cena ze namazının kılındığı Erenköy Cami- si’nde, Ânatoli Lunaçarski’nin yazıla rından seçip, “Sosyalizm ve Edebiyat” adıyla yayımladığı yapıtını) çantasın dan çıkarıp, çocuksu bir sevinçle, “70. kitabımın çıkışının verdiği çocuksu coşkuyla... 21.4.93” diye yazarak im zaladı; değerli eşi ve çalışma arkadaşı Refika Tamer’in yanında, birlikte oturduğumuz bankta verir. Bu ilgisine çok sevindim. Alçakgönüllülüğüne de... Teşekkür ettikten sorna, “Verdi ğin kitapların birkaçının tanıtma yazı sını yazabilirim” deyince, “Tanıt diye imzalamıyorum, senin okuyacağına güvendiğim için imzalıyorum” dedi.Asım Bezirci’nin imzalayıp verdiği (Perşembe toplantısının birinde) ki taplardan biri de, çok sevdiği, ortakla şa sevdiğimiz Rıfat İlgaz Ağabeyimiz (ne kadar acı, şimdi başucunda, Zin- cirlikuyu gömüdüğünde) için yazdığı 312 sayfalık “Rıfat İlgaz” adlı değerli
Bezirci’nin
kitabı, Rıfat
İlgaz’ın
sanatsal
evrimini ve
toplumsal
çevresi içinde
derinden incelemek, sıcak bir
yaklaşımla renkli kişiliğini
yakından tanımak ve seçkin
ürünlerini zevkle okumak
isteyenler için özgün bir
monografi çalışması.
o günlerde yazdığım “Bir Yalnız Ada mın Günlüğünden” adlı öykümde alıntılamıştım. 1922’de yayımlanan “Kuşku ve Korku” adlı kitabıma giren bu öykümü, sözlerinden ötürü de ken disine sunmuştum. Asım Bezirci, “Ki tabını imzala, ben götüreyim, ya da postala” dediği halde, tembelliğimden olsa gerek ne postalayabildim ne de sevgili Asım’la gönderebildim.
Bu kadar uzun bir girişten, ama, acı,
Asım Bezirci
trajik ölümlerinin zorunlu kıldığı giriş ten, ağlayarak yazdığım girişten sonra kitabı tanıtmak istiyorum.
İlk yazı, Asım Bezirci ve Rııfat İlgaz’ı tanıtan Ferit Öngören’in “Sunu”su . Ne büyük rastlantı ki, gömütlükteki gömütleri gibi, Ferit Öngören’in ikisi nin tanıtımı da ucuca... “Öngören’in bir öngörüsü m ü?” diye ürpererek okudum, yeniden...
Bu güzel sunudan sonra, “Tanıtma lar” bölümü başlıyor. Ki 13. sayfadan başlayıp 61. sayfaya dek, yani 47 sayfa
du. Markopaşa’yı o makinelerle, bir haftada basardık. Büyük satışlar 3.000-4.000 o sıralar; 1947-48’deki 60.000, günümüzde 500.000 sayılır. ”
Üçüncü bölümde Rıfat İlgaz’ın şair liği, döndüncüde öykücülüğü, beşinci de romancılığı, akıncıda oyun yazarlı ğı, yedincide köşeyazarlığı, sekizinci- de anı yazarlığı inceleniyor, irdeleni yor. Inceleyen-irdeleyen Asım Bezirci gibi titiz bir eleştirmen, araştırmacı- incelemecice yapılınca elbette güvenir liğine güvenilir.
A sım b ezircin in “R ıfa t İlg a z ’ı
Yazan da
çalışması. Bu yapıtını daha önce oku duğum halde, insan görünümündeki yabanıl yaratıklarca 37 kişiyle birlikte Sivas’ta, Madımak Oteli’nde Asım Be zirci’nin diri diri yakılıp ölümünden beş gün sonra üzüntüsünden ölen, ya zınımızın çınarlarından Rıfat İlgaz'ın ölüm haberini duyduktan sonra yeni den okudum.
Rıfat İlgaz’ın ölümünden sonra İl han Selçuk, köşesinde şöyle yazıyor du: “Rıfaz İlgaz’ın yapay değerlere boşvermişliği az kişide rastlanır bir er demdi. Sadelik, yaşam biçimine dönü şünce soyluluk değeri kaşanıyor, kişi ye paha biçilmez bir kimlik sağlıyor. ”
Rıfat İlgaz'ın birkaç yılbaşı, yılbaşı kartlarını aldığım oldu. 1977 yılbaşın da Cide’den gönderdiği kartta şöyle yazıyordu:
“Bu yılda hiç iş yok... Gelecek yıl, se nin için, benim için ve bütün ülke için özgürlük, bağımsızlık, mutluluk getir sin. Ne dert, ne tasa... Çok değil, Mey haneci Selahattin de bir masa! Bekle geliyorum.”
Bu tümceler, Rıfat İlgaz’m yurtse verliğini yansıttığı kadar kişiliğini de yansıtıyordu. Bunun için bu sözlerini
yok artık
sürüyor. Bu 47 sayfada, Rıfat İl gaz'ın, soy sopu- nu, doğumunu, çocukluk ve öğ renciliğini, öğ retmenliğini, ilk yapıtlarını, Mar- ko Paşa etkinlik lerini, başka ga zetelerde çalış malarını, Rıfat İl gaz'ın 27 Ma- yıs’tan, 12 M art’tan, 12 Ey- lül’den sonraki serüvenlerini okuyoruz. Rıfat İlgaz’ın Marko Paşa için verdiği rakamlar ilginç. Şöyle söy lüyor Bezirci’ye: “Marko Paşa Gazetesi 1947- 48’lerde 60.000 basılıyordu, Cumhuriyet 17.000 basıyor-Bu bölümden sor na, “Seçmeler” bö lümüne giriyoruz. Şiirlerinden, öyküle rinden, fıkraların dan seçmeleri oku yoruz. Bezirci, bu seçmeleri yapmakla da iyi bir iş yapmıştır. Öğrenciler, işçi ler, dar gelirliler, Rıfat İlgaz’ın elbette bütün kitaplarını edinmeyebilirler. Bunun için, Rıfat İlgaz’ı az da olsa tanı mak için, bu seçmelerden yararlanabi lecektirler.
“Kaynakça” bölümünde, Rıfat İl gaz’ın yapıtları, Rıfat İlgaz’la ilgili ya yınlar, Asım Bezirci ile Necla Işık’ın bir konuşması v.e kitabın birinci bası mı için Oktay Akbal, Albay Kabacalı, M. Yaşar Bilen, Sennur Sezer, Yusuf Çotuksöken, Süleyman Ekim, Nazım Kutlu’nun yazdıkları yer alıyor.
Asım Bezirci’nin titiz çalışmasını, in celemesini “Rıfat İlgaz’la İlgili Yayın lar” bölümünden de anlayabiliyoruz. Nice nice unutulmuş yazıları günışığı- na çıkarıyor.
Bü değerli kitabı, titiz bir çalışmanın ürününü, yalnız Rıfat İlgaz’ı ve Asım Bezirci’yi sevenlere değil, onları anla mak isteyenlere de salık veririm. Kita bın ederi,bir şişe rakının ederi ka d a r . . ^
Rıfat İlgaz / Asım Bezirci / Çınar Ya
yınları/ 312 s. •