• Sonuç bulunamadı

Sahi, şimdi neredeler???:Sabiha Gökçen

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sahi, şimdi neredeler???:Sabiha Gökçen"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

.\\%%V«V*VAWV9WyvsSB585

:»$ahi,simdi neredeler

• ^ * 9 ________

Sabiha Gökçen

Sabiha Gökçenin iki cephesi: Pilot ve ev kadını

Hamurlu el lövyede

Q r t a boylu kum ral kadın, yeşil göz­ lerini alçak çay m asasının üze­ rindeki Sm ith W eston m a rk a pırıl pırıl tabancaya dikti ve fısıldar g i­ bi konuşm ağa başladı:

“— O zam anlar, Eskişehirdeki T ayyare Okulunu -şimdiki H ava H arp Okulu- bitirm iş, stajım ı yapı­ yordum. U çuştan döndüğüm bir ak­ şam üstü, bağlı bulunduğum filonun D ersim h are k â tın a katılacağı, ancak, kadın olmam hasebiyle benim bu ha­ re k â ta iştirak edemdyeceğim bildiril­ di. Çok üzüldüm. D erhal A nkarayı ara y arak , A tatü rk le konuşm ak iste­ dim. F a k a t o günkü haberleşm e im ­ k ân larıyla bu m üm kün olamadı. N i­ hayet, bir u çağa atla y a ra k A nkaraya gitm eğe k a ra r verdim . B irkaç saat sonra Çankayada, A tanın karşısm - daydım . Beni g ö rü r görmez, ‘Niçin geldiğini biliyorum. Sen de h a re k â ta katılm ak istiyorsun. Ama, iyi düşün.

Bu iş son derece tehlikelidir’ dedi. Ne olursa olsun, filom dan ay rıl­ m ak istem iyordum . K ararım ın kati olduğunu söyliyerek, h a re k â ta benim de dahil edilmemi rica ettim . A tanın gözlerinde bir an sevinç pırıltıları yanıp söndü. ‘P eki’ dedi, ‘m adem ki ıs­ r a r ediyorsun, git. F a k a t sana kendi tabancam ı vereceğim. E ğ er şeref ve haysiyetine bir tecavüa vukubulursa, tereddüt etmeden kullan’.

İşte, hayatım boyunca daim a ha­ tırladığım bir hatıra... Bu tabancayı en kıym etli eşyalarım ın arasında sa k ­ lar ve hâlâ, ara sıra çıkarır bakarını.’’ Konuşma, h aftan ın başlarında, Salı günü başkentte, Özdemir cadde­ sinde bir apartm anın son derece in­ ce bir zevkle döşenmiş ikinci k atın ­ da geçti. K onuşan o rta yaşlı, kum ­ ra l kadın ise, A tatü rk ü n m ânevi ev­ lâtlarından, T ürkiyenin ilk k a ­ dın pilotu Sabiha Gökçendi.

Gökçenin evinde hemen her şey, A ta tü rk ve havacılıkla ilgili. D uvar­ larda, altın yaldızlı çerçeveler İçinde A tatü rk ü n büyük boy portreleri asılı. Vitrine, çay m asalarının üzerine bib­ lo yerine küçük uçak m aketleri ko­ nulmuş.

g a b ih a Gökçen 1912 yılında Bursa- da doğdu. Babası emekli M ustafa bey, annesi H ayriye hanım dır. Gö İl­ çen, d ah a çocuk denilecek bir y a şta kaybettiği anne ve babasının yüzle­ rini güçlükle çıkarabilm ektedir. Dört kardeşten en küçüğü olan Gökçen, ilkokula B ursada başladı. Babasını işte bu sırada kaybetti. Ağabeyi de, Millî Mücadele sebebiyle, oduncu kı­ lığına girerek A nadoluya kaçm ış ol­ duğundan aile tam am en him ayesiz ve yalnız kaldı. Küçük Sabiha bu yıl­ larda hayli sıkıntı çekti. Y unanlılar sık sık evi basıyor, ağabeyini arı­ yorlardı. Bulam ayınca da ev halkı­ na tü rlü işkenceler yapıyorlardı. İs­ tiklâl Savaşından sonra ağabeyinin

(2)

te k ra r B ursaya dönüşü ¡küçük Sabl- ham n h ayatım düzeltti. A m a o hâlâ, ftilesine yük olduğunu düşünüyor ve ¡bir fırsatım b ularak p arasız yatılı okullardan birine girmeyi kuruyordu. İşte bu sırada, A tanın dinlenmek ü- zere B ursaya geldiğini işitti. B ir ge­ ce sabaha k ad a r düşündükten sonra, A tatü rk e giderek konuşm aya ve ken­ disini b ir okula yerleştirm esini rica etm eye k a ra r verdi. E rtesi sabah er­ kenden A tanın kaldığı eve gitti. Ka­ pıdakiler bir tü rlü kendisini içeri bı­ rakm ıyorlardı. S'abiha ise, A tanın yanına çıkm ak için ısra r ediyordu. G ürültüleri o sırada bahçede gezin­ m ekte olan A ta tü rk de duymuş, se­ bebini m erak etm işti. Beraberindeki- lere, küçük Sabihayı yanm a getir- taelerini em retti. Gökçen, A ta ile, ya­ şının verdiği bir serbestlik içinde, son derece ra h a t konuştu. O çocuk saflığıyla durum unu an la ttı ve so­ nunda:

"— Paşam , ne olur beni b ir oku­ la yerleştirin, okum ak istiyorum ” de­ di.

A tatü rk bu küçük kızdan horlan­ m ıştı. Ailesinin de iznini aldıktan sonra, Sabihayı Ç ankayaya getirtti. Böylece küçük Sabiha, A tanın m a­ nevi kızı olmuş oldu.

Sabiha Gökçen, ilkokulu Çanka- y ad a bitirdikten sonra A rnavutköy A m erikan Kız Kolejine girdi ve bir yıl burada okudu. F a k a t Boğazın r?rt havası ciğerlerine iyi gelmemişti. Bu­ nun üzerine Ü sküdardaki Koleje geç­ ti. Ancak, lisenin ilk sınıfında h a s­ ta lık nüksedince tahsili bırakm ak zo­ runda kaldı. V ivanada bir sanatoryu­ m a nakledildi. Gökçen burada dokuz a y k a d a r süren sık, bir tedaviden sonra, tam am en iyileşerek Ankara va döndü. Küçük Sabiha a rtık bü­ yümüş, onsekizine girm işti.

Çanka-( Reklâmcılık - 922) ¥ ¥ ¥ ¥ * ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ ¥ 140* AK İS/28

yad a boş geçen günler omı sıkıyordu. Önce a ta binmeğe m erak sardı. A ta- tü rk le birlikte saatlerce süren gezin­ tilere çıkıyorlardı. F a k a t yaradılış t- itbariyle son derece dinam ik olan Gökçen sporla d a avunam az olmuştu. Kendisine daha ciddi m eşguliyetler arıyordu. Böylece beş yıl geçti. N i­ hayet, hu sıkıldığı günlerden birinde A ta ile birlikte Sildi H avacılık O ku­ lunun açılışı m ünasebetiyle tertip le­ nen bir törene gitti. Açılış için Rus- yadan getirtilm iş olan iki rus, plânür gösterileri yapıyor, paraşütle altlıyor­ lardı. Bu gösteriler Gökçenin h ay atın ­ da dönüm noktası oldu. A tatü rk e:

E

,

tyddvdah. ^akuculıA

Şevffili AK İS okuyucuları! Bu haf~ ta size, Balık Burcunda doğmuş olanların kaderlerini bildiriyoruz. Ne var ki, sadece Balık Burcunda doğ­ muş olmak yetmemektedir, bu konu­ da söz sahibi, gazetelerdir, 11, Mart Perşembe günlü gaeztelerden bazıla­ rı, Balık Burcunun dediklerini şöyle yorumladılar:

"— Acaba ben de onlar gibi at-

lıyabilir m iyim ?” diye sordu.

BALIK BURCU

A ta bu sözlerden çok memnun ol­

m uştu. Derhal rusları yanm a çağır­ ta ra k , Sabiha Gökçeni, paraşü tle a t­ lam ak üzere, yetiştirm elerini em ret­ ti. Gökçen hem en ertesi gün plânör ve p ara şü tle atlam a çalışm alarına başladı. Böylece T ü rk K uşuna girm iş oldu. Yenim ahallenin batısında, E r- gazi alanındaki plânör kursunu altı ayda b itirerek A ve B brövelerini a- lan Gökçen, gene aynı kursu bitiren yedi arkadaşıyla birlikte R usvays g itti Ve orad a b ir süre kaldıktan sonra C brövesini de a la ra k yurda döndü. Bu sefer de Eski şehirdeki H a ­ va H arp Okuluna girdi. B urada da iki yıl okudu ve h er çeşit uçakla uç­ tu.

Aksam : (20 Şubat - 20 M art) —

Z ararın k â ra o rta k olduğunu aklınız­ dan çıkarm ayın.

Dünya: (19 Şubat - 20 M art) —

E n küçük şeylere alınganlık göste­ rirseniz hiç ra h a t edemezsiniz.

T e r c ü m a n : (20 Ş ubat - 20 M art) — Y alan söylememeğe g ay re t edin, fa ­ k a t duyduğunuz lâfların bir kısm ının yalan olabileceğini de unutm ayın. Sıhhatiniz, sinir.

1938 de askeri bir uçakla B alkan tu ru yapan Gökçen, Atat.ürkün ölü­ münden birkaç ay önce T ü rk Kuşu­ na Başöğretm en tay in edildi. 1954'e k ad a r bu görevinde kaldı.

Gökçen, 1940 yılında, H ava Yüz- başis, Kemal E siner ile evlendi. F a ­ kat. o yıllarda A nkaradaki tifü s sal­ gınında eşini kaybetti ve bir dah a da evlenmedi. 1954 yılında, bazı siyasi baskılar sonucıı T ürk K uşundaki gö­ revinden ayttldı. 1961 yılm a k a d a r u çaklardan ayrı yaşadı. Gökçen, “h a ­ yatım ın en acı devresi işte hu devre­ dir’’ dem ektedir.

27 Mayısı m üteakip kendisine te k ra r eski görevi teklif edildiyse de, Gökçen, yaşının İlerlemiş olm ası se­ bebiyle bunu kabul etmedi. Sadece, istediği zam an uçabilm ek için izin istedi.

Gökçen şimdi her sabah erkenden alana gitm ekte ve birkaç saa.t uç­ m aktadır. Aynı zam anda çeşitli der­ neklere üye olan Sabiha Çökeen, günlerini sosyal faaliyetlerle, uçuş­ larla, eski h atırala rın ı yödetm ekle geçirm ektedir.

Hürriyet: (2 i Şubat - 20 M art)' — Bundan iyisi can sağlığı, demekle İş bitmiyor. Ona k arşı daim a daha iyi ve daim a daha m üsam ahakâr d av ra­ nın ki h er şey düzelsin.

Yeni Sabah:

(20 Ş ubat - 20 M art)' — Maddi bakım dan ihtiyatlı d av ra n ­ manızı gerektirecek hallerle karşılaş­ m anız muhtemel. İh tiy a tlı bulunun.

Milliyet: (20 Şubat. - 20 M art) —

Çok sinirli bir insanla başınız der­ de girecek, fa k a t sabrınız sizi kur­ taracak.

Hareket: (20 Ş ubat - 20 M art) —

Yanlış akseden bir h ab e r yüzünden lüzum suz kıskançlık sahneleri ola­ cak.

Yeni Gün:

(21 Şubat 20 M art) —

Bu konuda onun ta m m ânasiyle sa­ mimi olduğu m uhakkak.

Referanslar

Benzer Belgeler

de ise, belki de toplam bütün A v ru p a ’da bulunan ley­ lek sayısına yakın yuva vardır, ilkokul öğrencilerinin doğal varlıklara dikkatlerini çekebilmek

Bu düşünce ile Çamlıcada o- turduğunu öğrendiğim kıymet­ li beden terbiyesi mütehassısı­ mız, mütefekkir ve konferansçı üstad Selim Sırrı Tarcan’ı

Eserleri en son Ocak 1977 de Akbank Osmanbey Sanat galeri­ sinde sergilenmiştir.. İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha

Erksan bu fil­ miyle sinemamızda ilk gerçekçi köy film i de­ nemesine girdi ama sansürün de hışmına uğ­ radı ve film o kadar çok makas yedi kİ, film olmaktan

(Doğru cevap gönderen okurlarımız: M. Kemal Ardoğa, Vurol Zafer, Mert Yazgan, Yusuf Emre Köroğlu). RAKAMLAR VE

Am a büyük gazinocular­ dan daha az kazanıyoruz, ö r ­ neğin bir Kavran’lardan daha az kazanıp daha çok vergi veri­ yoruz.. Piyasanın kontrolü mümkün

"Bir ara her gittiğim yerde benden orası için şarkı rica eder oldular.. Ben pek çok yer geziyorum ama her yere şarkı yazmadım

[r]