Bu memleketin tarihi abideleri kadar bedii“ manzaraları da Millî servet ve mefahir mecmuasına dahil olup muhafa zaları umum millet kadar ayrıca her vatandaşın vazifesidir. Bugün:en eski zamanlardanberi güzelliği bütün dünyada dillerde destan olan Boğaziçinden bahsetmek istiyorum.Ta- biatın bu şahesirne eslafımızın her vecihten lâyık oldukla rını isbat eylemiş olmaları umumen müsellemdir; ve b ilh assa se yya hla rın d ik k a tin i celfcetmiştir. Sahillerinde inşa edilen yalılar, köşkler, rıhtımlar, yollar, tanzim edilen bahçeler, korular, mesireler, son istirahatı temin eden mezarlıklar, ve hepsini müdafaa eden istihkâmlar; millî, İçtimaî, askerî ha yatın ihtiyaçları kadar çerçevenin letafetile de tamamen a- henkdar oldukları içindir ki manzarayı tezyin etmişlerdir.
Maelesef asrımızda bazı düşünüş tarzlarının maddileşmesi ve imar hakkında bazı yanlış talakkilerin hüküm sürmesi dolayisile Boğaziçinin güzelliğine bir çok noktalardan feci darbelar indirilmeğe başlanmıştır.
Yapılan işlerin bozulması mümkün değilse bile bu gibi tahribata devam edilmemesi için alâkadar makamların na zarı dikkatini celbetmek faidelı olabilir:-—
1 — Üsküdar^ hususi bir kaşeyi haiz öz bir Tük şelı/ri iken civar binaları ezen Tütün depoları inşa edilmiş, fccüm- le sahilde bediî bir mimarî eser/ olan Şem si-paşa camii bunların önünde oyuncak gibi kalmış.
2 — Bebekteki apartmanlarda çerçeveye ayni nisbette uygunsuzdur.Camiin yanında çıban gibi çıkan gümrük kulü besi da öyledir y b l yapılırken bukadar bedir ve tarihî asar feda edilirken bunlar yerinde bırakılıyor.
3 — Çırağan sarayı mimarî iti bari le istanbulini en güzel sarayı idi. Yanmış halinde bile bir şaheser idi. İmara mil yonlar sarfedilirkeıı tamirine bir şey ayrılmazsa bile
— 2
y;vv
ki halinde bırakmak\^ caiz değildir. Bahçe duvarları bile birer mimari bedia iken, yeni kapular açmak için yer yer yıkılmış, kendi güzel kapularmın bazıları sökülmüş velhasıl ber parçası sökülüp alınmakta ve önlerine boydan boya çirkin bir barakalar)inşaedilmiş. Güzellik seven bütün kalb- eri rencide etmek ve tahribafov I■ iniiTnrnimeîlîğ& bir misâl olarak bü halde bırakmaktan ise temellerinden yıkmak da ha doğru olur.
4 — Hafif kavisli koyunda vaktile en güzel yalıları, bah çeleri barındırmış olan Kuruçeşme bugün bir kömürlüktür Bu hususta okadar çok söz söylenmiş, yazılmış, davalar açılmış ve en yüksek möhakim) kararları sadır olmuştur ki artık söylenecek bir şey kalmamıştır.
ında şirin bir köşk ve şimdi ise bir yığın kömür bulunan | aAfaktile ağaçlap) /S/^adacık^ Leman gölündeki Jean Jae- j qtrPS I ¡euşeau- (4wn—Jak ooe)-adarüe ^m ukayese edilirse / ^ , başka ııl^nleketlerde bu gibi manazır vejasarın nasıl korun- 1
duğu teemİil edileblir.
— Dünyanın en güzel bir mevkii olan Boğaziçinin, 1 en gUzel bir noktası olan Göksu deresini, bir fabrika tel vis etmektedir. Nabi Zade Nazım, ile Recai Zade Ekrenjnn ruhları elbette bizim nazarlarımız kadar muztariptirler.
6 — Bu zavallı dere felâketini gizlemektedir, Vünkü kuytu bir yerdedir. Ancak oraya giderek işkencesine şalıiCÎ olmak cesaretini bulanlar görürler. Fakat en göze çarpan bir nokta da. Boğaziçinin en geniş manzarası olan ve en bedif bir mevkiinde, en büyük facia teşhir edilmektedir, Rumeli Hisarı m ezarlığı:
Bu facianın tarifi söylemekle bitmez : Tepenin denize inen lâtif inhinası kesiliniş^servitör sökülmüş, hiçJ^iı^eye benzemiyen iki kat bir yol ve üsnkatta iki yeri kanbur ve her veri biçimsiz bir seCÜtışa edilmiş, sökülen mezar taş ları fezaya dizilmiş gibi bir araya toplanmış, bu havaliyi bize b 'hşedeıı Fatih’in silâh arkadaşlarının kabirleri, bu gün çocukları henüz hayatta olan ölülerin kabirleri tah rif edilmiş.
arze-den bu mevki, bakmağa tahammül edilmiyecek kadar çir kin oldu.
7 — Boyacı^köy ve Emirgân mevkiinin hususiyeti hiç nazarı itibara alınmıyarak rıhtım genişletmek için yalılar yıkıldı. Bir kayıkhane bırakılmadı /¿ezkûr mevkide tepele rin denize mey^li pek dik olduğundan rıhtım genişleyince
Hatıra gelen çareler :-Yapılan tahribatın derecesi ni lâyıkile anlamak ve bu yolda devam edilmemesinin ça relerini aramak üzere bir albüm hazırlanarak Boğaziçinin ve bilhassa yukarıda sayılan mevkilerinin asrımızın ilk se nelerindeki ve şimdiki hallerini güsteren fotoğraflarını mü- kayese maksa^le toplanması.
2 —- Boğaziçi sahilleri ve civarında fabrika inşa edil^, meşine kafiyen müsaade edilmemesi (bu hususta -NisjPaidedi- yesi nizamnamesinden istifade edilebilir.) Bm arada müvelli- dülhaşeıat ve havayı telvis eden mahalle aralarındaki inek ahırları zikre değer.
______ - Boğaziçinin muhafazası elzem olan bedii ve tari hî mevkilerinif binaların^ tesbit ve tasnif etmek için Bele diye erkânı, artistler, muharrirler, tarihçilerden ibaret bir heyet intihap edilmesi.
Bu gibi mevkiler pek çok isejhe şimdilik ezcümle hatıra gelen şunlardır :
/ # - c - Kihca k ö rfezi. ^
d — Kanlıcada iskele meydanı ile îskendeA. Paşa cami Küçük^su çayırı.
Balta limanı çayırı A st--- -- ,x_
türbesi.
e _ Emirgânda (jııarlarallı (çinarlar, cami, çeşme, mu- vakldtthane bedii bir kül teşkil etmekte olduğu, bunların şimal cihetindeki binalarda bu mevkide kuytu ve samimî bir kaşe verdiği gibi çinarlar altında oturarak sükûnet ve manzaranın letafetinden hisseyaj) olmak istiyen ziyaretçi ler gündoğrusu rüzgârlarının iz’acatından muhafaza etmek
tedir. (¡J U J L ih ji* -
M-f / ^ | -Eski belediye^suj/^ntihab^ııın ihyası da bir mü- essîr~'tedbir olabilir.
-//■ yeniden yalı inşa etmek mümkün olmıyacak, çıplak ya maçlar kalacak, belki bunlara, ufaktefek köşkler anılabile cek. Halbuki Boğaziçinin emsalsiz hususiyetlerinden, imti yazlarından biri de eski tab in le'^ £ eb i deryam daki yalılar-] dır. Balta limanından Rumeli Hisarına giden sahilde yedi sekiz yalı arsaları döküntü topraklarla doldurarak Boğazın o kısmını harabe-zare çevirmişlerdir, tstinyede Tokmak bur nu ilerisinde de üç dört yalı arsaları yokedilmiştir. Şimdi Kandilli sahillerde ayni akibete sürüklemektedir. Emirgârv/au Tokmak burnu rıhtımı açılırken devrilen “Cèdre du Liban* cinsi muhteşem, çamı unutamıyorum.
G e ç e n s e n e S a r ı y e r p a r ti b i n a s ın d a 9-8-939 ta r i h i n d e k i t o p l a n t ı d a E m i r g â n ı n bazı i h t iy a c a t ı n ı m üb ey y in m a t b u b ir m u h t ı r a t a k d i m e tm iştim . M û a a d e le rile b u n u n t a t b i k edilip e d ilm e y e n k ısım la rın a i ş a r e t e d e c e ğ i m b irinci faslı te şk il a h v a li s ıh h iy ey e ta a llu k edeD d i l e k l e r i m i z e ( b a t a k l ı k l a rın k ald ırılm ası, ç ö p le r in im hası, sivrisinek ve ıs ıtm a m ü c a d elesinin k ö y le rim iz e d e teşm ili, a h ı r l a r ı n m a h a lle a r a l a r ı n dan k a ldırılm ası, v a p u r la r ı n k ö p r ü d e ve i s k e le le r d e fa y ra p
e d ilm e m e s i, B alta lim a n ın d a k i G lık o s fa b rik asın ın izalei m a z a r t a t ı id/ki b u n la rd a n yalnız f a b r i k a n ı n b a c a s ın a (5) m e tre k a d a r bir boru ilâve e d ile r e k y ü k seltilm iştir.
İkinci kısm ı t e ş k il ed e n İk tisad î c i h e t t e n de m eyve ve sebzeye, balık ve ba lık ç ıla ra ait ve boş bin aların vergi m u afiyeti h a k k ı n d a k i d ile k le rd e n h içb ir şey y a p ılm a m ış tır. A n c a k her sen e olduğu gibi y in e bu m ev sim d e g a z e te le r ; m e y ve ve seb z en in sü rü m ü n ü ve ucuzlatılm asını t e m i n için b e r m u t a t n e ş r iy a ta başladılar.
Ü ç üncü kısmı te şk il ede n im ar h a k k ı n d a k i d ile k le rim iz den de hiçbiri in t a ç e d ilm e m iş tir. H alkın s e n e le r c e h u z u ru se lb e d ilm iş ve h a t t â bu halin b irk a ç s e n e d a h a d e v a m ı m u h te m e ld ir. T âk i şehircilik u su lü n ü n n a f ia c ılık ta n b a ş k a bir fen ve m eslek o ld u ğ u a n taşıla. K ifa y e ts iz liğ in d e n ş i k â y e t ^ l u n a n o to b ü s seferleri ise b ü sb ü tü n k a ld ırılm ıştır.
" « i • '
-Şim di de k öylerim iz h a k k ı n d a g e ç e n se n e k i d ile k le rim i J e k r a r i|e). s a y ğ ıla rım ı s u n a r ım .
M. Zeki Adam
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi