• Sonuç bulunamadı

Editörden / Editorial

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Editörden / Editorial"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

nsanların olay ve olgulara yaklaşımı, hiçbir din, medeniyet ve kültürde aynı değildir. Akıl sahibi bir varlık olarak insanın tabiatı, yeniliğe ve çeşitliliğe daima ilgi duymaya meyillidir. Onların psikolojik yapıları, içinde yetiştikleri siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal şartlar, bazı görüşleri benimsemelerinde veya eleş-tirmelerinde doğrudan veya dolaylı olarak etkili olmuştur. Özellikle Yahudilik, Hris-tiyanlık ve İslam’ın tarihinde kutsal metinlerinin anlaşılması, yorumlanması ve yaşanmasında bu dinlere inananlar arasında köklü sorunların yaşandığı bilinmek-tedir. İslam tarihinde Hz. Muhammed’in ölümünden sonra, yaşanan siyasi ve top-lumsal hadiseler ve bunların getirdiği sorunlar karşısında Müslümanlar, farklı siyasi tutum, tavır ve davranış içerisine girmiştir. Başka bir ifade ile İslam’ın çeşitli top-lumlar tarafından farklı şekilde anlaşılmasına ve yorumlanmasına sebep olmuştur. Sonuçta, “siyasî ve itikadî amaçlarla vücud bulmuş belli şahıslar ve fikirler etrafın-daki zümreleşmeler” olarak bilinen itikadî-siyasî fırkalar ve fıkhî-amelî mezhepler olarak bilinen fikri kurmsallaşmalara gidilmiştir. Biz bugün, insanların dini anlama ve yaşama biçimlerinin bütününe mezhep adını veriyoruz. Bu dinî-siyasî oluşum-lar veya ameli mezhepler, Hz. Muhammed’in vefatından sonra ortaya çıkmış beşeri yorumlardan oluşmaktadır. Bunlardan hiçbirisi din değildir, dini temsil etmez ve dinle aynileştirilemez. İslam’ın hakikatlerinin bir şahıs, mezhep, tarikat ve cemaate indirgenmesi veya onlar üzerinden inşâ edilmesi ilmî ve sosyolojik açıdan doğru de-ğildir. Her dinî-toplumsal yapı, tarihsel süreçte, içinde bulundukları şartlara, kar-şılaştıkları sorunlara ve muhataplara bağlı olarak fikri açıdan değişime ve dönüşüme uğramışlardır.

Her mezhep, fırka ve cemaatin kendine özgü ayırıcı fikirleri ve hakikatleri vardır. Ancak hiçbir mezhep mutlak hakikatı temsil etmez. İnsan ürünü olan İslam yo-rumları, en genel anlamda “Aklî”, “ Zahirî” ve “Batınî” olmak üzere üç farklı grupta toplanabilir. Günümüzde bu üç farklı din yorumu birbiriyle rekabet veya kutup-laşma hâlindedir. Her yorum geleneğinin güçlü ve zayıf noktaları bulunmaktadır. Mezhepler ilk ortaya çıktıkları dönemlerde yaşanan sorunlara çözüm bulmak gibi bir işleve sahiplerdi. Ancak günümüzde mezhepler sorun çözmek yerine mezhep-çiliğe dönüşerek Müslümanların birlik ve beraberliğini tehdit eden yapılara dö-nüşmüştür. Mezhepçilik, bireyin hayatından uluslararası ilişkilere varıncaya kadar hayatın bütün alanlarında her geçen gün daha etkin hâle gelmektedir.

Mezhepler, geçmiştekinden çok daha fazla etkin hâle gelmiştir. Orta Doğu’da yaşa-nan çatışmaya evrilen mezhep kutuplaşmaları sebebiyle, mezhepler ilmî ve akade-mik araştırmaların, siyasi ve stratejik araştırma merkezlerinin ilgi odağı hâline gelmiş, pek çok derginin özel sayı konusu yapmasına sebep olmuştur. Yaklaşık yarım asırlık tecrübe ve ilmî birikime sahip olan İslâmî Araştırmalar Dergisi de bu çerçe-vede, isabetli bir şekilde bu konuyu özel sayı yapmıştır. Bu sayıya editörlük yap-mam istendiğinde hiç tereddüt göstermeden kabul ettim ve hemen içeriği ile ilgili çalışmaları başlattım. İçeriğin belirlenmesinde; mezhep olgusu ile ilgili geçmişte ve

(2)

günümüzde tartışılan önemli sorunlar öncelenmiştir. Bu sayıda, İslam’ın mezhep-ler öncesi tarihsel gerçekliği, mezhep-din ilişkisi veya ilişkisizliği, din anlayışların-daki farklılaşmalar, çoklu aidiyetler toplamı olarak ve dinî düşünce çeşitliliği olarak mezhep olgusu, mezhepler arası çatışma, mezhepleri yakınlaştırma girişimleri, din eğitim ve öğretiminde mezhepler, Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarında mezhebi eğilimler, dört hak mezhep, 73 fırka rivayeti, mezhepler haritası ve nüfus dağılımı, modern dini tartışmalarda mezheplere referanslar, mezhepler tarihi ilmî ve akade-mik araştırmaların eleştiri ve değerlendirmesi, Selefilik ve Vehhabilik ile ilgili ol-dukça ilgi çekici makaleler bulunmaktadır. Ayrıca mezhepler tarihinde son dönemlerde yapılmış iki önemli çalışmanın tanıtımı yapılmıştır. Ancak bu sayının en özgün yanlarından birisi, “Mezhepler Tarihi Duayeni Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığ-lalı ile Söyleşi” adıyla oldukça kapsamlı bir söyleşinin yer almış olmasıdır. Daha önce bir derginin Bülten adıyla yayımlanan ekinde böyle bir söyleşiyi yapmak iste-miştim. Ancak bunu başaramamıştım. Bu içimde bir ukde olarak kalmıştı. Bu sa-yıda gerçekleştirebildiğim için çok mutluyum. “Farklı İslam Yorumları Olarak Mezhepler” özel sayısında “Eski Bakanlardan Nihat Ergün ile ‘Türkiye’de Siyaset-Mezhep İlişkisi’ Üzerine Söyleşi” ile ikinci önemli bir söyleşiyi gerçekleştirdik. Bu yıl Mezhepler sorununu özel sayı yapan iki ayrı dergide, “Türkiye’de Mezhepler Tarihi’nin Anabilim Dalı olarak gelişimi, bu bilim dalı ile ilgili yaklaşımlar ve so-runları” konusuyla ilgili bazı araştırmaların yer alacağını önceden bildiğimizden do-layı, bu konuları dışarıda tuttuk.

Bu sayıya makaleleri, araştırma notları, kitap tanıtımı ve söyleşileriyle katkıda bu-lunma nezâketini gösteren bütün herkese canı gönülden teşekkürlerimi sunuyo-rum. Ama özellikle böyle bir sayının hazırlanması için bana olan güveni dolayısıyla İslâmî Araştırmalar Dergisi Editörü Prof. Dr. Müfit Selim Saruhan’a; derginin plan-lanmasından yayınına kadarki süreçte yakın ilgisi dolayısıyla Ayfer Hanım’a ve yazı işleri ekibine müteşekkirim. Değerli okurlarımızın “mezhep olgusu” ile ilgili merak ettiği pek çok soruya cevap bulacağını ümit ediyoruz.

P

Prrooff.. DDrr.. SSöönnmmeezz KKUUTTLLUU Sayı Editörü

Referanslar

Benzer Belgeler

77 ÇfLn2>- 29 “ Ben Anadolu” oyununun telif hakları nedeniyle aralarında an­ laşmazlık çıkan ve birbirlerine suçlamalarda bulunanYıldız Kenter ile Güngör Dilmen

Son kırk yılım ızın kültür, dem okrasi ve özgürlük m ücad elesin e, resm i tarih dışında bir p ersp ektif arayan lara, bu süreci d evrim c i bir aydın

özelliklerinin nasıl olması gerektiğinden; ikinci kısımda öğretmenin ders verirken uyması gereken esaslardan; üçüncü kısımda ise öğretmenin öğrenci ile birlikte

• Din tanımı içerisinde Tanrı kavramının, irade sahibi bir insanın ve insan ile Tanrı/kutsal arasında bir tür ilişkinin varlığından söz

Hay’in öğrencileriyle din ve maneviyat kelimelerinin çağrıştırdıkları konusunda yaptığı beyin fırtınasında din kelimesi; kilise, cami, kutsal kitap,

Bu sürede birçok arkadaşımız dünyanın saygın epilepsi merkez- lerinde başta epilepsinin genetiği ve cerrahisi olmak üzere farklı dallarında eğitim almışlar,

Ayrıca top- lumsal refleks, taklit (ailede hazır halde bulunan mezhebi kabulleniş), o coğrafyada bulunan âlimin etkisi ve fikirleriyle oluşan mezhep, göçler, tarihi süreçte

• Çokkültürlü toplumlarda & devletlerde dil, din ve mezhep kavramları, başat kültürel aidiyet ve tanımlama formları olarak tarih boyunca yaşamın hemen her alanında,