• Sonuç bulunamadı

Hocam Tütengil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hocam Tütengil"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hocam

Tütengil

ğğ

H ERŞEYDEN ÖNCE BİLİM İN VE

A K LIN

YOL

GÖSTERİCİLİĞİNE

İN A N A N BİR BİLİM ADAM IYDI.

--- Dr. Nuri

BURHAN---BURSA ÜNİVERSİTESİ İ.S.B.F.

T

ütengil Hocayı İlk koz, 1964 yılı kasım ayında, iktisat Fakültesinin İkinci sınıfın­ da öğrenci İken tanımıştım. «Az gelişmiş ülkelerin toplum­ sal yapısı* dersini o veriyordu. Kısa boyu, kıvırcık ak sacları, koyu renk gözlükleri, klâsik ve gösterişsiz giyimi ile ağır ağır yürüyerek, tam ders vaktinde kürsüye çıkarken, öğrenciler hocayı hiç de önemsememişler- dl. Ama, hlc vakit yitirmeden konuyu işlemeye başlayınca, birden hava değişmiş, akıcı ve etkileyici anlatımı, engin bilgisi ve derse ilişkin verdiği çok il­ ginç örneklerle sınıfta hemen otoriteyi sağiamış, ortalığı bir sessizlik kaplayıp, gözler pür dikkat kürsüye çevrilmişti.

Tütengil Hoca ile öğrencilik yıilorınoa sınavlar dışında baş­ kaca özel bir görüşme yapa­ madım. Onu, asıl 1974 yılı a- ğustos ayında, Paris'te doktora öğrencisi iken karşılaştığımız da, oek az öğrencisine gülen bir şans sayesinde yakından tanıma olanağını buldum. Pa­ ris'e üc aylığına Jön • Türk'ler özerine bir araştırma yapma­ ya gelmişti. Denilebilir ¿i, bu süre içinde hemen hergün be­ raberdik.

Son derece alçakgönüllü olu şu, aromızdakl yaş farkına kar şın, esk1 hoca-öğrencl İlişkisini birden arkadaşlığa ve dostlu­ ğa dönüştürmüştü.

O günden bu yana İlişkileri­ miz hiç kesilmedi Hele, aynı yöreden oluşumuz ve doğduğu Tarsus'un Sebil köyünü yakın­ dan tanımam, dostluğumuza ay rı bir renk kattı.

Cavit Hoca, çok anlamlı ve düşündürücü kişisel ve ailevi özelliklere sahipti. Üniversite öğretim üyelerinin birçokların­ dan farklı olarak bunalımlı top lumumuzun varlıklı kesimin­ den gelmemişti. Köy kökenliydi ve bir köy öğretmeninin, bir eğitim emekçisinin oğluydu. Ya bancı dille eğitim yapan bir okulda veya yabancı bir ülkede okuma olanağından da yarar­ lanamamıştı.

Ama. İnanılmaz bir çaba sarfederek, ayrıcalıklı sınıftan olmamanın önüne çıkardığı bü­ tün engelleri aşmasını bilmiş, ilk ve orta öğrenimini Tarsus' ta tamamlayınca «parasız ya­ tılı» sınavını kazanarak Hay­ darpaşa Lisesini 1940'ta bitir­ miş, 1944 yılında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden diploma almış, bununla da ye­ tinmeyip. daho sonra sosyoloji asistanı olarak girdiği İktisat Fakültesinden de mezun olup, profesörlüğe kadar yükselmiş­ ti.

Tütengil Hoca, her şeyden önce bilimin ve aklın yol gös­ tericiliğine inanan bir bilim a- damıydı. Bunun içindir kİ, «dü­ şünceyi olayların önüne geçir­ meden meselelerimize çözüm yolları bulamayız» diyordu, Türkiye'de Köy Sorunu adlı ya­ pıtında Ama bir düşünce mer­ kezi olan, olması gereken Üni­ versite erimizin durumundan ya kınmadon da edemiyordu.

özellikle, her zamankinden daha çok bilimin önderliğine gereksinme duyulan bir ortam­ da. kendisi bilimin halkın hiz­ metinde olması gerektiğine inan dığı için, bir çok öğretim üye­ sinin akademik ünvanlarını bir kazanç aracı olarak kullanma­ larına çok üzülüyordu.

Örnek bir aile reisiydi.

Çok düzenli bir çalışma ya­ şamı vardı.

Araştırmalarında önyargılı olmaktcn sakınır ve bilimsel nesnellikten şaşmazdı. Nitekim, bir yapıtında, «önyargılar bizi yanılmalara götüren, gerçeği olduğu gibi görmekten alako- yan hayaletlerdir» (Sosyal Bi­ limlerde Araştırma ve Metod) diyordu Çalışmalarında ilk el kaynakları kullanmaya özen gösterir ve bulduğu belgelere de çok güç inanırdı. Derlediği bilgile’’ için, ancak başkaları­ nın da görüş ve eleştirilerini aldıktan sonra yazmaya koyu­ lurdu Bu şekilde hazırlık ya­ pılmadan yazılan kitaplar İçin «olgunlcşmadan koparılmış bir meyve» (1) sıfatını kullanırdı.

O çok İyi bir dilciydi. Ne ya­ zık ki. düşünceleri çağdaşla- şamayar bazı meslekdaşları, Öz-Türkçeleşme akımına «Türk­ çe'yi sala bindirip sele salı­ verdiler» diye karşı çıkarlar­ ken, konuşma ve yazılarında Öz-Türkçe sözcükler kullan­ maya büyük bir özen göste­ rirdi. Bu yetenekleri dolayısıy­ ladır ki, Türk Dil Kurumu'na uzur yıllar çok yararlı hizmet­ ler sunmuştu. O nedenle, ken­ disine mektup yazarken, hata yapmamak için ne denli sıkıl­ dığımı çok İyi anımsıyorum.

Cavit Hoca. Anadolu'nun bağ

Nadir Nadl

Perde

Aralığından

Perde |

A ' / * " —p

A i a l Î Ö i n A"rATÜRK"'ÜPÎ

0l0m0

gönlerinden

f c - ' ^ DP İKTİDARININ İLK AYLARINA KADARKİ DÖNEMDEN ANILAR, ÇİZGİLER. OLAYLAR VE PORTRELER... ÜLKEMİZİN BUGÜNKÜ DURUMA NASIL GELDİĞİNİ GÖZLER ÖNÜNE SEREN BU YAPITI ELİNİZDEN

AYACAKSINIZ.

Ederi: 100 lira

ADRESİ: ÇAĞDAŞ YAYINLARI TÜRKOCAGi CAD. 39-41

CAGALOĞLU-İSTANBUL

ÇAĞDAŞ YAYINLARI

rından kopup gelmiş bir aydın olarak cağına ve içinde yaşadı­ ğı topluma karşı büyük sorum­ lulukları olduğunun bilincindey dİ. Kendisinin de cok sevdiği bir deyimle, «el kesesinden sultanım develer olsun kurba­ nım» zihniyetine şiddetle karşı çıkıyor ve «bugün büyük şe­ hirlerde oturan aydınlar sorun­ larımız karşısında «bana ne» diyemezler» (2) diye haykırı­ yordu.

O bilinçli bir antl - emperya­ listti. Kalkınabllmemiz İçin, çarpık kapitalist sistemimizin derlenip toparlanabilmesi için, sonuna kadar dışarıya el aça mayacağımızı, zira taşıma su ile değirmenin dönmeyeceğini birtakım ulusal özverilerde bu­ lunup kendi kaynaklarımıza dön memiz gerektiğini açıkça belir tiyor ve düşünce plânında ge­ lişmiş kapitalist ülkelerin «sö­ mürge sosyolojisi» derslerine karşılık «az gelişmenin sosyolo |isl» (3) İle karşı çıkmaktan başka çare yoktur, diyordu.

Öte yandan, Cavit Hoca, dü­ şünce Özgürlüğünün ve demok­ rasinin yılmaz bir savunucusu idi. «Aroştırmaiarda kullanılan yöntemler elbette tartışılabilir, ama her türlü araştırma öz­ gür düşünme ortamını zorunlu kılar. Demokratik bir ülkede a- raştırmo konularına sınır çizi- lemeyeceği gibi araştırma so­ nuçlarının gizil tutulması da düşünülemez» (4) yargısına va rıyordu Bu nedenle, düşünce­ sinden dolayı yargılanan, bu yetmiyormuş gibi sonra da si­ lâhlı bir saldırı sonucu felç bırakılan bir başka değerli bi­ lim adamı Doç. Dr. Server Ta- nilll davasında susmamış, TÜMÖD'ün isteği üzerine oluş­ turulan bilirkişi kurulunda. Prof. Macit Gökberk, Prof. Berna Moran, Prof. Nuri Kora- can ve Prof. Öztekin Tosun gi­ bi ötek. onurlu bilim adamicrı- nın yanında yer olmış ve onlar la birlikte özgürlükler konusun­ da bilimsel bir İncelemenin en güzel örneklerinden birini ver­ miştir. (5)

Bunların ötesinde, belki de en önemlisi, onun ülkemizde varolan düzenin adaletsizliğini ve eşitsizliğini çok iyi bilmesi ve bu düzenin mutlaka değiş­ mesini, ama demokratik yollar­ dan değişmesini istemesiydi.

Aslında bu büyük İnsanın er­ demleri bir makaleye s ığ d ırıl­ mayacak kadar çok. öyle sanı­ yorum kİ, anımsayıp sıralama­ ya çal.ştığım bu özellikleri bi­ le, daho önce katledilen öteki bilim adamları, öğretmenler, iş­ çiler. öğrenciler ve diğerleri ya nında, onun niçin demokrasi ve halk düşmanlarınca bir he­ def olarak seçildiğini açıklama­ ya yeter

Bir karşılaştırma yaptım da, karanlık güçler ona 12 kurşun sıkabilmişler. O ise. karanlığı aydınlığa çevirebilmek İçin, ken dine dinlenme hakkı biie tanı­ mayıp. sıkılan kurşunların en az 7-8 katı bilimsel yapıt ve makale yazmış.

Sıkılan kurşunlar, Tütengil Hoca'nın yurt, İnsan ve demok rasi aşkı ile dolu kalbini dur­ durdular Acaba, tarihin akı­ şını durdurabilecekler mİ?

(1) Tütengil, «Olaylar - Yoyrn- lar - Haberler», Sosyoloji Konferansları, 17. Kitap' tan ayrı basım, İstanbul, 1979, s. 148

(2) Tütengil, Köy Sorunu, a. g. e. s. 98.

(3) Tütengil, Az Gelişmenin Sosyolojisi, İstanbul, 3971, 2 b. s. 141, 172.

(4) Tütengil, Sosyal Bilimlerde Araştırma ve Metod, a.g.e., s 3, 97.

(5) M Emin Değer, Bir Bilim Ademinin Savunması. Ta- nlll< Dosyası İstanbul, 1978, S. 216/247.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Aristoteles’e göre, kuvvete bağlı olarak gerçekleşen zo- runlu hareket de iki türlüdür: Hareketi sağlayan kuvvet ci- sim üzerindeki etkisini cismin hareketinin her anında

Erdal İnönü ile çok sayıda siyasetçi, gazeteci, yazar ve kalabalık bir topluluk katıldı.. Tantan ve İnönü, cenaze namazı sırasında en ön sırada yan yana

ABD’li matematikçi ve meteorolog, kaos kuram›n›n kurucular›ndan ve “kelebek etkisi”nin isim babas› Ed- ward Norton Lorenz, 16 Nisan günü Cambridge’teki evinde,

Photon energy numbers of a medical linear accelerator (LINAC) are limited because o f technical limitation.. But some clinical situations, such as tangential

“ Bu Shakespeare pezeven­ gi Türkçe söylese nasıl söylerdi, bunu dü­ şünüyorum, bunu düşünürken bayağı gü­ zel şeyler çıkıyor ortaya. Dem ek ki Shakes­

Web 2.0 teknolojileri ile geliştirilen işbirlikli öğrenme ortamını kullanan öğrenciler (deney grubu) ile kullanmayan öğrencilerin (kontrol grubu), “programlama

Epirojenik stildeki hareketler, Seizm, Volkanizma, Heyelan, Kaya düşmeleri, Erozyon, Sedimantasyon, Süreklilik gösteren Yüksek ve Düşük sıcaklıklar, Bunaltıcı yakıcı

Sonra yetmişli yıllarda bir gün da­ ha doğrusu ve çok şükür ki, bir gece sabaha karşı, koca pasaj çöküverdi ve pasajın bira­ haneleri aynı anda bir bilyeli