• Sonuç bulunamadı

Prof. Dr. Nihad Reşad Belger 1881-1961

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Prof. Dr. Nihad Reşad Belger 1881-1961"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r v v . . —

cC V v^ 1 <>'<

aa

OUx

(\ f \j\

(2)
(3)
(4)

Prof. Dr. NİHAD REŞAD BELGER

(1881 — 1961).

Prof. Dr. Bedi N. ŞEHSUVAROĞLU

29.10.1951 günü kendi el yazısı ile gönderdiği hâl tercümesine gö­ re Nihad Reşad Bey İstanbul’un fethini görmüş tarihî Üsküdar da 1881/1297 yılında doğmuştur. Babası Şûrayı Devlet dairelerinden bi­ rinin, Temyiz Dairesinin reisi Mehmed Reşad Bey idi. Metodik çalış­ mayı, ilim aşkını ve efendiliği bu babanın temsil ettiği aile muhitin­ den almıştır. Fakat hayata gözlerini açtığı çağ XIX. asrın sonu gibi Avrupa’nın yer yer kaynaştığı ve memleketimizin de büyük bir si­ yasî tazyik altında inlediği bir devredir.

Bu çağda Avrupa mes’elelerinin hallini, insanlık yolunu Roman-

tizm’de aramaktadır. Rönesansm getirdiği tecrübe ve müşahedenin

yarattığı Akılcılık, yani şuur üstü çalışmaları yerini kısmen şuur al­ tına terk ettiği içindir ki bu görüş Avrupa’da kısa zamanda yayıl­ mış ve her millet kendi- çapında bir meseleye sarılarak romantizmin verdiği olağan üstü bir hassasiyetle ızdıraplarını haykırmaya baş­ lamıştır. İşte bu yolda Türk münevverine önderlik eden Şinasi’ler, Namık Kemal’ler, Mithat ve Ziya Paşa’lar da (Vatan elden gidiyor) sloganı ile memleket dâvalarını ön plâna almışlardı. Bundan dolayı­ dır ki neslinin bir bir çok aydınları gibi Nihad Reşad Bey de bu

ro-P L A C U E R E S E A R C H L A B O R A T O R Y .

*J/u.

PARIL

I ı

(5)

mantik acıyı tâ içinden duymuş ve bu yolda mücadeleye atılmış, yani siyasete karışmıştır.

1900/1316 da genç bir yüzbaşı olarak Gülhane’de staja başlayan Nihad Reşad Bey kısa bir müddet sonra 1902-1903 yıllarında Hindis­ tan’da Bombay civarında Parel’de Pasteur’ün talebelerinden Haffki- ne gibi değerli bir insanın lâboratuarında bir buçuk sene kadar veba üzerinde çalışıyor, sonra onun Beyrut Askerî Hastahanesine tayin edildiğini görüyoruz. Lâkin ne yazık ki devrin bütün münevverle­ rine olduğu gibi ona da kızıl sultan aman vermiyor, ve evrak-ı mu- zırra eshabıdır diye daha vapurdan çıkarken tevkif ediliyor ve Er­ zurum’a nefyedileeeğini öğreniyor. Ne tuhaf bir tecellidir ki bir pa­ şalık rütbesi uğruna verdiği bir junalle ona bu feci âkibeti hazırlı- yan bir eczacı -Mekteb-i Tıbbıye-i Ş.ahane’nin o zaman ki baş ecza­ cısı- olduğu gibi, onu kızıl sultan’m pençesinden kurtaran da gene bir eczacıdır. Dr. Nihad Reşad onun vasıtasiyle Beyrut Avusturya konsolosu ile temasa geçerek bir Avusturya vapuruna sığınmak fır­ satını buluyor ve nihayet Kıbrıs yolu ile Fransa’ya kaçıyor. Böylece 1904 de onu yeniden öğrenci, Paris Tıp Fakültesi talebesi olarak gö­

rüyoruz. FilhaïakÈr''müsabaka imtahanını kazanması üzerine Paris

Hastanelerinde; Déjerine, Dieulafoy, Thoinot, Enriquez, Marcel Lab- bé, Claisse, Richelot ve Dujarier gibi değerlerin yanında 6 sene ka­

dar Externe des Hôpitaux olarak ve müteakiben de 4 sene kadar

Externe en Premier ünvanile E. Quénu, Fournier, Widal gibi üs- tadların servislerinde Enterne des Hôpitaux gibi çalışmıştır. Bu ara­ da, evvelce de söylediğimiz gibi, yabancı ülkelerde vatanın zulmun pençesinden kurtulması için çalışanlarla, (Jön Türkler) le sıkı bir iş­ birliği yaptığı, yani siyasî hayata da atıldığı içindir ki bu tahsil dev­ resi 10 seneden fazla sürüyor ve 1916 da Paris Tıp Fakültesinden dip­ loma alıyor. Fakat ondan sonra da ilim muhiti ile ilgisini kesmiyor ve

senelerce Widal, Marcel Labbé, Babinski, Vaquez ve Bensaude’un

servislerine muntazaman devam ediyor.

Fizik yapısı, ahenkli sesi, belâgati, lisana hâkimiyeti ve geniş

görgü ve bilgisi ile insanlara kolayca tesir edebilen bu genç hekim kendisini vatana hizmete hazır ve yeterli gördüğü içindir ki siyaseti bu yolda bir vasıta olarak kullanmak istiyor ve ölünceye kadar da bu fikrine sadık kalıyor. Evet o siyasî tarihimizde zaman zaman ik­ tidara veda etmesini yani istifa etmeği ve şahsiyetini korumasını bilen nâdir şahsiyetlerdendir.

(6)

y ■> '—-»<*)' l 'o •*}' 'è '“ " : (D j\ (\«ı-0 ı ^ < V v j, C f < t n > « - V j f T İ ^ ^ wvl!^ r^*<-v j •>LiV'.r.>; -/ /

Mısır’da icrai tababet etmek için aldığı belge.

Jön Türklerle ilk temaslarında o Ahmet Rıza ve Sabahattin Bey’- ler gibi değerlerle tanışıyor. Fakat Sabahattin Bey’in, o günkü va­ ziyette imparatorluğun kuruluşunu ancak Osmanlı ülkesinde teşek­ kül edecek mahallen muhtar küçük idarelerin dış siyaset ve asker­ lik hususunda birleşmesinde, yani bir birleşik devlette gören, adem-i

merkeziyet nazariyesi genç doktoru çok sarıyor. Onun içindir ki 1908

Meşrutiyetinden sonra memlekete avdetinde onu Abdülhamid istib- datmı bir nevi merkeziyetçilik şeklinde temadi ettiren ittihatçılara karşı Prens Sabahattin Bey’i savunurken görüyoruz. Bu sebepledir ki Prens Sabahattin Bey’in dostlarından Ahmet Bedevi Kuran çok son­ ra yazdığı (İnkılâp ve Jön.Türkler) isimli eserinde ona .geniş yer ve­ rir. Ancak bu davranış Mahmud Şevket Paşa’nm katli hâdisesinde Cemal Bey (Paşa) nm intikam elinin ona da uzanmasına imkân ha­ zırlıyor, fakat Talât Paşa’nm dostça bir ikazile yeniden Avrupa’ya ka­ çan Dr. Nihat Reşat Bey hayatını kurtarıyor. Böylece İkinci Dünya Harbi’nin acı yıllarını yurttan uzakta geçiriyor, bu arada evvelce de kaydettiğimiz gibi Paris Tıp Fakültesinden mezun oluyor.

I. Dünya Harbinden mağluben çıkmamız ve İttihad-i Terakki’nin iş başından çekilmesi üzerine tekrar İstanbul’a gelerek Gureba Has­ tanesinde çalışmaya başlıyor.

(7)

Lâkin Kurtuluş Savaşı da ona yeni gurbetler hazırlamıştı. Fil­ hakika 1921 - 1922 senelerinde kendisini Paris ve Londra’da Millî Hü­ kümete sözcülük ve mümessillik ederken görüyoruz. Lozan Konfe­ ransında belâgat ve mantığı ile Lord Curzon’u hayran hayran ağzına baktıran gene odur.

Zaferden sonra bir kere daha gurbet yollarına düşen Dr. Nihat Reşad Bey bir müddet Mısır’da serbest hekim olarak çalıştıktan son­ ra tekrar ikinci vatanı olan Fransa’ya geçiyor ve hocası Marcel Lab- bé’nin Clinique Medicale profesörü olması üzerinde onun servisinde bir (Endoscopie Recto- Sigmoidienne) şubesi kurarak 1934 den 1936 ya kadar muntazaman bu servisi idare ediyor ve geije- M. Labbé’nin tavsiyesile 1930 dan 1936 ya kadar Plombières kap/ıcalarmm müşa­ vir hekimi olarak çalışıyor. 1936 da tekrar vatana dön^n Nihat Reşat Bey modern Yalova kaplıcalarını tesis ve müdürlüğünü yapmıştır. İşte bu esnadadır ki 1938 de Atatürk’ün hastalığın^ ilk teşhisi koyan odur.

Gene 1938 de onu İstanbul Tıp Fakültesinde Hidro-Klimatoloji profesörü olarak görüyoruz ve bu ödevine tâ 1950 ye kadar devam ediyor. O tarihte İstanbul millet vekili olarak yeniden siyasî hayata atılan hocamız demokrat partinin ilk kabinesinde Sağlık Bakanı ola­ rak yer almışsa da dört ay gibi kısa bir zaman sonra prensipleri uğ­ runa iktidar koltuğunu feda etmiştir. Ondan sonra İtalyan hastane­ sindeki çalışmalarına çekilen hocamızı 27 Mayıs İnkılâbından sonra bir kere daha siyaset yolunda Temsilciler Meclisinde üye olarak gö­ rüyoruz, ve bu vazifede iken 29.IX.1961 de hayata gözlerini yummuş­ tur. Bize göre ümanist, vatanperver, hekim, hoca ve siyaset adamı gibi çeşitli yönlerde ve sonsuz enerjisi ile bir âlem, bir kâinat idi. Onun içindir ki o dinamik insan ile ölüm sükûnunu asla bağdaştıra- mıyoruz. Fakat hakikat o ki artık Nihat Reşat Bey ölmüştür. Çünkü nihayet o da bir insandı. Lâkin şurası da bir hakikattir ki eğer bizler geride kalan yakınlar, dostlar, arkadaşlar ve talebeler bihakkın in­ san isek Nihat Reşat Bey’ler ölmezler.

Onun vatan yolundaki hizmetlerini kısaca şöyle özetleyebiliriz : — 1912 senesinde Vaşington’da toplanan Beynelmilel Kızılhaç kon­

gresinde murahhas. '

— 1919- 1920 Yenibahçe Gurebayi müslimîn hastanesi dahiliye mü­ tehassısı.

— Anadolu Millî Harekâtı ve İstiklâl Harbi esnasında Paris ve Lon­ dra istihbarat büroları şefi.

(8)

hey’-eti mürahhasa âzası (Yunus Nadi Bey 24.IV.1925 tarihli Yeni Gün gazetesinde çıkan bir yazısında Nihat Reşat Bey’in bu sahadaki muvaffakiyetinden ve iki lisana olan hâkimiyetinden sitayişle ba­ his etmektedir.)

— 1922 de toplanan İkinci Londra konferansında hey’eti mürahhasa âzası.

— 1921 - 1922 Paris ve Londra’da millî harekâtın sözcüsü, Londra’da Ankara hükümetinin nîm resmî mümessili.

— 1922 de Lozan konferansında siyasî müşavir ve matbuat müdürü. — 1936 da Yalova kaplıcaları müdür ve mütehassıs hekimi.

— 1938 de Yalova kaplıcaları işletme müdürü ve mütehassıs başhe­ kimi.

—• 1938 de Tıp Fakültesi îdroklimatoloji Medikal kürsüsü Profesörü. — 1943 de Devlet Limanları Umum Müdürlüğünde Başhekim ve Sağ­

lık İşleri Şefi.

— 1944 de İtalyan Hastanesi Mes’ul Müdürü ve Dahiliye Şefi. — 1950 de İstanbul Meb’usu, Demokrat Partinin ilk hükümetinde

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı. — 1950 de Kızılay Başkanı.

— 1951 de Kızılay ve Kızılhaç Birliği Başkan Vekili. — 1953 de Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu Üyesi.

Kendisinin İlmî çalışmalarından en mühimlerini şöylece sırala­ yabiliriz :

. Contribution du diagnostic précose du cancer de l’estomac (Radios­ copie et cytologie). Thèse de doctorat en medécine, Paris 1916. Etude de la sécrétion externe du pancréas dans le diabète sucrée (Archives des maladie de l’appareil digestif et de la n u trition 1926) En collaboration avec M. Labbé.

'L ’évolution de l’appareillage et de la technique en actino-thérapie (Revue d’actinologie et de physio-thérapie) 1931 en collaboration avec le Dr. Dufestel.

La colite à lamblia chez l’enfant (congrès des colites de plombières 1935) en collaboration avec M. Labbé.

^ Syndrome douleureuse de la fosse iliaque droite, appendicite chroni­ que et colites et cure de plombières (Congrès des colites de plom­ bières 1935).

.,-La psychothérapie dans le traitement du colites (Congrès des colites de plombières 1935).

Le traitement de la constipation chronique habituelle (Monaco Médi- terrané medical 1935).

(9)

dersi'. Tıb Fakültesi Mecmuası, as d’ostéopatie rare Pseudo-fracture spontanée-maladie de Milk- /■ 'm a n . (Société médicale des Hôpitaux de Paris 1942).

; ^ P oly p e de l’intestin grêle ayant évolué sous le masque d’une colite

/ et finalement révélé par une invagination intestinale. (Centenaire de

la société medicale des Hôpitaux de Paris.)

Bursa Kaplıcaları. Bursa (.Yapı Kredi Bankası tarafından neşrolunan R evue).

Milkman sendromu. Türk Tıb Cemiyeti.

ekeli humma aşısı (Pratik Doktor) Dr. Gilman’la beraber 1943. Gıda, rejim, hastalık. Üniversite serbest konferanslarından, 1943.

/ Yalova Termal kürü. Tıb Fakültesi Mecmuası, 1943.

/j^-Pasteur, İlimde bir Tanrı. (İpek mecmuası, Bursa 1944).

„Pénicilline tedavisi ile iyi olan bir endocarditis lenta vak’ası. (Ana-

/ d o l u Kliniği 1945).

^ Klinikte karaciğer kifayetsizliği (Türk Tıb Cemiyeti Bülteni 1946). /• Sténose cancéreuse sérrée du pylore, forme clinique exceptionelle à

évolution absolument silencieuse. (Archives des maladies de l’appa­ reil digestif et de la nutrition 1946.)

^ T erm al suları hakkında pratik malûmat (Belediye ve iller dergisi, 1948).

X

X

Bu çalışmaları ve iştirak ettiği çeşitli ilmi kongreler sayesinde Dr. Nihad Reşad Bey şu ilmi ünvanları kazanmıştır :

Externe des Hôpitaux à Paris.

Externe en 1er faisant foction d’interne.

Î

Membre de la Société de Gastro-interologie de Paris.

Membre de la Société de Médecine de Paris. '

Membre de la Société d’Hidro-climatologie de Paris. Membre of International Society of Medical Hidrology. Membre de la société médical des Hôpitaux de Paris.

Membre d’honneur de la Société de pathologie comparée de Paris. Membre correspondant de l’Académie National de Médecine de Fran­ ce (1953).

y Paris Üniversitesi fahrî profesörlük titri (1957).

A

Şerefle dolu bir ömrün sonunda kendisine sunulan madalyalar da vardır :

1926 Commendeur du Nichani alaouit (Maroc) ^ 1949 Officier de la Légion d’Honneur (France)

1950 Commendeur de l’ordre de la santé publique (France). ^si955 Commendeur de la Légion d’Honneur (France).

» V f • '• ■ *• J ' •' * *'• '

-7 7.I

Referanslar

Benzer Belgeler

M erhum enin cenazesi 23 Mart 2001 Cuma günü (bugün) saat 13.30'da Türk Hava Kurumu Genel B aşkanlığında yapılacak töreni m üteakip. K ocatepe Camii'nde ikindi

Birkaç gün önce bindiğim vapur Ta- ıabya önünden geçerken ote­ lin yıkılmakta bulunduğunu görünce, Turizm edebiyat ve belâgatinin kuru gürüliüsiy- le

26 yıl e w s l Peyam ilâvslerinda Arrupaya doğru mayii taooddat başlığı İla nofrottiğinis bir makalada Hajİ Komiseri merhum JTurl baya. kendi hatıratını yazdıraig

Ancak bizim vakamızda olduğu gibi maksiler sinüs kemik duvarında destrüksiyon yapan ve maksiler sinüs antrumu ile irtibatlı olan nazolabial kist vakalarında post-op oro-antral

Hyperaesthesia of the infraorbital nerve can develop due to infraorbital nerve compression secondary to traumatic orbital floor fracture associated with blunt orbital

Sistit kliniği olan hastalarda tercih edilen antibiyotikler ve tedavi süreleri Tedavi Süresi Antibiyotik 3 gün (Sayı.. günümüzde “antibiyotiklerin doğru endikasyonlarda

Zira önceleri ‘savunmacı reel politik’ kapsamında bir güvenlik perspektifi benimseyen ve bu perspektif gereği her ulusal güvenlik ‘sorununun’ güvenlik konusu

ARNAVUTKÖY’deki narin ev Bo- ğaz’a kederli bakıyor artık, içeride, loş ışıklar altında dalgın bir boşluk. Türkiye’nin yeni sesini nakış gibi iş­ leyen Onno