• Sonuç bulunamadı

Vazgeçemediklerimizden biri:Hasan Ali Yücel

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vazgeçemediklerimizden biri:Hasan Ali Yücel"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

13

BU AŞAMADA

ŞÜKRAN KURDAKUL

Vazgeçemediklerimizden

Biri: Haşan Âli Yücel

Bu yıl, uluslararası düşün ve sâıîât dünyasında bizi gönendlren bir olaya tanık olduk.

UNESCO, 1997’yi "Haşan  li Yücel Yılı" olarak duyurdu dünyaya.

Bence, eski ile yeni, gelenekçilikle çağdaşlaşma çabaları arasındaki çatışkılarda yerini arayan bir ülkenin aydınları için uyarı niteliği de taşıyan bir se­ çim bu...

1897 doğumlu Yücel, bu çatışkının yaşamsal önem kazandığı “M ütareke” döneminde felsefe öğrenimi görerek, düşünen adam kimliği kazanmış­ tı.

Biliyorsunuz, hem “tebaa” ve “üm m et” olma zin­ cirinden, hem emperyalizmin ordularından kurtul­ mak vardı bu dönemin gündeminde.

Bir yandan, önceki yüzyıl yarı sömürge durumu­ na düşürülmüş imparatorluğun enkazı üstündeki saray ve saray varsa var olacak kurumlar.

Öte yanda, varlığının önemini algılayan aydın bi­ linci.

Sarayın elinde geleneğin, skolastiğin ve emper­ yalizmle işbirliğinin gücü.

Aydının elinde zincirlerin, kelepçelerin, zindan­ ların, silahların yok edemediği düşünme yetisi.

Dönemin okumuşları, özünde devrimsel sıçrama­ ları besleyen evrim yasalarının belirlediği seçme or­ tamında buldular kendilerini.

Ya kimlik kirlenmesi...

Ya özgür insan, özgür vatandaş...

Bu darboğazdan aydın namusunu kirletmeden geçenlerden biri oldu Yücel.

★★★

Önce şu gerçeğin altını çizmek istiyorum:

Dergâh, Yarın gibi ulusal Kurtuluş Savaşımızı

destekleyen dergilerdeki ilk yazılarından, şiirlerin­ den ölümüne değin kırk yıl boyunca düşünen, ara­ yan, araştıran ve öğrendiklerini öğretmeye çaba­ layan bir çağdaşımız var karşımızda.

Bakan olarak kültür ve eğitim dünyamıza yadsı­ namaz katkılarda bulunan Yücel dışında düşün adamı kimliği...

“ Yılın Adam ı” nın birincil özelliği budur.

İkincisi, çağdaş hümanizmanın temel İlkelerine bağlılık.

Cumhuriyetimizin daha ilk on yılında dergi yazı­ ları ve kitapları kanıtlar Yücel’in bu özelliklerini bi­ ze.

Bu yıllarda bile ulusal ve evrensel kavramları üze­ rinde kafa yorarken Doğu, Batı klasiklerinin öne­ mini vurgulayan bir aydındır o.

Kaç yıl sonra Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış (1932), Edebiyat Tarihimizden I (1957) yapıtlarına yeniden bakıyorum.

Yücel’e göre, bir edebiyatın ulusal olabilmesi, o edebiyatın içinden çıktığı toplum un varlığından kopmaması koşuluna bağlıdır. Çünkü ulusal ede­ biyat toplumun dününü, bugününü ve yarınını için­ de saklar. Ulusal kültüre ancak “üm m et” kültürü­ nü aşarak ulaşılır. Klasikler bu uğraşın yol açıcıla­ rıdır. Klasikler bilinmeden evrenselliğe ulaşılamaz. (Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış, sf. 149-150)

H om eros’tan Racine'e, M oliere’e, Mevlana'dan Şeyh Sadi’ye, G oethe’den Balzac’a, Tolstoy’a ka­ dar yüzlerce yapıtı kazanmamıza Yücel’in bu dü ­ şünceleri etken oldu kuşkusuz.

Hümanizma karşıtı çağdışı kafalarla, çıkar esna­ fı politikacıların harekete geçerek İşinin başından koparılması da kuşkusuz bu nedenledir.

1961 ’de yitirdiğimiz zaman "Yücel’ln Ardından" başlıklı yazım şu satırlarla bitiyordu:

“...Sahte aydınlarla mücadeleden sonra Cum­ huriyet gazetesinde ilk yazısına şöyle başlıyordu:

‘Gençler ben bu yazıyı yazarken ne kadar düşün­ müşsem sizden de o kadar düşünme bekliyorum.’

Düşünceye bu kadar inanan Haşan  li daima düşüncenin b ir yöntem işi olduğunu savunmuş, ku­ ramlarla memleket gerçekleri arasında ortak nok­ talar bulmadıkça uygulamadan kaçınmıştı.” (Yel­

ken, sayı: 50)

Bir satır da bugünden:

Vazgeçilmezliği, düşünen adam kimliğinden geliyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

(Lac Léman) m etrafını geceleri nura gark eden yine bu beyaz kömür dür. Honoré diyor ki « bir kaç manetle mü­ zeyyen bir mermer levhanın arkasına 10,000 ve

Araflt›rmac›lar, daha önce bir morötesi (dalgaboylar›nda parlayan) halka ve optik (görünür) ›fl›kta parlayan s›cak noktalarla ayn› yerde bir X-›fl›n›

Neyzen çok içki içerdi, ben ağzıma koymam; Neyzen sigarayı yutardı, ben tadını bilmiyorum, ama ikimizin bir müştereği var: İkimiz de dilimizi tutamıyoruz. O

Şardan bu yıl aşı yaptırması gereken kişiler aşı yaptırmış olsaydı bu kadar yaygın ve ağır grip vakalarının olmayacağını, çünkü bu yıl gribe neden olan

Elektronun elektrik yükünün karesinin, ›fl›k h›z›yla Planck sabitinin çarp›m›na bölünmesiyle elde edilen ince yap› sabiti, son bir kurama göre ancak ›fl›k

Fakat o tarihlerde de kayık bütün bu vasıtalar İçinde halk tara­ fından kâh ucuzluğu, kâh her an j emre hazır oluşu bakımından ve yük­ s e k sınıf

lej’de ve Almanya’nuı Magdeburg şehrinde yüksek tahsilini ise An­ kara Hukuk Fakültesinde yap­ mıştır. 17 Nisan 1927 de Dışişleri Bakanlığına intisap

Çiçekleri neredeyse tamamen kapalı sikonyum’lar içerisinde hap- sedilen dişi incir ağaçlarının tozlaşmasına ilek arıcığı (Blastophaga psenes) denilen ve