7
PAZARIN PENCERESİNDEN
The Imperial Harem
SELÇUK EREZ
air ve besteci Leyla S a z Hanım efendi'nin hatıraları 1925 ’te Paris’te “Le Harem Im périal” başlığıyla yayımlanmıştı. Sonradan Prag'da Çekçe yayınlandı, 1960'da özeti Türkçeye çevrilip basıldı. Bu sene de PEVA Yayınları tarafından İngilizcesi basıldı.
Leyla Hanımefendi'nin 4. M ehm et, 5. M ehm et, Ab dülham id. 5. M urat, A b d ü la ziz ve Ab dülm ecid zamanında OsmanlI sarayında görevli olarak bulunduğu, sarayın Hekimbaşısı Dr. İsmail P a şa ’nın kızı olduğunu, İsmail Paşa, Bakanlık, Girit Valiliği gibi önemli görevlerde bulunduğu hatırlanırsa iyi eğitim görmüş, zeki bir kadının saray konusunda anlattıklarının önemi daha iyi kavranır.
Sarayda çok sayıda Doğu ve Batı müziği hocası vardır: Leyla Hanımefendi, Batı müziği hocalarından N ecip P a şa ’yı ve Kadri B e y ’i hatırlar (s. 4 3 ). N ecip Paşa, çok sayıda Batı müziği parçasıları bestelemiştir. Ünlü besteci Donizetti’nin de kardeşi, sarayın Batı müziği hocalarındandır.
Ab dülm ecid Han, Prens Vahdeddin doğduğunda orkestraya W illiam Tell ve La Tra v ia ta ’dan bölümler çaldırır.
Sarayın, biri erkeklerden oluşan orkestrası, bir de kadınlardan oluşan Harem Orkestrası vardır. Harem Orkestrasının hocaları erkektir.
Sarayda balet grubu davardır: Leyla S az Hanım efendi saray “corp de ballef’sinin A b d ü lm e cid H a n ’ın huzurunda sergilediği bir gösteriyi izlemiştir (s. 51)
.Prenseslerin eğitimlerinde de müzik önemli bir yer tutardı: Leyla Hanım efendi, M aestro D on izetti’nin öğrencilerinden D urn igar H a n ım ’ın prenseslere piyano dersleri verdiğini anımsıyor (s. 102). D urn igar Hanım , aynı zamanda Im peryal Orkestra'nın birinci kemancısıdır.
Durnigar, birçok polka, vals, mazurka bestelemiştir, èarayda başka müzisyenler de vardır: Levifer, C ü re t ve P eyam nigar kalfalar Türk musikisi hocalarıdır..
Sultan Murat iyi bir piyanisttir: Yirmisekiz yıl süren esareti süresince çocuklarının iyi bir müzik eğitimi görmelerini sağlamıştır. Kızı Fehim e Sultan çok İyi bir piyanist olmuş ve güzel parçalar bestelemiştir. Sadiye Sultan iyi harp çalardı; Prens Burhaneddin ise çelloyu iyi çalmakla kalmaz aynı zamanda orkestra yönetirdi (s. 103). Prens Tevfik ise iyi bir organ virtiozudur.
Sarayda tiyatroya da önem verilir: "Zuhuri Kolu” olarak anılan bir heyet ortaoyunu gösterileri sergilerdi (s. 139).
Sultan A b d ü lm e c id ’in kızı Fatm a Sultan çocuk doğurduğunda düzenlenen kutlama töreninde orkestra eşliğinde kızlardan oluşan bir grup “quadrille” , “scotish step” ve
kastanyetlerle oynanan bir “Ispanyol dansı” sergilerler.
Bu kızları eğiten dans hocalannın tümü erkektir (s. 152).
Bütün bunlara şaşmak gerekmez: Bu çağda mahalle mekteplerinde bile resim dersleri verilmektedir: 1911 ’de Hester D onaldson Je n k in s tarafından yazılmış olan “B ehin d the Tu rk is h Lattices” adlı eserde (Chatto and Windus, London) BirTürk genci kendisine İngilizce dersleri vermiş olan yazara göndermiş olduğu bir mektupta şunları belirtir:
Leyla Saz 'in 1926 'da çekilmiş bir resmi.
“Mektebe gidince, Hocanın hemen önüne, iki pis çocuğun arasına oturtuldum... en çok sevdiğim dersler coğrafya ve tarihti. Kuran derslerini-Arapça olduğundan- sevmiyordum. En eğlendiğim ders resim dersiydi. Bir gün sınıfımızdaki küçük bir kızın resmini çizdim; ona gösterdim, çok sevinmişti...” (s. 15)
Leyla S a z Han ım efend i’nin “T h e Im perial H a rem of the Suttans”ında başka ilginç bilgiler de yer almaktadır.
“Prensesler hastalandıkları zaman onları erkek hekimler muayene ederler” (s. 119) ve “Ramazanı izleyen bayramlarda yapılan törenlerde Şeyhülislamdan sonra Ekumenik
Patrikde padişahın huzurunda bir söylev verirmiş” (s. 136). Bu törenlerde Im peryal O rk e s tra ’nın Batı müziği parçalarını çaldığım da öğrenmekteyiz.
Leyla S a z H a n ım ’dan öğrendiklerimiz konusunda biraz düşündükçe, bugün “sanatı a nlam sız” bulan “vatan kurtaran şabanlar”ı ve “sanatın İçine tü k ü re n le ri daha iyi
yorumlayabiliyoruz... Ecdadım ız, zamanın Halifeleri, Batı müziği dersleri alır, balet ve tiyatro izlerlerken günümüzün kendini, “din-i bütün” ilan edenleri, bu tür sanatı aşağılamak için ne yapacaklannı bilmiyorlar!
Bu gibilere sormak gerek: Acaba siz Abdülaziz H an’dan, Sultan Abdülham id’den -velhasıl bütün OsmanlI büyüğü Halifelerden- daha mı Müslümansınız? Tabii ki değilsiniz! Aranızdaki fark: Sizin ilerlemeye açık Osm anlı-Türk ananesini değil depdeğişik nitelikli Suudî Kral Sülalesi 'nin ananesini izlemekte olmanızdır! Lütfen bir daha bize “miliriikten bahsaçmayın!