mı
“ Ermeni
HAVİSİ
Sorunu,,
OKTAY
Nedir?
AKBAL
i
&r%
oû
o
Frangı* subayı Kont de Cholet’nin lB92’de yayımlan mış kitabında Erzurum yörelerinde yaşayan Ktlrtlerden ve Ermenllerden söz ederken «Y ılın altı yedi ayı karla kaplı bu bölgede yaşayan K lirtler ve Erm enller son yıl larda büyük bir kaynaşma İçindedir. Kuzeyde ve merkez de Kürtler, güneyde İse Erm enller yaşarlar. N e var kİ Er- meniler’ln yaşadığı yerler Kürt topraklarıyla çevrelen miştir. Soy ayrılığı, ayrıca din farkı, her gün kavgalara, çekişmelere, sayısız olaylara yol açıyor» demektedir. Kont de Cholet, K ürt derebeylerinin Ermeni topraklarım elde etmek İçin her türlü çabayı gösterdiklerini de yazıyor.
Evet, Ermeni sorunu tarihsel yeriyle, boyutlarıyla, gerçek yanlarıyla gözler önüne serilmelidir. Bunun za manı gelmiş ve geçmiştir. Tarihçilerim iz bu konuyu ne den gereği gibi dikkatle, önemle ele almadılar, bilemem. Belki çoğunlukla belli saplantılardan kendilerini kurtara madıklarından, kendilerini tarih biliminden çok önyargılı görüşlere kaptırdıklarından... Valöry’nin «Tarih bilim de ğ ildir» özdeyişine gelin de hak vermeyin. Nedense bir kı sım tarihçi. OsmanlI’yı sürekli savunmak, korumak ge rekliliğini duymuşlardır. K im i OsmanlI’yı ya yerin dibine batırmıştır. K im i de tam tersini yapmış, OsmanlI’da en küçük bir kusur bulmamak, leke sürmemek için tari hin gerçeklerini gözlerden uzak tutmak çabasına düşmüş tür. işte bu yüzden Ermeni sorunu tüm açıklığıyle göz ler önüne bir türlü serilmemiştir.
Herkes bilir kİ OsmanlI im paratorluğu yüzyıllar bo yunca bir halklar topluluğuydu, tam bir İnsan karmaşa sı, karmakarışıklığı... Değişik dinler, mezhepler, soylar bu topraklarda iç içe yaşamıştır. Sürekli iç kavgalar, bir- birleriyle çekişme, zaman zaman boğuşma halinde... Os manlI İmparatorluğu ise yalnızca Anadolu toprakların dan topladığı askerleriyle —öteki halklar askere atam az lardı, ne Kürtler, ne Araplar, ne Rumlar, Ermenller, Ya- hudiler, başka soylardan gelenler —bütün bu geniş, ka labalık, dağınık toplulukların yaşadığı ülkeleri koruma ya, savunmaya, yönetmeye çalışıyor; doğal olarak bu gö revi —hele son yüzyıllarda gereği gibi— yerine getire miyordu. Araplar. başkaldınyor, birbirleriyle kanlı çar pışmalara kalkışıyor, aşiretler başka aşiretlerin gözünü oyuyor, hırlstiyan azınlıkların yaşadığı bölgelerde İse baş ka soydan gelen —ya da geldiği varsayılan— İnsan toplu lukları o yerlere sahip çıkmak savaşımı veriyorlardı. Do ğu İllerindeki Kürt — Ermeni çatışması görüldüğü gibi büyük imparatorluğun içindeki çeşitli etnik grupların çı kar hesaplarının sonucudur. Güçsüz im paratorluk bun larla başa çıkamamıştır.
OsmanlI imparatorluğu dönemlerinde lyl-köttt pek çok olay geçmiştir. OsmanlI'nın düşmanlan sayısızdı; bu düşmanlar devleti yıkmak için büyük çaba harcıyorlar, en başta da içte kışkırtmalara başvuruyorlardı. OsmanlI yönetimi de gerekli karşılıklan veriyor, bu başkaldırma ları çeşitli yollardan, zaman zaman güç kullanarak bas tırıyordu. Hele Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu böl gemizdeki Ermeni topluluklan —Çarlık Rusyasmın kış kırt,malan sonucu— işgalci ordularla işbirliği etmişler, Türk halkına en ağır davranışlara girişmişlerdi. Bu arar da, Kürt diye tanımlanan aşiretler de bu durumdan ya rarlanarak Ermenilere karşı «yok etme, m allan ele ge çirm e» girişimine başladılar, işte «Erm eni kıyım ı» adı verilen ve yanm yüzyıldan daha uzun bir zaman geçme sine rağmen dillerden düşürülmeyen olay budur; Tllrk- lerin düşmanlığından değil, daha başka nedenlerden kay naklanmaktadır.
Ermeni tedhiş örgütleri durmaksızın Türk dlplomat- lannı öldürüyor. B ir öç alma savaşının sürdürüldüğü durmaksızın belirtiliyor. Dünya kamuoyu bu konuyla İl gileniyor, ama işin iç yüzünü ayrıntılarıyla, gerçeğiyle bilmeden, öğrenmeden... Altmış-yetmiş yıl öncenin öcü nü almaya kalkışanların, —hem de bu öç almaya onlan İten nedenleri gereği gibi bilmeden —suçsuz İnsanların canına kıyanların, akıldan yoksun kimseler oldukları ft- çıktır. Onları bu kanlı işlere İten çevreler, kişiler kimler dir? ön em li olan budur. OsmanlI Devletiyle en küçük bir ilişkisi kalmamış, yepyeni bir devlet olan Türkiye Cum huriyeti, tarih yapraklarındaki gerçekleri bir bir ortaya dökmek, bu çirkin, kanlı öç alma savlarının yanlışlığını kanıtlamak gücüne sahiptir. Soğukkanlüıkla, sağduyuyla, tarihsel olaylara yansız bakarak, yorumlamaları eksiksiz yerine getirerek, dünya kamuoyu bu «Erm eni Sorunu» konusunda aydınlatılmalıdır. Vakit geçirmeden...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi