-K ü l t ü r v e
S a n a t
s____ ______________________________________ __________ _ ________>
1855 YILIND A İSTANBUL’DA OYNANMIŞ BİR OPERA
silistre kuşatması
Metin A N D Geçen yüzyıl boyunca ve bu yüzyılın
başlarında İstanbul önemli sayılacak ope ra merkezlerinden birisiydi. Gerçi bazı in celemecilerimiz yazı ve kitaplarında bu canlılığı belirLmişlerdi ancak bu dönemi yeterince aydınlatmamışlardı. Bir iki yıl dır bu konuda «Eski İstanbul’da Tatlısu Frenklerinin opera ve tiyatrosu» adlı bir kitap hazırlarken bu kitabın bir bölümünü de İstanbul’da yazılıp bestelenmiş operala ra ayırmayı gerektirecek sayıda opera bu lunduğunu gördüm. Bu operaların hangile ri olduğunu, kimlerin yazdıklarını konula rını, nasıl oynandıklarını ilerideki bir ya zıya bırakarak burada bizi çok yakındıran bir opera üzerinde duracığını. Adı L’Asse- dio (li Silistra (Silistre Kuşatması) olan bu operanın İtalyanca librettosunu bir oaşka yazımda özetlemiştim. (1) Bir İtalyan bes
tecinin Giacomo Panizza’nın bestelediği söz lerini gene bu İtalyanca librettoya göre Doktor VG.’nin yazdığı (aşağıda göreceğiz
operamn taşbasma Türkçe özetinde libret to yazarı olarak Tabib Gabriel Naum ola rak gösterilmiştir) bu opera 1855 yılında Naum Tiyatrosunda oynanmıştı. Ceride-i Havadis bu haberi şöyle veriyordu :
Merhum Musa Paşa’nın Silistre’de vuku bulan muharebatuun misli namesbuk bulunduğu ve bu misillü vukuat-ı garibe _ Avrupa’dan tiyatrohanelerde nasa irae olunmakta olduğuna mebni saye-i meser- retvaye-i Hazret-i Şahanede muharebe-i mezkurenin operası yaptırılarak ba ruhsai-ı seniyye mah-ı carinin on dördüncü salı ak şamı yani on beşinci çarşamba gecesi ve cuma g'ünü saat sekiz kararlarında Beyoğ- lu’nda Hoca Naum tiyatrosunda icra olun duğu misillü bu hafta dahi tiyatro gecele rinde ve cuma gününde icra olunacağı ilân olunmuştur. (2)
Operanın önemi vatan ve Silistre’yi yanvana getirip Namık Kemal’den onsekiz yıl önce aynı çoşkuyla dile getirmiş
olma-sı. Büyük vatan şairimizin bu konuya el at ması boşuna değildir. Silistre kuşatması soylu yüce bir yiğitlik destanıdır. Kuşlara karşı 1854 yılında Türkler onbin kişiyle düşmanın birkaç kat kuvvetine karşı amansız bir biçimde direnmişlerdir. Tari hin bu altın yaprağı ancak sanat eserleriy le yüceleştirilebilirdi. Namık Kemal vatan için duygularım bu konuda dile getirip y ı ğınların büyük sevgisini kazanan bir ti yatro eseri yaratması böylece bir anlam kazanır. Namıl Kemal Silistre’ye yalnız bu eseri yaratmakla göstermeyip ayrıca Si listre kuşatması sırasında şehit düşen
yüzbaşı Ahmet N a fiz’in anılarını da 1874 yılında «Süistre Muhasarası» adıyla bir kitap olarak yayınlamıştır. İşte İtalyan bestecinin operası da bu anıların ışığında tarihe uygun düşüyor. Kuşatmanın baş kahramanı bir düşman güllesiyle şehit dü şen kale komutam topçu feriği Musa Pa- şa’dır. Bugün Musa Paşa’nm türbesi Si- listre’dedir. Operanın ikinci kahramanı bir yabancıdır. Bu gene Ahmet N a fiz’in anıla rında yer alan daha önce İstanbul’da topçu öğretmeni olan Prusya’lı istihkâm albayı Grach’tır. Musa Paşa’mn ölümü üzerine komutayı üzerine almıştır. Bu destana bir yabancının sokulması, onun tanıklığı esere önemli bir boyut kazandırmaktadır. Lib retto iyice okunduğunda görülecektir, bir İtalyan, Türk’ün bu yiğitlik ve esirgemez lik destanını bir Türk gibi duyup yaşata bilmiş tir.
Operamn kişileri şöyledir : Musa Paşa — Bariton
Osman — Tenor İmam — Tenor
(B asm A /11031) - 396
' Elisa — Mezzo Soprano Grach — Bas
Bir haberci — Bas
Askerler korosu ve Elisa’mn arkadaş ları korosu.
Eserin ilk temsili Naum Tiyatrosunda 26 Şubat 1855 gecesi verilmişti. îk i perde lik bu opera erkek rollerine de Vecchi, Giannini, Filippo, Bailini ve tek kadın ro lünü de Orecchia oynamıştı. O sırada Journal de Constantinople gazetesinde ope ra eleştiricisi Georges Nogues rahatsız ol duğu için Silistre Kuşatması operasının eleştirisini Charles Hertz yazmıştır. Aslın da bu işin adamı olmayan Hertz operayı özellikle librettosunu beğenmemiştir. Oyu nun öyküsünde belli bir gerilim, bir dolan- tı, bir dramatik özellik bulmamıştır. Yüz- bine karşı onikibinle çarpışan bir destana eserin özünün saygısı bulunmadığım alay cı bir tonla belirtmiştir.
İtalyanca librettonun özetini yayınla dığım zaman bunun bir de Türkçe taşbas- ma özeti olduğunu Menzel’in kitabından bi liyordum (3) Ancak bu taşbasmamn kimin elinde bulunduğundan bügim yoktu. Sonra öğrendim değerli müzik bilgini Dr. Gülte- kin Oransay Menzel’in özel kitaplarından bazısını satın alırken bu taşbasma da onun kitaplığına geçmiş. Aşağıda Dr. Gül tekin Oransay’ın çeviri yazısıyla bu taşbasma- nın tümü verilmiştir Bu değerli belgeden yararlanmak fırsatım tanıdığı için kendi sine buradan teşekkürü bir borç büirim,
Taşbasmada operanın adı «Silistre Operası. Vefat-ı Musa Paşa gazi-i Silistre» dir.
Yazarı ve bestecisi şöyle belirtilmiş tir : «İşbu operanın müellifi tabib Gabriel Naum ve muzikesinin mürettibi şehr-i Mi- lân’de Cakomo Paniçe nam üstad.»
Operanın kişileri şöyle belirtilmiştir : İşbu operaya dahil olan zavatın esamisi Musa Paşa — Silistre kalası muhafızı Osman Paşa — Ferik ve müraün-iley Musa Paşa’nm muhibb ve mahrem-i esrarı Grack — Devlet-i aliyye hidmetinde müstahdem Prusya miralayı
Elisa — mira-alay-ı muma-ileyhin ke rimesi
Haşan Efendi —. Ordu-yu Humayın imamı
Asakir-i hümayun bölükleri, müşa- run-üeyh Musa Paşa’nın haremi hatunları.
Şimdi taşbasma çeviri yazısıyla ol duğu gibi aşağıya alıyorum :
Birinci Fasıl Birinci Fıkra
Perdede miirarün-ileyh Musa Paşa hazretlerinin Silistre’de kâin konağı alt katında bir kebîr dûan-hane olunacaktır. Asakir-i şahane bölükleri ve zabitan ce- m iyyeti meydane gelürler.
Asakir ve zabitan-ı merkumun Silist re kalesi üzerine mükerreren gelen düş manın münhezim ve perişan ve savlet-i cü- nud-i padişahîye tab-aver-i mukavemet olamıyarak firare mecbur olduklarının teb rik ve tehniyetine dair ve bundan böyle dahi düşman-ı maktamı üzerine defatle ve şeci ane hücum ile yadd-i habasat-ı
pey-vendlerine giriftar olan asakir-i islamiyye- niıı sırf say ve bazl-i iktidar ile istihlasma teşvîkat zımnında baz-ı güfteler terennüm ederler.
İkinci Fıkra
Bunlar dîvanhane-i mezburde iken Mu sa Paşa teşfîf ederler.
Musa Paşa divanhaneye duhulunda cümle tarafından mütehayyiren icra-yı me- rasim-i hoş-amedî olunur. Müşaruıı-ileyh umera-yı askeriyye dairesine teveccüh edüb Rusya tarafından kalenin teslimi zımınmda teklifat-ı na-sezayı kabullerini istima eyledikte kemal-i gazab-ı derun ile redd eylediğini ve Rusya’nın me murin-i hafiyyeleri tarafından kendüsüne külli nakd dahi teklif olunub herçi-bad-abad ka- ie-yi mezkûrun bir an evvel fethi impara tor tarafından ekîdeıı tenbîh kılınmış oldu ğuna kesb-i vukuf etmiş olduğundan bu husus muhabbet-i vataniyyesine ifrat-giran gelerek bir kat dahi gazab-ı deruni izhar ve Rusya’mn teklifat-ı mekruhesini ez-can ü dil redd ile vatan ve devlet ve namusuna lâzım gelen nakdîne-i sadakatin bir kat dahi tekîd ve teyidi zımnıda alenen yemin eder. Müşarün-ileyhin bu şiar-ı sadakat - güzarı cümle zabitan ve neferata aks edüb muamelât-ı ihtiramiyye ile müşarün-ileyhin etrafım bila-hata liva-yı zafer-nümalarma ibraz hüsn-i sadakat ideceklerini mübeyyin filiyat ile müşarünileyhin huzurunda ye- mîn-i sakatlerini teedîd ederler.
Üçüncü Fıkra
Zevat-ı mezbure hazır bulundukları halde bir yaver duhul eder.
Bu esnada dûvan-haneye bir yaver du hul edüb düşman ordugâhında bir mükâle- me bayrağı müşahade olunduğunu ifade edüb eder. Musa Paşa müşarün-iley Osman Paşayı mükâlemeye gönderüb kalenin tes limi babamda hiç bir mukaveley girişme yerek muhafaza-yı belde zımnında asakir-i islamiyyeuin i!a-nihaye can ve baş feda et meğe hazır ve amade olduklarım beyan et mesini emr ü tenbîh eder ve müşarün-ileyh Osman Paşa’nın Rusya teşvîkat-ı muzirre ve vahîmesine havale-i sem-i itibar etme- mesi-çün namusunu bilür ve tamr tanur asker ve ehl-i vatan olanın düşman muvace hesinde icraya mecbur olduğu vacibat-ı zimmetini müşarün-ileyhe tafsil ve beyan edüb dîn ü devlet izhar-ı habaset ederler hakkında dahi giriftar olacakları kahr u lâneti kelimât-ı mussırre ile dermeyan eder.
Zabitan ve asker güruhu müşarün-iley hin son kelimatım tekrar ederler.
Dördüncü Fıkra
Purusya mir-alayı Grach’m hanesi ve kerimesi Elisa’nın müzeyyen dairesi. Elisa bir takım hidmetçi kızlar iler.
Elisa’ya namzed olan Hurşîd Beğ Rus ya’ya esir düşmüş olub Elisa dahi mahzune ve mükeddere feryad ü figan etmekde ol duğundan kızlar etrafım alub tesliyyete mübaşeret ederler. Elisa Rusya’mn cevr ü cebrini der-hatır ederek namzedinin g irif tar olacağı mihnet ve meşakkatden bahis le bl-tekrar mükeddere olur.
Badehu cenab-ı rehanende-yi cihan hu zurunda secde ederek merhamet-i ilâhiyye- sinden namzedinin istihlasını niyaz ve münacat eder.
Beşinci Fıkra
Mir-alay Grach kerimesinin dairesine gelür.
Miralaya Grach kerimesinin giriftar olduğu hal-i perîşaniden mükedder olarak bu afet-i felekiyyeden yalnızca şikâyet eder. Kerimesi pederinin kucağına varub namzedinin istihlasma dair lâzım gelen esbabın istihsaline sarf-ı sayü gayret ve bezl-i makderet eylemesini niyaz ü rica eder. Pederi mukteza-yı vacibe-i zimmet-i memuriyeti kerimesinin niyazma muvaffak hareket edemiyeceğini derk ederek eevab- dan ictinab etdikde kerimesi pederinin bu halinden meyuse olarak gerek kendüsü ve gerek namzedi ecnebi tebasmdan ve baht-ı şikâran güruhundan ihtar ile namzedinin istihlasını tekrar matlûb eder. Pederi ga- gaba gelüb kerimesinin bu babda sehvü hatada bulunduğunu bi’I-beyan madam kİ zir-i liva-yı askeriyede bulunmuşdur, as kerliğin namusu ve şanü şerefi hidmetine ihzar-ı sadakate mecbur olacağım kerime sine ihtar eder.
Altıncı Fıkra
Bu esnada Osman Paşa içerü duhul edüb ve Graelı’m hadd gazab ve telâşesinl müşahade eder ve Elisa’mn hal-i perişaniy- yet ve meyusiyyetini görüb ve sebebini fehm etdiği halde Rusya ile olan mükâle- mesini ve yalnız mevtalarım defn etmek üzre bir kaç saat mütarekeye ruhsat ver diğini rivayet eder. Ve Elisa bu rivayeti istima etdikde kâmilen meyyuse ve mü keddere olur .Badehu müraün-iley Musa Paşa hazretlerinin tertibi üzre ertesi günü Rusyaya hücum olunacağından bu vesile ile ve baz-ı mahremleri vasıtasile Hurşîd Beğ’i halas edeceğini müşarün-ileyh Os man Paşa Elisa’ya vad etdikte Elisa tek rar ümid-var olarak mesrur olur.
îkiııci Fasıl Birinci Fıkra
Baş-imam ve Asakir-i Islamiyye ce- miyyeti ve zevat-ı hazıra Baş-imam san* cag-ı şerif yeddinde olarak asakire pîşrev olub asakir-i islamiyyeyi teşvîkat-ı ruha- niyye ile gazaya davet eder ve sancağı müsarün-ileyh Osman Paşa hazretlerine teslim edüb kelimat-ı gayret-Bahşa ile er tesi günü vaki olacak muharebede fevk-tt’ 1-gaye ızhar-ı sebat ve metanet olunması- çün müşarün-ileyhi başkaca zafere teşvik eder. Asakir-i islamiyye müşarün-ileyhin etrafına cem olub muhabbet-i vataniyye terennümatîle savt-endaz olurlar ve Osman Paşa sancağı askere teslim edüb ve GracU ve Elisa ortalarında olduğu halde huruç ederler. Merkumun mezkûr güfteleri te rennüm etmekde Grach ve hususîle Elisa dahi namzedinin istifclâsı emelîle asakir-i islamiyyenin teşvîkatı zımnında gûna-gûn güfteler okumakda olurlar.
İkinci Fıkra
Musa Paşa’nın haremi hatunlarından bir takım ııisvan asakir-i islamiyyenin fü- tuhatr-çün.dua ve münacat ederler.
Üçüncü Fıkra
Müşarün-ileyh Musa Paşa hazretleri mecruh olduğu halde bir teskire ile mey* dana getürülür. Mir-alay Grach ve Ümera« yı askeriyyede muteber zabitan ve asakir ve hidmetkâran refakat ederler. Teskere
zemine vaz olunduktan sonra Grach ve sair zabıtan müşariin-ileyhi ellerile kaldı- rub sedir üzerine vaz ederler. Grach ınüşa- nin-ileyhe kelimat-ı müessire ile tesaret verüb müşarün-ileyhin ne veçhile bade-ne- maz cami şerîfden huruç etdiği halde bir bumbara patlamasîle mecruh olduğunu nakl eder. Hatunlar müşarün-ileyhin etra- fuu alub hidmetkâran birlikde kayırmakda olurlar. Musa Paşa kemal-i kuvvet-i kalb ile böyle müşerref mevte nasibetine dair merdane ve şeeiane baz-ı kelâm ııutk et- dikten sonra yaverlerinin birini sevk edüb muharebeden haber sual eder. Badehu bir sancak getürdüb ibtida kendüsü sarıîub bir ucunu dahi familyası üzerine örterek bir takım kelimat-ı müessire ile yani ken düsü muamelat-ı haine ile kesb-i servet et memiş ise saye-i saltanat-ı seııiyyede cüm lesinin hüsn-i tayyuşîle evan-güzar olacak larından ümid-var ve emiiıı olduğunu ve dîn ü devlete daima sadakat ve siyanet ib raz etmek lâzım geleceğine dair baz-ı nıı- suhu pend irad eder.
Dördüncü Fıkra
Sevk olunan yaver gerii dönüb geliir ve Osman Paşa ve saire hazır oldukları halde Osman Paşa müraün-ileyh Musa Pa- ga’y ı dar-aguş ve giriftar olduğu hüzn ü kederi beyan edüb bunun ile beraber Rus- ya’lu üzerine mazhar olunan zaferi ve Eli- sa’nm namzedinin halas bulduğunu dahi tebşir eder. Müşarün-ileyhe bunun üzerine memııunen vefat edeceğini beyan edüb kendü vefatı vesilesîle Elisa’nın tezevvü- ciinü tehir etmemesini mir-alay Grach’a tenbîh eder. Ba dehu sancak-ı mezkûre yeniden sarılub Osman Paşa ve Grach'ııı kucaklarında olduğu halde ruhunu teslim eder. Harem hatunları ve hazır olan asiler ibtida feryad ii figan edüb ba dehu şediden intikamını alacakları üzerine yemîıı eder ler ve perde indirilüb opera dahi hitam bulur.
Yakardaki taş basma opera özeti, adı geçen yazımda özetlediğim İtalyanca lib rettoya tıpatıp uymaktadır. Gioeonıo Pa- nizza üzerine bilgi veren danışma kitapla- rnıda Silistre Kuşatması bu bestecinin en önemli eserleri arasında yer alıyor. Müzi ğinin basılı olup olmadığını bilmiyorum, basılı değilse yazmanın nerede olduğunu bulup çıkarmak, müziği üzerine söz söy lemek meraklı yetkilileri bekliyor.
(1 ) Metin And, «1855 yılında İstanbul’da söylenen ‘Silistre Kuşatması’ adlı Kan tat». Devlet Tiyatrosu Kasım - Aralık 1963, No. 10
(2 ) Ceride-i Havadis, sayı 739, 19 Şevval cumartesi 1271
(3 ) Tbeodor Menzel, Meddah, Schattent- heater und Orta Oyunu, 1941, Praha, S. 88, No. 2
bibliyografya
Derliyen : S. N. ÖZERDİM Ziya Gökalp Külliyatı : II. L ÎM N İ ve M A L T A M E K T U P LA R I. Hazırlıyan : î > Fevziye Abdullah Tansel. Ankara 1965 ►ye. Türk Tarih Kurumu. L X Ü + 625 S. li- ►ı ra. Uluğ îğdemir’le Fuad Köprülü’nün i i . ' birer yazısı, Tansel’in «Gökalp’in Lim-
O lö ifciA
22
IS
ni ve Malta Hayatı» başlıklı yazısı. 583 mektubun metinleri. Dizinler.)
BE LLETEN . Türk Tarih Kurumu. Nisan 1965. 114. sayı 30. lira. (Yazılar, ince lemeler, haberler, bibliyografya.) D Ü N Y A M IZ A B A K IŞ. Seçme Denemeler.
Albert Einstein’den çevirenler : S. Eyu- boğlu - A. Erhat - V. Günyol - C. Ça pan - I, Öztürk - Y . Anday. İstanbul 1965 Çan Yayınları. 112 S. 5 lira. (Eiııs- tein’in toplumsal sorunlara değinen ya zıları.)
EBEDİ ESERLER SÖZLÜĞÜ. Seçme 200 Eser. 1955 - 1965 Yılları Arasında Rad yoda ve Basında Tanıtılan Edebî Eser lerden Seçmeler. Yazan : Basma Yazı ve Resimleri Derleme Müdürü M. Tür- ker Acaroğlu. İstanbul 1965 Ekin Ba sımevi. 157 S. Kitap reklâmları. 5 lira. (İk i yüz yerli ve yabancı edebî eserin, adlarına göre alfabe sırasında, tanıtıl ması. Bu türde Türkiye’de ilk eser.) E S K İ Y A P R A K L A R . Anılar, Öyküler ve
Eleştirmeciler. 3. basım. Yazan : M. Behçet Perim. İzm ir 1965 Karınca M at baası. 63 S. 2 lira. (Toplum sorunları üzerinde anı, öykü ve eleştirme olarak yirmi bir yazı.)
KÜG. Dr. Gültekin Oransay’ın iki aylık müzik dergisi. İlk sayısı : Eylül 1965. Bu sayıda Dinleti Kılavuzu’nun Bach’ la ilgili forması eklidir. 3 lira.
BA Ğ LA M A . Dr. Gültekin Oransay’m bi limsel müzik dergisinin ikinci sayısı.
Temmuz 1965. Ekrem Karadeniz’in Türk müziği konulu eseri ve Oransay’ m 60 Türk Bağdar eseri ek olarak ve rilmektedir. A ltı lira P. K. 128 - Ba kanlıklar - Ankara.
PEOM ETHEU S’U N DÖNÜŞÜ. Kaya Öz- sezgin’in denemeleri, eleştirmeleri. An- kara 1965 Toplum Yayınevi. 55 S. 250 kuruş. (Yazarın, Forum’da çıkmış sanat yazıları.)
Dergiler : SOYUT. 6. sayı, Ekim. İstanbul. ÇAĞRI. 93. sayı. Ekim. Konya. İLG A Z. 49. sayı. Ekim. Ankara. K öy İşleri Ba kanlığı K Ü T Ü P H A N E H A B E R LE R İ. 2. sayı. Ağustos - Eylül. Ankara. (T ek sir).
Roman - Hikâye :
Hüseyin Rahmi Gürpınar Dizisinden : ŞIPSEVDİ. Sadeleştiren : Zahir Güvemli.
İstanbul, 1965 Atlas Kitabevi. 418 S. 12,5 lira.
G U LY A B A N İ. Sadeleştiren: Zahir Güvem li. 143 S. 5 lira.
(Atlas Kitabevi bu diziden ilk kitap olarak N İM E T Ş İN A S ’ı yayınlamıştı. Sadeleştiren : Tahir N ejat Gencan). Memduh Şevket Esendal dizisi :
TEM İZ SEVGİLER. Hikâyeler 1. Cilt. An kara 1965 Dost Yayınevi. 185 S. 10 li ra. (Tahir Alangu’nun önsözüyle. Üç ciltte verilecek hikâyelerin ilk cildi. Bu dizide Esendal’ın hikâye ve romanları, ayrıca bir anı kitabı yayınlanacaktır. Bu cilt : 1920 - 1925 arasındaki hikâ yeleri).
R EK LAM INIZI
AZETE VE DERGİLERLE
DEĞERLENDİRİN!
'BASIN
İLAN KURUMU
YURT İÇİ VE YURT DİŞİ REKLÂMLARINIZ İÇİN
HİZMETİNİZDEDİR.
G e n e l M ü d ü r lü k C a g a l o g i u . T ü r k o c a ğ ı C a d d e s i N o 1 İs ta n b u l T e l e f o n 2 7 6 6 OO - 2 7 6 6 Ol T e l g r a f a d r e s i B A S I N K U R U M U c 3 5 M »e •>* 3 5 35 7 Sa
İstanbul Şebir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi