• Sonuç bulunamadı

1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri`nin (S.74-134) transkripsiyon ve değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri`nin (S.74-134) transkripsiyon ve değerlendirilmesi"

Copied!
232
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 NUMARALI NEFY VE KISÂS DEFTERİ’NİN (s. 74-134) TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ

T.C.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANA BİLİM DALI

Elif ÖZDEMİR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KAHRAMANMARAŞ Haziran - 2018

(2)

1 NUMARALI NEFY VE KISÂS DEFTERİ’NİN (s. 74-134) TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ

T.C.

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANA BİLİM DALI

DANIŞMAN : Doç. Dr. M. Zahit YILDIRIM JÜRİ : Prof. Dr. Faruk SÖYLEMEZ JÜRİ : Prof. Dr. Ahmet GÜNDÜZ

Elif ÖZDEMİR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

KAHRAMANMARAŞ Haziran – 2018

(3)

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANA BİLİM DALI

Elif ÖZDEMİR

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Kod No :

Bu Tez / Proje 18/06/2018 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oy Birliği / Oy Çokluğu ile Kabul Edilmiştir.

Doç. Dr. M. Zahit YILDIRIM Prof.Dr. Faruk SÖYLEMEZ Prof. Dr. Ahmet GÜNDÜZ

BAŞKAN ÜYE ÜYE

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

Prof. Dr. Abdullah SOYSAL Enstitü Müdürü

Not: Bu tez ve projede kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

1 NUMARALI NEFY VE KISÂS DEFTERİ’NİN (s. 74-134) TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ

(4)

I

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI

ÖZET

YÜKSEK LİSANS TEZİ

1 NUMARALI NEFY VE KISÂS DEFTERİ’NİN (s. 74-134) TRANSKRİPSİYON VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Elif ÖZDEMİR

Danışman : Doç. Dr. M. Zahit YILDIRIM Yıl : 2018, Sayfa: VI+212

Jüri : Doç. Dr. M. Zahit YILDIRIM (Başkan) : Prof. Dr. Faruk SÖYLEMEZ (Üye) : Prof. Dr. Ahmet GÜNDÜZ (Üye)

Nefy, “sürme, sürgün etme” anlamına gelmektedir. Kısas ise, kasten adam öldürme veya yaralama suçlarında suçlunun işlediği suça denk bir ceza ile cezalandırılması anlamına gelmektedir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde 989 numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri Kataloğu’na kayıtlı 5 adet Nefy ve Kısas Defteri bulunmaktadır. Bu araştırmada, bu defter serisinden, 1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri’nin 74-134. sayfalarının transkripsiyon ve değerlendirmesini kapsamaktadır. 1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri’nin belirtilen sayfalarındaki hükümler H. 1258-1259/M. 1842-1843 tarihlerini ihtiva etmektedir. İncelenen dönemdeki hükümlere göre kanuna aykırı hareket eden, rüşvet alan, zimmetine para/mal geçiren kişilere, eşkıyalara, hırsızlara ve toplum içerisinde sorun çıkaran ve huzursuzluğa sebep olan birçok kişiye sürgün cezası uygulanmıştır. Haksız yere adam öldüren kişilere de, kısas cezasının uygulandığı tespit edilmiştir. Belgelerde, kısas ve nefy cezalarının yanı sıra kalebend, idam, prangabend gibi ceza türlerine de rastlanmıştır. Çalışmanın Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemine bir nebze de olsa ışık tutacağı kanaati taşınmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Nefy, Kısas, Ceza, Osmanlı Hukuku, Itlak.

(5)

II

DEPARTMENT OF HİSTORY INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM UNIVERSITY

ABSTRACT

MA THESIS

TRANSCRIPTION AND EVALUATION OF THE EXILE AND RETALIATION BOOK OF NUMBER 1 (s. 74-134)

Elif ÖZDEMİR

Supervisor : Assoc. Prof. Dr. M. Zahit YILDIRIM Year : 2018, Pages: VI+212

Jury : Assoc. Prof. Dr. M. Zahit YILDIRIM (Chairperson) : Prof. Dr. Faruk SÖYLEMEZ (Member)

: Prof. Dr. Ahmet GÜNDÜZ (Member)

Exile means is “to deport, banished”. Retaliation means that punishment with a criminal penalty equivalent to a criminal offense in crimes that willful murder and willful injury. In Prime Ministry of Ottoman Archives there were 5 Exile and Retaliation Books registered in 989 Number Divan-ı Hümayun Books Catalog. In this study, includes that the transcription and evaluation the between of pages 74-134. of the 1 Number Exile and Retaliation Books from the series of Exile and Retaliation Books. These judgements in these pages comprise date of H.

1258-1259/M. 1842-1843. Individuals who acted against the law according to the provisions in the documents dated and accept a bribe, peculate goods/money, bandits, commit a theft and cause disorder and destabilize in the society were sentenced to exile. It was also revealed that murderers retaliated of the victim. In these documents, on the side of Exile and Retaliation penalties, find different types of judgements, there are kalebend, execution prangabend. It is thought that the study will shed even it would be little light, on the judicial system of the Ottoman Government.

Keywords: Exile, Retaliation, Penalty, Ottoman Law, Liberation

(6)

III

Osmanlı tarih araştırmalarında birinci el kaynak niteliği taşıyan Osmanlı arşivlerinin önemi büyüktür. Bir devletin hafızası olan arşiv belgeleri, bilimin hizmetine sunulursa ancak o zaman bir anlam ifade edebilir. Osmanlı Arşivi’ndeki belgeler defter ve belge olmak üzere iki kısma ayrılır. Defter tasnifleri arasında Tahrir, Mühimme, Avarız, Nüfus defterleri gibi çok sayıda defter çeşitleri yer almaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde muhafaza edilen Nefy ve Kısas Defterleri de bu tasnifler içerisinde yer alan önemli bir defter çeşididir. Tanzimat döneminden itibaren nefy ve kısâs kayıtları ile ilgili Bâb-ı Âlî tarafından özel defterler tutulmuştur. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Bâb-ı Âsafî Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Nefy ve Kısâs Defterleri, A. (DVNS.

NEFY. D) Kataloğu’na kayıtlı 5 adet Nefy ve Kısâs Defteri (H. 1256-1279 / M. 1840- 1863) bulunmaktadır.

Hazırlanan bu çalışma, anılan defter serilerinden 1 Numaralı Nefy ve Kısâs Defteri’nin 74-134. sayfaları arasında yer alan 210 hükmün transkripsiyon ve değerlendirmesini kapsamaktadır. Nefy ve Kısâs Defterleri, özellikle Tanzimat sonrası Osmanlı Devleti’nin hukuki ve sosyal durumu hakkında önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Belgelerde, kısas ve nefy cezalarının yanı sıra kalebend, idam, prangabend gibi ceza türlerine dair kayıtlarda yer almaktadır.

Tez çalışmasının giriş kısmında, Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemi hakkında genel bilgi verilmiştir. Daha sonra tez çalışmasında faydalanılan kaynaklardan bahsedildikten sonra, 989 numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri kataloğunda kayıtlı H.1256–1327 / M. 1840–1903 tarihleri arasındaki ceza kayıtlarını ihtiva eden Nefy ve Kısâs Defterleri hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın Nefy ve Kısas Cezaları başlığı altında ise; nefy ve kısâs kavramı, Osmanlı Devleti’nde nefy ve kısâs cezalarının uygulanışı ele alınmıştır. Değerlendirme kısmında, nefy cezasının süreleri, nefy için kullanılan yerler ve nefy olunan suçluların serbest bırakılmalarına dair uygulamalar ve kısas hükümleri incelenerek genel değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Tez çalışmasında, transkripsiyonu yapılan belgelerin özetlerine de yer verilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara sonuç kısmında yer verilmiştir. Son olarak, tezin sonuna kaynak eserler, nefy ve kısâs hükümlerinde geçen teknik terimleri içeren bir lügatçe ilave edilmiştir.

Tez çalışmamın her aşamasında, yardımlarını ve zamanını esirgemeyen, tezimin bu safhaya gelmesinde büyük emeği bulunan değerli danışman hocam Sayın Doç. Dr.

M. Zahit Yıldırım’a, ayrıca yüksek lisans eğitimim boyunca değerli bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım Sayın hocam Prof. Dr. Faruk Söylemez’e teşekkürü bir borç bilirim.

Elif ÖZDEMİR

(7)

IV

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... I ABSTRACT ... II ÖNSÖZ ... III İÇİNDEKİLER ... IV KISALTMALAR ... V TABLOLAR LİSTESİ ... VI

1. GİRİŞ ...1

2. LİTERATÜR TARAMASI ...3

3. NEFY VE KISÂS DEFTERLERİ ...5

4. NEFY VE KISÂS CEZALARI ...7

4.1. TANIMLARI ...7

4.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE NEFY VE KISÂS CEZALARI ...8

4.2.1. Nefy ve Kısâs Cezalarının Veriliş Süreci ...9

5. DEFTERİN DEĞERLENDİRİLMESİ... 11

5.1. Defterin Fiziki Özellikleri ... 11

5.2. Defterin Muhteva Özellikleri... 11

5.3. Tarihlendirme ... 12

5.4. Belgelerin Transkripsiyonunda Takip Edilen Metot ... 12

5.5. Hükümlerin İçerik Olarak Değerlendirilmesi ... 13

5.5.1. Nefy Cezaları İle İlgili Hükümler ... 13

5.5.1.1. Nefy Cezasının Nedenleri ... 13

5.5.1.2. Nefy Cezasının Süresi ... 14

5.5.1.3. Nefy İçin Kullanılan Yerler... 16

5.5.1.4. Nefy Olunan Kişilerin Itlâk Sebepleri ... 21

5.5.2. Kısâs Cezaları İle İlgili Hükümler ... 22

6. BELGELERİN ÖZETLERİ ... 24

7. BELGELERİN TRANSKRİPSİYONU ... 70

8. SONUÇ ... 200

KAYNAKÇA ... 202

LÜGATÇE ... 204 ÖZ GEÇMİŞ

EKLER

(8)

V age. : Adı Geçen Eser agm. : Adı Geçen Makale agt. : Adı Geçen Tez B. : Receb

bkz. : Bakınız

BOA : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

BOA, A. DVNS. NEFY.d. : Bâb-ı Âsafî Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Nefy ve Kısâs Defterleri

c. : Cilt

C. : Cemâziye’l-ahir Ca : Cemâziye’l-evvel

DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi H. : Hicri

hk. : Hüküm L. : Şevval M. : Miladi M. : Muharrem N. : Ramazan Nr. : Numara R. : Rebi‘ü’l-âhir Ra. : Rebi‘ü’l-evvel S. : Safer

Ş. : Şaban s. : Sayfa Z. : Zi’l-hicce Za. : Zi’l-kâde

(9)

VI

TABLOLAR LİSTESİ

Tablolar Sayfa No

Tablo 1. 989 Numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri Kataloğu’na Kayıtlı Nefy ve Kısas Defterleri ...5 Tablo 2. Nefy Hükümlerine Göre Sürgün Cezasına Çarptırılanların İkametgâh Yerleri İle Sürgün Cezasını Çekmek Üzere Gönderildikleri Yerler ... 17 Tablo 3. Kısâs Hükümlerine Göre Suç Aletleri ... 22

(10)

1

Osmanlı Devleti’ni, etnik, dini ve kültürel farklılıklar bakımından en zengin, ama aynı zamanda da problemli olan coğrafyada altı asrı aşan bir süre ayakta tutan faktörlerin başında bu devletin sahip olduğu hukuki yapı ve işleyiş biçimi gelmektedir.

Osmanlı Devleti, daha önce kurulmuş olan Türk ve İslam Devletleri’nden maddi ve manevi pek çok değerin yanı sıra, o zamana kadar uygulanmakta olan ve bir bütünlük arz eden hukuki yapıyı da miras almıştır. İşte Osmanlı Devleti’nin şanslı olduğu nokta yerleşmiş bir hukuki yapı ve işleyiş mirası üzerine kurulmuş olmasıydı. Altı asırlık bir süreç içinde, miras alınan bu hukuki yapıda gerekli değişiklikler ve ilaveler de yapılarak geliştirilmiştir.1

Osmanlı hukuki yapısının esas temelini İslâm hukukunun oluşturduğu inkâr edilemez. Ancak her devletin İslâm hukukunu uygulamasında gerek mezhep ayrılıklarına, gerekse sosyal, siyasi ve kültürel farklılıklara bağlı olarak bir takım değişikliklerin olduğu da bir gerçektir. Bu farklılıkları Osmanlı Devleti’nde de gözlemlemek mümkündür. Ayrıca buna İslâm hukukunun ayrıntılı olarak düzenlemediği veya düzenlenmesini devlet başkanlarına havale ettiği alanlarda Osmanlı padişahları tarafından dönemin ihtiyaçları ve anlayışı ışığında hukuk kurallarının konduğu olgusu da eklenmelidir. Padişah, İslâm hukukunun temel prensiplerine ters düşmemek şartıyla istediği kanunu çıkarabilirdi. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde altı asırlık Osmanlı uygulamasının nasıl kendine özgü bir hukuki yapı ortaya koyduğu kolayca anlaşılacaktır. O halde, Osmanlı hukuku denince akla İslam hukukunun teorik esasları ile bu hukukun altı asırlık uygulamasında aldığı şekiller ve Osmanlı hükümdarlarının kendilerine tanınan alanlarda koyduğu hukuk kuralları ve kanunlar gelmektedir.2

Osmanlı hukuk sistemi ikili bir yapıya sahiptir. Bunlardan birincisi temelini Kur’ân, Sünnet, İcmâ ve Kıyas’tan alan şer’î hukuktur. İkincisi ise İslam hukukunun hüküm koymadığı alanlarda İslam hukukunun izin verdiği ölçüde, başta padişah olmak üzere kanun koyucuların belirlediği örfî hukuktur.3

Osmanlı Devleti, kurallara uymayan suçluları işledikleri suçun derecesine ve durumuna göre ya Şer’î Hukuk ya da Örfî Hukuk’a göre cezalandırmıştır.

1 M. Akif Aydın, “Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi”, Türkler Serisi, C. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 24; Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye: Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I Klasik Dönem (1302-1606), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 2008, s. 227;

daha geniş bilgi için bkz., Halil İnalcık, “Osmanlı Hukukuna Giriş: Örfi-Sultani Hukuk ve Fatih’in Kanunları”, AÜSBFD, C. 13, S. 2, s. 104-107.

2 Aydın, agm., s. 24; M. Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Fakülte Kitabevi, 10. Baskı, Isparta 2013, s. 108; Halil İnalcık, Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adâlet, Eren Yayıncılık, İstanbul 2005, s. 27.

3 Vejdi Bilgin, “Klasik Dönem Osmanlı Hukuk Düşüncesinin Temel Özellikleri”, Türkler Serisi, C. 11, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 52; Aydın, agm., s. 24; İnalcık, Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adâlet, s. 27.

(11)

2

Sonuç itibarı ile Osmanlı Devleti, sadece döneminin şartları ışığında bir hukuk sistemi geliştirmekle kalmamış bunların hayata geçirilerek etkin bir biçimde uygulanması için de elinden geleni yapmıştır. Altı asır boyunca geniş ve problemli bir coğrafyada ayakta kalmasının sırrı da muhtemelen burada yatmaktadır.4

Tanzimat döneminden itibaren nefy ve kısâs kayıtları ile ilgili Bâb-ı Âlî tarafından özel defterler tutulmuştur. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde Bâb-ı Âsafî Divân-ı Hümâyûn Sicilleri Nefy ve Kısâs Defterleri, A. (DVNS. NEFY. D) Kataloğu’na kayıtlı 10 adet Nefy ve Kısâs Defteri (H.1256-1327 / M. 1840-1903) bulunmaktadır.5

Nefy ve Kısâs Defterleri incelendiğinde Osmanlı Devleti’nin bu cezaları etkin bir şekilde kullandığı görülecektir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde muhafaza edilen Nefy ve Kısâs Defterleri, özellikle Tanzimat sonrası Osmanlı Devleti’nin hukuki ve sosyal durumu hakkında önemli bilgiler ihtiva etmektedir.

4 Aydın, agm., s. 31.

5 bkz., Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 108, İstanbul 2010, s. 190-191.

(12)

3

Bu çalışma ile ilgili arşiv kayıtlarının tamamı İstanbul’da bulunan Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden temin edilmiştir.

1 numaralı Nefy ve Kısâs Defteri’nin ilk 35 varağı Tekin Gür tarafından çalışılmıştır. Bu çalışmada, Evâhir-i Za. 1256 - Evâil-i B. 1257 / 13-23 Ocak 1840 - 19- 29 Ağustos 1841 tarihleri arasında meydana gelen olaylar ile bu olayların faillerine verilen nefy ve kısâs cezaları ilgili toplam 269 hükümün transkripsiyon ve değerlendirilmesi yapılmıştır.6

Nefy ve Kısâs cezaları ile ilgili yapılmış diğer çalışmalar; Melek Deniz tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanan 2 Numaralı Nefy ve Kısâs Defteri’nin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi, Tuğba Akıllı (Acar) tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanan 3 Numaralı Nefy ve Itlâk Defteri’nin (Syf. 1-100) Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi, Ömer Kılıç tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanan 4 Numaralı Nefy ve Itlâk Defteri’nin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi, Harun Çoban tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanan 5 Numaralı Nefy ve Itlâk Defteri’nin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi adlı çalışmalardır.

Bu defterlerde Osmanlı Devleti’nde uygulanan hapis, kısâs, sürgün cezaları hakkında bilgi edinilmektedir. Bu defterlerdeki kayıtlarda işlenen suç, olayın geçtiği yer, suçluya verilen ceza, cezalandırıldığı yer, suçlunun cezalandırıldığı ve serbest bırakıldığı tarih ile ilgili bilgiler yer almaktadır.

Sibel Kavaklı tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanan “929/A Numaralı Nefy Defteri’nin (1826/1833) Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi” adlı çalışmadan da faydalanılmıştır.

Sürgünlerle ilgili diğer önemli bir çalışma ise Çağatay Uluçay’ın “Sürgünler Yeni ve Yakın Çağlarda Manisa’ya ve Manisa’dan Sürülenler” adlı makalesidir. Bu makalede sürgün kavramı hakkında bilgi verildikten sonra sürgünlerin yapılış nedenleri arşiv belgeleri örneklendirilerek anlatılmıştır.

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisinin 38. cildinde Talip Türcan’a ait

“Sürgün” ile yine İslam Ansiklopedisinin 25. cildinde Şamil Dağcı’ya ait “Kısâs”

maddeleri de istifade edilen çalışmalardır.

Türkler Ansiklopedisinin 10. cildinde Mehmet Akif Aydın’a ait “Osmanlı Hukukunun Genel Yapısı ve İşleyişi” ile Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisinde yayınlanan Abdullah Acehan’a ait “Osmanlı Devleti’nin Sürgün Politikası ve Sürgün Yerleri” adlı makalelerden de yararlanılmıştır.

6 Tekin Gür, “1 Nolu Nefy Ve Kısâs Defteri’nin (1-35. Varaklar) Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, BasılmamışYüksek Lisans Tezi, Tokat 2005, s. 6.

(13)

4

Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemi ile ilgili tetkik eserlerden de istifade edilmiştir. Bu eserlerden Halil İnalcık’a ait “Devlet-i Aliyye: Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-I Klasik Dönem (1302-1606)” ile yine Halil İnalcık’a ait

“Osmanlı’da Devlet, Hukuk, Adâlet” isimli eserlerden faydalanılmıştır. Yine M. Ali Ünal’ın “Osmanlı Müesseseleri Tarihi” adlı eseri ile Ali Akyıldız’ın Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilatı’nda Reform (1836-1856) isimli tetkik eserlerden de yararlanılmıştır. Ayrıca Cevdet Türkay’ın “Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak Aşiret ve Cemâatlar” isimli eseri de belgelerde geçen cemaat ve aşiret isimlerinin tespit edilmesinde önemli faydalar sağlamıştır. Yine belgelerde geçen eyalet, sancak, kaza ve karye isimleri de Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanmış olan Tahir SEZEN’in Osmanlı Yer Adları Sözlüğü ile Nuri Akbayar’ın Osmanlı Yer Adları Sözlüğü isimli çalışmalardan tespit edilmiştir.

Belgelerde okunamayan kelimelerin tespit edilmesi için Şemseddin Sami’nin Kâmûs-ı Türkî’si, Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat’ı ile Mehmet Zeki Pakalın’ın Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü isimli çalışmalardan istifade edilmiştir.

(14)

5

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde aşağıdaki tabloya dikkat edildiğinde 989 numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri kataloğuna kayıtlı 5 adet Nefy ve Kısas defteri ve 5 adet Kısas defteri bulunmaktadır. Kısas; İslam şeriatında suçluya işlediği suçun dengi bir ceza uygulanması; suç ile ceza arasında eşitlik demektir. Kısas Defterleri ise Divân-ı Hümâyûndan verilen cezalarının icrasına ait hükümlerin kaydedildiği defterlerdir. Nefy ise; sürgün cezasıdır. Nefy ve Kısas Defterleri, Divân-ı Hümâyûn tarafından verilen bu tür cezaların icrasına ait hükümlerin kaydına mahsus defterlerdir.7 Nefy ve Kısas defterleri ile ilgili bilgiler tablo 1’de gösterilmiştir.

Tablo 1: 989 Numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri Kataloğu’na Kayıtlı Nefy ve Kısas Defterleri

Katalog Gen. No

Sıra No

Tasnifin (Fonun ) Adı

Tarih

Sahife Adedi Hicrî Miladî

989

1

Nefy ve Kısas Defterleri

1256-1259 1840 - 1843 137

2 1259 - 1264 1843 - 1848 197

3 1264-1272 1848-1856 187

4 1272-1279 1856-1863 202

5 1279 1863 356

6

Kısas Defterleri

1264-1273 1848-1856 190

7 1273-1278 1857-1862 160

8 1278-1287 1861-1870 232

9 1287-1291 1870-1874 242

10 1291-1327 1874-1903 233

Kronolojik olarak tasnif edilmiş olan bu defterler, ait oldukları dönemle ilgili olarak Osmanlı Devleti’nde işlenen suçlar ve bu suçların karşılığında suçlulara verilen cezaları ihtiva etmektedir. Bu defterlerde sürgün cezası ile ilgili yer alan kayıtlarda, olayın geçtiği yer, sürgüne gönderilme sebepleri, suçlunun cezalandırıldığı yer, suçluyu

7 bkz., Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 108, İstanbul 2010, s. 190-191.

(15)

6

götürecek görevli, suçlunun cezalandırıldığı ve serbest bırakıldığı tarih ve tahliye edilme sebebi ayrıntılı bir şekilde belirtilmektedir.

Üzerinde çalışılan 1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri, yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere toplam 137 sayfa olup, Hicri 1256-1259 / Miladi 1840-1843 yılları arası dönemi kapsamaktadır.

(16)

7 4.1. TANIMLARI

Nefy kelimesinin sözlük anlamı, “sürme, sürgün etme” manalarına gelmektedir.8 Hukuk dilinde nefy cezası, bir kimseyi işlediği suçtan dolayı, cezalandırmak amacıyla ve muvakkat ( daimi olmayan, az vakit sürüp geçen )9 bir vakit için bulunduğu yerden çıkarıp başka bir yere sürgün etmek ya da belli bir yerde zorunlu ikamet ettirip oranın dışına çıkarmamak demektir.

Başka bir tanıma göre nefy (sürgün), bir kişinin ya da bir topluluğun ceza yahut güvenlik tedbiri amacıyla yaşadığı yerden başka bir yere belirli bir süre veya ömür boyu kalmak üzere isteği dışında gönderilmesi ve orada ikâmet etmeye mecbur tutulmasıdır.10

İncelenen belgelerde, nefy kelimesi tek başına kullanılmamakta, genel olarak

“nefy ve iclâ, nefy ve irsâl, nefy ve tağrîb” gibi ifadelerle de kullanılmaktadır. Tağrîb kelimesinin sözlük anlamı, birini memleketinden çıkarma, gurbete yollama veya göndermedir.11 İclâ ve irsâl kelimeleri de aynı anlama gelmektedir.

Kısâs ise, öldüreni öldürme karşılığında katletmek, öldürmek veyahut yaralının yaralanan uzvuna karşılık olarak yaralayanın ona benzeyen uzvunu, meşru usulüne uygun olarak cezalandırılmasıdır.12

Sözlükte “ardından gitmek, iz sürmek, yaptığı işte birinin yolunu takip etmek;

kesmek, eşitlemek ve misilleme yapmak” manalarında masdar olan kısâs, isim olarak

“mutlak eşitlik, bir şeyin iki tarafının birbirine denk olması; işlenen fiile ona denk bir fiille mukabele edilmesi” anlamlarına gelir. Hukukta kısâs, kasten işlenen adam öldürme veya müessir fiil (yaralama) suçunun fâilinin işlediği fiil cinsinden ve ona denk bir ceza ile cezalandırılmasını, fıkıhtaki teknik kullanımıyla kasten öldürdüğü kişiye karşılık fâilin öldürülmesini, kasten işlediği müessir fiil sonucu mağdurda bedenî-fizikî zarar meydana getiren kimsenin benzeri şekilde cezalandırılmasını ifâde eder.13

Kısâs cezasının uygulanabilmesi için yedi şartın bulunması gerekir:

-Ölünün veresesinin kısâsı istemesi.

-Kâtil mükellef yani akil (akıllı) ve baliğ (ergenlik çağına gelmiş) olmalı.

-Maktûl kâtilin fer’i yani kâtilin evlât ve ahfadından biri olmaması.

8 Ferit Devellioğlu, “Nefy”, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Kitabevi, Ankara 2011, s. 959.

9 Şemseddin Sami, “Muvakkat”, Kâmûs-ı Türkî, İdeal Kültür Yayıncılık, İstanbul 2017, s. 1107.

10 Talip Türcan, “Sürgün”, DİA, c. 38, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2010, s. 164.

11 Sami, “Tağrîb” age., s. 330.

12 M. Zeki Pakalın, “Kısâs”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, c. II, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul 1993, s. 271; Devellioğlu, “Kısâs”, age., s. 594.

13 Şamil Dağcı, “Kısâs”, DİA, c. 25, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2002, s. 488.

(17)

8

-Maktûlün veresesi içinde kâtilin fer’i olmaması.

-Ölü, öldürenin memlûkü olmaması.

-Kâtilin ikrah (zorlanma yüzünden isteği olmayarak) ile mükreh olmaması.

-Kısâs sırasında maktûlün bütün veresesinin hazır bulunması.14 4.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE NEFY VE KISÂS CEZALARI

Osmanlı Devleti’nde nefy15, kısâs16, kal’a-bend17 cezalarına dair uygulamalar sıkça görülmektedir. Kısâs cezaları, şer’î hukukta en ağır cezalardan biridir. Osmanlı Devleti kısâs cezasını, öldürme fiilinin olduğu durumlarda uygulamıştır. Bu yüzden Osmanlı Devleti, kısâs cezalarının uygulanmasına özen göstermiştir. Zira infazdan sonra bir hata tespit edilirse, onun telafisi mümkün olmamaktadır.

İslamiyet’te de kişilerin yaşam haklarının korunmasına özen gösterilmiştir. Bu konuda Kur’ân-ı Kerim’deki ayette; “Onda ( Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: cana karşılık can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısâs edilir. Yaralarda kısâsa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir”18 buyrulmuştur.

Ayette de ifade edildiği gibi, öldürme ve yaralama ile sonuçlanan müessir fiillerin kısâsla cezalandırılması emredilmektedir.

İslam’da kısâs, temel insan haklarının kullanılması kendisine bağlı olan hayat hakkını güvence altına almaya yönelik bir müeyyide olmuştur. Haksız yere kasıtlı öldürme ve yaralamalar, kısâsla cezalandırılarak hem insan hayatına hem de suçlunun işlediği suça denk bir cezaya çarptırılarak toplumda adalet sağlanmıştır.19

Haksız yere adam öldürmenin büyük bir suç ve günah olduğu ile ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim’de; “Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısâs farz kılındı.

Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısâs edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden (cezayı) bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır”

ayetiyle kısâsın farz kılındığı belirtilmiş, “Ey akıl sahipleri! Kısâsta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz”20 ayetiyle de kısâsta hayat olduğu beyan edilmiştir. Ayette de belirtildiği üzere haksız yere adam öldürme büyük günah sayılarak yasaklanmıştır. Ancak maktûlün (öldürülmüş kişi) velisinin kâtili affetmesi

14 Pakalın, age., c. II, s. 273.

15 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 76/10; 79/18; 84/33.

16 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 75/6, 7; 80/20.

17 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 118/153.

18 Kur’an-ı Kerim, Maide Sûresi; 45. Ayet

19 Dağcı, age., c. 25, s. 489.

20 Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi; Ayet 178, 179.

(18)

9

Osmanlı Devleti de bu konuda İslam fıkhını esas almıştır ve bir kimseyi amden (kasten) öldüren kişiye kısâs cezasını uygulamıştır. İncelenen belgeler içerisinde kısâs cezası ile ilgili birçok bilgi mevcuttur.22

Osmanlılarda sürgün kelimesi, kal’a-bend, ikâmete memur-ikâmete mecbur, nefy, inhâ, iclâ, teb’îd, mütebâidin, nefy ve irsâl, sarf ü tahvîl, menfî gibi kelimelerle de ifade edilmiştir. Sürgün gidilen yer için menfâ (nefy mahalli) kelimesi kullanılmıştır.

Sürgüne gönderilen kişi için ise menfî kelimesi kullanılmıştır. Af ve salıverilmelerde ise

“ıtlâk, afv ve ıtlâk, sebîl, sebîlin, ıtlâk-ı sebîl” kelimeleri kullanılmıştır.23

İncelenen belgelerde af ve salıverilmelerde daha çok “ıtlâk, afv ve ıtlâk, tahliyye-i sebîl” kelimeleri kullanılmıştır. Osmanlı Devleti sürgünleri; muvakkat (süreli), müebbet (süresiz) olarak iki gruba ayırdığı gibi gönüllü ve mecburi olarak da sınıflandırmıştır. Ayrıca sürgün cezasına çarptırılanlarda din ayrımı Müslim veya gayri müslim yapılmamıştır.24 Nitekim incelenen belgelerde, sürgün cezasına maruz kalan kişiler arasında Ermeni, Rum ve Yahudi milletinden olan gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarının da olduğu görülmektedir.

4.2.1. Nefy ve Kısâs Cezalarının Veriliş Süreci

Tanzimat’ın ilanından önce nefy cazalarının infaz yetkisi sadrazamlara aitti.

Sadrazam da bu konuda padişahın onayını almak zorundaydı. Tanzimat sonrasında ise sürgün cezaları ile ilgili son yargılama ve kararın üst mahkeme konumundaki Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’de25 verildiği görülmektedir. Meclis-i Vâlâ’ nın nefy cezası için verdiği karar padişahın onayından geçtikten sonra uygulanabilirdi.

Sürgün hükümlerinde başta suçlunun bulunduğu mahallin vali, kaymakam, kadı veya naibin adları sürgün olarak gönderilecekleri mahallin ilgili görevlilerine kendi elkapları ile yazılmıştır. Örneğin; Evâhir-i Ramazan 1259 tarihli hükmün başlığı

“Mülhakâtıyla eyâlet-i Sivas müşîri vezîrim Aşkar Ali Paşa iclâlehûye ve Adana nâ’ibine hüküm ki”dir.26 Bu hüküm, Sivas’a bağlı Gürün nahiyesinde yaşayan Ermeni milletinden Kara oğlu Eci Agop isimli zimmînin Adana’ya sürgün edilmesi ile ilgilidir.

21 Dağcı, age., c. 25, s. 489.

22 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 75/6, 7; 80/20; 81/22, 23, 24; 82/26; 83/29; 90/59, 60, 61; 93/68, 69;

101/93; 102/ 96, 97, 98; 103/99, 100, 101; 104/102; 110/125.

23 M. Çağatay Uluçay, “Sürgünler-Yeni ve Yakın Çağlarda Manisa’ya ve Manisa’dan Sürülenler”, Belleten, c. 15, S. 60, Ekim 1951, s. 510-511.

24 Abdullah Acehan, “Osmanlı Devleti’nin Sürgün Politikası ve Sürgün Yerleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 1/5, 2008, s. 13.

25 Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye, Tanzimat ve yapılacak mülki düzenlemeleri görüşmek, devlet ve milletin refahı için gerekli kanun ve tüzükleri daha fazla kişinin fikirlerine başvurarak hazırlamak amacıyla kurulmuştu. Detaylı bilgi için bkz., Ali Akyıldız, Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilatında Reform, Eren Yayıncılık, İstanbul 1993, s. 189-197.

26 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 117/148.

(19)

10

Daha sonra sürgün cezası alan kişinin adı, oturduğu yer ve sürgün edilme sebebi ile nereye gönderileceği hakkında bilgi verilmiştir. Hükümlerin son kısmında sürülme tarihi ile bu hükümlerin yazıldığı yer belirtilir ve neticede de Çavuşbaşı tarafından tayin edilen dîvân-ı hümâyun çavuşu veya gediklisi bu fermanla sürülecek kişiyi alır ve sürgün yerine teslim ederdi. Mübâşir, sürgün edilen kişiyi sürgün yerine getirdikten sonra sürgün fermanını okur ve halka ilan eder, fermanı sicile kaydettirir ve kadıdan sürgünü getirdiğine dair tahrirat ve ilâm alırdı.27

Sürgün cezası verilen kişinin menfâsındaki ikâmetini sağlamak, kadıların görevleri arasındadır. Kadı, sürgün edilen kişinin suç işlememesi ve firar etmemesi için de gerekli tedbirleri almakla görevliydi. Bununla birlikte kadı, sürgünün af veya başka bir yere nakliyle ilgili bir emir almadıkça sürgün edilecek kişiyi asla serbest bırakamazdı. Zira incelenen sürgün hükümlerinde kadıya “ıtlâk emri” (salıverme, tahliye) gelinceye kadar sürgün cezalısını başka tarafa bir adım (hatve-i vâhid) bile attırmaması kesin bir dille emredilmiştir.28

Kısâs cezasının nasıl verildiği konusunda da hükümlerde detaylı bilgiler mevcuttur. Örneğin; Evâsıt-ı Za 1259 (Aralık 1843) tarihli kısâs hükmünde işleyiş hakkında daha net bilgi sahibi olabiliriz: Denizli kazâsına tabi Kınıklı karyesi sâkinlerinden Mehmed bin el-Hâc Ali bıçak ve kurşun ile darb ve katl edilmiştir.

Merkûmun vereseleri kısâs isteyerek, mahkemeye başvurmuşlar. Katil mahkemeye çıkartıldığında suçunu itiraf etmiş ve bunun üzerine mahkeme katilin kısâsına hükmetmiştir. Verilen hüküm Fetvâ-hâne’den onaylandıktan sonra, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’ye gönderilmiştir. Meclis-i Vâlâ’ da kısâsı kabul ederek, onay için, padişahtan emr-i hümâyûn talep etmiştir. Sonra ise emr-i alî, bunu mahalli ehl-i örfîne kısâs hükmünün icrasını ve bununla ilgili merkeze bilgi verilmesini istemiştir.29

27 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 98/85.; Uluçay, agm, s. 533-534.; Acehan, agm, s. 19.

28 Uluçay, agm, s. 534.; “…sen ki Palu kazâsı nâibi mûmâ-ileyhsin vusûlünde mersûmeleri karye-i mezbûrede menfiyyen meks ve ikâmet ettirip bi-lâ-fermân ıtlâklarından mücânebet ve hatve-i vâhide mahall-i ᾽âhara hareketlerine irâ’e-i ruhsatdan mücânebet…” BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 84/33.

29 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 126/180.

(20)

11 5.1. Defterin Fiziki Özellikleri

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde, 989 numaralı Divân-ı Hümâyûn Defterleri Kataloğu’nda kayıtlı olan Nefy ve Kısas defterlerinin üzerleri ebru desenli kâğıtlarla kaplıdır. Defterlerin ilki H. 1256-1259/M. 1840-1843 tarihleri arasındaki hükümleri kapsamaktadır. Üzerinde çalışılan 1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri toplam 137 sayfa olup 1-3, 135-136 numaralı sayfalar arası boş bulunmaktadır.

Defter, 29x24 cm. ebadındadır. Defterin orijinal sayfa numarası bulunmamaktadır. Ancak sayfalar daha sonra numaralandırılmıştır. Defterin kapağı üzerinde “Defter-i Nefy ve Kısas Mîn Evâ’il-i zilkâde sene 1256 ilâ Evâsıt-ı zilkâde sene 1259” yazmaktadır.

Defter, divânî kırması ile yazılmış olmakla birlikte hükümlerin farklı Divânî Hümâyun kâtipleri tarafından yazıldığı farklı tarzdaki yazı sitillerinden anlaşılmaktadır.

Defterin bazı yerlerinde mürekkep dağılmasından dolayı okunamayan kısımlar olmakla birlikte, defterin genelinin okunaklı olduğu söylenebilir.

Defterde, 127/188 numaralı hükmün üzeri terkîn yazılarak çizilmiştir. Başına terkîn yazılan hükümler kararın veya cezanın iptal edildiği hükümlerdir. 78/14 numaralı hükümde verilen sürgün cezasının kaldırıldığı “şurût-ı mezkûr kaydının terkîn kılınması husûsu bi᾽l-fi‘l Şeyhü᾽l-İslâm ve müftî᾽l-᾽enâm olan Mekkî Zâde Mustafa Âsım᾽edâme’llâhu Te‘âlâ işâret itmeleriyle işâretleri mûcebince kaydı terkîn olunarak i‘lâm-ı hâlî mutazammın iş bu emr-i ‘âlî-şânım ısdâr olunmuşdur” ibaresinden hükmün terkin edildiği anlaşılmaktadır.

5.2. Defterin Muhteva Özellikleri

Defterin giriş kısmı şu ifade ile başlamaktadır:

“Hâzâ Defter-i Cezâiye Der-zamân-ı Sadr-ı sudûrü’l-vüzera el-Hâc Mehemmed Raûf Paşa ve Nâzır-ı Umûr-ı Hâriciye Reşid Paşa yessera’llâhu mâ yüridu ve mâ yeşâ’ nâle mâ yetemennâhu el-vâki’ der-sene 1256 fî evâ’il-i zilkâde”

1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri’nde toplam 479 tane hüküm bulunmaktadır.

347 tane de şerh yer almaktadır. Defterin tamamı 67 varaktır.

1 numaralı Nefy ve Kısâs Defteri’nin ilk 35 varağı Tekin Gür tarafından çalışılmıştır. Bu çalışmada, nefy ve kısâs cezaları ile ilgili toplam 269 hükümün transkripsiyon ve değerlendirilmesi yapılmıştır. Defterin ilk 35 varağındaki 269 hükmün

(21)

12

73’ü kısas, 108’i nefy, 64’ü serbest bırakma (af, ıtlak ve tahliye) ile ilgili olup, kalan 24’ü ise çeşitli konulara dairdir.30

Bu çalışmada ise defterin 74-134. sayfaları arasında bulunan hükümlerin değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu hükümler arasında 71 tane nefy, 61 tane kısas, 59 tane serbest bırakma (af, ıtlak ve tahliye), 4 tane tahvil (sürgün yerinin değiştirilmesi), 4 tane idam, 1 tane kal’a-bend ve 10 tane çeşitli konular bulunmaktadır.

5.3. Tarihlendirme

1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri’nin incelenen 74-134. sayfaları arasındaki hükümler, H. 1258-1259/M. 1842-1843 tarihleri arasını kapsamaktadır. Hükümlerde, tarihler daima hükmün sol alt tarafına yazılmıştır. Hükümlerin üzerine yazılan şerhlerin tarihi de genellikle şerhin sol alt tarafına yazılmıştır. Tarihlerin başına “fî” ibaresi konulmuştur. Günler ayın onarlı dilimleri olan evâil (1-10), evâsıt (11-20), evâhir (21- 30) ifadeleri ile yazılmıştır. Bazı tarihlendirmelerde ayın ilk günü için gurre, son günü için de selh yazılmıştır. Aylar, harf sembolleri ile kısaltılarak yazılmıştır. Muharrem ayı

“M”, Safer “S”, Rebi‘ü’l-evvel “Ra”, Rebi‘ü’l-âhir “R”, Cemâziye’l-evvel “Ca”, Cemâziye’l-âhir “C”, Receb “B”, Şaban “Ş”, Ramazan “N”, Şevvâl “L”, Zil-kâ‘ade

“Za”, Zilhicce “Z” şeklinde kısaltılmış harf sembolleri ile yazılmıştır. Yılların yazımında ise yılın son iki rakamı veya son üç rakamı yazılmıştır.

5.4. Belgelerin Transkripsiyonunda Takip Edilen Metot

Belgelerde bazı yer ve şahıs isimlerinin okunmasında zorluklar yaşanmıştır.

Doğru okunduğundan emin olunamayan kelimelerden sonra (?) soru işareti konulmuş ve okunamayan kelimeler ise (…) üç nokta işareti ile gösterilmiştir. Bazı hükümlerde olması gerekip de olmayan kelime eksiklikleri de cümleye uygun bir şekilde [ ] köşeli parantez işareti içerisinde tamamlanmıştır.

Belgeleri transkript yaparken, ayn “ع” harfi (‘) işareti ile hemze “ء” harfi (’) işaretiyle, Arapça ve Farsça uzun okunması gereken a, i ve u sesleri ise (^) işareti ile gösterilmiştir.

Hükümler numaralandırılırken ilk hüküm 1’den başlatılarak sonraki hükümlere devam eden rakamlar verilmiştir. Yani birinci hüküm [74/1] şeklinde numaralandırılmıştır. Eğer hükmün devamı diğer sayfada ise belgenin yeni bir sayfaya geçildiğini belirtmek için, sayfanın numarası parantez içerisinde ( s. ) işareti ile gösterilmiştir.

30 Tekin Gür, “1 Nolu Nefy Ve Kısâs Defteri’nin (1-35. Varaklar) Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Tokat 2005, s.

33.

(22)

13 5.5. Hükümlerin İçerik Olarak Değerlendirilmesi 5.5.1. Nefy Cezaları İle İlgili Hükümler

5.5.1.1. Nefy Cezasının Nedenleri

Örfî hukuk kapsamında değerlendirilen nefy cezası, ta’zîr suçları dâhilindedir.

Lûgatte red, icbâr, tahkir, te’dîb, hak üzere tevkîf (alıkoyma) gibi anlamlara gelen bu tabîr İslâm hukukunda hakkında muayyen bir hadd-i şer’î (Şer’î ceza) olmayan suçlardan dolayı ulü’l-emr (hükümdar, padişah) veya naibi tarafından tatbik edilen cezalar hakkında kullanılan bir kelimedir.31 Ta’zîr cezasının şekil ve miktarının belirlenmesinde suçun türü ve büyüklüğü, suçlunun hali ve sebep açtığı zararla suçun işlenmesine etki eden unsurlar dikkate alınır. Bu nedenle ta’zîr toplumun değerlerine ve zamanın şartlarına göre de değişiklik gösterebilir.32

Osmanlı Devleti’nde sürgün cezalarının uygulanmasındaki temel amaç, suçlunun bir daha suç işlemesini engellemek, adaleti ve toplum düzenini sağlamaktır.

Suçlunun sürgün yerinde geçirdiği sıkıntılar, âilesinin de memleketinde çektiği sefalet ve zorluklar bir terbiye usulü olarak uygulanmış ve bu yolla suçlunun terbiye olacağı düşünülmüştür.33

Osmanlı hukukunda ta’zîr cezaları kapsamına giren sürgün cezaları birçok suçu kapsamaktadır. 1 Numaralı Nefy ve Kısâs Defteri’nin ilk kısmı ile ilgili yapılan çalışmada daha çok toplumun huzurunu bozan davranışlarda bulunanlara sürgün cezası uygulandığı görülmektedir.34 Defterde incelenen dönemdeki (H. 1258-1259/M. 1842- 1843) hükümlere göre de, toplum içerisinde sorun çıkaran ve huzursuzluğa sebep olan birçok kişiye sürgün cezasının uygulandığı tespit edilmiştir.

Kavaklı’nın çalışmasına göre, nefy cezasını gerekli kılan nedenler genel hatlarıyla şunlardır: fesatlık, yasadışı hareket etmek, ihtilale sebep olmak, haddini aşmak, yalan haberler yaymak, memleketin düzenini bozmak, rüşvet, görevi kötüye kullanmak, devlet işlerinin aksamasına sebep olmak, resmi belgede sahtecilik ve değişiklik yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, halkı kanunlara uymamaya teşvik etmek, emirlere karşı gelmek, altın-gümüş nizamını bozmak,35 yasaklanmış altın

31 bkz., Pakalın, “ta’zîr”, age., c. III, s. 427.

32 Tuncay Başoğlu, “Ta’zîr”, DİA, c. 40, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul 2011, s. 200.

33 Mehmet Güneş, “Osmanlı Devleti’nde Sürgün Cezası ve Karahisar-ı Sâhib’e Yapılan Sürgünler (1815- 1839) ”, History Studies, C. 8, S. 1, s. 52-53.

34 Tekin Gür, “1 Nolu Nefy Ve Kısâs Defteri’nin (1-35. Varaklar) Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Tokat 2005, s.

26.

35 Paraların etraflarını kırpmak suretiyle kıymetli maden çalarak paraların vezinlerini düşürenler olduğu gibi, çoğunluğu bu işte ehil darphane görevlilerinin ve gayr-i müslim sarrafların ön plana çıktıkları görülmektedir. Detaylı bilgi için bkz., Mustafa Öztürk, “Genel Hatlarıyla Osmanlı Para Tarihi”, Türkler Serisi, C. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 1490.

(23)

14

alıp satmak gibi suçlar devlet düzenine karşı işlenen suçlar arasında yer almaktadır.36 İncelenen belgelerde, bu suçların hepsi mevcut olmamakla birlikte bazı suçların işlendiği görülmektedir.

Bu suçlar arasında Allah’ı ve ahireti inkâr etmek, şerîâta aykırı hareket etmek (hilâf-ı şerîat-ı garrâ),37 Ramazan ayında içki içmek, gayrimüslim kişilerin kendi ayinlerine aykırı hareket etmek (ayinlerine mugâyir harekât-ı nâ-marzîyyeye ibtidâr eylemek),38 dine karşı işlenen suçlar arasında yer almaktadır.

Araştırmaya konu olan hükümlerde, gayrimüslim Osmanlı vatandaşlarından dinlerine aykırı hareket eden kişiler ile ilgili birçok belge mevcuttur. Örneğin; Gürün nahiyesinde yaşayan Ermeni milletinden Kara oğlu Eci Agop isimli zimminin, kendi dinlerine ve kanuna aykırı davranışları sebebiyle İstanbul patriğinin isteği üzerine Adana’ya; Eğin kazası halkından Kayık oğlu Artin isimli gayrimüslim de kendi dinlerine aykırı davranışları ve halkı kışkırtmaya yönelik suçlarından dolayı, Ermeni Patriğinin isteği üzerine Van’a sürgün edilmişlerdir.39

Belgelerde görülen bir diğer sürgün sebebi ise, ekonomik kaynaklı suçlardır.

Bunlar; rüşvet almak, rüşvet vermek, zimmete para geçirmek, vergi usulsüzlüğü, dolandırıcılık gibi suçlardır. Mesela; Vidin müşiri Hüseyin Paşa ve Ruscuk naibine gönderilen hükümde, Samakov muhassıllığı sınırlarında bulunan İvrace kazasının önceki muhassıl vekili Ali ile sandık eminleri Mustafa ve Hasan, hazine malını zimmetlerine geçirdikleri tespit edilmiştir. Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’deki muhakemelerinde söz konusu mallar tamamen tahsil edildikten sonra adı geçen kişilerin altışar ay müddetle mübaşir gözetimiyle Rusçuk’a sürgün edilmelerine karar verilmiştir.40 Halkı isyana teşvik eden, asayişi ihlal eden ve halkın huzurunu bozan kişilere de sürgün cezasının uygulandığı anlaşılmaktadır.

Bazı belgelerde ise, sürgün sebepleri tam olarak belirtilmeyip, kapalı bir ifade kullanılmıştır. Hilâf-ı rızâ hareket, bazı uygunsuz hareket, hilâf-ı rızâ-yı âlî harekete ictisâr en çok kullanılan ifadeler olarak görülmektedir.

5.5.1.2. NEFY CEZASININ SÜRESİ

Araştırma konusu olan nefy hükümlerinde, işlenen suçun derecesine ve suçlunun durumuna göre farklı sürgün süreleri uygulanmıştır. Bazı hükümlerde ise süreden hiç bahsedilmemiştir.41 Bunun yerine “ıslâh-ı nefs edinceye değin” ifadesi kullanılmıştır.

Örneğin; Evâhir-i Rebi‘ü’l-evvel 1259 tarihli hükümde, Katolik milletinden Bedros

36 Sibel Kavaklı, “929/A Numaralı Nefy Defteri’nin (1826/1833) Transkripsiyon ve Değerlendirilmesi”, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Tokat 2005, s.

611.

37 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 99/89.

38 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 120/159, 160; 122/168.

39 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 117/148; s. 125/178.

40 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 91/63.

41 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 77/12.; s. 88/53.

(24)

15

edilmelerine karar verilmiştir.42 Belgede de görüldüğü üzere, suçluların ıslâh-ı nefs olmaları için sürgün cezasının ne kadar süreceği net bir şekilde ifade edilmemiştir.

Üzerinde çalışılan 1 Numaralı Nefy ve Kısas Defteri’nin, 74-134. sayfaları arasında toplam 16 hükümde süre tespit edilememiştir.43 Bu hükümlerden iki adet hüküm süresizdir (mü’ebbeden). 1 hüküm 3 yıl 11 ay, 1 hüküm 3 yıl 6 ay, 1 hüküm 2 yıl 5 ay, 4 hüküm 2 yıl 4 ay, 2 hüküm 2 yıl, 2 hüküm 1 yıl 10 ay, 3 hüküm 1 yıl 9 ay, 1 hüküm 1 yıl 8 ay, 1 hüküm 1 yıl 4 ay, 1 hüküm 1 yıl 3 ay, 12 hüküm 1 yıl, 1 hüküm 11 ay, 7 hüküm 10 ay, 3 hüküm 9 ay, 2 hüküm 7 ay, 5 hüküm 6 ay, 4 hüküm 5 ay, 1 hüküm 4 ay, 4 hüküm 3 ay.

Belgelerde, sürgün süresinin genellikle bir yıl olduğu görülmektedir. İncelenen sürgün hükümlerinde müebbed sürgün cezaları dışında en uzun süreli sürgün cezası 3 yıl 11 ay, en kısa süreli sürgün cezası ise 3 aydır.

Yapılan tespitlere göre, sürgün süresi en az olan kişiler, kanuna aykırı davranışları nedeniyle Bursa’ya sürgün edilen Hacı Mustafa, hilekârlık suçundan dolayı Bursa’ya sürgün edilen Cezayirli oğlu Mıgırdıç, kanunsuz davranışlarından dolayı Edirne’ye sürgün edilen Hacı Hüseyin ve Gelibolu’ya sürgün edilen Seyyid Mehmed Emin ile Mehmed Şakir isimli şahıslardır. 44

Daha önceden çalışılmış olan 4 Numaralı Nefy ve Itlak Defterinde müebbed sürgün cezası dışında en uzun süreli sürgün cezası 10 yıl, en kısa süreli sürgün cezası 3 aydır.45 5 Numaralı Nefy ve Itlak Defterinde müebbed sürgün cezası dışında en uzun süreli sürgün cezası 15 yıl, en kısa süreli sürgün cezası ise 3 aydır.46

Defterde yer alan müebbed sürgün hükümlerinde, suçluların ne kadar süreyle sürgünde kaldıkları hükümlerin üzerinde yer alan şerhlerin tarihlerinden tespit edilebilmektedir.

Evâhir-i Zilhicce 1258 tarihli hükümde, Kirilos isimli gayrimüslim, uygunsuz davranışları sebebiyle Aynaroz adasındaki Ayapavli manastırına sürgün edilmiştir.

Daha sonra Aynaroz adasındaki Ayapavli manastırından firar etmesi üzerine tutuklanıp Mısır’daki Tur-i Sina manastırına müebbeden hapsedilmiştir. Ancak daha sonra hükmün üzerinde yer alan şerhde, suçlunun serbest bırakılması için emr-i âlî yazıldığı

42 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 105/106.; Benzer örnekler için bkz., A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s.

107/113.; s. 125/178.

43 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 76/10, s. 77/12, s. 88/53, s. 88/54, s. 88/55, s. 105/106, s. 107/113, s. 108/120, s. 114/140, s. 115/144, s. 116/145, s. 118/153, s. 120/160, s. 124/175, s. 125/176, s. 125/178.

44 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 98/88, s. 110/126, s. 112/132, s. 117/150.

45 Ömer Kılıç, “4 Numaralı Nefy ve Itlâk Defteri’nin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2010, s. 23.

46 Harun Çoban, “5 Numaralı Nefy ve Itlâk Defteri’nin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri 2010, s. 25.

(25)

16 ifade edilmiştir.47

İncelenen hüküm ve şerhin tarihine bakıldığı zaman suçlunun, yaklaşık 2 yıl 6 ay sonra serbest bırakıldığı anlaşılmaktadır.

Sürgün süreleri tamamlanmadan çeşitli nedenlerden dolayı affedilen suçlular da mevcuttur. Örneğin; Evâil-i Zi’l-kâde 1258/4-13 Aralık 1842 tarihli hükme göre, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye karârı üzerine Bursa’ya sürgün edilen Berber Abdi Alemdar ve İspenç Hacı Mustafa᾽nın, “… müddet-i nefyleri hayli mümtedd olarak el- hâletü-hâzihî kendüleri ol tarafda ve ıyâl ve evlâdları dahi memleketlerinde muzdarîb ve perîşânu᾽l-hâl ve bi᾽l-vücûh şâyeste-i birr u nevâl olduklarından …” merhameten affedildikleri ve serbest bırakılmalarına dair karar verilmiştir.48 Yine Evâil-i Zi’l-kâde 1258 tarihli bir başka hükme göre, Çanakkale halkından olup bazı suçlarından dolayı, Balıkesir’e sürgün edimiş olan Kasap Yani’nin, “… el-hâletü-hâzihî menfâsında ve ıyâl ve evlâdı dahi memleketinde sefil ve ser-gerdân ve bi᾽l-vücûh ‘inâyet ve merhamete şâyeste ve şâyân olduklarından bahisle hâl-i pür melâllerine terahhumen ‘afv ve ıtlâkına müsâ‘ade-i seniyyem erzân kılınması husûsu İstanbul ve tevâbi‘i Rum Patriği tarafından memhûr takrîr takdimiyle niyaz ve istid‘â olunub mersûm şimdiye kadar ol tarafda kabûl-i terbiye ve ıslâh-ı nefs itmiş olduğu…” merhameten affedildiği ve serbest bırakılmasına dair hüküm verilmiştir.49

Evâil-i Zi’l-kâde 1258/4-13 Aralık 1842 tarihli bir başka hükümde ise;

Boynuincelü50 aşiretinden olub daha önce Alâiye᾽ye sürgün edilmiş olan Karacakürt kethüdası Abdullatif᾽in, Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’deki muhakemesi sonunda bir sene müddetle Konya᾽da ikamet etmesi için karar verilmiştir. Ancak daha sonra hükmün üzerine yazılan şerhden, adı geçen şahsın, sürgün süresinin dolmamasına rağmen yaklaşık altı ay sonra serbest bırakıldığı anlaşılmaktadır.51

5.5.1.3. Nefy İçin Kullanılan Yerler

Araştırmaya konu olan hükümlerde, Osmanlı topraklarında farklı yerlerin sürgünler için menfa olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Belgelerde geçen sürgün ve ikametgâh yerleri aşağıdaki tabloda görülmektedir.

47 “Sur-i hümâyûnda ıtlâkiçün emr-i âlî yazılmışdır. Evâil-i Cemâziye’l-âhir 1261” BOA, A. DVNS.

NEFY. d., nr. 1, s. 94/72.

48 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 85/39.

49 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 86/45.

50 Türkmân Yörükânı Tâifesine bağlı topluluk. Detaylı bilgi için bkz., Cevdet Türkay, Başbakanlık Arşivi Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak Aşiret ve Cemaatlar, İşaret Yayınları, İstanbul 2001, s. 215.

51 “Merkûmun ıtlâkiçün emr-i âlî yazılmışdır. Evâhir-i Rebî‘ü’l-âhir 1259” BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr.

1, s. 84/34.

(26)

17

İle Sürgün Cezasını Çekmek Üzere Gönderildikleri Yerler

İkametgâh Yeri Nefy Yeri

Dersaadet (İstanbul) Selanik

Palu Van

Gürün Sis

Maraş Trabzon

Eğin Palu

Alaiye Konya

Dersaadet Selanik

Bor Isparta

Bor Alâiye

Bor Ermenek

Dersaadet Halep

Dersaadet Sayda

Dersaadet Van

Birastik Karyesi (Sivas) Ankara

Antalya Konya

Vidin Ruscuk

Girid Hanya

Aydın Mısır

Trablusgarb Trabzon

Dersaadet Karahisâr-ı Sâhib

(Afyonkarahisar)

(27)

18

Palu Muş

Sarıgöl Kazası (Rumeli) Yenişehir-i Fenar

Kayseri Samsun

Şumnu Varna

Dersaadet Bursa

Eğin Karahisâr-ı Sâhib

Dersaadet Kütahya

Beyoğlu Ankara

Beyoğlu Trabzon

Beyoğlu Ankara

Kayseri Divriği

Dersaadet Kayseri

Bosna Zağferanbolu

Musul Bursa

Dersaadet Edirne

Van Karahisar-ı Şarkî

Van Tamzara

Yabanâbâd Kazası

(Ankara) Tokat

Trabzon Amasya

Karahisar-ı Şarkî Bursa Karahisar-ı Şarkî Gelibolu Karahisar-ı Şarkî Tekfurdağı

Filibe Aynaroz

Dimetoka Aynaroz

(28)

19

Dersaadet Ankara

Gürün Adana

Gürün Sis

Dersaadet Gelibolu

Dersaadet Kal‘a-i Sultaniye

(Çanakkale)

Kal‘a-i Sultaniye Rodos

Ruha (Urfa) Zeytun (Maraş)

Diyarbekir Aydın

Diyarbekir Kütahya

Edremit Tekfurdağı

Muş Van

Sivas Çeçen Kazası (Maraş)

Karahisar-ı Şarkî Edirne Karahisar-ı Şarkî Tekfurdağı

Divriği Van

Erzincan Sivas

Kalecik Kazası

(Ankara) Amasya

İstanköy --

Dersaadet Eğin

Eğin Van

Edirne Bursa

Dersaadet Gelibolu

Beyoğlu Kal‘a-i Sultaniye

(29)

20

Bu tablo suç ve ceza mahallerini göstermek amacıyla yapılmıştır. Sürgün cezası için kullanılan yerlere bakıldığında, Selanik’ten Samsun’a, Rodos’tan Trabzon’a kadar mevcut Osmanlı coğrafyasının değişik yerlerine suçluların sürgün edildikleri görülmektedir. Sürgün yeri olarak en fazla Ankara, Bursa, Van, Trabzon ve Tekfurdağı tercih edilmiştir.

Suçların işlenildiği ikametgâh yerlerine bakıldığında, Musul’dan Edirne’ye, Trablusgarb’dan Maraş’a, Dersaadet’den Palu’ya, Bosna’dan Van’a kadar Osmanlı coğrafyasının her tarafını kapsadığı görülmektedir. İncelenen hükümlerde, İstanbul’un 16 adet hüküm ile en fazla suç işlenen yer olduğu tespit edilmiştir.

Suçlular ikamet ettikleri yerlerden yakın bölgelere gönderildikleri gibi çok uzak bölgelere gönderilenler de olmuştur. Mesela; İstanbul’da Hacı Mustafa isimli şahıs, kanuna aykırı davranışları sebebiyle Bursa’ya,52 Kayseri halkından Pazarcı Bedros isimli gayrimüslim uygunsuz davranışlarından dolayı Divriği’ye,53 Erzincan kazası müftüsü Müftü Zade Mehmed Said isimli kişi ise kanunsuz davranışlarından dolayı Sivas’a54 sürgün edilmiştir. Bazı hükümlerde ise suç mahalline daha uzak olan bölgeler tercih edilmiştir. Örneğin; İstanbul’dan Haleb’e, İstanbul’dan Van’a, Aydın’dan Mısır’a gibi daha uzak olan bölgelere sürgün edilenler de olmuştur.

Bazı gayrimüslim suçlularda çeşitli manastırlara sürgün edilmişlerdir. Mesela;

Gürün kasabasında yaşayan Karabet isimli rahib, uygunsuz davranışlarda bulunmasından dolayı, Sis’deki Ermeni manastırına sürgün edilmiştir.55

Yine Evâsıt-ı Ramazan 1259 tarihli bir başka hükümde, Sis manastırı rahiblerinden olan Nikoğos, kanuna ve kendi dinlerine aykırı davranışlarından dolayı, Maraş eyaleti sınırlarındaki Zeytin nahiyesinde bulunan Meryem Ana manastırına sürgün edilmiştir.56

Belirli bir yere sürgün olunan suçluların, bazı sebeplerle daha sonra sürgün yerlerinin değiştirildiği de görülmüştür.

Tespit edilen bilgilere göre, belgelerde dört hüküm menfa değişikliğini içermektedir. Mesela; Maraşlı Osman Paşa, daha önce “inhilâl-i şîrâze-i nizâm-ı memleketi mûcib harekete ᾽ibtidâr etmek” memleketin nizamını bozmak suçundan Bozok’a sürgün edilse de daha uzak bir yer olan (mahall-i ba‘îde) Trabzon’a gönderilmesi emri verilmiştir. Trabzon’da ikamet etmesi emredilen Maraşlı Osman Paşa’nın daha sonra sürgün yeri Bursa olarak değiştirilmiştir.57

52 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 98/88.

53 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 107/114.

54 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 124/173.

55 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 77/13.

56 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 119/155.

57 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 79/18, s. 114/139.

(30)

21

yaşlı ve ihtiyar olmasından dolayı, Trabzon valisine münasip bir yerde ikamet ettirmesi hususunda hüküm verilmiştir.58 Bursa müderrislerinden olub, bazı suçlarından dolayı Kütahya’ya sürgün edilen Damat Raşit zade Mehmed Raif’in de aile ve çocuklarına merhameten sürgün yerinin Bursa olarak değiştirilmesine karar verilmiştir.59

İncelenen belgelerde, bir nefy hükmünde de sürgün yeri tespit edilememiştir.60 5.5.1.4. Nefy Olunan Kişilerin Itlâk (Bağışlama) Sebepleri

Belgelere göre genellikle suçlular, sürgün yerlerinde geçirdikleri sıkıntılar, terbiye olmaları, sürgün sürelerinin dolması, ailelerinin memleketlerinde maddi ve manevi anlamda sefil ve perişan bir durumda olması gibi sebeplerden dolayı affedilerek serbest bırakılmışlardır.

Serbest bırakılma hükümlerinde, “…ıyâl ve evlâdları bu tarafda dûçâr-ı ızdırâb ve sefâlet ve bi᾽l-vücûh şâyân-ı rahm ve şefkat olduklarından bahisle hâllerine merhameten ‘afv ve ıtlâklarına müsâ‘ade-i ‘alıyyem erzân kılınması bâ-‘arz-ı-hâl niyaz ve istid‘â olunmuş…”,61 “…bir sene müddetle menfiyyen Niğde᾽de meks ve ikâmet itdirilmiş olan Numan᾽ın müddet-i nefyi münkazî ve kendüsi dahi karîn-i terbiye olmuş olduğundan merhameten ‘afv ve ıtlâkına müsâ‘ade-i…”62 ve “…mersûm şimdiye kadar ol tarafda kabûl-i terbiye ve ıslâh-ı nefs itmiş olduğu sûret-i hâl ve inhâ-yı mezkûr me᾽âlînden menfehim olarak merhameten tahliye-i sebîli irâde-i seniyyeme menût idüği Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliyeden bâ-mazbata ifâde olunmakdan nâşî …”63 gibi klişe ifadeler kullanılmıştır.

Bunların yanı sıra, “eyyâm-ı mübârekeye” yani mübarek günlere hürmeten, af edilenler de mevcuttur. Mesela; Bursa’ya sürgün edilmiş olan kâtip Nesim ve Ali’nin sürgün yerinde, ailelerinin de memleketlerinde sefil ve perişan bir durumda olmalarından dolayı, mübarek ramazan ayına hürmeten affedildiklerine dair hüküm verilmiştir.64

Sürgün cezasına maruz kalan suçluların “ıslâh-ı nefs” olub bir daha suç işlemeyeceklerine dair söz vermeleri de serbest bırakılma nedeni olmuştur. Örneğin;

bazı kanuna aykırı davranışları nedeniyle Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye kararı üzerine önce Kıbrıs’a sonra İçil᾽e sürgüne gönderilen kapucıbaşı Ahmed Yusuf’un, ıslah olması üzerine bundan sonra uygunsuz davranışlarda bulunmaması şartıyla

58 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 123/169.

59 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 112/131.

60 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 122/168; s. 124/175.

61 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 74/5.

62 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 86/46.

63 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 86/45.

64 BOA, A. DVNS. NEFY. d., nr. 1, s. 74/5.

Referanslar

Benzer Belgeler

10. Kenar uzunluğu 4br olan düzgün altıgenin kenarları üzerine eş yarım daireler çizilmiştir. Bir kare içine karenin kenarlarına teğet olacak biçimde 16br

Askerî  Heyet‐i  Mahsûsa’nın  tahkikatı  sırasında,  İstanbul  gizli  gruplarında  çalışmış  olan  subayların  durumunda  büyük  sıkıntılar 

Anayasa Mahkemesi, bir siyasi partinin yabancı dev- letlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyruğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alması

Şüphesiz ki, söz konusu devrimi tetikleyen çok önemli gelişme Yedi Yıl Savaşları’nın bir parçası olan Fransız ve Kızılderili Savaşı’nın (1754-1763),

BAL ARISI KOLONİSİNİN ÜYELERİ o Kraliçe, erkek ve işçi arılar BAL ARISININ BİYOLOJİSİ. 4.Hafta ARICILIKTA KULLANILAN ALET ve EKİPMANLAR 5.Hafta BAL

[r]

Sakkarozun nisin üretimi üzerindeki ana etkisinin, hücre gelişiminin teşvik edilmesi yolu ile geçekleştiği düşünülmektedir (De Vuyst and Vandamme 1992; Lv et al.,

İlk olarak yalnızca polipropilen (BCF) polimerden iplik eldesinde fikse işleminden önce uygulana puntalama, sarım ve büküm işlemleri anlatılacak ve daha sonra tüm