• Sonuç bulunamadı

16 ncı asır İstanbul hayatına dair bazı notlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "16 ncı asır İstanbul hayatına dair bazı notlar"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

16 ncı asır

Sadrazam Koca Sinan Paşanın HL Murada takdim ettiği telhisler ara­ sında, İstanbul hayatına dair olanlar da yer almaktadır (1). beş defa sada­ ret makamına gelen ve büyük bir servet edinen Sinan Paşa, lstanbulda ve menfi bulunduğu yıllarda Malka- rada müteaddid binalar inşa ettirmiş, lstanbulda ayrıca III. Murad için de saray bahçelerinde bir köşk yaptırt- mıştı.

Sinan Paşanın edindiği servet, bu arada inşaata sarfettiği paralar halk arasında büyük bir dedikodu mevzuu olmuş, kendisi hakkında Padişaha sık

sık kâğıdlar uçurulmaya başlan­

mıştı.

Bu ihbarlardan haberdar olan Sad­ razam Sinan Paşa, her defasmda bü­ yük bir telâşa düşmüş, uzun telhis­ lerinde sık sık tezvir yapanlara ina­ nılmaması hususunda Padişaha diller döküp durmuştu.

Sinan Pasa bir telhisinde bu dedi­ kodulardan şöyle şikâyet etmekte ve yaptırdığı binalar hakkında izahat verme'-ı-dir: (Benim Saadetlû Padi­ şahım devletle bugün dahi ata binip taşra buyurulmuş, Istanbulun hali malûmu şerifiniz oldu, kul şöyle de­ di ve şöyle dese gerektir. Din mü­ nafıklarının yüzü kara oldu mu, val­ lahilazim bazı kâğıdlar dahi sunar­ larsa kulun asla haberi yoktur. Birer mansıba talib olup ehli ırz olan haşe- rat tenhalarında tezvir edip, düzüp kosn-'.r, yoksa hâşâ ki kul tayfası arasında zerre kadar güftügû ola, ulufe vesair hedayelerin alırken bilâ sebeb, ne sebeb, ne söyleseler ge­ rektir.

Faraza Devletlû Padişahım emir ederseniz bir defa da dahi binildikte sunulan kâğıdlan alelacele bir iki okumuş kapıcılara gördürüp ol asıl tezvir kâğıd sunan malûm olup tu­ tulmak kabildir (2). Ve Saadetlû Padişahım devletle Alipaşa çarşısın­ dan buyurulmuş çekilen kahırdan çok muammer olamıyacağımızı zan­ netmekle orada bir türbe binasına mübaşeret olunmuştu (3). Ve ICaker maalkarada iken bir medrese arzo- lunmuştu. Ol dahi orada bina olu­ nuyor, ne kadar yerdir manzuı u şeri­ finiz olmuştur. İşte şeddadi binalar yapar dedikleri odur. Bir hale varıl­ dı ki kabir ve medrese yapmak töh­ met oldu. Vallahilazim tek il dilin­ den emin olalım diye akçemizle sa­ tın aldığımız yerden yola kati vafir verip ol yol, ne kadar tevsi olunduğu zahir meşhudu şerifiniz olmuştur. Bu kulunuzun biinayetullahitealâ bir gizli halim ve bir âhırı ahvalim yoktur. Ama zalimler ve münafıklar Devletlû Padişahı vebale korlar, Al- lahütenlâ insaf vere, baki ferman Padişahımmdır.)

Padişaha söylenen sözlerden ve ihbarlardan şikâyet eden Sinan Paşa kendi bilgisinden, devlet işlerindeki tecrübelerinden de emin bulunmakta ve bir telhisinde bu üstünlüğünü şu satırlarla belirtmektedir:(Vallahilazim kula sorulsa hizmeti çerifümüzde bu kulunuzdan bir aharı tercih eylemek mühaldfr, Eski kanunları benden iyi kifri' bilir ve kim gözetir, gelsin söy­ leyelim. Ama Devletlû Padişahım, münafıklara ne eyleyelim, hu kulla­ rına ne iftiralara kadir oldukları ka­ dar eylediler. Elâhır Saadetlû Padi- şahı korkutmakla zarafetle bir mas­ lahat başaralım derler. AUâhütealâ bunları rüsvay eyleye...)

İstanbul hayatına

dair

E

YAZAN s

Halûk

Y.

Şeh

1

i

Üç kıt’a üzeçinde hâkimiyet kur­ muş, Osmanlı İmparatorluğumu, muh telif yerlerde darbhaneleri bulunur ve oralarda sahih ayarlı sikkeler ke­ silirdi. Sinan Paşa bu para kesilme nizamı hakkında da (para kestirilen yerler eğer Haleb ve eğer Diyarba­ kır ve Bagdad ve Şam ve Erzurum ve gayridir) demekte bu para kesil­ mesi hakkında alman tedbirleri an­ latmaktadır. Bu tedbirlere göre bü­ tün para kesilen yerlerin muame­

lesi Istanbuls uydurulmak için

darbhanede sahih ayarlı para kesti­ rilip, nümune için her beylerbeyine ve defterdarlara emirler yazılmış ve bu nümune paralar mühürlü köseler içinde buralara gönderilmişti. Bu emirlerde ayrıca bu numunelere uy­ gun para kestirllmezse, üç, dört ay­ dan sonra yapılacak yoklamalarda bu gibilerin haklarından gelineceği de belirtilmişti.

Sinan Paşanın bildirdiğine göre, öterlenberi tstanbuldan gümüş dışarı çıkarılmazdı. Sadrazam bu hususta da şehrin bazirgânları cemolup ka­ dimden gümüş ticareti memnu idi. lstanbtıldan bir dirhem gümüş taşra çıkmazdı, hâlen dahi menolundu, İs­ kelelerde muhkem yasak olunmuş­ tur. ve bazı geçid yerlerine adamlar konulmuştur, her kimde bulunursa siyaset olunup mameleki girift olu­ nur deyu tenbih ve tekid olundu­ ğundan gayri şehre dahi muttasıl nida olunduğu malûmu âlileri ola) demektedir.

İstanbul halkı o devirlerde mesire­ lerde, güreş, cambaz seyranlarında, bir kısmı da bozahanelerde, kahveler­ de ve meyhanelerde eğlenirlerdi. İç­ kinin haram oluşu, üstelik meyhane­ lerin ahlâk üzerindeki tesiri sebeb- lerile zaman zaman buraların kapa­ tılması hakkında emirler verilıvdi III. Muradın böyle bir emrine karşı Sinan Paşa İstanbul kahvehanelerin den ve meyhanelerinden bahsetmekte ve bunlar hokkmdakl düşüncelerini açıklamaktadır: (İstanbul içinde olan meyhane ve bozahane ve kahvehane­ lerin ref’i babında rızayı âlileri sa- dir olup fermanı hümayunları olmuş ... emri şerlflerile bu husus bir hoş­ ça tedarik olunur, nihayet İstanbul sûrundan taşra Balıkpazarı vardır. Kadimden meyhanelerdir, Istanbul- dan haricdir. Şimdilik emri

şerifle-rile anlar dursun, inşallahütealâ mu- kataaya tamam yerin bulduğumuzdan sonra, icab ederse anları dahi gide- rürüz, ama kahvehaneler dahi ref olunsun diye buyurulmuş, emir ve

ferman Padişahımmdır, bu kullan

ömrüm içinde kahvehane nedir bil- mezem, feemma hillinde kelâm yok gibi şimdi muharrematla bir yerden ref olunsa münasibdir ve hem bu hal­ ka bir eğlence yeri lâzımdır. Niha­ yet zem ve grybet ile birbirinin etin yerler, icab ederse bir kaç günden sonra anlar dahi refoluna...)

Sinan Paşa, Istanbuldaki meyhane sayısından ve meyhanecilerin kapa­ tılmamak için kendisine yaptıkları rüşvet teklifinden de bahsetmektedir: (Saadetlû Padişahım, İstanbul İçinde sûrdan içeruda ceman beş yüzden zi­ yade meyhane vardır, refeyleme deyu halen bu kullarına on beş yül akçe verirler, ama bu değil, İki yüz akçı verseler hâşâ sümmehâşâ dönüp ba­ karsam, Devletlû Padişahımın nimeti şerifi bana haram olsun...)

Istanbulun mühim meselesini iaşe işleri teşkil ediyordu. Sinan Paşa ka­ labalık şehrin ekmek narhından ve fırıncıların hallerini de şöyle anlat­ maktadır: (...Ekmek hususunda çok­ ça İhtimam olunmuştur, şimdiyedek narhın hemen bir adı varmış, hâlâ görüldükte uncular ve ekmekçiler gelip evvelâ ellerinde olan hurda akçe şimdi rayiç olmadığından şikâ­ yet eylediklerinden maada biz bu buğdayı ve unu ziyade baha ile al- duk, şimdi ucuz satarsak zulüm olur diye feryad eylediler. Vakıa bu hu­ sus sahihdir. Rençper kullarına dahi gadreylemek olmaz.. Devletlû Padi­ şahım sağ olsun. Muhtel olmuş u- murdur. Zahmeti yalnız anlara çek­ tirmekle olmayıp, meşakkatte müş­ terek olmayı İcab etmiştir... Ekme­ ğini pâk pişirmek için tekid olundu Ve ne kadar gemiler varsa —uae- celâ buğdayı varın diye tekid olun­ du. Bir kaç günde gemiler varıp ge­ lince rençper fukarası pahalı aldık­ ları buğdayda ve dakikte zarar et­ mesinler deyu bizzarure narhın zi­ yade olması münaslb görülmeyip bir kaç güııedek tehir olundu...)

Sinan Paşa aynı telhisinde (et huS'isunda dahi külli müzayaka) ol­ duğunu yazmakta ve) anın Vaklyyesl koltukçulardan on beş, on altıya

çık-bazı

notlar

m işti, halen öyle değildir, ama ge­ ne zaruret vardır) demektedir. Tel­ histen öğrendiğimize göre İstanbul eti R ı -ıe lid ci gelmekte ve oralara

koyun sürmeye çavuşlar gönderil­

mektedir.

Eski îstanbulun mühim meseleleri arasında sık sık çıkan yangınların önlenmesi ve şehirde fisayişi bozan bazı türedilerin tedibleri de vardı.

Sinan Paşanm telhislerinden öğre­ nildiğine göre onun devrinde de (ikl-d» bir mnhallata at.es düşer) olmuştu. Tedbirsizlik veya dikkatsizlik yüzün­ den çıkan bu yangınlara karşı o de­ virde İstanbulini bütün mahalleleri bekletilmekte ve bu yangını gözetle­ yen bu bekçilere mahalle kethüda­ ları karışmakta İdi.

Sinan Pasa t 'hislerinde Kanuni devrindenberf şehir m ı ; içlerinin

sür iç teftiş olunduğunu, şehirli ol- mıyan ve sabıkası bulunanların îs- tanbuldan çıkarıldığını bilinmekte Ve bu s -n rb ı venlceriler arasına karı­ şan yabancıların da Îstanbulun Asa­ yişini bozmakta olduklarını belirt­ mektedir.

Sinan Paşanın telhisleri 16. asrın ikine! yarışma aid devlet İdaremiz, belediye işlerimiz ve içtimai hayatı­ mız hakkında mühim bir kaynak teş­ kil etmektedir.

(1) Sinan Paşanm telhisatı Topka- pı Sarayı kütüphanesi numara 1943, nesih hat, 67 sahife.

(2) Padişahlar şehir içinde gezin­ tiye çıktıkları vakit kendilerine arzu­ haller verilirdi. Bazıları İmzasız clsn bu arzuhallerde Sinan Paşadan şi­ kâyet edildiği, Paşanm da bunların yakalanması için III. Murada tavsi­ yelerde bulunduğu anlaşılıyor.

(3) Bugün Çarşıkapı ismile andığı­ mız o vakitler Alipaşa çarşısı deni­ len yerdeki türbe devrinin güzel mi­ mari eserlerinden biridir. Halen Maa­ rif Vekâleti bu türbeyi restore ettir­ mektedir.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Hacımn menkıbeleri Meşruti- | yetten sonra epey söylenmiştir.. Abduliıamit devrinde gizli

ni ve güzel endamile hoppa hanımlar!, pek genç çağında koluna taktığı liv3 galonlarlle emsallerini imrendirir; ikin­ ci ordu müşiri ve Edirne valisi A rif

Şimdi gece desen değil, sabah desen değildi ama ayaz keskindi.. Gözlerini kapatarak yürüyordu zaman

kuru ekmekler gibi çocukların teni tanımını yitirsin serçedeki biçim. Ekmek

kullanılan katkı maddeleri, 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliğinde yer

Uygun saklama koşullarında depo ömrü ( 1-2 ) yıldır. a) Aktif kuru maya: Saklanma koşulları daha uygundur. Soğuk zincirin yetersiz olduğu durumlarda kullanılır. Ancak

• Yoğurma kabında 20-30 dakika bekletilen hamurlar istenilen büyüklükte kesilerek elle veya makine ile yuvarlak şekil verilir. • Daha sonra fermentasyon kabinine gelir

Abdülhamid’e karşı dire­ niş ve başkaldırı olayla­ rım İstanbul'dan günü gü­ nüne izleyen Stanw ood Cobb diyor ki: “ Bu ülkücü­ lerden hiç biri,