! •
í f I ¿ __Msan_I¿¿§_Per§enbe_"Íleri_£;azetesi_I§00"
^İPŞADI_İBRET. * Niçin İftira ederler ?
Yakup Kadri o daima yüksek ve nezih lisanile en samimi ve İnsanî düşüncelerini teşrihe taasis ettiği sütunlarda dün "bize "Levan ten" ve " Kozmopolit" ruhlu müfterilerden bahsederden diyordu ki:
"Bu müfterilerin iyiliğe minelezel imamları olmadığı için herkesde bir fenalık tevehhüm ederler ve hadisenin arkasında bir dala- vera bulunduğuna zahip olurlar."
Yine dün başka bir gazetede diğer bir muharrir de, Vatanın
bağrına süngüker üstüne kurmak istediği mebnayı amal ve ik
balin yıkıldığını görmekten mütevellit bir tehevvürü mezbunane ile mazinin iyi ve temiz olan şeylerinden bir ikisi ne saldırıyordu.
Bu iki yazının aynı güne tesadüf etmesi, intakıhak kabilin den, şayanı ibret bir tesadüftür. Yakup Kadrinin sözleri öteki ada mın kirli ve gizli ruhundaki köşeleri bir meşale kuvvetile tenvir edi yor. Filhakika o adama onun kadar meyus ve nevmit dostları , ey oğlu
semtinin fasik mahrumları, şu aralık haber verdilerkj., Cavidin yakın
da İstanbul dönmesi mühtemeldir, ve döner dönmez mümtaz ve müstesna şahsiyetinin layık olduğu mevkii yine alacaktır; yine ona dediler ki Cahit şimdiki mevkiine tekrar intihap olunmak üzeredir'.
İşte iki haber ki onun en hassas noktasına m i darbe gi bi indi ve onun bu darbelerle batlayan muvassalaı g&yzından dalga
dalga yalan , sej) ve şetişı, isnat ve iftira akıttı. 5imdi onun gözü o kadar kızarmıştır ki bundan üç sene evv;.i kendisinin de bir gazete idarehanesinden meclisi vükelade bir nazır sandalyasına aynı suretle atladığını unutuyor., Cavit ve Cahidin on dört sene evvel birer mektep muallimi iken Meşrutiyette birer mev^.i sahibi olabilmelerine
sonra birincisinde milyonlarca istikrazlarının ko - misyonlarından, ikineisindd de"men'i ihtikar" atlı altın değirmenin den kazanılmış servetler bularak "pervazıs ve vicdansız" vasıflariie yad ettiği bu iki şahsiyetin dalavere sayesinde -Kulağın çınlasın Ya kup Kadri ¿-'Vurduklarını, çaldıklarını, çarptıklarını gözile görüp
iman etmişçesine yana yakıla anlatıyor.' :
Fakat taaccüp etmeyiniz, bu adam böyle düşünmekte mazur dur, hatta böyle düşmeye mecburdur. Çünkü onun iyiliğe, fazilete, istikameti vicdana , iffeti ruha imanı yoktur. Eğer onu felek meselâ Cavidin hakikaten milyonlara hakim olan mevkiine çıkaraydı, o da Ca— hitler gibi bir altın değirmeninin başında aynı istiklâl ile otunda mak fırsatına iki ay için nail/Slaydı, tali ona bi_ işaretiyle Ban kalarda servetler ithar ettirebilmek imkânını vereydi yayacağı şey
ancak ve ancak bu gün Cavitlerde, Cahitlerde tasavvur ettiği vurgun culuk olurdu. Binaenaleyh böyle vicdanı işkenbeden mamul olanlar fazilet ve haysiyet adlı şeyleri kendi telakkilerine göre tarif ener lerken şaşmamağa kendimizi alıştırmalıyız; düşünmeliyiz ki onların
fırçalarındaki boya bir iftira çamurudur. .
-*VĞ>5/ JU 9
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi