... M i m ... ... =
I
Kaybettiğimiz büyük ilim adamı
|
â*lifflBiııııaıuıııiBiıııııııımmnıııiffliıııııııııııııııııııııııııııııııııiBiiiııııuııııııııııııııııııııııııııraınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiııııııııımınıııııııııım..’
Merhum Dr. Adnan Adıvar İlimler Tarihinin en büyük müverrihi G. Sarton ile
Doktor Adnan Adıvar
Y
İRMİNCİ yüzyıl Türk tefekkür ve ilim hayatının mümtaz bir simasını daha, dün sabah, ölüm aramızdan aldı. Yetmişüç yılı dolduran uzun ve mahsuldar hayatı boyunca İçtimaî, tedrisî, siyasî ve İlmî konularda çeşitli vazife ve hizmet görmüş bu değerli insan, bir çok bakımdan zamanımızda hasreti çekilen ol gun ve yorulmaz, araştırıcı ve ile ri şahsiyet ve zihniyetin bir nu munesi idi.
Dr. Adnan Adıvar Gelibolu’da 1882 tarihinde doğmuştur. İlk, or ta ve yüksek tahsilini İstanbul’da yapmış, Tıbbiye’den doktor çıktık tan sonra Avrupa’ ya kaçmış, ikin ci Meşrutiyet'in ilânı ertesinde 1909’da tekrar İstanbul’a dönmüş tür. Daha otuz yaşma varmadan Tıb Fakültesi’ne doçent, profesör olmuş ve müdürlük etmiştir. Dr. Adnan Bey Trablus harbinde Kı zılay müfettişliği vazifesini üzeri ne almış, daha sonra, Kızılay Ge nel sekreterliğine seçilmiştir.
Birinci Dünya Harbinde çeşitli askerî vazifelerde başarı gösteren Adnan Bey, Mütarekenin kara gün lerinde İstanbul mebusu sıfatiyle son Osmanlı Mebuslar Meclisi’ne girmiştir.
İstanbul’un işgali onun, ve yük sek bir edib olduğu kadar o gün lerde Sultan Ahmed ve Fatih mey danlarındaki sürükleyici hitabele riyle de tanınan refikası Halide Edib’in ruhlarında acı izler bırak mıştır. Her ikisi Anadolu’ya geçe rek Millî Mücadele’nin heyecanlı safhalarında, kurtuluş yolunda el den geleni ifa eylemişlerdir. Dr. Adnan Bey Vekillik, Büyük Millet Meclisi İkinci Reisliği gibi ehem miyetli vazifeleri üzerine almış, büyük zaferden sonra İstanbul’da Hariciye Vekilliği delegeliğinde bulunmuştur. Eşi Halide Edib’Ie u- zunca bir zaman Fransa ve İngil tere’de yaşıyan Adnan Adıvar bu arada Paris Yaşıyan Sark Dilleri Millî Mektebi Türkçe lektörlüğüne
---Y aza
n:---Abdülkadir KARAHAN
tâyin edilmiş ve sekiz sene yaban cı bir ülkede Türkçe okutmuştur. Adıvar ailesi 1939 da yurda dön müş ve onaltı senedenberidir İs tanbul’da kendini ilim ve yazı ha yatına vermiştir.
1939 yılmdanberi Maarif Ve killiğince alman bir karar üzerine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fa kültesinde kurulan bir hey’et ta rafından Leyden tab’ı esas tutu larak telif, tâdil, ikmâl ve tercü me suretiyle neşredilen İslâm An siklopedisi, ona çok şey borçludur. Onun güzel bir sözü ile: «Bu an siklopedi gayretli bir Maarif Veki linin zamanında başlamış ve bu gün çalışkan ve iyi niyet sahibi bir Vekil devrinde kuvvetle destek lenerek hedefine hızla yürümek yolunu tutmuştur». Eğer Dr. Ad nan Adıvar olmasaydı ne onbeş sene Ansiklopedi A-K’ ya kadar bu derece muntazam çıkma imkânı
bulur, ne de bir kaç aydır bu te
sisi başarı ile idare eden dört âli min bir araya gelmesi ve devamlı müsmir mesaisi gereçekleşebilir- di. Yalnız bu hizmet, bir fâninin bir milletin kalbinde uzun müd det yaşamasına kifayet eder.
D
R. Adnan Adıvar bir çok İlmî, öğretici ve sosyal ya- zılariyle geniş ve haklı bir şöhret yapmış fikir adamlarımız- dandı. Londra’da iken meşhur En- cyclopedia Britannica’ ya «Türki ye’nin yeni zamanlar tarihi» mad desini yazan odur. Tanınmış İn giliz filozofu Bertrand Russel’in «Felsefe meseleleri» onun tatlı ve vazıh üslûbiyle dilimize mâl edil miştir. Fakat en kuvvetli ve uzun araştırmalar sonunda kaleme alın mış iki eserini geniş mesaisinin ve kültürünün zirveleri saymak yerinde olur. Bunlar EvvelâFran-Bayram Çekilişi |
310 TALİHLİYE l
Bir Apartman Dairesi ve Muhtelif Para İkramiyeleri
BV E R İY O R U Z
I
29 Temmuz Çekilişi İçin
^
Hemen Bir Hesap Açarak
Hem Keşidemize Katılınız,
Hem de Nâdide Hediyelerinizi
DEMİRBANK I
Sermayesi 10.000.000.— T.L.
Her 150 liraya bir Kur’a numarası
.
B ütün Şube v e Ajanslarım ız emrinizdedir.
sa’da iken Fransız diliyle bastırdı ğı ve sonra İstanbul’da yeni baş tan Türkçe yazıp yayınladığı «Os- manlı Türklerinde İlim» (1939) ve «Tarih Boyunca İlim ve Din» (1944) dir. Bunlardan başka «Fa- ust’a dair bir tahlil tecrübesi», günlük gazetelerde çıkan makale lerinin bir araya toplanmasından vücude gelen iki kitabı ve diğ^r yazıları hatırlanırsa bu fikir ve ilim adamının verimli ve araştırı- ci kudreti kendiliğinden bilinmiş olur. Dün sabah erken saatlerde eski sınıf a rkadaşlaıım Profesör Ahmed ve Fikret' Ateş’lerden acı haberi duyduğum zaman birden ve derinden sarsıldım. Dr. Adnan Adıvar’ı onbeş yıl kadar önce, bir lise hocası iken, bir yaz tatilinde Türkiyat Enstitüsü’nde tanımış tım. Uzun boyu, narin endamı, gözlükleri altında zekâ ve hassasi yetle muhatabım süzen gözleri ve kuvvetli ifadesiyle onu her tamyan tesir altında kalırdı sam- yorum. Yavaş ve sakin konuşması zaman zaman ciddî ve büyük mev zulara intikal edince sertleşir, si nirlice fakat her zaman mantık tan ayrılmıyan bir heybet ve nü fuz kazanırdı.
İstanbul Üniversite’sinde vazi feli bulunduğum sekiz senedenbe- ri Dr. Adnan Adıvar’la belki sek sen defa konuştum. Nasihatlarm- dan, bilgisinden, geniş görüş ve kültüründen, muhitindeki bir çok insanlar gibi benim de manevî is tifadem az olmamıştır. Belki da ha önceleri kitaplarından ve ya zılarından sevip saydığım bu müs tesna adamın sohbetleri ve hayre ve doğruluğa inhisar eden iyi fi kir ve niyetleri bir çoklarımıza da ha uzun seneler yol gösterecek, yardım edecektir.
D
EMOKRASİYİ, Üniversite lerin muhtar fakat munta zam hayatını, İlmî çalış manın istikbalimiz için zarureti ni, kitabı ve kütüphaneyi en çok bilen ve tamtan Dr. Adnan Bey, ileri münevverlerimizin üstadıdır denebilir. Son zamanlarda biraz bozulmuş olan sıhhatine bakma dan Türkiyat Enstitüsü’ne hemen her öğleden sonra gelerek dört sa at fasılasız çalışan o yaşlı in sanın hâtırası hafızalardan asla silinmeyecektir.Dr. Adnan Adıvar’m son defa Şeker bayramının ilk günü öğle üzeri Cerrahpaşa Hastahanesi’nde- ki Prof. D.r. Gürkan kliniğinde zi yaret etmiştim. Solgun ve halsiz di. Oksijen alıyordu. Nefesi kesik kesikti. Bu hâline rağmen benim günlük mevzular hakkında görüş lerimi sordu, dinledi. Öyle dakika lar oldu ki o hasta ve mecalsiz in sanın yerine zinde ve genç bir Dr. Adnan ile karşı karşıyayım sandım. Sıhhatli günlerinde Tür kiyat Enstitüsü Müdürü Prof. Ca- vid Baysun veya Arap - Fars Filo lojisi Profesörü Ahmed Ateş, Prof. Rahmeti Arat, Prof. Besim Darkot ile nasıl candan münakaşa ve soh betlere dalıyor idi ise yatağının karşısındaki koltukta da öyle idi. Bana memleket meseleleri ve Üni versite hakkında unutulmaz na sihatlerde bulundu. Son makalele ri hakkmdaki fikrimi sordu. Son ra hayat ve tabiat üzerine bâzı dü şüncelerini açıkladı. Hayata o ka dar bağlı idi ki ölümün onu ko layca yeneceğini zannetmiyor dum. Fakat bu dünyanın fâni ol duğunu ve hepimizin göçüp gi deceğimizi kabulden başka elden ne gelir?
Asıl marifet arkada bir eser, hayırla yâd ettirecek bir şey bıra kabilmektedir. Dr. Adnan Adıvar bu eseri istikbale emanet etmeğe muvaffak olan nâdir âdem bahti yarlardan biridir. Tanrı rahmet etsin.
/