Ses Tiyatrosunda temsil edilmek te olan ve Halide Pişkin, Muammer Karaca, İhsan Balkır ve Tevhit Bil ge gibi tanınmış ve sevilmiş artistle rimizin iştirak ettikleri «Fuar Yıl dızı» isimli operet büyük bir takdir ve muvaffakiyet kazanmıştır.
Yukarıdaki resim, bu operette Muammer Karacayı «Bayan Arşaluz Çıtırpıtıry£\n* rolümde göstermek tedir. , ... f ı
Tiyatroyu seven ve onunla ■ yakından meşgul olan aziz meslektaşlarımızdan biri vardır. Her hali iyidir; fakat tenkitlerinde mutlaka birini methetmek ihtiyacını duyar Geçenlerde sevimli artist Muammer Karaca hakkında bir yazışım okudum- Bazı cüm lelerini alıyorum: \j » .Ç
«Muammer 1906 senesi Rama zanının birinci günü toplar atı lırken dünya gelmiştir, O sene a- tılan toplar Ramazan için olduğu kadar tiyatro semamıza doğan bir yıldız şerefine atılmış de mek.»
«Bir işini görmek üzere mu vakkaten Îstanbuldan uzak olan Muammerin babası bir gece rü yasında bir erkek evlâdının dün yaya geldiğini görecektir. Erte si günü bir telgraf bu güzel ha beri tahakkuk etirinee o da tel grafhaneye koşacak: henüz oku mayı bilmediği halde beşiğinde oynamayı pek iyi beceren Muam mere bu telgrafı çekecektir. «A- dm Muammer, zatın dilâver, ta lihin yaver olsun.» , ,
Dostumun verdiği bu tafsi lât eksiktir. Doğrusunu ben biliyorum; şöyle ki:
Muammerin babası ile val- desinin nedense evlâtları ol muyormuş. Bir gün evlerine
beyaz sakallı, nur yüzlü bir derviş gelmiş, ev sahibinin ev lâdı olmadığını öğrenince ona bir elma vermiş: “Yarısını sen ye, yarısını karma yedir!” de miş. Adamcağız dervişin dedi ğini yapmış. Hattâ elmanın kabuklarım da kısrağa yedir mişler. Dokuz ay on gün son ra bihikmetihüda Muammer dünyaya gelmiş, kısrak da bir tay doğurmuş... Muammeri na
zardan saklamak için üzeri camlı bir odaya kapayıp ilikle beslemişler, bir gün iliğin ke miğini çıkarmadıkları için i- lâh...
Ne oluyoruz? Tiyatro tenki di mi yazıyoruz, yoksa “ Çen gi Dilârâ” masah m10
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi