6
TJ telgrafları okuduktan sonra cevap verdim, hak- kundaki teveccühlerine te şekkür ile Nurettin Paşa’mn bana müreccah olduğunu arz ettim, ar kasından bu şifre geldi:
Konya’da 12 nci Kolordu Kuman dam Fahrettin Beyefendiye
30.12.1919 «Harbiye Nezaretinin kumanda makamlarında tasavvur ettiği deği şikliklere, tarafımızdan verilen ce vabı arzetmiştik. Buna rağmen, şa yet kolordunuza Nurettin Paşa tâ yin edilecek olursa, kumandayı terk etmiyerek eskisi gibi, vazife-i
milll-ye-i vataniyenize devam etmekliği niz icap eylemektedir. Binaenaleyh bu babda vaki tebligattan vaktiyle heyetimizin haberdar edilmesini ri ca ederiz. — Heyeti Temsiliye namı na Mustafa Kem al»
Harbiye Nezaretinden bir tebligat olmadı.
İZ M İR İL H A K I K A R Ş IS IN D A
5.1.1920 gece yansı, Ankara’dan Heyeti Temsiliye’den Mustafa K e mal’in imzasiyle bir şifre aldım. Ru mi senebaşında Yunanlıların İz mir’i ilhak edecekleri haber alınmış, eğer bu ilhak Yunan hükümeti ta rafından resmen vaki olursa, bizim
Solda, İz m ir in işgalini protesto iç in itilâ f devletlerine beyanname veren K onya'nın aydın kadınlarından Cevdet Paşa kızı Şerife Em ine M aylor hanım, sağda da Prens Sabahattin, istibdat ile mücadele e ttiğ i yıllarda görülüyor.
hükümet de açıktan açığa tekrar muhasamata başlıyacakmış. Eğer ilhakı Rum m illi teşkilâtı ilân eder se, bizim M illi Mukavemet Teşkilâ tımız kuvvetlendirilip muharebeye şiddet verilecekmiş....
Ertesi günü de tekrar şu telgrafı aldım :
«K on ya’da 12 nci Kolordu Kuman dam Fahrettin Beyefendiye
6.1.1920 Herhangi bir sebeple Dersaadet’e dâvet olunduğunuz takdirde Heyeti Temsiliye’ye malûmat ita buyurul- ması, bu babda tarafımızdan bildi rilmeden önce hareket edilmemesi rica olunur. — Heyeti Temsiliye adına Mustafa Kem al»
Harbiye Nâzınna bir mektup ya zarak, üç ay önce kendisinin tâyin ettiği bu makamdan, beni ayırmak istemesinin hakiki sebebini ve istik balim için ne düşündüğünü öğren mek istedim. Gönderdiği tatmin edici cevaba, bu hususta Mustafa Kem al’e yazdığı mektubun suretini de bilgi edinmem için eklemişti, ben de bunu aynen yazıyorum:
Harbiye Nâzın Mersin’li Cemal Paşadan Mustafa Kemal Paşa Haz retlerine
11.1.1920 «Maruzdur,
Konya’dan tamamiyle mücerreb ve mutemedim bir zabit buraya - İs tanbul’a - geldi. Ora ahvali hakkın da verdiği malûmat arasında, zatı devletleri tarafından Fahrettin Be ye, herhangi bir suretle olursa ol sun, İstanbul'a davet olunursa. Heyeti Temslliye’den müsaade al madan icabet etmemesi hakkında emir buyurulduğu ve 11 inci Fırka Kumandanlığına tâyin edilen Mira lay Talât Beyin tâyini keyfiyetinin
20 inci Kolorduca kabul edilmeme sine binaen Konya’da karşılanarak, ileri gönderilmemesi ve bu hususta kendisine nakil vasıtası verilmeme si için fırka kumandan vekili Müm taz Bey tarafından Konya Merkez kumandanlığına tebligat yapıldığı hayetine kadar gitmek azminde bu- celbettl.
Başladığımız ve samimiyetle ni hayetine kadar gitmek azminde bu lunduğumuz mücadele yolumuzda bizim için muvaffakiyet, ancak iç tihat arkadaşları arasında olması gereken efkârın salâbeti ve itima dın her türlü şek ve şüpheden âzâde olarak devam ve bekasiyle mümkün olacağının izahına lüzum yoktur. Bu itibarla, makam ve resmi vazife nin iktiza ettirdiği vaziyet, muhte rem heyetiniz ile aradaki tesanü- dün pek sıkı olarak muhafazasmı icap ettirdiği halde, bunun herhan gi bir taraftan ednâ bir surette ol sun haleldar edilmesi şüphesiz ki mukaddes maksadımız için tehlike dir ki, bundan çekinmek kanaatin deyim. Binaenaleyh, gerek zatı âli lerine ve gerekse muhterem arka daşlarınıza karşı göstermekten geri kalmadığım - Cenabı Hakkın şahit olduğu samimi hislerimin - aynı şekilde mukabelesini beklentiye ve Heyeti Temsiliye’nin iş’aratını hüs nü telâkki ettiğim kadar, harekât ve icraatımın bilmukabele aynı tarz da mazhariyetini talep etmiye hak kım olduğunu teslim etmenizi rica eder ve bu vesile ile teyidi ihtiram ve müveddet eylerim efendim.
Harbiye Nâzın Cemal» Başka bir emir gelmedi; Konya’ daki bütün zabitleri kolordu daire sine toplıyarak umumi durumu an lattım ve Yunanlıların İzm ir'i
il-lı
.
t
hak etmeleri plânına karşı yapıla cak işler hakkında bilgi vererek ye ni baştan muharebeye hazırlanma larını söyledim ve tümenlerime de bu durumla ilgili olarak gereken malûmatı verdim.
P R E N S S A B A H A T T İN K U V V A Y I M İL L İY E İL E İŞ B İR L İĞ İ İS T İY O R
Bugün Mustafa Kem al’den şu şifreyi aldım:
«Dersaadet’te Prens Sabahattin Beyle görüşülmüştür; müşarünileyh mebus olmak arzusundadır. Padişa hın Meclisi Mebusanını arzu etmedi ğini, hattâ geçenlerde huzura kabul olunduğu zaman «Namuslu adam bu meclise girmez» dediğini söyle miştir. Prensin sözleri ve umumî ahvali, bir nezaret kabulünden ziya de bir kabine teşkiline mütemayil görünmektedir. Müşarünileyh Kuv- vayı Milliyenin fevkalâde lehtandır. İzm ir harekâtım pek meşru telâkki etmektedir. Kuvvayı Milliye rüesa- siyle Dersaadet’te teşriki mesaiye < âmâdedir. 12.1.1920
'■ Heyeti Temsiliye adına
\ Mustafa Kem al»
it O N Y A ’N IN A Y D IN H A N IM L A R IN IN V A T A N S 8 E V E R B İR H A R E K E T İ
Konya'nın aydın kadınları Şera- fettin camiinde toplanarak şehitle rin ruhuna mevlit okuttular ve memleketin kurtarılması için itilâf hükümetlerine hitaben hazırlamış oldukları bir beyannameyi yayınla dılar.
Konya'nın eski muteber ailelerin den Tahir Paşa’nın kızı Şerife, Kara Hafız Mustafa Efendinin eşi Aliye ve Binbaşı Rüştü Beyin eşi Zehra hanımlardan mürekkep bir heyet kolordu dairesine gelerek be yannamenin bir suretini verdiler; o zamanlar kadınlarımız kapalı ve siyasi ve idari işlere karışmaz ol duklarından bu hal ilerisi için ümit verici bir yenilik idi.
(D evam ı gelecek sayıda)
PRENS SABAHATTİN VE KUVVAYI MİLLİYE
Sayın Orgeneral Fahrettin Altay’- ın hâtıralarında Prens Sabahattin Beyin Kuvvayı Milliye ile işbirliği yapmak arzusuna dair, Mustafa Kem al’in, kendisine gönderdiği 12.1.1920 tarihli şifreli telgrafı dik kate şayandır. Genç Türk'lerin Av- rupadaki hürriyet mücadelelerinde faal rol oynadıktan sonra, ömrünü İttihat ve Terakki ile mücadele içinde geçiren Sabahattin Beyin, M illi Mücadelenin başlarında, bu dâvfiya karışma arzusu izhar etme si, fakat ihtUâl ve kurtuluş mücade lesinin gelişen seyrinin buna imkân vermemiş olması aeı bir talih neti cesidir.
Prens Sabahattin, Sultan Ha- mid'in kız kardeşinin oğludur; ba bası Damat M abm ut Paşa, iki oğ lunu alarak Avrupaya kaçmış, ora da sultanla mücadele etmişti. Prens Sabahattin, 1906 dan itibaren P a ris’te «Terakki» adlı bir gazete çıka rarak, inandığı fikirleri yaymıya uğraşmıştı. O, İlmi içtima (Sosyal bilgi) yi siyasî ve ideolojik faaliyeti ne esas tanımış, Genç Türk’lerin Ah met Rıza Bey tarafından toplanmış olanlarının, OsmanlI İmparatorluğu için tanzlmattan Mithat Paşa K a nunu Esasisine giden devrede, yani 1834 -1876 yıllan arasında çıkarılmış olan kanunlann ve bu arada Sultan Ham id’in hazırlattığı Kanunu
Esa-si’nin uygulanmasını istemelerine karşılık, bir inkılâbın lüzumunu ile ri sürmüş, yeni düşünceleri ile tâ ilk günden beri gerçek bir inkılâpçı ve hattâ bir devre için ihtilâlci ol muştu.
Prens Sabahattin’in başlıca fikir arkadaşları, Cumhuriyetin ilk yılla rında Ankara’da Hilâliahmer mec muası müdürlüğünü yapan ve ken disine sempati gösterilen rahmetli Kambur Fazlı, Doktor Nihat Reşat (Demokrat Parti’nin ilk hüküme tinde Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekili Nihat Reşat Bel ger), muhar rir Ahmet Bedevi (K u r a n ) ve kâti bi Satvet Lütfü (T o zan ) idi. Genç Türk hareketinin Avrupa’daki 1907 kongresine başkan seçilenlerden bi ri olan Prens, memleketin duçar ol duğu zaafın ve fenalıkların tek ve asıl sebebinin yalnız Sultan Hamit ve onun istibdat idaresi olmadığına kani idi. O, milletin içinde bulundu ğu sefaletin sebebini milli terbiye mizin en karakteristik vasfı olan «teşebbüsü şahsinin yokluğu» nda aranması dâvâeısı idi. Memleketin ekonomik unsuru olan çiftçi, tâeir ve sanayicilerin, bilgi ve sermaye sahibi olmadıklarından yükselme diklerini ve memleketi yükselteme dikleri kanaatinde idi; çiftçi, âşar ve iltizam sisteminin tazyiki altın da idi, ticaret en aşağı seviyede idi
Soldaki fotoğraf. Prens Sabahattin ve kardeşi L û tfu lla h ’ı talebelik senele rinde Paris'te gösteriyor. Sağdaki ise Prens Sabahattin'in gençlik resmidir.
ve buhar devrinin medeni fileme getirdiği sanayi hareketi, daha Os manlI topraklarına girmemişti bi
le... Sabahattin Bey, onun için Türltler’de teşebbüsü şahsi fikrini uyandırmayı, sosyal bilgiyi yayma yı, memleket halkını teşkil eden kşvimlerin biribiriyle anlaşmasını ve İdarede ademi merkeziyetin ka bulünü kurtuluş yolu olarak göste riyordu; tabiatiyle Kanunu Esasi*- nin kabulünü istiyordu.
1908 de Kanunu Esasi iade edilin ce, Türkiye’ye dönüp fikirlerini
yay-mıya kalktıkları vakit Sabahattin ve arkadaşları İttihat ve Terakki’- nin mümanaatı ile karşılaştılar; İzmir’de ilk çalışmalarına başlar ken, bu memlekette İttihat ve Te- rakki’den başka bir cemiyet yaşıya- mas, denerek önlediler; böylelikle İttihat ve Terakki ile bağdaşama dılar.
Balkan Harbi arifesinde İttihat ve Terakki düşünce, bir hamle yap- tılarsa da muvaffak olamadılar ve bir parti kuramadılar. Fakat fikre karşı baraj kurmak mümkün değil
di; yaydıkları fikirlerden, İttihat ve Terakki politikasına esas olan Türk çülük hareketinin am açlan arasın da yer tutanlar bulundu; Türk’lerin teşebbüs ve kazanç sahibi olmalan- nı teşvik eden fikirler, İttihat ve Terakki iktidannın program ve ic raatında yer almakta idi.
İttihat ve Terakki iktidan 1913 yı lında kendisine karşı hazırlanan hükümet darbesinde, 31 marttaki gibi Prens Sabahattin ve arkadaş larını ilgili saymak istedi ise de, böyle kanlı bir teşebbüse iştirfikleri- ne dair kâfi delil elde edemeyince, onlara sürgün veya memleket dışı na kaçmak yolu açıldı.
Şimdi İttihat ve Terakki ortadan kalktıktan sonra, vaktiyle onun kar şısında ayrı ayrı görüşlerle cephe alan iki ihtilâlci, Mustafa Kemal ve Prens Sabahattin, M illi Kurtuluş dfiv&sında birleşme teşebbüsünde idiler; Mustafa Kem al’in Konya’da 12 nci Kolordu Kumandanı Albay Fahrettin Beye gönderdiği 12JJ920 tarihli şifrede bu işbirliği arzusu açıklanıyor; Sabahattin Bey, Kuv- vayı Milliye ile işbirliği yaparak si yaset sahnesinde ilk plânda yer al mak istiyordu, fakat iş işten geç mişti : Türk ihtilâl ve kurtuluşunun yazıya dökülmemiş, açıktan ilfin edilmemiş olmakla beraber, şaşmaz prensipleri, saltanat hanedanına uzaktan yakından mensup bir kim senin, bu dfivâ içinde rol almasına imkân vermiyordu ve nâkam fikir adamı, MUlî Mücadele’nin zaferini gördükten bir hayli yıl sonra ha yata gözlerini kapadı. — N. Vluğ
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi