2 OCAK 2002 ÇARŞAMBA
PENCERE
Avni'nin Resim Dünyasında
Uzaya Yolculuk...
Avni Arbaş’ın babası ‘Kuvayı M illiye’ zabitle
rinden Mehmet Nuri Bey... Kuvayı Milliye ‘a t’ demektir!..
Bir gün Avni attan ‘hayvan ’ diye söz açınca Meh met Nuri Bey oğlunu azarlamış:
“- O hayvan değil, onun adı attır. ”
Arbaş’ın tüm yapıtlarına ilişkin olağanüstü gü zellikteki sergi, İş Bankası’nın Levent’teki salon larında çarpıcı bir olaya dönüştü; gören bir da ha görmek istiyor; resimlerin önünde insan ça kılıp kalıyor...
Hele Avni’nin atları!..
Nâzım’ın şiiriyle:
“Bu atlar Avni'nin atları Kuvayı Milliye atları Kara yamçı altında ak sağrı dolgun titrer burun kanatları, bu atlar A vni’nin atları”
★ I
Ancak sergiyi gezerken fark ettim ki Avni’nin atı yalnız değil...
Hep binicisiyle birlikte...
Atla binicisi Avni’nin resminde sanki tek yara tık olmuş...
Atı Amerika’ya AvrupalI götürdü; bu yaratık karşısında dili tutuldu Kızılderilinin...
Mayalar’ın reisi Tecum, beyazların önderi Ped-
ro de Alvarado ile dövüşürken, mızrağını ata
sapladığında düşmanını öldürdüğüne inanmıştı. At devrildi. Yaratık ikiye ayrıldı. Pedro, Tecum’un şaşkınlıktan büyüyen gözleri önünde ayağa kalk tı. Bir ‘an'di bu. Sonsuzluğa vurgulanan bir an!.. Donakalmış Tecum’un göğsüne kılıcını sapladı Pedro...
Mayalar’la Aztekler, at ile binicisini ayrımsa dıklarında iş işten geçmişti.
★
Avni’nin binicisiz atı var mı?..
Benim gördüğüm resimlerde at ile binici, Ku- vayı Milliye kapsamında tekleşmişlerdi...
Ya Avni’nin kadınları?.. Ya çiçekleri?..
Ya denizleri?..
Avni’nin denizleri sergi salonunda çerçevelen- seler bile uçsuz bucaksız...
O uçsuz bucaksızlıkta bir gemi...
Resmi seyrederken gemiye binip görünmeyen ufkun çizgisini aşıyorsun...
Yolculuk nereye?..
★
..
Avni:
“- Ilhan” dedi, “gençliğimde öyle resimler yap
mak isterdim ki insanlar üstünde hayal kursun lar..."
Sonra bir kadın Avni’nin resimlerini görünce kay gısını dile getirmiş:
“- Satamazsın bunları!.. ”
- Neden?..
“- Resimler bitmemiş ki!..”
Avni’nin resimleri bitmiyor, ister atlarına bin, ister gemilerine, ister çiçeklerini kokla, ister in sanlarıyla konuş, sonsuzluğun düşlerine kapılı yorsun, bitmemişlikle tükenmezlik arasındaki uzayda seyrediyorsun...