• Sonuç bulunamadı

Müsbet zihniyet

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Müsbet zihniyet"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

abah

T-UiDWt

Sosyolog Gözile

Müsbet

zihniyet

i

i Bu kelimeden hususî mânada pozitivist zihni" jyeti değil, çok ¡umumî bir mâna da menfinin zıd

dı olan müsbet zihniyeti anlıyo rum. Bütün kıymetler sahasın­ da, menfi kıymetler müsbet kıy metlerden sonra gelir: Doğru­ yu bildiğimiz iiçin yanlışı fark ederiz. Güzeli bildiğimiz için çir kini biliriz, ilâh.. Nitekim öğre­ nirken de önce doğru, iyi, gü­ zel değerlerini öğreniriz. Bunlar hakkında edindiğimiz fikir yar dımile yanlış, kötü, çirkin, men­ fi değerlerini çıkartırız.

Evde, mektepte, gündelik ha­ yatta, matbuatta müsbet değer İeri öğretmek ve telkin etmek, müsbet alışkanlıkları kazandır­ mak, bu sayede çocukları menfi değerlerin tesirinden, menfi alış kanlıklardan korumak en müs - bet ve en doğru yoldur.

Menfiden başlamak bizi nega- tiviste yapar. Herşe.yi düşünme­ den reddetmeye, değerlere karşı dirsek çevirmeye götürür. Bu tarzda yetişen bir çocuk faali­ yetten kesilir, muhitiyle alâka­ lan azalır, ruhen hasta olur. Halbuki Nietzsche «Evet» de­ meyi zaaf alâmeti sayıyordu. Bunu Philistin’lere mahsus a- şağı bir vasıf, sürü ve köle ah­ lâkının nişanı gibi görüyordu- Üstün insanın meziyeti onca «Hayır!» demeslndedîr. G örü­ nüşte bu, cazip bir tefsirdir: Çünkü kalıratnan’m bariz vasfi her şeye uymak değil, mücadele ve mukavemet etmektir. Fakat bu mücadelede o «hayır» deme­ den evvel «evet» diyecektir. O- nun kendine has bir kıymet mâ naşı; yaratıcılığı olması için, evvelâ müsbet bir nizama uyma sı, o nizamı benimsemesi, sonra da onu reddedenlere karşı «ha - yır» demesi lâzımdır. Şu halde «hayır» başlangıç değil, netice­ dir.

Evde ve mektepte çocuğa mil lî, dinî ve İlmî kıymetleri öğre - lirken her şeyden evvel hakla­ rında tereddütsüz «evet» diye­ ceği müsbet kıymetleri öğretme lidir: Perspektiv’in önce doğru­ su öğretilir ;bu suretle çocuk yanlış çizilmiş bir perspektiv’i hemen farkeder. Muadelenin ön ce doğrusu hallettirilir. Sonra vazifelerindeki yanlış hal şekille ri düzeltilir. Daha sonra öbür muadeledeki yanlışları kendili­ ğinden bulmaya başlayacaktır.

1) Doğruyu öğretmek, 2) Ekzersis sırasında yanlış­ ları düzeltmek,

3) Serbest hareket sırasında doğruyu tekrar ederek yanlışla rı buldurmak,

4) Daha sonra yanlıştan do­ layı uğrayacağı zararların re­ aksiyonuna bırakmak.

Y A Z A N

Prof. Hilmi Ziya ÜLKEN

idrâkini uyandırmalıyız. O za - rarlı şeyleri kendiliğinden bula­ caktır.

Halbuki tehlike hissi bizi fay dalıdan evvel zararlıdan kaçın­ maya sevkeder. Burada tehlike­ li ile zararlıyı ayırmalıdır. Teh­ likeli hayatı doğrudan doğruya tehdit eder. Ona şuur ve muha­ kemeyle değil, korunma şevki tabiisiyle karşı koyarız; şuur bu hareketimizi takip eder. Bu nun için «tehlikeli» kıymetler nizamının temelinden gelen «a- larm!» işaretidir. Fakat «zarar lı» öyle değil. Orada, şuur, mu­ hakeme, tercih, işe karışır. Fay dalı zannettiğimiz bazı şeylerin, derin görülünce, zararlı oldukla n ; zararlı zannettiklerimizden bir kısmının faydalı olduğunu anlarız. Şahsen bizim için fay - dalı olan bir şey ailemiz için, şehrimiz ve milletimiz için de - rece derece zararlı olabilir. Ya hut şahsen bize muvakkat za - ran olan bir şey, ailemiz ve va­ tanımız için faydalı olabilir. Bu devamlı ve sağlam fayda, iğre­ ti ve aldatıcı faydalarımızdan çok fazla işimize yarar. Cemiye timiz için fedakâr olduğumuz nisbette ailemizin istikbalini de sigortalamış oluruz.

Asıl değerler sahası doğru, güzel, iyi ve mukaddestir. Bun İarı dar görülmüş bodkâm fay­ daya irca etmek, değerleri yok etmek, onları menfî değerler ha üne koymaktır. Bu nihiüst gö­ rüş, kültürü ve medeniyeti teh likeye düşürür. Buna karşı ilk hareket, insiyaki bir korunma hareketidir. Fakat ikinci hare­ ket bu müsbet değerlerin öğre­ nilmesi, telkini hareketidir. On dan menfî değerler hakkındaki bilgi çıkar. Ve bunlann zararla- n bilgiyle, hareketle ve hayatla öğrenilir.

Boyla davranmayan insana «menfi adam» diyoruz. Menfi - ,lik evvelâ marazî bir ruh hali­

dir. Bu, dinamik tahavvüllere kabiliyetsiz, otomatlaşmış bir şuurdur ki telkine ve iknaa kar şı daima menfi mukavemet gös terir. Sonra bu, iptidaî bir tip­ tir. intibak kabiliyeti en az in­ sanlar, iptidailerden çıkar. Söy lenen hiç bir şeyi kabul etmek

istemezler, icat ve yaratış zihni yetine karşı menfi bir muka vemet halinde­ dirler. inatçılık pasif bir mukavemet olduğu için iradenin değil, otomatlığm ve iradesizliğin alâmetidir.

Bundan' dolayı Niezsche’nin «hayır» diyen insanını,, ancak yaratıcı bir değerler sisteminin «evet» ine nazaran olan kıymet lere hayır demek mânasında an­ lamalıdır. Fakat böyle bir hare ketin müessir ve müsbet olması için, başkasına «Hayır!» deme­ den evvel, kendisine evet de - mek, yâni evvelâ kendi kıymet­ ler nizamının kanununa muti olmak lâzımdır. Bunun için de çocukları müsbet karakterli, ya ratıcı yetiştirecek bir terbiye sistemi tutmalıdır. Yeni konuş­ maya başlayan çocuğa, ilk öğre­ tilen şey müsbet bir değer ol­ malıdır. Temayüllerinin, intizam sız, onu sevkettiği bu yaşta bü­ tün kabiliyetlerini durduran, te­ şebbüsünü kıran, cesaretsiz ve ürkek yetiştiren «Hayır» larla etrafını kuşatmamalıdır. Buna dokunma cıs!, bunu alma y a ­ sak! diyecek yerde, ona hayat­ ta ilk adımlarını atarken en doğru, en başarılı hareketleri yaptırmalıdır.

Bunlann arkasından muhiti - nin, vatanının ve milletinin bü­ yük saydığı insanlan, örnek e- serleri göstermeli, onu arkasın dan koşacağı bir hedefe doğru o tarzda hazırlamalıdır ki, kötü şeyler hakkında bir şey söyleme den, o kendiliğinden onlardan uzaklaşsın.

Evde çocuğa cesaretini kıra­ cak sözler söylememeli; daima kuvvetli, iradeli, cesur, daha cesur olabileceği, cesur ve bü­ yük bir milletin neslinden geldi ği için zaten başka türlü olamı- yacağı telkin edilmelidir. Mert ve doğru sözlü olduğu hakkında kendinde o kadar sarsılmaz bir iman hasıl olmalıdır ki, bir an bile yalan söylemeyi düşünme - sin. Bununla beraber sokak ve iyi yetişmemiş akranlar, bu tel­ kini zaman zaman bozabilir. Fa kat tahsil yaşma gelince mek - teple ev müştereken bu telkini vermede devam ederlerse, onun sarsılmasına imkân yoktur.

Mektepte çocuk hocalarından daima teşci ve teşvik göm eli - (Devamı Sa. 3. SCI. e da)

Bu suretle, öğretme ve telki­ nin veremediği kısımları da ha yat verir. O da öğretmezse, yan lışın verdiği zararlardan dolayı onu kendi kendine karşı mes’ul göstermek, miisbet bir yoldan tecrübe ve düzeltmelerle şahsi - yetin teşekkülüne gitmemek en emin ve doğru yol

görünüyor-Aynı esaslar, çocuğa telkin et tiğimiz iyi, güzel ve faydalı de­ ğerlerinde de vardır.

Bir çokları değerlerin en kolay ve en az zahmetle el­ de edilenini tercih ederler. Ken di «değerler levhası» m faydalı ya göre kurarlar. Fakat haki - katta faydalının ne olduğunu bilmemektedirler. Çünkü uzağı göremezler, devamlı ve hakikî faydalıyı, devamsız ve aldatıcı­ sından ayıramazlar. Büyük ve­ ya kilcük eğer böyle bir mevzu karşısında bulunuyorsak, onda ilk önce yüksek kıymetlere bağ ;lanan ve devamlı olan faydalı

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Tutuklama koruma tedbirinin, Ceza Muhakemesi Kanunu ve ilgili mevzuata göre müsbet ve menfi tüm şartlarını açıklayarak ; olayda Cumhuriyet savcısı Teoman’ın serbest

TFRS 9’a göre, bir finansal varlık ilk defa finansal tablolara alınması sırasında; İtfa edilmiş maliyeti üzerinden ölçülen; gerçeğe uygun değer (“GUD”)

- Kurucularının sermaye piyasası faaliyetlerine ilişkin SPK düzenlemeleri çerçevesinde faaliyet izinlerinden biri veya birden fazlası sürekli veya geçici olarak

Geç potansiyaller yönünden incelendi¤inde ise müsbet ve menfi olan guruplarda ventriküler aritmi oran› aras›nda anlaml› fark yokken, ciddi aritmiler, müsbet grupta

Bilindiği gibi, serileri olası değişen varyans ve kısmen de otokorelasyona karşı koruyabilmek için serilerin logaritmik dönüşümleri alınmaktadır (Albayrak, 2008,

Eken ve Üner (1997), İMKB’de günlere ve aylara dayalı başlıca takvim etkilerinin varlığını 04.01.1988 - 31.12.2007 dönemi için sayısal olarak incelenmişler; sayısal

Yılın herhangi bir ayında diğer aylara göre hisse senedi getirilerinin farklılık arz etmesi anlamına gelen aylara ilişkin anomaliler Ocak ayı, ay içi, ay

In our study, lipid and protein oxidation levels in kidney tissue were examined in rats sacrificed 24 h after the unilateral partial and complete obstruction procedures