• Sonuç bulunamadı

Otuz yedi yıl evvelki Türk tiyatro aleminde..

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Otuz yedi yıl evvelki Türk tiyatro aleminde.."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKD AM — GECE POSTASI

Geçmişten sayfalar

“m m

Otuz Yedi Yıl Evvelki

Türk Tiyatro Âleminde..

ilk temaşa sevgilisini aşılayan ve kendisinin

şefkat nişanı ile taltif edilmesi istenen bir

kadın artistimiz: Kınar !

Sahnemizin elli yıllık hâilimi Ba­ yan Kınar için geçen akşam Şe.ıir ti­ yatrosunun rtram kısmında fevkalâde bir ınüsamere verildi ve büyük bir muvaffakiyet kazandı.

Amatörler tarafından temsil edilen lÖhiir Oğlu) piyesinden evvel, Kınar hanıma şükran ve hürmet nişaneleri göstermek kadirşinaslığında bulunan Şehir tiyatrosu artistleri, emektar nıeslekdaşlarınm önünden geçerek bi­ rer birer elini öptüler ve kendisine bir pâlme sundular.. Bu heyecanlı me­

rasimden sonra, Kınarın şerefine C'yrano de Bergeraeın ikinci perdesi tam kadro ile oynandı. Başta Galib oimak üzere, Suavi, Talât, Kemal, t’alıide, Neelâ ve elliden fazla arka­ daşları, Kınara karşı besledikleri son­ suz saygı ve sevgi hislerini bir defa daha «h a ra fırsat buldular.. Vu bu, bende oluz yedi yıl evvelki hatırala­ rımı canlandırmaya vesile oldu.)

YAZAN

190i! Temmuzu. Meşruiyet ilân olunmuş, İstanbul, heyecanla karışık bir neşe içinde çalkanıyor.. Bir taraf, tan lıatibler, bir taraftan da gazeteler Meşrutiyet ve Hürriyetin ne demek olduğunu halka anlatmaya, mende ket ve vatan hislerini tahrike çalışı­ yorlar.. Bu sırada Namık Kemalin (Vatan _ Slistre) piyesi de tekrar oy­ nanmağa başlanıyor. İlk temsil, Hey­ belideki bahriye mektebinde talebeler tarafından veriliyor.. Aralarında ka­ dın artist olmadığı için piyesteki kadın rolünü genç bir mektepli yapıyor. Temsilde lleğbeli ve Büyiikadanın bü­ tün r kahiri ile yerli ve ecnebi bir

HİKMET NİSAN

çok seyirci arasında, ilk defa olarak, Sultan Hamidin oğlu Bürhaneddin efendi de bulunuyor.

Bir kaç giin sonra, ikinci defa, fa­ kat bu sefer büyük hazırlıklardan sonra, ayni yerde, ayni talebelerle Va­ tan piyesi tekrar oynanıyor.

(Zekiye) rolünde Kınar hanın:, (Aptullah Çavuş) rolünde de, saray­ dan henüz kurtulan meşhur komik Abdi efendi.. Ve bunlara ilâveten, Latıge beyin bahriye fanfarı.. Nutuk­ lar, neşideler, (yaşasın Hürriyet, kah­ rolsun istibdad..) h’eryad.ları.. Mithat .paşa ile Namık Kemalin ruhları şad oluyor, biz de muhteşem bir gece ya­ şıyoruz.. t

Kınar hamını ilk defa olarak o ge. ce görüyorum.

Bir buçuk ay geçiyor..

ılık bir Eylül günü.. Mingiin koru­ sunda gene Vatan piyesi veriliyor. Vali tiyle yapılmış olan Salaş sahne, o gü­ nün şerefine bayrak ve yapraklarla bezenmiş tanınmaz bir hal almış!.. Perde açılır açılmaz, Kınar hanım karşımızda. Nurettin Şefkati, tbnirre- fik Ahmet Nuri, Abdi vesaire piyesin miımessilleri..

Kadınlar i)ir tarafta, erkekler bir tarafta, koca saha hıncahınç dolu. Ifüzzar arasmra, veliahd Reşad efendi­ nin oğulları Tevfik, Necmettin ve

Ömer film i efendiler, menfasından yeni gelen Prens Sa)d Halim paşa, kardeşi Abbas Halim paşa, Mithat pa­ şanın oğlu Ali Haydar Mithat, dama­ dı Vefik beyler, Namık Kemalin oğ­ lu Ekrem bey, Mirgünlü Ragıp. Zi­ ya, Saffeti Ziya beylerle Hüseyin Siyret ve Kâstik Said beyler.. Ka­ dınlar tarafında. Sultanlardan bir ço­ ğu ve yukarıda ismi geçen zevatın aileleri, Fatma Aliye ilinim, prenses Emine ve Nimet hanımlar, vesaire... Muhteşem bir gün ve -bilmem ne menfaatine idi- mfchteşem bir hası­ lat..

Vatan piyesini temsil edenlerin hepsi, Kmarclnn ba-dıa, eîTislör ötedir

oynuyorlardı. Nurettin Şefkati ve Ah­ met Nuri bu denemelerden sonradır ki pofesyouel artist olmuşlar, İbrirre- fik de piyesi yazmağa başlamıştı -. Bu trup, aylarca Vatan piyesini oynadı, îstanbıilun ve memleketin her tara­ fında, Namık Kemalin eserini görme­ yen kalmadı. Çantaları elde, makyaj

batonlaı celide, bugün orada, yarın burada, biiyük bir feragat ve ciddi­

yetle işe sarılmışlardı. Bunların hep­ sini Kınar idare etti, sahne tekniğini öğretti, hocası Minakyanm tam ayar bir şakirdi sıfatiyle, hepsine tiyatro sevgisini aşıladı ve muvaffak da oldu. Geçen alışanı, şehir tiyatrosu artistleri Kınar hakkındaki ihtisaslarım bildi­ rirken, hepsinin ağzından hemen he­ men ayni cümleler duyuluyordu; Biz tiyatro sevgisini Kınardan aldık, umuı ilhaıniyle mesleğe atıldık..

Evet, Kınar hanım, işini gücünü bırakarak Vatan .piyesini monte etti ve gerek sahnemize gerekse o vakitli! gençliğe vatan muhabbeti, ana şefka­ ti ve millî haysiyet gibi en büyük fa­ ziletleri aşılamak hizmetini fabn-.cn gördü ve buna binaendir ki, Saffeti Ziya, (Yeni Gazete) de Maarif Nazırı merhum Hakkı beye yazdığı açık bir mektupta, Kınam büyük feragat ve başarılarından bahisle; kendisine hiç. olmazsa (bir şefkat nizanımn çok görülmemesini istedi). Bilmem, Kınar bu nisana nail oldu mu?.. Oldu ise, bu şükran nişanesini yeğenim Saffeti Ziyaya borçludur. Olmadı İse, elli yıl­ lık sanat hayatında onun da anlamış olması gerektir ki, bu dünyada kadir­ şinaslık, ismi var cismi yok bir nesne­ dir, ve bunun için teessüre mahal yoktur.. Çünkü o vaktin ihtKarı gen­ ci, kadını erkeği, Kınamı i .nur; kalp­ lerinin şeref levhasına yazarak, ona şefkat nişanından büyük bir nisan vermişler, gönüllerini armağan. i? lerdi..

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bunu sultana anlatınca sultan pek ziyade memnun olmuş ve teklifi sevinerek kabul etmiş, hattâ yapılması için istical göstermişti.. Bu tarz için, îstanbulda

Türk-Alman Kültür Merkezi istiklâl

Sonra, Sabiha ve Zekeriya Sertel’in, eğitimle­ rini tamamlamak üzere Amerika’ya gidişleri ve Lo­ zan Antlaşm asının arifesinde yurda dönüşleri (1919- 1923), ileriki

İlk olarak Türk müzeciliği­ ne 40 yıl emek veren Halil Edhem Beyin ve Ege uygarlığını- Türk diline ve düşüncesine kazandıran ve Bodrum'u dünyaya tanıtan

Bunu müteakıb, pro­ fesörler kurulu, meseleyi yeni baş­ tan tetkik etmiş ve Hukuk fakül­ tesi profesörler kurulunun profe­ sör Kübalının raporunu tasvib edip

Bu çalışmanın amacı sözlüklerde geçen bir kelimenin Kur'an'da ne kadarının kullanıldığını bir örnekle tesbit etmektir. "قلخ" h-l-k kökü ve bundan

Ferid Bey yavaş sesle konuşa loti, son defa bir Türk heyetini kabul etmişti.. Rüya içinde gibi

Halk için sadece türkü söyleyip türkü yakmıyordu, örgütlü bir eylemin içinde de kendini gösteriyordu.. 1952 yılında uzun sürecek bir yitmenin karanlık