• Sonuç bulunamadı

Burhan Arpad

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Burhan Arpad"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

15

YEDİRENK

UĞUR KORDEN

Burhan Arpad

1990 Ocak ayı tarihi taşıyan köşe yazısında, kendi dö ­ neminden -kırk kuşağı- gelen Samim Kocagöz’e şöyle sesleniyordu Burhan Arpad: “Sevgiliarkadaşım, yolun ya­

rısını çoktan arkada bıraktık. Ama yolculuğun sonuna ka­ dar gitmekten kaçmamalıyız. En son ağıma kadar!"

Gerçekten Burhan Arpad, kendi terimleriyle ‘namuslu ol­ maya çalışan bir yazar’ karakteriyle yolun son dakikasına dek ‘kafasındaki doğrular’ın izinde gitti.

Dört yılı aşkın bir süre önceydi. Ilık bir ilkyaz akşamı. Esentepe’de Gazeteciler Mahallesi’nde, Dergiler Sokak on iki kapı numaralı, iki katlı, bahçe içinde, balkonlu güzel bir ev. Arka bahçede nefti kuytuluk, oturma yerleri. Onde çiçeklerin kokusu, gittikçe azalan alaca ışık ve ağaçlara, köşe bucağa sinen akşamın esmer gölgesi. Mayısın son günlerinin kuşattığı böyle bir zaman diliminde, Arpad’ın sekseninci yaşgünü kutlanıyor. Çevrede tanıdığım tanıma­ dığım insanlar: M. Ali Aybar, Oktay Akbal, Ömer Lütfü Akad, eski öykücülerden Ihsan Devrim, Hüsamettin Bo- zok, Erdal Oz, Ilhan Selçuk ve Cumhuriyet’in yazıişleri

müdürü Okay Gönensin. Bu arada Alpay Kabacalı var

mıydı acaba?

Ayrıca oğlu Ahmet Arpad, ilk kez, kendisini orada tanı­ yordum.

Baba Arpad, üçlü koltukta oturuyor. Hafif yan dönmüş, kısık ve tekdüze bir sesle Halide Edip’le ilgili bir anısını an­ latıyor: Adıvarlar’ın yurda yeni döndüğü yıllar. Tanınmış ro­

mancıyla gerçekleştirdiği bir konuşmada, ona “Gazeteci­

lik bir tür polislik gibi" der Burhan Arpad. Bunun üstüne Halide Edip, genç gazeteciye, “Hayır, siz doğruları arıyor­ sunuz; oysa polisler hep suçlu bulmak arayışı içinde ko­ şarlar" diye karşılık vermiş.

O mayıs akşamında sekseninci yılın eşiğinde, dünün

genç gazetecisi, “Bu özdeyişi hiçbir zaman unutmadım”

diye sözlerini tamamlamıştı.

Arpad, kırk kuşağının bir üyesi. “Bizim kırk neslinin -tu­ haf bir nesildir bu- bir özelliği vardır. Çoğu ya memur, ya taşrada öğretmen ya daSait Faik gibi işsiz güçsüzdü. Bir

bağlantısı yoktu" şeklinde tanımlamıştır kendini. Gerçek o ki, o da başlangıçta uzun yıllar memurluk yapmıştı. Sonra 1940 yılı başından başlayarak aylık “İnanç" isimli bir der­ gi çıkarmaya girişti. On beş ya da yirmi sayı sürdü, herhal­ de. Kurucusu olduğu “İnanç” için Arpad, yıllar sonra “Hü­ manist fikirleri yaymak amacıyla çıkarıyorduk. Kuşe kapak­ lı, çok temiz baskılı bir dergiydi”demekle yetinmiştir.

Böylece, Arpad’ın gazeteciliği Hürriyet, Vatan ve Cum­ huriyet gibi istasyonlardan geçerek uzun yıllar sürdü. Ay­ rıca edebiyatın çeşitli dallarında da ürünler veriyordu. Öy­ kü yazarlığı, tiyatro eleştirileri, gezi notları, köşe yazarlığı, çevirmenlik ve son olarak Refi Cevat Ulunay’dan devral­ dığı ‘İstanbul’ yazıları.

“Bazı mesleklerde durmadan vermek gerekir, gazeteci­ lik de bunlardan biri ve vermek kazandırır” düşüncesine inanmıştı.

Yaratıcı veriminin büyük çoğunluğu, 1953-65 yıllan ara­ sında kitaplaştı. Özellikle Yeditepe Yayınları arasında çık­ tı. Herhalde Burhan Arpad’a en yakışan yayınevi de üstün­ de İstanbul’un yedi tepeli eski silüeti bulunan bu yayınevi olmalı. Sözgelimi “ Tuna’dan Şimale Avrupa”, “Uçuş Gün­ lüğü", “Gezi Günlüğü” (1976) ve “Avusturya Günlüğü” bu arada sayılabilir. Tiyatro eleştirileriyse “Perde Arkası” ve

“İlk Gece” başlığı altında toplandı. Hepsi dört cilt. Bir de roman: “Alnındaki Bıçak Yarası. ”

Anılarından oluşan “Hesaplaşma" (1976), daha sonraki yıllarda yayımlandı. “Hesaplaşma” , aynı zamanda onun gazetede sürekli yazdığı köşesinin adıydı. Üstün bir anla­ tım gücü isteyen fıkraları en az beş binin üstündedir.

Onun ismini taşıyan zengin çeviri kitaplığı, Türk okuru için gerçek bir kazanç kaynağı sayılmalı. Arpad, “Okuyup sev­ diğim, topluma yararlı olacağına inandığım kitapları çevir­ dim " diye tanımlamıştır çevirilerinin gerekçesini. “Çeviri­ lerimin tek bir amacı vardı: Dil bilmeyenlerimiz de, insan­ cıl yazarları tanısın ve benimsesinler istedim. ”

İkincil önem taşıyanlan bir yana bırakırsak, Burhan Ar- pad’ın birbirinden değişik konuma sahip, başlıca dört ‘sev­ gili yazarı’ vardr.Thomas Mann (1), Anna Saghers (2), E. Maria Remarque (6) ve S. Zweig (8). Bu yazarların ortak özelliği insancıllıkları, antifaşist, antimilitarist ve barışsever olmaları. Bunu Arpad da bir yazısında belirtmişti.

Ayrıca, onun çeviri yazarlar ailesi içinde AvusturyalI Jo­ seph Rotha (intihar etti), Habeck; Bulgar Dimov (defa­ larca basılan “ Sarı Tütün” ün yazarı), Çek Haşek, Rumen

Istrati ve Finli Silanpaa da bulunuyor.

Bu yazarları seçen ve onların ürününü çeviren Arpad,

‘toplumumuzun koşullarıyla o toplumun koşullarını karşı­ laştırarak doğruyu bulmaya çalışıyordu’, kendi terimleriy­ le anlatılırsa.

Günümüzde bu çevirilerin bir bölümü yeniden yeniden yayımlanıyor; ancak kimi kitapları bulmak da olanaksız. Ör­

nek vermek gerekirse, E. M. Remerque’m “Lizbon Gece­

si" romanını ancak kendisinden ödünç alarak okum uş­ tum.

Edebiyatımızın Fahir Onger’in deyimiyle ‘kızgın adam­ larından biri’ olan Burhan Arpad’ın yaşamı sonsuzlukla birleşti. Ama Kocagöz'e seslenişi, keskin ve acılı bir çığlık gibi havada asılı duruyor: “ Onca ömür tükettik, bir arpa boyu yol alamadık. ”

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ılındı d e lild ir.’ Teslimat ancak bt^ resmi alındı mukabili yapılır, ık alındı veya veıgi cüzdanı ile ispat edileceğinden alındınm sakla1 müze. 2 —

Misis daima kalmakta olduğu veya Cadillac marka otomobile (453) numaralı daireden: «Ben malik olmasına müsavi addet- bir elbise, bir şapka, bir çanta

Üstad, liseler ve sultanîler için d e : Liselerin ilk açılışı 1867 olduğu­ nu sonra buna “Mektebi sultani« de denildiğini, dört buçuk sahifelik kıymetli

Namık Kemal’in çizdiği uygarlık gö­ rüntüsünü somutlaştıran ikinci etken, toplumsal hareketliliğe bağımlı olarak gündelik hayatı biçimlendiren zaman

26-29 Eylül 2013 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşecek olan sempozyumda Piri Reis’in kişiliği, hayatı, eserleri, Türk denizcilik ve haritacılık tarihi

Özellikle Ana­ dolu kadınının dışa vuramadığı duygu ve düşüncelerini, öz­ lemlerini ilmek ilmek dokumalara, mısra mısra türkülere yansıttığını

OpenstreetMap, günümüzde pek çok internet si- tesi ve mobil uygulamada harita altlığı olarak kulla- nılıyor ve OpenStreetMap verisini kullanan çok sayı- da

Merhum Hakkı Toker ve Merhume Hüsniye Toker'in oğulları, Merhum İsmet İnönü ve Merhume Mevhibe İnönü'nün damatları, Semiha-Mübin Toker'in ağabeyleri,