• Sonuç bulunamadı

AGING: IS ONLY LOSS? OR CONCESSION?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AGING: IS ONLY LOSS? OR CONCESSION?"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

YAfiLILIK: SADECE KAYIP MI?

B‹R AYRICALIK MI?

AGING: IS ONLY LOSS? OR CONCESSION?

Banu CANGÖZ

Hacettepe Üniversitesi, Psikoloji Bölümü ANKARA Tlf: 0312 297 64 45 e-posta: banucan@hacettepe.edu.tr Gelifl Tarihi: 19/12/2007 (Received) Kabul Tarihi: 24/01/2008 (Accepted) ‹letiflim (Correspondance)

A

BSTRACT

T

he word of aging describes the changes in the person and continuation of development inthe late period of the life. Aging is accompanimented by some cognitive and emotional chan-ges. Biological and socio-cultural dynamics were important factors in shaping cognitive aging. Therefore, researchers have moved from an approach of the potential and limits of cognitive aging, instead of a simple decline process. In cognitive psychology context, big part of researc-hes have planned (experimental designs, materials and methods) for support an approach of li-mits. So that, we are recognizing only one side of aging picture. However a model of succesful aging is to be balanced between gains and looses. This article will explain to different dimensi-ons of cognitive aging.

Key words: Cognitive aging, Use it or loose it hypothesis, Fluid intelligence, Crystallized

in-telligence, Wisdom.

Ö

Z

Y

afll›l›k sözcü¤ü yaflam süresinin geç dönemindeki geliflmenin devam›n› ve bireydeki de¤iflimle-ri anlat›r. Yafllama baz› biliflsel ve duygusal de¤ifliklikler meydana getirir. Biliflsel yafllanman›n flekillenmesinde biyolojik ve sosyo-kültürel dinamikler önemli faktörlerdir. Bu nedenle, araflt›rma-c›lar biliflsel yafllanmay› basitçe bir gerileme süreci olarak aç›klamak yerine, potansiyel ve s›n›rl›l›k-lar›yla birlikte aç›klamal›d›r. Biliflsel psikoloji ba¤lam›nda yürütülen çal›flmalar›n büyük bölümü (de-ney desenleri, araç-gereçler ve yöntemler aç›s›ndan) s›n›rl›l›klar yaklafl›m›n› desteklemek üzere planlanmaktad›r. Bu nedenle, bizler yafll›l›k resminin sadece bir yönünü görebilmekteyiz. Oysa, ba-flar›l› yafllanma, yafllanma sürecinin kazanç ve kay›plar›n› dengelemektir. An›lan baba-flar›l› yafllanma modeli, yafllanman›n sadece bir kay›plar dönemi olmad›¤›n› göstermesi aç›s›ndan önemlidir. Bu makalede, biliflsel yafllanma farkl› boyutlar›yla irdelenecektir.

Anahtar sözcükler: Biliflsel yafllanma, Kullan veya kaybet hipotezi, Ak›c› zeka, Kristalize

ze-ka, Bilgelik. Banu CANGÖZ

(2)

Y

afllanman›n psikolojik boyutu geleneksel olarak ‘bütünle-flik yaklafl›m’ çerçevesinde incelenir. Bu yaklafl›ma göre yafllanma sürecinde üç temel faktörden söz edilebilir. Bunlar: Biyolojik faktörler (bedensel-fiziksel yetenekler), psikolojik faktörler (biliflsel ifllevler) ve sosyo-kültürel faktörlerdir (yafl-l›ya bak›fl, kay›plarla baflaç›kma, emeklilik, ölüme yaklaflma gibi yaflant›lar) (1,2). Psikoloji alan›nda, say›lan faktörlerin yafllanma sürecine olan etkileri aç›klan›rken baz› say›lt›lardan hareket edilmektedir. Buna göre; 1) Yafllanma karmafl›k ve çok boyutlu bir süreçtir, 2) Yafllanmada birey ve çevre etkile-flimi kritik öneme sahiptir, 3) Yafllanma süregiden ve ayn› za-manda dinamik bir süreçtir (3).

Biliflsel yafllanma konusunun önde gelen ismi Baltes’e (4) göre, biliflsel yafllanma biyolojik ve kültürel faktörler aras›n-daki dinamik etkileflimin bir sonucudur. Farkl› bir anlat›mla biliflsel yafllanma, biyolojik faktörlerden kaynaklanan biliflsel kay›plar (dikkat ve bellekte bozulma, bilgi iflleme h›z›nda ya-vafllama gibi) ve kültürel faktörlerden kaynaklanan kazançlar (sayg›nl›k, deneyim, otorite, bilgelik gibi) aras›ndaki etkilefli-min ürünüdür.

Yafll›l›¤›n olumlu ve olumsuz taraflar› madalyonun iki yü-zü gibidir. Bu nedenledir ki, yafllanma sürecini madalyonun sadece bir yüzüne bakarak anlamak ve aç›klamak mümkün de¤ildir (4). Buna ra¤men, psikoloji ba¤lam›nda, yafll›l›kta meydana gelen biliflsel de¤iflim incelenirken, a¤›rl›kl› olarak, yafllanmayla beraber ortaya ç›kan kay›plara odaklan›ld›¤› gö-rülmektedir. Buna karfl›n, yafllanan bireyin korunan ifllevleri-ne yani kazançlar›na yöifllevleri-nelik söylem ve çal›flmalar saf bir iyim-serlik olarak de¤erlendirilebilmektedir (5-8). Buna karfl›n, yafllanma süreci boyunca sahip olunan potansiyeli ortaya ç›-karmaya yönelik ciddi giriflim ve çal›flmalar da yap›lmaktad›r (9,10). Baltes’in (4) ifade etti¤i gibi “Biyoloji yafll›lar›n en iyi

dostu de¤ildir”. Ancak bu, yafllanman›n biyolojik faktörlere

ra¤men potansiyelinin olmad›¤› anlam›na da gelmemelidir. Bu anlay›fla ra¤men, yafll›l›kta biliflsel süreçlerde meydana ge-len de¤iflim incege-lenirken, kulland›¤›m›z de¤iflkenler, deneysel düzenekler, test ve/veya ölçekler adeta gençler lehine yap›lm›fl seçimlerin yans›mas›d›r. Örne¤in, teknolojik geliflmelere pa-ralel olarak biliflsel psikoloji araflt›rmalar›nda deneysel görev ve/veya paradigmalar›n uygulanmas›nda bilgisayar kullan›m› yayg›nlaflm›fl, biliflsel ifllevleri ölçen pekçok testin bilgisayar versiyonlar› gelifltirilmifl ve kullan›ma sunulmufltur. Ancak, bilgisayar uygulamal› deneysel çal›flmalarda, genç bireylerin bilgisayar kullan›m›na olan aflinal›¤›na karfl›n, yafll› bireylerin bilgisayar kullan›m›na olan yabanc›l›¤› ve çekingenli¤i

gözar-d› edilmifltir. Bu sorunu farkeden bilim insanlar› ve/veya bili-flim flirketleri, yafll›-dostu bilgisayar yaz›l›mlar› gelifltirme yo-lunu denemektedir (11,12). Biliflsel psikoloji araflt›rmalar›nda kullan›lan biliflsel görevler, duyumlar›n duyarl›l›k düzeyi ile yak›ndan iliflkilidir. Örne¤in, yafllanmayla beraber iflitme du-yusu duyarl›l›¤›n› kaybetmeye bafllar, genel olarak 65-74 yafl aras› nüfusun 1/3’ü, 75 ve üstü yafl grubunun ise yar›s› iflitme sorunu yaflamaktad›r. Bu sorun, konuflmalar› ay›rdedememe, konuflulan› anlayamama, yüksek frekansl› sesleri (kap› zili, te-lefon zili sesi gibi) duyamama ile kendisini göstermektedir (13). Biliflsel ifllevleri ölçen testler uygulan›rken, an›lan soru-nun ihmali durumunda, yafll› gruplarda varolan performans ile sergilenen performans aras›nda ciddi farklar olabilir. Ben-zer sorunlar görme duyusu için de geçerlidir. Görsel ifllevler-deki yafla ba¤l› gerilemenin, Wechsler Yetiflkinler için Zeka Ölçe¤i (Wechsler Adult Intellgence Scale: WAIS) Say›-Sem-bol Alt Testi (Digit-SymSay›-Sem-bol Sub-test) puanlar› üzerindeki et-kisini irdeleyen bir çal›flmadan, yafll› nüfus üzerinde yürütü-len biliflsel araflt›rmalarda, genç ve yafll› gruplar›n duyusal sü-reçlerindeki farkl›l›klar›n›n en aza indirgenmesinin gereklili-¤i sonucu ç›km›flt›r (14).

Biliflsel ifllevlerin de¤erlendirilmesi amac›yla kullan›lan psikolojik ve/veya nöropsikolojik testlerin duyarl›l›¤› norma-tif verinin toplanm›fl, standardizasyon, geçerlik ve güvenirlik çal›flmalar›n›n yap›lm›fl olmas›na (psikometrik aç›dan güçlü olmas›na) ba¤l›d›r. An›lan test ve/veya ölçeklerin standardi-zasyon çal›flmalar› incelendi¤inde, ileri yafllarda denek bulma güçlü¤ü, bu yafl grubuna test uygulaman›n zorluklar› gibi pratik nedenler gerekçe gösterilerek, 70 yafl ve üstü gruplar-daki kat›l›mc› say›s›n›n di¤er yafl gruplar›yla karfl›laflt›r›ld›-¤›nda, s›n›rl› tutuldu¤u (15) veya 70 yafl ve sonras›n›n araflt›r-ma örneklemine dahil edilmedi¤i görülmektedir (16,17). An›lan bu uygulama yafll› nüfusun nöro-psikolojik ve/veya bi-liflsel de¤erlendirmesi aç›s›ndan ciddi bir s›n›rl›l›kt›r. Örne-¤in, bellek ve zekan›n nöro-psikolojik de¤erlendirilmesinde yayg›n olarak kullan›lan iki önemli test olan Wechsler Bellek Ölçe¤i (Wechsler Memory Scale-Revized: WMS-R) ve Wech-sler Yetiflkinler için Zeka Ölçe¤i (WAIS-R)’nin normatif ve-risi 74 yaflla s›n›rl›d›r. Dolay›s›yla 80’li yafllar›n› veya daha ileri yafllar›n› süren bireylerin biliflsel de¤erlendirilmesinde sorunlar vard›r (17,18).

Sa¤l›kl› yafllanma ile erken evre Alzheimer hastal›¤› ara-s›ndaki geçifl aflamas› olarak tan›mlanan hafif biliflsel bozuk-lu¤un (mild cognitive impairement) tan›s›nda kullan›lan nö-ropsikolojik test puanlar›n›n ayn› yafl grubu (yafll› ve/veya

(3)

ile-ri yafll›) ile de¤il, genç eile-riflkinleile-rin ortalama puanlar› ile kar-fl›laflt›r›lmas› pekçok araflt›rmac› taraf›ndan fliddetle elefltiril-mifl ve bu uygulama düzeltilerek yafll› nüfusun kendi yafl gru-bu ile uyumlu sa¤l›kl› yafll›larla karfl›laflt›r›lmas› uygulamas› benimsenmifltir (19, 20). Yukar›da s›ralanan örnek uygulama-lar›n, son derece titizlikle ve sofistike olarak tasarlanm›fl bi-limsel araflt›rmalar aç›s›ndan kritik kar›flt›r›c› de¤iflkenler (21) olaca¤› ve araflt›rma sonuçlar›n› sorgulanabilir hale geti-rece¤i aç›kt›r.

Yafllanmayla Beraber Korunan ve Bozulan Biliflsel Süreçler

Baltes (22), kazanç ve kay›plar›n sadece yafll›l›k dönemine öz-gü olmad›¤›n›, tüm geliflim dönemleri için geçerli oldu¤unu önermifltir. Yafllanmayla beraber de¤iflen, sadece kazançlar›n kay›plara oran›d›r. Bu oran, gençlerde daha fazla iken yafll›lar-da azalmaktad›r. Baltes (4), biliflsel yafllanma ile birlikte bo-zulan ve korunan süreçleri ve/veya kazançlar ile kay›plar› aç›k-larken ‘biliflsel mekanikler’ (cognitive mechanics) ve ‘biliflsel deneyimler’ (coginitve pragmatics) s›n›flamas›ndan faydalan-m›flt›r. Bu s›n›flamaya göre, biliflsel mekanikler zihnin biyo-lojik temelli ‘hardware’ i olup, evrim boyunca geliflen beynin nöropsikolojik mimarisini oluflturur. Duyusal girdinin ifllen-me h›z› ve do¤rulu¤u, bellek süreçlerinin iflleyifli gibi ifllevle-ri temsil eden biliflsel mekanikler, büyük ölçüde biyolojik faktörlerden etkilenir. Biliflsel deneyimler ise zihnin kültür temelli ‘software’ i olup, okuma-yazma becerileri, dili anlama ve kullanma, e¤itimsel ve profesyonel beceriler ile günlük-sosyal hayata iliflkin pratik becerileri temsil eden biliflsel de-neyimler, büyük ölçüde sosyo-kültürel faktörlerden etkilenir. Bu s›n›flama ba¤lam›nda, biliflsel mekanikler yaflla beraber gerilerken, biliflsel deneyimler ilerleyen yafla ra¤men koruna-bilir, hatta artabilir (4).

Biliflsel mekanikler ve biliflsel deneyimler s›n›flamas› ba¤-lam›nda, araflt›rmac›lar›n korunan biliflsel deneyimler yerine, özellikle ve öncelikle bozulan biliflsel mekaniklere odaklan-mas› e¤ilimi, yafllanman›n biyolojisinin, yafllanman›n sosyal ve kültürel yönünden daha bask›n alg›lan›yor olmas›n›n do¤al bir sonucu olarak görülmelidir.

Biliflsel süreçlerdeki kazanç ve kay›plarla ilgili bir di¤er s›n›flama ise ak›c› ve kristalize zeka ayr›m›nda karfl›m›za ç›k-maktad›r (4,23). Kavrama, ak›l yürütme, hat›rlama, yeni stra-tejiler edinme, gerekti¤inde mevcut strastra-tejileri de¤ifltirme gi-bi ifllevlerle tan›mlanan ak›c› zekadaki (fluid intelligence) ya-fla ba¤l› gerileme, hem standart psikometrik testler (iç

geçer-li¤i yüksek) hem de gerçek hayat problemlerini içeren ölçek ve anketler (d›fl geçerli¤i yüksek) kullan›ld›¤›nda gözlenmek-te ve biyolojik nedenlerden kaynaklanmaktad›r. Buna karfl›n y›llar boyunca biriken deneyim ve bilgi birikiminin yans›ma-s› olan sözel beceriler, semantik performans gibi ifllevlerle ta-n›mlanan kristalize zeka (crystallized intelligence), yafllanma-ya karfl› dirençlidir ve sosyo-kültürel faktörlerden kaynaklan-maktad›r.

Son y›llarda yafllanman›n do¤al bir sonucu olan biliflsel ge-rileme yavafllat›labilir veya engellenebilir mi? sorusu üzerine odaklan›lm›flt›r. Bu soruya yan›t aramak üzere ortaya at›lan kuramsal yaklafl›mlardan biri ‘Kullan veya Kaybet Hipotezi’dir (The use it or lose it hypothesis).

“Kullan veya Kaybet Hipotezi” ve Beynin Esneklik Özelli¤i

“Kullan veya Kaybet Hipotezi” düzenli olarak yap›lan biliflsel aktivitelerin (okumak, kart oyunlar› ve/veya satranç oynamak, bulmaca çözmek gibi) temel biliflsel ifllevlerde iyilik hali ya-rataca¤›n› öngörmektedir (24,25). Bu hipotezin önde gelen savunucular›ndan UCLA Yafll›l›k Merkezi Baflkan› Profesör Garry Small’a göre, “Oturup demans›n bizi bulmas›n›

beklememe-li, beyin egzersizleri sayesinde beynimizin genç kalmas›n› sa¤lamal›-y›z” demektedir (26). Small’›n bu iyimser aç›klamas›yla

para-lellik gösteren ve kuram› destekleyen araflt›rmalara göre, dü-zenli biliflsel aktivite ilerleyici nöro-dejeneratif bir hastal›k olan Alzheimer hastal›¤› riskini azaltan koruyucu faktörler aras›nda s›ralanmaktad›r. Düzenli günlük biliflsel aktivite ya-flam›n ileri evrelerindeki becerilerin düzeyi ile iliflkilidir (25,27,28). Di¤er yandan, kuram› desteklemeyen bulgular, yafla ba¤l› biliflsel gerilemenin bulmaca çözme, satranç oyna-ma gibi biliflsel aktivitelerin s›kl›¤›ndan etkilenmedi¤i gibi; biliflsel aktivite düzeyine iliflkin öznel de¤erlendirmelerle de iliflkili olmad›¤›n› belirtmektedir (26). An›lan çeliflkili bul-gular›n kullan›lan araflt›rma yöntemlerindeki veya denek seçi-mindeki (hastan›n demans›n hangi evresinde oldu¤u gibi) farkl›l›klarla iliflkili olmas› güçlü bir olas›l›k olarak görün-mektedir.

Bu ba¤lamda, yafllanmayla bozuldu¤u bilinen ak›c› zeka-ya karfl›l›k gelen biliflsel ifllevlerin ölçümünde kullan›lan araç-lar›n standardize testler (Raven Standart Progresif Matrisler Testi: RSPM, Wechsler Bellek Ölçe¤i:WMS gibi) mi, yoksa gerçek hayat problemlerini içeren yap›land›r›lmam›fl ya da ya-r› yap›land›ya-r›lm›fl ölçekler (‹fllevsel Faaliyetler Ölçe¤i, Bristol Günlük Yaflam Aktiviteleri Ölçe¤i gibi) mi oldu¤u araflt›rma

(4)

sonuçlar›n› etkileyebilir (29-31). Farkl› bir anlat›mla test per-formans› ile günlük hayat aktivitelerine iliflkin ölçeklere yan-s›yan biliflsel performans benzer olmayabilir. Nitekim gerçek dünya ve gündelik problemler karmafl›k ve çok boyutlu olup ço¤u zaman tek bir yan›t› yoktur. Günlük problemlerin çözü-müne iliflkin performans kiflinin kendi duygusal durumundan etkilendi¤i gibi baflkalar›n›nkinden de etkilenebilir. Dolay›-s›yla bu tür problemlerin çözümü önceki deneyimler, yaflam kalitesi (quality of life) ve bilgelik düzeyi gibi faktörlerle ilifl-kili görülmektedir (32). Bu yönüyle yap›land›r›lm›fl standart ölçü araçlar› ile ancak ak›c› zekayla ba¤lant›l› biliflsel ifllevleri ölçmek mümkün olup, kristalize becerilerin ölçümü zordur.

Yafll› bireylerin Dünya Sa¤l›k Örgütü Yaflam Kalitesi Öl-çe¤i’nden (World Health Organization Quality of Life: WHOQOL) ald›klar› puanlar ile biliflsel ifllevleri aras›ndaki iliflkiyi inceleyen bir çal›flmada, günlük hayat problemlerin-deki biliflsel performans› test etmek üzere, sosyal ve duygusal hayata iliflkin senaryolar kullan›lm›flt›r. Buna karfl›n kavram-sal problemlerdeki biliflsel performans standart testlerle (Wechsler Yetiflkinler için Zeka Ölçe¤i : WAIS alt testleri, kelime ak›c›l›¤› testi (word fluency test), kategori ak›c›l›¤› testi (category fluency test), ‹flitsel Sözel Ö¤renme Testi (Au-ditory Verbal Learning test: AVLT), Yetiflkinler için Okuma Testi (Adult Reading Test: NART) ölçülmüfltür. Sonuçta, yafll› bireylerin WHOQOL puanlar› ile gerçek hayat prob-lemlerinin çözümünü içeren performanslar› aras›ndaki iliflki-nin, standart ve kavramsal problemlere iliflkin performanslar› aras›ndaki iliflkiden daha yüksek oldu¤u gösterilmifltir (30).

“Kullan veya Kaybet Hipotezi’ ine destek veren araflt›rmac›-lardan, Goldberg’e (33) göre, fiziksel iyilik hali için spor mer-kezlerine gitmek ve fiziksel egzersiz yapmak gibi, biliflsel iyi-lik hali için de zihinsel e¤itim programlar› oluflturmak ve uy-gulamak gerekir. Bu ba¤lamda, sanat ve sporun tarihsel aç›-dan tüm kültürlerde ortak ve önemli u¤rafllar olmas› rastlan-t›sal bir sonuç de¤ildir. An›lan u¤rafllar›n sa¤l›k ve kültür te-melli katk›lar›n›n yan› s›ra, ayn› zamanda beden-zihin egzer-sizleri oldu¤u gözard› edilmemelidir. Bebeklikten bafllayarak yafll›l›¤a kadar uzanan yaflam süresince oyunlara (bireysel veya grup oyunlar›) ayr›lan süre azalsa ve/veya biçim de¤ifltirse de hep varolmufltur. Bu anlamda, oyun oynama davran›fl›, gün-lük yaflant›m›zdaki beden-zihin egzersizleri olarak de¤erlen-dirilmelidir.

Bilifl üzerindeki kültürel etkiler, biyolojik düzeydeki (hücresel, sinirsel, hormonal) de¤iflim ve aktiviteye de yans›r ve uzun vadede biyolojik sistem üzerinde de¤iflim yaratabilir.

‹nsan zihninin, çevresel koflullardaki de¤iflime adapte olabilen ve esnekli¤i (plasticity) olan bir sistem oldu¤u unutulmama-l›d›r (34).

“Kullan veya Kaybet Hipotezi” yafllanan bireylerde bey-nin esnekli¤i üzerine temellenmifl bir yaklafl›m olup, düzenli biliflsel uyar›m ve/veya aktivite ile beynin esneklik özelli¤in-den faydalan›labilece¤ini iddia etmektedir (35, 36). Di¤er ta-raftan, özellikle biliflsel süreçlerdeki ilerleyici y›k›mla tan›m-lanan, Alzheimer hastalar›nda biliflsel egzersiz ve biliflsel reha-bilitasyonun etkinli¤ini gösteren çal›flmalar›n say›s› giderek artmaktad›r (37,38). Bu çal›flmalarda tam bir iyileflmeden de-¤il, ancak varolan biliflsel süreçlerdeki gerilemenin geciktiril-mesinden veya ötelengeciktiril-mesinden söz edilmektedir. Bu sonuçlar hiç flüphesiz Alzheimer hastalar› ve hasta yak›nlar› aç›s›ndan kritik de¤er tafl›maktad›r.

Yafllanan bireylerin biliflsel süreçlerine iliflkin esneklik ko-nusundaki araflt›rma bulgular›ndan net bir sonuca varmak flu an var›lan noktada mümkün görünmemektedir. Buna göre, pratik baz› ifllevler ile biliflsel ifllevlerin (uzaysal-mekansal yö-nelim, tümevar›mc› düflünme, problem çözme) gelifliminde esnekli¤in varl›¤›n› gösteren bulgular›n (39) yan› s›ra, ak›c› zekay› ölçen zeka testlerindeki yafla ba¤l› baflar›s›zl›¤›n, nöro-lojik bozulmaya paralel olarak ortaya ç›kt›¤›n› iddia eden bul-gular (5) da bulunmaktad›r. Buna karfl›n, gerek sa¤l›kl› yafl-lanmada, gerekse yafll›lar›n risk grubu oldu¤u Alzheimer Hastal›¤› gibi, öncelikle bellekte ve di¤er biliflsel alanlarda giderek artan bozulma ile karakterize edilen nörolojik hasta-l›klarda, önerilen biliflsel egzersiz (25, 38) ve biliflsel rehabili-tasyonun (37) temeline beynin esneklik özelli¤i yer almakta-d›r.

Yafll›l›k Döneminin Ayr›cal›¤› ve En Büyük Kazanc›: Bilgelik

Yafllanma ve bilgelik iliflkisi bilimden önce sanatta, sanatta da öncelikle de edebiyat alan›nda dile getirilmifltir. Bilgelik-yafl-lanma iliflkisi aç›s›ndan bak›ld›¤›nda bat›da, “Yafll›l›k” (De Senecute) isimli yap›t›yla toplumdan soyutlanmam›fl, biliflsel becerilerine ihtiyaç duyulan bilge-yafll› modelini öneren antik ça¤ filozoflar›ndan Cicero öncü olarak kabul edilebilir (7). Onu “yafll›l›¤›n hasat zaman›” oldu¤unu söyleyen Victor Hugo gibi edebiyatç›lar izlemifltir (40). Do¤uda ise 1069 y›l›nda Yusuf Has Hacib taraf›ndan yaz›lm›fl olan ve Türk edebiyat›-n›n ilk siyasetnamesi niteli¤indeki Kutadgu Bilig’te ideal dev-let ve insan anlay›fl›, sembolik anlam tafl›yan dört kifli aras›n-daki konuflmalarla ifllenmifltir. Bu dört kifli, do¤ru yolu

(5)

tem-sil eden Kün Togd›, devleti ve mutlulu¤u temtem-sil eden Ay Told›, ak›l ve mant›¤› temsil eden Ögdilmifl ve ak›beti tem-sil eden Odgurm›fl’t›r. Odgurm›fl, ayn› zamanda bilgeli¤in, yafll›l›¤›n ve olgunlu¤un da simgesidir (41). Destan gelene¤i-mizde çok önemli yer tutan ve Türklerin O¤uzlardan bu yana sözlü olarak getirerek XV. yüzy›lda yaz›ya geçirdikleri

Kitab-› Dede Korkut’ta hikâyelerin ortak kiflisi ve ba¤layKitab-›cKitab-› motifi,

Dede Korkut’tur. Toplumun en yafll› ve bilge kiflisi olan De-de Korkut, toplumun yol göstericisi, ak›l hocas›, sorunlar› çö-zen, bilgisine ve deneyimine sayg› duyulan kiflidir. O¤uzlar›n bilicisi ve yol göstericisidir, gelecekten ve geçmiflten haberler verir, flölenlerin onur konu¤udur. Hem çekinilen hem de çok sevilen, toplumun her ferdini kucaklayan, yi¤itlere ad veren, savafllar› sona erdiren, bar›flç›l bir yaflam ö¤ütleyen Dede Kor-kut, Türklerin yaflam geleneklerinin ve ahlakî de¤erlerinin bir sözcüsü ve sürdürücüsü konumundad›r (42).

Psikoloji ba¤lam›nda ise, yafllanma hüzün, depresyon ve durgunluk hali, dönemin beraberinde getirdi¤i biyolojik te-melli kay›plar ile psikolojik kay›plara (eflin, yak›nlar›n, iflin kayb› gibi) verilen insanca ve do¤al tepkiler olarak kabul edi-lir. Bu durum, “yafllanman›n depresyonu taklit etti¤i” fleklinde de ifade edilmektedir (43). Yafll›l›k döneminde gözlenen bu tep-kiler ayn› zamanda bireyin ruhsal geliflim sürecine, benli¤inin bütünleflmesine katk›da bulunmas› açs›s›ndan önemlidir. Yafll› birey, kay›plarla karfl›laflt›¤›nda, yaflam ve ölümle yüz-leflmektedir. Bu yönüyle, kay›plar›n, hayal k›r›kl›klar›n›n, travmalar›n kabullenilmesi yafllanman›n geliflimsel görevidir (44).

Ölümle sonlanan bir yaflam sürdü¤ünü farkeden kifli nihai baflar›, kendini gösterme, mükkemmeliyetçilik fantezilerini terk edip, geçmiflin yan›lsamalar›ndan uzaklaflarak flu an› ya-flamay› ö¤renir (45). Sözü edilen ö¤renme yaflant›s› yafll›l›k döneminde en üst noktaya eriflir. Yafllanmaya atfedilen bu özellikler bilgelik kavram›yla birebir örtüflmektedir.

Goldberg (33) yafllanmayla beraber, biyolojik olarak geri-leyen beyne karfl› güçlenip, geliflen zihni ‘bilgelik ikilemi’ (wis-dom paradox) olarak ifade etmifltir. Ona göre, yafllanma bilge-li¤in karfl›l›¤› olarak ödenen bedeldir. Bilgelik ise paha biçil-mez bir beceridir. Bu do¤rultuda, bilgi birikiminin ve zengin deneyimin sonucu oluflan bilgeli¤in zirvede oldu¤u yaflam dö-nemi olarak, yafll›l›k bir ayr›cal›k olarak görülmelidir. Biyolo-jik yafllanman›n dezavantaj› bilgelik sayesinde avantaja dö-nüfltürülebilir. Sadece yafll› insanlar›n bilgelik mertebesine eriflece¤ine inan›lan toplumlarda bilgelik, yafllanma ve ölüm korkusunu yenmenin bir arac› haline gelmifltir (7).

Biliflsel mekaniklerin ölçülmesi üzerine temellenen ve bi-yolojik faktörlerin önemini vurgulayan biliflsel yafllanma yaz›-n›n›n konuyu tek tarafl› ve yanl› bir bak›fl aç›s›yla sunmas›n› elefltiren Baltes, 1993 y›l›nda yay›nlanan meflhur makalesin-de, bilgelikle iliflkili performans› (wisdom related performan-ce) yafllanan zihnin gizil potansiyali ve biliflsel deneyimlerin en önemlisi olarak tan›mlam›flt›r.

Baltes ve Staudinger (10), bilgeli¤i psikoloji ba¤lam›nda tan›mlarken evrensel ve tarihsel bir bak›fl aç›s›ndan yola ç›k-m›fllard›r. Bu bak›fl aç›s›na göre bilgeli¤in befl temel ölçütü vard›r.

Bunlar: 1) Gerçe¤e dayanan bilgi, 2) ‹fllemsel/stratejik bil-gi, 3)Yaflam›n amac› ve de¤erlere iliflkin görecelik, 4)Yaflam›n belirsiz (uncertainities) yönleri, ve 5)Sosyal de¤iflime iliflkin bilgidir. Bu ölçütlerden ilk iki tanesi, bilgeli¤in temel ölçüt-leri iken, di¤erölçüt-leri bilgeli¤in üst düzey ölçütlerdir (meta-cri-teria). Üst düzey ölçütler, yaflam›n bask›n ve dayatmac› do¤a-s›na karfl› oluflu ve/veya karfl› duruflu simgeler. Bu karfl› durufl, dogmalara karfl› olma, göreceli¤e inanma, tolerans gösterme, gerekti¤inde gerçekleri bile sorgulayabilme gibi üst düzey bi-liflsel ifllevlere karfl›l›k gelir.

Goldberg’e (33) göre, yafll› bireyler hayat problemleri kar-fl›s›nda, genç bireylerin sahip olamayaca¤› kadar genifl ve kul-lan›fll› çözümler içeren bir davran›fl repertuvar›na sahiptir. Bu sahip olufl bilgeli¤in kendisidir.

Asl›nda ülkemizin tarihsel ve kültürel gelene¤inde yafll›-l›k bilgelikle efl görülmekte ve bu nedenle de yafll› bireylerin toplumda sayg›n bir konumu ve söz hakk› bulunmaktad›r (46). Buna karfl›n, teknolojik geliflmeler, ekonomik ve sosyal koflullarda ortaya ç›kan de¤iflim ve küreselleflme gibi neden-lerle yafll› bireylerin geleneksel Türk aile modelindeki konu-mu de¤iflmifl; çekirdek aileye geçifl ve kad›n›n çal›flma haya-t›ndaki yerini almas›yla, yafll› bak›m evleri ve/veya yafll›n›n kendi evinde bak›m imkanlar› yayg›nlaflm›flt›r (47).

Yafll› bireylerin potansiyeli olarak kabul edilen bilgelik, otorite ve olgunlu¤u, tarihsel olarak çok erken kavram›fl bir kültürel mirasa sahip olmam›za ra¤men, yafll› bak›m evleri-mizin koflullar›, bu kurumlardaki yafll› istismar›, tek bafl›na yaflayan yafll›lara yönelik fliddet ve gasp olaylar›ndaki art›fl dü-flündürücüdür. Ulafl›lan bu noktada, yafllanmay› sadece biyo-lojik nedenlere ba¤l› bir gerileme ve yeti kayb› olarak gören anlay›fl›n rolünü irdelemek önemlidir. Yafllanan bireylerin so-runlar› ve bu sorunlara önerilen etkin önlemler için daha ay-r›nt›l› bilgiye, ‘Yafllanma-2002 Uluslararas› Eylem Plan›’ (48) ve Birinci Türkiye Yafll›l›k Raporu-2007 (49) isimli kaynak-lardan ulafl›labilir.

(6)

T

ARTIfiMA VE

S

ONUÇ

Yafllanma sürecini sadece biyolojik temelleri ile aç›klamak son derece indirgemeci bir yaklafl›m olup, yafll›l›¤›n çok de-¤iflkenli ve dinamik do¤as›na ayk›r›d›r. Yafllanan zihnin res-mi çizilirken, potansiyel ve s›n›rl›l›klar›, kazanç ve kay›plar›, bozulan ve korunan süreçleri k›saca art› ve eksileri birlikte ir-delenmelidir. Daha önce de¤inildi¤i gibi, biliflsel yafllanma yaz›n› a¤›rl›kl› olarak biyolojik temelli biliflsel gerilemeyi ka-n›tlamaya yönelik araflt›rmalara yönelmiflken; kültür temelli biliflsel kazan›mlar› inceleyen araflt›rmalar son derece s›n›rl›-d›r. Bu e¤ilim, konuya ilgi duyan bilim insanlar›n›n bilimsel merak ve kiflisel tercihlerinin ötesinde, daha makro düzeyde sa¤l›k politikalar› ve sosyal politikalar taraf›ndan körüklen-mektedir. Durum böyle olunca, biliflsel yafllanma araflt›rmala-r›ndan yafll›l›¤›n bir “gerileme dönemi” veya bir “problem” oldu-¤u sonucunun ç›kmas› kaç›n›lmazd›r.

Bramstedt (50), günümüzün yükselen de¤eri olan ‘ölüm-süzlük devrimi’nin (immortality revolution) yafll›lar için ne anlama gelmesi gerekti¤ini toplumsal yap›lanman›n belirle-di¤i sav›ndan hareketle, yafllanman›n bir ‘problem’ olarak de-¤erlendirilmesini elefltirmektedir. Buna göre, yafllanman›n ‘problem’ olarak alg›lanmas›nda pazar ekonomisinin katk›s› yads›namaz. Bu ekonomik anlay›fl sayesinde, uzun, sa¤l›kl› ve kaliteli yaflam olanaklar› sa¤lama iddias›ndaki pek çok ürün ve teknoloji ‘yafllanma problemi’nin çözümü olarak sunul-maktad›r. Bu sloganla yola ç›kan üreticiler yafll› nüfusu cesa-retlendirip, kendi ürün pazar›n› hareketlendirmeyi hedefle-mektedir. Filozof ve etikçi (ethicist) Callahan’a (51) göre, etik aç›dan pazarlama ve tüketim stratejileri, sa¤l›k ve bilim tek-nolojilerinden ba¤›ms›z olmal›d›r. Bilimsel araflt›rmalarda sa-dece elde edilecek ürün ve teknolojiye odaklanmak sak›ncal›-d›r. Özellikle sa¤l›k alan›nda, yafll› bireylerin ömrünü uzat-maya yarayan ürün ve teknolojileri gelifltirmeye yönelik çal›fl-malar kadar, yafll› nüfusun di¤er ihtiyaçlar›n›n (psikolojik, sosyal vb) giderilmesine yönelik çal›flmalara da gereksinim duyulmaktad›r. Yeni gelifltirilen t›bbi ürün ve teknolojilerin, bunlardan yararlanmas› planlanan hedef kitleye (yafll› nüfusa) geridönüflü aç›s›ndan, (elde edilebilirlik/ulafl›labilirlik gibi) sosyal-s›n›fsal sorunlar varsa, beklenen fayday› sa¤lamalar› zordur. Yafll›lar için konfor yönelimli teknolojiler k›sa vadede cazip görünse de, sosyal alt yap›s› haz›rlanmad›¤› müddetçe etkinlikleri tart›flmal› olacakt›r (51).

Sonuç olarak, yafll› popülasyona yönelik bilimsel teknolo-jilerin gelifltirilmesinde ekonomi ve sa¤l›k politikalar›ndan

önce, toplumsal sorumluluklar›m›z belirleyici olmal›d›r. Ak-si halde, son y›llar›n moda kavram› olan “baflar›l› yafllanma”y› (succesfull aging veya anti-aging), biliflsel süreçlerde biyolojik nedenlerle ortaya ç›kan gerileme olarak görüp, sadece t›bbi müdahaleler, vitamin takviyesi, pahal› bitkisel-do¤al kürler veya gen terapisi fleklinde genifl bir ürün yelpazesi olarak al-g›lamak mümkündür. Bu makalede, “baflar›l› yafllanma” kav-ram›n›, yafll›l›kta bozulan biliflsel süreçlerin korunanlarla tela-fi edilmesi, mevcut biliflsel/kiflisel kaynaklar›n en üst düzeyde kullan›lmas›, kritik seçimlerde gerçekçi ve stratejik davrana-bilmek olarak alg›laman›n ve bir yaflam tarz› olarak benimse-menin önemi vurgulanmaktad›r. Bu ba¤lamda, tüm Dünayda oldu¤u gibi ülkemizde de geriatri (yafll›l›k hekimli¤i) ve ge-rontoloji (yafll›l›k bilimi) alanlar›n›n geliflimi ve iflbirli¤i son derece gerekli görülmektedir. An›lan anlay›fl de¤iflikli¤i, bi-limsel araflt›rmalardan bafllayarak, toplumun di¤er katmanla-r›na yay›ld›kça yafll›l›k dönemi bir ayr›cal›k olarak yaflanacak ve yaflat›lacakt›r.

T

EfiEKKÜR

Bu çal›flma Hacettepe Üniversitesi Bilimsel Araflt›rmalar Bi-rimi (HÜ-BAB) taraf›ndan “Türk Yafll› Örnekleminin Psiko-lojik Profilini Belirlemeye Yönelik Test Bataryas› Oluflturma Çal›flmas›” isimli ve 07A701002 No’lu Alt Yap› Projesi kap-sam›nda desteklenmifltir.

K

AYNAKLAR

1. Papalia DE, Sterns HL, Feldman RD, Camp CJ. Adult deve-lopment and aging. (2nd.ed.). McGraw Hill, Boston 2002; pp. 1-62.

2. Savafl›r I. Yafll›l›k. In: Okyayuz ÜH (ed). Sa¤l›k Psikolojisi. Türk Psikologlar Derne¤i Yay›n› No: 19, Ankara 1999; pp. 201-219.

3. Hayslip B, Panek EP. Adult development and aging. 3. Bask›. Krieger Publishing Company, Florida 2002; pp:. 39-57.

4. Baltes PB. The aging mind: potential and limits. The Geron-tologist 1993; 33(5): 580-594.

5. Salthouse TA. Theoretical perspectives on cognitive aging. Erl-baum, Hillsdale NJ 1991; pp: 63-78.

6. Salthouse TA. Expertise as the circumvention of human pro-cessing limitations. In K.A.Ericsoon & J.Smith (Eds.). Toward a general theory of expertise. Cambridge University Press, New York 1992; pp: 322-396.

7. Tufan, ‹. Antik ça¤dan günümüze yafll›l›k. Ayk›r›, ‹stanbul 2002; pp: 43-49.

(7)

8. Light LL. Memory and aging: Four hypotheses in search of da-ta. Ann Rev Psychol 1991; 42: 333-376.

9. Baltes PB, Baltes MM. Psychological perspectives on succesful aging: The model of selective optimization with compansati-on. In: Baltes PB,Baltes MM (eds). Successful aging: Perspec-tive from behavioral sciences. Cambridge University Press, New York 1990; pp: 178-205.

10. Baltes PB, Staudinger UM. The search for a psychology of wis-dom. Current Direc Psychological Sci 1993; 2: 75-80.

11. Bien Z. Intention reading is essential in human-friendly inter-faces for the elderly and handicaped. Transac Indust Electro-nics 2005; 52(6): 1500-1510.

12. Hürriyet-USA (2007, 2 Nisan). IBM’den yafll›lar için kolay bilgisayar. (www.hurriyetusa.com/haber).

13. Belgin E. Yafll›l›k ve iflitme duyusu kayb›. Geriatrik Bilimler Araflt›rma ve Uygulama Merkezi (GEBAM) Bülteni 2006; An-kara. pp: 1-2.

14. Scialfa CT. The role of sensory factors in cognitive aging rese-arch. Can J Exp Psychol 2002; 56: 153-163.

15. Mitrushina MN, Boone KL, D’Elia L. Handbook of normative data neuropsychological assessment. Oxford University Press, New York 1999; pp: 18-22.

16. Bornstein RA. Normative data on selected neuropsychological measures from a non-clinical sample. J Clin Psychol 1985;42: 651-659.

17. Ivnik RV, Malec JF, Smith GE ve ark. Mayo’s older American study. Clin Neuropsychologist 1992; 6: 1-30.

18. Podell K, Lovell MR. Neuropsychological assessment. In: Cof-fey EC, Cummings JL (eds). The American Psychiatric Press Textbook of Geriatric Neuropsychiatry. Bares & Noble, New York 2000; pp: 197-395.

19. G›mzal A, Yazgan Ç. Hafif biliflsel bozulma. Türk Psikiyatri Dergisi 2004; 15 (4): 309-316.

20. Petersen RC. Mild cognitive impairement: Where are we? Alz-heimer Dis Assoc Disord 2005; 19(3): 166-169.

21. Underwood,BJ. Psychological research. Appleton-Century-Crofts, New York 1957; pp: 128-123.

22. Baltes PB. Theoretical propositions of life-span developmental psychology: On the dynamics between growth and decline. Develop Psychol 1987; 23: 611-626.

23. Cattel RB. Abilities: Their structure, growth, and action. Ho-ughton Mifflin, Boston 1971; pp: 86-95.

24. Hultsch DF, Hertzog C, Small BJ, Dixon RA. Use it or lose it: Engaged life-style as a buffer of cognitive decline in aging? Psychological Aging 1999; 14(2): 245-263.

25. Selekler K. Alzheimer hastal›¤›nda koruyucu faktörler var m›? E¤itim, mental aktiviteler, fiziksel egzersizler, sosyal iliflkiler ve alkol. Türk Geriatri Dergisi, 2007;10 (3): 156-168.

26. Gilhooly K. The ‘use it or lose it’ hyphotesis: Activity patterns and cognitive functioning. I.Uluslararas› Gerontoloji Sempoz-yumu Bildiri Kitab›. Gero-Yay, Antalya 2005; pp: 159-163.

27. Bickel H, Cooper B. Incidence and relative risk for dementia in an urban elderly popultion: Findings of a prospective field study. PsycholMed 1994; 24(1): 179-192.

28. Rupprechth R, Oswald WD. The role of cognitive and physi-cal activity in delaying the onset of dementia: Findings from the SIMA study 2005. Book of Presentations of 1st. Internatio-nal Gerontology Symposium. Gero-Yay, Antalya 2005; pp: 63-69.

29. Cangöz B. Yafllanmaya ba¤l› olarak bellek süreçlerinde meyda-na gelen de¤ifliklikler. In: Gökçe-Kutsal Y (ed). Geriatri-2002 Sempozyum Tam Metin Kitab› . Hacettepe Üniversitesi Geri-atrik Bilimler Araflt›rma ve Uygulama Merkezi (GEBAM) Ya-y›nlar›, Ankara 2002; pp: 119-123.

30. Gilhooly KJ, Gilhooly MLM, Phillips LH, Hanlon P. Cogniti-ve functioning and quality of life. In Proceedings Book of the 2nd. International Symposium on Social and Applied Geronto-logy in Turkey. Gero-Yay, Antalya 2007; pp: 260-278.

31. Selekler K, Cangöz B, Karakoç E. ‹fllevsel Faaliyetler Anke-ti’nin 50 yafl ve üzeri grupta Türk Kültürü ‹çin Uyarlama ve Norm Belirleme Çal›flmas›. Türk Nöroloji Dergisi 2004;10(2): 102-107.

32. Baltes PB, Staudinger, UM. Wisdom: A metaheuristic (prag-matic) to orchestrate mind and virtue toward excellence. Am Psychol 2000; 55: 122-136.

33. Goldberg E. The wisdom paradox: How your mind can grow stronger as your brain grows older. Gotham Books, New York 2005; pp: 149-151.

34. Stern PC, Carstensten LL (eds.). The aging mind: Opportuni-ties cognitive research. National Academies Press, Boston 2000; pp: 180-212.

35. Baltes PB, Baltes MM. Plasticity and variability in psychologi-cal aging: Methodologipsychologi-cal and theoretipsychologi-cal issues. In: Gurski G (ed). Determining the effects of aging on the central nervous system. Schering, Berlin 1980; pp: 337-454.

36. Lovestone S. Alzheimer hastal›¤›nda erken tan› ve tedavi. (Çev.M.Emre). Novartis, ‹stanbul 2001; pp: 40-53.

37. Lovestone S , Gauthier S. Management of dementia. Martin Dunitz Ltd., London 2001; pp:109-121.

38. Selekler K.Yafllanma ve Alzheimer hastal›¤›. In: Gökçe Kutsal Y (ed). Sa¤l›kl› ve Baflar›l› Yafllanma. Hacettepe Üniversitesi Geriatrik Bilimler Araflt›rma Merkezi Yay›nlar›, Ankara 2004; pp:19-23.

39. Erricson KA, Charnes N. Expert performance: Its structure and acqusition. Am Psychol, 1994; 49: 725-747.

40. Eliakim K. Hasat zaman›d›r yafll›l›k. Anahtar Kitaplar, ‹stan-bul 1999. p: 10-12.

(8)

41. Cafero¤lu A. Karahanl›lar devri Türk edebiyat›. Türk dünyas› el kitab›. Türk Kültürünü Araflt›rma Enstitüsü Yay›nlar›, An-kara 1976; pp: 405-413.

42. Boratav PN. Türk halk edebiyat›. Gerçek Yay›nevi, ‹stanbul 1973; p: 27-34.

43. Kaya B. Yafll›l›k ve depresyon-I: Tan› ve de¤erlendirme. Türk Geriatri Dergisi 1999; 2(2): 76-82.

44. Erikson E. Childhood and society. (2nd ed.). Norton, New York 1963; p: 78-92.

45. Yalom I. Treating the elderly with psychotheraphy. Internatio-nal University Press, Madison CT 1987; pp: 54-72.

46. Yazgan Y. Beyin böler, kalp çarpar. (6.bask›). Kapital, ‹stan-bul 2007; pp: 151-155.

47. Tufan ‹. Yafll›l›kta bak›ma muhtaçl›k ve yeni bir bak›m kültü-rü. Gero-Yay, Antalya 2007; pp: 38-59.

48. Geriatrik Bilimler Araflt›rma ve Uygulama Merkezi: GEBAM. Yafllanma 2002 Uluslararas› Eylem Plan› (Çev.ed. Koço¤lu GO, Bilir N). Hacettepe Üniversitesi: GEBAM Yay›nlar›, An-kara 2002; pp: 3-12.

49. Tufan ‹. Birinci Türkiye yafll›l›k raporu-2007. Gero-Yay, An-talya 2007; pp: 11-35.

50. Bramstedt KA. Scientific breakthroughs: Cause or cure of the aging ‘problem’. Gerontology 2001; 47: 52-54.

51. Callahan D. What kind of life: The limits of medical progress. Georgetown University Press, Washington 1990; pp: 97-126.

Referanslar

Benzer Belgeler

Perfüzyon yard›m› ile yap›lan PKAC ise koroner perfüzyonun sis- temik arter bas›nc› ile olan iliflkisini ortadan kald›r›rken, hemodinaminin daha stabil olmas›n›

‹ki grup aras›nda TNF-α de¤erle- rinde ameliyat öncesi dönemde anlaml› fark izlenmez- ken (p=0.576), ameliyat sonras› dönemdeki TNF-α de- ¤erleri grup II’de anlaml›

Doff ve arkadafllar› [12] BKA sonras› geliflen kollateralleri anjiyografik olarak görüntülemifller ve önceden sa¤ taraftan sistemik pulmoner arter flant› ve BKAöncesi

Biz de hastanemizde hipofarenks Ca’lı bir hastaya hipofarenks ve servikal özofagus rekonstruksiyonu için pediküllü serbest jejunum otogreft transplantasyonu yaptık ve iskemiden

Bu araflt›rmada ergenlik dönemindeki gençlerin de¤iflik formlardaki (kamusal, duygusal, özgeci, itaatkar ve gizli) olumlu sosyal davran›fllar›nda yafl ve

Çal›flmada; (1) birinci s›n›f ö¤rencilerinin puanlar›n›n ana s›n›f› ö¤rencilerininkilerden ve (2) özel vak›f okullar›na devam eden ö¤rencilerin

az olmakla birlikte, bugüne kadar yürütülen çal›flma- larda, sorunlu çocu¤u olan anne-babalarda mahvet- me, itaat, kötü niyet ve mükemmeliyetçilik ile ilgili

(1) ESK-410 ve CC-31 numaralı kaolenler- de en yüksek döküm konsantrasyonları ve bu konsantrasyonlarda hazırlanan deney örneklerinin en yüksek kuru da- yanımı değerleri,