• Sonuç bulunamadı

Ülkemizde ilk genel kitaplık - Bilgin kütüphaneci Ali Emiri Efendi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ülkemizde ilk genel kitaplık - Bilgin kütüphaneci Ali Emiri Efendi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r

Ülkemizde il

Türkiye’de basımevinin 250 yıllık bir geçmişi olma­ sına karşılık kütüphanecili­ ğin tarihi çok daha eskilere uzanıyor.

Basım tekniğinin yaygın­ laşmasından önce kitaplar elle yazılarak çoğaltıldığın­ dan, kitap fiyatları çok yüksekti. Hattatlık, özel­ likle büyük kentlerde geliş miş bir meslek olmakla bir­ likte, bir hattat kendisine ısmarlanan kitabı büyük emek ve uzun zaman harca­ yarak çok sınırlı sayıda çoğaltabiliyordu.

Çeşitli kaynaklara göre, yazma kitaplarını vakıf yo­ luyla kamunun yararlanma­ sına açan ve böylece ülke­ mizin ilk genel kitaplığını kuran kişi, “ Kâğıt Emini” sanıyla anılan Hacı Cihan Efendidir.

Bu ilk kütüphanecimiz üzerine fazlaca bilgim iz yok. Ali Ağa adında bir si­ pahinin oğlu olduğu, uzun süre 29 akçe gündelikle kâ­ ğıt eminliği görevinde bu­ lunduğu ve 1563 (H. 971) yılın da İstan bu l İskele Eminliğine getirildiği bilini­ yor. Kitaplarını 1552 (H. 960) yılında “ vakfediyor” ve bunlarla Ayasofya Ca­ misinde ilk genel kitaplık kuruluyor. Abdülmecit dö­ nemine değin dolaplar için­ de korunan kitaplar, o dö­ nemde Ayasofya Camisi onanlırken çevredeki bir m ahzene k ald ırılıy or ve uzun süre orada kalıyor. Da­ ha sonra İstanbul Adli- yesinin yanması üzerine aynı yere kurulan Dariii- fünun-u Osmanî’ye (Os­ manlI üniversitesi) taşmı­ yor; bu kurumun kaldırıl­ ması üzerine de A yasofya’ya geri veriliyor.

Bir süre sonra bu vakıf kitaplara Maarif Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) el koyuyor ve bunlan nezaret binasında kurulan kitaplığa aktarıyor. 1882 (H. 1300) yılında Beyazıt Kütüphane­ si kurulunca buraya taşına­ rak yeniden bir genel ki­ taplığa geçen bu tarihi kitaplar ne yazık ki yıllarca sandıklar içinde bırakılıyor. Korumasız kaldığından, ki­ m isi çü rü y or, kim isinin sayfalarını kurtlar yiyor...

Anlaşılacağı gibi Hacı Ci- _______________ ___________

genel kitaplık- Bilgin kütüphaneci Ali Emirî Efendi

han Efendi ilk “ genel” ki­ taplığın kurucusudur. 1552 yılından önce de medrese­ lerde ve saraylarda belirli bir kesimin ya da birkaç kişinin yararlanmasına açık ve daha çok belirli konu­ lardaki kitapları kapsayan k ütüphaneler bulunduğu bilinmektedir. Bunların en ünlüsü de Fatih medresele­ ri “ külliye’ ’sinde kurulara - dır.

KİTAP KURDU ALİ EMİRİ EFENDİ

Kütüphanecilik tarihin­ den söz açılınca tam elli beş yıl önce 23 Ocak 1924’te ölen Ali Emirî Efendiden de söz etmek bir görev oluyor. Paha biçilemeyecek değerde on beş bin cilt, çoğu tek nüsha olan yazma ya da basma kitabı toplayarak günümüze değin gelmesini sağlayan, Fatih’teki Millet Kütüphanesi’nin kurucusu olan Ali Emin Efendi 1857’- de Diyarbakır’da doğdu. Çeşitli illerde muhasebecilik ve defterdarlık yaptıktan sonra 1908’de em ekliye ayrılarak İstanbul’a yerleş­ ti. Hiç evlenmeyen bu kitap kurdu, olanca parasım ki­ tap toplamak için harcadı. Aynı zamanda bir yazar ve şair olan Ali Emirî Efen­ dinin yapıtlarından başlıca- lan şunlardır: “ Levâmi-ül H a m id iy e” , ” Cevahir-ül Müluk Mukaddemesi” , ‘ ‘ Y avu z Sultan S elim ’in Eşânnın Tahmisi” , “ Ez har-ı Hakikat” , "Osmanlı Vilâyet-i Şarkiyesi” , “ Tez- kirei-i Şuara-yı Am id” ve “ Nevadir-i Eslâf” adı altın­ da topladığı birçok önemli eski yapıtın açıklamak ba- s unlan.

1916 yılında Fatih’teki Ş e y h ü lis la m F e y z u lla h Efendi Medresesinde bir kütüphane kuran Ali Emirî Efendi, aynı zamanda bir alçakgönüllülük örneği de vererek, ölümüne değin yö­ neticiliğini yaptığı bu zen­ gin kitaplığa kendi adım değil, “ Millet Kütüphane­ si” adım verdi.

“ Türk kültürünü bütün yönleriyle derleyen en eski ürünümüz” Divanü Lûgat- it-Türk’ün ele geçmesini sağlayan da Ali Emirî

Efendidir. Bu yapıtm bu­ lunuşuyla ilgili öykü -ister gerçek ister söylenti olsun-, Ali Emirî Efendinin kitap tutkusunu ortaya koyması açısından anlatılmaya de­ ğer:

Bilindiği gibi, Kaşgârlı Mahmut bu yapıtım Arap- lara Türkçe öğretmek ama­ cıyla 1072 - 1074 yıllarında yazmıştır. Arapçanm kural­ larına göre düzenlenen bu kitapta Arapça açıklamalar verilirken eski Türk ede­ biyatından ve halk dilinden örnekler de aktarılmakta ve yapıt bu niteliğiyle Türk dili ve edebiyatı açısından büyük önem taşımaktadır.

Divanü Lûgat-it-Türk’ün v a rlığ ı K âtip Ç eleb i’nin “ Keşf-üz Zünûn” undan ö ğ ­ renilmişse de tüm araştır­ malara karşın kitap bulu­ namamıştı.

DÎVANÜ LÛGAT-ÎT- TÜRK’ÜN BULUNUŞU

Kadınların devlet dairele­ rine ayak basmadıkları bir dönemde, 1911 yılında, Ma­ arif Nazırı Emrullah Efen­ diyle görüşmeye gelen bir kadın, kocasının ölürken çok değerli bir kitap bırak­ tığım, güç durumda kalıp da satması gerekirse 40 altından aşağı vermemesini söylediğini ifade ediyor. Ve çarşafının altından küçük bir bohçaya sarılmış ciltli, büyük bir kitap çıkararak uzatıyor. Emrullah Efendi, değerinin "Encüm en” ince­ lemesinden sonra anlaşıla­ cağını belirterek kitabı alı­ yor. “ Encümen” kitaba 10 altın değer biçiyor. Kadın ise, kitabı geri alıp Sahaflar Çarşısındaki Nasrullah Efendinin dükkânına götü­ rüyor.

Nasrullah Efendi kitabın değerini anlıyor ve o sırada yoldan geçmekte olan "k i­ tap hastası” Ali Emirî Efendiyi görüp çağırıyor. Ali Emirî Efendi de kitabın değerim ve yıllardır aran­ dığım biliyor. Sevinçten de­ liye dönerek hemen ceketini nin altına sokuyor ve ancak “ aldım, ben bu kitabı al­ d ım ...” diyebiliyor. Ne var ki dükkânda beklemekte olan kadının istediği 40

altın üzerinde yok. Kıvra­ nıyor, kitabı bırakmak iste­ m iyor... Biraz sonra yolda tanıdığı bir hekimi görüp ondan 40 altm istiyor. He­ kim yanındaki 15 altım verip para bulmaya gidiyor. Geri gelince 40 altm kadına, 5 altm da kitapçıya sayılı­ yor... Bu haber, Sadrazam ve İttihat Terakki Fırkası önderi Talât Paşa’ya ulaşı­ yor. Kitabın basılmasının sağlanması amacıyla bir plan hazırlanıyor ve uygu­ lamaya konuluyor:

Adliye Nazın, dostu olan Ali Emirî Efendiyi iftara çağırıyor. Yemekten sonra, geçerken uğramış gibi, Sad­ razam Talât Paşa aynı eve geliyor ve Ali Emirî Efen­ diye övgüler yağdınyor. Hatta, kabul etmeyeceğim bile bile, ona Evkaf Na­ zırlığım öneriyor.... Tam ayrılacağı sırada, birdenbi­ re aklına gelmişcesine, D i­ vanü Lûgat-it-Türk’ü ele geçirmesinden dolayı çok sevindiğini belirtip ekliyor: “ Kitabı bugünkü savaş ko­ şullan içinde kişisel ola­ naklarla bastırmakta güç­ lük çekeceğinizi sanıyorum. Size küçük bir yardımda bulunmak düşüncesiyle bu baskı işini üzerine alması için Maarif Nazırına ricada bulunacağım.”

Bu oldubitti karşısında kitabın basılmasını engel­ ley em ey eceğ in i kavrayan Ali Emirî Efendi, iki koşul öne sürüyor: Yapıtm çeviri, basım işlerim Kilisli Rıfat Efendi üstlenecek ve basım sona ermeden kitap hiç kimseye gösterilmeyecek.

“ Türkçenin koşu atlan gibi Arapça ile yanş ede­ bileceğini” göstermek için hazırlanan ve Türk dilinin zenginliğini, her duygu ve düşünceyi anlatıma elverişli olduğunu tanıtlayan ünlü yapıt, bu koşullara uyu­ larak Kilisli Rıfat tarafın­ dan Türkçeye çevrilerek 1915-17 yıllarında üç cilt olarak yayımlanıyor.

Divanü Lûgat-it-Türk’ün Besim Atalay tarafından yapılan açıklamalı çevirisi, yeni harflerle beş cilt olarak 1939-43 yıllarında Türk Dil Kurumu’nca yayımlandı.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

'N

Referanslar

Benzer Belgeler

In LPS-activated macrophages, propofol suppresses the biosyn- theses of TNF-α, IL-1β, IL-6, and iNOS at the protein and mRNA levels.. Thus, the modulating mechanism of propofol

藥學科技影片觀賞心得  藥三    B303097064  黃崇勛     

Okey partilerinin yapıldığı, kahve fallarına bakıldığı, pasta-börek tariflerinin alındığı kahvehanede eşine kızan, ev işinden bıkan, çocuklarından yorulan

Genel haci.z yolu ile takipte yap ılan değişildil<lerden birisi takibe itiraz- la ilgilidir. De ğişiklikten önce itiraz etmek isteyen ve zaman kazanmak isteyen kötü

Hatıramı bitirmeden evvel şunlan söyleyeyim ki, ben en büyük pişekâr-kavuklu çifti Küçük İsmaü ve Hamdi efendilerle en büyük zenne Hariciye memurlarından

Şebnem ERDİNÇ, Ankara, Türkiye Şebnem EREN-GÖK, Yozgat, Türkiye Önder ERGÖNÜL, İstanbul, Türkiye Gülden ERSÖZ, Mersin, Türkiye Bülent ERTUĞRUL, Aydın, Türkiye