• Sonuç bulunamadı

Komik adam ciddi konuştu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Komik adam ciddi konuştu"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S

inemaya adım attığı gün­ den bu yana, politikasını hiç mi hiç değiştirm edi Kemal Sunal... O, ünlüler dün­ y a sın d a “Y üz e s k itm e m e ”yi kendine strateji olarak seçen ve ilk uygulayanlardan.

KEM AL SUNAL, hala aynı p o litik a y ı u y g u lu y o r. Onu, TVlerin ünlü talk showlannda, yarışmalarında ya da tartışma programlarında görmeniz ola­ naksız. A yak üstü kendisine uzatılan mikrofonlara, ya da so­ rulan sorulara yanıt vermek, alışkanlıkları arasında pek yok. Gazetecilerle röportajlarında da çok seçici. Röportaj tekliflerine çok ender “evet” diyor. Ünlü oyuncu, izlediği bu politikanın nedenini şöyle özetliyor:

“Halk, zaten beni televizyon­ larda yeterince görüyor. Her ge­ len teklifi kabul ederek ekrana çıkıp, halkı bıktırmanın da ge­ reği yok diye düşünüyorum . Ben, filmlerimle, sanatımla va­ rını. Vermek istediğim mesajla­ rı da filmlerimle veriyorum za­ ten.”

Filmleri, gişe rekorları kıran, çeviren sanatçının aldığı ciddi TV’de ise tekrar tekrar yayın- ödül sayısı üç. Antalya ve Anka- lanmasına rağmen büyük ilgiyi ra Film Festivallerinden birer, gören Kemal Sunal, ödül konu- bir ödül de Sinem a Sevenler sunda ise biraz fukara. 80 film Derneği’nden alan Kemal

Su-Bugüne kadar 80 film çeviren ünlü sanatçı kılıktan kılığa giriyor.

' s P ? tm KJ

: \

nal, “Az ama ne yapayım” diyor ve ekliyor:

“Ben halk sanatçısıyım. Halk beğeniyor, jü ri beğenm iyorsa benim kabahatim değil. Jüri halk olsun, o zaman yarışalım.”

2 yıldır sinema filmi yapma­ yan Kemal Sunal, "Mübaşir" ve“ Şaban A sk erde”den sonra yeni bir dizi daha çeviriyor. Ama dizi işine pek ısınamadı. Bunu da açık açık söylüyor:

"BEN TV İŞİNİ pek sevme­ dim. Yapıma ters geliyor. Me­ muriyet gibi. Gidiyorsun, üç ay aynı rolü oynuyorsun. Sıkılıyo­ rum ben. Film, 15-20 gün bile­ medin bir ayda bitiyor. Her film yeni bir rol. Hazırlanıyorsun, oynuyorsun. Tam sıkılırken bi­ tiyor. Ardından yeni bir film, yeni bir rol. Sinemanın bu taze­ liği var. 13 bölümlük bir dizi üç ay sürüyor. Öyle bir alışkanlı­ ğım yok. Memuriyetten gelsek olur. D izi işi benim ya ra tıcı özelliğimi öldürüyor. Halk da film istiyor benden. Dizi ile fil­ mi çok iyi ayırıyor halk. TV’ler de film istiyor benden. Yeni

(2)

Ruh v e S in ir H a s ta lık la rı U zm an ı Dr. F a ru k B a yü lke m :

“Sunal, usta bir kuyumcu gibi...”

MİLLİYET’te 28 Nisan tarihli

Kemal Sunal röportajında sa­ natçı kendisini sosyologların İn­ celemesi gerektiğini söylüyor ve “Kemal Sunal’ı inceleyin” diyor­ du. Ünlü oyuncuya yanıt, Ruh h ekim i Dr. F aruk B ayü l- kem’den geldi.

Bakırköy Ruh ve Sinir Hata- lıkları Hastanesi eski Başheki­ mi, Ruh ve Sinir Hastalıkları Uz­ manı Dr. F aruk B ayülkem , Kemal Sunal’ ı sosyologların değil, psikologların, 'Ruh yapı­ sında ne var? Dünyaya komed­ yen olarak mı geldi? Konserva­ tu a rı değil, alaylı. Halk nesini seviyor? Filminin konusunu mu, yoksa suratını, mimiklerini mi’ diye incelemesi gerektiğini söy­ ledi.

Kemal Sunarın çok beğendi­ ği ve takdir ettiği bir sanatçı ol­

duğunu vurgulayan Dr. Bayül­ kem, onun filmlerinin hep aynı ilgiyi görmesi ve güldürmesini ise şöyle yorumluyor:

“Ele alınan konular, eskime­ yen konular. Filmlerinin senar­ yolarını yazanlar Türk halkının neye güleceğini çok iyi biliyor. Filmleri eskimiyor. Çünkü Türk halkının zevkleri değişm iyor.

Halkın beğendiği konuları da Kemal Sunal, bir halk sanatçısı olarak, tıpkı usta b ir kuyumcu gibi çok iyi işliyor, iyi bir aşçı gi­ bi çok iyi kotarıyor.”

“Kemal Sunal, takdir edilme­ si gereken bir sanatkar. Ama tek başına birşey değil. Filmleri­ nin konuları da, yazanlar da, çekenler de önemli. O doğal hareketleri ile rolünü oynuyor. Y em ek ye rke n old uğ u gibi, uyurken olduğu gibi doğal. Halk onun için beğeniyor Kemal Su- nal’ı. Eskimemiş, eskimeyecek de. Kendi de bunun farkında. Çünkü, filmini seyrederken be­ ğendiğini söylüyor. Ama kendini değil, eserini beğeniyor. Kemal Sunarın bir başka özelliği de, tutum ve davranışlarıyla kusur İşlememesi. Bu yanıyla da in­ sanlardan takdir topluyor.” zinin 3 bölümünü çektik. 13 bö­

lüm tamamlanınca dizi işi ta­ mam. A rtık dizi için kam era karşısına geçmem.”

Kemal Sunal’ın bazı meslek­ taşları gibi, oyunculuk dışında senaryo yazmak, yönetmenlik yapmak gibi bir niyeti yok.. O oyuncu olarak kalmaya kararlı. “Yazmayı sevmiyorum. Düşün­ cemle yardımcı oluyorum film­ lerim e” diyen K em al Sunal, “ Şaban A sk erd e” d izisin dek i “askerlik” ile, yeni dizisindeki “dedektiflik” konusunun ken­ dinden çıkan ama senaristler tarafından geliştirilerek yazılan projeler olduğunu söylüyor. Ke­ m al Sunal, yön etm en liği de düşünmüyor. Nedenini ise şöyle anlatıyor:

"TÜRKİYE’ DE yönetmenlik h a m a llık tır. Onu yapm am . Çünkü her işi kovalayan, her i- şin peşinden koşan adamın adı­ dır yönetmen. Bu yanlıştır. Ma­ alesef bizde, bir şişenin, önceki sahnede nerede durduğuyla bile yönetmen ilgilenmek zorunda. Herşeyi aklında tutan, bütün gün ayakta duran, adamın adı yönetmen Türkiye’de. Bu insan gücünü aşıyor. Ben yönetmen­ lik yaparım. Nasıl yaparım? Ge­ lirim, herşey hazırdır. Oyuncu­ ların oyununa bakarım. ‘Motor’ ve ‘stop’ derim. Olması gereken de bu zaten. Ama bizde maale­ sef işler böyle yürümüyor.”

Türk Sineması’nın “en pahalı oyuncusu” olan Kemal Sunal, kendi kulvarında rakipsiz. Ün­ lü oyuncuya göre, tabandan ye­ ni bir Kemal Sunal gelmeme­ sinin nedenleri çok açık. Kemal Sunal, bynlan şöyle sıralıyor:

"BELLİ BİR ÇİLE işidir bu. Ben kenar mahalleden gelen bir insanım. Fakir bir ailenin çocu­ ğu yu m . C ebim d en 25 kuruş düştüğü zaman eve gidemiyor­ dum. Çeyrek ekmeğin arasına peynir koyarak doyurdum kar­ nımı yıllarca. Şimdiki gençler geliyor, ‘kaç para alacağım’ diye soruyor. Biz yıllarca para işi ko­ n u şm ad ık sin em ada. A rzu

Filmden haftalık 2 bin 500 lira alıyordum başrol oynarken. Ye­ ni gençlik, bu çilelere katlan­ mak istem iyor. Hemen köşeyi dönmek istiyor. Gençlere, köşe­ yi dönmek öğretildi. Herkes kö­ şeyi dönmeye kalkarsa, bir kö­ şede kafa kafaya gelirler. Döne­ mezler. Dönemiyorlar da zaten. Çile çekme öğretilmedi. Çilesiz bir yere gelinmez.”

Kemal Sunal, sinemada za­ man zam an k e n d isin i ta k lit edenlerin olduğunu kabul edi­ yor. İsim vermeden "Yanlış yap­ tılar onlar. Taklitle bir yere va­ rılm az. Kem al S u n al'ı taklit ederek Kemal Sunal olunmaz. Taklit aslını yaşatır" diyor.

SO KAKTA KARŞILAŞTIĞI

insanlardan, "Sizden eski film­ leriniz gibi filmler istiyoruz” di­ ye istekler aldığını vurgulayan Kemal Sunal, yapacağı ilk film­ le, bu beklentilere yanıt verece­

ğini söylüyor. Taksim'deki Çiçek Bar, Kemal Sunarın ikinci adresi.

15 MAYIS 1994 - FİESTA SAYFA 19

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ile gıda güvenliği, kalite yönetimi, ekonomik üretim, çevresel ve sosyal sürdürebilirlik konularının genel prensipleri ile entegre edilmesidir. İYİ

Gelişimin belli alanlarda desteklenebilmesi için kritik dönemler bulunmaktadır (örneğin, dil gelişimi için yaşamın ilk üç yılı gibi)... 6) Gelişim giderek daha karmaşık

göğsünde ilk olarak, gülden kalma madem ki yaşamak bu duydun Süleyman’ı, kuş dilini bilen kim varsa onları duydun sesleri çağırırken güzel taşı atarken güzel.

Saat dokuzu beş geçiyor.. Saat on bire

Bu nokta- dan sonra kâğıdın üstündeki sayı kadar gidene kadar içinden say.. Bu sefer en son açtığım kâğıdın üstündeki

Günlük yaşamımızda beynimiz bir kez ha- fızanın oluşumu için uyarıldığında, beyin hücre- leri içi ve dışı tüm iletişim yollarını birbirine bağ-..

ADRAZAM Ahmed Esad P aşa’nın oğlu, ünlü sanat tarihçisi Celal Esad Arseven (1875 -1971 )’ in anıları, bir kuşağın renkli, hareketli, yaşamından ilginç

O zaman lise öğrencisi olan küçük oğluma, fırsat buldukça gel yanıma, matematik fizik çalışalım dedi. İşte öyle birkaç yıl Hocamla havadan