Tercüman
---üiannnıııımınmnıiüiifimımminınnıımımmınmırmııumnuıiRnımmnnnnııımnmmnıınıuımı^
Yaşar Nabi
P ah a az sinirlenm ek
M M SAP bozukluğu muhakkak ki bir medeniyet hastalığıdır. S Akıl hastalarının sayısı her yerde medenî hayatla bir-İ tikte gelişiyor. Teknik ilerlemeler yaşama temposunu § hızlandırdığı ölçüde sinirlerimizi de harap etmekten geri kai li mıyor.
Sinirlilikle akıl hastalıklarını birbirine karıştırmamak lâ- ğ zım. Her sinirli adamı akıl hastası sayacak olsak maazallah E bugünkü hayat şartlarımız içinde akıl hastası olmıyanların az- |j lıkta kalması işten değildir. Gerçi, biliyoruz, akıl hastalıkla- E riyle uğraşan mütehassıslar bizim pek normal gördüğümüz I kimselerde bile türlü adlar yerdikleri sinir illetleri keşfet- j§ mekte birbirleriyle yarış ederler. Medenî nıenılektlerde tııııar- E hanelerin tıklım tıklım dolu olmasına rağmen çok şükür aklı- 5 mıztn ortalama durumu bu mütehassısların gösterdiği derece li de bozuk değildir. Yoksa büyük şehirlerin bu sıkışık, bu burun ğ -buruna yaşayışı bir cehenneme çevrilmekte gecikmezdi.
Bununla beraber gene de kalabalık şehirlerimizin giirültü- İ lü hayat temposunun sinirlerimizi ne kadar yıprattığını bir göz H önüne getirin.
Şehir hayatı ne kadar kesif, izdiham ne kadar fazla olur-
£ sa bizi çileden çıkaran sebepler de o kadar sık karşımıza çıkar. E Onun içindir ki medeniyet siniçleri yıpratıcı bir. hızla gelisir- § ken medenî insan da ayni hızla sinirlerini bu tehlikeli gidişe Ü karşı frenlemek çin çareler ara ve bulur. O yüzdendir ki uzun S bir teknik medeniyet geleneği olan milletler bu hastalığa karşı E daha mukavim olurlar. Her hastalığa karşı uzviyetin mukabil S çareler bulması kabilinden İnsan topluluğu da toplum hasta- £ lıklarına karşı muafiyet imkânları hazırlar. Bunların başında § medenî insanın iradesi gelir.
Her gün boşu boşuna sinirlerimizi yıpratan hırçuılıkları- | mızdan çoğunun küçük bîr irade gayretiyle kolayca önlenebile- i ceğini biraz düşünmekle kendimiz de keşfedebiliriz. Bunu an- S lamak için her gün kalabalıklar içinde karşılaştığımız çatışma- | ların, kavgaların ne kadar küçük, ne kadar mânâsız sebepleri | olduğuna dikkat etmek yeter. Küçük bir irade gayreti bu ça- İ tıkmalardan çoğunu daha baştangıcında ortadan kaldırabilir, e Pek sudan bir sebepten bir kavganın çıkış seyrini takihetmek £ kadar meraklı bir şey yoktur. Siz karşıdan hakem ve seyirci g mevkiinde olduğumuz için, iki tarafın sarfettikleri kırıcı söz- İ lerin ne küçük bir dikkatle hafifletilebileceğini, dolayısiyle de g kavganın ne kadar kolaylıkla önlenebileceğini hesaplıyabilirsi- § niz. Bizi kızdıran bir hareket veya söz karşısında ağzımıza ilk I gelen ağır sözü hemen söyliyecek yerde bir an yutkunmayı iti- I >'*t edinsek bu kadarcık bir zaman parçası bile bize itidalimi zi buldurmaya, sözümüzü değiştirip muhakkak bir kavgayı ön- | leroeye veya şakaya bozmaya kâfi gelebilir,
i __ Sinirlenmenin hemcinslerimizden çok kendimize zararı ol duğunu düşünürsek sinirlenmemek için alacağımız her türlü i tedbirin başkalarından çok kendi faydam ıza olacağım takdir ederiz. Yaşama zevkini 'bize haram eden sinir bozukluklarını ! önlemenin biraz da kendi elimizde olduğunu unutmıyalım ve sinirlerimize saygı gösterilmesini hep başkalarından bekleme yelim.