¡Mevlâna ihtifali yaklaşırken
l
T
Konya gençliğine öğüt
Yazan: HALİDE EDİP ADlVAR
.
1
. . ... ... ■ ■ ■İşittiğime göre bu sene Mevlâna lâketteıı sonra kendisi müspet ilini İhtifalini bir hafta uzatacaklarmış, leri kuvvetlendirmek için Şam ve Sebebini düşündüm.- Bu, kısmen Haleb’e gitmişti. İlana sonra tck- Konyalılann muhabbetinden olabi- kesini kurmuş, buna bir nevi dans, lir dedim. Fakat KonyalIların da yani harikulade bir «dönmek» ilâve Mevlâna’ya pek haili olmadıkları- etmişti. Kendisince bu güzel dö- nı bilirim. Onun için bunun bir nüş insan ruhunun Allah’ın yani nevi turistik hareket olduğu
nu zannettim. Çünkü, her yıl en yüksek fikir adamlarının o- nun ölüm gününde tâ Ame- rikadan başlıyarak bugünü selâm ladıklarını biliyorum, tkl sene ev vel bir hayli garplı ve Amerikalı mütefekkir beni de alıp götürmek istediler. Fakat bu benim için mümkün değildi.
Burada Mevlâna’nın kendisin den daha fazla şahsi düşünce lerine dayanarak bazı şeyleri Konya gençliğine yazmak isti yorum. Mevlâna’nın ismi pek küçüklüğümde kafamda yer et miş: çünkü büyük annemin da yısı vakti zamaniyle, yanılmıyor sam, Eyüp mevlevihanesinde şeyh lik etmişti. Büyük annemin ken disi de tek tanıdığını kadın mey- levi idi. Her namaz kıldığı zaman başına bir arâkive geçirirdi. Ken disi şahsan kimsenin aleyhinde bu lunmaz, iyi yürekli bir insandı. Fakat, beni bunun o zaman fazla alâkadar ettiğini iddia edemem. İlk alâkam, büyük annemin beni çok küçükken Galata mcvlevihâ- nesine sık sık götürmesi ile başla mıştı. Orada «Semâ» yani dönmek, Allahın etrafında bir nevi yıldızlar gibi dönmek olduğunu bilmemekle beraber hana bu dans bir nevi ilâ hî vals gibi gelirdi.
Mevlâna’nm türbesini Sakarya harbine giderken görmüştüm. O zaman âdetâ bir ahır halinde o- lan bu yerin neden bugün bu ka dar ehemmiyet kazandığını düşü - niiyorum. Sonraları İngiliz An siklopedisinin dokuzuncu baskı sını (Bunu bana babam mek tepteyken hediye etmişti) okudum. Daha sonraları da Mesnevi ve Di- -an ’ını elime geçirdikçe gözden ge çirdim.
Mevlâna on üçüncü asırda Belh’ de doğmuş. Tabii, kültürü de İran kültürü idi. Ana tarafından Sul tan Alâeddin Tokuş’dan gelir. Al - leşi ve sonra kendisi müspet ilim lere düşkün, babası da doktordu. Kendisini bir zaman sonra Kon ya’ya dâvet etmişler, dört medre senin müderrisi vaziyetini almıştı. Babasının ve oğlunun uğradığı
fe-iyilik ve insanlığın etrafında bir çeşit tavaf olduğu tekarrür etmiş ti.
Mevlâna’ya garbın bugünkü mü tefekkirlerinın ehemmiyet verdiği taraf Kâzım Vehbi’nin şiirinin bir parçasında ifade edilebilir!
S iğ m az se nin h a y a l i n e m i h r a p ve m in b e r i m S e n sa de beş v a k i t t e a r a r s ı n i lâ hını Be n h e r z a m a n o n u n l a em in ol' b e r a b e r i m
İşte insan bu mısraları okudnfn zaman neden garp âlimleri üze rinde nn kadar tesir yapmış oldu ğunu anlıyor. Çünkü, eserlerinde ırk ve hsltj bir dine bağlanmıyan bir taraf vardır. Tanı din ne kili sede ne camidedir. İnsanların kal bindedir. Onun icift, daha evvel Sâdi’nin de dediği gibi, insanoğ • lıı birbirinin âz.asıdır, çünkü ya ratılışta ayni asıldandır Herhangi uzuvdan birine dert gelirse diğer ıızuvlaıında da huzuru kalmaz.
insanlık tâ taş devrinden başlı- varak muhtelif devirler geçirmiş tir. Bugün garbın en büyük âlim leri bilhassa atom devrinin orta sında İnsanların, hangi cinsten ve dinden olunsa olsun, kardeşliğinin beraber çalışmasının dünyanın is tikbali için elzem olduğu düşünce sindedirler.
Evet, insanlık, eğer vaşıyacaksa, Allahın sadece iyilik ifade ettiği ni ve insanların elele yürümek ih tiyacında olduklarını anlamalıdır. Böyle bir fikrin bizim toprakları mızda ve on üçüncü asırda mey dana çıkmasını hakikaten İfti harla telâkki ediyorum, işte, ölüm yıldönümü törenlerinin bir hafta uzatılmasındaki mânayı neye daygnırsa dayansın, anlıyo - ruıtı. Eğer, dünya yaşıyacaksa, bu atom devrinde mutlak ve mutlak Mevlâna’nın görüşüne kısmet ver mek lâzımdır.
Ey genç KonyalIlar. Siz de İster mevleviyete bir tarikat olarak kıymet verin veya vermeyin, fa kat dünyanın ve memleketin ya- şıyabilmesi için insanlığa böyle bir veçhe vermek icap ettiğini de unutmayın.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi