• Sonuç bulunamadı

1.4. Dağıtım Lojistiği

1.4.2. Dağıtım Lojistiğinin Bileşenleri

Lojistik ve üretim birimleri paketleme, müşteri hizmetleri, talep tahmini ve taşıma gibi birçok unsurla ilişkili kavramlardır. Bu nedenle lojistik ve üretim birimlerinde koordinasyon ve işbirliği oldukça önemli konulardır. Üretim biriminin diğer bölümlerle olan etkileşimlerinde lojistik, köprü görevi görmektedir. Lojistik ve üretim bileşenlerinin koordinasyonu ve birlikteliği olumlu anlamda gerçekleştiği takdirde diğer birimlerle olan ilişkiler de etkili biçimde yürüyecek, bu durumdan firma performansı da olumlu şekilde etkilenecektir (Sezen, Yılmaz, & Gezgin, 2002, s. 133).

Üretim esnasında kalite oldukça önemli bir konudur. Üretim süreçlerinin verimli olabilmesi için üretim lojistiği bileşenlerine ihtiyaç vardır. Üretim lojistiği bileşenleri içerisinde temel unsur, malzeme akışı olarak kabul edilmektedir. Üretim lojistiğine ait temel bileşenler aynı zamanda dağıtım ve tedarik alanlarını da etkilemektedir (Michlovicz, 2014, s. 59).

Cooper (1987) dağıtım endüstrisinde düzenleme, lojistik ve iş planlaması faktörlerinde değişimler olmasıyla birlikte fiziksel dağıtımdaki yeniliklerin hızlandığını belirtmiştir. Böylelikle fiziksel dağıtım yapan şirketlerin faaliyetlerini genişletmesi kolaylaşmıştır.

1.4.2.1. Üretici

Üreticilerin pazar ihtiyacını karşılamak için talep tahminleri ile birlikte stokların etkin kullanımını sağlayarak üretim planlaması yapmaları gerekmektedir. Üretim planlama firmanın tahmin edilen talepleri ve aldığı siparişleri, istenilen miktar ve zamanda verimli bir şekilde karşılamak amacıyla elindeki kaynakları uygun olarak kullanmasıdır. Üretim planlama süreci ile talebi karşılayabilecek stokların bulunması aşamasından sonra ürünlerin müşteriye/pazara ulaştırılmasındaki başarı lojistik faaliyetlerin etkinliğine bağlıdır.

Hippel (2001) üreticinin, üretim aşamasındaki ürünleri yenilikçi düşünce çerçevesinde geliştirmeye çalıştığını savunmaktadır. Üreticiler neyi üreteceklerini belirleyerek bu ürünleri pazarda tüketicilere ulaştırmayı hedeflerler. Pazar içerisinde yer alan girişimciler daha fazla üretim yapabilmek için üretmek ve geliştirmeyi temel amaç olarak kabul etmektedirler.

Srivastava ve Purohit (2001) yaptıkları çalışmada üreticilerin ürünlerle direkt olarak bağlantılı olduğunu belirtirken aynı zamanda ürün kalitesinin ve markalaşma konusunda üreticilere önemli görevler düştüğünü savunmaktadırlar. Üreticiler uygulama esnasında spesifik etkiye sahipken aynı zamanda ürünlerin mağazalara ulaştırılmasında da son derece etkilidirler.

1.4.2.2. Satıcı

Satıcılar ürünlerini temel lojistik faaliyetlerden olan pazarlama ile müşterilere dağıtımını sağlamaktadır.

Chatterjee ve Mateen (2015, s. 31) satıcının, tedarik zinciri içerisindeki koordinasyonun sağlanmasında önemli bir rolü olduğunu belirtmektedir. Henüz envanter aşamasındayken satıcı, dağıtımı ve koordinasyonu sağlamaktadır. Satıcılar ulaştırma, dağıtım, üretim planlaması, hizmet seviyeleri ve tahmin doğruluğu gibi kavramlarla iç içedir. Satıcı ile müşteri arasındaki işbirliği envanter düzeyinde incelendiğinde satıcının özellikle dağıtım aşamasında önemli görevi olduğu gözlemlenmektedir.

Lee ve diğerleri (2015) satıcının, tedarik zincirinde tedarikçi ile tüketici arasındaki en önemli dağıtım kanalı üyesi olduğunu savunmaktadır. Ürünlerin üretim aşamasından tüketiciye ulaşmasında satıcılara önemli roller düşmektedir.

1.4.2.3. Toptancı

Doğrudan perakendecilere veya diğer toptancılara satış yapan firmaların gerçekleştirdikleri aktiviteye toptancılık olarak tanımlanmaktadır (Eroğlu, 2005, s. 83). Toptancılığı, hizmet ya da ürün talep eden kişilere satış yapılan faaliyetlerin tamamı olarak tanımlamak mümkündür. Toptancılık faaliyetlerinde amaç ticari sürdürülebilirliğin sağlanması veya ürün ve hizmetlerin üretilmesi olabilir. Toptancıların yaptıkları satış, son kullanıcılara yönelik değildir. Toptancılar kimi zaman son kullanıcılara satış yapsalar da bu miktar oldukça düşük seviyededir. Toptancıların hemen hemen tamamı, dağıtımına katkıda bulundukları ürünleri direkt olarak üreticisinden temin ederler. Toptancılık kavramının halk tarafından bilinmesi de bu şekildedir. Fakat bu durum toptancıların ürünleri sadece üreticilerden alacakları anlamı taşımamaktadır.

Sinanoğlu (1996), toptancıları yöneldikleri pazara göre ve ellerinde bulundurdukları ürünlerin bileşenlerine göre iki başlık altında toplamıştır. Toptancılar ellerindeki ürünlerin bileşenlerine göre uzmanlaşmış toptancı, genel toptancı ve özel toptancı olarak adlandırılmaktadır. Yöneldikleri pazara göre ise toptancılar, satıcı toptancılar ya da toplayıcı toptancılar olarak adlandırılmaktadır. Toptancılar satış hizmetleri veya dağıtım yöntemlerine göre gezginci toptancı, bölgesel toptancı ve sabit toptancı olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda toptancılar stok bulundurma ve depolama gibi işlevleri sağlamadan da faaliyetlerini sürdürebilir.

Öz (2008), toptancıların dağıtım kanalı üyeleri arasındaki iki ilişkide köprü görevi üstlendiklerini savunmaktadır. Bunlardan ilki birbirlerini izleyen endüstriler arasındaki ilişkidir. İkincisi ise perakendeci ile üretici arasındaki ilişkidir. Üretim eğer birbirlerini takip eden işlemlerden tamamlanıyorsa toptancı işlemler arasındaki ilişkiyi sağlamaktadır. Fakat üretim ve dağıtım faaliyetleri dikey bütünleşme yoluyla aynı firma çatısı altında gerçekleşiyorsa bu aşamada toptancılara herhangi bir görev düşmemektedir. Dağıtım üyelerinden olan distribütörler ise üretici firmaya ait hizmet ve ürünlerin satma ve satın alma hakkına sahip olduğu acentelerdir. Yılmaz ve diğerleri (2002, s. 181), dağıtım aşamasındaki tüm işlerin üretici tarafından üstlenmesinin mümkün olmadığını savunmaktadır. Dağıtım aşamasında yerel pazarlarda uzmanlaşan ve tüketicileri daha yakından tanıyan aracıların kullanılması sıklıkla başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntem sonrasında aracılar ile üretici firma

arasında karşılıklı çıkar ilişkileri meydana gelmektedir. Zaman ilerledikçe taraflar arasındaki işlere yapılan yatırımlar da önemli düzeye çıkabilmekte, taraflar birbirlerine bağımlı hale gelebilmektedir. Taraflar arasındaki yatırımlar uzmanlaşmaya, imaj oluşturmaya ve marka geliştirmeye yönelik gerçekleşmektedir. Yapılan araştırmalara göre üretici firma ile aracılar arasında oluşan karşılıklı bağımlılık unsuru, aracıların firmalara yaklaşım biçimlerinin belirlenmesinde kritik önem taşımaktadır. Kanal üyelerinin davranış ve kararları karşılıklı bağımlılıktan direkt olarak etkilenirken aynı zamanda kontrolün hangi tarafta olacağı da karşılıklı bağımlılıktan etkilenen bir diğer unsurdur. Karşılıklı kontrol aracılığıyla koordinasyonu oluşturulma yeteneğinin sınırları belirlenirken bu durum, dağıtım işlevinin başarılı şekilde gerçekleşmesini de sağlamaktadır.

1.4.2.4. Perakendeci

Hizmet ve ürünlerin üreticiden tüketicilere satışıyla ilgili olan işlemlerin tamamı perakendecilik olarak tanımlanmaktadır. Kanal üyeleriyle tüketiciler arasındaki etkileşimin sağlanması için birçok perakendeci nokta vardır. Perakendeciler, tüketicilerle sürekli iletişim halinde oldukları için özellikle geri bildirim konusunda kritik önem taşımaktadır (Eroğlu, 2005, s. 84).

Perakendecilik stratejisi, hedef pazarın belirlenmesiyle başlayacaktır. Hedef pazar stratejisini ise hedef pazarın rekabet düzeyi ve potansiyel kâr seviyesi gibi faktörler belirlemektedir. Hedef pazarı psikolojik, demografik ve coğrafik özelliklere göre bölümlendirmek mümkündür. Hedef pazarlar ürün kategorilerinin belirlendiği yer konumundayken aynı zamanda hedef pazarlarda başarıya ulaşabilmek için müşterilerin talep ve ihtiyaçları en doğru şekilde belirlenmelidir (Eroğlu, 2005, s. 84).

Perakendeci, ürün kalitesini gözlemledikten sonra ürünlerin tüketicilere ulaşmasını sağlayan en önemli kanal üyesidir. Perakendeciler kaliteli ve verimli ürünü elde edebilmek için üreticilerle direkt olarak iletişim halindedirler. Ürünlerin son kullanıcılara ulaşması konusunda önemli rolü bulunan perakendeci, kullanıcı isteklerinin belirlenmesini de sağlamaktadır (Purohit & Srivastava, 2001, s. 123).

1.4.2.5. Depolama

Depolama hammadde, malzeme, yarı mamul, bitmiş ürün gibi lojistiğe konu olan varlıkların belirli bir alanda tutulması, korunması ya da saklanmasıdır (Küçük, 2016b, s. 78). Tedarik edilen ürünlerin ihtiyaç anında kullanılması veya tüketicilere ulaştırılması için bekletilen, açık veya kapalı alanlardan oluşabilen depolar, depolama işlevinin gerçekleşmesini sağlar. Depoyu, mamul, yarı mamul ve hammaddelerin tedarik kaynaklarından teslim alınarak gerekli kayıtların da tutulmasıyla birlikte müşterilere dağıtımın ulaşmasını sağlayan tesis olarak tanımlamak mümkündür. Depolar, hammaddenin çıkış anından biten ürünün müşteriye ulaştığı an arasındaki madde ve malzeme akışındaki hareket hızının durduğu noktalardır (Acar, 2010, s. 23).

Depo, dağıtım sisteminin ayrı bölümlerinde kullanılan araçların uyumsuzluğunun üstesinden gelmek için bir kopukluk işlevi yerine getirir. Fiziksel dağıtım aşamasındaki hareket merkezlerinden biri olan depo, hammadde, yarı mamul ve mamullerin yer aldığı ve ihtiyaç anında dağıtıma sunulduğu yerlerdir. Malzeme yönetiminin en önemli unsuru olan depolama, fazla sayıdaki ürünleri ihtiyaç ve isteklere bağlı olarak kullanıcılara sunulması için hazır tutmaktadır.

1.4.2.6. Stok Yönetimi

Dağıtım aşamasında ve lojistik faaliyetler içerisinde önemli role sahip olan bir diğer unsur ise stok yönetimidir. Stok yönetimi hammadde, yarı mamul ve mamullerin arz ve talep dengesini sağlayacak şekilde; müşteri taleplerini zamanında karşılama, stok maliyetlerinin minimize etme ve ürünlere zaman faydası sağlama ile ilgili faaliyetler sürecidir.

Stok yönetimi, dağıtım aşamasında kullanıcılara ulaştırılacak ürünlerin modellenmesi sağlamaktadır. Ürün ve hizmet akışında stok yönetimi, etkili bir dağıtım kanalı olarak değerlendirilmektedir. Ürün ve hizmetin akışı esnasında lojistik araçların kullanımı ve dağıtıma çıkarılacak ürünlerin bir yerde bekletilmesi gibi unsurları kapsamında bulunduran stok yönetimi, etkili bir dağıtım kanalı üyesi olarak kabul edilmektedir.

Stok yönetimi, erken sipariş ve teslimat aşamalarında kullanıcılara ulaştırılacak ürünlerin belirlenmesini sağlamaktadır. Stok süresinde tedarik edilen ve kullanıcılara

ulaştırılacak olan ürünlerin doğru biçimde dağıtılmasını sağlayacak stok yönetimi, ürünlerin tam zamanında istenilen yerde olmasında da önemli katkıları bulunan bir unsurdur (Wang & Tokyay, 2008, s. 716).

1.4.2.7. Taşımacılık

Ürünlerin üretim noktalarından, talep edildikleri tüketim noktalarına doğru olan fiziksel hareketleridir. Bir başka deyişle; hammadde ve nihai ürünlerin tedarikçiden fabrikaya, fabrikadan depoya, depodan depoya, depodan da son müşteriye teslimatını içeren süreçtir. Taşımacılık karayolu, denizyolu, havayolu, demiryolu ve boru hattı gibi çeşitli lojistik modları ile gerçekleştirilir.

Cerit, Saatçioğlu ve Deveci (2008), taşımacılığın dağıtım sistemlerinde bilgi teknolojilerinin kullanımıyla birlikte lojistik ve nakliye alanlarındaki öneminin arttığını savunmaktadır. Bilgi teknolojileri aracılığıyla dağıtım sürecindeki taraflara bilginin ulaştırılması, taşımacılık performansına katkıda bulunacaktır. Taşımacılık aynı zamanda rekabet ortamında avantaj sağlamanın bir yolu olarak da kabul edilmektedir. Taşımacılık lojistiğin arttırılması ve maliyetlerin azaltılması konularına katkı sağlayabilecek etmenlerden biri olarak kabul edilmektedir. Küresel pazarlardaki operasyonların uygun biçimde sonuçlandırılması için bilgi teknolojileri olmazsa olmazdır. Bu esnada taşımacılık, gelişimin tüm alanlara tanıtımını sağlayan bir katalizör olarak da kabul edilmektedir.

Benzer Belgeler