• Sonuç bulunamadı

KENTSEL LOJİSTİK, DAĞITIM LOJİSTİĞİ VE FİRMA PERFORMANSI İLİŞKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KENTSEL LOJİSTİK, DAĞITIM LOJİSTİĞİ VE FİRMA PERFORMANSI İLİŞKİSİ"

Copied!
94
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

İŞLETME BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KENTSEL LOJİSTİK, DAĞITIM LOJİSTİĞİ VE FİRMA

PERFORMANSI İLİŞKİSİ

Efser YEŞİLYURT

Danışman Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Tez danışmanlığımı üstlenerek araştırma konusunun seçimi ve yürütülmesi sırasında manevi desteklerini, bilgi ve tecrübelerini benden esirgemeyen, her zaman önemli olanın yetkinlik olduğunu vurgulayarak bana yol gösteren değerli hocam Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Tüm hayatım boyunca en büyük desteği ve sevgiyi vererek, her zaman yanımda olan ve en büyük şansım olan annem, babam ve kardeşime çok teşekkür ederim.

Efser YEŞİLYURT

(5)

ÖZET Yüksek Lisans Tezi

KENTSEL LOJİSTİK, DAĞITIM LOJİSTİĞİ VE FİRMA PERFORMANSI İLİŞKİSİ

Efser YEŞİLYURT Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

İşletme Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK

Kentler günümüzde lojistiğin etkisinin en fazla görüldüğü alanlardır. Kentsel lojistik kavram olarak şehirlerin yükleme, boşaltma, depolama kapasitesi, altyapısı ve ulaşım imkânları gibi lojistik performans faktörleri açısından değerlendirmek üzere geliştirilmiştir. Firmaların faaliyet akışlarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirme, maliyetlerini en aza indirgeme, müşterilerine zamanında ve uygun ürünlerin teslimatını sağlama gibi sektörde rekabet avantajı kazanmasına olanak sağlayan dağıtım lojistiği kavramı önem verilmesi gerekli olan konulardan biridir. Dağıtım lojistiği; bitmiş ürünlerin üreticiden tüketiciye kadar iletilmesiyle ilgili faaliyetleri içermektedir. Firma performansı ise firmaların belirli dönemlerdeki çalışmalar neticesinde amaçlarına ulaşma düzeyidir.

Araştırma; firmaların verimliliklerinin artırılması ve rekabet avantajı sağlamaları amacıyla kentsel lojistik, dağıtım lojistiği ve firma performansı faktörlerinin belirlenmesi ve düzeltilmesi açısından önem taşımaktadır. Araştırmanın amacı; kentsel lojistik, dağıtım lojistiği ve firma performansı arasındaki ilişkiyi incelemek ve kentsel lojistik, dağıtım lojistiği ve firma performansının kontrol değişkenlerine göre farklılık gösterip göstermediğini belirlemektir.

Araştırma Kastamonu Organize Sanayi Bölgesi, Küçük Sanayi Sitesi ve diğer ticari alanlarda faaliyet gösteren firmalar üzerinde yapılmıştır. Elde edilen bulguların analizinde IBM SPSS 23.0 paket programı kullanılmıştır. Araştırma değişkenlerinin güvenilirlik ve geçerliliği test edilmiştir. Kentsel lojistik, dağıtım lojistiği ve firma performansı arasında ilişki olup olmadığı ve kontrol değişkenlerine göre farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Araştırma bulgularına göre kentsel lojistik, dağıtım lojistiği ve firma performansı arasında istatistiki olarak anlamlı ve pozitif ilişkiler bulunmuştur. Yapılan farklılık analizleri sonucunda kentsel lojistik ile lojistik departman arasında, dağıtım lojistiği ile firmaların faaliyet yerleri ve lojistik departman arasında ve firma performansı ile firmaların çalışan sayıları ve faaliyet yerleri arasında anlamlı farklılıklar olduğu görülmüştür. Araştırmanın, kentlerdeki yaşam kalitesinin artırılması, firmaların lojistik faaliyetlerini daha iyi ve verimli yapabilmesi, ulaşım maliyetlerinin minimize edilmesi gibi yararlar sağlaması beklenmektedir.

Anahtar kelimeler: Kentsel lojistik, Dağıtım lojistiği, Firma performansı 2018, 82 sayfa

(6)

ABSTRACT MSc. Thesis

THE RELATIONSHIP BETWEEN URBAN LOGISTICS, DISTRIBUTION LOGISTICS AND FIRM PERFORMANCE

Efser YEŞİLYURT Kastamonu University Institute for Social Science Department of Management Supervisor: Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK

Cities are the areas that most interest the impact of logistics nowadays. The concept of urban logistics has been developed to assess the logistical performance factors of cities such as loading, unloading, storage capacity, infrastructure and transportation facilities. The concept of distribution logistics, which allows firms to gain competitive advantage in the sector, such as smoothly carrying out their operational flows, minimizing their costs, and delivering timely and appropriate products to their customers, is one of the issues to be emphasized. Distribution logistics includes activities related to the transmission of finished products from producer to consumer. Firm performance is the level of achievement of the objectives of the firms as a result of the studies in certain periods.

The research is important in determining and correcting the factors of urban logistics, distribution logistics and firm performance in order to increase the efficiency of firms and provide competitive advantage. The purpose of the study is to examine the relationship between urban logistics, distribution logistics and firm performance and determine whether they differ according to the control variables of urban logistics, distribution logistics and firm performance.

The research was carried out on companies operating in Kastamonu, organized industrial zone, small industrial site and other commercial areas. IBM SPSS 23.0 package program was used to analyze the findings. The reliability and validity of the research variables were tested. It has been examined whether there is a relationship between urban logistics, distribution logistics and firm performance and whether it differs according to the control variables. According to research findings, statistically significant and positive relationships were found between urban logistics, distribution logistics and firm performance. As a result of the difference analysis, it is seen that there is a significant difference between the urban logistics and the logistics department and between the distribution logistics and the firms' logistics department, and between the firm performance and the number of employees and activity places of firms. It is expected that the survey will provide benefits such as increasing the quality of life in the cities, making the firms logistics activities better and more efficient, and minimizing the transportation costs.

Key words: Urban logistics, Distribution logistics, Firm performance 2018, 82 pages

(7)

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ ... iv ÖZET ... v ABSTRACT ... vi İÇİNDEKİLER ... vii ŞEKİLLER DİZİNİ ... x TABLOLAR DİZİNİ ... xi

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ... xii

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM 1. LOJİSTİK KAVRAMI, KENTSEL LOJİSTİK VE DAĞITIM LOJİSTİĞİ .. 2

1.1. Lojistiğin Tanımı ve Önemi ... 2

1.2. Lojistik Yönetimi Kavramı ... 5

1.3. Kentsel Lojistik ... 6

1.3.1. Kentsel Lojistiğin Tanımı, Kapsamı ve Önemi ... 6

1.3.2. Kentsel Lojistiğin Özellikleri ve Yaşanan Zorluklar ... 11

1.3.3. Kentsel Lojistiğin Bileşenleri ... 13

1.3.3.1. Odak Noktaları ... 13

1.3.3.2. Yük Akışları ... 14

1.3.3.3. Terminaller ... 14

1.3.4. Kentsel Lojistik Çözümler ... 15

1.3.4.1. Sürdürülebilir Kentsel Lojistik Uygulamaları ... 16

1.3.4.2. Lojistik Köyler ... 17

1.4. Dağıtım Lojistiği ... 19

1.4.1. Dağıtım Lojistiğinin Tanımı ... 19

1.4.2. Dağıtım Lojistiğinin Bileşenleri ... 21

1.4.2.1. Üretici ... 22 1.4.2.2. Satıcı ... 22 1.4.2.3. Toptancı ... 23 1.4.2.4. Perakendeci ... 24 1.4.2.5. Depolama ... 25 1.4.2.6. Stok Yönetimi ... 25

(8)

1.4.2.7. Taşımacılık ... 26

1.4.3. Dağıtım Lojistiğinin Özellikleri ... 26

1.4.4. Dağıtım Lojistiği Uygulamaları ... 27

İKİNCİ BÖLÜM 2. FİRMA PERFORMANSI ... 29

2.1. Firma Performansı Kavramı ... 29

2.1.1. Yenilik Performansı ... 30

2.1.2. Çalışan Performansı ... 31

2.1.3. Finansal Performans ... 33

2.2. Firma Performansı Türleri ... 34

2.2.1. İnovatif ve Pazarlama Performansı ... 34

2.2.2. Finansal Performans ... 35

2.3. Firma Performansının Ölçüm Kriterleri ... 35

2.3.1. Performans Prizması Yaklaşımı... 35

2.3.2. Lynch-Cross Performans Piramidi... 36

2.3.3. Paydaş Karne (The Stakeholder Scorecard) Yaklaşımı ... 36

2.3.4. Kurumsal Karne (Balanced Scorecard) Tekniği Yaklaşımı ... 36

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. YÖNTEM ... 38 3.1. Problem Durumu ... 38 3.2. Konunun Önemi ... 39 3.3. Araştırmanın Amacı ... 39 3.4. Beklenen Yararlar ... 39 3.5. Varsayımlar ... 40 3.6. Sınırlılıklar ... 40 3.7. Araştırmanın Modeli ... 40 3.8. Araştırmanın Kapsamı ... 41

3.9. Veri Toplama Araçları ve Yöntem ... 41

3.10. Hipotezler ... 42

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 4. BULGULAR VE ANALİZ ... 45

4.1. Kontrol Değişkenlerine İlişkin Bulgular ... 45

(9)

4.1.2. Firmaların Faaliyet Sürelerine İlişkin Frekans Analizi Sonuçları ... 45

4.1.3. Firmaların Çalışan Sayılarına İlişkin Frekans Analizi Sonuçları ... 46

4.1.4. Firmaların Faaliyet Yerlerine İlişkin Frekans Analizi Sonuçları... 47

4.1.5. Firmaların Lojistik Departmanlarına İlişkin Frekans Analizi Sonuçları .. 47

4.2. Araştırma Değişkenlerine İlişkin Bulgular ... 48

4.2.1. Kentsel Lojistik Performansı Bulguları ... 48

4.2.2. Dağıtım Lojistiği Bulguları ... 49

4.2.3. Firma Performansı Bulguları ... 52

4.3. Araştırma Değişkenleri Arasındaki İlişkiye Yönelik Korelasyon Analizi Sonuçları ... 53

4.4. Araştırma Değişkenleri ile Kontrol Değişkenleri Arasındaki Farklılığa Yönelik Bulgular ... 55

4.4.1. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Bulundukları Sektör Arasındaki Farklılığa Yönelik Bulgular ... 55

4.4.2. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Faaliyet Süreleri Arasındaki Farklılığa İlişkin Bulgular ... 56

4.4.3. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Çalışan Sayıları Arasındaki Farklılığa İlişkin Bulgular ... 57

4.4.4. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Faaliyet Yerleri Arasındaki Farklılığa İlişkin Bulgular ... 58

4.4.5. Araştırma Değişkenleri ile Lojistik Departmanı Arasındaki Farklılığa İlişkin Bulgular ... 60 5. TARTIŞMA ... 62 6. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 65 KAYNAKÇA ... 68 EKLER ... 77 EK A. Anket Formu ... 77 ÖZGEÇMİŞ ... 81

(10)

ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa

Şekil 2. 1. Lojistik merkezler, terminaller ve yük akışı ilişkisi... 13

Şekil 2. 2. Kentsel yük akışları... 14

Şekil 2. 3. OLB akışı ... 15

Şekil 2. 4. Dağıtım Kanalındaki Akışlar ... 28

(11)

TABLOLAR DİZİNİ

Sayfa Tablo 4. 1. Firmaların Bulundukları Sektörlere İlişkin Frekans Analizi Sonuçları ... 45 Tablo 4. 2. Firmaların Faaliyet Sürelerine İlişkin Frekans Analizi Sonuçları ... 46 Tablo 4. 3. Firmaların Çalışan Sayılarına İlişkin Frekans Analizi Sonuçları ... 46 Tablo 4. 4. Firmaların Faaliyet Yerlerine İlişkin Frekans Analizi Sonuçları ... 47 Tablo 4. 5. Firmaların Lojistik Departmanlarına İlişkin Frekans Analizi Sonuçları . 47 Tablo 4. 6. Kentsel Lojistik Performansı Bulguları ... 48 Tablo 4. 7. Dağıtım Lojistiği Bulguları ... 50 Tablo 4. 8. Firma Performansı Bulguları ... 52 Tablo 4. 9. Araştırma Değişkenleri Arasındaki İlişkiye Yönelik Korelasyon Analizi Sonuçları ... 54 Tablo 4. 10. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Bulundukları Sektör Arasındaki Farklılığa Yönelik Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 55 Tablo 4. 11. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Faaliyet Süreleri Arasındaki Farklılığa Yönelik Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 56 Tablo 4. 12. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Çalışan Sayıları Arasındaki Farklılığa Yönelik Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 57 Tablo 4. 13. Araştırma Değişkenleri ile Firmaların Faaliyet Yerleri Arasındaki Farklılığa Yönelik Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları ... 59 Tablo 4. 14. Araştırma Değişkenleri ile Lojistik Departmanı Arasındaki Farklılığa Yönelik Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları ... 60

(12)

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ

% : Yüzde

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

CLM : The Council of Logistics Management / Lojistik Yönetimi Konseyi CSCMP : Supply Chain Management Professionals / Tedarik Zinciri Yönetimi

Profesyonelleri Konseyi EVA : Ekonomik Katma Değer

F : Frekans

KMO : Kaiser-Meyer Olkin

OLB : Organize Lojistik Bölgeleri

(13)

GİRİŞ

Günümüzde firmaların performansını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Üretim ve hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların sundukları ürün ve hizmetlerinin müşterilere ulaştırılması noktasında dağıtım lojistiği performansının etkili düzeyde olması beklenmektedir. Literatürdeki dağıtım lojistiği çalışmaları incelendiğinde genellikle firma bazında faktörlerin ele alındığı görülmektedir. Bu araştırmada ise önemli bir etkisinin olduğu düşünülen kentsel lojistik performansı kavramına yer verilmiştir.

Bu çalışmanın temel amacı kentsel lojistik, dağıtım lojistiği ve firma performansı arasında ilişki olup olmadığını ortaya koymak olarak belirlenmiştir. Çalışmanın ilk bölümünde lojistik, kentsel lojistik ve dağıtım lojistiği kavramları ve ikinci bölümünde ise firma performansı kavramının tanımlarına, türlerine ve ölçüm kriterlerine yer verilmiştir.

Üçüncü bölümde araştırmanın problem durumu, önemi, amacı, beklenen yararları, varsayımları, sınırlılıkları, modeli, kapsamı, veri toplama araçları ve yöntemi ve hipotezleri açıklanmıştır.

Dördüncü bölümde araştırma verilerinin analizi yapılarak bulgulara yer verilmiştir. Literatürde yapılan çalışmalar ile araştırma sonuçlarının karşılaştırıldığı tartışma kısmı ve son olarak araştırma sonuçları ile birlikte öneriler sunulmuştur.

(14)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. LOJİSTİK KAVRAMI, KENTSEL LOJİSTİK VE DAĞITIM LOJİSTİĞİ

1.1. Lojistiğin Tanımı ve Önemi

Lojistiğin temelleri, ilk organize ticari etkinliklere dayanmaktadır. Bir çalışma alanı olarak lojistik, firmaların 1900’lerin başında tarım ürünlerinin dağıtımında yer ve zaman faydası oluşturmak amacıyla gerçekleştirdikleri bir firma stratejisidir (Lambert, Stock, & Ellram, 1998, s. 5). Lojistik kavramı ilk defa “ordunun malzemelerinin ve ordu personelinin taşınması ile ordu malzemelerinin yenilenmesi ve bakımı” anlamında, askeri bir fonksiyonu belirtmek için kullanılmıştır (Bowersox & Closs, 1996, s. 9).

Lojistik kavramının geçmişi incelendiğinde ilk faaliyetlerin askeri alanda olduğu ve ilk lojistik aktivitelerinin askeri alanda gerçekleştiği görülmektedir. 1991’deki Körfez Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri, en kapsamlı askeri lojistik uygulamalarından birine imza atmıştır. Bu savaş esnasında bir ayda, yaklaşık 500.000 insan ile 500.000’in üzerinde malzeme, 12.000 km uzağa havayolu ve denizyolu aracılığıyla ABD’den savaş alanına ulaştırılmıştır (Christopher, 1998, s. 3). ABD iç savaşında İngilizlerin mağlubiyete uğramasının altında yatan temel neden, lojistik eksikliktir. II. Dünya Savaşı’nda mağlubiyete uğrayan Rommel şu sözleri dile getirmiştir: “..savaş daha savaşmadan önce levazım subayları tarafından ya kazanılmıştır ya da kaybedilmiştir” (Christopher, 1998, s. 3).

Lojistiğin temel amacı doğru zamanda doğru ürünü, hedefe hatasız biçimde ulaştırmaktır. Bu kapsamda lojistik, ürün veya hizmetler için “değer yaratıcı faaliyet” olarak kabul edilmektedir. Ülkelerin birbirleri üzerinde kurdukları rekabetçi üstünlüğün altında, geliştirilen müşteri tatmini ve düşük maliyetler gibi lojistik stratejiler yer almaktadır. Küreselleşen dünya ticareti ile ticaret hacminin artması, müşterilerin ürün ve hizmet kalitesine ek olarak lojistik anlamda da beklentilerinin oluşmasına neden olmakta, ürünlerinin ömürlerinin azalması ve sıfır stokla çalışan sistemlerde yaşanan gelişmeler ile bilişim teknolojisi alanındaki yenilikler, tedarik zincirleri ve lojistik stratejilerinin oluşmasını direkt olarak etkilemiştir (Tuna, 2001, s. 208). Farklı araştırmacı ve kurumların lojistik kavramını çeşitli açılardan

(15)

yaklaştıkları görülürken, yapılan tanımların tamamı lojistiğin gerçekleştiği alana, yere ve lojistiğin işlevsel özelliklerine göre geçerlidir.

Donald Bowersox’a (Bowersox & Closs, 1996, s. 5) göre lojistik; parça, malzeme ve tamamlanmayan ürünlerin firma içi süreçlere, daha sonrasında da müşterilere ulaştırılması için yapılan faaliyetleri kapsayan yönetim sürecidir. Martin Christopher ise (Christopher, 1998, s. 7) lojistik kavramını; hammadde, ürün ve yarı ürünlerin tedarik, depolama ve sevkiyat süreçlerinin işletme içerisindeki ve dağıtım süreci boyunca stratejik faaliyetlerin gerçekleştirilmesi ve kâr oranının maksimum düzeye ulaştırılması şeklinde tanımlamıştır.

Temel olarak lojistik, müşteri isteklerine uygun üretim için gereken hammadde, ürün ve yardımcı maddelerle ilgili depolama faaliyetleri ile maliyet akışının tamamlanma, planlanma ve kontrol edilme süreci olarak kabul edilmektedir. Lojistiğin kapsamında müşteri hizmetleri, dağıtımın gerçekleştirilmesi, talep tahmininin yapımı, servis ve parça desteği, satın alma, ürün kontrolü, değişim, depolama, taşıma ve geri dönüşün faaliyetleri yer almaktadır (Ballou, 1992, s. 6). Lojistik Mühendisleri Birliği’ne ait tanımda lojistik, olanakların etkili biçimde kullanımı sağlanarak oluşturulan sistem veya ürünün ömrü boyunca kullanılan yönetim destek alanı olarak tanımlanmıştır (Baki, 2004, s. 14).

Tedarikçiler ve müşteriler arasında, ürünlerin el değiştirmesi süreçleri ve alt süreçlerinin tamamını kapsayan lojistik; “dağıtım kanalı”, “talep zinciri” , “tedarik zinciri”, ” “tedarik şebekesi”, “tedarik ağı” olarak da adlandırılabilir (Waters, 2003). Lojistik, çok geniş bir uygulama alanına sahip olması nedeniyle farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Rushton lojistiği; tedarik, malzeme yönetimi ve dağıtım fonksiyonlarının toplamı olarak formüle etmiştir (Rushton, 2006).

“Seven Rs” yani “Yedi Doğru” olarak da adlandırılan lojistik; doğru ürünün, doğru müşteri için, doğru miktarda, doğru şartlarda, doğru yerde, doğru zamanda ve doğru maliyetle kullanılabilirliğinin sağlanmasıdır (Russell, 2000). Bu tanımda lojistiğin temel faaliyetlerinin yanı sıra maliyet ve hizmet unsurları da vurgulanmaktadır. Bu tanımda önemli olan diğer bir unsur ise müşteri odaklılığı ve kalite unsurlarına da yer verilmesidir. Lojistik yöneticileri, yeni alternatifleri veya lojistik sistemindeki değişiklikleri araştırdıkça maliyeti ve hizmeti sürekli olarak değerlendirmelidirler (Coyle, Bardi, & Langley, 1992).

(16)

Lojistik kavramına ait birçok tanımlama bulunsa da günümüzde en geçerli olan tanım eski adıyla Lojistik Konseyi’ne (The Council of Logistics Management CLM), yeni adıyla Tedarik Zinciri Yönetimi Profesyonelleri’ne (Supply Chain Management Professionals-CSCMP) aittir. En geçerli konumda olan bu tanımlamaya göre lojistik, tüketici ihtiyaçlarının karşılanması üzere hammaddelerin ilk elde edildiği andan başlayıp ürünün tüketimine kadar olan tedarik süreci içerisinde ye alan servis hizmetleri malzemeler ve bilgi akışının olabildiğince verimli biçimde planlanması, kontrol edilmesi, depolanması ve uygulanmasıdır (CSCMP, 2013).

Lojistik stratejisi, firma stratejisinin hedeflerine ulaşmasında önemli bir parçadır. Güçlü bir lojistik stratejisinin oluşturulmasında yetenekler ve sınırlamalar büyük bir rol oynadığından; kurumsal strateji ile uyumlu lojistik strateji oluşturulmalı ve üretim, pazarlama, finans gibi diğer alanlarla da çalışılmalıdır. Somut bir lojistik stratejisi oluşturmak tedarik zinciri yönetimi, yer, ulaşım ve diğer birçok kritik unsurların çözümünde fayda sağlar. Lojistik yönetimi iyi olan firmalar sektörde önemli oranda rekabet avantajı kazanmaktadır (Gourdin, 2001).

Lojistik; tedarik zinciri sürecinde başlangıç noktasından nihai noktaya kadar her türlü ürün, hizmet ve bilginin akışının sağlanması, depolanması, denetimin yapılması ile müşteri isteklerini karşılayan bir hizmettir (Lambert & Stock, 1999).

Rekabet avantajının devamlılığının sağlanabilmesi için lojistik yeteneği oldukça önemlidir. Lojistik, müşteri isteklerini tam zamanında karşılayabilme ve hızlı yanıt verebilme olanakları sağladığından stratejik olarak ele alınmaktadır (Olavarietta & Ellinger, 1997).

Değer kazandırarak, müşteriyi tatmin edecek ürün ve hizmetler oluşturmak amacıyla stratejik yönetim, altyapı yönetimi ve kaynak yönetimi yoluyla şirketler ve kişiler arasında zaman, yer, miktar, biçim ve mülkiyet araçlarının oluşturulması ile lojistik ayırt edici bir yetenektir (Novack, Rinehart, & Wells, 1992).

Geleneksel dağıtım zinciri veya dağıtım yönetimi yaklaşımları günümüzde geçerliliğini kaybetmiştir. Bu yaklaşımlar dünya pazarının ihtiyaçlarına cevap verememektedir. Sürekli değişim içerisinde olan müşteri beklentileri, üretim teknolojisi ve organizasyonlarda değişikliklere başvurulmasını mecbur kılmıştır. Günümüzde müşteriler hizmet ve ürünleri istedikleri anda, yerde ve uygun fiyatlarla sahip olmayı talep etmektedirler. Müşteriler istedikleri zaman ve yerde ürünleri

(17)

bulamadıklarında hemen yeni ürün arayışına girerler. Bu durumu gidermek için firmalar yalnızca ürün çeşitliliğini ve kalitesini arttırmaları tek başına yeterli olmayacaktır. Bu noktada müşteriler stratejilerini müşteri odaklı gerçekleştirerek onların isteklerine cevap vermelidirler. Lojistik, müşteri talep ve ihtiyaçlarına yanıt verme konusundaki en önemli araçlardan birisi konumundadır. Lojistik firmalara, doğru hizmet ve ürünü doğru zamanda doğru yerde ve uygun şartlar altında ulaştırmayı vaat etmektedir. Günümüzde lojistik destek olmadan pazarlama ve üretim faaliyetlerinin zorlu rekabet ortamı içerisinde gerçekleşmesi hiç de kolay değildir (Tunçbilek, 2002, s. 28).

Lojistik hizmetleri geçmiş dönemlerde firmaların yerine getirmeleri gereken bir hizmet olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise pazarlama uzmanları lojistiği, rekabet üstünlüğü yaratan unsurlardan birisi olarak kabul etmektedir. Firmaların birçoğu lojistik performansını pazarlama stratejilerinin önemli bir unsuru olarak kabul ederken uzun vadeli stratejilerine lojistik yönetimi ve planlamasını da dahil etmektedir (Christopher, 1998, s. 34).

Lojistik hizmetlerinin başlıca hedefleri, müşteri hizmetlerini üst düzeye çıkarmak ve kaynakları olabildiğince verimli kullanarak rekabet ortamında avantaj kazanılmasını sağlamaktır. Lojistik kavramında örgütleme, planlama, koordinasyon, kontrol ve organizasyon gibi unsurların önemi oldukça büyüktür. Lojistik, işletmelerin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için organizasyonu hizmet, fiyat, zaman ve kalite gibi değişkenlere dayanıklı hale getirmeyi amaçlamaktadır (Çancı & Erdal, 2009, s. 35).

1.2. Lojistik Yönetimi Kavramı

Tedarik zinciri içerisinde müşterilerin talep ve ihtiyaçlarının karşılanması için tüm bilgi akışı, ürün ve hizmetlerin üretim anından tüketim anına kadar olan sürecin verimli ve etkili şekilde planlanarak denetimin gerçekleştirilmesi, lojistik yönetimi olarak adlandırılır (Lambert & Stock, 1999, s. 3). Lojistik Yönetim Konseyi’ne (The Council of Logistics Management - CLM) ait lojistik tanımlamasında dikkat çeken başlıca iki unsur bulunmaktadır. Bu unsurlar müşteri ve tedarik zinciridir. Lojistikçiler müşterileri daima hareket noktası olarak kabul edilmektedir. Üreticiler, toptancılar, dağıtıcılar, perakendeciler ve lojistik hizmeti sağlayanlar ise tedarik zincirini oluşturur. Tedarik zinciri içerisinde lojistikçiler, tedarikçiler ile müşteri

(18)

arasındaki köprü görevini üstlenmektedir. Müşterilerin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda sevkiyat ve teslim noktaları arasındaki malzemelerin iki yönlü akışı sürecindeki faaliyetlerin yönetimi, lojistik yönetimi kavramını açıklamaktadır (Tanyaş, 2005, s. 4). Etkili bir lojistik yönetimi firmalara; kaliteyi arttırma, üretimi yükseltme, müşteri memnuniyetini sağlama ve maliyeti minimuma indirme gibi faydalar sağlamaktadır.

1.3. Kentsel Lojistik

1.3.1. Kentsel Lojistiğin Tanımı, Kapsamı ve Önemi

Çağdaş yaşamın bir sonucu olarak ülkemiz ve dünya genelinde nüfusun önemli kısmı yaşamlarını kentlerde sürdürmektedir. Lojistiğin günlük yaşamdaki etkisinin en fazla olduğu alan kentlerdir. Kavramsal olarak baktığımızda kentsel lojistik; şehirlerin yükleme, boşaltma ve depolama kapasitesi ile ulaşım imkânları gibi lojistik performans faktörleri bakımından öne çıkan güçlü yönleri ve fırsatları ile zayıf yönlerini ve tehditlerini ortaya koyan, o yerleşim yerinin altyapı ve diğer olanaklarını lojistik açıdan değerlendirmek üzere geliştirilmiş bir kavramdır (Küçük, 2016b, s. 31).

Kentsel lojistik faaliyetleri, insanların yaşam kalitelerinin artmasına, rekabet ortamında avantajlı konumda yer almalarına ve tedarik zincirlerinin etkili biçimde sürdürmesine katkıda bulunur. Kentlerde bulunan çevresel, ekonomik ve sosyal faaliyetler için kentsel lojistik, göz ardı edilmemesi gereken bir husustur. Kentlerin yaşanılabilir koşullara sahip olması ve ekonomik çekiciliğinin bulunması için çevreci ve verimli bir kentsel lojistik sistemine ihtiyaç vardır. Günümüzdeki kentler, toplumsal düzenin sekteye uğramaması için kritik önem taşıyan ulaşım sistemleri konusunda rekabet ortamı içinde yer almaktadır. Bu sebeple çevre dostu ve verimli lojistik sistemler, kentlerin ekonomik gelişmişlik kapsamındaki rekabet ortamında destek verici roldedir (Taniguchi, Thompson, Yamada, & Duin, 2001).

E-ticaret alanında yaşanan yenilik ve gelişmeler de kentsel lojistik kavramının önemini arttırmaktadır. E-ticaret aracılığıyla kentsel lojistik çalışmaları, zorunlu olarak kabul edilmeye başlanmıştır. E-ticaret, işletmeden tüketiciye ve işletmeden işletmeye gibi durumlarda bireysel, hızlı ve dolaysız ticaret olanağını meydana getirmektedir. Böylece tedarikçiler, lojistik sistemlerini müşterilerin

(19)

memnuniyetlerini üst düzeye çıkartarak aynı zamanda hızlı, güvenilir ve daha cüzi miktarlarla çalışan lojistik sistemler oluşturmaya çalışmaktadır (Taniguchi, Thompson, Yamada, & Duin, 2001). Bu çaba ve isteklerin sonunda oluşturulacak olan lojistik sistem, kentsel lojistiğin daha iyi veya daha kötü hale gelmesinde direkt olarak rol almaktadır. Günümüzde kentsel lojistik faaliyetler, trafik kaza ve sıkışıklıkları, çevresel faktörler, yakıt tüketimi, yol bakım-onarım masrafları ve işgücünün yetersiz seviyede olması gibi birçok sorunla mücadele etmektedir. Bu sorunların ortadan kaldırmak amacıyla 1990’larda “Kentsel Lojistik” denilen bir alan ortaya çıkmıştır. Kentsel lojistik kentle ilgili olan bütün lojistik faaliyetleri kapsarken aynı zamanda toplum için önemli bir istihdam alanı sağlamaktadır (LODER, 2008). Kentlerde yapı malzemeleri, tüketim ürünleri, atıkları, kuryeler ve ev eşyaları sürekli olarak taşıma halindedir. Kentlerde taşıma halinde olan bu ürünler depolama, yükleme, boşaltma ve paketleme gibi hizmetlerle kentlerin bazı kısımlarını kullanmak durumundadır. Kentler büyüme ve gelişme kat ederken lojistik altyapıda da aynı gelişme gerçekleşmezse kentsel lojistik problemlerle karşılaşılması kaçınılmaz bir durum olacaktır (LODER, 2008).

Yerleşim alanlarındaki lojistik faaliyetlerin gözlemlenmesi, planlanması, iyileştirilmesi ve sürdürülmesi, kentsel lojistik kapsamında yer alan konulardandır (Büyüközkan, Soncul, & Tanyaş, 2012, s. 587). Kent içi taşımacılık, toplam taşıma uzunluğunun küçük bir bölümünden ibaret olsa da toplam maliyetin önemli kısmı bu taşımacılık türüne aittir. Lojistik Yönetimi Konseyi verilerine göre tedarik zincirinde son kilometre (last mile) şeklinde adlandırılan kentsel lojistik, toplam tedarik zinciri maliyetlerinin yaklaşık %28’ine karşılık gelmektedir (BESTUFS II, 2006).

Nüfus artış oranı çok fazla olan kalabalık şehirlerde kişisel araç kullanımı da nüfusla orantılı olarak artmaktadır. Nüfusun fazla olması yük taşımacılığı faaliyetlerinin de artmasına neden olmaktadır. Kişisel araç kullanımı ve yük taşımacılığı gürültü ve hava kirliliğine, taşıma maliyetleri ve ürün fiyatlarının artmasına neden olmaktadır. Tüketiciler yük taşıyıcılardan düşük miktarlarla ve tam zamanlı hizmet almayı beklemektedir. Aynı zamanda tüketicilerin bu taleplerinin yanı sıra yüksek hizmet görebilmek de arka plana atılmamaktadır. Kentsel lojistik alanında yapılan iyileştirmeye yönelik faaliyetleri birçok alanda önemli yararlar sağlayabilir. Bu yararlar arasında trafiğin, kazaların, gürültü ve hava kirliliğinin azalması olduğu gibi

(20)

yaşam şartlarının iyileşmesi ve ekonomik potansiyelde artış da yer almaktadır (Büyüközkan, Soncul, & Tanyaş, 2012, s. 587).

Kentsel yerleşim alanlarının gittikçe genişlik kazanması ve geçmişte yerleşim birimlerinin dışında yer alan lojistik faaliyet alanlarının kentlerde yer almaya başlaması, trafik sorununun had safhaya ulaşmasına neden olmaktadır. Trafik sorunuyla karşılaşmak araçların hızlarını düşürmekte bu durum da tüketicilerin ürünlere daha geç ulaşmalarına neden olabilmektedir. Ayrıca trafik nedeniyle gürültü ve kirlilik oluşmakta bu sorunlar nedeniyle sosyal ve çevresel maliyetler oluşmaktadır. Kentlerde yaşayan insanlar da trafiğin neden olduğu olumsuzluklardan dolayı ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum ölçek ekonomisi penceresinden gözlemlendiğinde lojistik faaliyetlerinin çeşitli yerlerde gerçekleşmesinin, merkezi konumlara giriş kısıtlamalarının bulunmasının ve taşımaların büyük hacimlerde gerçekleştirilmemesinin maliyetlerin artmasına neden olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu olumsuz durumlar kentler için yerel ve uluslararası alanda önemli dezavantajlar teşkil etmektedir.

Lojistik sektörü unsurları arasında toptancılar, haller, denizyolları, demiryolları, havayolları, nakliyat ambarları, uluslararası karayolu taşımacılık şirketleri, motorlu taşıyıcılar kooperatifleri, tır ve kamyon garajları, depolar, gümrükler ve gümrük komisyoncuları yer almaktadır. Bu unsurların kentin farklı noktalarında dağınık biçimde yer almaları lojistik faaliyetlerde verimlilik ve koordinasyonun azalmasına ve işlemlerin verimsiz biçimde gerçekleştirilmesine neden olmaktadır. Lojistik sektöründe yer alan unsurların dağınık biçimde yapılanmaları denetim faaliyetlerinin maliyetlerinin artmasına neden olurken aynı zamanda bu dağınıklık denetim faaliyetlerinin etkinliğinin azalması anlamına da gelmektedir. Sektör içerisinde yer alan unsurların kent içinde dağınık şekilde yer almaları mali ve istihdam açıdan kayıt dışılığına neden olurken yük, gıda, sürücü güvenliği ve araçlara yönelik denetimlerin gerçekleşmesi de oldukça güç olacaktır.

Kentsel lojistik, yukarıda yer alan problemleri çözebilme kabiliyetine sahip bir kavramdır. Van der Heijden ve Taniguchi’e (2000, s. 65) göre kentsel lojistik, kentsel alanlarda trafik sorununu, enerji tüketimini ve kentin trafik yapısını göz önünde bulundurarak özel işletmelerce yürütülen taşıma ve lojistik faaliyetlerinin pazar ekonomisindeki optimizasyonudur.

(21)

Şemaların kamu kurum ve kuruluşlarına olduğu kadar özel sektöre olan yararlarını da göz ardı etmeden lojistik sistemlerin küresel olarak optimize edilmesi, kentsel lojistiğin amaçlarından birisidir (Taniguchi, Thompson, Yamada, & Duin, 2001). Janiak ve Witkowski (2012, s. 568), kentsel lojistiğin şehir sınırları içinde yaşanan lojistik faaliyetlerin planlanmasına, kontrol ve koordine edilmesine odaklanırken aynı zamanda bilginin ve insanların fiziksel hareketiyle ilgilendiğini belirtmektedir. Crainic ve Benjelloun’a (2009, s. 45) göre ise kentsel lojistik, kentlerdeki yüklerin taşımasında yaşanan sorunları ortadan kaldırmaya çalışan bir kavramdır. Kentsel lojistik kavramının temelinde, her paydaş ve onların kararlarını lojistik sistemin bir parçası olduğunun kabul edilmesi yer almaktadır. Kentsel lojistik faaliyetleri aynı zamanda ileri kentsel taşımacılık sistemlerinin uygulanmasını da desteklemektedir (Crainic, 2008, s. 181)

Büyüközkan ve diğerlerine (2012, s. 587) göre kentsel lojistik tıpkı genel lojistikteki gibi ulaşım ve dağıtımın planlanması ile yönetilmesini amaçlamaktadır. Büyüközkan ve diğerleri (2012), kentsel lojistiğin çevrenin korunması, enerji tasarrufu, güvenlik ve trafik sorunun azalmasını amaçladığını vurgularken bu durumların kentsel lojistiğin mimarları olan yaşanabilirlik, sürdürülebilirlik ve hareketlilik kavramları ile bağlantılı olduğunu savunmaktadırlar.

Literatürde kentsel lojistik kavramına ait tanımlar incelendiğinde, kavram içerisinde taraf olarak kabul edilen Kamu Yöneticileri, Müşteri ve Vatandaşlar ile Lojistik Firmalarının farklı beklenti ve taleplerinin üst düzeyde karşılanması için geliştirilen sistemler ve başarılı uygulamalar olarak kabul edildiği görülmektedir (İnaç & Tanyaş, 2012, s. 137). Kentsel Lojistik Enstitüsü kentsel lojistiği, enerji tüketimi ve trafik sorununa odaklanarak kentsel alanlardaki lojistik faaliyetlerinin tamamının ve özel işletmelerin taşımacılık işlemlerinin optimizasyonu olarak tanımlamıştır.

Kentsel lojistik yönetimini, şehirlere giren, çıkan ve şehir içinde dolaşımı olan mal ve ürün akışlarının en uygun biçimde yönetilmesi ve yönlendirilmesi olarak tanımlamak mümkündür. Kentsel lojistik kavramı, lojistiğin kent içindeki fiziki alanların planlanması konusuyla ilgilenmektedir. Kentsel lojistiğin ilgili olduğu fiziksel alanlara haller, antrepolar, depolar, nakliye ambarları ve gümrük sahaları örnek olarak verilebilir. Bu alanlar kentteki ihtiyaç sonucunda üretilen ürünlerin kentlere ulaştırılması için veya bu tesislerde yer alan ürünlerin şehir dışındaki

(22)

bölgelere gönderilmesi gibi konulara yöneliktir. Üretilen malların haricinde lojistik konusundaki bir diğer önemli husus da kent atıklarının yönetimidir. Atıkların toplanması, depolanması ve bertaraf edilmesi konusundaki süreçler bu çerçeve içerisinde değerlendirilmelidir (Koldemir, Çancı, & Gönüler, 2009).

Kentsel lojistik, ekonomik bir faaliyet olarak kabul edilmelidir. Kent nüfusunun temel ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayan kentsel lojistik aynı zamanda toplam ekonomik sürecin bir parçasıdır (Paglione, 2006). Kentsel lojistik, standart bir tedarik zincirinin son aşamasıyla ilgiliyken, işletmeler de tedarik zinciri konusundaki stratejilerinde kentsel lojistik kavramını da göz ardı etmemelidir (Crainic, 2008). Yapılan tanım ve açıklamalardan kentsel lojistiğin kentlerdeki taşıma, yük ve ulaşım konularıyla ilgili sorunları azaltmaya çalıştığı gözlemlenirken sosyal, çevresel ve ekonomik kalkınmayı ise desteklediği sonucuna varılmaktadır. Kentsel lojistiğin temel olarak çevresel sorunları ortadan kaldırmayı çalışırken aynı zamanda da etkili bir lojistik sistemi kurmaya çalıştığı görülmektedir. Kentsel lojistik faaliyetlerinin gelişmesinde kentlerin büyümesi, talep miktarının artması, hizmet pazarlarında artış yaşanması, ürün çeşitliliklerinin artması ve stok değişim hareketlerinin etkisi son derece fazladır.

Kentsel lojistik kavramının önemli olarak nitelendirilmesini sağlayan faktörleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (LODER, 2008):

 Modern bir kentsel yaşam tarzı oluşması,

 Kentsel ekonomik büyümenin sürdürülebilir yapıda olması,

 Endüstriyel, ticari ve hizmet faaliyetlerinin kent açısından öncelikli hale gelmesi,

 Kentsel lojistiğin ürün maliyetlerindeki olumsuz etkiyi minimum düzeye indirmesi,

 Lojistik zincirinde yaşanan olumlu gelişmeler,  Kentsel lojistiğin rekabetçiliği arttırması,

 Kentsel lojistiğin gürültü kirliliği, hava kirliliği ve enerji tüketimi gibi konulara olumlu etkileri olması,

(23)

Lojistik ve lojistik sektörüyle bağlantılı olan sektörlerin düşük maliyetle, hızlı, kaliteli ve esnek sunabilmeleri için kentsel bölgede elverişli ortamın hazırlanması ve kent ekonomisinin desteklenmesi, kentsel lojistik planlamasının amaçları arasında yer almaktadır (Koldemir, Çancı, & Gönüler, 2009). Kentsel lojistik planlamasını, lojistik sektöründeki rekabetin artmasını sağlayacak lojistik fonksiyonların fiziki planlamasının yapılması olarak açıklamak mümkündür. Kentsel lojistik sektörü kent ve kent çevresinin ekonomisi ile istihdamını desteklemeyi amaçlamaktadır (Koldemir, Çancı, & Gönüler, 2009).

1.3.2. Kentsel Lojistiğin Özellikleri ve Yaşanan Zorluklar

Lojistik kavramını, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarının karşılanması için ürünlerin üretildiği andan tüketim anına kadar olan tedarik sürecindeki hizmet, malzeme ve bilgi akşının etkili ve verimli biçimde iki yöne doğru kontrol edilmesi, planlanması ve uygulanması olarak tanımlamak mümkündür (Supply Chain Management Professionals-CSCMP). Lojistik faaliyetlerin kentlerde gerçekleşmesi ise kentsel lojistik olarak adlandırılır. Kentsel yaşam özellikler kentsel lojistik faaliyetlerini direkt olarak etkilemektedir. Kentsel lojistik yönetimi incelenirken farklı değerlendirmeler göz ardı edilmemelidir. Kentsel lojistik yönetimi kavramına ait özellikleri ve kentsel lojistik yönetiminde karşılaşılan zorlukları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

 Kentsel lojistik faaliyetleri kapsamında yer alan müşteriler, tedarikçiler, yerel idareler, ziyaretçiler, lojistik hizmet sunanlar ve merkezi yönetim gibi unsurlar kentsel lojistiğin farklı açılardan incelenmesini mecbur kılmaktadır (Paglione, 2006).

 Kent içindeki sürüş mesafesi uluslararası ve şehirlerarası mesafelerden oldukça kısadır. Bu nedenle şehir içi sürüş hızları şehirlerarası sürüş hızından daha düşüktür.

 Kentsel lojistik faaliyetleri kapsamında iş ve işgücü tanımlamaları farklılık gösterebilir. Bu duruma şoförlerin gerçekleştirdikleri işler örnek olarak gösterilebilir. Şoförler aracı teslim noktasına kadar götürürken aynı zamanda yükleri de teslim etmektedirler.

(24)

 Ölçek ekonomisi penceresinden incelendiğinde ise kentsel lojistik faaliyetlerindeki sürüş hızının yavaş olmasının, birim lojistik maliyetlerinin artmasına neden olduğu görülmektedir (Rodrigue, Comtois, & Slack, 2009).  Şehir içindeki trafik sıkışıklığı ve trafik ışıkları yük araçlarının

yıpranmalarına ve daha fazla yakıt tüketmelerine neden olmaktadır.

 Kent sınırlarında yapılan lojistik faaliyetlerinin temelinde güvenli teslimat yer almaktadır ancak kentin sıkışık bir yapıda olması bu faaliyetleri zorlaştırmaktadır (Rodrigue, Comtois, & Slack, 2009).

 Kentlerde nüfus yoğunluğunun fazla olması nedeniyle kentsel lojistik faaliyetleri sosyal ve çevresel etkilere daha duyarlıdır.

 Kentsel lojistik faaliyetleri için gereken alan genellikle fazladır fakat kentlerdeki alan imkânı genelde yetersiz seviyededir.

 Kentsel lojistik faaliyetleri için altyapının yetersiz olmasına rağmen yük hareketleri ve yolcu sayılarında artış olabilmektedir. Yük hareketleri ve yolcular birbirlerini olumsuz biçimde etkilerken yük ve yolcuların aynı yol altyapısını kullanması kentsel lojistik faaliyetlerini oldukça zorlaştırmaktadır (Rodrigue, Comtois, & Slack, 2009).

 Tüketicilerin büyük kısmı yaşamlarını kentlerde sürdürdükleri için kentlerde geri dönüşüm ve atıkların toplanması gibi tersine lojistik faaliyetlerin yönetimi son derece önemlidir (Rodrigue, Comtois, & Slack, 2009).

 Kentlere ait imar planları, lojistik unsurlar olan depo, terminal ve ambarların özelliklerini ve konumlarını etkileyebilmektedir.

 Şehir merkezlerinde taşıtların park edebilmeleri için yeterli alan bulunmadığından kentsel lojistik yönetiminde park sorunu göz ardı edilmemelidir.

 Online alışverişin yaygınlaşmasıyla birlikte şehirlerde evlere yapılan teslimatlarda gün geçtikçe artış yaşanmaktadır (Rodrigue, Comtois, & Slack, 2009). Bu durum kentsel lojistik faaliyetlerin daha hassas gerçekleşmesine neden olmuştur.

 Şehirlerde yük taşımacılığına yönelik birçok düzenleme yapılmaktadır.

 Kentsel lojistik yönetimi, organizasyon, finans, bilgi ve iletişim teknolojisi, altyapı ve araç teknolojisi gibi pek çok konuya hâkim olmalıdır.

(25)

1.3.3. Kentsel Lojistiğin Bileşenleri

Lojistik kavramı, tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerinin karşılanması amacıyla her türlü bilgi akışı, ürün ve servis hizmetinin üretim noktasından tüketim noktasına kadar olan ulaşım sürecindeki işleyişin verimli ve etkili biçimde depolanma, kontrol edilme, uygulanma ve planlanma hizmetleri olarak tanımlanmaktadır. Şekil 2.1 incelendiğinde lojistik terminaller, yük akışı ve lojistik odaklar arasındaki ilişki hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Lojistik terminallerin bünyesinde limanlar, demiryolu istasyonları, haller, ambarlar ve havaalanları bulunurken lojistik merkezlerinin bünyesinde ise fabrikalar, organize sanayi siteleri ve küçük sanayi siteleri yer almaktadır. Terminaller ile lojistik merkezler arasındaki yük akışı, kent, bölgesel, ulusal ve uluslararası ölçekte gerçekleşmektedir (İBB- İUAP, 2011).

Şekil 2. 1. Lojistik merkezler, terminaller ve yük akışı ilişkisi Kaynak: (İBB- İUAP, 2011)

1.3.3.1. Odak Noktaları

Yük akışının başladığı ya da bittiği herhangi bir noktayı lojistik odak noktası olarak kabul etmek mümkündür. Şehir içinde yer alan başlıca odak noktaları yük terminalleri, ambarlar ve depolardır.

Lojistik Merkezler - Organize Sanayi Siteleri - Küçük Sanayi Siteleri - Fabrikalar Lojistik Terminaller - Limanlar - Havaalanları - Demiryolu İstasyonları - Ambarlar - Haller

Lojistik Merkezler ve Terminaller Arasındaki Yük Akışları - Uluslararası Lojistik

- Ulusal Lojistik - Bölgesel Lojistik - Kentiçi Lojistik

(26)

Yük talebinin oluşmasına neden olan bu noktalar, “lojistik yük odakları” olarak kabul edilmektedir. Lojistik odaklarda üretimi sağlanacak olan hizmet ve ürünler, farklı tedarikçilerden farklı zamanlarda işlenerek hazır hale getirilmektedir.

Atıkların bertaraf edilmesi ve depolanması gibi tersine lojistik faaliyetler de lojistik odak kapsamında yer almaktadır. Bu durum odak noktalarını hammadde ve ürünlerin işlendiği yerin haricinde aynı zamanda atıkların depolandığı ve bertaraf edildiği yerler konumuna da getirmektedir.

1.3.3.2. Yük Akışları

Yük akışları kent içerisinde birçok biçimde gerçekleşebilmektedir. Kentsel alanda gerçekleşen en yaygın yük akışlarının içerisinde paket ve posta dağımı, katı atık toplanması ve ürünlerin perakendeci depolarına dağıtımıdır (Tanyaş, Ders Notları, 2011). Şekil 2.2’de yük akışları ilişkisine yer verilmiştir.

Şekil 2. 2. Kentsel yük akışları Kaynak: (Tanyaş, Ders Notları, 2011)

1.3.3.3. Terminaller

Yüklerin dağıtıldığı ya da toplandığı tesisler yük terminali olarak adlandırılır. Lojistik terminaller, gelen yüklerin dağıtımını ve giden yüklerin toplanmasını sağlamaktadır. Havalimanları, garlar, gümrükler ve limanlar başlıca yük

Üreticiler Demiryolu Platformu Hava Limanı Deniz Limanı Perakendeciler Distribütörler Toptancılar Dağıtım Merkezleri Gümrükler Tüketiciler Haller Boru Hattı Lojistik Şirketler Depolar AVM'ler TIR ve Kamyon Garajları Semt Pazarları Tehlikeli Madde Depoları Katı Atık Toplama Merkezleri

(27)

terminallerindedir. Terminallerde yük transferi yapılabilir veya taşıma biçiminin değiştirilebilir.

Nüfusun artmasıyla gün geçtikçe trafik sıkışıklığı ve çevre kirliliği gibi sorunlarla karşılaşan kentlerde, Organize Lojistik Bölgeleri (OLB) gibi uygulamalarla sorunlara çözüm aranmaktadır. Şekil 2.3’te örnek bir OLB akışından bahsedilmiştir.

Şekil 2. 3. OLB akışı Kaynak: (Taniguchi & Heijden, 2000)

1.3.4. Kentsel Lojistik Çözümler

Kentsel lojistik faaliyetleri için çeşitli çözümlemeler geliştirilmiştir. Konuyla ilgili literatürde yer alan çalışmalar incelendiğinde, en önemli çözümlemenin lojistik köyler olduğu görülmektedir. Uygulanacak çözümlemelerin başarılı olabilmesi için ulaşılabilir hedeflere sahip olması ve sürdürülebilir yapıda olması gerekmektedir.

Yük Çekme Merkezleri (Centroid) Yük Çekme Merkezleri (Centroid) Çekme Hattı Kamyonları

OLB OLB

Kentsel Alan Toplama / Teslimat

(28)

1.3.4.1. Sürdürülebilir Kentsel Lojistik Uygulamaları

Tanyaş (2011), kentsel lojistik çözümlere sahip olan sürdürülebilir uygulamaları aşağıdaki gibi sıralamıştır:

 Bilgi teknolojilerinden faydalanma,  E-Ticaret,

 Taşımacılık alanında yapılan düzenlemeler,  Yer altı taşımacılık sistemleri,

 Askılı taşımacılık sistemleri.

Kentsel lojistikte kullanılan bilgi teknolojileri arasında Lojistik Simülasyon Sistemleri, Akıllı Taşımacılık Sistemleri, Kızılötesi Araç Tanımlama, Trafik Akışı/Hızı Ölçümleri, Trafik Sinyalizasyon Sistemleri, Manyetik Döngü Algılayıcıları ve Otomatik Geçiş Sistemi gibi birçok unsur bulunmaktadır.

Gelişen e-ticaret kavramı da kentsel lojistiğin öneminin artmasını sağlamıştır. Yakın zamanda teslimatların palet ölçüsü olarak değil de paket ölçüsü olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. E-ticaret’in gelişmesinin Kentsel Lojistik alanına olan başlıca iki önemli etkisi vardır:

 E-ticaret, kullanıcı ve müşterilerin taleplerine öncelik vererek lojistik hizmetleri aktif hale getirmeye çalıştırmaktadır.

 E-ticaret ile lojistik faaliyetler iç içe geçerek, ürün hareketlerindeki arz-talep dengesi kurulmaktadır.

Ulaştırma Bakanlığı, lojistik iletişim ve bilişim sistemleriyle ilgili önemli hususları aşağıdaki gibi sıralamıştır:

 İnternet altyapısının geliştirilmesine yönelik faaliyetler sürekli olarak devam etmelidir.

 E-belge ve e-devlet gibi uygulamalar desteklenmeli, ülke genelinde yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.

 Elektronik ticarete destek verilmelidir.

 Lojistik şirketler ile gümrükler arasındaki entegrasyon sağlanmalı, gümrük otomasyon çalışmaları sürdürülmelidir.

 Lojistik iletişim ve bilişim standartları oluşturulmalıdır.  Doküman, yük ve araç izlenebilirliği arttırılmalıdır.

(29)

 ULAŞ-NET sisteminin gelişmesi sağlanarak, taşıt kartı ve yetki belgesi elektronik ortamda verilmelidir.

Araç, yük ve taşımacılığa göre yapılan düzenlemeler de sürdürülebilirlik uygulamaları olarak değerlendirilmektedir. Yapılan düzenlemeler yüke, yolcuya, trafik akışına ve araçlara göre gerçekleştirilmelidir.

Taşımacılığa yönelik düzenlemeleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:  E-Bilet,

 Aylık abonman kullanımı,  Yolculara yönelik düzenlemeler,

 Taşımacılık modalarıyla ilgili kamu teşvikleri,  Zamana göre fiyatlandırma.

Yüke yönelik düzenlemeler şu şekilde sıralanabilir:  Boru hattı kullanılması,

 Tehlikeli maddelere yönelik yapılan düzenlemeler,  Bazı yüklerin şehir merkezine kabul edilmemesi.

Araçlara yönelik gerçekleştirilen düzenlemelere ise aşağıda yer verilmiştir:  Mali zorunluluklar,

 Trafik düzenleme ve kısıtlamaları,  Yer kısıtlamaları,

 İdari zorunluluklar. 1.3.4.2. Lojistik Köyler

Ulusal veya uluslararası geçişlerde birleştirilen bütün lojistik faaliyetlerin ticari temelle sanayinin herhangi bir alanında çeşitli işletmeler tarafından gerçekleştirildiği özel merkezler, lojistik köy olarak adlandırılır (Aydın & Öğüt, 2008). Lojistik merkezler bulundukları bölgenin ekonomisini olumlu etkilerken, firmalar arasında rekabet ortamının oluşmasını sağlayacaktır.

Nüfus artışıyla birlikte işletmelerin çevreye verdikleri zararlar da ekolojik dengenin bozulmasına neden olmuştur. Özellikle yerleşim alanlarında gerçekleştirilen lojistik faaliyetler trafik sorunun yaşanmasına neden olmaktadır. Trafik sorunu da çevre kirliliğinin arttırmaktadır. Bu gibi birçok nedenden dolayı şehir merkezlerinin

(30)

dışında fakat çok da uzak olmayan yerlere kurulan lojistik köyler, bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda lojistik köylerdeki faaliyetler, genellikle çevreye duyarlı olarak gerçekleştirilmektedir.

Günümüzde Avrupa genelinde 100’den fazla lojistik köy bulunmaktadır. Lojistik köyler aracılığıyla ulaşım bağlantıları kurulmakta, çeşitli taşıma türleri arasındaki koordinasyon sağlanmaktadır. Bu nedenlerden dolayı Avrupa’da yer alan lojistik faaliyetler genellikle otoban, demiryolu ve limanlara yakın yerlerdedir. Lojistik köylerin en fazla olduğu ülke, Almanya’dır. Almanya’nın bu alanda zirvede bulunması, ülkenin sahip oldukları imkânlardan dolayıdır. Almanya genelinde son 20 yılda 33 lojistik köy inşa edilmiştir. Yaklaşık 1200 ofisin bulunduğu bu lojistik köylerde yaklaşık 40 bin kişi çalışmaktadır. Fransa’da yer alan Sogaris lojistik köyü ise dünya genelindeki en eski lojistik köylerden biri olarak kabul edilmektedir. Yedi karayolunun birleştiği bir noktada kullanılan Sogaris’te yaklaşık 100 firma faaliyet göstermektedir. Fransa’daki bir başka lojistik köy olan Toulouse euro-center lojistik köyü ise 5 ana karayolun birleştiği noktada bulunmaktadır. İtalya’da bulunan Bologna lojistik köyüne ise günde ortalama 15 tren giriş-çıkış yapmaktadır (Nuhoğlu, 2009).

Avrupa genelindeki lojistik köylerin tamamı özel sektör ile kamu işbirliğinde oluşturulmuştur. Bu işbirliğinin oluşmasında lojistik köylerin üst düzey fiziksel ve teknolojik hizmet altyapılarına ihtiyaç duymaları neden olmaktadır.

Avrupa genelindeki lojistik köylerin fiziksel ve işlevsel özellikleri aşağıda açıklanmıştır (Aydın & Öğüt, 2008):

Büyüklük: Lojistik köylerin yüzölçümü minimum 100 hektar olmalıdır. Konum: Lojistik köyler şehirlere yakın olmalıdır fakat yerleşim yerlerine uzak olmalıdır.

Erişebilirlik: Lojistik köyleri demiryolu bağlantılarına sahip olmalı, herhangi bir ulaşım zorluğu yaşanmamalıdır.

Yakınlık: Lojistik köyler limanlara, terminallere ve havaalanlarına yakın olmalıdır. Bu merkezlerden lojistik köylere doğrudan ulaşım imkânı bulunması gerekmektedir.

(31)

Ofisler: Lojistik köylerin bünyesinde modern bina ve ofisler yer almalıdır. Bilişim Altyapısı: Lojistik köylerin yüksek iletişim ve bilgi teknolojisi altyapısına sahip olması gerekmektedir.

Lojistik köyler inşa edilirken aşağıda yer alan unsurlar göz ardı edilmemelidir (TCDD, 2007).

 Lojistik köyler şehir yakınlarında yer almalı,  Yerleşim kaliteli biçimde sağlanmalı,

 Yardımcı ve destek hizmetler bulunmalı,  Yönetim tek merkezden gerçekleştirilmeli.

Lojistik köylerde verilen ana hizmetler aşağıdaki gibidir (TCDD, 2007):  Boşaltma, yükleme ve tartı hizmetleri bulunmalı,

 Park hizmetleri olmalı,

 Taşıma modları arasında geçiş yapılmalı ve  Ambarlama ve depolama hizmetleri bulunmalıdır.

Lojistik köylerde sunulan yardımcı hizmetleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (TCDD, 2007):

 Müşteri ofis alanları,  Showroomlar,  Yemekhaneler,

 Toplu taşıma olanakları,  Bakım ve onarım tesisleri  Güvenlik

 Toplantı ve Konferans salonları. 1.4. Dağıtım Lojistiği

1.4.1. Dağıtım Lojistiğinin Tanımı

Dağıtım hareketlerini, firma içerisinde yer alan giriş-çıkış ve depolama gibi faktörlerle ilişkili olan, firma ile müşteriler arasındaki iletişimin kurmasına ve tam zamanında üretimin gerçekleştirilmesi konusunda oldukça önemli rolü bulunan ve toptancılar, perakendeciler, aracılar ve bayilerin üstlendikleri görev sorumluluklar olarak tanımlamak mümkündür. “Endüstriyel İşletmelerde Dağıtım Kanalları Seçimi

(32)

ve Dizaynı” adlı kitapta (Eroğlu, 2005, s. 63-64) dağıtım lojistiği, doğrudan ve dolaylı dağıtım olmak üzere iki kategori altında mercek altına alınmıştır. Doğrudan ve dolaylı dağıtım sistemleri birbirlerinden farklı konuları bünyelerinde barındırmaktadır. Büyük firmalar doğrudan ya da dolaylı dağıtım sistemlerinin çeşitli kombinasyonlarını uygulamaya koyabilir. Firmalar kendilerine en uygun dağıtım kanalını seçerek aynı zamanda o kanalı kendilerine göre de şekillendirme imkânına sahiptirler.

Doğrudan Dağıtım: Ürünlerin üreticiden tüketiciye direkt olarak gönderilmesi doğrudan dağıtım olarak adlandırılır. Doğrudan dağıtım, hedef pazardaki tüketicilerin kolayca tanımlandığı, organizasyonun başrolünde satış personelinin yer aldığı, organizasyonun pazara geniş biçimde sunulduğu ve tüketicilere kredi, dağıtım ve teknik yardım gibi satış sonrasındaki hizmetlerin yaygın olduğunda sıkça başvurulan bir dağıtım türüdür.

Dolaylı Dağıtım: Ürünlerin tüketicilere bayi ve toptancılar gibi aracılar tarafından ulaştırılması, dolaylı dağıtım kapsamında yer alan faaliyetlerdir. Dolaylı dağıtım doğrudan dağıtıma göre daha fazla aşamadan meydana gelmektedir. İşletmeler için hem yönetim hem de mali açıdan daha az yatırıma ihtiyaç duyulan dolaylı yatırım, genellikle küçük işletmeler için daha uygun bir dağıtım türüdür. Aynı zamanda dolaylı dağıtım seçildiği takdirde bürokratik yapıda bulunan sorunlar ortadan kaldırılabilir.

Lingyu ve Wei (2014), dağıtım sistemi ve dağıtım lojistiği konularında yaptıkları çalışmada, bilgi temeli lojistik açı sistematiğin ortaya çıkarılması için farklı bilgilere ihtiyaç olduğunu belirtirken dağıtım lojistiğinin kapsamında paketleme, nakliye, işleme, dağıtım ve diğer işlerin bulunduğunu savunmaktadırlar. Dağıtım lojistiği, sipariş verme, teslimat ve diğer süreçlerin etkili biçimde yönetilmesini içermektedir. Dağıtım lojistiği aynı zamanda süreç içerisindeki bilgi faaliyetlerinde ürün akışının sorunsuz biçimde tamamlanabilmesi için çaba sarf etmektedir.

Teslimat sistemi sevkiyattan ek olarak 3 farklı dağıtım merkezinden meydana gelmektedir. Bu merkezler aşağıda açıklanmıştır.

Verimli Dağıtım Merkezi: Şube düzenlerine göre tedarikçiler, ürünleri perakendecilere dağıtacaktır. Dağıtım merkezi ürünlerin tasnif edilmesi, görüntülenmesi ve paketlenmesinden sorumludur.

(33)

Hızlı Nakliye Sistemi: Lojistik sistemi içerisindeki en pahalı bölüm nakliyedir. Maliyetlerin minimuma indirgenmesi için ve üst düzey verim elde edebilmek için perakendeciler ekibinin hızlı, net ve verimli olmasını talep ederler.

Hızlı Teslimat Süreci: Dağıtım merkezinin kabul edilmesinden ve müşteri siparişlerinin toplanmasından sonra ilk olarak ürünlerin miktarı ve türü belirlenmelidir. Daha sonra ise sistem üzerinde ürünlerin stok durumları kontrol edilmelidir. Eğer ürünler mevcut ise ürünler dağıtım merkezine gönderilir ve ürün hakkında incelemeler yapılır. Bilgisayar sistemleri aracılığıyla ürünlerin depolama yerleri tanımlanacak, mağaza etiketleri de ürün üzerine basılacaktır.

1.4.2. Dağıtım Lojistiğinin Bileşenleri

Lojistik ve üretim birimleri paketleme, müşteri hizmetleri, talep tahmini ve taşıma gibi birçok unsurla ilişkili kavramlardır. Bu nedenle lojistik ve üretim birimlerinde koordinasyon ve işbirliği oldukça önemli konulardır. Üretim biriminin diğer bölümlerle olan etkileşimlerinde lojistik, köprü görevi görmektedir. Lojistik ve üretim bileşenlerinin koordinasyonu ve birlikteliği olumlu anlamda gerçekleştiği takdirde diğer birimlerle olan ilişkiler de etkili biçimde yürüyecek, bu durumdan firma performansı da olumlu şekilde etkilenecektir (Sezen, Yılmaz, & Gezgin, 2002, s. 133).

Üretim esnasında kalite oldukça önemli bir konudur. Üretim süreçlerinin verimli olabilmesi için üretim lojistiği bileşenlerine ihtiyaç vardır. Üretim lojistiği bileşenleri içerisinde temel unsur, malzeme akışı olarak kabul edilmektedir. Üretim lojistiğine ait temel bileşenler aynı zamanda dağıtım ve tedarik alanlarını da etkilemektedir (Michlovicz, 2014, s. 59).

Cooper (1987) dağıtım endüstrisinde düzenleme, lojistik ve iş planlaması faktörlerinde değişimler olmasıyla birlikte fiziksel dağıtımdaki yeniliklerin hızlandığını belirtmiştir. Böylelikle fiziksel dağıtım yapan şirketlerin faaliyetlerini genişletmesi kolaylaşmıştır.

(34)

1.4.2.1. Üretici

Üreticilerin pazar ihtiyacını karşılamak için talep tahminleri ile birlikte stokların etkin kullanımını sağlayarak üretim planlaması yapmaları gerekmektedir. Üretim planlama firmanın tahmin edilen talepleri ve aldığı siparişleri, istenilen miktar ve zamanda verimli bir şekilde karşılamak amacıyla elindeki kaynakları uygun olarak kullanmasıdır. Üretim planlama süreci ile talebi karşılayabilecek stokların bulunması aşamasından sonra ürünlerin müşteriye/pazara ulaştırılmasındaki başarı lojistik faaliyetlerin etkinliğine bağlıdır.

Hippel (2001) üreticinin, üretim aşamasındaki ürünleri yenilikçi düşünce çerçevesinde geliştirmeye çalıştığını savunmaktadır. Üreticiler neyi üreteceklerini belirleyerek bu ürünleri pazarda tüketicilere ulaştırmayı hedeflerler. Pazar içerisinde yer alan girişimciler daha fazla üretim yapabilmek için üretmek ve geliştirmeyi temel amaç olarak kabul etmektedirler.

Srivastava ve Purohit (2001) yaptıkları çalışmada üreticilerin ürünlerle direkt olarak bağlantılı olduğunu belirtirken aynı zamanda ürün kalitesinin ve markalaşma konusunda üreticilere önemli görevler düştüğünü savunmaktadırlar. Üreticiler uygulama esnasında spesifik etkiye sahipken aynı zamanda ürünlerin mağazalara ulaştırılmasında da son derece etkilidirler.

1.4.2.2. Satıcı

Satıcılar ürünlerini temel lojistik faaliyetlerden olan pazarlama ile müşterilere dağıtımını sağlamaktadır.

Chatterjee ve Mateen (2015, s. 31) satıcının, tedarik zinciri içerisindeki koordinasyonun sağlanmasında önemli bir rolü olduğunu belirtmektedir. Henüz envanter aşamasındayken satıcı, dağıtımı ve koordinasyonu sağlamaktadır. Satıcılar ulaştırma, dağıtım, üretim planlaması, hizmet seviyeleri ve tahmin doğruluğu gibi kavramlarla iç içedir. Satıcı ile müşteri arasındaki işbirliği envanter düzeyinde incelendiğinde satıcının özellikle dağıtım aşamasında önemli görevi olduğu gözlemlenmektedir.

Lee ve diğerleri (2015) satıcının, tedarik zincirinde tedarikçi ile tüketici arasındaki en önemli dağıtım kanalı üyesi olduğunu savunmaktadır. Ürünlerin üretim aşamasından tüketiciye ulaşmasında satıcılara önemli roller düşmektedir.

(35)

1.4.2.3. Toptancı

Doğrudan perakendecilere veya diğer toptancılara satış yapan firmaların gerçekleştirdikleri aktiviteye toptancılık olarak tanımlanmaktadır (Eroğlu, 2005, s. 83). Toptancılığı, hizmet ya da ürün talep eden kişilere satış yapılan faaliyetlerin tamamı olarak tanımlamak mümkündür. Toptancılık faaliyetlerinde amaç ticari sürdürülebilirliğin sağlanması veya ürün ve hizmetlerin üretilmesi olabilir. Toptancıların yaptıkları satış, son kullanıcılara yönelik değildir. Toptancılar kimi zaman son kullanıcılara satış yapsalar da bu miktar oldukça düşük seviyededir. Toptancıların hemen hemen tamamı, dağıtımına katkıda bulundukları ürünleri direkt olarak üreticisinden temin ederler. Toptancılık kavramının halk tarafından bilinmesi de bu şekildedir. Fakat bu durum toptancıların ürünleri sadece üreticilerden alacakları anlamı taşımamaktadır.

Sinanoğlu (1996), toptancıları yöneldikleri pazara göre ve ellerinde bulundurdukları ürünlerin bileşenlerine göre iki başlık altında toplamıştır. Toptancılar ellerindeki ürünlerin bileşenlerine göre uzmanlaşmış toptancı, genel toptancı ve özel toptancı olarak adlandırılmaktadır. Yöneldikleri pazara göre ise toptancılar, satıcı toptancılar ya da toplayıcı toptancılar olarak adlandırılmaktadır. Toptancılar satış hizmetleri veya dağıtım yöntemlerine göre gezginci toptancı, bölgesel toptancı ve sabit toptancı olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda toptancılar stok bulundurma ve depolama gibi işlevleri sağlamadan da faaliyetlerini sürdürebilir.

Öz (2008), toptancıların dağıtım kanalı üyeleri arasındaki iki ilişkide köprü görevi üstlendiklerini savunmaktadır. Bunlardan ilki birbirlerini izleyen endüstriler arasındaki ilişkidir. İkincisi ise perakendeci ile üretici arasındaki ilişkidir. Üretim eğer birbirlerini takip eden işlemlerden tamamlanıyorsa toptancı işlemler arasındaki ilişkiyi sağlamaktadır. Fakat üretim ve dağıtım faaliyetleri dikey bütünleşme yoluyla aynı firma çatısı altında gerçekleşiyorsa bu aşamada toptancılara herhangi bir görev düşmemektedir. Dağıtım üyelerinden olan distribütörler ise üretici firmaya ait hizmet ve ürünlerin satma ve satın alma hakkına sahip olduğu acentelerdir. Yılmaz ve diğerleri (2002, s. 181), dağıtım aşamasındaki tüm işlerin üretici tarafından üstlenmesinin mümkün olmadığını savunmaktadır. Dağıtım aşamasında yerel pazarlarda uzmanlaşan ve tüketicileri daha yakından tanıyan aracıların kullanılması sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntem sonrasında aracılar ile üretici firma

(36)

arasında karşılıklı çıkar ilişkileri meydana gelmektedir. Zaman ilerledikçe taraflar arasındaki işlere yapılan yatırımlar da önemli düzeye çıkabilmekte, taraflar birbirlerine bağımlı hale gelebilmektedir. Taraflar arasındaki yatırımlar uzmanlaşmaya, imaj oluşturmaya ve marka geliştirmeye yönelik gerçekleşmektedir. Yapılan araştırmalara göre üretici firma ile aracılar arasında oluşan karşılıklı bağımlılık unsuru, aracıların firmalara yaklaşım biçimlerinin belirlenmesinde kritik önem taşımaktadır. Kanal üyelerinin davranış ve kararları karşılıklı bağımlılıktan direkt olarak etkilenirken aynı zamanda kontrolün hangi tarafta olacağı da karşılıklı bağımlılıktan etkilenen bir diğer unsurdur. Karşılıklı kontrol aracılığıyla koordinasyonu oluşturulma yeteneğinin sınırları belirlenirken bu durum, dağıtım işlevinin başarılı şekilde gerçekleşmesini de sağlamaktadır.

1.4.2.4. Perakendeci

Hizmet ve ürünlerin üreticiden tüketicilere satışıyla ilgili olan işlemlerin tamamı perakendecilik olarak tanımlanmaktadır. Kanal üyeleriyle tüketiciler arasındaki etkileşimin sağlanması için birçok perakendeci nokta vardır. Perakendeciler, tüketicilerle sürekli iletişim halinde oldukları için özellikle geri bildirim konusunda kritik önem taşımaktadır (Eroğlu, 2005, s. 84).

Perakendecilik stratejisi, hedef pazarın belirlenmesiyle başlayacaktır. Hedef pazar stratejisini ise hedef pazarın rekabet düzeyi ve potansiyel kâr seviyesi gibi faktörler belirlemektedir. Hedef pazarı psikolojik, demografik ve coğrafik özelliklere göre bölümlendirmek mümkündür. Hedef pazarlar ürün kategorilerinin belirlendiği yer konumundayken aynı zamanda hedef pazarlarda başarıya ulaşabilmek için müşterilerin talep ve ihtiyaçları en doğru şekilde belirlenmelidir (Eroğlu, 2005, s. 84).

Perakendeci, ürün kalitesini gözlemledikten sonra ürünlerin tüketicilere ulaşmasını sağlayan en önemli kanal üyesidir. Perakendeciler kaliteli ve verimli ürünü elde edebilmek için üreticilerle direkt olarak iletişim halindedirler. Ürünlerin son kullanıcılara ulaşması konusunda önemli rolü bulunan perakendeci, kullanıcı isteklerinin belirlenmesini de sağlamaktadır (Purohit & Srivastava, 2001, s. 123).

(37)

1.4.2.5. Depolama

Depolama hammadde, malzeme, yarı mamul, bitmiş ürün gibi lojistiğe konu olan varlıkların belirli bir alanda tutulması, korunması ya da saklanmasıdır (Küçük, 2016b, s. 78). Tedarik edilen ürünlerin ihtiyaç anında kullanılması veya tüketicilere ulaştırılması için bekletilen, açık veya kapalı alanlardan oluşabilen depolar, depolama işlevinin gerçekleşmesini sağlar. Depoyu, mamul, yarı mamul ve hammaddelerin tedarik kaynaklarından teslim alınarak gerekli kayıtların da tutulmasıyla birlikte müşterilere dağıtımın ulaşmasını sağlayan tesis olarak tanımlamak mümkündür. Depolar, hammaddenin çıkış anından biten ürünün müşteriye ulaştığı an arasındaki madde ve malzeme akışındaki hareket hızının durduğu noktalardır (Acar, 2010, s. 23).

Depo, dağıtım sisteminin ayrı bölümlerinde kullanılan araçların uyumsuzluğunun üstesinden gelmek için bir kopukluk işlevi yerine getirir. Fiziksel dağıtım aşamasındaki hareket merkezlerinden biri olan depo, hammadde, yarı mamul ve mamullerin yer aldığı ve ihtiyaç anında dağıtıma sunulduğu yerlerdir. Malzeme yönetiminin en önemli unsuru olan depolama, fazla sayıdaki ürünleri ihtiyaç ve isteklere bağlı olarak kullanıcılara sunulması için hazır tutmaktadır.

1.4.2.6. Stok Yönetimi

Dağıtım aşamasında ve lojistik faaliyetler içerisinde önemli role sahip olan bir diğer unsur ise stok yönetimidir. Stok yönetimi hammadde, yarı mamul ve mamullerin arz ve talep dengesini sağlayacak şekilde; müşteri taleplerini zamanında karşılama, stok maliyetlerinin minimize etme ve ürünlere zaman faydası sağlama ile ilgili faaliyetler sürecidir.

Stok yönetimi, dağıtım aşamasında kullanıcılara ulaştırılacak ürünlerin modellenmesi sağlamaktadır. Ürün ve hizmet akışında stok yönetimi, etkili bir dağıtım kanalı olarak değerlendirilmektedir. Ürün ve hizmetin akışı esnasında lojistik araçların kullanımı ve dağıtıma çıkarılacak ürünlerin bir yerde bekletilmesi gibi unsurları kapsamında bulunduran stok yönetimi, etkili bir dağıtım kanalı üyesi olarak kabul edilmektedir.

Stok yönetimi, erken sipariş ve teslimat aşamalarında kullanıcılara ulaştırılacak ürünlerin belirlenmesini sağlamaktadır. Stok süresinde tedarik edilen ve kullanıcılara

Şekil

Şekil 2. 1. Lojistik merkezler, terminaller ve yük akışı ilişkisi  Kaynak: (İBB- İUAP, 2011)
Şekil 2. 2. Kentsel yük akışları  Kaynak: (Tanyaş, Ders Notları, 2011)
Şekil 2. 3. OLB akışı  Kaynak: (Taniguchi & Heijden, 2000)
Şekil 3. 1 . Araştırma Modeli Kentsel Lojistik  Dağıtım  Lojistiği Firma Performansı Kontrol Değişkenleri Sektör Faaliyet Süresi Çalışan Sayısı Faaliyet Yeri Lojistik Departmanı H1 H2 H3
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Prekaryanın, sermaye ile girişilebilecek ücret mücadelesini ikincilleştiren ve nihayetinde bir tür sosyal yardım olan temel gelir talebi ve mücadelesi etrafında

Son görevi Bakırköy Belediye Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmenliği olan Zeliha Berksoy, oyunculuğunun ve öğretim üyeliğinin yanı sıra böyle bir ‘misyon’

Stremo- ukhov Belh, Kunduz ve Bedahşan’ı içeren bir ta- rafsız bölge fikrini ileri sürerken, Miliutin de ha- lihazırda Şir Ali’nin sahip olduğu tüm vilâyetle- rin

Hiyerarşik kümeleme yöntemi ve Robust kümeleme yöntemi ile elde edilen bulgular incelendiğinde Türkiye’nin Mısır, Kuveyt, Ermenistan, Pakistan ve Eski Sovyet

Müşteri sorunlarıyla ilgilenip onlara uygun çözümler bulmak. Bu nedenle, her türlü problemi eğer ilgili personel çözemiyorsa, mutlaka iletmek ve ondan çözüm getirmesini

Geleneksel lojistik stratejisi öngörüler ve envanter tahminlerine dayalı tahmini talep yönetimine göre yürütülürdü. Böyle bir yaklaĢım izleyen bir firma, hem arz hem

花樣年華時鎮日以淚洗面,李主任除了提供最佳的醫療之外,也在患者住入隔離病房的

Bu çalışma ile, ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle uluslararası bir lojistik üssü konumuna gelmesi ve son yıllarda her yıl % 10 büyüyen bir lojistik sektöre sahip