• Sonuç bulunamadı

Galata'yı yeniden kurmak...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Galata'yı yeniden kurmak..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EVET/HAYİK

OKTAY AKBAL

/

Galatafyı Yeniden

Kurmak...

“Kimbilir ne zamandır sen Yüksekkaldırım’ı çikmıyorsundur. Öyleyse bu kitapla çıkacaksın. Bütün eski günlerimizi bulacaksın" diyor dostum. İlhan Berk... Yeni kitabı “Ga/aîa” nın

baş sayfasına... Bir de Fransızca bir alıntı: “Her yazınsal yapıt

dünyanın yeniden kurulmasıdır, beklenmedik bir yeni görünü­ şüdür..."

“Galata bir gün yakılırsa hiç kuşkun olmasın bu kitapla yeni­ den kurulabilecektir” diye yazmış. Adam Yayınları yöneticisi Me-

met Fuat’a... Galata bir gün yok olursa, alacaklar Berk’in bu kitabını ordaki ayrıntıların ışığında Galata’yı yeniden kuracak­ lar!...

“Her yazınsal yapıt dünyanın yeniden kurulması, beklenme­ dik, umulmadık yepyeni bir görüntüsü..." ise Galata’yı eski ya­

ni bugünkü, dünkü gerçekleriyle kurmanın bir anlamı yok... Olanağı da yok!.. Bu ‘Galata’ Berk’in Galata’sı daha çok... Ger­ çekleri olduğu gibi vermek çabası ne denli olasıdır? Sokak so­ kak filme çeksek; kapı kapı izlesek, saptasak; her yolun, her alanın krokisini de çizsek; bir kenti, bir semti, bir mahalleyi, hatta sokağı kâğıt üstünde ‘olduğu gibi’ veremeyiz... Hem ge­ reği de var mı? Bir kent, bir semt, bir sokak zamanla kendili­ ğinden değişir. Nerde eski Galata? Nerde bugünkü Galata? Yal­ nız orası mı? Beşiktaş, Fatih, Bakırköy? Otuz kırk yıl önce bu yerlerden ayrılan biri dönüp gelse ‘buraları benim bıraktığım yerler mi?’ diye şaşar kalır!..

Ben Galata’yı ilkokul yıllarımda tanıdım. Babamın avukatlık yazıhanesi Ömer Abit Han’daydı. Saint Benoit’nın ilkokul ya­ pısı Yüksekkaldırım’ın orta yerindeydi. Her öğle ya Beyoğlu’- na çıkar Glorya pastanesine kadar uzanırdım. Önce bir simit, sonra da güzel bir pastayla karnımı doyurarak... Ya da Ka- raköy’deki poğaçacıya, Hacı Recep muhallebicisine kadar ine­ rek... Yüksekkaldırımı günde en az iki kez iner çıkardım. Kimi zaman arkadaşlarla kimi zaman babamla. Sırtımda okul çan­ tası. Karlı, yağmurlu günlerde düşmemeye özen göstererek...

Şair dostum İlhan Berk’in ‘Ga/afa’sını okurken gerçekten bu eski günlere geri döndüm. Herkesin kendiGalatası, kendi Be- yoğlusu ya da bunlara benzer başka bir yeri vardır. Hiçbiri öte­ kine benzemez. Necatigil’in şiirlerindeki Beşiktaş; Birsel’in 'Ah Beyoğlu’sundaki Beyoğlu bugünün yerleri midir? Değildir... Ni­ tekim benim doğup büyüdüğüm Şehzadebaşı, Fatih de nasıl bambaşka yerler, bambaşka anlamlı kent köşeleri oldularsa, öyle işte...

Berk’in 'Galata'sı Abidin Dino’nun Galata’yı anlatan çizgile­ riyle başlıyor. Bir karmaşa. Kuleler, evler, sokaklar, orospular, şairler, çocuklar. Ama önce kule, Galata Kulesi!... Ibn Batuta 14. yy’da şöyle tanımlamış bu semti: “Kentin öteki parçasına

gelince, burasının adı Galata olup ırmağın batı kıyılarını kaplar ve nehre açılan kapılarıyla Rıbat el-feth'i andırır. Bu bölgede Frenk tayifesi yerleşmiş bulunmaktadır. Bunların hepsi tüccar olup Cenovalılar, Venedikliler, Latinler ve Fransızlardan ibaret­ tir. Sahip oldukları liman en işlek limanlardan sayılır. Çarşılar zen­ gin olmakla birlikte tarif edilemeyecek kadar pistir. Şehri bir de­ re ayırırsa da buradan çirkef ve lağım suları akar.” Evliya Çele­

bi de şöyle anlatır Galata'yi: “ Galata kavmi birkaç fırkadır. Birin­

ci fırka gemiciler, ikinci tüccarlar, üçüncü sanatkârlar, dördün­ cü marangoz ve kalafatçılardır. Ekser ahalisi Cezayir elbiseleri giyerler. Zengin kaptanları vardır. Meyhanecileri Rum, satıcıları Ermeni, ulufecileri ise Yahudi çocuklarıdır... Şehrin havasının le­ tafetinden mahbub ve mahbubeleri çoktur..."

İlhan Berk, nerdeyse belgesel bir çalışmayla Galata’yı an­ latmış. Resimler, krokilerle, gerçek bir yapıt ortaya koymuş... Yüksekkaldırıma, ki Galata’nın çarpan yüreğidir, en çok ona yer ayırmış. Bu yokuştan inip çıkanları da şiir diliyle bir bir sı­ ralamış. Kimler ne için iner çıkar bu yokuşu? İlhan Berk’e gö­ re “Enver Paşa gençlik günleri için - Çallı İbrahim yaprak dökü­

mü için - Yaşar Kemal küçük insanlar için - Abidin Dino güz ay­ ları için - Oktay Akbal, ilhan Berk, Cavlt Yamaç eski kitapçılar adına..." Böyle sürüp gidiyor bu uzun şiirsel sergileme... De­

mir Özlü’den Cihat Burak’a Mücap Ofluoğlu’na; Mehmet Akif- ten Ulunay’a daha nicelerine dek Yüksekkaldırım’cılar bir bir anılıyor...

Berk’in isteği üstüne Galata’yı yeniden kurabilir miyiz? Bir­ kaç küçük yanlış saptadım. Berk’e göre Santral Sineması Yük- sekkaldırım’ın göbeğindedir. Oysa Santral Sineması İstiklal Caddesinde Rus Elçiliğinin karşısındaki pasajın içindeydi. Yük- sekkaldırım’daki sinemanın adı ise Astorya idi... Sonra bir yer­ de ‘Resneli Rıza’dan söz etmiş ki ‘Niyazi’ olacak.. Bir de iki­ mizin de eski dostu Cavit Yamaç’ın Köstence doğumlu oldu­ ğunu söylüyor, bu da yanlış; Yamaç Silistreli’dir... Bunlar ufak tefek yanılgılar. “Galata” bütünüyle bir şiir tadı vererek okunan -yok daha doğrusu sokak sokak gezilen- bir kitap. Sokakları, kişileri, geçmişi ile Berk ‘Ga/afa’yı- kendi ‘Galata’sını- kâğıt üs­ tünde canlandırmış. Bir gün Galata’yı yeniden kurmak gerekir mi? Niye gereksin? Yüzyıllardır kendi halinde yaşamış bir semt burası!.. Daha yüzyıllarca da yaşayacak. Ama her gün biraz biraz değişerek, başkalaşarak, tanınmaz biçimler alarak...

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Cemal Paşa’nm eşi Seniha Hanıme­ fendi ’yi 1962 ’de vefatından az önce zi­ yaret ettiğimde bana, tarih kitaplarında P aşa’nm K afkasya’daE rm enilertara- fından

Son sergisi, ölümünden beş yıl son­ ra Akbank Osmanbey Sanat Galerisinde açılmıştır.. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Bu dörtlüğü Nazım Hikmet, Semiha Berksoy için “ İstanbul Sokak- larında” nın çekiminden bir yıl sonra

Christian Dior'un toz pembe saten bir elbisesini giymiş olan Idil, ünlü Fransız kompozitörü Jean Françaix'nin kendisine ithaf ettiği kı­ sa bir eser olan

Onun bu yaklaşımına göre birey günah işledikten sonra bu günahından tevbe eder, tevbesi Allah tarafından kabul edildikten sonra tekrar o günahı işlerse tevbesi geçersiz

Balığın arkasından tatlı yemek ge­ rek geleneğine uymak için bir ayva tat­ lısını bölüşmek üzere isterken, birer.. “ porsiyon” da elma ve

Tan›mlay›c› epidemiyolojik bulgulara dayanarak da hipo- tezler gelifltirilir. E¤er salg›n e¤risi k›sa bir maruziyet zaman› gösterirse, o zaman diliminde ne gibi

Yaptığım itiraza verilen cevaba göre, «Merdiven» şiiri dergilerin birinde yeniden yayınlan­ dığı ve jüri tarafından (lütfedilip) seçildiği için, yarışm