4 Milliyet
EDİTÖR: B ü le n t B e rk m a nFaks: (0 2 1 2 ) SO S 6 3 4 8 bberkman@milliyet.com.tr
KÜLTÜR/SANAT
Bir şenliğin
ardından Can
Babanın
mekânında...
Begonviller,
şenlik sonrası
tartışmalar, Can
Evi projesi, Can
Taşı arasında...
Şair, şiir, resim,
Datça'nın köylü
kadınları... Ve
Güler Yücel!
Güler
Yücel
ile
ffP,Şenliği
Evi
Taşı».
istedim. Çok da el yazısı var. Kendi kullandı ğı eşyaları var: İki gömlek, bir çift terlik, bir kışlık kazak, bir de ceket... Adam böyle bir a- dam. E, bunları muhafaza etmeli.
Başka neler olacak Can Evi’nde?
El yazısıyla şiirleri, çevirileri, mektupları, fotoğrafları, şiir kasetleri, video kasetleri, filmleri, muhtelif sanatçılar tarafından yapıl mış büst ve posterleri. Amaç Can Evi’nin Can Yücel’i sevenlerin sanatsal, düşünsel katkıla rıyla geliştirilmeye açık, sürekli bir yaratma ortamı oluşturması.
Esince, şiir yazıyorum
Projeyi kim çizdi?
Ersen Gürsel isimli Çan’ı çok seven bir mimar çizdi. O da gönüllü. Kendiliğinden...
Projeyi nasdfinanse edeceksiniz?
Binayı kendi imkânlarımızla, aile arasın da inşa edeceğiz. Dışarıdan bir finans kayna ğı aramayacağız. Ama biri, şunu şöyle yapa lım diye ilginç bir fikirle gelir, gücümüz yet mezse, fikrini finanse eder. Çünkü bize Çan’dan miras olarak bir şey kaldığı yok. Bu rası Can’m hayatında aldığı ilk yerdi. Çok da sevdi. Devamlılığını sağlamak görevimmiş gi bi geliyor. Ben de burada onunla güzel güzel yaşıyorum. Esasında şok olup depresyona da girebilirdim. Bu tür bir çalışmanın içine gir mek bir nevi terapi oldu bana.
Siz neler yapıyorsunuz?
Resme devam ediyorum. Bedri Rah mimin talebesiydim. O yoğun yaşam içinde bir süre ara verdim. Can, sağlığında “Kan, resim yapsana” diye dürterdi beni. Kendim i- çin resim yapacağım. O da neye dönüşür bil miyorum. Bu arada şiir ve düzyazı çalışmala rım var. Kışın burası tenha. Köylere gidiyo rum. Köylü kadınları çok seviyorum. Kimse ye bela olmadan, 90 yaşında ayakta tekbaşma yaşayan kadınlar var. Datça’da tekbaşma ya şama gücünü onlardan aldım. O kadınları yazmaya çalışıyorum. Birkaç tane tip çıkar dım. Esince de şiir yazıyorum.
Yetenekli adamların arkasında kalıp yeteneği ni sergileyemeyen kadınlar: Camitle Claııdel söz gelimi... Kendinizi böyle hissettiğiniz oluyor mu?
O kadar ezilmedim ben. Adam senden daha yetenekliyse desteklersin. Malı kim gö türürse... Sanat benim için önemli ama yaşam daha önemli. Onu güzel yaşamak... Çan’ın şi irlerine bakıyorum da yaşanmamış hiçbir o- lay yok. Anılarını yaz diyorlar. Can, şiirlerin de kronolojik olarak yazmış zaten.
Şenlik bitti. Hemen başlıyor musunuz Can Evi projesine ?
Önce Kanada’ya gideceğim oğlumun yanı na. Orada edebiyat kongrelerini izleyeceğim. Resim atölyelerini gezeceğim. Resim tekniği mi geliştirmeye çalışacağım. Can Evi Proje sini ilgilendiren çalışmaları izleyeceğim. İzin alır almaz da projeye başlayacağız.
c
filizaygunduzfihotmaH. c om
I an Şenliği sona
erdi. Nasd buldu- ’ nuz? Amacına u- laştı mı sizce?
Çok amatörce bir iş ola bilme ihtimali varken, Vec di Sayar’ın girmesiyle çok profesyonel bir şenlik oldu. Şartlan düşünürseniz, bu rası Ege’nin Hakkari’si, bü yük bir başarı gibi geliyor bana. Katılım olağanüstüy dü. Bazı arazlar çıktı ama...
Arazlar... Yani, MHP’nin şenliğe karşı çıkan bildirileri, halkın badem şenliğimiz elden gidi yor telaşları...
Vecdi buraya iki kere geldi, yöreyi de tam tanımıyor. Ben Can Şenliği’ni bademle bir şekilde ulaştıralım, bademi atlamayalım is tedim. Herkes bilir, Can badem ağaçlarına, çiçeklerine şiirler yazmıştır. Bademin daha iyi sunulması gerektiğini şenlik bittikten sonra daha iyi anlıyorsun. Gerçi yine badem şenliği oldu. Ama önümüzdeki senelerde ikisi iyice örtüşürse çok güzel olur. Köyler den gelen haberler de, köylünün memnun kaldığı yolundaydı. Söylentileri MHP’liler çıkarmıştır.
İyi bir rakettim!
Can Baha’nın ölümünden sonra biraz daha mı zorlaştı işiniz?
Zaten hastalık o kadar zor bir dönemdi ki, onu yaşayan bilir. Can hastanede yatarken ben acile kaldırıldım. Yan yana yattık hasta nede. Çok zordu. Şimdi gene zor. Özlüyor- sun, nerede bu adam diyorsun, nereye gitti? Onunla kafa ve duygu birliğimiz vardı. Yoksa 43 sene beraber kalamazdık. Tenis oynarken, oyunun sürmesi için karşındaki raketin de iyi olması lâzım. îyi bir rakettim ben. O da öyle.
Can Yücel ile 43 yıl!..
Zor zamanlar oluyordu tabii. Ben zekâya,
cesarete ve yaratıcılığa hayranım. Aptal biriyle yaşayamazdım. Herkes kendi tercihini yaşıyor eninde sonunda. Benim tercihim Çan’dı. Bir de dürüstlüğü tabii: “Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”. Hakikaten öy leydi.
Bundan sonra?
Can ile kurduğum yaşam üzerine sürdü receğim bu hayatı. Bizim evimizin kapısı a- çıktı hep, kilitleri bile yoktu. Herkes girebilir di eve. Yine öyle. Ama Çan’ın adını kâr a- maçlı kullanmak isteyenler başka...
Var mı ki böyle bir durum?
Var tabii. Can zaten vasiyet etti. Benim a- dım kârhane olarak kullanılmasın dedi. Hat ta ölmeden evvel belediye başkamnın yanın da söyledi bunu.
Datça'da Can Yiicel'e, size, ailenize müthiş bir ilgi ve sevgi var. Niye Can Baba ’nın adı kâr
amaçlı kullanılmak istensin ?
Kendi vasiyet etti. Herhalde bir şeyler sezdi de ondan.
Sizin gördüğünüz somut şeyler var mı?
Var tabii.
Nedir?
Söyleyemem. Ama her yerde olur böyle şeyler. Burada Çan’ın sevdiği bir köylü vardı. Tempo’ya “Bana 100 milyar verirseniz Can Baba hakkında konuşurum” demiş. Ama o- nun 100 milyarı bir şarap şişesi demek. İste diği o da, dile getiremiyor. Adam bunu bura da köyde öğrenmiş işte. Sonra “Başka bir dünya benim istediğim” diyen Derya Köroğ- lu örneğini verebilirim. Onun istediği dün yayla Can Yücel’in istediği dünya arasında korkunç bir fark var. Derya’ya bu şiiri rek lamlarda kullanmasın diye yalvardım. Na- zım’ın, Ruhi Su’nun ve Can’m adları, reklam dünyasına girmesin. Kâr amaçlı çünkü.
Özlüyorsun, nerede bu
adam diyorsun, nereye gitti?
Kafa ve duygu birliğimiz
vardı. Yoksa
43 sene
beraber
kalamazdık.
Tenis
oynarken,
oyunun
sürmesi için karşındaki
raketin de iyi olması lâzım.
İyi bir rakettim ben. O da...
Sözünü ettiğiniz kâr amacı şenliğe yansıma dı değil mi?
Yansıtır mıyım? Benim mücadelem orada işte. Bu şenlik, gönüllü bir şenlik oldu. Meh met Aksoy’un mezar yerine yaptığı “Can Ta şı” mesela. Tamamen gönüllü bir iş. O yollar öyle... Kimse tarafından finanse edilmeyen işler bunlar. Çan’ın ölümünden sonra, beş - altı kişinin varlığı benim sağlam durmama neden oldu. Mehmet Aksoy, ayrılırken “Sana vasiyet ediyorum Güler” dedi, “Can Taşı’na giden yola taş taşımayanlarla, o yola taş koy mayanlarla selamı sabahı keseceksin.”
Can Evi projesi?
Biz buraya iki kitapla geldik. Can’m ço cukluğundan kalma bir kütüphanesi vardı. O kütüphane İstanbul’da Kuzguncuk’ta kaldı. Yer yok. Dışarıda 30 metrekarelik bir yer ya palım, Can’m kütüphanesini oraya koyalım