• Sonuç bulunamadı

Yasa "korsan"ı vurabilecek mi?:Düşünce ve Sanat Eserleri Yasa Tasarısı, "korsan yayıncılığı" ilk kez tanımlayarak çeşitli önlemler getiriyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yasa "korsan"ı vurabilecek mi?:Düşünce ve Sanat Eserleri Yasa Tasarısı, "korsan yayıncılığı" ilk kez tanımlayarak çeşitli önlemler getiriyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

¿1 A Ğ U STO S 1993 CUM ARTESİ CUMHURİYET2

KÜLTÜR

Devletin ilgisizliğinden yakınan yayınevleri korsan yayıncılıkla mücadeleyi kendi silahlarıyla sürdürüyorlar

Kitap kalpazanlarıyla köşe kapmaca...

Y ayındünyasında korsancıların 'gözde ’ k itapları var... Bunların arasında O rh a n P anıu k 'u n ‘Beyaz K ale' si, \1 a rq u - ez’in ‘Yüzyıllık Y alnızlık’ rom anı, N azım ’ı n‘Tüm Eserleri’ dizisi, M ontaigne'in ‘D enem eler’i de bulunuyor.

A Y ŞE SA Y IN

ANKARA- Yayınevleri ve kitabevleri, korsan kitap basımına karşı, devletin il- ili makamları “ konuya ilgisiz” kalınca endi içlerinde savaş açtılar. Yaklaşık 1 ildir süren “ korsanlığa karşı mücadele” ampanyası, Ankara ve İstanbul gibi büyük kentlerde “ kısa süreli” de olsa, korsan yayın yapanları sindirdiyse de, korsan kitap sektörünün Anadolu'da et­ kinliğini sürdürmesini engelleyemedi.

Yasal yollardan kitap basan ve dağı­ tan yayınevleri ve kitabevleri ise bu ola­ ya karşı ilk tepkilerini 10 temmuz 1992 tarihinde yaptıkları bir bildiriyle dile ge­ tirdiler. Kitabevlerinin korsanlığa mü­ cadele başlattığını belirten açıklamada şu görüşlere yer verildi:

“ Bizler bilgi ve olanaklarımızı açıkça biraraya getirirsek, korsan kitabı ürete­ ni, satanı, basan matbaayı, selefoncuyu, kartonunu satanı, parasal desteği vereni, kitabı satan okulu, finansmanını yapan okulu veya kurumu kolayca saptayabi­ liriz. Bu bilgileri aşağıda imzası bulunan bizler aktarmaya ve birleştirmeye karar verdik. Tüm kitap sektörünü, böyle bir karara katılmaya ve bu yönde davran­ maya çağırıyoruz.”

Ankara’daki 22 kitabevi sahibi ve yö­ neticisinin imzasını taşıyan 10 Temmuz 1992 tarihli “bildiri” ilk kez, korsan yayıncılarla “kararlı bir şekilde” müca­ delenin başlangıç belgesi niteliğini de taşıyordu.

Dost Kitabevi’nin sahibi Erdal Akalın, “Son 10 yıldır, korsan yayıncılık yapıldığını biliyorduk. Ancak genelde ya­ bancı dil ders kitaplarıyla ilgili olduğu için şimdiye konu biraz bizim dtşımızdaydı. Ama son 2 yıldır, Türkçe kitaplarda da yoğun bir korsan yayıncılık başlayınca, birşevler yapılması gereğini duyduk. Ama bizi asıl harekete geçiren Adam Yayınları tarafından basılan Nazım Hikmet'in tüm eserleri serisinin korsan baskısının yapı­ lması oldu.”diyor.

Kitap korsanlığı kısaca gerekli yasal ve ticari izinler olmaksızın bir kitabın üretilmesi, yani “ kitap kalpazanlığı” ola­ rak tanımlanıyor. Korsan yaym alar

K orsan kitap basan ya da dağıtan kişi ya da kuruluşların kitap galerisin­ de yok yok. H atta eserin orijinalini, sahtesinden ayırabilmek, ancak uz­ m anların yapabileceği bir iş. Baskı kalitesi, amlemdeki bir eksik, ya da fi­ yat etiketi, korsan yayını ele veriyor.

Ancak norm al bir o kurun bu yayı­ nlan ayırt etmesi neredeyse ola­ naksız.

Y ayın ve kitabevlerinin

oluşturdu-işlerini hep “el altından” , zabıtayla “kap kaç oynayan “işportacılar” gibi gözden ırak yerlerde yapıyorlar. Ancak son 2 yılda polis ve Maliye Bakanlığı’nın bu konudaki "duyarsızlığı ve görmezden gelme politikası” , korsan kitap satan- lann “kitabevi açmalarına” kadar uzandı. Arkadaş Yayınevi’nin Sahibi Cumhur özdem ir’e göre, korsanalar artık “ polisle” de anlaşmış durumda, özdem ir, “ İşin içinde zannettiğimiz gibi büyük mafyalar olmadığını gördük ama korsan yayın yapanlar bu işten öyle bü­ yük kazanç sağlamış ki, Emniyetteki ata­ malara kadar müdahale edebilir hale gel­ mişler. Diyelim ki bir ihbar yapıyorsunuz.

ğu “ Korsan Kitapla Mücadele Komi- tesi” nin saptam alarına göre başta İngilizce kitaplar olm ak üzere, en çok rağbet gören ve korsan basılan kitap­ lar şöyle sıralanıyor:

İletişim Y ayınlarından çıkan Ya- kup K ad ri’nin “ Yaban” , C an Yayı­ n la rın d a n O rhan P am uk’un “ Kara Kitap” , “ Beyaz Kale” rom anları, M arquez’in “ Yüzyıllık Yabıızlık” ı A dam Yayınevi’nin “O rhan Veli” ,

adamın korsancıiık yaptığı belli. Polis 1 saat sonra geldiğinde ortada hiçbir şeyin kalmadığını görüyorsunuz.” diyor. Mali­ ye Bakanlığı’nın ise, milyonlarca lira vergi kaçıran korsanalar üzerinde he­ men hiçbir baskısı yok. Cum hur Özde­ mir bunu, Fikir ve Sanat Eserleri Ya­ sasındaki boşluğa bağlıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“ Diyelim ki, mâliyeden denetimciler geliyor. Korsan yayıncılık yapan kişi 2-3 kitap gösteriyor ve bunları kendim için bastım diyor. Oysa kitap ofset basılmış. Ofset basan bir makina 2-3 binden aşağı basmaz. Ama buna kesilen ceza o 2-3 ki­ tabın değerinde oluyor. Şu anda Kültür

“ Nazım Hikmet Tüm Eserleri” , Tekin Yaymevi’ndenE m inÇ ölaşan’ın“ Tur- gut Nereden Koşuyor” , A ltın Kitap- ları’dan Stephen K ing’in “ Sis” , ’’Ce­ set” , Erdal A tabek’in “ Kışkırtılmış Erkeklik, Bastırılmış Kadınlık” , Step- han K ing’in “ Hayvan Mezarlığı” , Cem Y ayınevi’nin “ Montaigne-Dene- melçr” . Bilgi Yayıncvi’nden G önül C andaş'ın ’‘Bereketli O lsun” adlı ye­ mek kitabı.

Bakanlığı Düşünce ve Sanat Eserleri Ya- sası'nı hazırladı. Fikir ve Sanat Eserleri­ nin alternatifi olan bu tasarının korsan yayıncılığa indirgendiğinde mutlaka eksikleri var. Ama bizim için önemlisi ilk kez yeni tasarıda, korsan yayıncılığının tanımının yapılması. Bir de matbaalara denetim getiriliyor. Şu anda herhangi bir kişi bir kitap bastırmak istediğinde mat­ baacı, kaynağını araştırmadan basıyor. Ama yeni düzenleme, matbaacıya, bastı­ racak olan kişinin eser sahibi olup ol­ madığını, eğer değilse, eser sahibiyle yapı­ lan sözleşme örneğini isteme gibi yetkiler getiriyor ki, bu da çok önemli bir denetim mekanizması.

Ayrıca “ Akbulut Fıkraları” nın da ismi “ Pirzola” olarak değiştirilerek korsan basılırken. A nam i Atlası, Redhousc Sözlüğü, Şeref G özübü- yük’ün “ Yönetim H ukuku” da k o r­ san baskıdan nasibini aldı. Yabancı yayınevlerinden Cam bridge, Nelson. Penguin, Collins, M c Millan. P.Hall, O xford ve Longnıan tarafından bası­ lan l(X)"ün üzerinde İngilizce dil ki­ taplarının da korsan basımı yapıldı.

Korsan yayıncılığa karşı 10 temmuz tarihli birlidirle savaş açan yayınevleri kendi aralarında “ bir komite” oluşturma karan verdi. 7 yayınevi temsilcisi ile Yayıncılar Birliği Başkanı Aygören Di- rim’in de görevli olduğu komite, sektö­ rün de bu konuda ilk kez örgütlenmesi­ nin yolunu açtı. Örgütlenmenin yolunu açan ise Dost Kitabevi ve Özkaynak Pa- zarlama’nın yayınladıkları ortak çağrı oldu. “ Bardağı taşıran son damla” olan Nazım Hikmet’in tüm eserlerinin basımı sonrasında yapılan çağrı şöyle:

“ Bilindiği gibi son zamanlarda, yayın piyasasında birçok kitabın ‘korsan baskısı’ yapılmıştır. Konu günlük gaze­ telere yansımıştır. Her ne kadar yasal yol­ lardan işin takibi yapılmakta ise de, kesin çözüm yayıncı, dağıtımcı, kitapçı, pazar­ lamacı kuruluşların ortak tavır ve dav­ ranışlarıyla mümkündür. Meslek Ahlakı açısından önlenmesi gereken bu tür dav­ ranışlara karşı ortak tavır ve de yaptı­ rımlar üretmek üzere, aşağıda belirtilen gün ve saatte ekte listesi sunulan kuruluş­ larla birlikte sîzleri de toplantıya çağırı­ yoruz”

Bu çağrı üzerine yapılan ilk toplantıya korsan yayın yapan kuruluşlar da katıldı. Toplantıda korsan yayın yapan kuruluşların temsilcilerinin savunması da ilginçti. Çünkü “ Aslında bu işi onlar da y apmak istemiyordu.” Cum hur Özde­ mir, korsan kitap basan ve dağıtanların, eylemlerini, “ ekmek parası” gibi bir ge­ rekçeye dayandırdım söylüyor. Akalın, öyle ki bazı korsan yayıncılar işi, “ Bu işe girmeden önce hiçbir şeyim yoktu. Şimdi altımda arabam var, param var” diyecek kadar ileri götürdüklerini belirtiyor. Bu tür çalışanların büyük bölümüde, “Kom­ şu dükkanda korsan satış yapılıyor. Fi­ yatları daha ucuz olduğu için, müşteri, bana geleceğine, korsan kitap satana gidi­ yor” gerekçesiyle bu işi yapıyor. Ama asıl cazip gelen yönü, hiçbir “ amortis­ manı” olmadan, yüzde yüz kar edilmesi. Çünkü korsan yayıncılar, normal bir yayınevinin yaptığı, dizgi, montaj, gra­ fik, telif hakkı, vergi gibi kitap öncesi masrafların hiçbirisini yapmıyor. Zaten basılmış olan bir eserin tıpkıbasımını ya­ parak, sadece kağıt masrafıyla işin için­ den sıyrılıyor. Özdemir ve Akalın asıl büyük vurgunun ise yabana dil kitapları ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ders kitap­ larında yaşandığını belirtiyorlar. Özde­ mir, ders kitaplanndaki "vurgunu” şöyle özetliyor:

“ Yıllardır duvarız ama bizim kanıtla­ yabileceğimiz bir şey yok. örneğin Milli Eğitim Bakanlığı bir matbaaya sipariş ve­ riyor ve belli bir tarihte teslimini istiyor. Eğer teslim edilmezse bunu para cezası olarak tahsil ediyor. Korsan yayın yapan mathaa ise bakanlığa belirtilen sürede 500 bin kitap basacağına 100 bin kitap bası­ yor, cezayı ödemey i de göze alıyor. O süre içinde kendisi ders kitaplarıma tıpkıbasımını yaparak piyasaya çıkarı­ yor. Bu çok yaygın bir korsancıiık yolu.”

Korsanonın galerisi geniş

Düşünce ve Sanat Eserleri YasaTasansı, ‘korsan yayıncılığı’ ilk kez tanımlayarak çeşitli önlemler getiriyor

Yasa ‘korsan’ı vurabilecek mi?..

A N IL AL________________________

Yayın dünyasının büyük sorunu “kor­ san yayınalığı” ilk kez tanımlayan ve çe­ şitli önlemler getiren Düşünce ve Sanat Eserleri Yasa Tasarısı, yaym alar arası­ nda genelde olumlu karşılandı. Tasa­ rının, korsan yayıncılığa karşı para ve hapis cezalarının arttırümasını öngören maddelerini caydına bir unsur olarak niteleyen yaymalar, tasarıyı bu yönüyle olumlu bulurken, yasaların işlerliği ko­ nusundaki kaygılarını dile getirdiler.

Korsan yaymahğa matbaalar seviye­ sinde denetleme mekanizması getiren, Adalet. Kültür ve İçişleri Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin işbirliğini öngören yasa tasarısı, meslek kuruluşlarını kaldırarak yerine hak izleme kuruluşlarını getiriyor. Tümüyle yeni olan düzenlemenin gerek­ çesi, meslek kuruluşlarının tekelci bir yapıya yol açmaları ve her meslek ku­ ruluşunun kendi kültür politikasını siya­ si iktidara empoze etmeye çalışması biçi­ minde açıklanıyor.

Görüşlerini aldığımız yayıncılar, sa­ natçının haklanmn korunmasında geç bile kalındığını vurgulayarak, yasaların uygulanmasını ve korsan kitap basan­ ların izlenmesini istediler.

Para ve hapis cezalarının arttırılması, yaymaların çoğunluğu tarafından caydına bir etken olarak yorumlanırken Cem Yayınevi'nden Öner Yağcı, yüksek enflasyon nedeniyle, verilen cezalann iki üç yıl içinde çok komik kalacağım belirt­ ti.

K onu kendilerini çok yakından ilgi­ lendirdiği halde yasa tasansmı görme­ miş olan ve bu nedenle verdiğimiz bilgi­ lerle yetinmek zorunda kalan yayına- lann yakındıktan diğer bir nokta da, ta­ san hazırlanırken kendi görüşlerine baş­ vurulmaması.

Remzi Kitabevi’nden Erol Erduran tepkisini şöyle dile getiriyor: “ 70 yıllık yayıncıyız. Böyle bir yasa tasarısı hazırla­ nırken bizim mesleki bilgi ve deneyimleri­ mizden yararlanılabilirdi.”

Yayıncılar Birliği Başkam Aygören Dirimise. yasadaki “korsanlık” tanımım yetersiz ve eksik bularak, bu tanımın, anlaşmazlık durumunda yaymanın aleyhine bir kararla sonuçlanabileceğine dikkat çekiyor.

Bir kitabın oluşturulmasında yazarın olduğu kadar yayıncının da emeği oldu­ ğunu vurgulayan Remzi Kitabevi’nden Erol Erduran da. yasada yayıncı hak­ larının gözardı edilmiş olabileceğini söy­ lüyor.

1951 yılında yürürlüğe giren Fikir ve Sanat d e rle ri K anunu'na güncel içerik kazandırmayı ve korsanlığa karşı günün koşullarına göre caydırıcı hükümler ge­ tirmeyi amaçlayan Düşünce ve Sanat Eserleri Yasa Tasarısı, Kültür Bakam Fikri Sağlar’ın onaylamasından sonra eylül ayı içinde Meclise sunulacak.

HÜSNÜ TEREK (Altın Kitaplar): Korsan yayıncılık ekonomik bir suç. Adam sizin, yaym anın ve yazarın cebin­ den göz göre göre para çalıyor. Bu bakı­ mdan, para cezalarının arttırılması caydına bir unsur. Korsan yayıncılık, önce yabana kitaplann çoğaltılmasıyla başladı, daha sonra okul kitaplanna ve romanlara el atıldı. Biz senelerdir mağ­ dur durumdayız. Böyle bir yasanın çı­ kmasına lütuf gözüyle bakıyoruz, ama biraz kuşkuluyuz. Biz zaten yayınevi olarak kendi kendimize teknik açıdan önlemler almıştık. Para cezası caydmcı bir önlem. Korsan yayıncılann basın ta­ rafından afişe edilmesi gerekiyor. Her zümrenin hak ve sonınlannı en iyi o gru­ bu temsil eden meslek kuruluştan bilir. Bu bakımdan, meslek kuruluşlanmn kaldınlması bana mantıksız geliyor.

AYDIN İLGAZ (Çınar Yayıncılık): Geç bile kalınmış bir durum, sanatçının haklanmn korunması. Yeni yasa ta- sanyla sanatçının, sanat eserini yarata­ nın haklan açıklığa kavuşturuluyor. Ama kanunun uygulanmasına önem ve­

rilmeli. Kanuna karşı eski uygulama de­ vam ederse sahipler, dağıtıcılar ve ba­ sanlar arasında yine sorunlar ak a r. Tür­ kiye'de kanunlann varlığı, uygulanma- lannı gerektirmiyor. Mahkemeler çok uzun sürüyor

ÖNER YAĞCI (Cem Yayınları): Adaletin bu kadar geciktiği ülkemizde tasan yine de Kültür Bakanlığı’mn iyi niyetli bir girişimi. Bence tasannın getir­ diği en olumlu adım, meslek kuruluş­ larının kaldınlarak yerine hak izleme ku- ruluşlannın getirilmesi. Çünkü meslek kuruluşlan tek yanlıydı ve sanatçının üzerinde yukardan aşağı örgütlenmişti. Aşağıdan yukan doğru bir örgütlenmeyi çok daha anlamlı buluyorum. Korsan yayıncılığa karşı birçok olumlu önlem getirilmesine karşın, uygulanabilirlikle ilgili kaygılarım çok. Ülkemizdeki kültü­ rel gelişme ve sanatçı haklanmn korun­ ması açısından olumlu, ama normal ola­ rak ülkemizde adaletin nasıl işlediğini bi­ liyoruz. Onun dışında, bu enflasyon ko- şullannda korsan yayıncılığa karşı geti­ rilen parasal cezaların iki üç yıl içinde

yine çok komik rakamlar olacağım dü­ şünüyorum.

KEMAL KARATEKtN (Tekin Yayı­ nlan): Böyle bir yasa için geç bile kalındı. Bizim yayınlanınız arasından da Uğur Mumcu’nun “Sakıncalı Piyade” adlı ese­ ri korsan basılmaya çalışılmıştı, fakat biz zamanında tespit ettik. Bu. beş-on yıldır başımızda olan bir mesele. Bugüne ka­ dar yüzlerce, binlerce kitap basıldı. Ben­ ce hapis ve para cezalan, caydına olnıa- lan için tasanda önerilenin iki üç misli olmalı. Çünkü korsanlar milli gelirimiz­ den, yayıncıdan, yazardan çalıyor. Yayıncı, özel sektör. Polis ya da emniyet müdürü değil ki korsancıların arkası­ ndan koşsun.

ATIL ANT (Afa Yayıncılık): Bir yayı­ nevinin bastığı kitabı taklit ederek bas­ mak, bu tür önlemlerle çözülemez. Bu maddeler onu önlemez. Yasa, telif ve sa­ natçı haklan sorununa getirdikleri açı sından olumlu. Fakat korsan kitap çılığı önlemek için bence İtalya’da uyg ulanan ve başanlı olan bandrol sistemi getiri İmeli. Hem bu tür bi r uygulama, yaz

ar ve yayıncı arasındaki ilişkileri de iyi leştirir. Çünkü yazar,yayıncıyı herzaman hırsız olarak gördü. Bandrol sistemi ile hem ne kadar kitap satıldığı saptan mış olur, hem de korsan kitapçılık. Kit apta bandrol yoksa satana ceza verilir , o kitapçı da bir daha bandrolsüz kitab ı satmaz. Bunun dışında hiçbir yblla kor san kitapçılık önlenemez. Yakalaman ın ve takip etmenin bir yolu yok çün kii. M atbaalar seviyesinde getirilen de­ netim mekanizmasının da bir işe yaraya cağını sanmıyorum. Kalpazan bile bas lıracak m atbaa bulduktan sonra, kor san isterse gider matbaa kurar.

ÖM ER FARUK (Ayrıntı Yayınlan): Bence artık Türkiye çözülüyor. Devletin farklı toplumsal kimliklerini aynılaştır- ma çabası iflas etmiş durumda. İktidarı ele geçirip akabinde yasa çıkararak in- sanlann hayatını düzenleme politikası işlemiyor artık. Yasalar nasıl Uğur Mumcu’nun öldürülmesini. Sivas katli­ amını önleyemiyorsa, “ korsan kitapları” da önleyemeyecek. Artık bir zihniyet ko­ puşunu tartışmanın zamanı geldi bence.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

0 1 5 8 2 4 5 7 0 1 0 * * o

Referanslar

Benzer Belgeler

Dünyaya bilim penceresinden bakmamızı ve baktı- ğımız pencereyi yaratmamızı sağlayan sevgili TÜBİTAK, Bilim ve Teknik ailesi ve Özlem Kılıç Ekici, derginin kapa-

Antarktika gibi iklim koşullarının sert olduğu yerlerde kuşlar için hayat çok zordur.. Buna rağmen, Antarktika’da 46 kadar kuş türü (penguenler, albatroslar,

Travmatik diyafragma hernisi sonras› geliflen gastroplevral fistül son derece nadirdir ve gerek akut gerek kronik fazda, ay›r›c› tan›da düflünülmedi¤i sürece

49 yafl›nda er kek olgu, hastanemize baflvu- rusundan üç hafta önce sol gözünde görme kayb›, a¤r› ve k›zar›kl›k yak›nmas› ile göz has- tal›klar›

Çal›flmam›zda prospektif olarak 6 ayl›k süreç içinde KOAH akut atakla baflvuran 86 olguda iki viral ve üç atipik ajana ait çift serum örnek- lerinde Enzyme ‹mmune Assay

Bu çerçevede konaklama sektöründe Yeşil Küre, Yeşil Anahtar ve Yeşil Yıldız gibi yeşil otel uygulamaları, seyahat sektöründe ise yeşil havalimanı, yeşil havayolu,

Sebebine gelince bugün Türkiye’de organik ürünlerin büyük bir kısmı Kazakistan’dan kazak tohumları ile üretilip Türkiye’ye getirilip burada satılıyor bunların

Genel kurulda, yar ın azınlık vakıflarına tanınan haklar nedeniyle tartışmalara neden olan Vakıflar Yasa Tasarısı görüşülecek.. Tasarı, temel yasa olarak 4 bölümde