• Sonuç bulunamadı

"Yavuz" zırhlısı'nın serüveni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Yavuz" zırhlısı'nın serüveni"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

^7

^

a

A IO

“GYavuz,,

Zırhlısının

r*

.

L

öeruvenı

ni haberdar etmek için Sadrazam ile te­ mas edecekti. Hâdise ne idi ?.

Almanların Akdenizde iki kuvvetli harp gemisi vardı. Almanya Fransa ' ya harp ilân edince birisi 23 bin tonluk Gö- ben adındaki bir zırhlı Kruvazör, öteki Breslâv adında daha küçük hafif Kruva­ zör olan sür'atli ve yeni bu iki harp ge­ misi Amiral Suşon kumandasında Akde­ nizde şimali Afrika sahillerinde Fran - sızlara ait bâzı limanları bombarduman ederken İngiliz donanmasının takibine uğ radı. Gemiler kaçmaya başladılar.

İşte Rus Sefirinin maksadı bu gemi­ lerin Çanakkale boğazından içeri Mar - mara'ya gireceklerini ve bunun da Tür - kiye'nin tarafsızlığını bozacağım Sad — razama haber vermek ve buna müsaade edilmemesini sağlamak idi.

Sadrazam Sait Halim Paşa aslında hem harp taraflısı değil, hem de gizli bir muahede ile Türkiye'nin ordusunu •dahi bir Alman kumandanına teslim et - meye kadar Almanlara teslim olduğunun farkmda değildi. Sadrazam bu gemile - rin boğazdan içeri girmelerine müsaa­ de edilmeyeceğine dair Rusya'ya temi - nat verdi.

Kale boğaz kumandanı Weber adında bir Alman idi ve gemilerin Çanakkale'­ ye doğru gelmekte olduğunu, Türkiye '- de seferberlik ilânından beri Başkuman dan vekili olan Enver Paşaya bildiril - m iş, gene bir Alman olan Genelkurmay Başkan vekili gemilerin hemen içeri a - lınması mütalâasında bulunmuş, Enver Paşa bunu Sadrazama sormadan yapa - mayacağını bildirmişse de Alman ku - mandanı buna vakit bulunmadığı müta - lâasiyle gerekli emri Çanakkale boğaz kumandanına verm iş, gemiler de Çanak kale'den içeri girerek İngilizlerin takı - binden kurtulmuşlardı.

İşte Yavuz bu suretle Osmanlı dev - letinin müsaadesi olmadan içeri girmiş olan iki Alman harp gemisinden Göben adındaki zırhlı kruvazördür. 19 11 de in­ şa edilmiş üç yaşında yepyeni 28 mil sür'atli, ateş kuvveti büyükjpek kıymet­ li bir harp gemisi idi.

Yakın tarihimizde ve millf duygula­ rımızda Yavuz'un iki şahsiyeti vardır . B irisi Türk olmadan evvelki durumu.Ö- tekisi Almanlar harbi kaybedip de yara­ lı bereli, fakat kuvvetli ve güzel gemi kaldıktan ve tamir edildikten sonraki şahsiyeti ve hayatıdır. Doğrusunu söy­

ŞANLI YAVUZ

lemek lâzımgelirse birincisi bize bir âfet bir belâ olmuştur. Çünkü geminin

Çanakkaleden girmesi üzerine İtilâf dev letleri M illetlerarası kanunlara göre ta­ rafsız b ir limana sığınan bu iki harp ge­ misinin ya 24 saatte orayı terk etmele­ rini ya silâhları alınarak harp edemez hale getirilmelerini istem işlerdi.

Almanlar bu iki teklifi de şiddet­ le reddettikleri Alman sefiri bu kuvvet elinde bulundukça Türkiye'ye istediğini yaptıracağı kanaatinde olduğundan bu teklife karşı bizim devlet adamlarım a - deta azarlamıştı.

Nihayet Osmanlı devleti hiç lâf an - lamayan Alman sefirine haber verme - den Alman İmparatorum» başvurarak iki gemiyi 40 Milyon Mark ( 5 Milyon O s ­ manlI altım ) mukabilinde satın aldığı - m bildirdi. Göben'e Yavuz Sultan Selim, Breslâv'a da Midilli adım verip gemi - ye Osmanlı bayrağı çektirdi. BaştaAmi rai Suşon olduğu halde Alman bahriye subay ve erlerine de fes giydirdiler. A - ma bu gemiler hiçbir zaman Osmanlı bahriyesinin emrine girmedi . . .

İtilâf devletleri bunun bir muvazaa olduğunu biliyorlardı. Kabinede iki kişi Talât ve Enver Paşalardan başka kimse harp istemiyordu. Almanlar da bir dü - ziye Karadenize çıkmak istiyorlardı.Ni­ hayet Bahriye Nazırı Cemal Paşa da harbi kabul etti. Fakat gemilerin K ara­ denize çıkmasına müsaadi etmiyordu.. Enver Paşa Başkumandan vekili sıfatiy- le bu gemilerin manevra için bir günlü­ ğüne Karadenizde bir dolaşma yapma - larına izin verdi. İtilâf devletleri bunu protesto ederken, Padişah hükümetten habersiz yapılan bu hareketi durdurmak için Bahriye Nazırı Cemal Paşa hemen geri dönmesini Amiral Suşon'a telle bil— dirdiyde de Şuşon :

- Ben ancak umumf karargâhtan e - mir alırım diye cevap verdi.

Uzatmayalım. Bu sıralarda Osman­

l I devleti kapitülasyonlar denilen veya -

bancılara devletin hak hakimiyetini ze - deleyecek imtiyazlar vermiş olan mua­ hedeleri bozduğunu ilân edince en çok ve ciddi itiraz Alman sefirinden geldi.

Nihayet başta Yavuz ve Midilli ge

-m ileri olduğu halde Os-manlı donan-ması Alman Amirali Suşon kumandasındaKa- radenize çıktı.

29

Ekim

1914

de Kara - denizdeki Rus filosundan iki gemiyi, bir Fransız vapurunu batırdı. Odesa, Si - vastopol, K erç, Novorosisk limanlarını topa tutup geri döndü. Halk buna pek se ­ vindi. Ama ondan sonra da bütün İtilâf devletleri başta Rusya olmak üzere O s­ manlI devletine harp ilân etti.

Görüldüğü gibi, bizim Birinci Cihan harbine girmemize Almanların muvafa­ katiyle Marmara'ya girmiş olan bu iki gemi sebep oldu. Gerçeği söylemek lâ - zım gelirse Yavuz ve Midilli harp esna­ sında bizim cephemize, Çanakkale boğa zı müdafaasına çok hizmet ettiler. Ama bu gemilerin tekneleri bayrağını taşıdı­ ğı millete yâni Türkiye'ye, mürettebatı da kanını taşıdığı millete yâni Almanla­ ra hizmet ediyorlardı.

Harp bitti, Yavuz harp esnasında çok yara alm ıştı. Uzun müddet bekledikten sonra Cumhuriyet Hükümeti millf duy - gularımıza kadar girmiş olan Yavuz'u j tamir ettirmek için Fransız Saint Na- zaire tezgâhları ile anlaştı. Fransızlar bu gemiyi tamir için Gölcüğe bir yüzer j havuz getirdiler. Bu teşebbüs Türkiye Cumhuriyetinde ( Havuz - Yavuz ) is - miyle anılan bir siyasi skandala sebep, oldu. Zamanın Bahriye Nazırı ve bâzı siyasi kimseler yüksek mahkemeye ve­ rildiler ve o hâdise Türkiye'de Bahri - ye Bakanlığının kaldırılmasına âmil oldu. Tamirden sonra Yavuz gerçekten bi­ zim için bir deniz kahramanlığı sembo­ lü ve senelerce donanmamızın sancak ge misi oldu. Ama o günleri yaşamış olan ların bu gemiyi faal halde tutmak için sarfedilen paranın bizim bahriye bütçe­ sine pek ağır yük olduğunu söylerlerdi. Fakat masraflı bir sevgili gibi devlet ve millet ona bakar bakar, övünürdü.

Yavuz hiç şüphesiz tarihin en mace­ racı harp gemisidir. Yavuz en ziya­ de KaradenizdeRuslara karşı dövüşmüş olması yüzünden daha ziyade Karadeniz lilerin gözbebeği idi hep türküler orala­ rın nağm eleridir.. Ve halâ :

" Yavuzun direkleri, altındandır al­ tından. "nağm eleriduyulur..."

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

SAĞLAYACAĞI FAİZ İNDİRİMİ NE ANLAMA GELMEKTEDİR ? ... 41) RİSKLİ YAPILARDA KİRACI veya SINIRLI AYNİ HAK SAHİBİ OLANLARIN RİSKLİ YAPININ YENİDEN YAPIMI HALİNDE HUKUKİ

Kısa bir tarihçe, ardından Gayrimenkul Hukuku Mevzuatını, Gayrimenkulün ne olduğu ve nasıl devredildiğini, istisnalarını, kimlerin gayrimenkul edinebileceklerini,

Kısa bir tarihçe, ardından Gayrimenkul Hukuku Mevzuatını, Gayrimenkulün ne olduğu ve nasıl devredildiğini, istisnalarını, kimlerin gayrimenkul edinebileceklerini,

(BİRLEŞTİRME) İMKANI VAR MIDIR? ŞARTLARI NELERDİR? ...35 36) RİSKLİ ALANLARDA UYGULAMA NASIL YAPILACAKTIR? ...35 37) RİSKLİ YAPILARIN BULUNDUĞU PARSELDE RİSKSİZ

Hakkı Bilen tarafından yazılan Moda’nın Mülteci Alman Profesörleri başlıklı kitabın konusu, Nazilerden kaçarak ülkemize sığınan, büyük kısmını Yahudilerin

Yaşa bağlı olarak değiştiği gibi eğitim seviyesinin artması ile birlikte kişilerin bireyselleşmesi arttığından ve eğitim seviyesi yüksek olan kişinin ailesinin

Bir ABC üçgeninin AC kenarı üzerinde alınan bir K noktasından AB ve BC’ye çizilen paralel doğrular AB ve BC’yi sırasıyla L ve M noktalarında kesiyor?. [LM]

(Geniş bilgi için bk. Bunlar daha çok Bulgaristan’da yaşamakta ve Slav lisanı kullanmaktadırlar. Bunun için Bulgarlar, bunlara Müslüman Bulgar demektedirler. Ancak