• Sonuç bulunamadı

Uğradığımız büyük kayıp:İbrahim Alaettin Gövsa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Uğradığımız büyük kayıp:İbrahim Alaettin Gövsa"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

UĞRADIĞIMIZ BÜYÜK KAYIP

Alâettin Gövsa

İbrahim Alâettin Gövsa da ebe­ diler arasına göçtü. "Ebediler ara­

sına,, diyorum, çünkü bugünün

müneverieri Şemsettin Sami’yi na- s:i hürmet ve minnetle anıyorlarsa, onun da uzun yıllar aynı sıcak duygularla minnetle hatırlanıp, ı-ah

metle anılacağında şüphem yok­

tur.

Hattâ, İbrahim Alâettin, rah­ metli dil âliminden çok daha bah­ tla r d ır . Zira o, yalnız bizlere bı­ raktığı lügat ve ansiklopedileri sa­ yesinde değil, yazmış olduğu bir ‘ çok kitapları, yüzlerce şiiri, bin­

lerce makalesi ve nihayet yetiştir­ diği saysız talebesi ile de yıllarca ve yıllarca unutulnuyacaktır.

Bugünün yetişken nesli, hemen baştan başa, onun tesirini almış, onun fikirleriyle aşrlannııştır. Ter- I biy-c hocalığını yaptığı muallimler, | bu muallimlerin yetiştirdiği tale­

beler ve yrliardanben muhtelif

mecmualarda, gazetelerde “

Ibra-I

him Alâettin,, imzalı yazdan oku­ yan yüz binlerce insan terbiye, ah­ ir, i:. bilgi, hattâ zevk bakımından, ona bir şeyler borçludur.

Muallim, terbiyeci, ruhiyatçı, dil âlimi, gazeteci, koleksiyon merak­ lısı ve şair İbrahim Alâettin ise kendisini yakından tanımış ve dost tuğunu edinmiş olanlar için yeri doldurulmaz bir kayıptır. Çünkü o. 'tam mânasiyle nev'i şahsına mah­

sus insanlardan biriydi. Mek­

tep. birbirine çok benziyen basit

örnekler yetiştirmekten mümkün

olduğu kadar çekinmelidir., diyen İbrahim Alâettin, bizzat kendisi de başkalarına benzemiyen, fakat şah tunda çeşitli k yrin tleri toplamış bir büyük ademdi.

Muhakkak olan bir şey varsa, o da İbrahim Alâettin’in baş vasfı­ nın şair ruhlu, mükemmel b ir ter­ biyeci olduğudur. Nitekim, mek- repçiiikten ayrıldıktan soma, mil­ letvekilliği ve gazeteciliği sırasın­ da da daima terbiye nıevzuleıiyle ve yeni nesillerin iyi yetiştirilmesi İşiyle meşgul olmuştur. Yazdığı lügatler ve ansiklopedilerin de bu sahada vücude getirdiği en faydalı ve müsbet eserler olduğu aşikâr­ dır.

Uzun yıllar kıymetli makalele­ riyle htzemfıiş olduğu " Hür de çi­ li * " “ Çocuk ve Ah’ â ;, adi maka­ lesinde şov’ e diyordu

“ Çocuklarımızın manevi teşek­ küllerini yalnız m ekteplerdeki in-' zihaf, ceza ve mükâfat tedbirleriy­ le temine kalkışmak, işin’ en

Bu vakitsiz ölümle uğradığımız kayıbı ve bu kayıp karşısında duyulan teessürü anlata­ cak kalemi, İbrahim Alâettin’in eli gibi kud retli bir el tutmalıydı. Yazık ki, o öpülesi el

artık toprak olmuştur!. Allah rahmet eylesin!..

__

Y A Z A N : ____________

R A K I M Ç A L A P A L A

Daima yüzü gülen ve etıafında konuşanlara tatlı bir tebessümle mukabele eden Gövsa. zekâ pro­ jeksiyonu kendi içine dönmüş, ma- neviyeti kendi önünde safha safha açılan bahtiyarlardandı. Hayatında bu kadar bol ve değerli eser ver­ miş ve koskoca heyetlerin başaıa-1 madiği işleri tek başına yapabil­ miş olmasının sırrını, sahip oldu­ ğu sonsuz çalışma kudretiyle bera­ ber, her halde, kulaklarının biraz ağır işitmesine de borçluydu. Ya­ kın bir vukuf ile yazdığı “ Sağırlı­ ğın zevkleri» adlı bir makalesinde bakın ne diyor:

"Tatmak fırsatını buimıyanlar için sağırlık zevki, tahayyül edil-eihetidir. Onlara inkılâbın, Cura- bir halde teşkil etmek bir vazife

huriyetin, Atatürk ilinin ideolojisi- di»-.,,

m bıı iksir gibi dama damlı iç:r- İbrahim Alâettin yazılariyle miş bir fantezi veya icat olunmuş mek ve sindirmek e'zemdir. Yeti- genç iğe bahsettiği iksiri içirmeğe bir teselli gibi görünür. Halbuki şen nesli maddî hayat itibariyle ol- gayret etmiş ve elli Türk büyüğü, hayatlarında hem iyi işitme, hem duğu gibi manevî hayat noktasın- Türk meşhurları gibi eserleriyle bulanık duyma devrelerini ayrı dan da asrımıza, medeniyetimize, onlara iyi örnekler vermeğe gay- ayrı idrâk edenlere sorunuz. Eğer

milliyetimize ve idealimize uygun ret etmiştir. biraz düşünen, kendi kendilerine

az çok kifayet eden zümreden ise ler, mutlaka sağ ıiık devresini mü ıaccah tutacaklar ve onun temin ettiği hazlan tahlil edebildikleri nisbette anlatmağa uğraşacaklar­ dır.

“ Kalabalık bir mecliste bir dost; ve arkadaş toplantısında herkesi bir şeyler söyler ve söylenen şeyin | tesiriyle dinleyenler . gülüşür, neşe­ lenir veya kızışırken sağır, bunla­ rın hepsine lakayt ve kendi âle- mindedir. Duymayışını bir mahru­ miyet sanırlar ve belki kendisine acırlar, Halbuki meclisin en mümi taz. en müstakil vaziyeti ondad r.

“ Sözlerin hiç biriyle mukayyet

olmaz ve isterse konuşulanları

kendi temayüllerinin istikametine göre tefsir ve o suretle telâkki eder. Söylenen her şeyi istediğiniz gibi anlamaktan iyi bir itminan tasavvur edilebilir mi?„

İbrahim Alâettin işte her za­ man böyle iyi bir itminan içinde idi. Bununla beraber kulakları az duyan Gövsa, yüreğinin herkesten 1 fazla duyduğunu rahmetli Atatürk' ün ölümü üzerine yazdığı muhte­ şem şiirle ne güze! iibat etmiştir! Hakikaten, bu şiir, o büyük acı ile yazılan binlerce yazının en gü­ zeli, en derini, en samimî olanıdır. Bu vakitsiz ölümle uğradığımız' kayıbı ve bu kay p karşısında du­ yulan teessürü anlatacak kaVmi.' İbrahim Alâettin eli gibi kudretli bir el tutmalıydı. Yazık ki. o öpü­ lesi el artık toprak 'olmuştur!..

Allah rahmet evlesin' i

Allah rahmet eylesin!..

j

Rakım Çala pala

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Akciğer hücresi ne kadar fazla plazminojen makasa (uPA) sahipse, kanse- ri tedavi etmek için verilen ilaç o kadar etki- siz oluyordu. Kanser hücresi, genetik bir al- datma

Pryke, bitki ve hayvanlarda ikaz rengi olarak beyaz ve mavinin de en az kırmızı kadar sık kullanıldığını, bu nedenle doğuştan gelen kırmızı korkusunun doğal seçilimle

Atatürk’ün ruhu, ayrıca, içinden çıktığı ve lıer an en yüksek sevgi lıis- lerile hemhal olduğu milletinin, Tür­ kiye Cumhuriyetine ayni ilerleme hı­ zını

77 yaşında 3 jübile gören: Muhsin Ertuğrul için 25,40 ve 60'ıncı sanat yıllarında neler demişlerdi?. NECMİ

Türklerin, Asya'da yaşarlarken de hamam ge­ lenekleri vardı, örneğin, Uygurlarda hamam çok önemliydi.. işte, Türklerin Anadolu'ya getirdikleri hamam kültürüyle

Kafasını, yüreğini Türkiye’nin büyük şa­ iri Nâzım Hikmet’le doldurmuş, onun şiirle­ riyle kafasını bozmuş denecek kadar büyük ustaya saygı lı bu genç

Primer tedavi ile birlikte uygulanan boyun disseksiyonu için bölgesel metastaz varlığında dahi %70'lik kür oranı sap tanmasına karşılık geç boyun metastazları için

Baykurt öyküsünde, değişen toplum koşullan kır­ sal kesimde yeni insan tipleri ortaya çıkardıkça, öy­ küleri de yeni sorunlar, yeni algılama biçimleriyle yeni