• Sonuç bulunamadı

Kurtuluş Savaşının ilk barışı:50. yıldönümünde Ankara Antlaşması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kurtuluş Savaşının ilk barışı:50. yıldönümünde Ankara Antlaşması"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

k

\

Telgraf ve mektup adresi:

Telefonlar: 22 42 90 — Cumhuriyet İstanbul — Posta Kutusu: İstanbul No 246 22 42 96 — 22 42 97 — 22 42 98 — 22 42 99

20 Ekim Çarşamba 1971

i

Y E N İ Y A Z I D İ Z İ M İ Z

SO.YILDÖNÜMÜNDE

ANKARA

ANTLAŞMASI

Yazanr T A H A T O R O S

(2)

SAYFA DÖRT

CÜMHURtYET

20 Ekim 1971

T

AKVİMİN b a n y ap rak la­ r ı v ard ır k i, m illetlerin tarihinde ya k a ra n lık b ir geçmişi, ya göğüs k ab artıcı T alerlerinden b irin i hatırla­ tır. T ü rk le rin bayatında, ta­ rih in him ayesine bırakılmış nice olaylar vardır. Sırası gel dikçe hatırlanan, b ir kaçı bi­ le, —geçmişi şan ve zaferler­ le dolu— milletimizi duygu­ landırm aya kâfidir.

Vesilelerle anılan bu gibi yıl- döniimleri, geçmişten acı, tatlı örnekler vermesi, tecrübelerden ders alınması, hele m illet b irli­ ğini güçlendirm esi bakım ından büyük önem taşır.

Bugün 50. yıldönüm ü m ünase­

betiyle sunduğum uz «Ankara

Andlaşması» öliim -dirim savaşı­ n ın ilk b arışı olm ası itibariyle, M illi M ücadele tarihim izin par­ lak b ir vesikasıdır. Üzerinden ta m 50 yıl geçen b u andlaşm a, K u rtu lu ş Savaşında, m illî kuvvet leri Batıya tan ıtan m üstesna b ir belgedir.

B irinci Cihan Savaşından ye­ nik çıkan m illetim izin, yok olm a tehlikesi aşikârken, geçm işinden, kanından aldığı güçle b ir ölüm çem berinden sıyrılm ası, dünya ta rih in in n a d ir kaydettiği b ir olay­ d ır. Kolu, ayağı k ırılarak ağır şekilde sakatlanm ış h a sta b ir m illetin üzerine, büyüklü k üçük­ lü galip devletlerin çullandığı y ılla r ve yurdun düşm anlar ta ­ rafın d an m uhtelif yerlerinden

K U B T B L tŞ SAVAŞININ İlıK BARISI

SO. YILDÖNÜMÜNDE

nFTür|

7

§i

7

iF

LuilliKl;

11

:lı

1

Yazarı. T A H A T O R O S

O rtaya bir Mustafa

Kemal çıkıyor

paylaşıldığı günler, o rtay a b ir M ustafa K em al çık tı. O nunla ay­ ni fikirde olan ve m illetim izin istiklâline kendini adayan a rk a ­ d a şla rı ile b irlik te, bu hastanın nabzım eline aldı.

B u h astan ın düşm anları çok­ tu . T edavisi için ilâç yerine, ze­ h ir verm ek isteyen îstanbuldaki padişahın ve etrafındakilerin te r s tutum ları, T ürkün hem yur­ dunu, h eri bağımsızlığını tehli­ keye sokuyordu. Fakat iç ve dış düşm anların gücü ve gayreti ne olursa olsun Ankarada tüten o- cak, Milli Mücadele ruhunu, bü­ tün vatan sathında ısıttı, alevle- di.

Macera

NAYURT her köşesinden düş m an orduları ile sarılm ışken 1 M ustafa Kemal, askerî ve

siyasi konulardaki ileri görüşü ile geniş ve değişik savaş cephe­ lerini m üm kün m erteb e, d aralt­ m ak istedi. Önce Sovyet Rusya ile dostluk andlaşm ası yaptı. K u rtu lu ş Savaşının ilk im zalanan andlaşm ası ile, m illi kuvvetler ve «Misakı Millî» şim al kom şu­ m uz tarafın d an siyaseten tan ın ­ m ış oldu. Ancak, galip devletler­ den söz sah ib i üç büyüğü k a r­ şım ızdaydı. H er tü rlü m odern harb vasıtalariyle yurdum uzun m uhtelif bölgelerini işgal etm iş­ lerdi. E n önem lisi, îngilizlerin üzerim ize saldırttığı Y unanlılar­

GENERAL PELLE FRANKLİN BOUILLON

O devirde

m illet,

eli ayağı tutm az

hale

gelm iş

bir

hastadan

farksızdı.

Padişah ve çevresi,, tedavi şöyle

dur-sun

bu

hastaya

ilâ ç

yerine

zehir

verm ekle m eşguldüler.

dı. T ürklerle bir çatışm a yapm a­ dan bazı bölgeler, İtalyanların işgali altında idi. Fransızların haksız işgal ettikleri güney ille­ rimizde, çetin m uharebeler olu­ yor ve T ürk ler büyük k ah ram an ­ lıklarla yurtlarından işgalcileri kovmak için çarpışıyorlardı. Ur- fadan M ersine ve Silifkeye ka­ dar geniş b ir cephede F ran sızlar­ la yapılan m uharebelerde dö k ü ­ len T ü rk k an lan , vatanım m ü­ dafaa etm esini bilenlerin kanla­ rıydı. E sk i b ir karagiin dostu olan F ran sızlar ise, tarih in ken­ dilerine yakıştırm adığı tu tu m la ­ rı ile ve beyhude yere kan kay­

bediyorlardı. Geçmişte Ş arl

Ken’in e sir aldığı k ralların ı k u r­ tarm ak için Türklere b a şv u ra ra k yardım dileyen büyük d o st F ra n ­ sa, haksız saldırıları ile T ü rk to p rak larım nasıl çizm eleri a ltı­ na alabilirlerdi? U ğradıkları b a ­ şarısızlıklar, m al ve can kayıpla­

rı sağduyulu m ünevver Fransız­ ların, hele F ransız P arlam ento­ sundaki m illetvekillerinin hayli kükrem esine yol açtı. Fransızla­ rın şarktaki bu m acerası, ken­ dilerine fazla kurban verdirm iş, Kilikyayı ikiye bölen Sevr And- laşm ası b ir avantaj sağlam am ış­ tı. K ilikyadan çekilmek, yaralı arslanı daha fazla yaralam adan serbest bırakm ak, hattâ, yarası­ nı sarm ak gerektiği görüşü, Pa- risteki F ran sız siyaset adam ları­ nın. fik ir ve kalem sahiplerinin, h attâ büyük askerlerinin kafala­ rında filiz verm eye başladı. İki büyük ask er Çanakkalede karşı karşıya gelm iş bulunan iki ku­ m andan bu sağduyuyu olgunlaş­ tırd ılar. B u n la r M ustafa Kemal Paşa ile G eneral G uro idi.

Karagün dostu

F

RANSIZ G enerali Guro, mil­ li h ü küm etin başındaki Mus­ tafa K em alin nasıl b ir ku­ m andan olduğunu Çanakkaleden biliyordu <T>. N itekim G uro’nun gerçekleri gören telkini ile F ran­ sızların Îstan b u ld ak i işgal ku­ m andanı G eneral Pelle (2) de Ankaradaki m illi kuvvetlerle a n ­ laşm a yolunda B aşbakan Brivan üzerinde e tk ile r yapm aktan geri kalm adı. A nkarada son müzake­ releri y ü rü ten ve Fransızlar adı­ na yaptığı andlaşm ayı imzalayan eski P ro p ag an d a Bakanı ve Fransız P arlam entosunun Dışişle ri K om isyonu Başkanı Franklen Buyyon ile. T ürklerin karagün dostu P iv er Loti, Klod Farer, P a risteki yayım ları ve tem asları ile Fransız, kam uoyunu ve politika­ sını bu yola yöneltm ekte fayda­ lı ro lle r oynadılar.

T

Ü RK ve F ran sız k a y n a k la ­ rın d a, özellikle F ran sız giz­ li h a b e r alm a ve belgeleri değ erlen d irm e görevlisi o larak işgalde b ir m ü d d et T ü rk iy e ’de çalışan, ayrıca K ilikya'ya dair tak m a adla b ü y ü k b ir k itap da y ay ın lay an R em u zat’ın, P a ris ’ tek i özel k ü tü p h an e ve a rşiv in ­ de incelediğim iz n o tların d a, F ran sızların A n k ara’daki m illî h ü k ü m e tle ilk defa, n erede, n a ­ sıl tem asa geçtikleri konusunda değişik bilgiler m ev cu ttu r. «F ransa S u riy e’ye nasıl y erleş­ ti?» adlı k itap ta (3) F ransızların M ustafa K em al P aşa ile ilk te ­ m ası 5 - 6 A ralık 1919 o larak g österiliyor.

F ra n s a ’nın S u riy e ve E rm enis ta n F ev k alâd e K om iseri G ene­ ra l G eorge P icot. P a ris ’e d ö n e r, ken S ivas’ta ik i gün kalm ış, M ustafa K em al’le iki gizli gö­ rü şm e y apm ıştır. M ustafa K e­ m al. F ran sız G eneraline, K ilik - y a ’nın reh in e olarak, asla F ra n - sızlara b ırakılam ıyacağım k atî b ir dille ifade e tm iştir.

İkinci tem as, 1920 M ayısında S u riy e ’deki F ransız o rdusundan K om iser D uke başkanlığındaki b ir hey etin A n k ara’ya gelm esi ile y ap ılm ıştır. Bu görüşm eler sonucunda F ra n s ız la rla T ü rk le r ara sın d a güney hud u d u n d ak i çarp ışm a ların 20 gün m ü d d etle d u rd u ru lm a s ı ile ilgili b ir a n ­ laşm a im za ed ilm iştir.

F ra n sız la rın , Millî M ücadele y ılla rın d a , ilk defa İs ta n b u l’d a ­ ki padişah h ü k ü m etin i b ıra k a ­ ra k , A nkara H üküm eti ile b ö y - lesine b ir m ü ta re k e görüşm esi­ ne girişm esi. B atı âlem inde, ö - nem li b ir olay o larak n ite le n d i­ rilm iştir.

En sonunda T ü rk le rle F ra n - sızlar arasın d ak i yakınlaşm a, A nkara A ntlaşm ası ile n eticele­ nen ve hâlâ devam eden bir dostluğun y aratılm ası olm u ştu r. Bu dostluğun o sırad a iki fik ir babası v a rd ı: M ustafa K em al’le F ra n sa ’nın S u riy e Y üksek K o­ m iseri G eneral G uro... G eneral G uro, A n k ara’ya Mösyö K eks’i g öndererek daha önce M ustafa K em al’le giz.li b ir tem as k u r­ m uştu. T ü rk le rin Batı dünyası ile bir anlaşm aya varm ası için «Londra K onferansı» na ç a ğ rıl­ m asında kendi hüküm etini bu yola m ey lettiren yine bu G ene­ ral olm uştur.

Lehte yayın

T

ÜRKİYE’NİN idam ına k a ra r veren S e v r A ntlaşm ası. F ran sa kam uoyunda eleştirilm e­ ye b aşlan ırk en , P aris basını da bağım sız ve h ü r b ir T ü rk iy e ’nin lüzum undan ve antlaşm anın ta ­ dilinden bahsetm eye başladılar Daha sonra b üyük b ir T ürk dostu olacak ve A nkara A n tlaş­ m asın ı Fransa adına im zalay a­ cak olan F ran k len Buyyon, 0 günlerde yayınladığı b ir m a k a ­ lede şöyle diyordu (4) :

«... M üttefiklerim iz Ingîlizlcr. O smanlı İm p arato rlu ğ u n u n b ü ­ tünlüğünü m ü d afaa ettik ten sonra, onu taksim e k a ra r v e r­ diler, Ancak Ingiltere, h e sa p la ­ rında vahim su re tte aldanm ış, tır. In g iltere. T ü rk iy e'y i dize getirm ek U tcdi. H albuki tu t u .

G e n e r a l G u r o ; T ü r k le r le u z la ş ıln ıa s ı f i k r i n i ilk d e f a o r t a y a a t a n l a r d a n d ı r . B ir k o lu n u M a r n m u h a r e b e s i n d e ; b i r b a c a ğ ın ı Ç a n a k k a l e ’d e ; T ü r k le r k a r ş ı s ı n d a k a y b e tm iş ti . A ta ­ t ü r k 'ü n s a m im i d o s t l a r ı n d a n d ı . ( O r t a d a ) s a ğ ı n d a k i G e n e r a l C o n g re v e ; s o lu n d a k i d e L o rd

A lle ııb y 'd ir. m u ile onn ay ak la n d ırd ı. Elde

edilen yegâne netice, T ü rk iy e ’de m illiyetçiliği, son derecesine yükseltm ek oldu... S evr A n tlaş­ m asının yeniden incelenm esi m eselesinde, Îngilizlerin g ö ster­ m ekte o ld u k ları çekingenliğin b irk aç sebebi v a rd ır, ö n c e , iz- zetiılefs m eselesidir. N asıl ki, V ersay A ntlaşm asının m üellifi T ard ie u , bu an tlaşm a h a k k ın d a hiç b ir te tk ik yapılm asını k a ­ b u l etm iyorsa, S ev r A n tlaşm ası’ m n m üellifi bu lu n an L ord G ü r- zon’un da bu antlaşm ayı bir h a fta d a a ltü s t edilm esini kabul eylem em esi pek ta b iid ir. İkinci sebep, h enüz u y g u lan m ay an b ir a n tlaşm an ın yeni b aştan incelen m eşinden bahsedilm esi, In g ilte . re H ü küm etini ü rk ü tü y o r. Ü- çüncüsü, İn g iltere, kam uoyuna d ay an an Ingiliz H üküm eti, T ü rk le rin elinden alınan ara z i­ yi k en d ilerin e geri verm ek su ­ re tiy le antlaşm anın d e ğ iştiril­ m esini arzu etm em ek ted ir. Y u­

n a n lıla ra k arşı, F ra n sa ’da m ev­ cut olan em niyetsizliği, İn g ilte­ re de T ü rk le re karşı besliyor... Ş ark ta sulh ve sü k û n e t ve t e ­ rak k i binasını k u rab ilm ek için yegâne sağlam tem elin, yine b ir b a ta k lık İçerisinde bulunalı T ü rk idaresinden b aşk a b ir şey olam ayacağını ne L ondra ve ne de ÎV ashington’a anlatabilm ek pek güçtür.»

(1) G ouraud H enri Joseph E u ­ gène (1867 _ 1946) Birinci Cihan S avaşında Ç anakkalfi- efeki F ran sız K u v v etleri Kıı m andanı iken sağ ay ağ ın ı T ü rk le r karşısın d a k a y b e t­ ti. Sağ k o lu n u M arn M u h a­ rebesinde kaybeden G uro, sağ gözünü de V erd u n M u­ harebesi sırasın d a sak atlad ı. G uro 1919 . 1923 y ılla rın d a F ran sızların S u riy e Y üksek K om iseri id i. 1923 - 1937 yıl la rı a ra s ın d a P a ris K u m an

-danlığm ı y ap tı. 1930 H azi­ ran ın d a A ta tü r k ’ün m isafi­ ri o larak A n k ara’ya geldi. B ursa ve Y alova'ya giderek A ta tü rk ’ün evinde m isafiı oldu. Bu sey ah atin d e, b aca­ ğını k ay b ettiğ i Ç anakkale yi z iy a re t etti.

(2) P ellé (M aurice - C ésar . Jo sep h ) (1863 - 1924) M ü ta­ rek ed e F ra n s a ’nın îs ta n b u l- daki Y üksek K om iseri idi G eneral P ellé d aha sonra L ozan K onferansında F ra n ­ sa ’yı tem sil etti.

(3) De G o n tau t-B iro n (F ransa S u riy e ’ye N asıl G irdi?) P a ­ ris 1923.

(4) Le M atin gazetesi - 28 K a­ sım 1920

Y A R I N :

---Türkler, Londra

konferansına

(3)

SAYFA DÖRT

CtmiHÜRİ l'ET

Ekim 1971

193* y ıh rıd s 91 yadında ölen T e rfik Paça, ö m rü n ü n 60 y ılı­ n ı d e v le t h izm etin d e g eçirm iş­ t i r . O am anlı İm p a ra to rlu ğ u n u n so n S adrazam ı idi. L o n d ra K on feranaı sıra sın d a L oyd C orc’a şöyle d e m işti: — Siz bizi d e ­ ğil. A n k a ra 'd a n gelen M in ici­ le ri dinleyiniz. Söz o n la n n d ır.

K

URTULUŞ Savaşında güney

yurdum uzu işgal etm iş olan F ran sızlarla savaşın durdu­ ru lm ası b u cephedeki askerleri­ m izin Y unan cephesine kaydırı­ la ra k te k cephede yalnız Y unan­ lıla rla çarpışılm ası, Ankara hü­ k ü m etin in te k gayesi idi. M usta­ f a K em al P aşa nabız yoklam a­ sın d an fay d alan arak galip devlet­ lerin , doğuda b ir b a rış tem eli a tm a k için T ü rk le ri L ondraya b ir k onferans m asasın a çağırm a­ sını büyük b ir f ır s a t bildi. Ne v ar W, îs ta n b u ld a k i P adişahın Sadrıâzam ı Tevfik P aşa da b u dâvete u y arak genişçe b ir h e ­ yetle Londraya gidiyordu. H a ttâ el altından ve hazan açıkça İ s ­

tanbul hüküm eti, A nkaradaki

m illî h ü küm etin böyle b ir ko n ­ feransa katılm asına asla n z a gös term iyordu. F a k a t A nkara, ka­ rarlıydı. Türkiye Büyük M illet

KURTULUŞ SAVAŞININ İL K BARISI —

5 0 . YILDÖNÜMÜNDE

Yazan T A H A T O R O S

TÜRK HEYETİNE BEKİR SA M İ

BEY BAŞKANLIK EDİYORDU

Türkler, Londra

konferansına çağırılıyor

M eclisi H ü k ü m eti, L ondra da söz sahibi olm ak arzu su n d a idi. Bu m ak satla, H ariciye Vekili B ekir S am i B ey başkanlığındaki heye­ ti A ntalya üzerinden Londraya gönderdi.

H ariciye Vekili B ekir Sami Be­ yin başkanlığındaki m urahhas heyetim iz ve m üşavirleri şöyle seçilm işti:

• BEK İR SAMİ B EY : (He- yet Reisi, Amasya m ebu­ su — H ariciye Vekili) • CÂMt B EY (Aydın mebu­

su, Rom adaki Ankara hü­ küm eti m üm essili ve da­ ha sonra Dahiliye Vekili) • TUNUS NADİ BEY <î&

m ir m ebusu — daha son­ r a Cum huriyet gazetesi ku­ rucusu)

• HÜSREV BEY (Gerede) (Trabzon m ebusu «Askeri m ütehassıs olarak heyete katılm ıştır» daha sonra Berlin Büyükelçisi)

• ZEKA1 BEY (Apaydın)

(Adana m ebusu, daha son­ r a Millî M üdafaa Vekili ve Londra, Moskova Büyükel­ çisi)

• MAHMUT ESAT BEY

(B ozkurt) (İzm ir mebusu, daha sonra Adliye Vekili) • V EH B İ BEY (Bolak) (Ka­ resi = B alıkesir mebusu, d ah a so n ra M aarif Vekili) • S IR R I BEY (Belli) (İzm it

m ebusu, d ah a sonra İk ti­

sa t Vekili) M üşavirler:

• MUVAFFAK BET (Mene- mencioğlu) (E ski Saruhan m ebusu, daha so n ra Ana­ dolu Ajansı Umum M üdü­ rü )

• NİYAZİ BEY (Ramazanoğ- lu H ariciye H ukuk M üşavir lerinden, d ah a sonra M er­ sin m ebusu)

• YÜMNÜ BEY (Ü resin)

(K urm ay yüzbaşı, daha so n ra G eneral ve U laştır­

m a Bakam ).

H eyete dahil m urahhaslardan B alık esir m ebusu Mehmet V ehbi Bey, yolda b ir ihtilâf yüzünden, istifa ed erek geri döndüğünden, y erin e E rzu ru m mebusu Süley­ m an N ecati Bey seçilm iştir. H e ­ yete o sıralard a Pariste o tu ra n D r. N ih at R eşat Bey (Belger) de k a tılm ış tır. Londra heyetine h a r c ıra h olarak, o zamanki p aray la 100.000 lira tahsis edilm iştir.

A ntalyadan hareket eden h e ­ yet, Şubatın sonuna doğru K o­

maya varm ış, o rad a İtaly a H ari­ ciye N azırı K ont Sforza ile ha­ zırlık tem asından so n ra L ondra­ ya geçm iştir.

OSMANLI MÜMESSİLLERİ İLE ANKARA MÜMESSİL­ L ER İN İN LONDRADA KAR­ ŞILAŞMASI VE SDRIÂZAM

TEVFİK PAŞANIN MEŞ-

HUR SÖZÜ...

I

ONDRADAKİ görüşm eler 27

Ş u b at 1921 tarih in d e başla­ m ış 12 M art 1921 de son b u l­ m uştur. Bu görüşm elerin ilk gü­ nünde, T ürkiye Büyük M illet Meclisi hüküm etinin tem silcileri, İstanbul hüküm etini tem silen gelen. Sadrıâzam Tevfik Paşa re­ isliğindeki heyetle karşılaşm ış­ lardır.

Sadrıâzam Tevfik Paşa, ihtiyar ve hasta haliyle dizlerine b atta­ niye ö rterek L ondraya gitm iştir. İhtiyar diplom at L ondra konfe­ ransı h aşlarken ta r ih e geçen m eş h u r jestini y ap tı. V atanperver­ lik duygulan ile konferansın da­ ha ilk gününde gözleri y aşara­ rak, Loyd C orc’a şöyle h ita p et­ mişti:

«Siz bizi değil. T ü rk m illeti­ nin hakiki m üm essilleri olan ve Ankaradan gelen m ilifcileri din­ leyiniz. Söz hakkı o n lan n d ır.»

Tevfik Paşanın bu sözü Loyd Corc’un rengini değiştirdi. Tiirk- lerin sıkısık h allerde v a ta n ve bağımsızlık uğru n d a b irlik ola­ bileceğinin örneğini veren bu cümle, o gün için pek önem li ve mânalıydı.

(L ondra K o n feran sı)n a k a tıla n B e k ir Sam i Bey ve ark ad aşları, v ap u ra binerken. (G ö zlü k lü , k a lp a k lı zat. B ek ir Sami B ey d ir)

11 m en faatlere uygun d üşm edi­ ğini b ü y ü k n u tu k ta uzun u za­ dıya İzah etm iştir. M ustafa K e­ m al özetle şöyle d iy o rd u :

«...H ariciye V ekili B ek ir Sami B ey’ln b aşk an lığ ın d ak i heyet, A n taly a ü zerin d en R om a’ya h a ­ re k e t e ttir ild i. İta ly a H ariciye N a z ın K o n t S forza v asıtasiy le, kon feran sa resm en d a v e t o lu n , d u k la rı k en d ile rin e te b liğ o - lu n d u k ta n sonra L o n d ra ’ya g it­ tile r. L ondra K o n feran sı 27 Ş u ­ b a t 1921'den 12 M art 1921’e k a ­ d a r devam etti, n etice a lın a m a ­ dı (3).

11 M art 1921'de B e k ir Sam i Beyle F ran sız B aşvekili B riyaıı arasın d a b ir m ukavele im za e- d ildi. B una göre F ran sa ile m il­ lî h ü k ü m e t a rasın d ak i d ü şm an ­ lığa son verilecek, F ra n s ız la r si­ lâ h lı çete leri, biz de m ü c a h itle ­ rim izi silâhsızlandıracağız. Z a­ b ıta k u v v etlerim ize F ran sız s u ­ b a y la rı da alınacak. F ra n s ız la r­ ca teşkil olu n an zabıta, m u h a ­ faza edilecek. F ra n s a ’nın ta h ­ liye edeceği y erlerle. Elâzığ, D i­ y a rb a k ır ve Sivas v ilâ y e tle rin in ekonom ik gelişm esi için y a p ı­ lacak teşebbüslerde F ra n s a ’ya rü çh an hakkı ta n ın a c a k ve F.r- gani m aden im tiyazı FTansızla- ra v erilecek v.s.» (4).

B ek ir Sam i Bey, M ustafa K e­ m al P a ş a ’ya, im zaladığı a n d la ş - m a la rm m em leketin y ü k sek m en fa a tle rin e u y d u ğ u n u sö y lü y o r­ du. in k ılâ p ç ı m ecliste böyle b ir andlaşm anın tasv ip edilm esi m ü m kün değildi. B ek ir Sam i Bey istifa e ttirild i. B ununla be­ ra b e r, barışın sağlanm asında faydalı olacağı düşüncesiyle Be­ k ir Sam i Bey A v ru p a ’da bir geziye çıktı.

LONDRA ANDLAŞMASININ

FRANSA’DAKİ AKİSLERİ

6

ÖRÜŞME sonunda Türkiye

Hariciye Vekili B ekir Sami Bey, F ran sa Başvekili Bri- yan ile 11 M art 1921 tarihinde b ir andlaşm a im zaladı. Fransız- lar gerek K ilikya havalisinde, ge­ rek onun doğusundaki to p rak ­ lard a T ürklerle yapılan ve ken­ dilerine b ir şeref, b ir m addi m en fa a t sağlam ıyan çarpışm anın so- . n a erm esine m em nundular. Pa­ rts ğ U ? * J e l e r r t m m Aticöasmâ- sini, büyük m anşetlerle kam uo­ yuna bild iriy o rd u . (1)

«Türkiye, F ran sa andlaşm ası uzun o ir görüşm eden so n ra dün akşam 9,5 da im za edilm iştir. Gö­ rü şm eler birçok m üşküller içe­ risinde cereyan etm iştir. M üşkül­ le rin başlıcası, Bekir Sam i beyin, başkanlık ettiği m urahhas heyeti­ ne hâkim olam am asından doğ­ m u ştu r. 10 sene evvel, Londra sefiri olan Tevfik Paşa nasıl G ençtürklerin tedbirsizliğinden ve inadından şikâyet eylem işse, şim di de B ek ir Sam i bey, önem li m eselelerde, reyi alınm ası gere­ k en m ü frit u n su rlarla çevrilidir. D ün ak şam im za edilip bu sa­ b a h Mösyö B riyan tarafın d an ta s­ dik olunan andlaşm a konuları ö- zetle şöyledir:

1. M ütareke faslı 2. E sirlerin m übadelesi 3. T ürkiye • Suriye hududu

m eselesi

4. K ilikya’da em niyet ve asa­ yişin tem ini r e İktisadî d u ru m la jandarm a teşkilâtı 5. Fransız m ekteplerine ve

m uhtelif azınlıklara bahşo- iıuıan tem inat»

LONDRA ANDLAŞMASININ

DLNYA’DAIvl AKİSLERİ

B

EKİR Sam i Beyin Ingiliz,

Fransız başvekilleri ile ve İtalya tem silcileri ile yaptığı görüşm eler tam m etin halinde A nkara hüküm etinin eline geç­ m eden yabancı ajan slar telsizler­ le b u n ların kapsadığı konuları Dünya'ya d u y u rm u şlard ır. Güney Anadoludaki T ü rk • F ransız cep­ helerinde sü k û n et vardı. Ankara hüküm eti, b ir taraftan Fransız- la r karşısındaki askerî birlikleri b atı cephesine kaydırm aya başla­ m ıştı. Ancak Londraya giden he­ yetim iz, dönm eden ve andlaşm a m etni görülm eden herhangi b ir açıklam a yapılm asından kaçınılı­ yordu. B ununla b erab er Dünya basını ile politika adam ları, T ü r­ kiye Büyük M illet Meclisi H ükü m etinin, L ondradaki b arış m asa­ sına kabulünü, Ankara hüküm e­ tinin tanındığı yönünde yorum la­ dılar. H attâ bu andlaşm a haberi b ü tü n Islâm devletlerini sevindir­ di. B ir taraftan M ustafa Kemal P aşa’ya tebrik telgrafları geli­ yordu.

MUSTAFA KEMAL PAŞA •

BEKİR SAMİ BEY GÖRÜŞ. M ESt: BAŞARISIZ SAYILAN

ANDLAŞMA

B

SKÎR Sam i Beyin başkanlık ittiği heyet Ankaraya gelme- len L ondra Andlaşm asının le­ him ize olm ayan bazı m addeleri, T ürkiye Büyük Millet Meclisi ku­ lislerine ulaşm ıştı. B unlar Misaki Milli’nin, yapılan savaşın, ak ıtı­ lan kanların am acına uygun düş­ m üyordu. H attâ, B ekir Sami Be­ yin - refakatindeki heyete dahi bilgi verm eden - sorum luluğu üze rine alarak andlaşm ayı im zaladığı şayiaları Büyük Milİet Meclisini k arıştırıy o r ve dönecek heyetin (istik lâ l M ahkem esi) ne verilm e­ sini bile lstiyenler oluyordu. (2)

S onunda L o n d ra A ndlaşm ası başarısız sayılıp, tasv ip ed ilm e­ di. M ustafa K em al, B ekir S a­ m i'n in y a p tığ ı an d la jm a n m m il» ■

İsta n b u l ile A n k ara H ü k ü m et y e tk ilile ri L o n d ra ’da F ran sa B aş­ vekili B riy an ve İn g ilte re B aşvekili Loyd C orc ile g ö rü ştü ler, ö t e ­ kinin g u ru ru y a n ın d a B riy an , T ü rk lc rc d aha m ü sait d a v ran ıy o rd u . (1) (E cho de P aris) gazetesi - 12

M art 1921. (2) D am ar Arıkoğlu (H atırala­ rım ). (3) M ustafa K em al (N u tu k - 1927 baskısı S. 359) (4) M u stafa K em al (N u tu k - 1927 baskısı S. 366) Y A R I N :

---Mustafa Kemal’in

dilinden Ankara

Andlaşması

(4)

SA Y FA

DÖRT:

sCUMHTJRtYET

22 Ekim 1971

A

n k a r a

d a

teşek­

kül eden millî hü­

kümetin hariciye ve­

killiğini yapan, Mos­

kova

ve Londra’ya

müzakereler için gön­

derilen Bekir Sami

Bey, eski bir politika

ve devlet adamıdır.

Babası Dağıstan bey-

lerindendi. Çarlık Rus-

yasında süvari genera­

li iken, Osmanh-Türk

muharebesi sırasında

alayı ile bize iltica et­

miş ve (Musa Paşa)

olmuştur.

B ekir Sam i Bey —-elyazm İle Bulduğum uz kendi biyografisi­ ne göre— K aîkasyanın ta n ın ­ m ış K onduk denilen ailesine m en su p tu r. 1865’de doğdu. Ba­ bası F erik M usa P aşa, 1866'da K afkasyadan Türkiyeye h icret ederken b erab erin d e 61 kişilik b ir aile topluluğu vardı. B un­ la r T o k at’a yerleştiler.

B ekir Sam i 1883 yılında Ga­ latasaray Lisesinden, 1886 yılın­ d a P aristek i Siyasî İlim ler F a­ kültesinden diplom a aldı. Dev­ let hizm etine hariciye m em ur­ luğu ile başladı. 1888 yılında P e tresb u rg elçiliği kâtipliğine tâyin edildi. Daha so n ra Ba- tum , M esina, K erm anşah. Mal­ ta başkonsolosluğunda bulun­ du. Bu hizm etlerinden sonra

mülkiye m em urluğuna geçti.

M ektupçuluk ve m utasarrıflık görevlerinde bulundu. 1908 Meş ru tiv et ilânından sonra V an, Trabzon, B ursa, Beyrut, H alep V aliliklerinde bulundu. Millî M ücadelede Sivas K ongresine katıldı. Heyeti tem siliyede va­ zife aldı. A m asya ve Tokat me

busluklarında bulundu. Millî

hüküm etin hariciye vekilliğini yaptı. M oskova ve L ondra m ü­ zakerelerinde görev aldı. An­ k ara hüküm etinin hariçte ilk tem asını yapan hariciye vekili Bekir Sami Bey olm uştur. P a­ dişah V ahdettin tarafından

ida-KURTULUŞ SAVAŞININ

İ L K

BARIŞI

SO. YILDÖNÜMÜNDE

M

î

Vazon T A H A T O R O S

Mııstaia Kemarin dilinden

Ankara

mmmmmmmmmmmmrnmmmmr

Anllasmas;!

«Eski Osmanlı İmparatorluğundan

yeni bir Türkiye devleti vücuda gelmiştir.

Bu yeni Türkiye, her bağımsız millet

gibi bütün haklarını da tanıtacaktır.»

m a mahkCım edilenler arasında o da v ard ı (1). Ttirkçeyi biraz kekem e konuşm asına m ukabil Fransızcayı b ir F ransız hatibi gibi konuşm ası meziyetleri ara- sında yer alm ıştı. 1927 yılında siyasi h ay attan çekilerek çiftli­ ğine yerleşti, 1932 yılında öldü. E ski Moskova elçisi Galip K em ali Bey, h atıratın d a, Bekir Sam i Beyden bahsederken, ga- ra z k â rla n n kurbanı olarak kö­ tülenip gözden düşürüldüğünü, aslında kıym etli, yetişm iş b ir hariciyeci olduğunu belirtm ek­ te d ir (2*.

SÜNGÜNÜN ÇİZDİĞİ SINIR: M İSA K I M İLLİ

A

NKARA H üküm eti Fransız­larla yapılacak andlaşm anm behem ehal «Misakı M illi.ye

uygun olm asında kararlıydı.

M ustafa K em al, K u rtu lu ş Sava şm da m illi hududu T ürk sün­ g ü sünün çizdiği h a t diye h ari­ ta d a gösterm iş ve T ürkçe konu

şan halkın sakin bulunduğu

yerleri alan b ir bölgeyi işa­ retlem işti. O 27 A ralık 1919 da A nkaraya girerken M isakı Milli' yi söyle izah etm iştir:

«D ünyada b ir hak v ard ır. Bu hak, kuvvetin üstündedir. To-

roslarla A ntakya arasın d a

T ürklerle m eskûn topraklar, bin seneden beri T ürk ü n kanı ile yoğrulm uştur. Sivas Kon­ gresi k ararlarında, milli hu­ dut olarak m ütarekenin akdi sırasında ordularım ızın işgali altında bulunan yerlerin hu­ dutları gösterilm iştir. Bu sınır,

İskenderun Körfezinin güne­

yinden başlayarak A ntakya'dan ve Halep ile K atm a istasyonu arasındaki bir noktadan geçer ve Cerablus köprüsünün güne­ yinde F ıra t'a varır...»

FRAN KLEN BUYYON

A N K A R A ' Y A G E L İ Y O R

F

RANSIZLARLA Bekir S a­

mi Beyin yaptığı Londrada- ki andlaşm a A nkara H ükü­ m etince reddedilince T ürklerle b ir barışa varılm ası P ariste gü­ nün konusu olm uştu. P iyer T.o- ti, Klod F a re r gibi T ürk d o st­ ları, Fransız devlet adam ları ile tem aslarını kesm ediler. Beri

yandan Fransanm Suriyedeki

Yüksek K omiseri G eneral Gu- ro ile Istanbuldaki Y üksek K o­ m iseri General Pelle görüş iti­ bariyle T ürklerle b ir andlaşm a- ya varılm asını Başvekil B riyan’a te k ra r telkin etm eye b aşladılar. Bu iki kum andanın m ü talâala­ rını sam im i su re tte değerlendi­ ren büyük Fransız diplom atı Briyan, doğu âlem inde ve T ü rk

lerin kalplerinde Fransanm iti­ barını koruyacak bir barışın

esaslarını görüşm ek üzere,

F ranklen Buyyon’u Ankara’ya gönderdi (3).

Franklen Buy.von, Türk H ari­ ciye Vekili Y usuf Kemal 'T en- girşekı ile İneboluda buluştu. B irkaç gün sonra birlikte A nka- raya geldiler.

Y usuf Kemal Tengirşek 1967 yı lında yayınlanan «Vatan Hizme­ tinde» adlı hâtıra kitabindi? Fran sızlarla yapılan müzakereleri ay rın tıları ile anlatmaktadır.

F ranklen Buyyon ile Ankara- daki görüşm eler 13 Haziran 1921 gününde başladı. Toplantıya sık sık M ustafa Kemal Paşa ile F ev­ zi Paşa da katıldılar. Esaslar üze­ rinde m utabık kalınan konuları, F ranklen Buyyon - tam yetkisi bulunm adığından - hükümetine bildirm ek istedi. Pozantı (o za­ m anki mUIi kuvvetlerin Adana vilâyet merkezi olarak kullandı­ ğı kasâba) yoluyla Adanaya gitti ve T ürklerin Sakarya muzaffe­ r i y d i üzerine anlaşmayı imzala­ m ak maksadiyle Ankaraya dön­ dü.

Franklen Buyyon ile yapılan görüşmelerde, o sırada Malta sürgünlerinin kurtarılmasından faydalanarak A nkaraya gelen Fet hi Bey de hazır bulundu. Mus­

tafa Kemal Paşa, Yusuf

Ke-mal Bey’e m üzakerelere F et­ hi beyin de katılm asını uygun bulduğunu söyledi. Çetin görüş­ melerden sonra F ranklen Buyyon bir aralık kapitülasyonlar bah­ sinde direnecek gibi oldu. T ürk Hariciye Vekili Y usuf Kemal be­ yin şu sert cevabı ile karşılaş­

tı:

1

4)

■Alilli mücadele, arazi iciıı ya­ pılmıyor. Osmanlı topraklarının dörtte üçiinü oralardaki halkın iradesine bıraktık. Biz ancak is­ tiklâl için mücadele ediyoruz. Za man zaman sert meclis dediğiniz Riiyiik Millet Meclisi, kapitülas­ yonların kalktığının, devletlerce kabulünü görmedikçe kılıcını kı ıııııa koymaz...» MUSTAFA KEMAL’İN DİLİNDE ANKARA ANTLAŞMASI

â

.NKARA ANTLAŞMASI’nın

ne gibi şartlar ve görüşler içe­ risinde yapıldığını Mustafa Kemal'den özetleyerek dinleye­ lim . Mustafa Kemal, F ranklen Bııyyon’a görüşünü şöyle an lat­ mıştı: (5).

«Eski Osmanlı İm p arato rlu ­ ğundan, yeni bir T ürkiye devle­ ti vücuda gelmiştir, bunu tan ı­ m ak lâzımdır. Bu yeni T ürkiye h er bağımsız millet gibi h ak ları­ nı tanıtacaktır. Sevr Andlaşm ası, T ürk milleti için o kadar kötü b ir idam kararnam esidir ki. onun bir dost ağzından çıkm amasını is teriz. Bu konuşmamız esnasında dahi Sevr Andlaşmasıııı ağzıma alm ak istemem. Sevr andlaşması- nı. kafasından çıkarm ayan m il­ letlerle. giivrnc dayanan m uam e­ lelere girişenleyiz. Bizim nazarı­ mızda böyle bir andlaşm a yok­ tu r. Londraya giden m urahhas heyetimizin reisi, bundan bah­ setmemiş ise verdiğimiz talim at ve yetki çerçevesinde hareket et menıiş demektir. Hata yapmıştır. Bu lıata yüzünden, Avrupa ve bilhassa Fransa kamu oyunda ak si tesirler hâsıl olduğu görülü­ yor. Bekir Sami beyin gittiği yol­ dan hareket edersek, biz de ay­ nı şekilde hata etini« oluruz. Av- v n ıp a p ıfr ıvrf«iiKr ynrm ten haber­

dar olmamasına imkân yok. Av­ rupa. Misakı Millî tâbirini öğren­ m em iş olabilir. FRkat. senelerden beri kan döktüğüm üzü gören Av ru p a ve bütün diinya. şu kanlı çarpışm aların ııedcıı ileri geldi­ ğini elbette düşünm ektedirler. Misaki Alilli ve millî hareket hakkında İstanbulini haberi ol­ madığına dair beyanları, doğru değildir. İstanbul halkı, biitün T iirk milleti gibi, milli hareke­ te vâkıf ve onun taraftarıdır. Bu­ na vâkıf olmayan ve karşı görü­ nen kimse ve ona bağlı olanlar, m ahdut ve milletçe malûmdur.»

A tatürk büyük nutkunda. Frank len Buyyon’un Bekir Sami beyle B riyan arasında imzalanan and- laşm adan ayrılm ak istemediğini belirtm ektedir. Bu bakım dan Franklen B uyyon’a Misaki Millî maddeleri izah olunmuş ve ta ra f­ la r arasında en mühim çatışma konusu olan ve Türkiyenin yıl­ lard ır ekonom ik ve politik istik­ lâline aykırı düşen kapitülasyon la r üzerinde geniş görüşmeler ya pılmıştır. M ustafa Kemâl bu konuda F ransız mümessiline şun ları söylem iştir:

«... Tam istiklâl, bizim bugün, üzerim ize aldığımız görevin ru ­ hu d u r. Bu görev, bütiin millete ve tarih e karşı yürütülm ektedir. Biz, yaşam ak isteyen, haysiyet ve şerefi ile yaşam ak isteyen bir milletiz. Bir hataya uymak y ü ­ zünden bu vasıflardan m ahrum kalm aya taham m ül edemeyiz. Bil gili ve cahil, istisnasız tekini! mil (etimizin fertleri, belki içinde bulunduğum uz m üşkülleri tam a­ men kavrayam ıyarak, bugün yal nız bir nokta etrafında toplan­ mış ve fakat sonuna kadar kanı­ nı akıtm aya k arar vermiştir. O nokta, tanı bağımsızlığımızın ka­ zanılması ve devam ettirilm esi­ dir. Tam bağımsızlık denildiği za nıan, normal olarak politik, mali, ekonomik, adiî, askeri her şey ve h er hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik dem ektir. Bıı say­ dıklarım ın herhangi birinde is­ tiklâlden mahrum olm ak, millet

ve memleketin hakiki mânâda

bütiin istiklâlinden m ahrum ol­ ması demektir. Biz bunu temin ve elde etmeden sulh ve sükûna kavuşacağımız kanaatinde deği­ liz. Seklcıı, usûlen barış yapa­ biliriz. Anlaşma yapabiliriz, fa­ kat tanı istiklâlimizi sağlamıya- eak olan bu gibi hüküm ler ve anlaşm alarla milletimiz hiç bir vakit hayatına ve sükûnete ka­ vuşm ayacaktır. Belki, maddî m ü­ cadelesini terkederek harap olma ya sürüklenm eye doğru gidecek tir. Eğer milletimiz, buna razı olsaydı, bunu kabule yanaşsaydı, ıkl seneden beri savaşa biç de lüzum yoktu, Daha m ütarekenin ertesi gününde sessiz kalınabi­ lirdi.»

_ A tatürk. Franklen Buyyon ile önemli ve ayrıntılı meseİeler üze rinde sık sık temaslar yaptı. Ha­ zırlanan andlaşma, — T ürk - Yu­ nan cephesinde esecek rüzgârın lınnçi tarafın lehine olacakı gö- rülmeden — Fransızlarca imza­

lanmadı. Sonunda Yunanlılara

vurulan zafer darbesinin rüzgârı. Fı-ansızlar üzerinde beklenilen ılık havayı yarattı ve Ankara Andlaşması 20 Ekim 1021 de im- zalandt.

1921 yılının H aziran ayı içinde bir barış yapm ak ü z e re A nkara’ya gelen Franklen Buyyon başkanlığın­ daki heyet sam im i vetle karşılanm ıştı.

m m a k a ra r verm iştir ( Bel­ leten 7 8 S. 186).

(21 Galip Kemali Söylemezoğ- lu (30 Senelik Siyasi H âtı­ ralarım ın Üçüncü K ısm ı) S. 498

(3) Franklin • Bouillon Henry (1872 - 1939) F ransa Ayan

âzasından ve eski propa­

ganda bakaıılarındandı. O sırad a F ransa P arlam ento­

sunun Dışişleri Komisyo­

nunun başkanlığını yapı­

yordu.

(4) Yusuf Kemal Tengirşek (Vatan H.Vmctiııde) S. 231 (5) M ustafa Kemal (Nutuk)

1927 baskısı S. 384. 385

Y A R I N :

Ankara Antlaşma­

sının hükümleri

(1) İstanbul Dlv»n, Harbi *

(5)

saif a d ö r t

CUMHURİYET

23 Ekim 1971

K URTULUŞ SAVAŞININ İLK BARIŞ»

\

5 0 . YILDÖNÜMÜNDE

ANKARA ANTLAŞMASI

Yazan T A H A T O R O S

Ankara Antlaşmasının

hükümleri

M

EKİM 1921 tari­

hinde Ankara’ -

da imzalanan Türkiye-

Fransa

antlaşmasına

ait hükümler, sadeleş -

tirilerek ve özetlenerek,

aşağıda sunulmuştur:

«Türkiye B üyük M illet Meclisi H ü k ü m eti ile F ra n ­ sa C u m h u riy eti H ü k ü m eti, iki m em leket a ra s ın d a b ir an tlaşm a y a p m a k a rz u s u n ­ d a b u lu n d u k la rı cihetle, T ü rk iy e B ü y ü k M illet M ec­ lisi H ü k ü m e ti: n a ric iy e V e­ kili ve M ebus Y u su f K em al B eyefendiyi ve F ra n s a Cum h u riy e t H ü k ü m e ti, eski v e ­ k illerd en M ösyö H en ry F ra n k le n B u y y o n ü m u r a h ­ h as tay in e tm iş le rd ir. B u n ­ lar, u su lü n e u y g u n olduğu görülen selah iy ct b e lg e le ri­ ni b irb irle rin e v e rd ik te n sonra, aşağıdaki h u su sları k a ra rla ştırm ışla rd ır.» MADDE 1 — A ntlaşm a y ap an ta r a lla r, bu an tlaşm an ın İm za­

sından itib a re n , a ra la rın d a h a rp halinin son bulacağını beyan ed erler. O rd u la r, m ü lk i­ ye m em u rları ve ah a li d u ru m ­ dan d erh al h a b e rd a r edilecek­ tir. MADDE 3 — îş b u an tla şm a ­ nın im zasını m ü te a k ip ta r a f ­ la r h a rp e sirle ri İle tu tu k lu va h a p iste bulam an T ü r k v e F ra n ­ sız b ü tü n ş a h ıs la n se rb e st b ı­ ra k a c a k v e k e n d ile rin i tu t u k ­ la y a n ta r a fın m a sra fı ile bu h u su s ta gö sterilecek en y a k ın şehre s e v k o lu n a c a k la rd ır. î ş ­ bu m ad d e h ü k m ü , tu tu k lu ve h a p iste v e y a esirliğ in ta rih i ve y eri h e r ne o lu rsa olsun, t a ­ ra fla rın b ü tü n tu tu k lu ve m a h ­ p u sla rın a şâm ild ir.

MADDE 3 — îş b u a n tla şm a ­ nın im zasın d an itib a re n e n çok ik i ay m ü d d e t za rfın d a F ra n ­ sız k ıta la rı 8’inci m addede y a ­ zılı h a ttın g ü n ey in e ve T ü rk k ıta la rı adıgeçen h a ttın k uze­ y in e çek ilecek lerd ir.

MADDE 4 — Ü çüncü m ad ­ dede b e lirtile n m ü d d e t zarfın ­ da v u k u a gelecek ta h liy e ve işgal, ta r a fla rın askeri k u m an ­

d a n la rın c a ta y in ed ilecek b ir k a rm a kom isyon m a rife tiy le te s b it o lu n aca k , ş a r tla r ve şe­ k ille re u y g u n o la ra k y a p ıla ­ c a k tır.

M ADDE 5 — A n tlaşm ay ı y a ­ p an ta r a fla r, ta h liy e edilen arazid e, b u a razin in işgalini m ü teak ip , ta m b ir u m u m i af ilân ed ecek lerd ir.

MADDE 6 — T ü rk iy e B ü yük M illet M eclisi H ü k ü m e ti, M i- sak i M illi’d en açıkça ta n ın a n a z ın lık la r h u k u k u n u n , b u h u ­ su s ta itilâ f d e v le tle ri ile b u n ­ la rın b asım ları ve bazı m ü t­ te f ik le ri a ra s ın d a y ap ılm ış a n t­ la ş m a la rd a k i aynı esasa d a y a ­ n a ra k k e n d i ta ra fın d a n te y it o lu n aca ğ ın ı beyan eder.

MADDE 7 — İsk e n d e ru n böl­ gesi için b ir özel yönetim k u ­ ru la c a k tır. A dıgeçen bölgenin T ü rk ırk ın d an olan sâk in leri, k ü ltü rle rin in gelişm esi için, h er tü r lü k o lay lık tan fa y d a la n a ­ c a k la rd ır. T ü rk dili, orada, resm î niteliği haiz o laca k tır.

MADDE 8 — 3. m addede sö­ zü geçen h a t, aşağıda te s b it edildiği şek ild e a ç ık la n m ış tır:

KOMİSYON

S

IN IR H A TTI, İs k e n d e ru n K örfezi ü zerin d e P a y a s m ev k iin in hem en g ü n e y in ­ de olm ak üzere seçilecek b ir

n o k ta d a n başlayacak ve M e y - d an ek b ez’e doğru g id e c e k tir (K u zey şim endifer İstasyonu ve bu m ev k i, Suriye’de k a la c a k ­ t ı r ) . O rad an adıgeçen h a t, M arsu v a m evkiini Suriye’ye ve K a rn a b a m ev k ii ile Kilis ş e h ­ r in i T ü rk iy e ’de bırakm ak ü - zere, gü n ey d o ğ u y a m e y le d e ­ c e k tir. O rad an Çobanbey is ta s ­ y o n u n d a dem iryoluna b irle ş e ­ c e k tir. D aha sonra Bağdat d e ­ m iry o lu n u ta k ip edecek ve d e ­ m iry o lu n u n plâtform u N u sa y ­ b in ’e k a d a r T ü rk arazisi ü z e ­ rin d e k a la c a k tır. Oradan N u ­ saybin ile C e z ire i-îb n i-ö m e r a ra sın d a k i eski yolu izley erek C e z ire i-lb n i-ö m e r’de, D ic le ’­ ye u laşacak tır. Nusaybin ve C e z ire i-îb n i-ö m e r m ev k ileri ile, yol, T ü rk iy e ’de k alac ak tır. Bu yoldan faydalanm a h u s u ­ su n d a h er iki memleket e ş it h a k la ra m alik o lacaklardır. Ç obanbey ile Nusaybin a r a s ın ­ d ak i dem iryolunun İstasyon ve d u ra k la rı dem iryolu p lâ tfo r­ m u n u n akşam ından say ılarak T ü rk iy e ’ye kalacaktır.

îş b u antlaşm anın im zasın­ d an İtib a re n b ir ay zarfın d a adıgeçen h a ttı tesb it e tm e k üzere, ta ra fla rın m urahhasla­ rın d a n m ü rek k ep , bir kom is­ yon teşkil o lunacaktır. Bu k o ­ m isyon aynı m üd d et zarfında işe b aşlay acak tır.

MADDE 9 — O sm

anoğulları-nın m ttessisi S u lta n O sm an’ın büyük babası S ü ley m an Ş ahin C aber kalesin d e b u lu n a n ve T ürk m ezarı adı ile ta n ın a n m ezarı, ilâ v e le ri ile b e ra b e r, T ü rk iy e’n in m alı o la ra k k a la ­ cak ve T ü rk iy e o rad a m u h a ­ fızlar b u lu n d u r a ra k , T ü rk b a y ­ rağı çek eb ilecek tir.

MADDE 10 — T ü rk iy e B ü­ yük M illet M eclisi H ü k ü m eti, Pozantı ile N u say b in a ra s ın ­ daki B ağ d at d e m iry o lu p a rç a ­ sı im tiyazının v e A d an a V i­ lâyetinde in şa ed ilm iş b u lu ­ nan şu b e le rin in im tiy azı ile be rab er, im tiy a z la ra bağlı v e ö - zellikle işletm ey e ve n a k liy e ­ cilik tic a re tin e a it b ü tü n h a k ­ ları, m ü saad eleri ve m e n fa a t­ leri ile b irlik te , F ran sız H ü ­

küm etinin göstereceği b ir

F ransız g ru b u n a d ev re d ilm e ­ sini kabul e d er. T ü rk iy e ,

M eydanekbez'den Ç obanbeye

k a d a r S uriye arazisin d en şi­ m endiferle a sk e r n ak liy atın ı yapm ak h a k k ın ı haiz olacak­ tır. S u riy e d ah i Ç obanbeyden N usaybin’e k a d a r T ü rk a ra z i­ si ü zerin d e şim en d iferle ask e­ ri n a k liy a t y ap m ak hakkını haiz o lacak tır.

îşb u p arça ve şu b e le r üze­ rin d e esas itib a riy le h iç b ir a y ­ k ırı tarife k o n u lam az. G ere­ k irse işbu k aid e h ilâ fın a h a ­ re k e t edebilm esi h u s u s u n u iki h ü k ü m et b irlik te te tk ik etm e k h a k k ın ı m uhafaza e d e rle r. A n t­ laşm an ın im k ân sızlığ ı h a lin d e ta ra fla rd a n h e r b iri y e n id e n harek etin d e serb est k a la c a k tır .

MADDE 11 — îş b u a n tla ş ­ m anın tasdikinden so n ra T ü r ­ kiye ile S u riy e a ra s ın d a b ir g ü m rü k antlaşm ası y ap ılm ası için karm a b ir kom isyon k u -Franstzlarla yapılan A nkara A n tlaşm asın ı T ürkiye Büyük Millet Meclisi H üküm eti adına im zalayan H ariciye Vekili Yusuf K em al Bey.

ru lacak tır. Sözü edilen a n tla ş ­ m anın ş a r tla n ve m ü d d eti bu komisyon ta ra fın d a n ta y in o - lu n aca k tır. Y u k a rıd a adıgeçen antlaşm a yapılıncaya k a d a r, t a ­ ra fla r h a re k e tle rin d e se rb e s t-tirler.

H arita ile İlgili not: Bu sın ır, H atay’ın an av atan a bağlanm ası sonucu T ürkiye lehine değiştirilm iş, bugünkü Türkiye • Suriye arasındaki sın ırla r k esin şeklini alm ıştır.

kiye B üyük M illet M eclisi’nde m illetv ek illiğ i, İk tis a t ve H a­ riciye V ekilliği y ap tı. T e n g ir- şek en güçlü ve önem li g ö re­ vini bu y ılla rd a S ovyet R us­ ya ile b ir do stlu k an tlaşm ası ile b iten gö rü şm elerd e b a şa rd ı ve F ra n sız la rla m illî m ücad en in ilk antlaşm ası olan A n k ara A ntlaşm asının h a zırlan ışın d a, k a b u lü n d e, özellikle u y g u la n ­ m asında b ü y ü k g a y re t ve hiz­ m e tle rd e b u lu n d u .

A ta tü r k ’ün v e fa tın d a n sonra uzun m ü d d et p o litik a dışında k ald ı. D em okrat P a rti k u r u lu ­ şu n d an sonra te k r a r politika

h a y a tın a döndü. Bu p a rtid e n a y rıla n la rla b irlik te M illet P a r tisin in k u ru lu şu n d a ve d e v a ­ m ında görev aldı. 27 Mayıs 1960 ta rih in d e n so n ra K u ru cu M eclis ü y eliğ in e seçildi. 1969 N isan’m da İs ta n b u l’da z a tü r r i- ed en öldü. P o litik a d a tem iz kal m ış k işilerd en o lan Y usuf K e­ m âl T engirşek, ay rıca A n k ara H u k u k F a k ü lte si’n d e uzun m ü d d e t p ro fesö rlü k y ap tı.

ö m r ü n ü n so n u n a do ğ ru - b ü ­ tü n h izm etlerin i kapsam asa bile - b ü y ü k b ir te v a z u ile do­ lu olan (V a ta n H izm etin d e) a d lı h a tıra la rım y ay ın lad ı.

DÜZELTME

D ü n k ü say ım ızın , b aştan 13. s a tırın d a «O sm anlı - T ü rk m u h areb esi» b ir te r tip h a ­ ta s ıd ır. Bu aslın d a «O sm an­ l I - R us m u h areb esi» ola­ c a k tır. D ü zeltir, özü r d ile ­ riz. Y A R I N :

---Londra ve Ankara

antlaşmaları

arasındaki farklar

MADDE 12 — K u v elk S uyu H alep şehri ile k u zey d e T ü rk bölgesi arasın d a h e r iki t a r a ­ fı h ak k an iy ete u y g u n b ir su ­ re tte tatm in edecek şekilde tevzi o lu n acak tır. H alep şehri bölgenin ih tiy a c ın ı sağlam ak üzere kendi m asrafı ile T iirk to p rağ ın d ak i F ır a t’ta n dahi su alab ilecek tir.

M ADDE 13 — Y erli veya y a ­ rı göçebe ah alid en , 8. m addede te s b it e d ilen h a ttın öte v eya h eri ta ra fın d a b u lu n an m e ra ­ la rd a n fa y d a la n m a k h a k k ın ı v e y a em lâk ve araziy e m âlik b u lu n a n la r, eskisi gibi h a k la ­ rın ı, k u lla n m a y a dev am ede­ c e k le rd ir. B u n la r işletm e ih t i­ y a ç la rı için serb estçe v e hiç b ir g ü m rü k veya m e r’a resm i v e ne de s a ir h iç b ir resim v erm ek siz in b e lirtilen h a ttın b ir ta ra fın d a n diğ er ta ra fın a y a v ru la rı ile b e ra b e r h a y v a n ­ la rın ı. â le t ve e d e v a tla rın ı, to ­ h u m la rın ı ve to p ra k m a h ­ s û lle rin i n ak led e b ilecek lerd ir. B u n la ra a it vergi ve re s im le ri o tu r d u k la rı m em lekette ö deye­ c e k le rd ir.

20 E kim 1921 ta rih in d e , A n­ k a r a ’da iki nüsha olm ak ü z e ­ re, tan zim k ılın m ıştır.

Y usuf K em âl H enri F ra n k le n B nyyoıı Bu a n tla şm a n ın 12 p arçad an m ü re k k e p e k i v a rd ır. B u n la r k a rş ılık lı o la ra k aynı ta r ih te im z a la n a n m e k tu p la rd ır ve a n tla şm a n ın a y rın tıla rı ile İl­ gili z a b ıtla rd ır.

G en ellik le ek a n tla şm a la r, bazı m a d e n le rin F ra n s ız la r t a ­ ra fın d a n işletilm esin e, S u riy e ' n in , O sm anlı b o rçların a iş ti­ ra k in e . İsken d eru n ve A n tak y a (H a ta y ) bölgesi için a h alin in hu su sî b ir b a y ra k k u lla n m a s ı­ n a, B ağdat şim endifer h a ttın ın im tiy azın a. tre n le rle ask eri n a k liy a t y ap ılm asın a, İsk e n d e ­ ru n lim an ın d an fa y d a la n ılm a ­ sına a it k o n u la rı k a p sa m a k ta ­ d ır. YUSUF KEMÂL (TENGİRŞEK) BEYÎN KÎMLİGt

B

URADA, A n k ara A n tla ş­ m asını T ü rk iy e B üyük M illet Meclisi H ü k ü m eti ad ın a im zalay an Y usuf K em âl T en g irşek h a k k ın d a kısaca b il­ gi v erm ek istiy o ru z. Y usuf K e­ m âl, d ü rü s t b ir d e v le t adam ı o la ra k H ariciye, îk tis a t ve A d­ liye V e k illik le rin d e b u lu n m u ş iki yıl evvel 91 yaşında v efat e tm iş tir.

Y usuf K em âl (1878-1969) Bo­ y a b a t’ta doğdu. İs ta n b u l’da tıp tah sili y a p a rk e n b ir kaza so­ n u n d a elin d en y a ra la n d ı. H u­ k u k sah asın d a y ap tığ ı eğ itim i­ ni, P a r is ’te d o k to ra verm ek su re tiy le d e rin leştird i. O sm anlı im p a ra to rlu ğ u d ev rin d e a d li­ ye h izm etlerin d e b u lu n d u . 1908 m eşru tiy e tin d e n sonra S in o p ’­ tan m ebus seçildi. 31 M art h â ­ disesi ile ilişkisi b u lu n u p b u ­ lunm adığı kesin o la ra k hâlâ belli olm ayan (1 Nisan 1C09 A - dana iğ tişası) h ak k ın d a, Os­ m anlI M eclisinin verdiği k arar üzerin e, E d irn e M ebusu Ba- bikyan efendi ile b irlik te ta h ­ k ik a ta m em u r edildi. M ü tare- den so n ra A n ad o lu ’daki milli h a re k â ta k atıld ı. B irin ci T ü r . ..

(6)

SAYFA DÖRT:

: CUMHUR İYET :

24 Ekim 1971

B

I

i

]

EKİR Sami Beyin

imzaladığı «Lond­

ra Andlaşması» ile Yu

suf Kemal Beyin im­

zaladığı «Ankara And-

laşraası»

arasındaki

farklar, uzun müddet

batı basınının ve poli­

tikacılarının eleştirdi­

ği bir konu olmuştur.

Bu hususta «Şarkta sulh —■ T ürk . Fransız Andlaşması» başlığı altında b ir tahlil yazı­ sında eski m ebus ve Washing­ ton Sefiri Alfred R üstem Bey, (1) (Kilikya İh tira sı) adlı ese­ rinde Paul Du Véou (2), «Fran- sız Asyası» adlı eserle, ayrıca 1923 yılında P ariste yayın­ lanan «Fransa Suriye’ye Na­

sıl Girdi?» kitabın yazarı

Comte R. De C ontaut • B iron’un L. Le Révérend ile m üştereken yazdığı bizce pek önemli olan «Ankaradan Lozana» adlı eser­ de (3) hayli geniş incelem eler m evcuttur.

Bu arada, yabancı ve T ü rk hasınm a beyanat veren eski H a riciye Vekili B ekir Sami Bey i- le, Klod F arer h e r iki andlaş- m a arasında pek az fark b u lu n ­ duğunu söylerler. A tatürke gö­ re, aradaki fark çok m ühim ­ dir. Büyük N utukta bu konu e- leştirilm iştir. B ekir Sam i Be­ yin andlaşm ası Misaki Milliye aykırıdır ve başarısız sayılm a­ sı bu nedenden ileri gelm ekte­ d ir. L ondra andlaşm asm da Çu­ kurova ikiye bölünm ekte, Cey­ han nehrinden ötesi A nayurttan ay rı kalm aktadır.

Ayrıca L ondra A ndlaşm asm ­ da. F ran sızlara kapitülâsyonla­ rın b ir nevi devam ı sayılabile­ cek ekonom ik b ir im tiyaz ta ­ nınm ıştır.

Ankara Andlaşm ası bu m ah­ zurları giderm iştir.

ANKARA A NDLA ŞM A SIM N TARAFLARA SAĞLADIKLARI

Â

NKARA Andlaşması Anado-

luda başlıyan ve teşk ilâtla­ nan m illi hareketin Bat ıh­ la r tarafından tanınm ası ve

An-KURTULUŞ SAVAŞININ İLK BA R I g f ] —

5 0 . YILDÖNÜMÜNDE

TïïTïïWïïTTîT

Vazom T A H A T O R O S

Londra ve Ankara Anllaşmaiarı

arasındaki farklar

k a ra Büyük M illet Meclisinin, T ü rk leri yegâne tem sil eden b ir organ olarak kabul edilm esi ni­ teliğini taşım ak tad ır.

F ransızlar tarafın d an işgal e- dilen T ü rk to p rak ların ın asıl sahiplerine geri verilm esiyle, F ransız söm ürgecilik em elleri, T ü rk to p ra k la n sem asından ta ­ m am en silinm iştir.

Ankara Andlaşması, geçm işte derin ve tarihi ilişkilerle birbi­ rine bağlı iki m illet arasındaki geleneksel dostluğun tazelenm e­ sini sağlam ıştır.

Avrupanın h asta adam ola­ rak ölüm ünü beklediği, kom a­ ya giren bir m illetin dirilişi ve nabzının atışı, Ankara Andlaş- m ası ile. B atıklara gösterilm iş olm aktadır. F ransızların Çukurova ve dİ-O DEVRİN İN G İL İZ BA ŞV EKİLİ 1.0 Y D CORC, SEVR ANDLAŞIV1ASININ TÜ R K LER A LEY H İN D EK İ H ÜK Ü M LERİND EN ZER R E KADAR KLOD FARER

ğ er güney bölgelerdeki asker­ lerin i çekm esiyle bu cephedeki T ü rk kuvvetleri B atı cephesine nakledilm iş, tek cephede, tek d üşm anla çarpışm a im kânı ya­ ra tılm ıştır. Bu ara d a F ransızlar R ilikyayı terk ed erk en T ü rk lere ağ ır ve hafif hayli h a rb vasıtası ve m alzemesi b ırak m ışlar ve b u malzem enin Y unan cephesin­ d e kullanılm asına rıza göster­ m işlerdir. Bu m alzem elerin b ir kısm ı T ü rk lere hibe edilmiş, b ir kısm ı da sem bolik fiyatlarla satılm ıştır. (4).

Ankara Andlaşm asım n Fran- sızlara sağladığı en büyük m en­ faat, T ü rk ler karşısındaki kırk bine varan askeri kuvvetini ge­ ri çekm esi ve bunları beslem ek­ te sarfettiği maddi külfetten k u rtu lm u ş olm asıdır.

Ankara Andlaşması ile T ürk siyaseti, büyük, galip devletler arasında T ürk ler aleyhindeki sndlaşm ayı bozmuş, Fransız - İngiliz işbirliğine kuvvetli bir d arb e İndirm iştir. N itekim An­ k a ra Andlaşması üzerine İngi­ liz hüküm etinin F ransızlara kar şı tu tu m u değişm iş ve İngiliz devlet adam ları tarafından An­ k a ra Andlaşm ası s e rt n o talarla eleştirilm iştir.

Ankara A ndlaşm asım n en bü­ yük tesiri, k arşım ızda tek d ü ş­ m an o larak kalan Y unanlıların m oralini bozm ası, gerek siyaset ad am ların d a, gerek kum anda

heyetinde —îngilizlerJn d estek lem elerine rağm en— büyük b ir çöküntü ve h a ttâ korku y a ra t­ m ış olm asıdır.

ANKARA ANDLAŞMASIMN MÜSBET AKİSLERİ

P

ARİS gazetelerine Klod Fa- r e r ’in verdiği beyanat olum ­ luydu. F a re r diyordu ki: «Mösyö B riyan’ın Ankara ile m üzakerelere girişm esi pek hak lıydı. Bundan dolayı kendisi teb rike şayandı. T ürklerle yapılan aııdlasnıa kanaatim ce m esut ne­ ticeler v e re c e k tir.. Fransa. 1. F ransua zam anından beri devam eden geleneksel dostluktan uzak­ laşm ış sayılıyordu. Bereket ver­ sin T ürkler, bunun kötü niyetle yapılm adığını anladılar. Onların, F ranklen Buyyon ile müzakereye o tu ru p anlaşm a yapması pek zi­ yade şayanı tak d ird ir. Asıl mese­ le Anadoluııun güneyinde barışı ve huzuru kurm aktı. Fransa, âle­ m in zaptiye vazifesini yapmak­ ta devam edemezdi... Fransa bir b arış yapm akla faydalı ve m an­ tık lı b ir iş görm üştür... Biz Ki- lik y a’yı asıl SRİıibine geri ve­ riyoruz. tz n ıir’i Edirne'yi işgal edenler de böyle yapmalıdır . »

Istanbuldaki Fransız Yüksek K om iseri G eneral Pelle Türk ga­ zetelerine verdiği beyanatta An­ k ara uzlaşm asını, Türk • Fransız dostluğunu şöyle öğüyordu. (5)

«... Biz Salibin girdiği vere

Hilâl avdet edemez, dü stu ru n u asla benim sem edik. Biz Kilik- ya’yı, iade ediyoruz. Daha um u­ mî ve d aha âdil esaslara boyun eğiyoruz. Bu hareketim izle Tür» kiyeye karşı büyük b ir örnek \ e güven verm iş oluyoruz. Bu an­ laşma, Fransanın T ürkiye ile ge­ leneksel bağlarını yeniden k u r­ maktaki azm ini gösterm ektedir.» Yine G eneral Pelle, Ünyon Fransez’de toplanan Fransız ko­ lonisine anlaşm a dolayısiyle şu n ­ ları söylem işti: (6)

«...Hepinizin hatırınızda oldu­ ğu üzere, Fransa, Ankarada bir andlaşma imza ederken, T ü rk ler 1c geleneksel olan politikasına

dönmüş bulunuyor. Bununla

Fransa barış arzusunu m illetle­ rin serbestçe tayin etm esini ve haklarını korum asını kabul et­ m iş oluyor. F ransa bu hareketiv- le dünkii düşm anlarına olan gü­ venini açıkça belirtm iştir. Bir­ kaç ay evvel Başvekil Brivan bu halis niyetini, F ranklen Buyyon vasıtasiyle Ankara’ya ak settirm iş ti.»

7 Kasım 1921 tarihli Pöti J u r­ nal gazetesinde Dr. N ih at R eşat’ ın . Ttirk görüşünü savunan b ir demeci yayımlandı:

«... Fransanın yaptığı bu barış andlaşm ası. zevk için h arh etın r- riiğini isbat etm iştir. F aştan Çin'e kadar bütün ülkeler. T ü r­ kiye - Fransa yakınlaşm asını al­ kışlam aktadır. Bu andlaşm a ile, Fransanın, en uzak İslâm diy ar­ ların d a bile nüfuz ve itibarı a r t­ m ıştır.

Ankara andlaşm asım n fikir ba­ balarından sayılması gereken Su riye Yüksek K om iseri G eneral G uro da. Paristeki Ekselsiyor gazetesine. 20 Aralık 1921 ta r i­ hinde şu beyanatta bulunm uş­ tu r:

«Siyasetle iştigâl etm em . Yal­ nız hüküm etin em irlerini tathik ederim . Kilikya'nm tahliyesi ka­ b u l olundu. F ransa ile T iiıkler arasındaki ihtilâfın sebepsiz ye­

re uzaması zaten manasızdı.» ANKARA ANDLAŞMASI’NIN İNGİLTERE'DE YARATTIĞI

FED A K Â R LIK YAPMAĞA YANAŞMIYOR, FİK İR L ER İN D E İSRAR EDİYORDU..

LOYD CORC — Bu vazoya d o k u n m ay ın ... Ç a tla k tır. <17 N isan 1921 ta rih li «Le C arnet de la Sem aine» de y a y ın la n m ıştır.)

ğini yapmış emekli kolenel Dr. Feriet iie • ki İskende­ run sancağı ve m anda id are­ si hakkında yazdığı kitapla da tan ın ır - dostluk kurm ak fırsatını bulm uştum . Ayrıca Fransızların harp sırasında

gizil h ab er alm a işlerinde ça­ lıştırdığı ve Kilikya hakkın­ da ta la n a bir adla kitap ya­ yınlayan Mösyö R em uzat’ın geniş ve değerli arşivinden faydalanm ıştım . Rem uzatın notlarında, İngiliz - Fransız

m enfaatlerinin çarpışm ası ile ilgili hayli bilgiler vardı. B unları iki ciltlik (Adana­ nın Millî Mücadele Yılları) adıyla hazırlam akta oldu­

ğum kitap ta yayınlayaca­

ğım.

1

TEPKİ ---- .

M

u s t a f a Kemal. A nkara' andlaşm asiyle, galip devlet­ lerden iki büyüğünü İngiliz lerle Fransızların T ü rk ler aley­ h in e olan işbirliğini darbelem ış oldu tngilizler, Fransızların T ürklerle böyle b ir andlaşm a im zaladığını, diplom atik kanallar­ dan değil, h ab er ajanslarından öğrendiler. T ü rk le r aleyhinde sa ­ b it fik ir besleyen o zamanki İn ­ giliz siyaset adam larında, bu and laşnıa, soğuk bir d u ş tesirini gösterdi. 1921 Aralık ayı içeri­ sinde m ü ttefik leri Fransızlara s e r t notalar verdiler. İngiliz gö­ rü şü n ü ve m utabakatım alm a­ d an yapılan bu andlaşm a dolayı» siyle F ransızları yerdiler. No­ ta la rın birinde Ankara andlaşma* sın ın ileride yapılacak andlaşma» la ra te s ir yapm am asını talep e t­ tiler. Lord G ürzon, Fransanın L ondradaki elçisi Mösyö Duş O îer’i yanm a çağırarak kendi e- liyle s e rt b ir nota verm işti. İn- gilizlerin yaptığı bu çıkışlara, F ran sız Başvekili Briyan gerek­ li karşılığı verdi tngilizler, si- te m k â r n o talarm ı tek rarlad ılar. H attâ, gizli teşkilât ile F ransa P arlam entosunda, kam u oyunda, basınında hüküm eti hedef tu ­ ta n çalışm alar bile yaptılar (7) T esirsiz kalan b u gayretler, 1921 A ralık ayında Fransız parlam en­ to su n u n güven oyu ile sindiril­ m iş oldu. A nkara Andlaşm asım n d a s bahis konusu olduğu ve di­ ğ e r olayların d a dahil bulundu­ ğu güven oyu sırasında büyük F ran sız diplom atı B riyan gür se­ si ile Fransız hüküm etinin aldı­ ğı k a ra r la n savundu. Sonuç ola­ ra k Briyan senatoda U ’e karşı 248, M ecliste 99’a karşı 450 oyla güven oyu sağladı. Bu su ­ re tle T ürk - F ransız dostluğu b i r kere daha, Fransız Parlam en to su n d a tescil edilm iş oldu. Y A R I N :

---Ankara Andlaşmasımn

uygulanmasında görev

Referanslar

Benzer Belgeler

Tikel şartlı önerme: Eğer hüküm, bazı zaman, diye ka- yıtlanarak verilirse yani bütün zamanlar için geçerli olmadığı belirtilirse önerme tikel olur..

Olaylardan düşüncelere, iktisattan toplum yaşamına ve siyaset kuramına, güzel sanatlardan edebiyata kadar tarihin her yönüyle ilgili değerli yazılar..

Mehmet Ekrem Muallâ Bey, AvrupalIların, iflâs bayrağını çekmiş OsmanlI Devletinden alacaklarım düzenleyen Düyu­ nu Umumiye’de ikinci müdür olduğu için,

Kendisine mastürbasyonla ilgili çok sık soru geldiğini belirterek; cinsel öz uyarımın (mastürbasyon) aslında bebeklikten itibaren sık yaşanan bir şey olduğunu, çocuğun

Ancak bunun tersi, yani yıldızla- rın pırıl pırıl göründüğü yaz geceleri çıplak gözle ya- pılan gözlemler için daha uygundur, çünkü havada çalkantı fazladır

Kumkapı her şeyden önce kentin ilginç küçük mescitlerinin, sefale­ te rağmen sevimliliği kaybolmayan sokakların, en güzel kiliselerin ve Ermeni Patrikhanesi’nin

Avrupa, Asya ve Afrika’da KKKA’nın görüldüğü yerler Hyalomma cinsinden kenelerin ve hayvancılığın daha çok olduğu bölgelerdir (33). Sonuç olarak, KKKA

Kanunun izin verdiği azami ölçüde, Garmin'i ve bağlı kuruluşlarını, lisans verenlerini, hizmet sağlayıcılarını ve tedarikçilerini, bunların ilgili