• Sonuç bulunamadı

1780-1784 tarihli ve 4 numaralı Halep ahkam defteri (s.1-53) transkripsiyon ve değerlendirme / Aleppo judgment book number 4 (1780 - 1784), (p. 1-53)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1780-1784 tarihli ve 4 numaralı Halep ahkam defteri (s.1-53) transkripsiyon ve değerlendirme / Aleppo judgment book number 4 (1780 - 1784), (p. 1-53)"

Copied!
219
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI

1780–1784 TARİHLİ VE 4 NUMARALI HALEP AHKÂM

DEFTERİ (s.1–53) TRANSKRİPSİYON VE

DEĞERLENDİRME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMANI HAZIRLAYAN

Prof. Dr. MUSTAFA ÖZTÜRK CANAN KUŞ

(2)

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI

1780–1784 TARİHLİ VE 4 NUMARALI HALEP AHKÂM

DEFTERİ (s.1–53) TRANSKRİPSİYON VE

DEĞERLENDİRME

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Bu tez / / tarihinde aşağıdaki jü ri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile kabul edilmiştir.

Danışman Üye Üye

Bu tezin kabulü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Kurulu’nun ... / ... / ... tarih ve ... sayılı kararıyla onaylanmıştır.

ENSTİTÜ MÜDÜRÜ Ahmet AKSIN

(3)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

1780–1784 Tarihli ve 4 Numaralı Halep Ahkâm Defteri (s.1–53) Transkripsiyon ve Değerlendirme

Canan KUŞ

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Anabilim Dalı

2008; Sayfa: XI + 207

Osmanlı Arşivinin önemli tasniflerinden olan Ahkâm Defterleri, taşradaki her türlü şikâyetin merkeze ulaştırıldığı ve bu şikâyetlerin suretlerinin kaydedildiği defterlerdir. Bu defterl ere Şikâyet Defterleri de denir.

Osmanlı idarî düzeninde, devlet anlayışında halk, Allah’ın padişaha kutsal bir emaneti olarak kabul edilmiştir. Bundan dolayı devletin temel düzeninin, iktisâdi ve sosyal teşkilatının hedefi halk iaşesinin temini, can, mal, ırz ve namus güvenliğinin sağlanmasıydı. Devletin ancak bu unsurun ayakta tutulması, asgari geçim düzeyine sahip kılınması ile mümkün olacağının bilincinde olan Osmanlı yönetimi, Batı’daki çağdaşı devletlerin halklarının hayal bile edemeyeceği bir surette , en aşağıdaki tabakadan halkının şikâyetlerini dinlemiş ve bunların hiç birisini karşılıksız bırakmamış, yapılan her şikâyeti mutlaka araştırmış ve neticelenmiştir. Yani çoğu çağdaş devletin halklarına yeni tanıdığı “dilekçe hakkını”, Osmanlı yönetimi kur ulduğu tarihten itibaren tanımaya başlamıştır.

İlk başlarda yani 15. ve 16. yüzyıllarda halkın şikâyetleri doğrudan veya k adılar aracılığıyla merkeze veya beylerbeylik merkezine ulaş tırılırdı. Onun için ilk devir şikâyet kayıtları, mahalli Şer ‛iyye Sicillerinde bulunmaktadır. Devlet bürokrasisindeki işlemlerin artması neticesinde yeni bir şikâyet kayıt defteri tutulması usulü benimsemiştir ki, işte bu amaçla tutulan defterlere Ahkâm ( Şikâyet) Defterleri denmiştir ve bu defterler düzenli olarak 18. yüzyıldan itibaren tutulmaya başlanmıştır.

(4)

Merkezde hemen çoğu büyük vilâyetlerin Ahkâm Defterleri ayrı ayrı tutulmuştur. İşte Haleb Ahkâm Defterleri de bu tasnifte yer almaktadır. Haleb vilâyetinden merkeze ulaşan her türlü şikâyeti bu defterlerde bulmak mümkün dür. Bu itibarla 4 Numaralı Halep Ahkâm Defter inin ihtiva ettiği şikâyet konularına göre değerlendirildiğinde, dönemin Halep sosyal tarihi hakkında çok ö nemli bilgilere ulaşılmakla birlikte yol kesme, cürüm, cinayet, su veya emlâk sınır anlaşmazlıkları, fuzuli işgal, gasp vd. suç ve anlaşmazlıklara dair orijinal bilgilere ulaşmak mümkündür.

Anahtar Kelimeler: Ahkâm (Şikâyet) Defterleri, Osmanlı Devleti, Haleb, 15. -16. ve 18. yy.

(5)

ABSTRACT

Master Degree Thesis

Haleb Judgment Book Number 4 (1780 – 1784), (p.1-53)

Canan KUŞ

Firat University Social Sciences Institute Major Discipline of History

2008; Page: XI + 207

Judgment Books are one of the important classification of Ottoman Archives which are being transported all kinds of complaints and recorded these complaints' copies at provinces to govermental administrative center. These books are also called as Complaint Books.

People in state mind has accepted as a holy trust from Allah to sultan in Ottoman administrative system. Be cause of this, aim of principal system of state, economical and social organization was providing security of guaranteeing victualing of people, life, merchandise, honor and probity. Ottoman Goverment knew that they had to stand for this object in order to keep prosperity nation wide. Moreover, they appreciated and judged all kind of complaints even from the lowest social groups as the actual western goverments could not even dream of. That is to say, most modern states' newly recognized "petition right" to their folks, has been started to recognize by Ottoman administration from date which state has established.

Folks' complaints has being transported to central goverment or grand governor directly in early times, that is to say, 15. and 16. centuries. For that reason, early period complaint records has holded in local “Şer'iyye” registers. As a result of increasing procedures in goverment bureaucracy, a new complaint book recording system has appropriated. Here, those books which has recorded at this object ive, named "Judgment (Complaint) Books". Those books has started to being recorded from 18th century.

(6)

Most of big cities' Judgement Books had recorded distinctly at goverment center. Here, Haleb Judgement Books are also in that classification. It's possibl e to find all kind of complaints from Haleb city to central goverment in those books. Regarding that, if Haleb Judgement Book Number 4 evaluated by included complaint topics, in addition with obtaining that period of time's very important information, it's also possible to obtain original information about road blocking, crime, murder, water or real estate border disagreements, unnecessary occupying, usurpation e.g.

Keywods: Judgement (Complaint) Books, Ottoman State, Haleb, 15. -16. and 18. centuries.

(7)

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER………....VI ÖNSÖZ………VII KISALTMALAR……….IX KONU VE KAYNAKLAR ………..XI

GİRİŞ 1

BİRİNCİ BÖLÜM

1. BELGELERİN DÜZENİ, TASNİFİ VE KISA ÖZETLERİ 9 İKİNCİ BÖLÜM

2. METİN ( BELGELERİN TRANSKRİPSİYONU) 41

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1 Değerlendirme 173

3.2 Şikâyet Konularının Tasnifi 173

3.3 Dağılımı

3.4 Belgelerin Muhtevâlarına Göre Değerlendirilmesi ve

Suçlara Verilen Cezalar ve Uygul amaları 173

SONUÇ ( VE ÖNERİLER ) 175

KAYNAKLAR 178

EKLER 180

4 NUMARALI HALEP AHKÂM DEFTERLERİNİN ORİJİNAL METİNLERİ

(8)

ÖNSÖZ

Bir milletin siyasi ve kültürel tarihlerinin netlik kazanması için ana kaynakların önemi tartışılmaz. Türk milletinin bilinen en geniş kapsamlı ana kaynaklarından birisi de Osmanlı devletinin arşivlerinde bulunmuş olan belgelerdir. “Ahkâm Defterleri” adlı konumuzu ihtiva eden Osmanlı arşivleri bünyesinde, konumuz olan bu defterleri barındırdığı gibi daha birçok devlet yürütme organının işlerliğini kaydeden defterler de mevcuttur. Ayrıca belirtilen bu arşiv malzemeleri, Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakılan tüm kültürel mirasların tescilli delilleridir, diye bir söylemde bulunulursa yanlış olmaz. Bu da demek oluyor ki bir milletin arşiv kaynaklarının çokluğu, o milletinin kültür tarihinin kaynak bakımından sağlam temeller üzerinde bulunması demektir. Sağlam temellere dayandırılan bir tarihçilik ise hayalcilikten uzak olur.

Bazen bir eyalete ve bazen muhtelif eyaletlere ait olarak tutulan ardından da valilere, kadılara, naiplere vb. yöneticilere hitaben yazılan hükümleri içinde bulunduran Ahkâm defterleri, devletin eyalet yönetimlerinde ve hükümlerinde bize bilgi vermektedir. Bu bilgiler ışığında Osmanlı devletinin eyaletlere ve halka bakış açısını ve daha kapsamlı söylemde bulunursak sosyal hayat hakkında bilgileri göstermektedir.

Yapılan çalışmamızda ön celikle Giriş bölümünde konumuzun kısaca tanımı ve konumuzu araştırmanın gerekliliğine değini lmiştir ancak öncesinde O smanlı Devleti’nde arşivcilik konusu verilerek Osmanlı’da arşiv alışkanlığı ile hıfziyatın ne derece önemli olduğu sunuldu. Dolayısıyla “O smanlı’da Ahkâm Defterleri” adlı konumuz, hem Osmanlı arşiv bilgisiyle bağdaştırılmaya hem de bu defterlerin devlet yürütme organında ne derece önemli olduğu belirtilmeye çalışılmıştır.

Birinci Bölümde Belgelerin düzenleri ile kısa öze tleri verildi.

İkinci Bölümde ise 4 Numaralı Haleb Ahkâm Defterinin 1. ve 53. sayfaları arasındaki toplam 194 belgenin transkripsiyonu günümüz Türkçesi ile çalışılmıştır.

Üçüncü bölüm günümüz Türkçesine çevirdiğimiz 4 Numaralı Haleb Ahkâm Defterinin değerlendirmesi, şikâyet konularının içeriği dağılımı ve suçlara verilen hükümleri belirlemeye çalıştık. Akabinde ise Sonuç, Kaynaklar, Ekler ve Özgeçmiş kısımlarını sunduk.

Ayrıca Belgelerin Transkripsiyonu yapılırken Osmanlı Türkçesinin okunuşu ve yazılışına sadık kalındı. Ancak bu gün Türkçede kullandığımız pek çok kelimenin

(9)

metinlerdeki yazılışlarına göre değil bu günkü telaffuza göre ifade ettik. Mesela: itti/etti, virildi/verildi, iyledi/eyledi, görildi/görüldü, idüb/edi p gibi…

Bazı belgelerin uzun olup bir sayfadan diğeri ne uzaması sonucu belge transkripsiyonu içine bir sonraki sayfaya uzadığı parantez içinde siyah ve kalın karakterlerle belirtildi. Mesela: (S.14)

Orijinal metinlerin transkripsiyon çalışması esnasında belge içinde bazı yerlerde atanacak ya da görev verilec ek kişinin adı belirtilmediği için buralara parantez içinde “boş” yazıldı. Ayrıca belgelerde bazı kelimelerin karşılıkları okunamadığı için parantez içinde “…” verildi. Mesela: (boş), (…). Yine belgelerin transkripsiyonu yapılırken belge altında bulunan Hi cri tarihlerin Miladi karşılıkları parantez içinde verilmiştir.

Yaptığımız Yüksek Lisans Tez çalışmamızda hem tarih araştırmalarında usul bakımından hem de engin bilgileriyle yardımlarını bizden esirgemeyen Sayın Hocalarım Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK, Prof. Dr. Muhammet Beşir AŞAN, Doç Dr. Enver ÇAKAR, Yrd. Doç. Dr. Özcan TATAR , Hacer TATAR ve Mehmet TEKİN’e sonsuz teşekkürler ediyor ve çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.

(10)

KISALTMALAR

Bkz. : Bakınız

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

C : Cilt

H. : Hicrî

İ.A. : İslam Ansiklopedisi

M. : Miladî

Mad. : Madde

MEB : Milli Eğitim Bakanlığı

s : Sayfa

S : Sayı

TDAV : Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı TDV : Türk Diyanet Vakfı

TTK : Türk Tarih Kurumu v.b. : Ve benzeri

(11)

KONU VE KAYNAKLAR

Ahkâm defterleri konusu henüz üzerinde fazla değinilmemiş bir konudur. Şimdiye kadar kitap halinde bir tek esere rastlanılmıştır:

- ŞAHİN, İlhan – Feridun EMECEN; II. Bâyezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, TDAV, İstanbul, 1994

II Bayezid dönemine aid bulunan bir defterin incelenmesi sonucu Ahkam defterlerinin bilinen ilk örneği olarak , bu kitap çalışması ortaya çıkmıştır. Kendi çalışmamızla karşılaştırdığımızda belge içeriklerinin şikâyet sonucu verilen hükümler olduğunu iki tarafta da gördük. Ayrıca belge içerikleri yönünden de yaptığımız çalışmadaki belgelerde hemen hemen aynı davalar söz konusudur .

Yapılan tez çalışmasında adı geçen kitaptan ziyâdesiyle fayd alanıldı ve bizim için tek örnek teşkil etti. Ayrıca Ahkâm Defterinin çalışma şekli ve metodu konusunda da yine bize yol gösterdi.

Öte yandan çalışmamızın giriş kısmından itibaren araştırma metodlarıyla yazmaya çalıştığımız bölümlerde de kaynaklar kullanı ldı; ancak konumuzun henüz yeni adım atılmış bir konu olması sebebiyle fazla bir kaynağa rastlanılamadı. Ve yazılan makalelerin çoğunda da, ilk verdiğimiz kitap künyesi rehber edilmiştir. Diğerlerini listeleyecek olursak:

— Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 42, İstanbul, 2000 Rehber

— BİNARK, İsmet; Arşiv ve Arşivcilik Bilgileri , Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 3 , Ankara, 1980

— HALAÇOĞLU, Yusuf; Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı , TTK, V.Baskı, Ankara, 2003

— KÜTÜKOĞLU, Mübahat, S.; “Mühimme Defteri”, C.XXXI, İslâm Ansiklopedisi, TDV, İstanbul, 2006, s. 520 – 523

— ÖZEL, Ahmet; “Ahkâm”, İslam Ansiklopedisi, C.I, TDV, İstanbul, 1988, s. 550 - 551

— ÖZTÜRK, Said; “Kayseri ve Çevresinin Sosyo -Ekonomik Tarihi İçin Önemli Bir Kaynak: Karaman Ahkam Defteri” , III. Kayseri Yöresi Tarih Sempozyumu

(12)

Bildirileri, (Yayına Hazırlayan: Ali Aktan, Ramazan Tosun, Ayhan Öztürk ), Kayseri, 2000, s 403 - 423

— PAKALIN, Mehmet, Zeki; Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü , MEB, İstanbul, 2004

— SAHİLLİOĞLU, Halil; “Ahkâm Defteri”, C.I, İ.A., TDV, İstanbul, 1988, s. 551 — TÜRKAY, Cevdet; “Osmanlı İmparatorluğunda Arşiv”, Belgelerle Türk Tarihi

Dergisi, C.II, S. 7, Nisan, 1968

— UZUNÇARŞILI, İsmail -Hakkı; Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal , Ankara, 1941

— UZUNÇARŞILI, İsmail -Hakkı; Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı, Ankara, 1948

e-Kaynaklar:

— http://www.ansiklopedi.turkcebilgi .com/Divan-ı_Hümayun

http://www.osmanlımedeniyeti.com/Bilgi/Osmanlı’da%20Devlet%20Yönetimi -

(13)

94k-GİRİŞ

Osmanlılarda Arşiv ve arşivciliğe baktığımızda, Orta ve Yakındoğu, Balkan ve Akdeniz coğrafyasında uzun bir süre devlet olma vasfını devam ettirmiş olan Osmanlı İmparatorluğu’nda daha ilk devirlerden itibaren arşiv fikrinin mevcut olduğu, bu güne kadar muhafaza edilmiş milyonlarca arşiv vesikasının mevcudiyeti ile sabittir. Devlete ait belgelerin bütünü, önem derecesine bakılmaksızın sandık ve torbalar içinde titizlikle muhafaza ediliyordu1. Bu belgeler arasında çok değerli kayıtlar “Maliye Defterleri Hazinesi” ve “Defterhane Hazineleri ”nde saklanıyordu ve bu kayıtların iyi korunması için emirler de veriliyor, yine devlet eli ile tespit edilerek düzenleniyor ve muhafaza altında tutuluyordu2.

Bu defterler şöyle bir gelişim arzetmiştir; Osmanlı Devleti’n in ilk başkenti olan Bursa’daki arşiv, Timur istilası esnasında yok edilmişti. Dolayısıyla Fatih’e kadar olan döneme ait birkaç ferman, vakfiye, mülknâme dışında fazla vesika bulunmamaktadır. İstanbul’un fethinden sonra ise, ilk defa evrak mahzeni olarak Y edikule’nin kullanıldığı bilinmektedir. Fatih devrinden Kanuni zamanına kadar geçen bir asırlık dönem içinde Osmanlı Arşivi’ne intikal eden belge ve defter azdır. Bu dönem hakkında bilgi alınabilecek arşiv malzemesi birkaç yüz defterden ibarettir.

Kanunî (1520–1566) döneminden itibaren Osmanlı’nın son günlerine kadar günümüze ulaşan defter serilerinden anlaşıldığına göre, Osmanlı bürokrasisi, bugün arşivcilikte kullanılan dosyalama usulüne mukabil, defter usulünü esas kabul etmiştir. Mevcut defterlerden, D ivanlar vasıtasıyla alınan kararların Mühimme, Maliye, Ru ΄us, Tahvil, Kayd-ı Dîvan, gibi defterlere kaydolunduğu anlaşılmaktadır. Ancak alt birimlere ait neticeye takaddüm eden muameleli evrak, müsveddelerine varıncaya kadar aylık torbalara konur, bir yıl içinde biriken evrak bu torbaların üzerine daire adı ve yılı yazılı olduğu halde, çoğu zaman deri kaplı sağlam sandıklara konularak gerektiğinde müracaat edilmek üzere evrak mahzenlerine kaldırılırdı.

Osmanlı Devleti’nde Bâb -ı Âsafi, Bâb-ı Defterî ve Dîvân-ı Hümâyûn adı altında devlet müesseselerinin temelini oluşturan üç önemli kuruluştan biri olan Dîvân -ı Hümâyûn’a ve ordu dîvânlarına ait defterler, Sultan III. Ahmed’den sonra, padişahların tamamen İstanbul’a yerleşmeleriyle daha önce inşa edilmiş olan T opkapı Sarayı’nın bazı bölümlerine taşındı. Yedikule’deki arşivler ise Atmeydanı’na, oradan da Topkapı

1

İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı Devletinin Merkez ve Bahriye Teşkilatı , Ankara, 1948, s.76–78.

2

İsmet Binark; Arşiv ve Arşivcilik Bilgileri , Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 3, Ankara , 1980, s.28.

(14)

Sarayı’nın inşasını müteakip, Hazîne -i Âmire ve Enderûn-ı Hümâyûn’a nakledildi. Devletin temel kuruluşlarından Bâb -ı Defterî’ye bağlı Defterhâne Hazinesi ise, Dîvân-ı Hümâyûn toplantılarının düzenli olarak yapıldığı zamanlarda Topkapı Sarayı’nın Kubbealtı Dairesi yanında bulunuyordu. Divan toplantıları önemini kaybedince, bu hazine Topkapı Sarayı’nın birinci kapısındaki Bâb -ı Hümâyûn’un üst kısmına, daha sonra Sultan Ahmed’de “Saray -ı Atîk” denilen mahzene ve Bâb -ı Âlî’ye yakın Tomruk Dairesi’ne taşındı. Sarayın bir kısım evrakı, Kubbealtı’nın bitişiğinde “Dış Hazine” binasına toplanmıştı. Maliye belgeleri ise, Sultan Ahmed’de Eski Çadır Mehterleri kışlasında saklanmıştı3. Bu durum Dîvân-ı Hümâyûn toplantılarının Bâb -ı Âlî’de yapılmaya başlanması ve orada bir arşiv binası “Mahzen -i Evrâk” inşa edilmesine kadar sürdü. Bu arada Tanzimat öncesi merkezi devlet dairelerinin önemlilerinden olan Bâb -ı Seraskerî arşivinin 1826’dan sonra bu günkü İstanbul Üniversitesi merkez binasında muhafaza edilmeye başlandı. Daha sonra Harbiye Nezareti adını alan bu kuruluşun evrakından çok azı günümüzde Osmanlı Ar şivi’ne devredilmiş, esas evrak ise Genelkurmay arşivlerine nakledi lmiştir. Yine önemli devle t dairelerinden Bâb-ı Meşîhat evrakının da bu günkü İstanbul Müftülüğü Şeriyye Sicilleri Arşi vi’nde tutulduğu anlaşılmaktadır.

Devlet merkezinde arşivleme adına bu işlemler yapılırken, taşrada da beylerbeyi ve kadıların bağlı old ukları arşivcilik talimatları vardı. Belgelerin saklanması ve korunması yönündeki arşivcilik anlayışı, taşrada da geçerli idi. Taşrada bulunan görevlilerin karar ve işlemlerini defterlere kaydetmeleri ve bu defterleri muhafaza etmeleri gerekiyordu. Nitekim Kanuni Sultan Süleyman devrinde Rumeli beylerbeyi Mehmed Paşa’ya gönderilen 943/1536 tarihli femanda “…bu hükm -i şerifim sûretini defterde kayd eyleyüb, kendüsün dahi ayniyle defter sanduklarında hıfz edüb dâimâ mazmûn-ı şerîf ile amel eyleyesin” i fadesi ile defter sandıklarından bahsedilmiştir. Bu defterlerin saklandığı beylerbeyi arşivlerinden, Osmanlı arşivlerine vesika intikal etmemiştir4.

Yukarıda “Osmanlı Devleti’nde Bâb -ı Âsafi, Bâb-ı Defterî ve Dîvân-ı Hümâyûn adı altında devlet müesseselerinin te melini oluşturan üç önemli kuruluştan biri olan Dîvân-ı Hümâyûn’a ve ordu dîvânlarına ait defterler…” bahsedilmişti. İşte yazma

3

Cevdet Türkay; “Osmanlı İmparatorluğunda Arşiv”, Belgelerle Türk Tarihi Dergisi , C.II, S. 7, Nisan, 1968, s. 44 – 47.

4

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 5, Ankara, 1992, s. 17.

(15)

metodumuzu tümden gelim ile belirlediğimiz için; belirtilen arşivler içerisinde bu defterlerin özelliklerini daha sonra ise deft erler içerisinden Ahkâm Defterlerini ve nihayetinde ise asıl çekirdeğimizi oluşturan Haleb Ahkâm defterleri arasında 4 Numaralı Haleb Ahkâm Defteri hakkında bilgileri basamak basamak indirgenerek açıklamaya çalışmak; yerinde olacaktır, düşüncesindeyiz. Bel ki de böylelikle tarafımızın Mikro Tarihçiliğe attığı ilk adım olacaktır.

Dîvân-ı Hümâyûn’da muhtelif işler hakkında çeşitli defterler tutulmuştur. Bunlar toplam olarak Mühimme, Ahkâm, Ruûs, Tahvil, Nâme -i Hümâyûn, Ahidnâme, Şikâyet, Kalebend, Nefy ve Kısa s gibi defterlerdir5.

Bunların içinde Ahkâm Defteri, Kanun -nâmelerle hükümlerin ve nizâm mahiyetinde olan kararların aynen kaydına mahsus defterinin adıdır6. Arapça kökenli bir isim olan ve “hkm (مﻜﺤ)” kökünden türeyen Ahkâm kelimesi hükmün çoğulu olup; emirler, hükümler, kanunlar, nizamlar anlamına gelmektedir. Ahkâm, daha geniş manada, belli bir konu hakkında konulmuş kuralların bütününü ifade etmek için kullanılır. Bu tarzdaki kullanılışından dolayı, belli bir konuya dair hükümleri toplayan eserlere ve hatta belli bir konuyla ilgilenen ilim dallarına da ad olmuştur7. İşte bu bağlamda belirtilecek olunursa; Osmanlı Devleti yürütme organında da Ahkâm adı altındaki Hüküm ve nizam mahiyetindeki kararlar sadaret makamından veya defterdarlıktan çıkar ve örnekl eri olduğu gibi Ahkâm Defterlerine geçirilirdi. Ayrıca Ahkâm Defterlerine Ahkâm -ı Mühimme veya Mühimme adı da verilirdi. Bu defterler, Dîvân-ı Hümâyûn kalemlerinden olan Beylikçi veya Dîvân Kalemi8 tarafından yazılırlardı9. Muameleleri geniş olan bu kalem lerde her sene için ayrı ayrı defter tutulurdu. İşleri o kadar geniş olamayanlarda ise birkaç seneliği bir araya getirilir, defter dolunca yenisine kaydedilirdi. Divândan çıkan şikâyetlerin halline dair ahkâm

5

Yusuf Halaçoğlu; Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yap ı, TTK, V. Baskı, Ankara, 2003, s. 34.

6

Mehmet Zeki Pakalın; Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü , C.I, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları (MEB), İstanbul, 2004, s. 30.

7

Ahmet Özel; “Ahkâm”, İA , C.I, Türk Diyanet Vakfı Yayınları (TDV), İstanbul, 1988, s. 550.

8

Divân-ı Hümâyûn kalemleri içinde , Beylikçi veya Divan Kalemi: Divanda müzakere olunup karara bağlanan işlerin, gereken yerlere havalesi ve divan sicillerinin tutulmasıyla vazifeliydi. Ferman ve beratlar burada yazılırdı. Beylikçi, yazı iş lerinden dolayı Reisülküttabın emri altında bulunurdu. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://ansiklopedi.turkcebilgi.com/Divan -ı-Hümayun

9

Dîvân-ı hümayûn da görüşülen devlet işleri Reisü’l -küttab ve onun idaresindeki Beylikçi’nin nezâretinde görülürdü. Dolayıs ıyla bunlara bağlı çeşitli kalemler vardı ki, bunlara kısaca Dîvân Kalemleri adı verilirdi. Bunlar kuruluştan 183 5’e kadar nezâretler öncesinde S adâret Mektubî, Sadâret Kethü dası, Beylik (Dîvân), Tahvîl (Kese veya Nişân), Ruûs, Âmedî Kalemleri ile Teşrifât çılık, Vak‛anüvislik, Dîvân-ı Hümâyûn Hocaları, Dîvân -ı Hümâyûn Tercümânları, Hazine -i Evrak (Arşiv) gibi bölümlerden müteşekkildi… Ayrıntılı bilgi için bkz. Yusuf Halaçoğlu , Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı , s. 20 – 27.

(16)

kayıtlarının kaydedildiği bu defterler ise, Haz îne-i Âmire ile Defterhâne -i Âmire’de muhafaza edildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde Osmanlı Arşivi Tetkik edildiğinde, hüküm metinlerinde " ...Hazîne-i Âmirem'de mahfûz Ahkâm Defterlerine müracaat olundukda..." veya "..Defterhâne-i Âmirem'de mahfuz Rûznâmçe Defterlerine müracaat olundukda..."10 ifadelerine rastlanmaktadır. İşte bu bilgiler ile Divândan çıkan şikâyetlerin halline dair ahkâm kayıtlarında sık sık bu iki dairenin adları geçmiştir. Çok dikkat ve itina ile tutulan bu defterler daima bir müraca at yeri olagelmiştir. Eski bir muamele yahut bir iş mevzu bahis olduğu zaman bu defterlere bakılır, ona göre mütalâa beyan veyahut muamele ifa edilirdi11.

Divân-ı Hümâyûn toplantılarında görüşülen, devletin iç ve dış meselelerine ait siyasi, askeri ve sosyal kararların kaydedildiği defterler Mühime Defterleridir. Mühimme Defterlerindeki konular adından da anlaşılacağı gib i “ehemm-i umur”dan konulardır. Buradaki önemin takdiri Divân’a aittir. Mühimme Defterleri’ndeki kayıtlar herhangi bir mesele ile ilgili olarak y azılan fermân, nâme vs.’nin suretleri veya müsveddeleri mahiyetindedir. Bu müsveddeler daha sonra temize çekilmişlerdir.

Öte yandan Mühimme Defterleri’ne, hükümlerin sadır olduğu divânlara Mühimme, Rikab Mühimmesi, Ordu Mühimmesi, Kaymakamlık Mühimmesi gib i adlar verilmektedir. Bunların içinden Mühimme Defterleri Padişâhın İstanbul veya Edirne’de bulunuşu sırasında sadrazam başkanlığında toplanan Divândan çıkan m ühim emirlerin kayd olunduğu defterlerdir. Rikab Mühimmesi, Sadrazamın seferde olduğu zaman yerine kalan Rikab Kaymakamı denilen bir vezirin riyasetinde toplanan Divân’dan çıkan kararları ihtiva etmektedir. Ordu Mühimmesi’nde Serdâr-ı Ekrem olan Sadrazamın ordunun başında seferde iken topladığı Divân’da alınan kararlar yer almaktadır. Kaymakamlık Mühimmesi’nde ise padişah ve sadrazamın birlikte seferde olduğu veya İstanbul dışında bulunduğu sırada başkentte bırakılan kaymakam riyasetinde toplanan Divân’da alınan kararların kayd olunduğu defterlere denilmektedir. Bunlar arasında bilinen en eski Mühimme Defteri Topkapı Sarayı Müzesi Arşivinde E. 12321 numarada kayıtlı ve 951 (1544) tarihli defterlerdir ve Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde ilk Mühimme Defteri’nin 3 nolu ve 966 (1558) tarihli defter olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca bu seride toplam 266 adet defte r bulunmaktadır.

10

BOA Rehberi, s. 17.

11

(17)

XVII. yüzyılın ortalarından itibaren Mühimme Defterleri’nde yer alan bazı konular ayrılarak başka defterlere kayd edilmeye başlanmıştır. Bundan sonraki dönemlerde şüphesiz Mühimme Dfeterleri’nin muhtevası bakımından fakirleşmeye yol açmıştır12.

Divân-ı Hümâyûn’a ait olup daha ziyâde XVII. Yüzyılda görülen şikayet defterleri serisi de Ahkâm -ı Şikâyet defterleri adını taşımaktadır. Ahkâm Şikâyet Defterleri 1058 – 1229 (1648-1814) yılları arasında tutulmuştur ve tasnife açık 208 defterden ibârettir. Muhteva itibariyle Mühime kayıtlarının içinde bulunan ve Şikâyet Defterleri'nin devamı olan bu defterler eyaletlere göre tutulmuşlardır. Tarih olarak Şikâyet Defterleri'nden 104 sene sonra (Mora Ahkâm Defteri hariç) hepsi H. 1155 (1742) tarihinden ba şlayıp, II. Meşrûtiyet dönemine kadar devam etmektedir13. 1255 (1839) tarihine kadar gelen bu defterler Anadolu, Sivas, Trabzon, Diyarbakır, Şam, Adana, Karaman, Halep, Erzurum, Maraş, Rakka, Rumeli, Özi ve Silistre, İstanbul, Bosna ve Mora’ya aittir14.

Tüm bu tarihleri verirken Şikâyet Ahkâm defterlerinin yoğun olarak 1155 (1742) ve 1255 (1839) tarihleri arasında olduğunu görüyoruz. Ama bu tarihten önce aynı içerikler Mühimme Defteri başlığı altındaydı.

Divân kayıtları ile ilgili ihtisaslaşmanın kesin hatl arıyla ortaya çıkışının Kanunî devrinde olduğu ileri sürülebilir. Nitekim klasik şekil ve tipi ile en erken tarihli Mühimme, Topkapı Sarayı arşivi’nde bulunan E.12321 numaralı kayıtlı Divân defteri olup 951 (1545) tarihlidir. Bunun müsvedde özelliği taşıma sı, öncesine ait bu tip ve şekilde bir defter parçasına bile rastlanmaması, söz konusu defterin yukarıda bahsedilen ve değişikliğe ait15 ilk örneklerden biri olduğunu düşündürmektedir16. Sözü geçen bu tarihten itibaren ise konuların tasnif edilerek her konuy a farklı defterler tutulmaya başlanması Osmanlı’nın yönetimde kolaylaştırma ile ilgili bir girişimi olarak değerlendirebiliriz. Divân -ı Hümâyûn’da görüşülen işler ve alınan kararlar bir süre sonra sınıflandırılmış, merkez ve eyalet kararları farklılık arz etmiştir. M.1649’tan

12

Mühimme Defteri 44, (Yayına Hazırlayan: Mehmet Ali Ünal), Akademi Kitabevi, İzmir, 1995, s. V -VI.

13

BOA Rehberi, s. 25.

14

Halil Sahillioğlu; “Ahkâm Defteri”, İA, C. I, TDV, İstanbul, 1988, s. 551.

15

Bu değişiklikler, Divân’dan çıkan kararlar ve arzlar ile ilgili çıkan hükümlerin sûretleri ayrı ayrı defterler haline gelişi, Kanunî zamanındaki bürokratik reformlar neticesi olmalıdır. Ayrıntılı bilgi için bkz. İlhan Şahin – Feridun Emecen, Osmanlılarda Divân - Bürokrasi - Ahkâm II. Bâyezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri , TDAV, İstanbul, 1994, s. XVI.

16

İ. Şahin – F. Emecen; Osmanlılarda Divân - Bürokrasi - Ahkâm II. Bâyezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, TDAV, İstanbul, 1994, s. XVI.

(18)

itibaren Şikâyet Defterlerinin tutulması ve XVIII. Yüzyıldan itibaren de Şikâyet Ahkâm Defterlerinin isim ve içerik olarak ortaya çıkışı devletin yürütme organında kolaylığı getirmiştir. Başka bir deyişle devletin yürütmesine ilişkin k olaylık sağlayabilecek şikâyet ve mâliye ahkâmlarının sözü edilen Kanunî devri bu defterde az da olsa örneklerine rastlanması, Ahkâm defterlerini Mühimme defterleri doğurmuştur, fikrini tamamlıyor.

Mühimme ve Ahkâm arasındaki farka bakacak olursak; 1649 yılından itibaren bütün ferman kayıtları Mühimme defterlerine kaydedilmeyerek bir kısım fermanlar Şikâyet Defteri adıyla yeni düzenlenen defterlere yapılmıştır. Mühimme Defterlerine bir dilekçe ile başvuru söz konusu olmadan genelde devletin siyasi, askeri ve idari meselelerine ilişkin hükümler kaydedilirken, Şikâyet Defterlerine ise şahsi anlaşmazlıklara, mülki ve idari amirlerden şikâyetlere ilişkin şahısların ve resmi zevatın başvuruları üzerine şikâyete konu olan mevzunun izalesi için yazılan hükümler kaydedilmiştir17. Diğer bir değişle, devlet işleri Mühimme defterlerinde; ahkâm -ı şikayet ve vilayet konularıyla sınırlı olan konular da 1742 – 1839 yılları arasında tutulan Ahkâm defterlerinde kayıtlılardır. Divân devlet işleriyle ilgili meseleleri re’sen görüşmesi yani hükümet fonksiyonunu icra etmesinden başka yüksek mahkeme olarak da vazife gördüğünden ilk devir mühimmelerinde her iki mahiyetteki hükümlere de rastlanır. Bu hükümler, Avrupa ortalarından İran’a Kırım’dan Kuzey Afrika’ya ve Arabistan’a kadar uzanan sınırlar içindeki Osmanlı Devletinin merkez ve taşra teşkilatının idari yapı sı ve çalışma şekilleri, devlet –tebaa ve devlet–esnaf münasebetleri, imâr, iskân ve iktisât siyâsetleri, iç siyasetleri, iç siyâset, isyân ve bastırılma şekilleri, askeri tarih, strateji, dış siyâset ve yabancı devletlerle olan münasebetlerle ilgilidir. Zamanla idarî ve adlî konular ayrı defter serilerinde toplanmış, şikâyetler sonucu alınan kararlara dair hükümler için 1059’dan (1649) itibâren “Şikâyet Defterleri” tutulmaya başlanmış. XVIII. Yüzyıl ortalarından itibaren bunlar da vilâyetlere göre ayrılarak “Ahkâm-ı Şikâyet” adıyla anılmıştır. Devlet işleriyle ilgili olanlar ise Mühimme defterlerinde kalmıştır18. Burada küçük bir ayrıntı ile Şikâyet Defterleri ve Ahkâm Defterleri arasındaki farkı gösterecek olursak; Şikâyet Defterleri ülke genelini kapsadığı halde Ahkâm Defterleri belirli bölgeleri kapsamaktadır. Osmanlı Devletinin çözülme

17

Said Öztürk; “Kayseri ve Çevresinin Sosyo -Ekonomik Tarihi İçin Önemli Bir Kaynak: Karaman Ahkam Defteri”, III. Kayseri Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, (Yayına Hazırlayan: Ali Aktan, Ramazan Tosun, Ayhan Öztürk), Kayse ri, 2000, s. 402.

18

Mübahat S. Kütükoğlu; “Mühimme Defteri”, İA, C.XXXI, Türk Diyânet Vakfı Yayınları, İstanbul, 2006, s. 520-521.

(19)

sürecine girdiği dönemde Ahkâm Defterleri şikâyetleri süratle çözmeye yönelik kararlarda etkili olmuştur. Lakin bu dönemde Şikâyet Defterlerinin hala devam etmiş olması Ahkâm Defterleri bulunmayan bölgelerin şikâyetlerini kapsamış olması ile açıklanabilir19.

Tüm bunların dışında Defterdarlıktan çıkan ahkâmın toplandığı defterlere ise Ahkâm-ı Maliye denilirdi. Bunlar ise defterdarlığa bağlı baş muhasebe, baş mukataa, mevkufat gibi kalemlerde hazırlanır ve bu dairelerden çıkan emir ve tezkirelere, muhasebe-i evvel akvâmı, mukatta -i evvel tezkire ve ahkâmı adı verilirdi. Nüzül, sürat, bedel-i kürekçi gibi vergilerin toplanması ve bunlarla ilgili diğer hususlar Mefkufât Ahkâmı denilen defterlere kaydedilirdi. Bilinen en eski maliye ahkâm defterlerinden biri 927 (1521) tarihli olup Kamil Tasnifi’ inde yer almakta ve daha ziyade Rumeli’ye ait malî ahkâmı ihtiva etmektedir. 906 (1501) tarihli defter haricinde herhangi bir parçaya ve deftere de rastlanmamaktadır. Bu da demek oluyor ki, bu dönemlerdeki bürokrasinin süreklilik ihtiva edecek derecede bulunmaması ile ilgili olabilir. Nitekim Osmanlı bürokrasisi ilk dönemlerde başa gelen idarecinin tavrı çerçevesinde şekilleniyordu. Ancak bundan az sonra rastlanan Maliye ahkâm türü kayıtlar ve defterler, bu tür defterlerin ayrılmış devamı olmalıdır. Mühim emir ve hükümlerin suretleri ise yine müteferrik evraklar şeklinde saklanmış olabilir. Görüldüğü gibi bütün bu özellikler çerçevesinde neşredilen parça defter, Osmanlı bürokrasisinin gelişme süreci hakkında çok önemli ip uçları ortaya koyduğu gibi, yeni görüşlerin şekillenmesine imkân vermekte, ayrıca muhtevası yönünden Mâliye Ahkâm ve Mühimme tipi defterlerin ilk örneklerinden biri olarak tarif edilmek istenmektedir20.

Önceleri bu kabil maliye ahkâmı için Rumeli ve Anadolu defterdarlıklarında defter tutulduğu halde, XVI. yüzyıl sonlarından itibaren maliye kaleml erinin artması ile her bir kaleme ait ayrı defterler tanzim edilmiş ve nihayetinde Mâliye Ahkâmı, XVIII. Yüzyıldan itibaren yeni kurulan Evâmir -i Mâliye Kalemi’nde tanzim edilmeye başlanmıştır21.

Tüm bu bilgilerden sonra ahkâm defterlerinin önemine gelecek olursak; Ahkâm defterleri bir bölgenin sosyal ve ekonomik hayatına ilişkin kesitler sunmaktadır. Bölge içinde sivil kişilerin kendi aralarında ve sivil kişiler ile idareciler arasında doğan

19

S. Öztürk; “Kayseri ve Çevresinin Sosyo -Ekonomik Tarihi İçin Önemli Bir Kaynak: Karaman Ahkam Defteri”, s. 403.

20

İ. Şahin- F. Emecen; Osmanlılarda Divan - Bürokrasi - Ahkam II. Bâyezid Dönemine Ait 906/1501 Tarihli Ahkâm Defteri, s.xvı.

21

(20)

problemlere payitahtın getirdiği çözümleri kapsayan söz konusu ka ynaklar, ilgili bölgenin sosyo-ekonomik profilini ortaya çıkarmada önemli bir başvuru kaynak olduğu gibi, yöneten-yönetilen arasındaki ilişkileri, kanunların ne derece pratize edilebildiğini ve uygulanabilirliğini, kanunî boşlukları, bu boşlukların ortaya çıkardığı problemleri vb. hususları vermesi açısından önem arz etmektedir. Taşrada ortaya çıkan meselelere mahallinde çözüme kavuşturan taşra yöneticileri şer ‛iyye sicillerinde yans ıtırken, Ahkâm defterleri bu meselelere merkezin çözümlerini ve bakış tarzı nı vermektedir22. Ayrıca Ahkâm defterleri Osmanlı Devleti’nin hukuka ve adalete ne derecede önem verdiğini de aşikâr ortaya koymaktadır. Çünkü bu deftere göre anlaşılıyor ki zayıf, güçlü karşısında haksızlığa uğradığında korunmaya çalışılmıştır. Yine hukuku n uygulanmasında etnik ayrımın olmadığı da görülmektedir.

22

Said Öztürk; “Kayeseri ve Çevresinin Sosyo -Ekonomik Tarihi İçin Önemli Bir Kaynak: Karaman Ahkam Defteri”, III. Kayseri Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, s. 403.

(21)

BİRİNCİ BÖLÜM

1. BELGELERİN DÜZENİ, TASNİFİ VE KISA ÖZETLERİ

Sayfa ve belge numaraları, sınıflandırılmış belge konuları ve belgelerin özetlerinin tablo halinde sunulmuştur. Özellikl e belgelerin sınıflandırılmış konuları 4 Numaralı Halep Ahkâm Defterindeki belgelerin tasnifi açısından kolaylık sağlayacaktır.

Sayfa Numarası

Belge

Numarası Belgenin Konusu Belgenin Özeti

1 1 Mukataa hakkında

İlm ü hâber

Haleb, Kuseyir Nahiyesi ve farklı köylerdeki halkın mukataa borçların ı toplarken taksitlendirmede usulsüzlük yapan Divriğili Ahmed Paşa hakkında ferman.

2 2

4 Numaralı Haleb Ahkâm Defterinin Künyesi

Adı geçen defterin silâhdâr Mehammed Paşa’nın vezirliği ve Halil Hamid Efendinin reisü’l-küttablığı zamanında kayıt edildiği belirtilmiştir.

2 3

Şikâyet,

Tahsildarın Emre Aykırı Davranması

Ömer, Behçet ve Nurullah Efendilerin Azaz, Kilis, Kayseriye, Hüdâvendigar, Haleb ve bazı nahiyelerle Ede Köyünde mutasarrıf oldukları zeâmetlerinden cebelü vermeleri gerekirken, dönemin voyvodası bunlardan akçe taleb etmiştir. Bu durumun halli için verilen hükümdür.

2 4 Alacak - Verecek

Davası

Halep’de sâkin Mataracı Hüseyin, yine Halep’te mahkemede muhzır başı olan Abdülkerim’den alacağı olduğunu ve bunun kendine ödenmediğini hatta tehtit ve zulme uğradığını bildirir. Bunun üzerine vekil tayiniyle paranın tahsili için davanın mahallinde gö rülmesi kararına varılmışdır.

2 5 Alacak – Verecek

Davası

Halep’te sakin Afife adlı bayanın Kilis’te bulunan bir bâb mülk yerini Abdullah Çavuşa ayda 10 Kuruşa kiralamıştır; ancak 1800 Kuruşluk bir borç birikimi olduğu halde Abdullah Çavuş bu parayı Afife Hatun’a vermemiş üstelik bu borçtan da vazgeçilmesini istemektedir. Böylece Afife Hatunun hakkının alınması için olay mahallinde gereğinin şeriat hükümlerine göre verilmesina dair hüküm.

3 6 Alacak – Verecek

Davası

Boyacıoğlu Arakir adlı zımmî İstefan adlı zimmîden 1770 guruş alacağı

(22)

olmakla beraber, İstefan adlı kişi mürd olduğundan dolayı ölen kişinin terekesi ile uğraşan Heysi adlı zımmîden alacağını taleb ediyor. Ancak Heysi adlı kişinin ödeme konusunda zorluk çıkardığı için bu paranın ölen kişinin terekesinden zorluk çıkarılmadan alınmasına dair hüküm verilmiştir.

3 7 Alacak – Verecek

Davası

Merdik oğlu Kala nos Van muhâfızı Melek Ahmed Paşa’dan 10482 kuruş alacaklıdır. Borçlu olan Ahmed Paşa vefât ettiği için yerine kefil olan oğulları Selim Bey, Osman Bey, Kethüdâsı İbrahim ağa ve yegeni Salih ağa bu borcun 8710 kuruşunu ödemeleri gerekirken sıkıntı çık arıp borçlarını vermemişlerdir. Bunun üzerine Boyacı oğlu Arakil’i vekil tayin ederek borcun hakkıyla ödenmesinin sağlanması için Haleb Valisi ve Kadısına hüküm verilmiştir.

3 8 Alacak – Verecek

Davası

Merdik oğlu Kalanos ve Arakil adlı zımmîler, Van muhâfızı Melek Ahmed Paşa’dan alacakları vardır. Melek Ahmet Paşa borçlanırken Halep’ teki menzilini rehin vermiştir; A ncak borcunu ödeyemeden vefat etmiştir. Adı geçen zımmîler, Haleb sâkinlerinin el koyduğu Ahmed Paşanın terekesinden alacaklarının ödenmesini tale b ederler ancak ödeme gerçekleşmez . İşbu vekil tayin olunarak paranın mahkeme kararı ile alınmasını konusunda Haleb Valisi vezire ve Haleb Kadısına verilen hükümdür.

3 9

Alacak Olduğu İddiasıyla Gasp Etmek

Arakil adlı zımmî yolda yürürken karşısına çıkan Hasis ve Karabed oğlu Mardoros adlı zımmîler Arakil’den alacaklı olduklarını iddia ederek zorla 6000 kuruşu gasp etmişlerdir. Bunun üzerine Arakil hakkının alınmasını taleb etmiştir. Böylece olay mahallinde davanın görülmesi iç in Haleb Valisi ve Kadısına hüküm verilmiştir.

3 10 Timâr Borcu

El-hâc Ebu Bekir, Üzeyir Sancağının Bakras Nahiyesinin Atik Karyesindeli 14000 akçelik timâr borcunu Halil oğlu İbrahimin elinde tuttuğunu arzuhâl eder. Akabinde bu timâr borcu ve vergilerin

(23)

Abdurrahman Paşa tarafından geçmişteki yıllarda verilmeyen borçlarla birlikte alınması kararına varılır. Bu dava görülürken geçmiş kayıtlarda benzer olayların hükmüyle hareket edilmesi istenmiştir.

3 11 Alacak – Verecek

Davası

Halep’te Arakil adlı zımmî kimseye borcu olmadığı halde Mardoros oğlu Karabed ve Aram adlı zımmîler 500 guruş alacaklı olduğunu iddia ederek mahkemeye başvururlar; ancak isbat edemezler. Böylece dava işlemden düşer. Neticede davayı gören vali adı geçen meblağın vergisini Arakilden alınması kararına varınca, bu nun öncesinde verilmiş olan fetvaya aykırı olduğu ve fetvaya aykırı davranılmaması gerektiği bildirilmiştir.

4 12 Alacak – Verecek

Davası

İstanbul sakinlerinden El-hâc Aliye kendi misafirlerinin masraflarını karşılamak için harcama yaptırıp sonrasında bunu El-hâc Ali’ye ödemeyen Haleb sakinlerinden olan Halepli Şahbender oğlu Mustafa, Muhzır Abdurrahman Katipçelebi zâde ve Sıtkı El-hâc Mustafa arasında gelişen alacak verecek davası hakkında verilen hükümdür.

4 13 Alacak – Verecek

Davası

Arabkir Kazasının Huruc Karyesindeki Boyacı oğlu Arakil adlı zımmi ile Haleb sakinleri olan Mardosoğlulları Karayin ve Abraham arasında geçen alacak verecek davası hakkında hükümdür.

4 14 Alacak – Verecek

Davası

El-hâc İsmail ve Şeyh Bender zâde Kasım Şeyhü’l-temânî Seyyid Hüseyin ve Cebbul ağası Abdullah Ağa arasındaki borçlanma (alacak - verecek) davası hakkında hükümdür.

4 15 Alacak – Verecek

Davası

Haleb sakini Kapucular Kethüdası olan Mehmed adlı kişinin İstanbul sakini Ali adlı kazaıaskerle arasındaki alacak verecek dvası hakkındaki hüküm. Konu çözüme kavuşurken vekil tayini yoluyla “paranın alıverilmesi” hususu belirtilmiştir.

5 16 Vakıf Konusu

Haleb kadınısın, Ebu’l -muhsin bin Abdullah Ebu’l-Yusuf vakfına ödenmeyen vergiler ve borçlar hakkında devlet merkezine gönde rdiği mektub

(24)

sonucunda, merkezin Haleb Valisi ve Sermin Kazası naibine verdiği hükümdür.

5 17 Zeamet

Nurullah Nuri ve Ömer Behçet’in arzuhâlleriyle zeamet mutasarrıfı El-hâc Mehmed Kutsi’nin vefatıyla boşta kalan yerlerin durumu için mübâşir tayin olunup gereğinin yapılması için yazılan ferman-ı alîşân.

5 18 Alacak – Verecek

Davası

Kuzzattan Mehmed adlı kişi ile Haleb sakinlerinden Seyyid Abdüsselam adlı kişi arasında geçen borç olayı davası için Haleb Valisi ve kadısına gönderilen hüküm.

6 19 Toprak Davası

Kilis’te ve farklı köylerde menzilleri olan El-hâc Mustafanın menzillerinin El-hâc Mustafa bin Hacı Mehmed’e satmış olmasına rağmen menzillerin mahsullerinden faydalandığından dolayı ortaya çıkan usulsüzlüğün giderilmesi için verilen hükümdür.

6 20 Vakıf Yerleri

Halebde bulunan vakıf yerlerindeki ve akâratı ile ilegili usulsüzlük ile ilgili Ferman

6 21 Alacak – Verecek

Davası

Dergâh-ı Mualla Kapucubaşılarından Mîr Halil, Haleb sakini Dana zâde El-hâc Ahmed’din mukataa yerlerinin gelirinden alacaklıdır. İşbu hususda borcun halline dair hüküm verilmiştir.

7 22 Serdarlık Caizesi ve Kulluk Akçesi

Halep’te Yeniçeri zabiti olan Zurnacı başı Ebu Bekir’in serdarlık caizesi ve kulluk akçelerinin beş aydan beri merkeze göndermediği belirtilerek bu konu hakkında taksitlendirmeye varıldığını ferman-ı alişân verilen hüküm.

7 23 Alacak – Verecek

Davası

Timar erbâbından El-hâc Mehmed adlı sipâhi timâr yerini Haleb sakini Şeyh Benderzâde El-hâc Mustafa Ağa’ya iltizam etmiştir. Adı geçen Mustafa Ağa borcunu ödemeden fevt olduğu için terekesinden borcun ödenmesi için verilen hükümdür.

7 24 Zeamet Tahvili

Züemâdan İsmail veled Abdulmennan Adlı kişinin 92 ve 93 senelerinin mahsûlât ve rüsûmâtın tahvilinin alınması hakkında Haleb Valisi ve Monlasına verilen emi rdir.

(25)

Es-Emlak zabtı) seyyid El-hâc Mehmed’in Halep’teki menzilleri fuzûli ve zorla zabt edildiği hakkındaki şikâyet üzere olayın halli için Haleb Valisi ve Monlasına verilen hükümdür.

8 26

Ayanlık iddiasıyla Haksız Yere Para Alma

Haleb Kazasına bağlı Kefrun köyünün ahalilerinin aynı köyün sakini olan Arabkirli İsmail adlı kişinin Ayanlık iddiasıyla kendilerine zulüm ve zor kullanma yoluyla haksız yere akçe ve mahsul aldığını bildirerek şikâyet etmeleri üzerine, Arapkirli İsmail, köylünün bu hareketlerine sinirlenir ve tekrar mallarına el koyar. İşbu olayın mahallinde görülüp karara varılması için Haleb Valisine ve Kadısına emir verilmiştir.

8 27 Alacak – Verecek

Davası

İstanbul Sakinlerinden Ü mmü Gülsüm Hatun, eşi Ahmed Ağa’nın bazı sebeplerden dolayı Halep’e gittigi ve orada öldüğünü bildirerek, eşine Halep’te ve civar köylerde borçları bulunan kişilerin olduğu nu ancak eşinin vefatı hasebiyle bu miras alacakların kendine ve evlatlarına intikal olunması gerektiğini bildirmesi üzerin e. İşbu dava vekil tayiniyle borçlulardan paranın tahsilinin gerçekleştirilmesi için Halep Valisi ve Mollasına verilen hüküm.

8 28 Vakıf

Halep’te sakin ve bir bâb mülk yeri bulunan ve Nakşibe ndî Şeyh Mehmed Turabi, bu mülkünü şartlı vakfeylerken bazı müdahale ve kötü davranışlara duçar olur; işbu olayın mahallinde çözüme kavuşması ve saldırıların önelenmesi için Haleb Valisi ve Kadısına verilen hükümdür.

9 29 Suç – Zaviye

İşlerine Müdahale

Halep’te Uzun Hasan Baba Bayra m Tekyesi görevlisi Eş -şeyh Ömer Dede adlı kişinin işlerine haksız yere müdahale ve saldırı söz konusu olduğu için, işbu söz konusu saldırının önlenmesi ve davanın mahallinden görülmesi için Haleb Valisi ve Kadısına verilen hükümdür.

9 30 İptal Edilmiş Belge

9 31 Vakıf

Antakya Kasabasında vakıf mütevellisi olan kişinin ölümünden sonra görevinin oğlu Hüseyin’e intikal ettiğini belirten

(26)

ve Haleb Valisi ile Antakiye Kadîsına verilen hükümdür.

9 32 Hırsızlık

Dilâver Paşanın ölümü üzerine mallerının taksimi için yakınları Mehmed, Fatma ve Hadice adlı kişilerin Halep’ten İstanbul’a giderken Halep yakınlarındaki köyde kıymetli eşyalarınin çalınmasından dolayı olayın araştırlması, oluşan mağduriyetin giderilmesi ve köylüden alınıp mağdurlara geri verilmesi için işbu Haleb Valisi ve Monlasına verilen hükümdür.

10 33 Alacak – Verecek Davası

İstanbulda bulunan Canbaz oğlu Arutin ve yanındaki kişilerin İzzet Ahmed Paşa zâde Derviş Abdullah Beg’den alacaklı olmasından dolayı işbu olayın halli için Haleb vâlisine verilen fermandır.

10 34 Alacak – Verecek Davası

Agob ve Yanik ve Markar adlı zımmiler ile Toma Mustafanın oğulları Ahmed ve İbrahim ve annesi Aişe adlı kişiler arasında veraseten alacak verecek davasının halli için Halep Mollasına ferman-ı alîşân yazılmışdır

10 35 Alacak – Verecek Davası

Arabkirli Solakoğlu olarak bilinen Melkon’un Arabkirli Karagik(?) oğlu İstefan adlı zımmî zimmetinde alacağı hasebiyle şikayet olunan davanın halli için Haleb Valisi ve Monlasına verilen hüküm.

10 36 Alacak – Verecek Davası

Halep’te Kaimakam mütevellisi Mîr Abdi adlı kişinin Halep sakini olan Nakibzâde Es-seyyid Halil adlı kişiden alacaklı olması hasebiyle davanın halli için Halep Valisi Vezire ve Haleb Kadısına verilen hüküm.

11 37 Alacak – Verecek Davası

Halep sakinleri Mehmed Efendi bin Abdullahın Sekri veled İlyas adlı kişiye borcu olup Sekri veled İlyasın da Halep’te ortağı Anton veled Azor’a borcu bulunması hasebiyle davanın halli için Halep Monlasına verilen hüküm.

11 38 Alacak – Verecek Davası

Keşşaf Ömer adlı kişinin gönderdiği mektupta Fevt Mehmet Ağa’nın yakını olan Müsli Es-seyyid Yunus, Ali’ye para teslim eder ama geri alamadığı yazması hasebiyle olayın halli için Haleb monlasına verilen hüküm.

(27)

kasabasında Hacı Yusuf ve Mustafa adlı kişilerin taarruzlarına uğraması hasebiyle davanın mahallinde görülmesi gerektiğine dair hüküm

11 40 Alacak – Verecek Davası

Mir Abdi adlı kişinin Nakibzâde Es-seyyid Halil’den alacağı vardır; ancak alamamaktadır davanın halli için Haleb Valisi vezire ve kadısına verilen hüküm.

11 41 Alacak – Verecek Davası

Halep sakini Mehmed Efendi bin Abdulla’ın Sekri Veled İlyas adlı zımmîye borcu hasebiyle davanın halli için Haleb Monlasına mahallinde görülmesi için verilen hükümdür.

12 42 Alacak – Verecek Davası

Agob ve Yanik adlı zımmîler Halep sakinlerinden bir çok kişiden 10.000 aşkın alacağı vardır. Borçluların bir kısmı fevt olmakla varislerine antikal hasebiyle ortaya çıkan ödeme karışıklığının halli için işbu Haleb Valisi ve Monlasına yazılan hükümdür.

12 43 İcar

Ali ve Hüseyin adlı kişilerin Antakya’daki fırınlarını haksız yere icare eden kişiler aynı zamanda hainlik ve kötülük yaptıkları ve üztelik fırınların zapt olunduğu senelerde icaratın tahsilinin yapılmasına engel olunduğu belirtilerek davanın hallinde fırınların sahiplerine icaratın tahsilini tamen yapılması için işbu belge Haleb Valisi ve Antakya Kadına hükümdür.

12 44 Alacak – Verecek Davası

Mehmed adlı kişinin Halep’te sakin Şıhmızzâde Kasım Ağa adlı kişiden alacaklı olup davanın halli için Haleb Valisi ve Monasına verilen hükümdür.

12 45 Sınır İhlali

Halep’te Hulum Mahallesinde Seyyid Abdullah adlı kişinin Kahve degirmanının tamiri ile uğraşırken Hüseyin adlı kişinin arsasınıb bir kısmına geçtiği şikayet olunm uş ve bu durumun tesbiti yapılarak doğruluğu kanıtlanmıştır. İş bu olayık haksız tarafının giderilmesi için Haleb Monlasına verilen hükümdür.

12 46

Tekye ile Halk Arasındaki Su anlaşmazlığı

Halep’te Nakş-bendî Takyesine giden suya karşı duran şehrin ahali leri Tekyenin şeyhi olan Mehmed Nakş -bendî’ye karşı zorluk şıkarmışlardır. İşbu Mehmed Nakş-bendinin şikâyetiyle olayın bildirilmesinin üzerine; olayın

(28)

tekyenin lehine dair halli için Haleb Mollasına verilen hükümdür.

13 47 Alacak – Verecek Davası

Sadr-ı Azâm mühürdarı Mehmed Arif’in Maarreti’m-mısrin (Haleb-İdlib) mukataasından adı geçen kasabanın ahalilelerinin bazınlarından 1500 guruş alacaklıdır. Ancak meblağı vaktinde vermedikleri gibi adı geçen borcun gecikmesi halinde 450 guruş faizi söz konusudur. Bu durumda bir sonraki hasatta borcun faiziyle birlikte alınması ve bu süreç içinde herhangi bir dikkatsizliğin olmaması hakkında iş Haleb Valisi ve Kadısı ve Antakya Serdarına verilen Fermân -ı Alişân’dır.

13 48 Alacak – Verecek Davası

Abdi adlı kişinin, Halep’te Etmekçi taifesinden Abdo adlı zımmî’den beş yüz sekiz guruş alacağı borç senedi olduğu halde borçlu olan kişinin muhalefet ederek borcuna sadık olmadığı beyan olunmuştur. İşbu davanın halli ve borcun tahsili için vekil tayini olunarak Haleb Valis i ve Mollasına verilen hükümdür.

13 49 Alacak – Verecek Davası

El-hâc Abdi adlı kişi Halebü’ş -şehba (Halep) sakin Ermeni taifesinden Terzî Melon ve Kürkçü Minas ve diğer bazı kişilerden 1900 guruş alacaklı olup, borçlu olan kişiler zorluk çıkarmaktadır ve hatta vermek istememektedirler. İşbu borcun ödenmesi için davanın mübaşir nezdinde yerinde görülmesine dair Haleb Valisi ve Kadısına verilen hükümdür.

14 50 Vakıf

Niğde Mutasarrıfı Abdurrahman Paşa Niğde’de bir Cami‛ yaptırmış; ancak bu camiye bağlanan Halep, Kusur ve Kilis’teki vakıfların gelirleri adı geçen cani‛ye gönderilmemiştir. Bu sebeple hem Cami‛in tamirinin yapılamadığı hem de çalışanlarının maaşsız kaldığı beyan edilmektedir. İşbu dava vakıfların mütevellisi olan Abdüllatif adlı kişinin borcunu ödemesi kararına dair Halep Valisi ve Kadısına verilen hükümdür.

14 51 Vakıf

Derkuş Kasabasında El-hâc Mehmed Efendi’nin Vakfı, bahçe ve degirmandan gelen senelik 22 guruşluk gelirle vakfın mütevellisi Tabibzâde Eş

(29)

-şeyh Mehmed Efendi tarafından idame olunmaktadır; ancak bazı kimseler gelirlere senetsiz bir şekilde müdahale etmektedirle; işbu maruz kalınan haksız düşmanlığın giderilmesi için Derkuş Kadısına verilen hükümdür.

14 52 Alacak – Verecek Davası

Züamâdan Es-seyyid Ahmed’in babasının kölesi olan İmirza adlı kişinin hastalığı şiddetlenmiştir. Bu sırada Haleb sâkinelerinder Çukacı El-hâc Salih adlı kişi İmirza’ya gelip bana 1200 guruş borcun vardır diyerek cebren ikrar ettirir. Akabinde İmirza’nın ölmesiyle veraseti adı geçen Salih adlı kişiye haksız yere intikal eder hatta eline geçen vereseyi de zorla temin yoluna gider. İşbu haksız yere elde edilen veresenin ve borçlanmanın halli için yerinde görülmesine dair Haleb Valisine ve Kadısına verilen hükümdür.

14 53 Vakıf

İbşir Ağa vakfının mütevellil si olan Seyyid Halil adlı kişinin yerine Derkuş sakini olan Hacı Mehmed adlı kişi tayin olunduğunda eski mütevelli yeni mütevelliye müdahale etm iştir. İş bu davanın yerinde incelenmesi, vakıf gelirlerinin korunması ve eski mütevellinin düşmanlık etmesi dahilinde bunun önlenmesi için Haleb Valisi ve Derkuş Kadısına verilen hükümdür.

15 54 Vakıf

Receb bin Abdullah Vakfının mütevellisi olan Mehmed bin Mustafa, Kilis sancağında Azaz nahiyesindeki vakıf gelirleri olan mahsulât ve vergilerinin bulunduğunu; fakat Mehmed bin Nefs vakfının mütevellisi kendi vakıf gelirleriyle yetinmeyip Receb bin Abdullah Vakfının zeytin mahsuluni tarafında ak tardığını beyan etmiştir. İşbu davanın halli ve Receb bin Abdullah vakfının gelirlerinin korunması amacıyla, daha önceki benzer davaların hükümleri örnek alınarak sonuca varılması için Haleb Valisi ve Azaz Kadısına verilen hükümdür

15 55 Alacak – Verecek Davası

Halebde misafir olan çûka -dârandan Hüseyin, Sarrac Mehmed, Kayseriyeli

(30)

Ahmed, Küçük Ömer, Kahve Mehmed, Uzun Hasan ve diger Mehmed adlı kişiler ile Halep’te sakin Hristiyan halkından bazı kimseler arasında borç senedinin halline dair Halep Kadısına verilen hükümdür.

15 56 Zeamet

Es-seyyid Mahmud’un sahip olduğu zeamet topraklarına ve gelirlerine, Maarre sancağında bazı n ahiyelerde mutasarrıf olduklan Hamza, Abdullah Mehmed, Süleyman ve Nusret adlı kişiler kendi zeamet toprak ve gelirleriyle yetinmeyip adı geçen Mehmud adlı kişinin hakkına tecavüz etmektedirler. İşbu gelir dağılımının yapılması ve haksız yere toprak ve gel ir tecavüzünün engellenmesi için Haleb Valisi ve Maarre nahiyesi naibine verilen hükümdür.

16 57 Görevlilerin İ’lamı

Halep mahkemesindeki mukayyidlerin bazı hususlarla ilgili aralarındaki görev taksimi ile ilgili itilafın mahallinde görülmesiyle ilgili f erman

16 58 Saldırı (Cürm)

Sermin Kazası sakinlerinden Seyyid Ali oğullarının herhangi bir sebep yokken bir kısım insanlar tarafından silahlı saldırıya uğramaları sonucu ; İşbu eziyetin önlenmesi ve davanın halli için Sermin kadısına verilen hükümdür.

16 59 Şekavet

Okcu İzzettin Aşiretinin Uzeyir (Dörtyol) sancağında Boztaz köprüsünün yakınında Mehmed adlı kişiye eziyet edip, aynı zamanda bu kişinin yanında olan kumaş ve ticaret mallarına el koymuştur. Bu olaydan sonra adı geçen madurun mallarının saymı Adana kadısı tarafından yapılmıştır. İşbu madurun eşya ve kumaşlarının tahsilinin yapılıp kendisine verilmesi için Halep Valisine verilen hükümdür

17 60 Vakıf

Mehmed adlı kişi, Receb bin Abdullah, Bedreddin bin Seyyid Mehmed vakıflarına ait gelir yerlerini n anlaşmazlığının giderilmesine dair, mescidler ve mekteplerin vakıflrına verilmesi gereken kiraların ve vergilerin verilmediği konusunda beyanda bulunmuştur. İşbu vakıfların gelirlerinin

(31)

kendilerine verilmeleri için Haleb Valisi, Şuur Kadısı, Haleb - Seman Nahiyesi Naibine yazılan fermân -ı alîşândır.

17 61 Zeamet

Müteferrika Mehmed adlı kişinin ölümü sebebiyle Haleb, Azaz ve Kilis sancaklarında bazı nahiyelerde mutasarrıf olduğu zeametleri evladına intikal etmiştir; ancak bazı mahsuller halktan bazuılarının müdahalesiyle teslim alınamamıştır. Bundan önce yine bu dava görülüp Halep Valisi ve Antakya kadısına olayın halli istendiği halde, borcun tamamı zeamet sahibinin eline geçememiştir. İşbu davanın geriye kalan borcun sahibine verilmesi için Haleb Valisi ve Antakya kadısına verilen hükümdür.

17 62 Kısmet Vergisi

(Resm-i Kısmet)

Halepte sakin Yahudi halkından birinin ölümünden dolayı veresesinden kısmet vergisi almak icap olunmuştur. İşbu davanın halli ve veresenin sayımı yapılarak verginin tahsili için Haleb Mollasına verilen hükümdür.

18 63 Zeamet

Selamet Giray Hanın Kilis, Halep, Üzeyir ve diğer sancaklarla bazı nahiyelerde bulunan sahip olduğu zeametlerine haksız yere müdahale olunmaktadır. İşbu davanın halli zeamet yerlerinin taarruza uğramaması açısından Halebü’ş-şehbâ Kadısına ve Azaz Kadısına verilen hükümdür.

18 64 Zeamet

Giray Han’ın sahip olduğu zeamet topraklarının gelirleri ve bazı vakıf akaratına bazı kimselerin müdahalesi sonucu işbu davanın halli için Haleb Valisi ve Maarre Kadısına ver ilen hükümdür.

19 65 Alacak – Verecek Davası

Halep’te sakin Seyyid Halilin Tefsile Hatun’dan intikal yer bulunmakta; ancak bu yer, hakkı olduğu halde Halil adlı kişinin eline geçme mesi söz konusudur. Daha önce mü başir huzurunda dava kararı verilmiş olmasına rağmen Tefsile Hatun gelmemiş ve dava ispat edilememiştir. Bu konu hakında Şeyhü’l -islâmın fetva-yı şerifesi olduğunu bildirerek işbu davanın zor ve saldırı olmadan halli için

(32)

Haleb Valisine verilen hükümdür.

20 66 Mahsulât Dağılımı

Mehmed bin Kasım b in Şeyh Abbuş’un hissesi evladı olan Şeyh Ömer’e intikal ederken, kendi hissesinin dışına çıkmaması ve her kesin payına düşen hisseyi açıklamasına dair Azaz Kadısına verilen hükümdür.

20 67 Seyidlik Hücceti

Seyyid Ahmed isimli kişinin İstanbul kadısından alınmış Seyyidlik hücceti olmasına ragmen Haleb Nakibü’l -eşrafının yeniden hüccet talep etmesinin men’ olunmasına dair Halep Mollasına verilen hükümdür.

20 68 Alacak – Verecek Davası

Keşiş Abdulmesih’in ölümesiyle geriye kalan mallarına Keşiş Karil, Keşiş Abdullah el koymuşlardır. El koydukları mallarda Karen veled Yosgos adlı zımminin de hissesi vardır. İşbu Karen adlı kişinin hakkının vekil yoluyla alınması için Haleb Valisi ve Mollasına verilen hükümdür.

21 69 Şekavet

Gavur Dağına yakın olan Kürt tebaa sı gasb olunmuş ve gasb olunan malların temini ve usulsüzlüğün giderilmesi için Halep Valisi Vezire ve Mollasına verilen fermân-i alîşândır.

21 70 Alacak – Verecek Davası

Halep sakinlerinden Ali adlı kişinin, Delibaşı Salim adlı kişiden alacağı hususunda vekil tayini ile olayın hallonumasına dair işbu belge Halep Valisi Vezire ve Kadısına verilen hükümdür.

21 71 Alacak – Verecek Davası

Halep sakinlerinden Hacı Ahmed adlı kişi Haleb kasabasına tabi ‛ Ma‛arre ve Saire ve Tel Araf karyelerin ahalilerinden borç almış fakat bunu ödeme inkanları olmadığı için faizle taksitlendirme yoluna gidilmiştir. Ancak geriye kalan borcun ödenmemesinden doğan şikâyetten dolayı işbu davanın halline ilişkin Halep Kadısına verilen fermân-ı alîşândır.

21 72 Alacak – Verecek Davası

Halep sakinlerinden Hacı Ömer adlı kişi ile Hana Antoni ve Patos oğlu Antoni adlı zımmîler arasındaki mahsul namıyla hak talepleri, birbirlerine muhalefet ve taarruzları mahkeme huzuruna kadar intikal etmiş olayın halli için; İşbu Halep Mollasına verile n

(33)

hükümdür

21 73 Görevli

Anlaşmazlığı

Şam-ı Şerîfde Türbedar ve hatip olan Es-seyyid Eş-şeyh Mustafa adlı kişinin görevini Halep’te bulunan yeniçeri zabiti engelledigi için bu adı geçen kişi zulüm etmiş bunun yakalanarak ihkâk-ı hakk ve davalarının görülm esi için İstanbula gönderilmesi ile ilgili işbu Antakya kadısına gönderilen fermân-ı alîşândır

22 74 Askerlerin Vakfa Saldırması

Askeri taifenin Üzüm Hanı vakfını gasb etmişlerdir. Bu durumuvakıf mütevellisinin şikâyet etmesi sonucu, işbu zulmün durdurulm ası ve davanın halli için Halep Valisi ve Mollasına verilen hükümdür.

22 75 Saldırı (Cürm)

Es-seyyid Şeyh Mehmed adlı kişi Halep’te kendi halinde hamallık işiyle meşgul iken yok yere bazı kişiler tarafından zor kullanarak saldırıya uğramasından dolayı, İşbu aynı konuda fetva bulunduğunu bildirerek davanın ihkak-ı hakk olunması babında Halep Valisine ve Mollasına verilen hükümdür.

22 76 Tekye ve Vakıf

Halep’te Nakşibendi tekkesinden Mehmed Nakşibendiye tekkesine verilmesi gereken bazı haklarının şehirdeki bazı kişiler tarafından zor kullanılarak engellenmiştir. Ayrıca Halep’te Cami‛-i vakfınının gelirlerinden bir kısmını yine bazı kimseler engellemektedir. İşbu engellemelerin giderilmesi ve davanın halli için yerinde görülmek üzere Halep Valisi ve Mollasına verilen hükümdür.

22 77 Askeri

Halep’te Ebu Bekir’in zimmetinde on iki aylık güzeşte kulluk akçesi ve serdârlık câizesi borcu bulunduğu için Yeniçeri Ağası Süleyman Ağa tarafından mühürlü mektup gönderilerek borcun tahsili için işbu Halep Valisi, kadısına ve Yeniçeri zabitine yazılan fermân-ı alîşândır.

23 78 Mukataa

Azaz ve Kilis sancaklarında ahaliden bazılarının mukataa mallarının borçları bulunmaktadır. Bu bocun tahsilinin yapılması, eger davayı halde zorluk çıkarsa İstanbul’a haber verilmesi

(34)

hususunda işbu Halep beglerbeyisine verilen hükümdür. 23 79 Resm-i İhzariye (Mahkeme Masraflarının Ödenmemesi)

Antakya’da mahkemeye resm -i ihzâriye olan vergiyi ödemeyen Mehmed’in bu mahkeme masraflarını ödemesine dair işbu Antakya kadısına verilen hüküm

23 80 Alacak – Verecek Davası

Rüstem oğlu Seyyid Ali ve Seyyid İsmail adlı kişilerin Züamadan Seyyid Yusuf adlı kişiye borç senedi olmasıyla beraber, bu kişinin 800 guruşlık mahsulüne de zorla el koymuşlardır. İş bu borcun halli için Halep Beglerbegine, Mollasına ve İdlib Kadısına verilen hükümdür.

24 81 Alacak – Verecek Davası

Haleb kasabasında sakin Abdulbaki, Mustafa, İbrahim, Halîl ve diger İbrahim adlı kişiler Seyyid Mehmed Selim adlı kişiden 3000 guruş borç almış olup bu borcu vermekte zorluk çıkarmışlardır, işbu davanın halli ve borcun eksiksiz ödenmesi ve zorluk çıkarmaya mahal verilmemesi için Halep Beylerbeyi ve Valisine verilen hükümdür

24 82 Alacak – Verecek Davası

Müderrislerden Mevlana Mehmed adlı kişinin Mustafa adlı kişiye herhangi bir borcu olmadığı halde, bir kısım hububatına el koymuş olup , işbu Mustafa adlı kişinin aldığı hububatın tamamını teslim alıp sahibine geri verilmek üzere Halep Beylerbeyi ve Halep Kadısına verilen hükümdür.

24 83 Alacak – Verecek Davası

Azaz ve Kilis sancakları mutasarrıfı olan Halep Valisi Abrahim Paşanın bazı kişilerden 9540 guruş bakaya malından alacağı bulunmaktadır. Gecikmiş olan bu borcun ödenmesi hususunda Halep Beylerbeyi ve Kadısına verilen fermân -i alîşândır.

25 84 İltizam

İsmail adlı kişinin Antakya’d a bazı kişilerden iltizâm bedellerini tahsil edememiştir. İş bu tahslin ve alacaklardan tahririn yapılması için Halep Beyler beyi ve Antakya kadısına verilen hükümdür.

25 85 Şekâvet

Erbâb-ı Timârdan Mehmed oğlu İbrahim çavuşun Üzeyir Sancağındaki timâr yerlerinin mahsulâtına Eşkiyâdan Ahmed adlı kişi zorla el koymuştur;

(35)

işbu yapılan haksızlığın giderilmesi ve mahsûlün sahibine geri alınıp - verilmesi husûsunda Halep Beylerbeyi ve Üzeyir Kadısına verilen hükümdür.

25 86 Zeâmet

Halep sancağının Sermin nahiye sinde zeâmet mutasarrıfı Mehmed oğlu Ahmed’in vefatıyla yerini , evladı addiasını güden Ahmed almak istemektedir; işbu olayın açığa çıkması ve vefat eden kişinin oğlu ise zeametin miras olarak verilmesi, değil ise i ‛lâma çıkarılması hususunda Halep Beylerbe yi ve Mollasına verilen hükümdür.

26 87 Zeâmet

Abdurrahman, Abdullatif ve El-hâc Ahmed adlı kişiler, vefat eden babalarının Sermin nahiyesindeki zeamet yerlerinin kendilerine intikal etmesini istemişlerdir. Davanın araştırılması ve evlatların sabitliği durumunda terekesi tahrir olunarak gereği gibi yapılması konusunda; işbu Halep Beylerbeyine, Mollasına ve Alay Beyine verilen fermân -i alîdir.

26 88 Timâr

Halep Sancağı Revendan Nahiyesinden bazı kişiler hisselerine düşen timar yerlerine rıza göstermeyip f azlasını istemişlerdir. İşbu davanın halli ve kişilerin hisselerine düşen mahsulün kaydının yapılmasına dair Revendan Kadısına verilen hükümdür.

27 89 Zeamet

Halep, Maraş ve Kilis sanca klarında ve bazı nahiyelerde mutasarrıfı olan Ali Sazayi veled Abdulla y zeamet yerlerinin vergilerinin değerleri yazılarak bu yerleri boş yere elinde tutan bazı kişiler ve kirasını vermeye reh haksız davranışlarda bulunmuşlardır. Davanın halli için Halep Beylerbeyine; Harim, Antakya ve Üzeyir Kadılarına verilen hükümdür.

27 90 Alacak – Verecek Davası

Ermeni taifesi arasında alacak verecek davasının halline dair Halep Mollasına verilen hükümdür.

27 91 Alacak – Verecek Davası

Mehmed Şeyh oğlu El-hâc Ömer adlı kişi tüccârdan Seyyid Hasan adlı kişiden faizle para ödünç alır anca k ödemesi gerçekleşmez. İşbu borcun gecikmesinden dolayı her geçen sene üzerinden belirli bir artış mikdarı ile

(36)

ödenmesi hususunda davanın halli için Halep Mollasına verilen hükümdür.

27 92 Şekavet ( Sürgün Edilme)

Halep Eyaletinde Karamut Hanı civarında Bektaşlı Aşiretinin eşkiyalık amacıyla Rakka’dan Halep dolaylarına terk-i vatan edip ordan da ahaliye taarruz ve gasbda bulunmaları sebebiyle; işbu aşiretin Rakkaya iskan ettirilmesi babında Halep Valisi ve Mollasına verilen fermân -ı alîşandır.

28 93 Vakıf

İdlib ve Şem’an ve Halep’teki vakıflarına ayrılan mukataaların vergilerinin ödenmesi konusunda işbu İdlib ve Şem‛an kadîlarına ve vakıf mütevellilerine verilen hükümdür.

28 94 Mal Gasbı

Züemadan Hüseyin adlı kişinin zeamet karyelerinden elde ettiği mahs uline Seyyid Ekrâd Mahmud adlı kişinin haksız yere el koyması sonucu; işbu davanın halli için Şeyhü’l -islâmdan fetva olduğunu bildirerek ihkâk -ı hakk olunması için Halep Valisi ve Maarretün Mısrin Kadısına verilen hükümdür.

28 95 Cebelü Tahsilâtı

Şu‛ur Nahiyesinde önceki Timar Mutasarrıfı zamanında tasarruf ettikleri timâr yerlerinden yeni Timar mutasarrıfı yanlış yere cebelü talebinde bulunmuş, tasarruf eden kişinin oğulları henüz 2 ve 15 yaşlarında olmasından dolayı cebelü talebinin reddi ve alınması ger eken vergilerin sayımını tekrar yapılması için Şu‛ur Naibine verilen hükümdür.

29 96 Vakıf

Halep’teki vakıfların mütevellileri vazifelerinin tahsilini istediklerinden dolayı; işbu davanın halli ve mütevellilerin alacaklarının giderilmesi için Halep Valisine verilen hükümdür.

29 97 Gasb

Halep sakini Hüseyi adlı kişinin 1500 guruşunu yine Halep sakini Seyyid Mehmed adlı kişi haksız yere zor kullanarak elde etmiştir. İşbu davanın halli ve paranın geri alınıp eksiksiz verilmesi için Halep Valisi ve Mollasın a verilen hükümdür.

29 98 Gasb

Halep’te züemadan Hüseyin adlı kişinin çeşitli mal ve 1100 guruşunu Kara Hüseyin adındaki kişi haksız yere ve zorla gasb ettiğinden dolayı; işbu

Referanslar

Benzer Belgeler

Rum ili beğlerbeğliği pâyelülerinden Kosova vilâyeti valisi olub birinci rütbe mecîdi ve ikinci rütbe Osmanî nişân-ı zi-şânlarını hâ’iz ve hâmil olan Faik

Karahisâr-ı ġarkî kazâsına tâbi‟ Üsküne nâm karye sâkinlerinden Mehmed ve Abdürrahim nâm kimesneler gelüb bunların valideleri Selime nâm hâtûnun babası

olunduğu tebeyyün ve tahakkuk eylemiş olduğundan merkûm ile re’aya-i mersûmeden mâdde-i mezkûrde medhâlî olan Pavli veled-i Kostanti ve refiki diğer Pavli veled-i

Alaiye kazâsına tâbi‘ Kargovas nâm karye sâkînlerinden Molla Hasan oğlı Seyyid Mehmed nâm kimesneler gelüb bunlar kendü hallerinde olub hilâf-ı şer‘i şerîf

Karahisâr-ı Şarkî kazâsına tâbi‘ Pirlertekyesi sâkinlerinden Ahmed nâm kimesne gelüp bu diyâr-ı âharda iken yine karye-i mezbûr sâkinlerinden Marcakoğlu(?) Mustafa ve

Vilâyet-i Anadolu‟da kasaba-i Mihalic mahallâtından Garipçe mahallesinde sâkine Emine binti Mehmed nâm hâtun zevci tarafından husûs-ı âtiyü‟z-zikre vekîl-i

Develü Kazası’nın nefsi Develü mahallâtından Yedek Mahallesi’nde sakin zatı Everek Kasabası mahallâtından Cami-i Cedid Mahallesi ahalisinden Mehmed Efendi ibn Ömer Efendi

Kazâ-ı mezbûra tâbi‘ tımar karyelerinden Ma‘den nâm karye sâkinlerinden Ahmed nâm kimesne gelüb bu karye-i mezbûre toprağında tasarrufunda olan yerlerinde