• Sonuç bulunamadı

İstanbul hayatı:İlk kahve ve ilk kahvehaneler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İstanbul hayatı:İlk kahve ve ilk kahvehaneler"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

17

İSTANBUL HAYATI

İlk kahve ve ilk

kahvehaneler

İlk kahve ne vakit geldi. — İstanbul’ da kahve düşmanlığı — Kah­

vehaneler niçin birer köliilük yuvası olmuştu?

İstanbul’daki ilk kahvehanelerden birini tasvir eden resim 1554 tarihine gelinceye kadar İstanbul

da ve umum Kümelide kahve ve kahveha ne yoktu ve bu tarihten sonra Halepten (Hakem) adında biri ve Şam’dan (Şem­

si) adında bir zarif gelip Tahtakale

de bir büyük dükkân açarak kahveciliğe başladılar.

«Keyfe müptelâ bazı yârân-ı safa ve ba husus okur yazar nıakulesindefı nice zurefa cemolur oldu.» Yirmişer, otuzar meclis ku rulur, kimi kitap okur, kimi tavla ve sat­ ranç oynar, kimi gazel söyler, kimi maa­ riften bahseder. Bir iki akçe kahve para­ sı vermekle yârân toplantıları, cemiyet

sefaları ederlerdi. O derece ki: Ma’zulîn, kadılar, müderrisler, işsiz güçsüz makulesi «böyle bir eğlenecek ve gönül dinlenecek yer olmaz» diye dolup boşanır, oturacak, duracak yer bulunmazdı. Payitahtta o ka­ dar şöhret buldu ki: mevki sahiplerinden başka kibar sınıfı, imamlar, müezzinler, so­ fular kahvehaneye müptelâ oldu.

Mesçitlere kimse gitmez oldu. Bu durum karşısında ulema:

«Bu kahvehaneler kötülük yuvasıdır. Bu­

raya girmekten meyhaneye girmek evlâ­

dır.»

(2)

18

Büyük Selçuklular İmparatorluğu: 7

Anadolu Selçuklu

devletinin kuruluşu

Birlik ve İstiklâl M ü ca d elesi

«1077

B

İZANS’ta bu olayların cereyan ettiği

sıralarda Süleyman Şah ile kardeşi Mansur’un arası açıldı. 1077 yılına ka­ dar iki kardeş kendilerini Anadolu’nun sa­ hibi sayıyorlar fethi tamamlamak üzere mai- yetlernindeki Türkmen Bey ve reislerini karargâh yaptıkları Kütahya civarından Ba tı ve Kuzey Anadolu’ya gönderiyorlardı.

Anadolunun süratle fethedilmesi başkan­ lığı yüzünden iki kardeşin arasının açılma­ sına sebep oldu. Bu yüzden Süleyman Şah ile Mansur’un arasında savaş çıktı Mansur yenilerek Bizans İmparatorunun yanına kaç­ tı. Süleyman Şah bu durumu Büyük Sultan

1192

»

M. Çağatay ULU ÇAY

Melikşah'a bildirdi. Melikşah Süleyman

Şaha yardım etmek üzere ünlü emirlerin­

den Emir Porsuk’u gönderdi. Porsuk ve

Süleyman Şah kuvvetleri Anadoluya geçmiş olan Mansur üzerine yürüdü. Yapılan sa­ vaşta Mansur yenildi ve öldü.

Bu savaştan sonra Anadohıda bulunan bü­ tün Türkmen kuvvetleri Süleyman Şahın emrine girdi. Melikşah tarafından Anadolu­ nun hükümdarlığı menşuru kendisine veri lerek Anadolunun tek hâkimi oldu. Böylece Anadolu Selçuklu devleti kurulmuş oldu: 1077. Süleyman Şah Anadolu Selçuklu dev­ letinin ilk hükümdarı olarak tahta geçti.

müftüler: •

«Her nesne ki kömür derecesine gele haramdır» diye fetvâlar verdiler.

Üçüncü Sultan Murad asrında her tara­ fa tenbihler oldu.

Fakat bütün bu tedbirlere rağmen bazı yaran, koltuk kahvesi diye çıkmaz sokak­ larda, bazı dükkânların arkasında art ka­ pıdan işleyip subaşı, asesbaşılara müracaat­ la hususî ruhsatlar aldılar.

Bu tarihten sonra kahvehaneler çoğaldı ve revaç buldu. Hattâ vâızlar, müftüler bu sefer de kahvenin içilebileceğine hüküm verdiler. Evvelki fetvâların aksine helâl okluğuna dair fetvâ çıkardılar.

Ulemadan, meşayihten, vüzeradan ve ki­

bardan içmez adam kalmadı. O dereceye

vardı ki: Vezirler akar için kahvehaneler ihdas ettiler ve yevmiye birer, ikişer altın lira kazanır oldular.

Aynı asırda (1598) İngiliz tüccarları tü­ tünü İstanbula ithal ederek şifadır diye sattılar, ehl-i keyiften bazıları «keyfe mü­

saadesi vardır» diye müptelâ oldular. Baş­ kaları da moda (iiye içmeğe başladılar.

Kahvelerde erazil ve ayak takımımn iç­

tiği tütünün dumanından içinde olanlar

birbirini göremiyecek hale geldi. Sokak ve pazarlarda ellerden düşmez oldu. Birbirinin yüzüne gözüne püf, püf diye sokak ve ma­ halleleri kokuttular. Bundan başka mutta­ sıl tütün kullanmakla kâr-ü kisbden. el­ leri işten kaldı. Tütünden İstanbul’da bir­ kaç defa büyük yangınlar çıkmıştır.

1635 tarihine gelinceye kadar tütünün şöhreti bütün Osmanlı ülkelerine yayıldı. Devrin hükümdarı Sultan Dördüncü Mu­ rat, umum memalik-i Osmaniye’de mevcut

kahvehaneleri kaldırıp yerine münasip

dükkânlar açtırdı. Ve tütünün içilmeiiini kat’i surette menetti. (Peçevî) diyor ki:

«Bu babda nice tıkara ve ağniyaya ke- rr.al-i merhamet ve şefkatlerinden bir ih- san-ı azîm ve in’âm-ı ganim ettiler ki kı yamete değin şükreyn etseler azdır.»

Referanslar

Benzer Belgeler

diyerek okumadıktan sonra kitap biriktirmenin manasız olduğunu söyler. Kesinlikle doğrudur ve bunun örnekleri hemen her devirde olmuştur. Bu- nunla birlikte edebiyat tarihleri;

Orada rahmetli Atıf Ural, Sungur ağabey ve havacı bir Üst Çavuş olan Hüsameddin Turgut diye benim Nar Kasabamdan birisi daha vardı.. -O vefat etti- Hepsiyle

Köy Enstitülerinde pisagor bağlantısı 3 4 5 ilişkisi bina köşelerinin oturtulması olarak atölyede ve uygulamalı olarak öğretilerek bilginin ne olduğu ve yaşamdaki

 İşlevsel okur yazar olan bir kimse gündelik yaşamında, okuma yazmayı gerektiren.. durumlarla baş etme becerisi kazanır ve içinde bulunduğu çevreye etkili bir şekilde

çünkü 29 Mart’ta Mersin’in Güalnar İlçesi’nin Büyükeceli Beldesi’nin Akkuyu Koyu’na daha doğrusu bize sokulmak istenen nükleer çubuk için ÇED yani çevresel

Bu amaç doğrultusunda çocukların ilkokula başlamadan önce erken okur-yazarlık becerilerini edinmeleri, onların ilkokula hazır bulunuşlukları açısından önemli olduğu

Fakat, kahve halka o kadar zevkli ve kahvehane hayatı da o derece lezzetli geliyor ki, az za­ man zarfında her ikisi he îstan- bula yayılıyor.. Kahvehane safa-

Devrin seçkin âlim ve hafızlarından, Halilürrahman Medresesi’nde yıllarca ders vermiş Nakşibendi halifesi Hâcı Hafız Mustafa Efendi’nin (1829-1908)