• Sonuç bulunamadı

Süleymaniye Camii ve İmareti Tesislerine Ait Yıllık Bir Muhasebe Bilançosu 993/994 (1585-1586)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Süleymaniye Camii ve İmareti Tesislerine Ait Yıllık Bir Muhasebe Bilançosu 993/994 (1585-1586)"

Copied!
53
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

80LEYMANİYE CAM| VE İMARETİ TESİSLERİNE AİT YİUIK BİR MUHASEBE

BİLANÇOSU 993/W4 C15SS/1586)

ÖHMT BARKAN

1 — İmaretlere ftlt Yıllık Muhase­ be BUlııÇOİMnıuı Tarihi Bir Vesika

Olarak önemi

Tetkikleri türlü bakımlardan ehem­ miyet arz eden tmâret Slteleri'nin ku­ ruluş ve İşleyiş tarzlarına dftir bilgi edinmek için mevcut kaynaklu* bir hay­ li çok ve çeşitlidir ve bunlardan bazı­ ları daha evvel neşredilmek suretiyle

araştıncmın gözü önüne de konmuş bu-hınmaktadır.

Bahis mevzuu kaynaklardan en mühimleri, şüphesiz, vakıfların tesis se-nedleri ve organik sitatü'leri vaziyetin­ de olan vakfiye'lerdir.

Gerçekten, vakfyelerde testsin gelir kaynaklan etraflı bir tarzda sayılıp tasvir ve tesbit edilmekte ve vakfı ya-panm bu gelirlerin sarfı şekline ve te­ sisin idaresine ftlt vazettiği esaslar ve koyacağı şartlarla vakfın mâhiyeti, gayesi ve işleyiş tarzı hakkında kıymet­ li bilgiler mevcut bulunmaktadur. Fa­ kat vakfiyelerden birçoğu zâyi olmuş­ tur veya henüz neşredilmemiştir. Ayrı­ ca ve bilhassa, vakıfların tesis sened* ferinde (vakfiyelerde) tesbit edilmiş olan gelir kaynaklan ile idart esaslann zamanla ehemmiyet ve mâhiyetlerini kaybetmeleri de. bu müesseselere mah­ sus tarih! gelişme kanunlan bakımın­ dan, âdetâ mukadderdir:

Paranın satın alma gücünün ve f i -atlann değişmesi gibi iktisadi; yangm-lar, salgın hastalıkyangm-lar, binalann hara-bisi gibi fiziki veya ıızvi ola^ar ve ni­ hayet idarecilerin yetkilerini kötüye kullanma]an ve hizmetlilerin zamanla

vazifelerine şahsi veya zümrevl bir im­ tiyaz ve inhisar olarak sahip çıkmala-nyla vakfın gelir kaynaklannın kira­ cılar v ^ a memurlar elinde irst bir mülk haline sokulmasına ve (devre hâ­ kim umumi fiat hareketlerine rağmen) kiralann dondurulmasına sebep olan içtima! ve iktisadî temâyUUer gibi be­

şeri âmillerin tesiri altında da vakfın bazı şartlannın yerine getirilmez oldu­ ğu çok defa görülmüştür.

Bilhassa, burada tetkik mevzuu olan imâret siteleri'nde olduğu gibi, bü­ yük sultan vakıflannın gelir kaynakla-nııda veya idare şekilleriyle hizmetliler kadrolannda zamanla esash değişiklik-leı yapılmış olması da her zaman müm­ kün olmuşdur.

Her padişah değiştikçe, mevcut vakıflann durumlarının gözden geçiri­ lerek bozulmuş olan düzenin bir niza­ ma sokulmak üzere yeniden tertibi; si­ yasî mülâhazalar; vakfın gelir fazlalar nndan yeni memuriyetler ihdâsı veya maaşlara zamlar yapılması; vakfa daha faydah olacağı bahanesiyle e^lir kay^ naklannda bazı mübadelelerin yapıl­ ması., gibi tasarruflar, umumiyetle va­ kıflar için mukadder olan bünye deği­ şikliklerini, büyük sultan ve vüzerâ va-kıflannda daha fazla kolaylaştırmış gözükmektedir.

Bu sebeple, "vâkıfın şartlannın Şe­ riat vâz'ımn nas'lan gibi" de^şmezliği prensibinin dini ve hukuki bir esas ola­ rak umumiyetle kabul edilmiş olması­ na rağmen, vakıf tesislerinin uzun ömürleri boyunca çok enteresan safha­ lar arzeden zengin bir tarihleri olması

(2)

liaiiı«elir. Vakıflmıı bu hayat

hÜtJkre-leriVd İ M oalann t«'«ls aeaedlerindan

(«akfiyckrden) çıkarmamn mOmkan

oiamıyacıtı İ«ikirdbr. t|te burada Ör

nddcrindcQ

birini vcıoıck tftadiğiıniı

Ydkk

liohaMba

MİBçolan, içtimai w

İktisadı varhklar olarak vakıflarm

de-yiricrtefn umunrf şartianna. konjonk­

tür Kusttsiyeıleriııe ve kendi yaşlanna

fOK nftna kafanif olabilecekleri

deli-diklikleri bütttn teferraâtıyla tAkip ve

rakanlaria teabit etmefe mOsüt

malA-mab

U h İ V A

etmektedirler.

Difer taraftan. bahi$ mevıuu YıUık

Muhasebe BUtefiOİart'Mtt hakikî bir

vakıflar tarihinte yaakbifaMsi için

hlis oldttUan asiNHA vesika kıyaasti.

«nhnnbu teslslcrte hayatlaruiıa

nmh-telif merhaleleriadeki lS|kilAt hususi­

yetlerini, fdir kayaaklaruun durumu­

nu ve faaliyet fdUUsrini tesbit husu­

sunda vakfiyekritt boşhıfunu doldur

maktan da ibAret deglMir.

Onlar, vakıf tesislerin vakfiyelerde

belirtilen idaıt «akillerinin v« fonksi­

yon Cadliklerinin tatbikatta aMığı

şekilleri l a k s a l ı r » dftyfa ve MMn

tafiflitıyhı İlada ve issMi ctmi» obna

gibi bOyttk bir hususiyeti hAis

buhm-mak Itibarij^ vAbftn «artUunnm ay

nea utbik ediMikleri ilk devirler için

bile, vakfiyeleıe naaran bilyOk bir

tta-tttnlOk arz etmektedirler:

Gerpdtten. vakf^ıelerde umumiyet*

le yahuz dagtnlacak yemefe. hastalara

verilecek ilâçlara ve Icab ettikçe yapıla­

cak tAmiriere veya ittve insaâta

sarfe-dileoek paralarm bkSillan. âıami mik­

tarları ve nisbetkri kaydadihnif

btthm-maktadır. Fakat, bu hizmetleri yerine

fctirmek için lUzumhı malzemenin

muhtelif zaman ve piyasa imkânlarına

fSıe. hatifi fuıtlaria nasıl temin

edile-bileceği ve çeşitleri rakamlarla aynnuh

bir şekilde tesbİt edibaemiştir.

Tetkik mevsuumuz YUhk Muhase­

be Bilânçolan'nda ise. vâkıfu tesbit et­

miş olduğu hizmetli k a d r ( ^

isim-lendirttmiş olduğu

gibi. yapılan

raflar da nevi, mikdar

ve fiat itibariyu

ve rakam halinde teferruâtıyla

b e l i r t j

mil buhınmaktadır. Aynca, bu v e s i U

b ı d a

gelir kaynaklarmın

miktar ve t». Kkkttb

tarzlanndaki yıllık

dalgalanın»,

lann ve tâmirât masraflanmn

seyriıüB

ve kullanılacak malzemenin

nevi v«

miktarları ile işçi ücretlerinin

o devi^

deki bareminin

tesbit

edilmiş olman

«fak.

bu cedvelleri ydmz vakfılann taıiy

dsifl. fakat vdof teaialerlnln

da bnhmduiu emniyetin aoayal ve iktt.

sadi konjonktttr durumunu tâyin

için

da

ı m - " - ^

Mr tarihi vealka haline sok<

muş bulunmaktadır.

Gerçekten, aynı vakıf testsIerİM

âit olmak

ttzere nwmtamm aerller tsş.

kil edecek auratle, d d d l ve CafsUâdı

Mr şeklMa

taNdm

edilmiş olan çok la.

yıda Senelik Muhasebe BUânçolan'ıaa

buhmup İşlenmesi veya a y n serilctta

metodhı Mr «eklide tetkik ve mukay*.

sesi İktisadı ve içtimai tarih araştırms»

tan bakımından çok verimli bir iş

olı-caktır:

Bu

gibi

çalışmalar bizim için

yû-nız muhtdif vakıf tesislerinin

yaptikbt-n hizmetleriyaptikbt-n hacim ve chemmiyetial

(kı^ıasitesiııi) zaman ve mekân şartlan

içinde rakamlarla tesbit ve mukaye«

ve dolayısıyla vakıflar hakkında ura»

mt bir kıjnnet httkmU vermeğe yanys<

cak objektif ve kantitatif ölçülerin tef

bitini mümkün kılmıyacak, aynı zr

manda bu serilere tekabül eden tariU

devlrierdekt Hat harsketleri'nin ve muh­

telif içtimat zümrelerin geçim

sevi-yelerinin tâyinine de imkân verecek*

tir. Ancak bu suretle yazılabilecek otas

bir flat tarlhl'nin ise. umumiyetle ilc

tisadt tarih tetkikleri için hâiz oiduii

ehemmiyet pek büyüktür.

2 ^ Tetkik Konusu YıUık Muhas»

ba BIIAnçolan ne İçin ve nasıl hazırii*

aıyoıdtt?

Burada yeni bir örneğini verdi^"

miz Yıllık Muhasebe Bilânçolan'nm W*

(3)

aUv^wrtYt C A M I ve İ M A K E T I TetisuniNe A İ T V I L L I K en «iMuteae » I U N Ç O S U « M / ^ M (isi$/ıste) ı i i

nıını >k hazırlanma tarzları ve onlan hazırlamakla vazifeli memurlar hak­ kında, âit oldukları vakfiyelerde, kâfi isahât mevcuttur.

Meselft, F&tih Sultan Mehmed'in İstanbul'da inşa ettirdiği cftmi ve ima­ lat tesblerine ve Ayosafya evkafına âit olup. Vakıflar Umum Müdürlüğü tara­ fından neşredilmiş olan Türkçe Vakfiye­ ye' nazaran; bahis mevzuu vakıf tesis­

lerinin "tevliyet ve nezâret ve cemi urnûr^ vakf-ı şerife mübaşeret (s. 336)" evkafın usul ve şartlarım tebdil ve tağ­ yir selftbiyeti, sağ kaldıkça vakfı ya­ pan sultanın kendi re'yine tâbi kala­ cak, ölümlerinden sonra ise, bu vazi­ feler, sultanın yerine geçecek evlâdla-nna âit bulunacakdır. Bu sıfatla vakfın gelirinin onda yarımı (nıf-ı öş-i hâsıl), dhet-i tevliyet olarak, sultanların hazi­ nelerine teslim olunacaktık

Bu suretle hakiki mtttevdll'nin (mtttevellH evvelin) zamanın padişahı olması lâzımgelmekle beraber, sulta­ nın fiilen bu işlerle meşgul olmasına İmkân bulunmadığından, kendilerine vekâleten ayrı birer nâzır ve mütevelli tâyin edilmesi lâzımgelmiş ve bu nâzır ve mütevellilerin emrine de birer kâtip verilmiştir.

Aynı vakfiyeye nazan. "ehl-i ka­ lem" kimseler arasından seçilmesi lâ-zımgelen kâtipler, "ahvâl-i vakf-ı şerifi ma'rifetH nâzır ile, erbâb-ı smâ'at mâ-beyninde müte'flref olan tanyk-ı me'I. Fallh Mehmet 11. vttUytü, VakıHar VIIMIM M U -dOrHlA Ncfri)'*!!- Ankara 19». Tttrk Vakıflyelerl No. I .

2 Difer Mr vesikaya t<ire. Suttan Beyant I I . ken­ di hniimine âit «İmau Hucinitcten bu hb«eyi almak-laa. bntretde da|Milan yemek miktannın arttınUbil-meti için, t-ante^Muftlr:

"Sultan Be>atit Han'a .maibah-ı 'imlre-i mexkArcde f«rt-ı vikıt ilMrine pl«en la'am fukartya kifayet cyle> m » , deyu 'arx etliklerinde msf-ı '6tr-{ mahsul U »art-t hıact-i vMnf Uaerine evltd-> kirâm ve cslıM>-ı 'İzamdan laht-ı 'itıet ve terir-l lıafmcte kim cttlûs ider Ue aniarm haıtne-i 'âmiKİerine fmkk-i levUyet içUn teslim okMsa gerek kU. Ol hitan dahi la'Ama halt otum*

im-me-i fukaraya w hadeim-me-i im«rei-i 'irairc ve c«ml-i Krif ve medirU-i mOntfe ımlsıevfâ virile, deyu ferman Itmifler imi»" SlUıtyt Otıver. FalUı afİMuıesl Tevılntone-ıl. IsiaıdHd I9M. S. ) .

lûf üzere zabt ve kltâbet eylcyüb" (s. 333) vakfuı ayrıca "her senenin 'avâid-i ihracâtını mUstakil bir defterde zabta himmet" ederek vakfın varidât ve mas­ raflarının tefenu'âtını tesbit ettiği ae-ncSlk defleri mühürleyip bir kese içine vaz ve ke&eyi nftzır'a teslim edecektir.

Mütevellinin türlü tasarrufları bu suretle hazırlanacak "defter-i vakf-ı şe-rîfde mazbut ve 'âmme-i ahvâl-ı vakf-ı

şerif Defter-i mu'teberi nâzır'a dâir ve manût" (s. 332) olacak ve bu defter "sandukça-i mütevellide dâima mazbût

ve umûr<-ı vakf ol defter-i mu'tebere merbut kalacakdır" (s. 313)

Bu suretle hazırlanacak ve aynca mütevellinin de mühürü ile mühürle-lîıecek olan defter, MvâR-ı Sultanl'ye tesUm edilerek, her sene "nâzır-ı vakf-ı şerifin muhasebesi Divânı humayûn'da gttrillüb sıdlı-u emâneti zâhir olur İse ibkaa-i mâ kân 'âlâ mâ kân ta'zim ve tevkıyr, hilâfın mUtebeyyen olur ise ref ve nasb-ı âhar ile zecr-ü tahkiyr-ü

ta'zir" (s. 351) olunacaktır.

Büyük sultan ve vüzerâ vakıfları

ffhi zamanlarının mühim işletme ve

idare müesseselerindeki defter tutma ve muhasebe usuUerile teftiş ve mu* rakebe yollan hakkında Bayazid I I . nin

Edirne'deki vakıf tesislerine âit vakfi­ yede* de şu kayıtlar vardır:

Mütevelli, "kâtibe emr ide ki yevmt vekayi' bir defterde senevi defter-i âharda icmâlen ve tafsilen sebt etdirüb tâ kl âhıp-ı senede mUteveltt Mtttevellt-I Evvele (padişaha) defterlerden hlsab vlre". Vâkıfın şartlarının yerine getiri-lüb getirilmediğini teftiş ve tahkik idüb mütevelliye haber vermekle vazifeli

s r<yy<ft GfkbHtin. XV w X V I . asırlarda, Edir­

ne ve Pa«a Uvası, Vakıflar, mOlkler \-e muiula'alar. Edebiyâl Fakaited nefriyatı, istanbul I9S2. Tıpkı bası

i.

M.

SUleymaniye cami \t imareü vakfiyesinde de tu ka-yular mevcuttur: "Ve cfinıle evJte/w tetrf re harcı htr

ytt Mmh-i 'JU'-dt poftOar ve kaduskerler ve deflerdir-laf UlifaktarlyU ve uufrifelkriyh glMOe v« S«f/<ui'ıı arz duttü". VakıfUr Umum MUdiirtOia nefrijatı. IM2 Kalkan s. 1(3.

(4)

112 ÖMElt aMtKAN oian

nâznr

<iahi, "CemT muhasebât ve

vekayi'e

yevmi

ve

şehri

ve

senevi

ve ka* lil ve kesir, her ne ki ola kemâ yembaspi vukufu olub mütevellH s&n! ve kâtibin defterferi biği (gibi) bunun dahi def­ terleri olup, her muhasebe bunun ma'-rifetiyle ola."

Ayrıca "şöyle şart itdi: evkaf-ı mez-bûrede

kavanln-1 deftcr'de mfthlr

ve efanîn-i muhasebâta kaadir bir

kâtib

nasb oluna. Cümle müstegallât ve 'âm-me-i icâır&t ve mukata'ât

evvelinden

âhırına vannca cemT vckaayf

yevmf ve şehrî ve senevi her ne ki ola, nıkır ve kıtmîr

rûznftme'de

mufassal kayd ede ve bir defterde dahî müfredâtı ve cümle

mâ höve 'aleyh

tafsîlen yazub şöyle ki yıl âhınnda hisab görülicek her neden su'âl oluna 'alâ mâ vdw'a

'aleyh

cevâba kaadır ola", (s. 63)

Burada yeni bir ö m ^ n i neşretti­ ğimiz yıllık Muhasebe Bilânçosu, bu vakfiyelerde bahis mevzuu edilen şek­ liyle, yıl sonunda tanzim ve Divân-ı Hu-nıâyunca tetkik ve tasvip edilerek

res­

men katiyyet kazanmış olan hetapkr'a

aittir.

3 — Neşre âit «çıUapnalar.

Bahis mevzuu Yıllık Muhasebe Bi-lânçolan'nm mâhiyet ve kıymetleri hakkında bir fikir verebilmek için, on­ lardan bazı örnekleri neşre hazırlamış bulunuyoruz. Bu örneklerin hususiyeti, istanbul. Bursa ve Edime gibi büyük merkezlerde bu gibi vakıf tesislerinin en tipik ve büyüklerine âit nümuneler olmasıdır.

Bu nevi orijinal arşiv vesikalarının ilmî kıymetlerinden bir şey kaybetme­ den neşredihniş olmalan için, bu neş­ rin

aynen ve tam olarak

yapılmış olma­ sı şarttır. Onlann bazı kısımlanmn atılması suretiyle neşirleri bu cedvelle-rin Yıllık Muhasebe Bilânçosu olarak ve âit oldukları idare veya işletmele­

rin muhasebe ve deftcr-tutma usulleri

hakkında bir fikir vermeğe yanyacak

örnekler olmak bakımından h â i z bulun, duklan sistem ve mânâ kıymetlerini

kaybettirmektedir.

Bu sebeple biz burada bahis mev­ zuu vesikaların aynen ve birer b ü t ü n olarak neşri işinin ortaya k o y d u ğ u tür^ lü müşkülleri yenmeğe ve o n l a r ı n aslî şekillerinden ve m u h t e v â l a n n d a n b ü ­ yük bir fedakâriık yapmadan, metni aynen ve tam olarak vermeğe çalıştık.

Ayrıca, yine bir hayli emek sarfı suretiyle,* bu nevi cedvellerdeki muha­

sebe slsteaal'nl

meydana koyacak şe­

kilde,

onlann şemalarını tebârüz etti­ recek bir usul de tesîs ve t â k i p ettik: Gerçekten, neşrettiğimiz Muhase­ be Bilânçolan'nın anlaşılabilir bir hale sokulabilmesi için, onlann aslî şekille-rindeki tertip tarzlarını biraz değiştire­ rek, zihnimizin bugünkü i'tiyâd ve an­ layış şemalanna uygun bir tarzda, ra-kamlan (cedvel tekniğine g ö r e ) alt-alta istif etmek lâzımgelmiştir. Aksi takdir­ de, bu vesikalan tetkik edecek olanla-nn, asil şeklin (pek alışık o l m a d ı k l a r ı ) tertip tarzı içinde, rakamlann h a k ı y k i yerini ve manâsını kavramakta zorluk çekmesi muhakkaktı. Bizim hususi bir dikkat ve itinâ ile tertipliyebildiğimiz tarzda İse; rakamlar, cedvellerin umu­ mî şeması içinde kolaylıkla yerlerini bulmakta, kontrol edilip m a n â l a n d ı n -labilmektedir.

Bu neşirde, ayrıca mevzuun m ü t e ­ hassısı olmıyan okuyucular düşünüle­ rek, lisan hususiyetleri ile bazı lügat

ve ıstılahlann kolay anlaşılabilir bir hâle sokulması için, bir ç o k yerlerde aslî şekiller Arap harfleriyle (taban notlan hâlinde) gösterilmiş, fakat keli­

melerin ıstılah m a n â l a n notlar içinde aynca tahlil ve îzah e d i l m e m i ş t i r .

Bundan başka, m a k s a d ı m ı z î m â r e t Siteleri hâlinde teşkilâtlanmış olan bir kısım büyük sultan veya vezir

vakıfla-4 Bv kutusla kıymetli t«lı«mâ srta<Uvakıfla-4im Enver

(5)

JÜUYMANİYe CAMİ V t İMAR6Tİ TCSİSUI>İNe AİT Y.LUK BİR MUMASeeC eİLÂNÇOSU 9 » 3 / » 4 ( , î 8 , / , » 4 , 113 nna âit Yıllık Muhasebe Cedvelleri gi­

bi, iktisadî ve içtimaî tarih tetkikleri için ehemmiyeti büyük b i r kısım arşiv vesikalarının mevcudiyeti ve mahiyeti hakkında dikkati çekecek bazı örnekler vermek olduğundan, bu gibi İ m a r e t Si­ telerine dâhil tesislerden her birine âit türlü meselelerin tahlillerine bu yazıda

yiT verilmemiştir.

4 — BUânçonun tahlili

Süleymaniye cami ve imareti va­ kıf tesislerinin burada aynen ve tam

olarak neşrettiğimiz Yıllık Muhasebe

Bilânçosu, İstanbul'da Başbakanlık Aı^ şiv Umum Müdürlüğünde, Maliyeden

devredilmiş belgeler arasında, 1954 nu­

marada kayıtlı b i r defterden (yp. 1-18) alınmış olup, 1585 yılı Mart ayı başın­ dan (9 Ra. 993) 1586 Ş u b a t ı sonuna (19 Ra. 994) kadar tam b i r güneş-yıh devresine âit b u l u n m a k t a d ı r .

Benzeri diğer bilânçolarda olduğu gibi, burada neşrettiğimiz bilanço da biri "kasa", diğeri "kiler" hesaplarına âit olmak üzere, m ü s t a k i l i k i k ı s ı m d a n teşekkül etmektedir.

Bir nevi "kasa h e s a b ı " mahiyetin­ de telekki ettiğimiz birinci kısım, I ) Gelirler (Asl-ı m a l ) ; I I ) Masraflar

(Vuzı'a mîn zâlike) ve I I I ) Bakiyyeler.. fasılalarından teşekkül etmiş bulun­ maktadır.

Eski senelerden devredilmiş olan hesaplan şimdilik b i r kenara b ı r a k ı p vakfın asıl yıllık gelirini teşkil eden ve b i l a n ç o d a ' " a n i ' l - m a h s u l â t " n â m ı altın­

da gösterilmiş olan 5 277759 akçelik gelirin k a y n a k l a r ı n ı tetkik edecek olur­ sak, onlan da aşağıdaki şekilde sıra­ l a n m ı ş b u l m a k t a y ı z : C E D V E L No. 1 Akçe crfarak % gelir nlsbeti I ) Mukata'a'lar 4 286 300 81,2 I I ) Hamam, d ü k k â n gibi, b i n a l a r ı n ayhk kiraları ('an mahsûl-i mü-ş a h a r e ) 126 872 2.4 I I I ) " M ü t e f e r r i k " ge­ lirler 145 498 2,8 I V ) Devir e s n a s ı n d a kiracılardan alı­ nan "icare-i

mu-'accele'ler 222 408 4.2 V ) Vakfa â i t re'ayâ-n m clıye'leri 453 194 8.6 V I ) Bazı satışların hasılı (el-mebî-' â t ) 43 487 O fi 5 277 759 100,0

Bilânçonun bahis konusu "kasa hesabı" b ö l ü m ü n ü n "gelirler" faslında 1585/1586 Malî yıh için 9039 602 akçe kaydedilmiştir ve bu p a r a n ı n içinde:

A) "yedek" n â m ı altında geçen so­ neden devredilmiş olan 3 341 733;

B) Eski yılların h e s a p l a r ı n d a n "bakayâ" olarak tahsil edilen 420110;

C) Ve malî-yıl zarfında vakıf ida­ resinin muhtelif kaynaklardan elde et­ miş bulunduğu 5 277 759 a k ç e mevcud-dur.

İBilânçomuzun b i r şemasını yukarı­ ya çıkardığımız "gelirler" faslının muh­ telif bölümleri h a k k ı n d a aşağıdaki açık-lamalan kısaca yapmak yerinde olacak­ t ı r :

I . Yukardaki cedvelde görüldüğü veçhile; Süleymaniye Cami ve İmareti­ ne dâhil vakıf tesislerin 1585/1586 yılı­ na âit gelirinin % 81,2 si gibi büyük b i r

kısmı "mukata'a" lardan gelmektedir. Mukata'aları, memleketin muhtelif bölgelerinde vakfa tahsis edilmiş olan köy ve k a s a b a l a r ı n çeşitli gelirlerinin

(6)

114

uhstli İşinin vakıf idaresi tarafından

mOltcztnılere mUzftyedc İle

satıyı

neti*

cesi meydana çıkan vergi - bölgeleri ve­

ya birlmkrl

olarak tarif etmek müm­ kündür. Bu makata'alar bü&nçomuzda

14 gurup halinde tesbit edilmiş ve bu iltizam guruplarından her birinin mül­

tezimi ile, ödenen taksitin iltizam mu­ kavelesinin hangi yılına âit bulunduğu

kayd ve aradan geçen zaman zarfında sahip değiştirilmiş ise. bölge eski mül­

tezimin uhdesinde iken ödenmekte olan senelik "mukata'a bedeli" ne nazaran, mukata'a'nm yeni bir mültezime devri suretiyle, elde edilen artış miktarı da ayrıca tesbit edilmiş bulunmaktadır

(Bak. bu bölümde 6 ve 14 numaralı ci-bayct bölgeleri.)

Mukata'atar bölümü ile dikkati çe­ ken mühbn bir cihet, Süicymaniye va­ kıf tesislerine tahsis edilen gelirlerin pek büyük bir kısmının şehirlerdeki hamam, dükkân, oda., gibi gayr-i men­ kullerin kiralarından ziyade, köylerde ziraatle meşgul kalabalık bir re'ayâ zümresinin devlete ödemekle mükellef bulunduğu vergilerden teşekkül etmiş bulunmasıdır.

Gerçekten, cedvelin V. numarasın-daki cizye vergisini de aynı mahiyette mütalaa edecek olursak, vakfın geliri­ nin % 81,2 sinin benzeri zira! vergiler olduğu meydana çıkmakudır. Halbu ki, diğer imaretlere ait bilânçolara

gö-ı-e*, 1489 • 1491 tarihleri arasında; istanbul'daki Fatih imareti gelirinin % 17'si, Ayasofya Vakıflanmn % lOO'ü; Edirne'deki Bayezid I . imareti gelirleri­ nin % 22'si, Bayezid I I . imaretinin % 27,6 sı, Murad I I . imaretinin %12'si ve Dârülhadfsnin % 61% Eski Cami'in gelirinin ise % lOO'ü vakıf adına şehir^

lerde inşa edilmiş olan han, hamam, dükkân., gibi binalann aylık kiralann-dan gelmekte idi.

Get^kten, Süleymaniye C a m i ve tesislerine âit vakfiyede* de g ö d ü l ç .

ceği üzere (s. 6-7); bu vakfa, hemen hepsi Rumeli'den olmak üzere, 217 ka­ dar köy ve 30 mezre'a vakf e d i l m i ş bu>

lunmakta idi. Bu vakfiyenin mahkeme­ de tescili tarihini (nâşirle birlikte) 964 yılı Recep ayının yedinci g ü n ü (6. V . 1557) olarak kabul edersek (s. 3, not 1), otuz sene kadar sonra t e r t i p l e n m i ş olduğu anlaşılan bilânçomuzun âit bu­ lunduğu 993/994 (1585/1586) yıllarında da durumun aynı olması lâzımgelir. Mehmed I I I (982-1003) devrinde yapıl­ dığı için bilançomuzla aynı senelere rastladığı kabul edilebilecek olan bir "tahrir"e âit neticeleri tesbit eden di­ ğer bir vakıf defterinde^ de, bu köylerin bölgeler arasında dağılışı vakfiyeye na­ zaran bazı farklar arzetmekle beraber, 219 köy ve 5 kasabanın vakfa âit verçî ve reayaları kayıtlı b u l u n m a k t a d ı r :

Bu kayıtlara göre, köylerden 75 i ve 2 kasaba Gelibolu sancağına; 3 ka­ saba ile 124 köy. Paşaeli livası kazala­ rından Filibe, Drama, Kavala, Yenice-i karasu ve Samakov.. bölgelerine; 6 köy Çirmen ve 13 köy de Vize sancaklarına âit olup ve yalnız hir köy Anadolu'da Kütahya livasında bulunmakta idi.

Bu köy ve kasabalarda ise, defte­ rin yazıldığı tarihte 6 896'sı M ü s l ü m a n ve 13 192'si Hıristiyan olmak üzere, cem'an 20088 (evli veya b e k â r ) vergi

mükellefi yetişkin erkek nüfus y a ş ı y o r ve bunlardan 541 574 akçesi "cizye" vergisinden ve 3 406 193 akçesi d i ğ e r zi­

raî gelirlerden olmak üzere, toplanabi­ lecek vergi yekûnu 3 947 767 a k ç e ola­ rak tahmin edilmiş bulunuyordu*.

5. O. SarU». Imtttt Siwlertoia kurulu» vc Meyi» u r u M âlı anpırmtttr. IkıbM P*k(II(e*i MecnuiMi, d i l X X m . »y». 1-2. Ituobul 1«1. ». İSİ. TMo No t.

6. SttleymMİye Vak(l)«u. K. E. KUrkçioğh, ncfri. Vtkıdar Umum Ma<iUrlU«a neıriyaıı. Ankara t962.

7. Tapu v« Kadastro Umum MOdUrNlttt E s k i Kavil-lar Ar»lvi. No. M U .

I . Yine »\nı devirde Kanuni Suttan Sttlcyman ta­ ralından lıianbul'do infa clllrllmlf olan Kâflılhanc

su-)X)llarının bakım \-e t&mir masraflanna kartıltk olmak

Üzere Bulgaristan'ın Aydoa kazasından vakfedilmiı olan.

4t6 veni mükellefi erkek nüfusunun ya»adı(ı 11 k«y

\v bu küylerin 91 MI akçelik seneUk geliri bu hesaptan

(7)

Bilânçomuzdan çıkanlıp yukarda-Ici cedvele kaydedilmiş olan rakamlara gÖı«, 1585/1586 malî yılı içinde. 1)

mu-İcata'alardan ve V ) cizyeden elde edilmiş olan (4 286 300 +453 194 = ) 4 739 494 akçelik gelir ise, biraz evvel tetkik ko­ numuz olan "tahrir" i yapanların tah­ minlerinin o yıl % 20,5 fazlasıyle ta­ hakkuk etmiş bulunduğunu göstermek­ tedir.

Bilânçomuzda "mukata'a"Iar yo­ luyla elde edilmiş olan gelirlere âit ka-yıtlann tetkikinden çıkan diğer mühim bir netice de; bu devirde diğer vakıfla­ ra da sirayet etmiş olduğunu daha ev­ vel de tesbit etmiş olduğumuz umumî bir temayüle uygun olarak*,

Süleyma-niye Cami ve imaretine ait vakıf köyler gelirlerinin de, emniyetli memurlar (emînler) eliyle doğrudan doğruya va­

kıf idaresi nâm ve hesabına cibayet et­ tirilecek yerde, açık arttırma usulü ile mültezimlere satılmakta olmasıdır.

Bahis mevzuu temâyülü îzah için, devre hâkim ehemmiyetli fiyat hareket­

lerine rağmen nevi ve miktarları kolay­ ca değiştirilemiyecek bir şekilde kar nunlarla dondurulmuş olan geleneksel zirai vergilerin randmanlaruiı arttır­

mak, kolayca ve emniyetle tahsillerini garanti etmek için bu usulün daha elve­ rişli olduğunun tecrübe ile sâbit olmuş bulunması bir sebep olarak hatıra gele­ bilir. Gerçekten, sırrını yalnız mülte­ zimlerin tanıdığı ve pervasızca kullana­ bildiği usullerle mevcud nizamların dı-şma çıkıp reayâdan fazla vergi topla­ mak imkânlarının bulunması dolayısıy le; bazı hallerde "mukata'a" bedelleri­

nin mUzâyedelerle ehemmiyetli bir şe­ kilde arttınimış olduğu görülmektedir. Bu sebebJe, muhtelif dereceden çeşitli mültezim guruplarının ve askerî zümre mensuplarınm elinde her sâhada devlet gelirini toplama işini iltizama alacak

9. O. Barkm. Edime ve civanndaki bozı imkrel (etillerinin Yıllık Muhasebe Bilincotarı, Bcigeler Der-till c. I . tayı 2. TQrk Taıih Kunımu yayınUrı. Ankara

na. t. 2S4.

büyük sermâyelerin birikmesi ve geniş ölçüde teşkilâtlanması olayının bu de­ virlerde hızını arttırmış bulunduğunu söylemek mümkündür.

I I . Bilânçonun "Gelirler" bölümü­ nün " 'an mahsûl-i müşahare" faslında

(s. 127) vakfa âit hamam, başhane, dük­ kân ve oda., gibi binaların aylık kiraları olarak 126 872 akçe kaydedilmiştir. B u kayıtlara göre, vakfın elinde, hepsi de İstanbul'da olmak üzere, 150 dükkân ile 70 oda mevcut bulunmaktadır.

I I I . müteferrik gelirler bölümünde ise, 29 290 akçesi Langa bostanlarının kiralarından; 82 151 akçesi (s. 128) Zih­ ne ve Drama kasabalarında mevcut 1703 parça bağın rüsûmundan (bk. metinde no. 7); 1100 akçesi türbe ve cami avlularında yetiştirilen çiçek ve meyve­ lerin satışı mahsûlünden (no. 5 ) : 16 987 akçesi îmâretin Dârüşşifasında ölen kimsesizlerin Beytül'l-mâle kalan eşyalarının satışından ve nihayet 23 ak­ çesi de cami vc imaretteki vazifelilerin devamını kontrol eden "noktacı"mn kestirdiği cezalardan olmak üzere cem'-an 145 498 akre mevcuttur.

IV. Bilânçonun gelirler bölümünün IV. faslı (s. 129-131) "icâre-i mu'accele" ler başlığını taşımaktadır. B u tâbir, bu devirde çifte-kirah (icareteynli) olarak kiralanmakta olan vakıf dükkân, oda ve bostan., gibi gayr-ı menkullerin (muta­ sarrıflarının ölümü veyahut gayr-ı

men-kuli terki neticesi) yeni bir kiracıya devri esnasında bir nevi "hava parası" mâhiyetinde tahsil edilmekte olan "pe­ şin kira" mukabili olarak kullanılmak­ tadır. B u suretle oldukça mühim bir para ödeyerek gayr^i menkulü tasarru­ funa geçirmiş bulunan yeni kiracının bundan sonra ödeyeceği aylıklar (Bk. I I . fasıl. (s. 127) ise, aylık taksitler ha­ linde ödenecek olan "te'cilli" kiralar

(icare-i müecceler) ismini almakta idi'».

10. Mili arâzi rejimlttde topn^tm tasarrufu (gin pefin olarak ödenen "lapu recmi" d« Islâroi Hukuk an­ layışı ve lisanı ile bir "icarc-i mu'accele" olup, her

(8)

116 ÖMEK BAKKAN

"çifte-kirah" vakıf dükkânlannın m u t a s a m f l a n n ı n bir müddet sonra ki­ racılık haklarını evvelâ erkek, sonra da

kız çocuklarına nakledebileceklerine göre", peşinen ödedikleri "icare>i mu'ac

cele" ile gayH menkulü âdeta "yaşa­ dıkları müddet için (ve hatta bilâhare mtrascılanna da geçirebilecek şekilde) satın almış bulundukları ve bu suretle yapılan satışların, gayı^i menkul ile alâkasını temamiyle kesmemiş olan va­ kıf idarelerine, aylık kiralardan başka, sık-sık vukubulacak münhallcr dolayı­ sıyla, satış bedellerini defalarla tahsil edebilmek imkânını sağladıkları anla­ şılmaktadır".

Bilânçomuzun bahis konusu faslı­ nın tetkiki, bize "icare-i mu'acccle" gelirlerinin bu devirdeki miktar ve nis-betleri hakkında bir fikir edinmemize müsâit neticeler de vermektedir:

Gerçekten, bu maksatla yapılan ufak bir araştırmamıza göre, t l . bölüm­ de s. 126) ayhk-kira (müşahere) gelir­ leri kayıtlı 150 vakıf dükkân ile 70 oda­ dan 35 ve Langa bostanlanndan 18 ka­ darı, bilânçomuzım âit olduğu yıl için­ de türiü sebeplerle kiracısız kalarak, yeniden icra-i mu'acceleleri alınmak su­ retiyle başka bir mutasarrıfa devr edil­ mişlerdir ki (bu derecede yüksek bir devir nisbcU pek te normal bir tempo sayılamamakla bcraber( bu gibi geliı^ lerin (sıkı bir idare rejimi ve kontrol ile) müeccel icareler gelirine nazaran daima oldukça yüksek bir seviyede tu­ tulabileceği anlaşılmaktadır.

İcare-i mu'accele ile aylık kiralar (müeccel icareler) arasındaki nisbet de wne •whtuklfw bir hine KİUiade "««Mr" Bftmı «Hıada <Me«e« TcnUkr be Mpn«m le'dlir icaı««i" ( k i m i ) telkkU MUlaMfciedir.

)). O. Btrkm,, Edime Askeri K M I A I S I ' M İ M

Ten-ke Defterleri. Tflrk Tarih Kurumu yayiahnndan B«l(e-Irr 0««i*i, cih İ l i , «. 56-ST. İ M Ankan.

12. BİZİ yatartM- Tütkiytdt • iotrtltfitli" x^ktlhriu

iMâutm Km devirlerde vâkrf bioatona lurap olması

ile eruyt çıkan» «lan untrr<lerlc iıırii etmekledirler. Burd» leUk e4li«iaaiz beltc iıe. (erek tarihi ve gtrtkae «il otdıM* v^tf «cıbin wn(inH|i bakımından, bo uuı-HİB kayaaklanaia «taba bafka sahalarda araaması Uzun

tMiiM tMemektedir.

ayrıca alâka çekicidir. Meselâ, bahis ko­ nusu yıl içinde tahsil edilmiş olan "pe-şin-kira" lann mahsulü, 35 vakıf dük­ kândan 72 808 ( I V / A . ) ve 17 bostandan 146600 ( I V / B ) olmak üzere, cem'an

222 408 akçeyi bulduğu halde; aym se­ ne içinde tahsil edilmiş olan b ü t ü n ay-hk-kiralann yekûnu, (62 112 akçesi dükkân ve odalardan ve 29 290'ı Langa

bostanlarından olmak üzere) 91 406 yı geçmemişti. B u hesaba göre. yalnız 35 dükkân ve oda ile 18 bostanın bir sene­ lik icare-i mu'accelesi, vakfın b ü t ü n dükkân, oda ve bostanlarının aylık-kira-lanndan 2,5 defa kadar daha fazladır.

Netekim, bu faslın 2, 3 ve 16 nu­ maralı kayıtlarının tetkikinden de anla-şılacağı üzere. Odabaşı Mehmed'in o n yıldanberi fuzuli olarak işgal ettiği an­ laşılan bir dükkân için kendisine, aylık-kira bedeli olarak 15'cr akçe hesabiyle, on yıl için 1 800 akçelik bir tazminat ödetilmiştir. Bu hesaba göre bir dükkâ-nm senelik kirası 180 akçe olmiası lâzım-gelir. Halbuki aynı şahsı yeniden kirala­ dığı 6 dükkân için 2 000 akçe (yani her dükkân için 333 akçe) "icare-i m u ' ­ accele' ödemiştir B u hesaba göre de. bahis konusu dükkânların hep aynı kıymette oldukları farzedilmek şartiylc. bir dükkânın icare-i mu'accelesi, aynı dükkânm iki senelik aylık kiraları ( m ü ­ eccel icareleri) mecmuuna yaklaşık bir nisbte ulaşmaktadır.

Bilânçomuzun gelirler faslının "ica­ re-i mu'accele"lere âit bulunan I V . bö­

lümündeki kayıtlarda dikkati ç e k e n di­ ğer bir nokta da, bir çok dükkânların kadın kişilerin tasarrufu altında bu­ lunmakta olmasıdır (Bk. metinde no. 4, 20. 22, 26, 27, 34).

V. "Gelirler" faslının V . b ö l ü m ü (s. 132) evkafa âit köy ve kasabalarda oturan reayanın ergin erkeklerinden alı­ nan "cizye" vergilerine âittir. B u b ö l ü m ­ deki hesablara göre, 1585/1586 malî yılı içinde 9 290 evli hınstiyan erkekden (hane başına ortalama 46,7 den) cem'an 433 341 akçe toplanmıştır. Ayrıca, 69

(9)

117 dul kadından (biveden) (ölen kocaların­

dan kalan ziraî düzeninin fi'ili olarak idarecisi durumunda olduklarından) 16' şar akçeden 1 318 akçe; 56 toprak mülk (baştine) sahibinden ortalama (52,3'

er akçeden) 2 825 akçe ve cizye vergi­ sine o sene yeni kaybedilmiş olan (nev-yâfte) 118 kişiden (ortalama 53,5 akçe­ den) 6 302 akçe ve ayrıca, "bîve"lerle "baştaine"ler hariç,, her haneden birer akçe "resim-i hane" olmak üzere, cem­ 'an 453194 akçe tahsil edilmiştir.

Yukarıda bahis konusu ettiğimiz' bir "tahrir" defterine göre de Murad III, devrinde (983-1003) Süleymaniye vakıflarına âit köy ve kasabalarda evli ve bekâr karışık olarak kayıtlı bulunan 20088 kişiden 13 192'si hırıstiyan idi ve bunlardan tahsil edilecek "cizye" vergi­ sinin hâsılı 541 574 akçe olarak hesap edilmişti. Bu miktar, vakıf arazisinin yekûnu 3947 767 akçe tahmin edilmiş olan umumî gelirinin % 11,2'sini teşkil

etmekte idi.

VI. Gelirler faslının V I . bölümü (s, 132) "cl-mebî'at" nâmı altında vakıf idaresi tarafından bozuk ve işe yaramaz addedilerek veya diğer bir sebeple sa­ tılmış olan bazı zehire ve eşyanın be­ delleri kaydedilmiştir. Bunlar ara­ sında kilesinin alış fiyatı o sene için ortalama 23,38 olduğu halde, bir un-cunya kilesi 25 akçeden devir edilen,

1200 kile buğdayın satış bedeli olan 30000 akçe ile (no. 9), okkası 119,61 akçeden satm alınmış olduğu halde 14'a satılmış olan 40 okka karabiberin satı­ şından hâsıl olan 5 600 akçe (no. 8); kantarı ortalama 401,10 akçeye alındığı halde 440'e satılan 2.18 kantar balın tu­ tan 1222 akçe (no.l2) ve umûmiyetle kilesi 33 akçe üzerinden satın alınmak­ ta olan 40 kile pirinç'in kilesi 35'er ak­ çe hesabiyle imaret kilerinden Dârüşşi-fa'ya devredilmesi ile hâsıl olan 1400 akçe (no. 4) dikkati çekmektedir.

Bilânçomuzun 2724 536 akçe he­ saplanmış olan masraflar (vuzı'a min

zâlike) faslı: A) Cami ve imarete âit tesislerde vazifeli bulunanların maaş­ ları (s. 133-138) ve B ) masraflar (el-ih-racât) (s. 139-147) böRimlerini ihtivâ etmek üzere şu şekli almaktadır:

A) Maaşlar : 8) Masraflar: % I) Kiler için 971 378 65,3 II) Diğer 515612 34.7 1 237 546 54,5 1486 990 45,5 Toplam 2 724 536 100

A) Maaşlılara âit tahsisler bölü­ münde 936 kişilik bir personel kad­ rosunun, sene içinde 1 237 546 akçeyi ve yıllık masraflar içinde % 45,5 bulan, ödenekleri ayrı guruplar halinde gös­ terilmiştir. Bütün bir seneyi doldura-madan vazifeden ayrılmış olanların ay ve gün hesabına göre ödenmiş olan is­ tihkakları da bu yekûnun içinde olarak "el-müşahere" nâmı altında ayrıca belir­

tilmiştir.

Vazifeliler cedvelinin başında birin­ ci numara olarak "müderrislere tâbi cemaatler" kaydedilmiştir. Başdan b e ş

medresenin 21 'er kişilik kadro mevcut­ ları, vakfiyede verilen izahlara da uy­ gun olarak (Bk. s. 8), 1 müderris ile 1 müzâkereci (mu'id) ve "hücrelerde sâkin 15 öğrenci, 1 kapıcı, 1 hademe (ferraş), 1 helâ temizleyicisi ve 1 kan­ dilci olmak üzere cem'an 21 kişiden iba­ rettir. B u kadrolarda, vakfiyeye göre, müderrislerin günlük ücreti medrese­ lerden birinde 50, diğeri üçünde 60; mü­ zakerecilerin 5, öğrencilerle diğer hiz­ metlilerin 2'şer akçe olması lâzımgelir.

Gerçekden, bilânçomuzda da gündelik­ leri yekûnu I03*er akçe olarak hesaplan­ mış olan dört medrese için bu hesap doğrudur. Fakat, vakfiyede müderrisi­

nin yevrriiyesi 50 akçe olarak tesbit edi­ len ve Dârülhadis olması lâzımgelen "medrese-i evvel" in görevlilerinin yev­ miyelerinin yekûnunun 93 yerine bilân­ çomuzda 253 akçe olarak hesap edilmiş

bulunmasını îzah etmek güçtür, Çünki, kadro-mevcudunda bir değişiklik

(10)

yapıl-118 0Mllt BMKAN

nuıdığına ve şüpheyi dâvet eden "253" nkAmuun, bahis konusu medrese men-suplannm 12 ayhk {360 günlük) yev­ miyeleri t u u n n m hesaplanmaswda ay­ nen bir daha kuNamlarak 91060 raka-mmm tesbit edilmiş bulunmasına göre; d i ^ r medreseler personellinden farklı olarak bu medrese mensuplannm yev>

miyelerine zamanla bazı zamlar yapıl­ mış olması l&zımgelir. B u zamların da­ ha ziyade şöhretli bir ilim adammın medreseye kazandması için ihtiyar edil­ miş olabileceği akla uygun bulunduğun, dan. Dârülhadls Müderrisinin vakfiyede tesbit edilmiş olan 50 (Sultan Süleyman

Hani) akçelik yevmiyesine 160 akçe da­ ha zam edilerek (belki de yeni para râyicine uydurmak için) 210 akçeye

çı-kanlmış olduğunu kabul etmek zarûre-li hâsıl olmaktadır, (s. 133))

Dürüşşifa'dan ayn bir kadroya sa­ hip olduğu anlaşılan tıp medresesinin vakfiyeye de uygun düşen I I kişilik kadrosu: 20 akçe yevmiyeli bir müder­ ris ile, 2'şer akçe yevmiyeli 8 dftnlf-mend, bir kapıcı ve bir hademeden ibo-rettir. Yüksek öğrenime hazırlık devre­ sinde bulunan sAhtelerin müderrisi ise, 15 akçe yevmiye almaktadır.

Görevliler cedvdinin 2'inci bölümü ise (s. 134). câmiye âit görevli kadroları-m ihtiva etkadroları-mektedir. Bunlar arasında benzeri tesislerin imam, hatip, müezzin, kayyum... gibi asil personeli yanında günün her saatinde camide Kur'ân oku­

mak, teşbih çekmek., gibi çeşitli ibadet şekilleriyle meşgul kalabalık bir görev­ li zümresinin mevctıdiyeti dikkati çek­ mektedir :

Sabah, öğle ve ikindi postalan mev­ cudu 125'i bulan (vakfiyede 120),

Kur'ândan cüz'ler okuyanlan (cüz-hânları); Kur'ânm En'am sûresini oku­ makla görevli (6'sı "atiyk" ve 43 u "ce-did") "En'amhânlan"; "salavatl" "mü-sebbih". "devirhân" ve "musalll" unvâ-nmı taşıyan diğer duâcılarla güzel ses­ li 24 müezzinin ve benzeri görevlilerin mâbedi nasıl ruhant bir hava içinde de­

vamlı olarak şenlendirdikleri tasavvur edilebilmektedir.

"3" numaralı bölümde (s. 134) S u l . tan Süleyman'ın. " A " numaralı b ö l ü m d e

zevcesi Hunrem Sultan'ın türbelerinde kayıtlı vazifeliler ise; gerek adedleri ve gerekse tertipleri bakımından, ayrıca dikkati çekicidirle*-:

Bu türbelerin her birinde 31 veya 32 kişilik "eczfthâr" postaları sabah, öğle ve ikindi vakitlerinde Kur'ândan "cüz"ler okumakla meşguldürler. Ayrı­ ca her türbe için buhuru, n o k t a c ı , saka

ve cüz'leri okuyuculara dağıtıp toplayan ve muhafaza edenler şeklinde türlü nâmlar altında aynca 6-7 vazifeli bu­

lunduğu gibi; vakf'yede g ö r e m e d i ğ i m i z halde, Sultanın türbesinin 40 ve Hur-rem Sultan'ın türbesinin 36 bekçisinin bilânçomuzda kayıtlı bulunması da dik­ kati çekmektedir. Bu suretle, bilânço-muzun Sultanm türbesi b ö l ü m ü n d e 141 ve Hurrem Sultan'ın türbesinde 136 görevli kaydedilmiş bulunmaktadır.

Görevli kadrolarının "5" inci bölü­ mü (s. 134), imaretin türlü işlerinde ça­ lışan 64 kişiye âit bulunmaktadır. Aşçı,

ekmekçi ve bulaşıkçılar ile pirinç ve buğday ayıklayanlar, yemek kâselerini dağıdanlar, et ve ekmek tevziâtına neza­ ret edenler de bunlar arasındadır.

Cami, türbe ve imaretteki görevli­ lerden sonra 6'ıncı bölümde; Dârüşşi-fa'daki 40, Cihangir cami'indeki 19, K a ­ ra Bali Cami'inde 4 kişi ile Edirne'de Büklüce Zâviyesi şeyhine ve 11 vakıf tamircisine âit olmak üzere müteferrik vazifeli kadrolarının ve istanbul'da Ha­ kim Efendi Zâviycsinin dervişlerinin yi­ yecek ve elbise masrafları ve zaviye mescidinin senede 50 160 a k ç e tutan tahsilâtlan mevcuttur.

Görevliler (A: el vezâif) faslının 7'inci bölümü (s. 136) evkaf m û t e m e d -lerine, 8'inci bölümü ise (s. 136) CâbI ve kât.iblerin isimli kadrolanna tahsis edilmiştir. Mütemedlerin sayısı, piyade ve süvari olmak üzere 11. Câbîlerininki

(11)

ÎÜUYAWIİY6 CAMİ V t İMAltCTİ TESİSLERİNE AİT YİLLİK ejft

W"HASCe6 BİLANÇOSU ^ « 9 / 9 , 4 <ls»8/>SW>

ise 47 dir. Vakıf idaresinin gelirinin mü­ him bir kısmmm cibâyeti işini, yukarda kaydettiğimiz gibi, mültezimlere

devret-(niş olmasma rağmen, bu derecede ka­ labalık bir mûtemed ve câbî kadrosu­ nun mevcud bulunuşu dikkati çekmek­ tedir. Aynı faslın 9'uncu bölümünde ise (s. 138) kâgıthane su-yollannda hizmet­ li bulunanlara âit 42 kişilik kadrolar kaydedilmiştir.

Bilânçomuzun mecmuu 2 724 536 akçe tutan giderler ( I I . Vuzi'a min zâ-iike) faslının (senelik tutan 1 237 546 akçe ile % 45,5 ini teşkil eden) maaşlar bölümünden sonra en önemli kısmı, 971 378 akçe ile 1 486 990 akçelik umu­ mî masraflar yekûnunun % 65,3 ünü teşkil eden imaret kileri için yapılan lürlU erzak mübayaalanna mahsus I. bö­

lümüdür (s. 139) (Aşağıdaki "2" numa­ ralı cedvelin birinci kısmı da bölümdeki bilgilere dayanılarak tesbip edilmiştir.) Geriye kalan 515 612 akçe (% 34,7 ise, II) müfteferrik diğer masraflara aittir. Bunlar arasında da, bazı dini günlerde icra edilen merasimler sırasında verilen ziyafetlerle, Dârüçşlfanm, cami ve tür­ belerin, Hac'ca gidecek olanların ve mektebin bazı masrafları vardır.

Yukarıdaki açıklamalardan anlaşı­ lıyor ki, imaretin kasa hesaplan'na göre sene içinde vakıf idaresinin emrine gir­ miş bulunan 9 039 602 akçeden 2 724 536 akçesi harcanmış ve geriye kalan 6315 066 akçenin hesapları "bakiyeler" bölümüne aktarılmıştır.

Bununla beraber bu paranın hep­ sini tam mânasiyle "bakiyye" saymak ta doğru olmıyacaktır. Çünkü "Bakiy­ ye" bölümünde kayıtlı bulunan paranın mühim bir kısmı (2059001 akçesi) bu

bölümde mevcut kayıtlara göre, sene içinde henüz tahsil edilemeyip mülte­ zimlerin uhtesinde kalmış olan ala­ caklardır. Dolayısıyle "kasa"ya gerçek­ ten girmiş olan paranın hakiki mevcu­ du 4 254 765 akçeden ibarettir.

119

Bu paradan da 935164 akçe bi­ raz aşağıda izah edeceğimiz veçhile, "gelir fazlalarından yeyen" (zevâid-hor) lara sene içinde maaş olarak ödenmiş­ tir. Ayrıca 239 822 akçe de padişah ha­ zinesine teslim edilmiştir". Bu sebeb-le, hakiki kasa mevcudu olarak (yuka­ rıda tesbit edilmiş olan 4 275 765 akçe­ den bu son iki kalem harcamalann ye­ kûnu olan 1 174 986 akçeyi de çıkaracak

11. "Teslim bc Hazino ı •Amire" n i m ı alcıtKİa padifah hazinesine teslim cdllnılş oton bu paranın oe için Men. aiği <)e malbinumxiz delildir. Bu hususta. Hazinenin paraya ihtiyacı oMuftu hallerde, bö>'Ü1c Sultan ve vttxart ^vakıflarının felir faidatanndan bir kısmına el-konulmuf oUbileccti hatıra gelebilir Fakat, afatıdaki kayıtlan anla$ıldı«ı veçhile, vtktt idereltrinâen paJifok

hatined-ne ya/utan para devMerinin daha esastı ve hukuki bau scbeMeri de butmıabilir. Vakliyeda de kayıt edildiü

gibi (s. 71) hududlan belli köyler. vakıfnAmede zikr edilmi» olsun veya olmasın (metcid. ytA, mezarlık, w gayrin emUki gibi «eı'an \«kfı caiz olmayanlar dışında) hertUrltt hukukiyle imaı^eie vakıf edilmişlerdir. Fakat, buraxla netrcttiftiraiz bil«n«onun bulundutu defterin S»' inci yaprağında (imartlc iii gelir hesaplan arasında) mevcut bir kaytttan anladıgunıza göre, vakfı caiz olına. yan gelir kaynaklan arasında "riisâm-ı Srfiyyc" de zikir edilmekte \-e bu sebeple bu gibi rUsAmun yine vakıf idaresi urafından tahsil edilmekle beraber, vakıf için sarf edlİRKyip ınUte\-ellt »rafından her tene Hazineye dcvr edilmesi lâzım geleceti belirtilmekledir. "Resra-i çift" w tcferru'atı "ralyyet rüsOmlan" U« tapu resmi., gibi ehemmiyetli vergiler de, Mr tclikkiye gttre. örfi

rUsAm sayıldıftından ve vakıflara t i l diğer

rouimcleler-de ve vakfiyelerrouimcleler-de her zaman btiyle bir kayda rattlaniM-dıCmdan. bu gün burada bu mUhim meselenin tefsiri münakatasına girmeden bu mUhim kaydi aynen ver­ mekle yetineceğiz:

"Pe* imn edUb buyurdular ki,

AsU WIsdiii-i 'Srftyye mal-ı vakfa halt otunmaytb,

cümle-i evkaftan Şet'-i Şerife ve din-i mUnife muvafık olan nuhsulilını mütevelli alıp. kabz edib masarif-l mu'ay)«ncye sarf ede.

Am mâ, evkafın karyelerinin rUsûm-ı örfiyesinc ve ispençesine w sair hukuk-ı «eı'iyyesine ve Haraana \v BeytUlmaline ve »lal-i mefkud'ıına vt bllciimle her

larik ile metkûr, eger gayr-ı metkür mahsnUm aslA ha-ricden kimsenin dalıt eımeyib, matıslUlbt ve küUiyyen

rilsOm-ı arfi>7esln ve Haracın mUbatirtn-1 evkaf cem' cdUp mötovelllyv teslim cdUp. mUtevein dahi furttt-ı mu'ayyene muktezAıı lizcre vakf için tiyi» olunan nes­ neleri vakf ifiin labt idUb.

Vakf içün «iyin olunmayan ooabsuUtı oaUtevelU-i cvk*f-ı ma'mûre-i mezkûre yedinden HIzane-i •katin-ye vftsıl ola. Ve bilcilmlc rUsOm-ı 'örfiy•katin-yeyi vesair

vwk-fı sahih almayan mahsuUlt dahi bil-kaiiiyye mttteveUt-i

mezbur zabt idüb, ammâ mal-i vakfa halt etmeyüb rO* süro-j ftrfivyeden vesair vakfı sahih olnMyan mahsul&t-dan ne ktfez iderse mezkûr mUevein götUrUp Hıtane-i

'Amireye teslim ede."

Afağıya aynen derccttiğimU bir hUkOm suretinin de. "zevâyidi", yani lUzumlu masraflar yapıldıktan

»on-n geriye kala»on-n getir fazlala»on-n devlet tarafı»on-nda»on-n topla­

nan (HniM-i Amireye *il olan) Sulloo, « r i r veya tt-ineri vakıflarından bahsetntesi, bu nevi vakıfların j d l ı i

(12)

120

olursak) geriye ancak 3 079779 akçe kalnıaktadır kt bu paranın da 200000 akçesi "mütevellînin hayvanlarının ar­

pa masrafı" olarak sarf edildiğine gö­ re, "yedek" (temin&t) nâmı altında ge­ lecek yıla devredilecek gerçek "bakiy ye"nin 3 059 779 akçe olması icab eder.

Tetkik konumuz bilânçoda bir ev­ velki seneden devredilmiş olan akçenin

miktarının 3 341 7:3 olduğu (s. 12S) malûmumuz bu'unduğuna göre, vakıf

idaresinin 1586/1586 mal! yılı muhase­ besini (ayni yılın fiili gelirine nazaran)

281954 akçelik b<t açıkla kapatmış ol­ duğu anlaşılmaktadır. Bununla bera­ ber bu açığın nereden ve nasıl telâfi

edildiği ve hiç olmazsa "ge^^cek yıla devir ediloı zahire fazlası" olarak an-barda mevcut oluf olmadığı tetkike

muhtaçtır.

••SAbdtâ Mckke^ •« hOkflm U

vc konlrataMin

ehnwmlye-HUcn iMİw««e.i ItlanbuU* »c «n/MMU v«ki' ofan CVUTH ı d M ı ı «e vttaerft v« e«ka<-ı mkimkto \x «im-ı« n Olr tmmym H K M M ^ A w r a a c rAcf «IIM 'MO*-ytr vc ocvAmf ve mcMcid «c «air mtiirit vt u*4yâ-kri ytdek «ktaton mtwttnmA»T. 4eiilmMlr? StUdt i Sc-McthiMk mUvm O I M K nMInMHtMİMi <ıtmt4m. wain kcoMM 4iyan« w Mhıv-i i»bk«n«İM i'timtdı

hOmayA-M hOmayA-M ohOmayA-Mu(u cdhOmayA-Mea bu tuttun «tıi H A V C hOmayA-M «âyin tdib

buywrfi— U . <rwttl bMİdıricda nkroluıua cvkalıa n ü -MvcitIkTİn «c U l i b k r l a «c cMOcrin «e Mir aiBbaiir-kfte ctm- aHb <c aWrcdlt dcfwrkna frtOrdap. b«r-aMritu«M S"'-' ki trim )«rli yerinde mlıaMbelefin U m«n İMk ttıere lefü« w «TâhİMn eykyib tHıttkk,

xik-rohMM cvkrfM lwr MrİMkn nc MİİHtar redek U n »«nlır »e lâ'arir »e m f i t n ı ı u İIMI>K ramudır «e M nik<Ur aicça Mriahmumşılur. nicedir ve ahval I «edif w UtdAsi ctk»t ve tereUl Hrt ı rikıfa m m -fıkımaır. mulıalir olmalla vakfa tarar tertttttb Ider-mi vc bilcttale aiafewl-i «rkaTı iMsarir-< teı'iyyvfiae tolbik edi» her MCvMdı KMdâ OndA »Muti Oactc «•a'luaı edioib ve Hu«ne-I AanircMc fici' ohn levtyldi cfer aıAtcveinteHir v« cfer gtfıtâv ktim'edüb alız vc eki edenleri yMub arı cyie^vtin ki «azMİn e«tirilUb eereü (İM haklanndat teUnOb laiıc nıMb-i I b m «*kf ela. VeltMııl evkaf alrv«n lamaa (Sr«mb taibth oiwuBak eltca«n.4 mUMoaraAulamİH- kemal.< bMİrM ve

İMlbtt Baerc oMb lasldh e«U> vc ne veçhile oUıiın-m r f a ı n l yantb «eftcr edOb wku'i Oacre lOddc-l «a'a-detime a a tiitjttim. Bu huıuaa DerfAk-ı Mv'alUm ça-vuflardaa Kttıeyin Çavu> tide kadrvMı a»l>ba«ir ayin o*Hcımu}iur.

Uaşarü-n-ileylı laralmda» felea «anitmed'e verildi » S e m i Kf.

»•rrekAki Ar«iv Vtmm M U a r « « i ) . MOMtnn* Def­

teri No: )». Mtkta İM.

Bilânçomuzun Kiler Muhasebesi'ne âit son bölümünde (s. 154) Imâret ki­ lerinde sene içinde bulunan ve l ü z u m hasıl oldukça sarfedilmiş olan her ç e . şit zehirenin nevi ve miktarları ayrı ay. n gösterilmiş bulunmaktadır.

Bu bölüme âit hesapların türlü ba­ kımlardan alâka çekici o l d u ğ u muhak-katır. Bu arada onlardan imaret mutfa-ğında hazırlanmakta olan yemeklerin çeşni, mikdar ve kaliteleri h a k k ı n d a sa-rih bilgiler elde--tmck m ü m k ü n olmak­ tadır. Mesela, 1585/1586 muhasebe yıU içinde imaret kilerine, herbiri 20 okka olarak hesaplanmakta olan Istanbul ki­ lesi ile 12 887 kite 3,5 sinik b u ğ d a y gir-miş v«« br. buğdayın 8 405 kilesi ekmek­ lik un h.-ılinc sokularak günlük fodula tevzfâtmda kullanılmıştır. Geriye kalan buğdayın 1743 kilesi. Cuma, Ramazan ve bayrom geceleri dışındaki günlerde pişirilmekte olan bulgur çorbalarına sarf edilmiş, 10 kilesi ile Aşure haixi ya­ pılmıştır. Geriye kalan b u ğ d a y d a n 1363 kilesi değirmenci hakkı ve ö ğ ü t m e es-nâsındaki zâyi'ât ve tartı farkları ola­ rak hesaptan düjülınüş, 1366 kile buğ-daym da satılmış olduğu k a y d e d i l m i ş

tir. (s. 155).

İmaretin pirinç muhasebesi dc aynı yıl için herbiri 10 okkalık 4 378,5 kile pirinci ihtivâ etmektedir. B u m i k d a r ı n

1332,5 kilesi senenin Cuma. bayram vc Ramazan geceleri (Cem'an 82 gecede) verilmekte olan pilâva sarfedilmekte-dir. Bu maksatla anbardan h e r g ü n 16

kile 1 şinik mikdannda pirinç çıkarıl­ mıştır. B u mikdar pirinç ile hazırlan­ makta olan pilâv için anbardan çıkarı­ lan sâde yağ mikdan da g ü n d e 48 okka 300 dirhem olarak gösterilmişdir. Tâb-hane de misafir edilenler için o sene içinde dağıtılmış olan d ö r d e r kişilik

12 167 sofranın pirinç p l â v l a n ise her bir sofraya 300 dirhtm pirinç ve 120'şer dirhem sâde yağ olarak hesapedilmiş-dir.

(13)

plâvla birlikte verilmekte olan zer^ 4c için de, bu 82 şerefli-günler için her ggünde beşer kile pirinç, 10 okka sâde yağve SO'şer okka bal verilmektedir. Mi­ safirlere verilen zerde için ise, dörder kişilik 1893 sofra için, her sofraya 150' şer dirhem pirinç. 50'şer dirhem sâde yağ ve 150'şer dirhem bal hesap edil­ mektedir.

Cuma. Bayram ve Ramazan gece­ leri gibi dinî gecelerde (Cem'an 82 ge­ cede) dağıtılmakta olan zirfaaç denilen zamanın makbul bir tatlısı da. her defa­ sında 62 okka bal, 38 okka nişasta, 7 okka kayısı, 25 okka kırmızı üzüm, 10' ar okka badem ve 7'şer okka siyah erikle hazu-lanmakta ve içine ayrıca kâ­ fi mikdarda za'afran konmaktadır.

İmaret kilerine ait masraflar bö­ lümündeki bilgilerden bazıları, özet ola­ rak aşağıdaki "2" numaralı cedvele ak­ tarılmıştır. Bu cedvelin birinci kısmın­ da 993/994 (1585/1586) malî yılı için­ de satın alınmış bulunan zahirenin her çeşidinin nev'i ve miktarları ile bu mü-baya'alar için ödenmiş olan akçe tutar-lan (s. 139) kaydedilmiştir. Bu rakam­ lardan, bahis konusu malların okka. kantar, kile veya çeki., olarak kullanıl­ mış bulunan ölçü blrlmlerl'ne göre se­ ndik ortalama flatlan tarafımızdan ay­ rıca hesaplanarak cedvele ilâve edil­ miştir.

Sene içinde satın alınmış bulunan zahirenin senelik sarfiyâtm tamamını teşkil etmediği, malzemelerden bir kıs­ mının kiler baklyyesi olarak geçen se­ neden devredilmiş bulunması veya bir kısmının sene içinde tamamiyle sarf edilmiyerek fazlasının gelecek yıla bıra­ kılması mümkün olduğundan, her nevi zahire için senelik tüketim yekûnunu bilânçomuzun Kiler Hesapları <bölü-münden (s. 154-160) ayrıca çıkarmak icab etmiştir.

Bu suretle cedvelimizin ikinci kıs-ımnda bahis konusu mutfak malzeme­ sinden her birinin sene İçinde sarfe-dllmlş olan mtiktaırtyle daha evvel

bilân-İLMKCaO «93/994 (1S8S/15«6) ^21

ç o n u n "mubaya'lar" (s. 139) kısmın­ daki bilgilerden faydalanarak tesbit

etmiş olduğumuz birim fiatlanna gö­ re hesaplanmış maliyet kıymetleri ve bu kıymetlerin umumî mutfak masraf­ ları yekûnu İçindeki yüzde nisbetlerl kaydedilmitşir. B u nisbetlere göre, Sü-leymaniye imaretinin mutfağında ha­ zırlanmış olan ekmek ve yemeklerin nevi ve çeşitleri icabı, yemek masraf­ ları içinde % 25.96 ile ekmeklik un baçta gelmekte, un'u % 20,53 ile et, % 12.62 ile pirinç, % 10,34 ile bal, % 9,63 ile sâdeyag. % 9.21 ile çorbalık buğday ve % 5 ile odun tâkib etmekte ve yalnız bu zahirelerin değeri cedvel-deki 34 maddenin tutarının % 93,20'sini teşkil etmekledir. Geriye kalan nişasta, badem, kayısı, üzüm, karabiber, soğan, yoğurt gibi diğer maddeler ise (hepsi bir arada) mutfak masraflarının % 6,71 inden ibaret kalmaktadır.

Gerçi bu suretle hesaplama tarzı­ mızda da bir evvelki yılda çok daha ucuz veya pahalı bir fiatla tedarik edil­ m i ş olan bir kısım malzemeyi cârî yıl fiatlarına göre kıymetlendirmiş olma­ mız bir mahzur teşkil etmekte ise de, birbirini tâkip eden iki yılın fiatları arasında her zaman büyük bir farkın mevcut bulunmayışı ve bir evelki yıldan devredilmiş olması muhtemel zahirenin ehemmiyetsizliği, zarurî olarak başf' urduğumuz bu yohi, mahzurlarına rag­ men kabullenmemize sebeb olmuştur.

* * •

Bilânçomuzun bu suretle bir ced­ vel haline sokulmuş bulunan rakam­ ları, iktisadi ve içtimai yönleriyle tüt^ kiye tarihinin birçok problerlnln aydın­

latılabilmesi İçin pek lUzümlu olan bir flatlar tarihi'nin, hiç olmazsa ana çiz­ gilerle, tesisine yardımcı olabilecek ni­ telikte bir kısım arşiv veslkalannm kıy­ metlendirilme tarzı hakkında bir fikir vermektedir.

Gerçekten, yeniden tesîs edilmesin­ de zaruret bulunan bir Türkiye Flatlar Tarihi üzerinde çalışacak olanlar için

(14)

122 ÖMnt tAKKAN CEDVELNo. 2

SOLEYMANtYE tMARETt İ I U T F A C I tÇtN 1S8S/1S66 MALİ Y I U tÇtNDE SATIN ALINMIŞ OLAN ZAHİRENİN MİKDAR VE FİYATLARI İLE SENE İÇİNDE KULLANILMIŞ OLAN MİKTARLARININ DEĞERİ

VE MUIFAK MASRAFLARI YEKÛNU İÇİNDE YÜZDE NİSBETLERİ

8 10 11 12 13 14 15 16 19 21 25 26 27 28 29 30 İ L 32 Satm miktar Koyun eti Bu«day Un Mısır Pirinci Bal Badem Kayısı Siyah erik NisasU 77 615 6^49 1 237^ 1 194^ 212.17 24436 _ 28.15 19.47 1 2 ^ 62.73

cinsi

(Ak«a) Tutan

Birim Flatı (Akça) Okka Kile İOİe Kiİe Kantar Kantar Kantar K a n u r Kantar Kantar Kırmm OzUm Zafran Nohud Karabiber Masukt Soğan Üzüm Turşusu Kuru nâne JMaydanoz^ Yofturt 4238 1530 400 253 5 277 240 20 Koruk Kabak Kimyon Ntrdenk Yufka Odun 1400 1 120 1344 164 2.27 3080 3 899 Kantar Dirhraı Kile Okka Okka Okka Desti Okka Okka Okka Okka Okka Kantar Adet Ceki 232 845 j57 760 31590 39418 111476 98092 13011 5996 IJ29 10892 3 792 27 963 12000 3 050 890 4 871 4020 80 1658 2 240 1 120 434 1461 399 494 47 256 3.00 2338 ^ 5 3 4 33.00 525,41 401.10 462.20 3 0 7 ^ Tn.73 173.70 Mod* tOkcUka 77 615 4482.5 J 1 5 2 r 4338 Sendik tüketimin tutan (akça) IM-Içlı» de M* nlsb«ti 232 845 104789 294 246 143154 208.40 29232 2234 14.26 J7.70 7 Î 3 0 87.99 1.66 30.00 119.61 _127.14 _0.92 16.75 4.00 1.60 1 032 175,77 0.16 12.12 50,20 74,23 192 6630 7,25 3762 240 83 1400 1 120 1344 124 3 2,40 3 080 4683 YekOn : 109495 217 330 10 326 4 391 1978 12420 20,53 9,21 25.96 12.62 9,63 10,34 038 0A7 1.09 4417 039 J2322 5760 7 934 920 3461 4020 34 1658 1.08 031_ 0.70 0.08 030 035 0.14 2 240 1 120 434 n ı o _422 494 56758 1 134078 020 0,10 0,04 0,10 0,03 0,04 5,00 100

(15)

riXeVMAHiYE CAMI VE İMAHETİ TESİŞLERİNe AİT Y . L L , K eİR MUHASctE « L A N Ç O S U

9 W / » 4 (I5«S/IS»*) 123

^ ve hizmet fiatlanna ait bUyiik ,4eıUerde ve ımmtazaın seriler tenkil edecek tanda standardize edilmiş

ra-bunlara ihtiyaç vardır. Elde mevcut

münlerid bazı tarihî eşya fiatlan ise. çok defa mahallin piyasa şartlarına, ^ l ı n kalitesine, mevsimlere, siyasi ve askerî duruma göre birbirinden çok farklı ve dağınık bazı rakamlardan iba-ı«ttir. Bu sebeble. tesadüflerle ve gelişi

güzel derİNimiş olan birkaç rakama da­ yanarak Hyat hareketlerinin hakiki sey­

rini tâkibe çalışmak ve hattâ benzeri rakamlarla hazırlanacak yetersiz ista­ tistik tabloları ve grafiklerden hareket­ le bütün bir devrin iktisadî ve malî konjonktürünü tâyine ve dolayisiyle si­ yasî ve içtimaî olayları tefsire çalışmak, çok tehlikeli ve ekseriya içinden çıkıl­ maz, tutarsız bir yol teşkil etmektedir.

Halbuki, imaret tesislerinin bura­ da bir örneğini tetkik etmekte olduğu­ muz Yıllık Muhasebe Bilânçolarınm masraflar faslında, oldukça seviyeli bir aile mutfağı için bir senede yapılması lâzım gelen her çeşit masrafları 400-500

defa büyütülmüş ve aynı şartlar altın­ da aynı bölgede bilfiil geçerli olmuş ha­ kîki fiatlar üzerinden senelerce yapıl­ mağa devam edilmiş mübayaalar olarak kaydedilmiş bulmaktayız. B u bakım­ dan, tanzim ettiğimiz şekliyle "2" nu­ maralı cedvelin rakamlarını, fiat ha­ reketleri tarihine ait tetkikler için za-rurû olan nitelikte, ilmî usullere olduk­ ça uygun şekilde derlenmiş, büyük ra­ kam serileri olarak kabul etmek müm­ kündür.

Bu rakamların zamanımızda oldu­ ğu gibi. hayat pahalılığı hesaplan için lüzumlu fiyat endekslerini tanzime de müsâit bulunması ise, onların ayrı bir üstünlüklerini teşkil etmektedir. Ger­ çekten, cedvelimizdeki şekillerile bu

rakamlar, bilhassa tetkik ettiğimiz ta­ rihî devirler için, aile bütçelerindeki mevkii çok mühim olan yiyecek madde­ leri fiatlarındaki iniş ve çıkışları her madde için sadece ayrı ayrı tesbit et­

mekle kalmayıp, ayrıca (o maddeler­ den herbirinin ailenin yiyecek masraf­ larının toplam değeri içindeki ehemmi­ yetlerine göre) nlsbl değerini de hesap­ lamamıza elverişli bir durumdadırlar.

Bilindiği gibi, ekmeğe, ete. yağlara, süt veya sebzelere ait masrafların aile bütçeleri içindeki nisbet ve ehemmiyeti devlrfere, beslenme rejimlerine âlt ma­ hallî örf ve âdetlere ve nihayet zümre­

nin içtimai mevkiine göre, birbirinden

çok farkh olabilmektedir. Tetkik etti­ ğimiz Yıllık Muhasebe Bilânçoları'nm imaret mutfağı masraflarına ait rakam­

ları ise, o devirde oldukça seviyeli bir aile sofrasında sene içinde yenilmesi mümkün olan türlü yemeklerin nevlle-riyle birlikte çeşni ve tertiplerini de aksettirmektedir. B u bakımdan muay­ yen bir devirde belirli seviyedeki bir

aile mutfağının' masrafları arasında etin, yağın, pirincin, tuzun, biberin mev­

ki ve değer nisbeti bilinmekte ve bu mal­ zemeden herbirinin fiatında vuku bula.

cak bir fiat yükselişinin aile bütçesi ve hayat pahalılığı üzerindeki tesiri he­ sap edilebilmektedir. Aynı surette, ara­ dan geçmiş olan kısa zaman süreleri zarfında Türk toplumunun beslenme şekillerinde ve yemek hevllerinde esas­ lı bir değişiklik yapılmadığı farz edil­ mek şartıyle, herhangi bir devirde olur

ise olsun mutfak zahiresine ait ayrı ayrı malum fiatlardan elde mevcut tip-lerdeki yemek çeşitlerine ve beslenme itiyâdlarına göre, ailelerin yiyecek mas­ raflarının hakiki değerini hesaplamak

da mümkün olmaktadır.

Aynı imaretin mutfağında bütün bir sene zarfında hazırlanan türlü ye­ tmeklerin aynı hacimde ve aynı miktar ve nisbetlerde kullanılacak aynı mal­ zeme ile, fakat bu defa başka bir sene­ ye ait fiat listeleri üzerinedn satın alı­ nan zahire ile hazırlandığını farz ettiği­ miz takdirde elde edilecek mutfak mas­ rafları yekûnunun her iki halde aynı olmayacağı aşikârdır. Aynı nevi ve mik­ tarlardaki mutfak malzemesinin, aynı

(16)

124 ÖMEK BARKAM

pazâiiama şartlan altında tedarik edil­ miş olmalarına rağmen aradan geçen zaman zarfında zahire fiatlannda vu­ kua geioü farklardan ileri gelen bu de­ ğişikliğin, yiyecek fiatlannın topla­

mına âit olmak üzere ve o devirler Içi^

uygulanması mttmkttn tek yol olan

pra-tik bir usul ile yiyecek maddelerhdn

kompoze bir endeksini hanriamamıta nrilsait bulunmaktadır.

(17)

(Bllânçonun metni)

Muhasebe-l mahsulât ve İhracât-ı m«rhum maitfurü'n leh Sultan Süleyman Han 'alcyhl'r-rahmctl ve'l-gufran, der mahrûsa-l İstanbul Der tahvîl-i Bali cd-da'î el-mütevellî ve bi-kalemi'l-fakir Sinan el-kâtib. 'An evvel-i Mart el- vâki' ft 9 Ra. s. 993 İlâ «aye-l Felvar' el- vâki' fl 19 R«. s. 994 (1585/1586)

I

M A H S U U T V E YEDEK» V E BEKAYÂ-YI MUHASEBECİ MAZİYE ASL-IMAL: JL» J-»^ 9039602

A — 'An baklyye-1 yedek-1 muhasebe-l mâ­

liye : 3341 733 B — 'An bekayâ-yı sftbıka, Can) zaıhan-ı

Bali cd-dâ'î, 'an zaman-ı 'Abdi Çelebi

mütevellt-i sâbık: 420110 1) 'An zaman-ı Bali ed-dâ'î, 'an vacib-i

sene 992 (1) 331310 2) 'Abdi Çelebi, mütevellî-i sâbık (2 ) 88 800

C — 'Anll mahsulât : 5 277 759

I ) 'An mukata'ât 4 286 300 'An mukata'a-1 mahsulât-ı :

I) cibayet-i Istanimaka ve Karnofol ve Dej^irmen-deresi ve Çepne ve Razlos, der kaza-i Filibe ve Tatar-pazarı ve Hasköy, der 'uhde-i Osman b. İbra­ him 'An evvel-i Mart ve Nevrûz, vâcib-i sene 993 'An kıst-ı sene-i

sâniye, f! sene-i kâmile 766666

<l) 'An lahvll-i :

a) BaU B«t v« Mehmed. mUlıezimAn-ı mukata'a-i Zıhııa 24 795

b) DimitrI, mUllezim-l mukata'a-l Evrcfc vc IcnAbl'uM 157(26 c) HOıeyin ve Mıuıafa, tnUlıezimto l mukau'a-i Kan-yaya> 107 tü

«) Ceyvan b. Abdullar, maitezim-i mukata'a-i karye-i Yafcı vo tct'AM'uh& 3 400

d) Makridi vc Todorak). mU llcnmAn-ı ımıka<a'a-i Çok-sckbcn \v levibi'uhi 3İ017

c) HUMyin b. Abdullah ser-funif*, 'an kare-l clUkkân-ı serhane 414 () Musa CİM vc Hasan kttib-i mOfahere, 'an mukala'a-k zeminhA-i bagçe-i Tophane 2M0

g) Musa cibl vc Hasan ktlib-i mtt^ahcrv, 'an mukaia'a i zemintdı-i botlanhk-ı Lanka 425 h) HUse)-in cibl, 'an baha-1 gendttm kl der Trablus furuhl \-« ba'de'l-hisab der zlmmet-i hod

mtnde « « » (2> 'Aa tahva-i:

a) Timur, mUUezim-l asl-ı sâbık-j nuıkaıa'a-i Ece-abftd ve KarıH'ay». '»n vacib i sene Wl 2} 000 b) Dtanitri, mUllezim-i stbık ı n»«ka»a'a-i t.vrefe ve tevâbi'uhi, 'an %-acib-i ı«ne 990 52 400

Referanslar

Benzer Belgeler

Bugün Japonya’nın güneyinden Endonezya’ya, Avustralya’nın kuze- yinden Yeni Kaledonya’ya kadar uza- nan kıyı bölgelerinde, 10-40 metre derinlikteki kayalık

Dev­ let Bakanı Abdulhaluk Çay, Nâzım Hikmet’e yurttaşlık hakkının veril­ mesi yönünde bir isteğinin olmadı­ ğını savunarak “Vatan haini olan bir insana böyle

Üzerinde yürüdü¤ümüz topra¤›n, t›rmand›¤›m›z da¤›n nas›l her y›l milim milim olmak üzere on, hatta yüz milyonlarca y›l boyunca nas›l yükseldi¤ini, sonra

iki senelik arkadaşım Osman Cemal de soyadı olarak bu kaygılı ismini Seçtikten sonra artık dertten kur­ tulmadı.. Halbuki ben onuıı kaygılı olmadığı

Nakşbendi ve Safevi tarikatlarının karışımı olan Bayrami tarikatının kurucusu olan Hacı Bayram Veli Akşemsettin ve Bursalı Ömer De­ de gibi iki büyük

Kölner Sportökonomie- Kongresses; Horch / Heydel / Sierau Hrsg., (Edi- tion Sportökonomie und Sportmanagement, Bd.. riye yapılan yatırımlar, yalnızca kulüpler ve sporcularla

B U hatıralarda şiirleri, eserle­ ri üzerinde kısaca duracağım insanlardan biri de Muhip Dranas. Necip Fazı! Kısakürek. Fozıl Hüsnü Dağlarca. Nazım la Orhan

Bu mavi gözlü, hala dört yaşmdaki haline benzeyen, delifişek ve dobra kadım anlatmaya başlamadan önce açıldığa kavuşturmamız gereken bir soyadı sorunu var: Deniz