• Sonuç bulunamadı

Denizli ili’ndeki bazı lokalitelerde yayılış gösteren dikenli keler, stellagama stellio (lınnaeus, 1758) (squamata: agamıdae)’nun helmint faunası üzerine bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Denizli ili’ndeki bazı lokalitelerde yayılış gösteren dikenli keler, stellagama stellio (lınnaeus, 1758) (squamata: agamıdae)’nun helmint faunası üzerine bir araştırma"

Copied!
142
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

DENİZLİ İLİ’NDEKİ BAZI LOKALİTELERDE YAYILIŞ GÖSTEREN DİKENLİ KELER, Stellagama stellio (LINNAEUS, 1758) (SQUAMATA: AGAMIDAE)’NUN HELMİNT FAUNASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HESNA YAKA

(2)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

DENİZLİ İLİ’NDEKİ BAZI LOKALİTELERDE YAYILIŞ GÖSTEREN DİKENLİ KELER, Stellagama stellio (LINNAEUS, 1758) (SQUAMATA: AGAMIDAE)’NUN HELMİNT FAUNASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HESNA YAKA

(3)

KABUL VE ONAY SAYFASI

Pamukkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu‟nun ………. tarih ve ………. sayılı kararıyla onaylanmıĢtır..

(4)

Bu tez çalışması Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından 2012FBE048 nolu proje ile desteklenmiştir.

(5)

Bu tezin tasarımı, hazırlanması, yürütülmesi, araştırmalarının yapılması ve bulgularının analizlerinde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini; bu çalışmanın doğrudan birincil ürünü olmayan bulguların, verilerin ve materyallerin bilimsel etiğe uygun olarak kaynak gösterildiğini ve alıntı yapılan çalışmalara atfedildiğine beyan ederim.

(6)

i

ÖZET

DENİZLİ İLİ’NDEKİ BAZI LOKALİTELERDE YAYILIŞ GÖSTEREN DİKENLİ KELER, Stellagama stellio (LINNAEUS, 1758) (SQUAMATA: AGAMİDAE)’NUN HELMİNT FAUNASI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LİSANS TEZİ HESNA YAKA

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOLOJİ ANABİLİM DALI

(TEZ DANIŞMANI: DOÇ. DR. SERDAR DÜŞEN) DENİZLİ, 2014

Bu çalıĢma, Denizli yöresi‟nde yayılıĢ gösteren Stellagama stellio

(Dikenli Keler) türünün helmint faunasının belirlenmesi amacıyla Mayıs 2012-Eylül 2013 tarihleri arasında gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma süresince

toplam 103 adet (54 ♂♂, 49 ♀♀) keler örneği incelenmiĢ, 95 (% 92.23) adet

S. stellio örneğinin bir ya da daha fazla helmint türüyle infekte olduğu saptanmıĢ,

4291 adet helmint bireyi gözlenmiĢ ve toplam 7 helmint taksonu tespit edilmiĢtir. Bu araĢtırmada gözlenen helmint türlerinin ince yapılarının Taramalı Elektron

Mikroskobunda (SEM) görüntülemeleri de yapılmıĢ olup, bu uygulama Türkiye‟de sürüngen helmintolojisi alanında yapılmıĢ ilk orijinal çalıĢma niteliğindedir.

AraĢtırma sonucunda gözlenen helmintlerin 4‟ünün (Parapharyngodon tyche,

Parapharyngodon echinatus, Abbreviata abbreviata (kist ve ergin form)

ve Foleyella candezei) Nematoda‟ya, 2‟sinin (Oochoristica tuberculata ve Mesocestoides sp. (kistik ve serbest larval form)) Cestoda‟ya ve 1‟inin (Centrorhynchus sp. (kistik form)) ise Acanthocephala grubuna ait olduğu

saptanmıĢtır.

Türkiye sürüngenlerinin helmint faunasının ortaya çıkarılmasına katkı sağlamayı amaçlayan bu çalıĢmada, gözlenen helmintlerden Parapharyngodon

echinatus, Abbreviata abbreviata (kist ve ergin form), Mesocestoides sp.

(kistik ve serbest larval form) ve Centrorhynchus sp. (kistik form) taksonları için

S. stellio, yeni konak kaydıdır. Oochoristica tuberculata türü için S. stellio

Türkiye‟den yeni konak kaydıdır. Ayrıca bu çalıĢmada gözlenen helmintlerden

Parapharyngodon echinatus türü de Türkiye için yeni kayıttır.

ANAHTAR KELİMELER: Agamidae, Denizli, Helmint fauna, Stellagama stellio, SEM, Sürüngen, Türkiye

(7)

ii

ABSTRACT

A RESEARCH ON THE HELMINTH FAUNA OF STARRED LIZARD (AGAMA), Stellagama stellio (LINNAEUS, 1758) (SQUAMATA: AGAMIDAE),

DISTRIBUTED IN SOME LOCALITIES FROM DENİZLİ PROVINCE MSC THESIS

HESNA YAKA

PAMUKKALE UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCE BIOLOGY

(SUPERVISOR:ASSOC. PROF. DR. SERDAR DÜŞEN) DENİZLİ, 2014

In this research, aimed to determine of the helminth fauna of starred lizard,

Stellagama stellio which distributed in Denizli region. S. stellio were collected

between May 2012 and September 2013, and examined for helminths. Of 103 (54 ♂♂, 49 ♀♀) lizards samples, 95 (% 92.23) were infected with 1 or more

helminths, the of 4291 helminths were observed, and 7 helminth taxa were identified. In this study, the helminth samples ultrastructures were also observed in Scanning Electron Microscobe (SEM) and this application is the first study in the reptile helminths in Turkey.

The helminth fauna of S. stellio is comprised: 4 Nematoda (Parapharyngodon

tyche, Parapharyngodon echinatus, Abbreviata abbreviata (cyst and adult form),

and Foleyella candezei), 2 Cestoda (Oochoristica tuberculata ve Mesocestoides sp.

(both cyst and free larval form)), and 1 Acanthocephala (Centrorhynchus sp. (cyst form)).

Parapharyngodon echinatus, Abbreviata abbreviata (cyst and adult form),

Mesocestoides sp. (both cyst and free larval form) and Centrorhynchus sp.

(cyst form) are first time recorded from starred lizard, S. stellio and; S. stellio

represents a new host record for these 4 helminth taxa. In additionaly,

S. stellio represents a new host record for Oochoristica tuberculata, and also, Parapharyngodon echinatus is the first time recorded from Turkey.

KEYWORDS: Agamidae, Denizli, Helminth fauna, Stellagama stellio, SEM, Reptile, Turkey

(8)

iii

İÇİNDEKİLER

Sayfa ÖZET ... i ABSTRACT ... ii İÇİNDEKİLER ... iii ŞEKİL LİSTESİ ... v

TABLO LİSTESİ ... viii

SEMBOL LİSTESİ ... ix

KISALTMA LİSTESİ ... x

ÖNSÖZ ... xi

1. GİRİŞ ... 1

1.1 Agamidae (Kaya Kelerigiller) Familyası ... 10

1.2 Stellagama stellio (Dikenli Keler) Türüne Ait Genel Bilgiler ... 11

1.2.1 Stellagama stellio (Dikenli Keler)‟nun Sistematik Yeri ... 13

1.2.2 Stellagama stellio (Dikenli Keler)‟nun Tanımlayıcı Özellikleri ... 14

1.3 Stellagama stellio (Dikenli Keler) Türüne Ait YapılmıĢ Olan Bilimsel ÇalıĢmalar ... 19

1.4 AraĢtırma Alanının Tanıtılması ... 20

1.5 AraĢtırma Alanı ve Yakın Çevresinde Hayvanlar Üzerine Yapılan Helmintolojik ÇalıĢmalar ... 21

2. MATERYAL VE METOT ... 24

2.1 Arazi ÇalıĢmaları ... 34

2.2 Laboratuvar ÇalıĢmaları ... 34

2.2.1 Helmint Örneklerinin Aranması ve Saklanması ... 34

2.2.2 Helmint Örneklerinin Boyanması ve Preparasyonu ... 37

2.2.3 Helmint Örneklerinin TeĢhisi ... 38

2.3 Helmint Örneklerinin Taramalı Elektron Mikroskobu Çekimleri ... 39

2.3.1 Kimyasal Takip AĢaması ... 39

2.3.1.1 Fiksasyon ... 39

2.3.1.2 Yıkama ... 40

2.3.1.3 Osmium Tetroxide (OsO4) Fiksatifi ile Fiksasyon ... 41

2.3.1.4 Yıkama ... 41

2.3.1.5 Dehidratasyon ĠĢlemi ... 42

2.3.1.6 Aseton Serilerinden Geçirme ... 42

2.3.2 Kurutma-Kaplama ve Çekim AĢaması ... 42

2.4 Helmint Örneklerinin Ġstatistiki Verilerinin Hesaplanması ... 46

3. BULGULAR ... 47

3.1 Tayin Anahtarı ... 55

3.2 Phylum: PLATYHELMINTHES ... 57

3.2.1 Cestoda ... 57

3.2.1.1 Mesocestoides sp. (Kistik form) ... 57

3.2.1.2 Mesocestoides sp. (Serbest larval form)... 60

3.2.1.2.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 60

3.2.1.3 Oochoristica tuberculata (Rudolphi, 1819) Lühe, 1898 ... 62

3.2.1.3.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 62

(9)

iv

3.3.1 Secernentea ... 68

3.3.1.1 Parapharyngodon tyche (Sulahian ve Schacher, 1968) ... 68

3.3.1.1.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 69

3.3.1.2 Parapharyngodon echinatus (Rudolphi, 1819) ... 73

3.3.1.2.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 73

3.3.1.3 Abbreviata abbreviata (Rudolphi, 1819) Travassos, 1920 ... 79

3.3.1.3.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 79

3.3.1.4 Foleyella candezei (Fraipont, 1882) Seurat, 1917 ... 87

3.3.1.4.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 87

3.4 Phylum: ACANTHOCEPHALA ... 90

3.4.1 Palaeacanthocephala ... 90

3.4.1.1 Centrorhynchus sp. (Luehe, 1933) (Kistik form)... 90

3.4.1.1.1 Morfolojik ve Anatomik Özellikler ... 90

4. TARTIŞMA VE SONUÇ ... 93

5. KAYNAKLAR ... 101

(10)

v

ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa Şekil 1.1: Fauna elemanlarının Anadolu‟daki yayılıĢını önleyen bariyerler

(Demirsoy 1977; Demirsoy 1999‟dan değiĢtirilerek) ... 1

Şekil 1.2: Anadolu‟nun zoocoğrafik haritası ve eremial elemanların yayılıĢı (Demirsoy 1977; Demirsoy 1999) ... 12

Şekil 1.3: S. stellio‟nun habitatındaki genel görünümü ... 16

Şekil 1.4: S. stellio‟nun yakın görünümü... 16

Şekil 1.5: S. stellio‟nun kaya üzerinde tipik güneĢlenme davranıĢı ... 17

Şekil 1.6: S. stellio‟nun potansiyel saklanma alanlarına yakın olarak bulunma ve kaçma davranıĢı ... 17

Şekil 1.7: S. stellio‟nun yayılıĢ gösterdiği coğrafik alanların dağılımı... 18

Şekil 1.8: Denizli ili genel uydu görünümü ... 20

Şekil 2.1: S. stellio örneklerinin toplandığı lokaliteler ... 26

Şekil 2.2: Tabae Antik Kenti (Kale) kayalık ve taĢlık alanlar ... 27

Şekil 2.3: Tabae Antik Kenti (Kale) kazı alanı... 27

Şekil 2.4: Hierapolis Antik Kenti (Pamukkale) eski mezarlık alanı ... 28

Şekil 2.5: Hierapolis Antik Kenti (Pamukkale) kazı alanı ... 28

Şekil 2.6: Laodikya Antik Kenti (Goncalı) kazı alanı ... 29

Şekil 2.7: Sapaca köyü (Honaz) eski köy okulu duvarı ... 29

Şekil 2.8: Kaklık Beldesi (Honaz) eski mezarlık mevki genel görünüm ... 30

Şekil 2.9: Kaklık Beldesi (Honaz) eski mezarlık alanı ... 30

Şekil 2.10: Cumalı köyü (Bozkurt) kum tepeleri... 31

Şekil 2.11: Hasköy (Sarayköy) bahçe duvarı ... 31

Şekil 2.12: Tekke Köyü (Sarayköy) eski mezarlık duvarı ... 32

Şekil 2.13: Hasköy (Sarayköy) eski mezarlık... 32

Şekil 2.14: Ġnaltı ve ÇavuĢoğlu termal (Sarayköy) taĢlık alanlar ... 33

Şekil 2.15: Umut termal ve çevresi (Sarayköy) kayalık alanlar ... 33

Şekil 2.16: Diseksiyon iĢlemi yapılan her bir S. stellio örneği için hazırlanmıĢ olan kayıt formu... 36

Şekil 2.17: Helmint örneklerinin boyanma aĢaması ... 37

Şekil 2.18: Helmint örneklerinin preparat haline getirilmesi ve etiklenmesi ... 38

Şekil 2.19: Helmint örneklerinin % 4‟lük Glutaraldehit ile fiksasyonu ... 39

Şekil 2.20: Helmint örneklerinin RT rotatorda bekletilme aĢaması ... 40

Şekil 2.21: Helmint örneklerinin OsO4 fiksatifi ile fikse edilmiĢ hali ... 41

Şekil 2.22: Helmint örneklerinin dehidratasyon aĢaması ... 42

Şekil 2.23: Metal numune tablaları (stub) üzerine karbon bant yapıĢtırılması ... 43

Şekil 2.24: Polaron SC7620 kaplama cihazının görünümü ... 43

Şekil 2.25: Helmint örneklerinin içine yerleĢtirildiği kaplama haznesi ... 44

Şekil 2.26: Yüksek vakum altında plazma oluĢturulması ve helmint örneklerinin altın-paladyum ile kaplama iĢlemi ... 44

Şekil 2.27: Elektron mikroskobuna örneklerin yerleĢtirilmesi ... 45

Şekil 2.28: Çekim yapılan elektron mikroskobunun görüntüsü ... 45

Şekil 3.1: S. stellio örneklerinde bulunan helmint taksonlarına ait parazit sayılarının toplam helmint sayısına oranı (%) ... 52

(11)

vi

Şekil 3.2: Mesocestoides sp. ıĢık mikroskobunda genel görünüm

(kist açıldıktan sonraki genel larval form) ... 58

Şekil 3.3: Mesocestoides sp. SEM‟de genel görünüm (kist açıldıktan sonraki genel larval form) ... 58

Şekil 3.4: Mesocestoides sp. SEM‟de genel görünüm (kist açıldıktan sonraki tetrahidrit larva genel görünümü) ... 59

Şekil 3.5: Mesocestoides sp. SEM‟de skoleks detayının görünümü (kist açıldıktan sonraki tetrahidrit larvanın skoleks görünümü)... 59

Şekil 3.6: Mesocestoides sp. (serbest larval form)‟ye ait Cysticercoid larvanın ıĢık mikroskobunda genel görünümü ... 61

Şekil 3.7: Mesocestoides sp. (serbest larval form)‟ye ait Cysticercoid larvada anterior çöküntünün ıĢık mikroskobunda genel görünümü ... 61

Şekil 3.8: Oochoristica tuberculata ıĢık mikroskobunda genel görünümü ... 64

Şekil 3.9: Oochoristica tuberculata SEM‟de skoleks genel görünümü ... 65

Şekil 3.10: Oochoristica tuberculata SEM‟de proglottidlerin genel görünümü ... 65

Şekil 3.11: Oochoristica tuberculata SEM‟de skoleks yakın görünümü ... 66

Şekil 3.12: Oochoristica tuberculata SEM‟de proglottid yakın görünümü ... 66

Şekil 3.13: Oochoristica tuberculata SEM‟de tegüment detay görünümü ... 67

Şekil 3.14: Parapharyngodon tyche ıĢık mikroskobunda genel görünüm ... 70

Şekil 3.15: Parapharyngodon tyche ıĢık mikroskobunda genel görünüm ... 71

Şekil 3.16: Parapharyngodon tyche SEM‟de erkek bireyin genel görünümü ... 72

Şekil 3.17: Parapharyngodon tyche SEM‟de erkek bireyin posterior kısmının detay görünümü ... 72

Şekil 3.18: Parapharyngodon echinatus ıĢık mikroskobunda genel görünümü ... 74

ġekil 3.19: Parapharyngodon echinatus ıĢık mikroskobunda genel görünüm ... 76

Şekil 3.20: Parapharyngodon echinatus SEM‟de juvenil bireyin genel görünümü ... 77

Şekil 3.21: Parapharyngodon echinatus SEM‟de juvenil bireyin posterioruna ait genel görünüm ... 77

Şekil 3.22: Parapharyngodon echinatus SEM‟de juvenil bireyin tegüment detayı ... 78

Şekil 3.23: Abbreviata abbreviata (ergin form) diĢi birey anterior kısmının ıĢık mikroskobunda görünümü ... 80

Şekil 3.24: Abbreviata abbreviata (ergin form) diĢi birey posterior kısmının ıĢık mikroskobunda görünümü ... 80

Şekil 3.25: Abbreviata abbreviata (ergin form) erkek birey posterior kısmının ıĢık mikroskobunda görünümü ... 81

Şekil 3.26: Abbreviata abbreviata (ergin form) erkek birey posterior detayının ıĢık mikroskobunda görünümü ... 81

Şekil 3.27: Abbreviata abbreviata (kist form) ıĢık mikroskobunda kist detayı ... 82

Şekil 3.28: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de diĢ yapısının genel görünümü ... 82

Şekil 3.29: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de anterior genel görünüm ... 83

(12)

vii

Şekil 3.30: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de ağız açıklığı ve

sefalik papillaların genel görünümü ... 83

Şekil 3.31: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de erkek birey posteriorunun yandan görünümü ... 84

Şekil 3.32: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de erkek bireyin posteriorunun vezikül yapısı ... 84

Şekil 3.33: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de erkek bireyin posterior detayı ... 85

Şekil 3.34: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de erkek birey (detaylı vezikül ve papilla yapısı) ... 85

Şekil 3.35: Abbreviata abbreviata (ergin form) SEM‟de tegüment detay görünümü ... 86

Şekil 3.36: Foleyella candezei diĢi bireyin ıĢık mikroskobunda görünümü ... 88

Şekil 3.37: Foleyella candezei SEM‟de diĢi bireyin posterior görünümü ... 89

Şekil 3.38: Foleyella candezei SEM‟de tegüment detay görünümü ... 89

Şekil 3.39: Centrorhynchus sp. (Kist form) kist açıldıktan sonraki Acanthella larvasının ıĢık mikroskobunda genel görünümü ... 92

(13)

viii

TABLO LİSTESİ

Sayfa

Tablo 2.1: S. stellio örneklerinin toplandığı lokalitelerin koordinatları ve yükseltileri ... 25

Tablo 3.1: Ġncelenen S. stellio örneklerinin cinsiyet dağılımları ve vücut ölçümleri [Ort. (Min-Max)] ... 47

Tablo 3.2: S. stellio örneklerinde tespit edilen helmintler ve bulundukları organlara göre birey sayılarının dağılımı ... 48 Tablo 3.3: S. stellio örneklerinde tespit edilen helmintler ve

bulunma oranları ... 51 Tablo 3.4: AraĢtırma alanında gözlenen helmint taksonlarının ana

lokalitelere göre dağılımı (%) ... 53 Tablo 4.1: Bu çalıĢma ve diğer araĢtırmalara göre S. stellio‟da bulunan

(14)

ix

SEMBOL LİSTESİ

% : Yüzde ⁰C : Santigrat Derece ♀♀ : DiĢi Birey ♂♂ : Erkek Birey (°) : Derece (’) : Dakika (’’) : Saniye µm : Mikrometre

(15)

x

KISALTMA LİSTESİ

: Anterior Çöküntü BP : BoĢaltım Poru cm : Santimetre D : Doğu dk : Dakika diğ. : Diğerleri Dş : DiĢ Yapısı DY : Diken Yapısı GH : Gebe Halka GP : Genital Por Gp : Genital Papilla

GPS : Global Positioning System (Küresel Konum Belirleme Sistemi) IUCN : International Union for Conservation of Nature and Natural Resources (Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği)

K : Kuzey

: Kuyruk Ġğnesi LA : Lateral Alae

LC : Least Concern (Asgari EndiĢe)

m : Metre M : Molar Max : Maksimum Min : Minimum ml : Mililitre mm : Milimetre Ort. : Ortalama P : Proglottid S : Skoleks

SEM : Scanning Electron Microscope (Taramalı Elektron Mikroskobu) SFT : Sörensen Fosfat Tamponu

sn : Saniye

SP : Sefalik Papilla

TEMGA : Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Elektron Mikroskop Görüntü Analiz Ünitesi

T. C. : Türkiye Cumhuriyeti ÜO : Üreme Organları

V : Vantuz

v.b. : Ve benzeri VY : Vezikül Yapısı

(16)

xi

ÖNSÖZ

Ülkemizde insan ve ekonomik değeri bulunan hayvan türlerinin helmint parazitlerinin tespiti üzerine çeĢitli çalıĢmalar yapılmasına rağmen, ekosistem içindeki önemi tartıĢılmaz olan, ancak ekonomik değeri olmayan yabani hayvan türlerinin helmint parazit faunası üzerine yapılan araĢtırmalar halen yeterli düzeyde değildir. Ülkemiz zengin bir yaban hayatına sahiptir ve yaban hayvanlarının helmint faunasının çıkartılması, konak-parazit iliĢkilerinin anlaĢılması açısından son derece

önemlidir. Yapılan bu tez çalıĢması kapsamında, Stellagama stellio (Dikenli Keler)‟nun helmint faunası detaylı olarak çıkartılmaya çalıĢılarak,

Türkiye‟nin halen bilinmeyen yaban hayvan helmint faunasına katkı sağlamak amaçlanmıĢtır. Ayrıca, çalıĢma kapsamında ilk kez bir sürüngen grubuna ait helmint örneklerinin Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) görüntülemelerinin yapılması ile de önem arzetmektedir.

Sözkonusu tez çalıĢmasını finansal olarak destekleyerek araĢtırma altyapısını sağlayan Pamukkale Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinasyon Birimi (PAUBAP)‟ne, SEM çekimlerinin yapıldığı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Elektron Mikroskop Görüntü Analiz Ünitesi (TEMGA)‟ne ve Etik kurul izninin alındığı Pamukkale Üniversitesi Hayvan Deneyleri Etik Kurulu (HADEK)‟na teĢekkürlerimi sunarım.

Tez konumun belirlenmesinde yol gösteren, lisansüstü eğitimim süresince gerek görüĢleri gerekse araĢtırmalarıyla laboratuvar ortamında birebir tecrübelerini paylaĢan, öğrenci merkezci eğitim anlayıĢı ile bizlerin yetiĢmesini destekleyen, çalıĢmalarım esnasında yakın ilgi ve değerli katkıları ile bu çalıĢmanın

gerçekleĢmesini sağlayan, ailem kadar yakın gördüğüm değerli tez danıĢmanım Doç. Dr. Serdar DÜġEN‟e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

Ayrıca, tez çalıĢmama katkı sağlayan sayın Prof. Dr. Vural KÜÇÜKATAY‟a (Pamukkale Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı), Laodikya ve Hierapolis Antik Kentlerine gerçekleĢtirdiğim arazi çalıĢmalarında yardımlarını esirgemeyen Laodikya Antik Kenti Kazı BaĢkanı sayın Prof. Dr. Celal ġĠMġEK‟e (Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü), Tabae Antik

Kentine gerçekleĢtirdiğim arazi çalıĢmalarında yardımlarını esirgemeyen Ege Üniversitesi kazı ekibine, tez verilerini paylaĢan Michaela

Bařinová-UHLÍŘOVÁ‟ya (Tomas Bata University, Czech Republic), tez çalıĢmalarım

sırasında yardımlarından dolayı çalıĢma arkadaĢlarım Fatma Ezgi YAĞCI ve Filiz KARADAYI CEYLAN‟a, tez okumalarımda yardımlarından dolayı Gülten TAġDELEN‟e teĢekkürlerimi sunarım.

Tüm eğitim hayatım boyunca maddi ve manevi destekleri ile her zaman

yanımda hissettiğim Ailemin değerli fertleri olan Babam Osman YAKA‟ya, Annem YaĢar YAKA‟ya ve Ağabeyim Hasan Hüseyin YAKA‟ya sonsuz

teĢekkürlerimi sunarım.

Özellikle tezimin “her aĢamasında” desteği ile her zaman yanımda olan değerli niĢanlım ve meslektaĢım Özgür GÜL‟e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(17)

1

1. GİRİŞ

Anadolu, yaklaĢık altı milyon yıl önce Üst Miyosen sonlarında almıĢ olduğu ve günümüze kadar az çok değiĢerek gelen yapısı ile çok farklı ekosistemleri bünyesinde barındırmaktadır. Ġran-Turan, Avrupa-Sibirya ve Akdeniz biyocoğrafyaları ile bu coğrafyaların geçiĢ lokalitelerinde ve üç kıtanın birleĢme noktasında yer alması, jeolojik yapısı, farklı iklimsel ve topoğrafik özellikleri barındırmasıyla Anadolu özel bir konuma sahiptir (Arıkan ve diğ. 2000; Afsar 2006; Baran ve diğ. 2012).

Birçok türün anavatanı olan ve özellikle geçmiĢteki jeolojik ve iklimsel değiĢikliklerden etkilenen canlılara bir sığınak olan Anadolu, yeryüzündeki birçok kara parçasından daha fazla biyolojik öneme sahiptir. Ayrıca çok kısa mesafelerde değiĢen ekolojik faktörlerle birlikte çok farklı ortamları barındırması fauna açısından da oldukça farklı elemanları içermesini sağlamaktadır (Demirsoy 1992). Amanoslar'dan baĢlayarak kuzeye doğru, Binboğa, Munzur, Kargapazarı, Palandöken ve Allahuekber Dağları Ģeklinde devam eden “Anadolu Diyagonali” (ġekil 1.1), coğrafi bir bariyer oluĢturduğundan Anadolu‟nun farklı bölgelerinde değiĢik türlere rastlanmaktadır (Demirsoy 1977; Demirsoy 1999).

Şekil 1.1: Fauna elemanlarının Anadolu‟daki yayılıĢını önleyen bariyerler (Demirsoy 1977; Demirsoy 1999‟dan değiĢtirilerek)

(18)

2

Anadolu‟nun sahip olduğu biyolojik çeĢitliliğin ise hemen hemen Avrupa kıtasındaki kadar olduğu tahmin edilmektedir (Demirsoy 1998; Arıkan ve diğ. 2000). Serbest yaĢayan canlı formları açısından oldukça zengin biyoçeĢitliliğe sahip olan Anadolu‟nun bu formları bir habitat olarak kullanan parazit organizmalar açısından da zengin olması beklenir (DüĢen 2003). Dünyadaki parazit canlıların sayısının özgür yaĢayanlardan daha fazla olduğu yönündeki görüĢler, özellikle son yıllarda ağırlık kazanmıĢtır. Omurgalılarda parazit yaĢayan helmint türlerinin ise 75.000 ile 300.000 arasında olduğu düĢünülmektedir (Saygı 1998; Dobson ve diğ. 2008).

Parazit (Asalak), “geçici veya sürekli olarak diğer bir canlının üzerinde (konak) veya içinde besin ya da yer bularak yaĢamlarını sürdüren organizma” demektir (Saygı 1998). Yunanca para (yanında, yakınında) ve sitos (besin, beslenme) kelimelerinin birleĢiminden türevlenmiĢ olup, besinin yanında yahut besinini haksız veya usulsüz Ģekilde sağlayan anlamına gelmektedir. Parazitizmi kapsayan birliktelik içinde, birliği oluĢturan hayvan çiftinden boyutça küçük olan ve parazitik yaĢamı benimsemiĢ canlı “parazit”, boyutça büyük olan ve parazitin üzerinde/içinde yaĢadığı canlı “konak” olarak adlandırılır (Göçmen 2008). Konak parazitin eriĢkin

olmayan Ģekillerini barındırıyorsa “ara konak”, eriĢkin Ģekillerini taĢıyorsa “kesin ya da son konak” adını alır. Parazitin, biyolojik yaĢamı içinde kesin olarak

bir, bazı parazitler içinde birden fazla konağa gereksinimi vardır. Evrimlerinde gerekli olmamasına rağmen, bazı parazitler son ve ara konak arasında

bir takım konaklar kullanabilir. Bunlara da “paratenik konak” adı verilir. Parazitlerin konak vücudunun dıĢ yüzeyinde veya deri altında bulunmasına “ektoparazitizm” (dıĢ parazitlik); konak vücudunda bulunanlarına da “endoparazit” (iç parazitlik) denilmektedir (Saygı 1998; AltıntaĢ 2002).

Ġlke olarak hayvanın geliĢmiĢliği ile parazitizm arasında ters bir orantı vardır. Yani geliĢmiĢ hayvanların parazit olarak yaĢamasına doğada daha seyrek rastlanmaktadır. Parazitizm, yalnız bir hayvan türüne özelleĢme ya da çeĢitli

hayvanlarda yaĢayabilir yeteneğe sahip olma durumuna göre gruplara ayrılır. Larva ya da ergin evrede parazitik yaĢama uyum yapılırken, kullanılmayan birçok

organ (sindirim, solunum, boĢaltım, dolaĢım, hareket organları, bazı duyu organları, örneğin göz v.s.) yitirilebilir ya da körelebilir.

(19)

3

Bazı parazit gruplarının yumurtalarını geliĢimleri için dıĢarıya bırakmaları, yani bol oksijene gereksinme göstermeleri, onların bir zamanlar serbest yaĢadığını düĢündürmektedir. Nitekim bazı parazit grupların embriyonik olarak bazı organlara sahip olup, bu organları ergin dönemlerinde yitirmeleri, parazit organizmaların bir zamanlar serbest yaĢadığının bir kanıtı olabilir (Çetin ve diğ. 1983; Demirsoy 1994; Saygı 1998).

GeliĢen koĢullara bağlı olarak, dünya üzerinde insan hareketliliğinin artması ve doğanın insan eliyle değiĢtirilmesi gibi faktörler de parazitlerin ve parazitozların yayılmasına yol açmaktadır. Gerek turizm gerekse iĢ ve ticaret amaçlı seyahatlerin artması; bir yerden diğerine gidiĢi sağlayan ulaĢım araçlarının çok geliĢmesi bu yayılımı daha da arttırmaktadır (Saygı 1998). Ülkemizde de gerek ekolojik koĢullar gerekse toplumun sosyo-kültürel ve ekonomik düzeyi bazı paraziter hastalıkların yaygınlığı için uygun bir ortam sağlamaktadır. Parazit taĢıyan insan ve hayvan dıĢkısı bulaĢmıĢ suların, tarımsal sulamada kullanılması ya da bulaĢlı suların içilmesi; parazit, kist veya larvalarını bulunduran bazı hayvansal besinlerin az piĢmiĢ ya da çiğ olarak tüketilmesi, tuvalet hijyenine dikkat edilmemesi, evcil ve yabani hayvanlarla yaĢam alanlarının çakıĢması gibi nedenler bazı parazitlerin ülke

genelindeki yaygınlığını arttırmaktadır (Saygı 1998; Erçevik ve Ġdil 2002; Gül ve Nazlıgül 2008).

BulaĢma yolları oldukça farklılık gösteren paraziter gruplar, çeĢitli dönemlerde birçok araĢtırmacının ilgisini çekmiĢtir. Ülkemizde yapılan çalıĢmalar, öncelikle tıbbi olarak insanlar ile beslenme açısından ekonomik önemi olan küçük ve

büyükbaĢ hayvanlar, kanatlılar ve balıklar üzerinedir (Al-Rubaie 1987; Türkmen 1990; Umur 1991; Güçlü 1992; KeleĢ 1993; Topçu 1993; Çetindağ 1995; Oğuz 1995; Erkul 1997; Gıcık 1998; Altınöz 2000; Kalınbacak 2000; Öncel 2000;

Öztürk 2000; Aydoğdu 2001; Koyun 2001; Keser 2002; Cellat 2003; Kırcalı 2003;

Emence 2004; ġenol 2004; Yardibi 2004; Bahar ve diğ. 2005; Gürkan 2006; Selver 2008; Balcı ve diğ. 2009; Emre 2010; Güzel 2012; Ünlü 2012; Yazmen 2012;

(20)

4

Ayrıca insan ile yakın iliĢki olan kedi, köpek, kuĢ ve tek tırnaklı hayvanların parazitleri de çalıĢılmıĢtır (Çerçi 1990; Öge 1991; AtaĢ 1995; Durukan (Kaplan) 1995; Gönenç 1995; Aydenizöz 1996; BaĢaran 2002; Palaz 2005; Ünlü 2005; Avcıoğlu 2007; ToktamıĢ 2010, Yağcı ve diğ. 2013 v.b.).

Yukarıdaki literatür bilgilerinden de anlaĢılacağı üzere, ülkemizde insan ve ekonomik değeri bulunan hayvan türlerinin helmint parazitlerinin tespiti üzerine çeĢitli çalıĢmalar yapılmasına rağmen, ekosistem içindeki önemi tartıĢılmaz olan, ancak ekonomik değeri olmayan yabani hayvan türlerinin helmint faunası üzerine yapılan araĢtırmalar halen yeterli düzeyde değildir.

Ülkemiz zengin bir yaban hayatına sahiptir ve yaban hayvanlarının helmint faunasının çıkartılması, konak-parazit iliĢkilerinin anlaĢılması açısından son derece önemlidir.

Ayrıca, belirli bir bölge ile ilgili helmint faunasının tam olarak ortaya

konulması, o bölgenin zoocoğrafyası hakkında da önemli ipuçları verebilir. Hatta eski ve yeni bulgular arasında bir farklılığın olması ilgili bölgenin biyoekolojik

açıdan değiĢtiğini de ortaya koyabilir (Yıldırımhan 1999).

Türkiye‟de yayılıĢ gösteren sürüngen türlerine ait helmintolojik çalıĢmalar, belli bölgelerle sınırlıdır. Bu çalıĢmaları Ģu Ģekilde özetlemek mümkündür:

Ülkemizde sürüngen parazitleri üzerine yapılan ilk çalıĢma, Schad ve diğ. tarafından 1960 yılında yapılmıĢtır. “Nematode parasites from Turkish Vertebrates: An annotated list” adlı çalıĢmada Türkiye omurgalılarından 35 türün Nematod

parazitleri, konak ve parazit iliĢkilerine göre liste halinde yayınlanmıĢtır. Adı geçen çalıĢmada, 7 sürüngen türünün Nematod parazitleri incelenmiĢtir. Bu konak türler ve gözlenen helmint taksonları: Anguis fragilis

(Entomelas dujardini, Entomelas entomelas, Oswaldocruzia skrjabini ve

Oxysomatium brevicaudatum), Lacerta viridis (Oswaldocruzia skrjabini,

Skrjabinelazia taurica ve Physaloptera sp. (larva)), Lacerta taurica

(Oswaldocruzia skrjabini ve Skrjabinelazia taurica), Testudo graeca ibera (Tachygonetria conica, Tachygonetria dentata, Tachygonetria longicollis, Tachygonetria macrolaimus, Tachygonetria microstoma, Tachygonetria robusta,

(21)

5

Tachygonetria stylosa, Tachygonetria thapari, Tachygonetria uncinata,

Tachygonetria vivipara, Atractis dactyluris ve Angusticaecum holopterum), Natrix natrix (Oxysomatium brevicaudatum ve Hedruris sp.), Clemmys caspica

rivulata (Falcaustra lambdiensis, Camallanus microcephalus ve Spiroxys contortus),

Emys orbicularis (Falcaustra lambdiensis, Camallanus microcephalus ve Spiroxys contortus) Ģeklindedir.

Mimioğlu ve Sayın tarafından 1963 yılında yapılan “The cysticercoides in

lizarde (Hemidactylus turcicus) and their transmission to a cat” adlı çalıĢmada

H. turcicus türünde Joyeuxiella pasgualei‟ye ait sistiserkoidleri gözlemiĢlerdir.

Tınar tarafından 1982 yılında yapılan “Güney Anadolu Bölgesi

Hemidactylus turcicus türü kertenkelelerinde Pharyngodon laevicauda Seurat, 1914

bulgusu” adlı çalıĢmada H. turcicus türü kertenkelelerden Nematoda‟ya ait

Pharyngodon laevicauda türü tespit edilmiĢtir.

Tınar tarafından 1983 yılında yapılan “Güney Anadolu Bölgesinden yakalanan Hemidactylus turcicus türü kertenkelelerde helmintolojik araĢtırmalar” adlı çalıĢmada H. turcicus türüne ait kertenkelelerden Joyeuxiella pasqualei sistiserkoidleri ve Pharyngodon laevicauda tespit edilmiĢtir.

Saygı ve Olgun tarafından 1993 yılında yapılan “Sivas‟ta Cüce

Kertenkelelerde (Lacerta parva) bulduğumuz Nematod: Spauligodon cinsi” adlı çalıĢmada 25 adet L. parva helmintleri incelenmek üzere yakalanmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda bir Nematod tespit edilmiĢ olup, örneğin Spauligodon cinsine ait

olabileceği bildirilmiĢtir.

Yıldırımhan tarafından 1999 yılında yapılan “Bursa ve çevresinde yayılıĢ gösteren Lacertidae (Reptilia) familyasına ait kertenkele türlerinin helmint faunası” adlı doktora tez çalıĢmasında Lacertidae familyasına ait 7 kertenkele türünün

(Lacerta danfordi, L. saxicola, L. sicula, L. trilineata, L. viridis, Ophisops elegans ve Podarcis muralis) helmintolojik incelemesi yapılmıĢtır. Ġnceleme sonucunda 7 kertenkele türünden Digenea‟ya ait 4 takson (Plagiorchis vespertilionis,

Plagiorchis elegans, Pleurogenoides medians ve Brachylaemus sp.), Cestoda‟ya ait

(22)

6

1 takson (Prosthorhynchus sp.), Nematoda‟ya ait 8 takson (Abbreviata abbreviata,

Skrjabinelazia hoffmanni, Skrjabinelazia taurica, Oswaldocruzia filiformis,

Spauligodon saxicolae, Spironoura armenica, Skrjabinodon medinae ve Ascarops sp.) olmak üzere toplam 15 helmint taksonu tespit edilmiĢtir.

Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2002 yılında yapılan “Tatlı suda yaĢayan

Mauremys rivulata Valenciences, 1833 (Çizgili Kaplumbağa)‟nın helmint faunası”

adlı çalıĢmada 20 adet çizgili kaplumbağa örneğinin helmintleri incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda Digenea‟ya ait 2 tür (Patagium lazarewi ve Telorchis stossichi) ve Nematoda‟ya ait 2 tür (Spironoura armenica ve Serpinema microcephalus) gözlenmiĢtir.

Yıldırımhan ve ġahin tarafından 2005 yılında yapılan “Bursa ve çevresinde yaĢayan Emys orbicularis (Linnaeus, 1758)‟in (Benekli Kaplumbağa) helmint faunası” adlı çalıĢma kapsamında 12 adet benekli kaplumbağa örneğinin helmintleri

incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda Digenea‟ya ait 1 tür (Patagium lazarewi) ve Nematoda‟ya ait 3 tür (Serpinema microcephalus, Spironoura armenica ve

Spiroxys contortus) tespit edilmiĢtir.

Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2006 yılında yapılan “Helminth parasites of the Caucasian Agama, Laudakia caucasia, and the Roughtail Rock Agama,

Laudakia stellio (Squamata: Agamidae), from Turkey” adlı çalıĢmada, Laudakia caucasia türünden Cestoda‟ya ait 1 tür (Oochoristica tuberculata),

Nematoda‟ya ait 3 tür (Foleyella candezei, Parapharyngodon tyche ve

Thelandros baylisi); Laudakia stellio türünden Nematoda‟ya ait 6 tür

(Foleyella candezei, Parapharyngodon kasauli, Parapharyngodon tyche, Thelandros taylori, Strongyluris calotis ve 3. faz Ascaridoid larva) saptanmıĢtır.

Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2007 yılında yapılan “Helminth parasites of the grass snake, Natrix natrix, and the dice snake, Natrix tessellata (Serpentes:

Colubridae), from Turkey” adlı çalıĢmada, Natrix natrix türünden Digenea‟ya

ait 5 tür (Astiotrema monticelli, Encyclometra colubrimurorum, Macrodera longicollis, Paralepoderma cloacicola ve Telorchis assula), Cestoda‟ya

ait 2 tür (Ophiotaenia europaea ve Spirometra erinaceieuropae), Nematoda‟ya

(23)

7

Natrix tessellata türünden Digenea‟ya ait 1 tür (Telorchis assula), Cestoda‟ya ait

1 tür (Ophiotaenia europaea), Nematoda‟ya ait 2 tür (Rhabdias fuscovenosa ve

Eustrongylides excisus (larva)) tespit edilmiĢtir.

Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2008 yılında yapılan “Hatay‟dan toplanan

Hemidactylus turcicus (Linnaeus, 1758) (GeniĢ Parmaklı Keler)‟in helmint faunası”

adlı çalıĢmada 22 adet geniĢ parmaklı keler örneği helmintleri incelemek üzere yakalanmıĢtır. ÇalıĢma sonucunda Nematoda‟ya ait 1 tür (Spauligodon laevicauda) ve Acanthocephala‟ya ait 1 tür (Macracanthoryhnchus catulinus) gözlenmiĢtir.

Sümer tarafından 2009 yılında yapılan “Trabzon ve Bursa‟da yayılıĢ gösteren Yılan Kertenkele (Anguis fragilis Linnaeus, 1758)‟nin helmint faunası” adlı yüksek lisans tez çalıĢması kapsamında, 15 adet yılan kertenkele‟nin helmint faunası

incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda 4 helmint taksonuna rastlamıĢtır. Bunlar Digenea‟ya ait 1 takson (Brachylaemus sp.) ve Nematoda‟ya ait 3 tür

(Entomelas entomelas, Oxysomatium brevicaudatum ve Oswaldocruzia filiformis) Ģeklindedir.

Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2009 yılında yapılan “Helminth fauna of the Anatolian worm lizard, Blanus strauchi (Bedriaga, 1884) from Hatay” adlı çalıĢmada 15 kör kertenkele örneğinin helmint faunası incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda Nematoda‟ya ait 2 takson (Parapharyngodon micipsae ve bir Thelastomatoid Nematod) tespit edilmiĢtir.

DüĢen ve diğ. tarafından 2010a

yılında yapılan “Nematode parasites of the smooth snake, Coronella austriaca Laurenti, 1768 and the Aesculapian snake,

Zamenis longissimus (Laurenti, 1768) (Ophidia: Colubridae), collected from

Northwestern Turkey” adlı çalıĢmada Coronella austriaca ve Zamenis longissimus türlerine ait Nematod parazitler yayınlanmıĢtır. Coronella austriaca‟dan

Kalicephalus sp. ve bir adet tanımlanamayan Nematod kisti;

Zamenis longissimus‟tan Rhabdias fuscovenosa, Oxysomatium brevicaudatum, Kalicephalus sp., Ophidascaris sp. ve iki adet tanımlanamayan helmint kisti tespit

(24)

8 DüĢen ve diğ. tarafından 2010b

yılında yapılan “Nematode parasites of the two limbless lizards: Turkish worm lizard, Blanus strauchi (Bedriaga, 1884) (Squamata: Amphisbaenidae), and slow worm, Anguis fragilis Linnaeus 1758

(Squamata: Anguidae), from Turkey” adlı çalıĢmada, Blanus strauchi‟den

2 Nematod taksonu (Pharyngodon spinicauda ve Aplectana sp. (larva));

Anguis fragilis‟ten 5 tür Nematod (Rhabdias bufonis, Entomelas entomelas, Oswaldocruzia filiformis, Cosmocerca ornata ve Oxysomatium brevicaudatum)

saptanmıĢtır.

Güven tarafından 2010 yılında yapılan “Bursa‟dan yakalanan Tosbağa (Testudo graeca L., 1758) helmintleri üzerine bir araĢtırma” adlı yüksek lisans tez

çalıĢması kapsamında 20 adet tosbağa‟nın helmintleri incelenmiĢtir. Ġnceleme sonunda Nematoda‟ya ait 7 tür (Atractis dactyluris, Angusticaecum

holopterum, Mehdiella microstoma, Mehdiella uncinata, Tachygonetria conica, Tachygonetria dentata ve Tachygonetria longicollis) tespit edilmiĢtir.

AktaĢ tarafından 2011 yılında yapılan “Antalya ve çevresinde yayılıĢ gösteren Çizgili Kaplumbağa (Mauremys rivulata)‟nın (Testudinata: Bataguridae) helmint faunasının araĢtırılması” adlı yüksek lisans tez çalıĢması kapsamında 20 adet çizgili kaplumbağa‟nın helmintleri incelenmiĢtir. Ġnceleme sonucunda Digenea‟ya ait 2 tür

(Telorchis stossichi ve Patagium lazarewi), Monogenea‟ya ait 1 tür

(Polystomum ocellatum) ve Nematoda‟ya ait 3 tür (Serpinema microcephalus,

Spironoura armenica ve Spiroxys contortus) saptanmıĢtır.

Gürgen tarafından 2011 yılında yapılan “MuĢ ilinden yakalanan

Testudo graeca Linnaeus, 1758‟da bulunan endohelmintler” adlı çalıĢmada 10 adet

tosbağa örneği helmintler yönünden incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda Nematoda‟ya

ait 8 takson (Atractis sp., Tachygonetria sp., Mehdiella sp., Thaparia sp.,

Strongyluris sp., Ophidascaris sp., Thelandros sp. ve Spinicauda sp.) tespit

(25)

9

Ġncedoğan tarafından 2011 yılında yapılan “Akdeniz bölgesindeki çeĢitli lokalitelerden toplanan Benekli Kertenkele (Chalcides ocellatus (Forskal) 1775)‟nin helmint faunası” adlı yüksek lisans tezi kapsamında 45 adet benekli kertenkele‟nin helmintleri incelenmiĢtir. Ġnceleme sonucunda 8 helmint taksonuna rastlanmıĢtır. Bunlar Digenea‟ya ait 1 takson (Brachylaima sp.), Cestoda‟ya ait 1 tür (Oochoristica tuberculata) ve Nematoda‟ya ait 6 tür (Pharyngodon mamillatus,

Pharyngodon inermicauda, Parapharyngodon bulbosus, Skrjabinodon aegyptiacus, Spinicauda sonsinoi ve Moaciria icosiensis) Ģeklindedir.

Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2011 yılında yapılan “Helminth parasites of

the Balkan green lizard, Lacerta trilineata Bedriaga 1886, from Bursa, Turkey” adlı çalıĢmada, Digenea‟ya ait 3 takson (Plagiorchis elegans, Pleurogenoides medians ve Brachylaemus sp. (metacercaria)), Cestoda‟ya ait

2 takson (Oochoristica tuberculata ve Mesocestoides sp. (tetrathyridium)) ve

Nematoda‟ya ait 6 tür (Abbreviata abbreviata, Ascarops strongylina (kistik larva),

Falcaustra armenica, Oswaldocruzia filiformis, Skrjabinelazia hoffmanni ve Skrjabinodon medinae) tespit edilmiĢtir.

DüĢen ve diğ. tarafından 2013 yılında yapılan “Helminth parasites of the three Racerunner Lizards: Eremias pleskei Nikolsky, 1905 (Pleske‟s Racerunner-Transcaucasian Racerunner), Eremias strauchi Kessler, 1878 (Strauch‟s Racerunner) and Eremias suphani Basoglu & Hellmich, 1968 (Suphan Racerunner) collected from eastern part of Turkey” adlı çalıĢmada Eremias cinsine ait 3 türün helmintleri incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda Eremias pleskei‟ye ait Acanthocephalan (kist);

Eremias strauchi‟ye ait 2 tür Nematod (Spauligodon eremiasi ve Spauligodon saxicolae); Eremias suphani‟ye ait 3 Nematod taksonu

(Spauligodon eremiasi, Spauligodon saxicolae ve Physaloptera sp.) ve 1 tür Cestod (Oochoristica tuberculata) tespit edilmiĢtir.

(26)

10

ÇalıĢma materyalini oluĢturan Stellagama stellio (Dikenli Keler) türünün familya (Agamidae: Kaya Kelerigiller) ve tür özellikleri Ģu Ģekildedir:

1.1 Agamidae (Kaya Kelerigiller) Familyası

Agamidae (Kaya Kelerigiller) familyasına ait kelerler Afrika, Arabistan, Anadolu, 47. kuzey enleminin altında kalan bütün Asya kıtası, Endonezya, Borneo,

Java ve Avustralya kıtası olmak üzere geniĢ bir yayılıĢ gösterir (Henkel-Schmidt 1997). YaklaĢık olarak 54 cins ve 330‟dan fazla türe sahip

olmasının yanında morfolojik ve ekolojik farklılıkları çok fazla olan bir familyadır

(Rastegar-Pouyani ve Nilson 2002). Agamidae familyası, Moody tarafından 1980 yılında Agama, Trapelus, Pseudotrapelus, Brachysauria, Xenagama ve Stellio

olmak üzere 6 cinse ayrılmıĢtır. Kurak, yarı çöl, tropikal ve subtropikal bölgeleri içeren farklı habitatlarda geniĢ dağılıĢ gösterirler. Hatta tropik ormanlarda yağmur suları içerisinde bile yaĢayanları vardır. Hem ağaç hem karasal yüzeyleri sıklıkla kullanan bazı yarı ağaçsal türlerin yanısıra asıl olarak kayalar, ağaçlar ve karasal

yüzeyleri kullanan türleri de içerirler (Moody 1980; Budak ve Göçmen 2008; Kuru 2009; Collar ve diğ. 2010). Agamidlerin kurak yerlerdeki kayalık zeminlerde

yaĢayanlarının vücutları üstten basık, ağaçlarda yaĢayanlarının ise vücutları yanlardan basıktır (Demirsoy 1996). Renklenmede yine yaĢadıkları ortamın sıcaklığına bağlı olarak değiĢiklik göstermektedir (Kuru 2009). Gündüzleri aktif olmalarına rağmen, görme yetenekleri zayıftır (Demirsoy 1996). DiĢler heterodont yapıdadır ve çenelerin üst yüzeylerine yapıĢmıĢtır. Pek çok türde baĢ ve kuyrukta diken Ģeklinde çıkıntılar bulunur, vücudun yüksekliği geniĢliğinden daha fazla

olmamakla birlikte baĢın üst tarafında miğfer Ģeklinde bir çıkıntı yoktur. BaĢın üst tarafı pullar ve düzensiz dizilmiĢ küçük pullarla örtülüdür, sırt pulları ise

birbirini örter ya da yanyana bulunur. Ergin hayvanın boyu genellikle 50 cm‟den daha fazla değildir. Ġki çift üye ve her üyede genellikle serbest olan beĢ parmak vardır. Burun deliği baĢın ucuna, gözün kenarından daha yakındır ve bazı türlerinde

kulak deliği bulunmaz. Kuyruk kolay kolay kopmaz (Demirsoy 1996; Budak ve Göçmen 2008). Çoğu böcekle beslenen bu hayvanların bir kısmı herbivor

(27)

11

Baig ve diğ. tarafından 2012 yılında yapılan “A morphology-based taxonomic revision of Laudakia Gray, 1845 (Squamata: Agamidae)” adlı çalıĢma kapsamında

Laudakia cinsinin taksonomik revizyonu yapılmıĢtır. Bu çalıĢma öncesinde

Agamidae familyası Türkiye‟de 3 cinse dahil 4 tür ile temsil edilirken; bu çalıĢma

kapsamında cins sayısı 4‟e çıkarılmıĢtır. Doğu Anadolu Bölgesinde

Paralaudakia caucasica (eski adı: Laudakia caucasica; Kafkas Keleri);

Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Phrynocephalus horvathi (eski adı: Phrynocephalus helioscopus; TopbaĢ Keler, KurbağabaĢlı Keler); Ġç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Trapelus lessonae

(eski adı: Trapelus ruderatus; Bozkır Keleri) ve araĢtırma materyalimizi oluĢturan

Stellagama stellio (eski adı: Laudakia stellio; Dikenli Keler) Ege, Batı Akdeniz,

Doğu Akdeniz, Ġç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yayılıĢ göstermektedir (Budak ve Göçmen 2008; Baig ve diğ. 2012).

1.2 Stellagama stellio (Dikenli Keler) Türüne Ait Genel Bilgiler

Ülkemiz, biyolojik zenginliklerinden herpetofaunayı oluĢturan, hem amfibi

hem de sürüngen türleri açısından da zengindir (Arıkan ve diğ. 2000). Günümüzde dünya üzerinde yayılıĢ gösteren sürüngenlerin yaklaĢık olarak 8200 tür

ile temsil edildiği kabul edilmektedir (Budak ve Göçmen 2008). Son zamanlarda,

özellikle yerli ve yabancı araĢtırmacıların çalıĢmaları sonucunda, Türkiye herpetofaunasını oluĢturan birçok türün taksonomik durumları üzerinde

değiĢiklikler yapılmıĢtır. Son verilere göre, Türkiye‟de toplam 129 sürüngen türünün

yaĢadığı kabul edilmektedir. Bu türlerin 11‟i kaplumbağa, 63‟ü kertenkele ve 55‟i yılanlara aittir (Baran ve diğ. 2012).

(28)

12

Türkiye‟nin güneydoğusundaki komĢu ülkelerden pek çok Eremial omurgalı

türüyle birlikte bazı sürüngen türlerinin de coğrafi sınırları geçerek (ġekil 1.2), bu bölgede yayılıĢ gösterdiği bilinmektedir. Küresel ısınmanın etkilerini hissettirdiği

günümüzde Anadolu‟nun mevcut herpetolojik zenginliğinin ısınmaya bağlı olarak daha da artması beklenmektedir.

Şekil 1.2: Anadolu‟nun zoocoğrafik haritası ve eremial elemanların yayılıĢı (Demirsoy 1977; Demirsoy 1999)

Kertenkeleler (Lacertilia) bütün kıtalara yayılmıĢ, yaklaĢık 20 familya ve

3200 tür ile dünya sürüngen faunasının en büyük grubunu oluĢturmaktadır (Budak ve Göçmen 2005; Budak ve Göçmen 2008).

Ülkemizde ise Squamata (Pullular) takımına ait 8 familya (Agamidae: Kaya Kelerigiller, Anguidae: Yılan Kertenkelegiller, Chamaeleonidae: Bukalemungiller, Eublepharidae: Leopar Kelerigiller, Gekkonidae: Ev Kelerleri, Lacertidae: Eski Dünya Adi Kertenkeleleri, Scincidae: Parlak Kertenkelegiller, Varanidae: Dev

Kertenkelegiller, Varanlar)‟ya dahil 63 kertenkele türü mevcuttur (Baran ve diğ. 2012).

(29)

13

1.2.1 Stellagama stellio (Dikenli Keler)’nun Sistematik Yeri

Kingdom : Animalia Phylum : Chordata Class : Reptilia Order : Squamata Family : Agamidae Genus : Stellagama

Species : Stellagama stellio (Linnaeus 1758)

Sinonimleri : Agama stellio subspecies picea Parker, 1935 Lacerta stellio Linnaeus, 1758

Laudakia stellio (Linnaeus, 1758)

Subspecies : Stellagama stellio brachydactyla (Haas 1951) Stellagama stellio cypriaca (Daan 1967) Stellagama stellio daani (Beutler & Frör 1980) Stellagama stellio picea (Parker 1935)

Stellagama stellio salehi Werner in Lachmann et al. 2006 Stellagama stellio stellio (Linnaeus 1758)

Stellagama stellio vulgaris (Sonnını & Latreille 1802)

Türkiye‟de ise S. stellio türüne ait iki alttür yayılıĢ göstermektedir. Bunlar S. stellio daani ve S. stellio stellio alttürleridir.

S. stellio türünün sistematik durumuna ait veriler “The Reptile Database”

(30)

14

1.2.2 Stellagama stellio (Dikenli Keler)’nun Tanımlayıcı Özellikleri

BaĢ ve gövde oldukça yassıdır (ġekil 1.4). BaĢın ve boynun yan taraflarında diken Ģeklinde pullar bulunur. BaĢın üstü asimetrik küçük plak ve pullar ile örtülüdür. Ayrıca sırtın zemini üzerinde de yer yer diken Ģeklinde pullar

bulunmaktadır. BaĢın alt tarafını örten pullar karinalı, karın pulları ise düzdür. Kulak deliği gözün çapına eĢit ya da biraz daha büyüktür. Vücudun yan taraflarında

kıvrımlar vardır (Demirsoy 1996; Baran ve diğ. 2012). EĢeysel dimorfizm farkı olarak, erkekte baĢın yanak bölgeleri ĢiĢkindir. Anüsün ön tarafında 3-5 sıra, karnın

orta kısmında ise iki sıra halinde delikler mevcuttur (BaĢoğlu ve Baran 1977). Erkek örneklerde ventral taraftaki nasırsı yapılar belirgin olup, diĢi örneklerde bu

yapılar görülmemektedir (Afsar 2006). Bacak üzerindeki pullar karinalı ve dikenlidir. Kuyruğun dip kısmı basık ve kalın, geri kalan kısım yuvarlak, halka Ģeklinde dizilmiĢ dikenli ve karinalı pullardan oluĢmuĢtur ve iki halka bir kuyruk segmentini teĢkil eder. Kuyruk uzunluğu, boğaz kıvrıntısından anüs bölgesine kadar olan

mesafenin takriben iki mislidir. Kuyruk kolay kolay kopmaz (BaĢoğlu ve Baran 1977; Demirsoy 1992). Parmaklar yanlardan basıktır

(Demirsoy 1996). Sırtın zemin rengi oldukça değiĢik renk tonlarına sahiptir (Akelma 2008). Hayvanın boyu ve rengi coğrafik populasyonlara göre değiĢiklik

gösterir. Zemin rengi genellikle siyahımsı, grimsi veya sarımsı kahverengidir. Bu zemin rengi üzerinde sarı ve siyah lekelerin yanında gri mavimsi ve

kahverengimsi tonlarda pullar ve plaklar görülmektedir (ġekil 1.3). Alt taraf kirli sarı

ya da sarımsı kahverengidir (BaĢoğlu ve Baran 1977; Demirsoy 1992; Baran ve diğ. 2012). Kuyruk kaide kısmından baĢlayarak geriye doğru gittikçe

sarımsı kahverengiden, grimsi siyaha kadar değiĢmektedir (Akelma 2008). Erkekte boğaz bölgesinde mavimsi gri renkte ağ Ģeklinde bir desen görülebilir.

Sırttaki büyük pullar bazen parlak mavi renkte olabilir (BaĢoğlu ve Baran 1977; Demirsoy 1992). Renk tonları erkek bireylerde daha canlı, diĢi bireylerde ise daha mattır (Akelma 2008). IĢık Ģiddetine göre açık ya da koyu renk alırlar. Oldukça çevik

olan bu hayvanlar çok hızlı hareket ederler (Demirsoy 1996; Akelma 2008) (ġekil 1.6). Kalın, etli ve kısa bir dil ile çatalsız bir dil ucuna sahiptir (Yapıcı 2010).

Vücut boyu 35 cm kadar veya daha uzundur (BaĢoğlu ve Baran 1977; Demirsoy 1992). Yumurtlayarak çoğalırlar ve diĢi genellikle 8-10 yumurta bırakır.

(31)

15

Genellikle öğle saatlerinde güneĢlenirken görülür (ġekil 1.5) ve kıĢ mevsiminde kıĢ uykusuna yatar (BaĢoğlu ve Baran 1977; Afsar 2006; Baran ve diğ. 2012).

Bazen durduğu yerde “baĢını yukarı kaldırıp aĢağı indirme” Ģeklinde hareketler yapar. Bu hareketlerinden dolayı yanlıĢ inanıĢ nedeniyle bazı yörelerde

öldürülmektedir (Atatür ve Göçmen 2001; Baran ve diğ. 2012). Halk arasında

“taĢ keleri”, “kıtmır keler” ve “koçmar” gibi yöresel isimlerle bilinir (Öz ve diğ. 2005).

Bahçeleri çevreleyen örme taĢ yığınları veya duvarlar üzerinde, çörtlü kireç taĢları üzerinde, kayalık alanlarda, kalkerli kayaların üzerlerinde, eski harabe kalıntılarında, kum tepeleri, yüksek tepelerin çatlakları, ağaç gövdelerinin yarıklarında, kurak ya da bitkili alanlarda yaĢamaktadırlar. Ağaçlık alanlarda

yaĢayanların ise ağaçlara tırmanarak saklandıkları gözlenmiĢtir (BaĢoğlu ve Baran 1977; Baran ve diğ. 1989; Demirsoy 1992; Demirsoy 1996;

Tok 1999; Atatür ve Göçmen 2001; Akelma 2008; Göçmen ve diğ. 2008; Baran ve diğ. 2012). Genellikle yakalandıkları yerlerde hakim flora elemanları

keçiboynuzu (Ceratonia siliqua), zeytin (Olea europaea), badem (Amygdalus communis), servi (Cupressus sempervirens), buğday, nohut, mercimek,

üzüm, dut, fıstık Ģeklindedir (Göçmen ve diğ. 1996; Baran ve diğ. 2006). Ağırlıklı olarak böcek, bazen meyve ve bitkilerin yumuĢak kısımlarını da yerler

(Demirsoy 1996). DüĢen ve Öz tarafından 2001 yılında yapılan “A study on the feeding biology of Laudakia (=Agama) stellio (L. 1758) (Lacertilia: Agamidae) populations in the Antalya region” adlı çalıĢmada L. stellio‟nun beslenme biyolojisi incelenmiĢtir. L. stellio‟nun diyetinde ağırlıklı grubun Insecta (% 99.18) sınıfı olduğunu ve bu sınıf içinde ağırlıklı olarak Hymenoptera (% 72.21) ordosunun yer aldığını, Formicidae (% 49.83) ve Apidae (% 16.74) familyalarının ise ön sıralarda geldiğini tespit etmiĢlerdir. Ayrıca böceklerin dıĢında bitkisel materyal, böcek larva ve yumurtaları hatta kara salyangozlarıyla da beslenerek fırsatçı beslenme davranıĢı gösterdiğini bildirmiĢlerdir. Bitkisel materyallerin ise Asteraceae (% 57.14),

Poaceae (% 10.71), Araceae (% 7.14), Vitaceae (% 3.57), Moraceae (% 3.57) ve Lamiaceae (% 3.57) Ģeklinde olduğunu gözlemlemiĢlerdir.

(32)

16

Şekil 1.3: S. stellio‟nun habitatındaki genel görünümü

(33)

17

Şekil 1.5: S. stellio‟nun kaya üzerinde tipik güneĢlenme davranıĢı

Şekil 1.6: S. stellio‟nun potansiyel saklanma alanlarına yakın olarak bulunma ve kaçma davranıĢı

(34)

18

S. stellio türü Kuzey Afrika, Güneybatı Asya (Suriye, Irak, Anadolu),

Güneydoğu Avrupa (Selanik ve Bazı Ege Adaları) ve Korfu‟da dağılıĢ göstermektedir (ġekil 1.7). S. stellio ülkemizde yaĢayan diğer Agamidae familyası üyelerine göre daha geniĢ dağılıma sahiptir ve yurdumuzda kuzey kısımlar dıĢında uygun olan habitatlarda yayılmaktadır. Batı, Güney, Orta ve Güneydoğu bölgelerinde bulunur (BaĢoğlu ve Baran 1977; Demirsoy 1992). Ülkemizde 2 alt tür ile temsil edilmektedir. Bunlardan nominat alt tür olan S. stellio stellio, Kuzeybatı (Ege), Orta, Güney ve Güneydoğu Anadolu‟da; diğer alttür olan S. stellio daani ise Güneybatı Anadolu‟da yayılıĢ göstermektedir (Budak ve Göçmen 2008).

Şekil 1.7: S. stellio‟nun yayılıĢ gösterdiği coğrafik alanların dağılımı (http://reptile-database.reptarium.cz/species?genus=Stellagama&species=stellio)

(35)

19

1.3 Stellagama stellio (Dikenli Keler) Türüne Ait Yapılmış Olan Bilimsel Çalışmalar

Bu çalıĢmada araĢtırma materyalini oluĢturan Stellagama stellio türüne ait bilimsel çalıĢmalar Dünya ve Türkiye‟de Ģu Ģekildedir:

S. stellio türü üzerine taksonomik ve ekolojik çalıĢmalar (Bird 1936;

Bodenheimer 1944; Haas 1951; Daan 1967; BaĢoğlu ve Baran 1977; Beutler ve Frör 1980; Baran ve Öz 1985; Buttle 1990; Joger 1991; Henle 1995; Sindaco ve diğ. 1995; Göçmen ve diğ. 1996; Bekmezci 1997; Foufopoulos 1997; Panov ve Zykova

1997; Budak ve diğ. 1998; Doğaç 1998; Tok 1999; Arıkan ve diğ. 2000; KumlutaĢ ve diğ. 2000; UğurtaĢ ve Yıldırımhan 2000; Atatür ve Göçmen 2001;

Baran ve diğ. 2001; Erdoğan ve diğ. 2002; Göçmen ve diğ. 2003; Öz ve diğ. 2003; Abu Baker ve diğ. 2004; KumlutaĢ ve diğ. 2004a; KumlutaĢ ve diğ. 2004b

; Almog ve diğ. 2005; Ilgaz ve KumlutaĢ 2005; Kır 2005; Öz ve diğ. 2005; Baran ve diğ. 2006; Crochet ve diğ. 2006; Kete ve Yılmaz 2006; Lachman ve diğ.

2006; Abd-Rabou ve diğ. 2007; Federman ve Werner 2007; Akelma 2008; Budak ve Göçmen 2008; Delfino ve diğ. 2008; Hür ve diğ. 2008; Bader ve diğ. 2009; Eser 2009; Norfolk ve diğ. 2010; Afsar ve Tok 2011; Gül 2011; Mikaili ve Shayegh 2011; Tok ve diğ. 2011; Baig ve diğ. 2012; Özcan ve Üzüm 2014; Spaneli ve Lymberakis 2014), Morfolojik çalıĢmalar (Eyal-Giladi 1964; BaĢoğlu ve Baran 1977; Atatür ve Göçmen 2001; Öz ve diğ. 2005; Kete ve Yılmaz

2006; Gül 2011), Osteolojik ve hematolojik çalıĢmalar (Gül 2011), Beslenme biyolojisi çalıĢmaları (Kopan ve Yom-Tov 1982; Mienis 1990;

Loumbordis ve Hailey 1991; Herrel ve diğ. 1995; Herrel ve diğ. 1996; DüĢen ve Öz 2001; Gomaa ve diğ. 2008), Fizyolojik ve histolojik çalıĢmalar (Abu-Ghalyun 1991; Loumbordis ve Hailey 1991; Loumbourdis 2003; Acar 2006; Koca ve diğ. 2007; Yapıcı 2010; Koca ve Gürcü 2011; KumaĢ 2013), Genetik ve filogenetik çalıĢmalar (Leaché ve diğ. 2009 ve Özdemir ve diğ. 2011) yapılmıĢtır.

(36)

20

Yapılan literatür araĢtırmasına göre, araĢtırma materyalimizi oluĢturan,

S. stellio‟nun (Dikenli Keler) tek hücreli parazitleri üzerine 4 (Desser ve Yekutiel

1986; Ostrovska ve Paperna 1987; Bristovetzky ve Paperna 1990; Üçüncü ve diğ. 2001), ektoparazitleri üzerine 3 (Aydın ve diğ. 2002; Fajfer 2012;

Keskin ve diğ. 2013) ve helmint parazitleri üzerine de 8 adet çalıĢma bulunmaktadır (Schacher ve Khalil 1967; Sulahian ve Schacher 1968a, 1968b, 1969; Uhlířová 2005; Ghobashy 2006; Yıldırımhan ve diğ. 2006; Rayyan ve diğ. 2013).

1.4 Araştırma Alanının Tanıtılması

Denizli ili Anadolu Yarımadası‟nın güneybatısında, Ege Bölgesi‟nin ise doğusunda yer almaktadır. Ege, Ġç Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçit durumundadır. Denizli ilinin, her üç bölge üzerinde de toprakları vardır. Denizli ili,

28° 30' - 29° 30' doğu meridyenleri ile 37° 12' - 38°12' kuzey paralelleri arasında yer alır. Doğudan Burdur ve Afyon, batıdan Aydın ve Manisa, kuzeyden UĢak,

güneyden Muğla illeri ile komĢudur (ġekil 1.8). Yüzölçümü 12183.47 km², deniz seviyesinden yüksekliği ise 428 m‟dir (Anonim 1999).

Şekil 1.8: Denizli ili genel uydu görünümü (https://www.google.com/earth/)

(37)

21

Denizli ili bulunduğu bölge ve coğrafik Ģartlar itibarı ile Türkiye yüzölçümünün yaklaĢık % 1.5‟ine ve Ege Bölgesinin % 18.5‟ine karĢılık gelmesine

rağmen, biyoçeĢitlik yönünden oldukça zengin bir bölgedir (Anonim 1999; Anonim 2013). Denizli ili ve yakın çevresinde yapılan çalıĢmalar sonucunda

sürüngenlere dahil 26 tür (3‟ü kaplumbağa, 11‟i kertenkele ve 12‟si yılan) tespit edilmiĢtir (Urhan ve diğ. 2009). ÇalıĢma bölgemiz olan Denizli, Türkiye‟deki sürüngen türlerinin tür sayısı olarak yaklaĢık % 20.6‟sını barındırmaktadır.

1.5 Araştırma Alanı ve Yakın Çevresinde Hayvanlar Üzerine Yapılan Helmintolojik Çalışmalar

AraĢtırma alanı olan Denizli ili ve yakın çevresinde S. stellio türüne ait daha

önceden yapılmıĢ herhangi bir parazitolojik çalıĢma bulunmamaktadır. Ancak, araĢtırma alanı ve yakın çevresinde farklı yıllarda çeĢitli araĢtırmacılar

tarafından hayvanlar üzerine yapılmıĢ parazitolojik çalıĢmalar mevcut olup bu çalıĢmalar Ģu Ģekilde sıralanabilir:

Kır ve Özan tarafından 2005 yılında yapılan “IĢıklı Baraj Gölü (Denizli)‟nde yaĢayan Turna Balığı (Esox lucius L., 1758)‟nın endoparazitleri, mevsimsel

dağılımları ve etkileri” adlı çalıĢma; DüĢen tarafından 2008 yılında yapılan “A study on the helminth fauna of frog species (Salamandridae and Hylidae)

distributing in Denizli Region” adlı çalıĢma; DüĢen ve diğ. tarafından 2010b yılında

yapılan “Nematode parasites of the two limbless lizards: Turkish worm lizard,

Blanus strauchi (Bedriaga, 1884) (Squamata: Amphisbaenidae), and slow worm, Anguis fragilis Linnaeus 1758 (Squamata: Anguidae), from Turkey” adlı çalıĢma;

DüĢen tarafından 2011 yılında yapılan “The helminth parasites of the two Bufonid toads, European Common Toad, Bufo bufo (Linnaeus, 1758) and European Green toad, Bufo (Pseudepidalea) viridis Laurenti, 1768 (Anura: Bufonidae), collected

from Denizli province, Inner-West Anatolia region, Turkey” adlı çalıĢma; Amin ve diğ. tarafından 2012 yılında yapılan “Review of the helminth parasites of

Turkish anurans (Amphibia)” adlı çalıĢma; DüĢen tarafından 2012 yılında yapılan “First data on the helminth fauna of a locally distributed mountain frog, „Tavas frog‟

(38)

22

Anatolian region of Turkey” adlı çalıĢma; Aypak ve diğ. tarafından 2013 yılında yapılan “Parasites detected by examination of fecal samples in wrestling camels” adlı çalıĢma; DüĢen ve Öz tarafından 2013 yılında yapılan “Helminth fauna of the Eurasian marsh frog, Pelophylax ridibundus (Pallas, 1771) (Anura: Ranidae), collected from Denizli province, Inner-West Anatolia region, Turkey” adlı çalıĢma; Yağcı ve diğ. tarafından 2013 yılında yapılan “Denizli‟deki bazı binek atlarında dıĢkı

bakılarına göre helmint yumurtalarının yaygınlığı üzerine bir ön araĢtırma” adlı çalıĢma; DüĢen ve Yaka tarafından 2014 yılında yapılan “Helminths of the

Eastern Tree Frog, Hyla orientalis, Bedriaga, 1890 (Anura: Hylidae), collected from Denizli Province, Inner-West Anatolia Region, Turkey” adlı çalıĢma mevcuttur.

AraĢtırma alanını oluĢturan Denizli il sınırları içinde ve yakın çevresinde yayılıĢ gösteren S. stellio (Dikenli Keler) populasyonları üzerine herhangi bir helmintolojik araĢtırma bulunmamaktadır. Yıldırımhan ve diğ. tarafından 2006

yılında yapılan Laudakia stellio‟nun helmintleri üzerine yapılan çalıĢmada, keler örneklemeleri sırasıyla Hatay, Isparta, Antalya (Akdeniz Bölgesi) ve Bursa (Marmara Bölgesi) illerinden yapılmıĢtır. Denizli ilinin de yer aldığı

Ege Bölgesinde yayılıĢ gösteren S. stellio‟nun helmintleri üzerine yapılan herhangi bir çalıĢma yer almamaktadır.

Bu çalıĢma Ege Bölgesinde S. stellio‟nun helmintleri üzerine yapılan ilk çalıĢma olması nedeniyle önem taĢımaktadır.

(39)

23

Bu hususlar dikkate alınarak bu çalıĢma ile aĢağıdaki sonuçlara ulaĢılması amaçlanmıĢtır:

a. AraĢtırma sonucunda elde edilen verilerle S. stellio populasyonlarında parazit olarak bulunması muhtemel olan “Cestoda, Nematoda ve Acanthocephala” gruplarına ait parazit faunasının saptanması,

b. Ġncelenecek olan S. stellio örneklerinin parazit örneği saptanan doku ve organları referans alınarak parazit bireylerinin konak içinde yaĢama yerlerini saptamak ve bulaĢma yollarına yönelik yorumların getirilmesi,

c. Saptanan parazit gruplarının tanımlamalarını yapmak, mevcut literatürle karĢılaĢtırmak ve varsa tür bazında varyasyonlarının tanımlanması,

d. Tespit edilen bazı helmintlerin ince yapı görüntülerinin Taramalı Elektron Mikroskobu (Scanning Electron Microscope-SEM) ile detaylandırılması,

e. Bu yolla hem Sürüngen (Reptil) helmint faunasına hem de Türkiye faunasına katkı sağlanması.

Referanslar

Benzer Belgeler

Mhaisen, 2003 türleridir. Her mevsimde örneklenen balık örneklerinde 7653 adet olarak tespit edilen N. zabensis’in sadece ilkbahar mevsiminde 59 adet olarak tespit edilen

Vücudun sırt kısmı koyu renkli, yan kısımları altın sarısı ve kahverengi, alt kısımları açık renklidir.. Ağız büyük, terminal konumlu olup iki çift

Helminth Fauna of Lycisalamandra billae (Franzen & Klewen) (Luschan Salamander) Collected from Antalya.. SUMMARY: Fifty (26 males, 21 female and 3 juvenile)

Bu tür ilk kez 1914 yılında Seuret (6) tarafından Cezayir’de yakalanan Acanthodactylus blanci türü kertenkelede tespit edilmiş ve Pharyngodon laevicauda olarak

Nine species of helminthic parasites were encountered in the specimens of reptiles examined in this study.. These parasites belong to

fraternus ve Diplozoon homoion’a (Monogenea) balığın solungaçlarında, Bothriocephalus acheilognathi (Cestoda) ve Rhapdochona denudata’ya (Nematoda) balığın

The 4 helminth species found were Patagium lazarewi (Digenea), Serpinema microcephalus, Spironoura armenica and Spiroxys contortus (Nematoda).. This study that aimed at determining

solungaçlarında  kaydedilen  D.  anchoratus’un  enfeksiyon  yaygınlığı  ilkbaharda,  ortalama  parazit  yoğunluğu  ise  yaz  döneminde  daha  fazladır