• Sonuç bulunamadı

Konya ilinde peyzaj alanlarındaki ağaç ve çalılarda bulunan zararlı akar türleri ve doğal düşmanları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya ilinde peyzaj alanlarındaki ağaç ve çalılarda bulunan zararlı akar türleri ve doğal düşmanları"

Copied!
82
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1. GİRİŞ

Yoğun kent yaşamının baskısı altında bulunan kent insanın psikolojik açıdan dinlenmesi, rekreasyonel faaliyetlerde bulunması ve sosyo-kültürel açıdan gelişimi üzerine açık ve yeşil alanların etkisi büyüktür. İnsanların dinlendiği, huzur bulduğu alanlar olan parklardaki ağaç ve çalılar tek veya toplu olarak ortamı düzenleme, çirkin görüntüleri maskeleme ve erozyonla mücadele görevini üstlenmişlerdir Bugün dünyadaki gelişmişlik göstergelerinden birisi olan kişi başına düşen yeşil alan miktarı, yeşil alanların önemini bir kat daha artırmaktadır.

Peyzaj alanlarının dış mekân planlamasındaki yeri büyüktür. Konya’da toplam aktif yeşil alan miktarı 20.565.056 metrekare, pasif yeşil alan ise 33.000.000 metrekare’ dir ( Anonymous 2005).

Konya park ve bahçelerine ait toplam yeşil alan miktarının geniş olması, buralarda süs bitkisi olarak kullanılan ağaç, çalı ve çiçeklerin de zararlıları olan kırmızı örümceklerin incelenme zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır.

İklim koşulları bitki çeşitliliği üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Konya ilinde hedef alınan park ve yeşil alanlarda 40 farklı bitki türü çalışmada yer almıştır. Havanın çeşitli kimyasal maddelerle kirletilmesi, bitkinin beslenme durumu ve duyarlılığına bağlı olarak zararlı yoğunluklarında da büyük farklılıklar yaratabilir. Ayrıca çevre koşulları, parklardaki toprak- su kapasitesi ve bitki deseni üzerine de etkilidir. Bütün bunlar zararlı böcek ve kırmızı örümceklerin tür düzeni ve yoğunluğunu etkileyen faktörlerdir (Kropczynska et al. 1992).

Çalışmanın konusunu oluşturan peyzaj alanlarındaki yaprağını döken ağaç ve çalımsı bitkilerin dahil olduğu pek çok süs bitkisinin hastalık ve zararlıları bulunmaktadır. Ancak bu hastalık ve zararlıların iyi tanınmamaları ve mücadele yöntemlerinin de buna paralel olarak bilinmemesi mevcut populasyonları daha da artırmakta ve sorun olarak ortaya çıkarmaktadır. Bu bakımdan parklarda bitkilerin sağlıklı görünüme sahip olabilmeleri için alınan kültürel önlemlerin yanında zararlı ve hastalıkların tespiti ve bunlarla mücadele de önem taşımaktadır.

Kültür bitkileri ve süs bitkileri için tehlikeli olan zararlıların başında gelen akar türleri sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerlerinde önemli zararlılar olarak

(2)

görülmektedir (Reeves 1963, Keifer and Denmark 1976, Kropczynska et al. 1992, Ripka 1997, Petanovic 1998).

İkinci dünya savaşından önce önemli bitki zararlısı olmayan akarların bu dönemden sonra tarımı yapılan bitkilerde gün geçtikçe artan oranda sentetik organik pestisitlerin kullanılması sonucu populasyonları artmıştır. Geniş spektrumlu ilaçların kullanıldığı yerlerdeki doğal düşmanlar fitofag akarlardan daha duyarlı oldukları için daha çok etkilenmişler ve bu nedenle de zararlı akar populasyonları hızla yükselmeye başlamıştır.

Zararlılar içinde önemli yeri olan akarlar, çok farklı bitki gruplarında yaşarlar. Bitki özsuyunu sokup emmek suretiyle beslenirler. Beslenme sonucu yapraklarda öncelikle küçük noktacıklar halinde lekeler, renk açılmaları, daha sonra yaprağın tümünde sararma, bronzlaşma ve sonuçta dökülmeler görülür. Ayrıca bazı türler salgıladıkları toksik maddelerle bitki dokusunda ur, gal ve çeşitli şekilde deformasyonlar meydana getirirler.

Populasyon yüksek olduğu zaman akarların bulunduğu yapraklar ve çiçeklerin üzeri ağlarla örülür. Yaprakların dökülmesiyle ağaç çıplak kalabilir, çiçekler renksiz ve soluk olup bitki bodur kalabilir. Özellikle sıcak ve kuru koşullarda akar zararı artmaktadır. Populasyonun ileri derecede arttığı durumlarda bitkiler tamamen kuruyarak ölmelerine neden olurlar. Bu şekilde zararlarının yanısıra bazı türlerin bitki virüs hastalıklarının vektörü oldukları ve onları naklettikleri de bilinmektedir (Toros 1992).

Dünya’ da yeşil alanlarda bulunan ağaçlar ve çalımsı süs bitkilerindeki akarlarla ilgili bir çok çalışma bulunmaktadır ( Reeves 1963, Keifer and Denmark, 1976, Gras 1991, Johnson 1991, Kropczynska 1992, Van ková-Skuhravá 1996, Ripka 1997, Krips et al. 1998, Soika and Labanowski 2002)

Tarımla uğraşan bütün ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de akarların daha az zarar vermesini, daha da önemlisi daha az zararlı hale gelmesini sağlamak için gerekli önlemler araştırılmaktadır. Bunların başında dayanıklı çeşit yetiştirmek ve etkili doğal düşmanlarından yararlanma gelmektedir. Nitekim zararlı savaşımına ışık tutmak amacıyla akar türleri ve doğal düşmanlarının tespit edilmesi bu çalışmanın da amacını oluşturmaktadır.

(3)

Türkiye’ de park ve yeşil alanlarda akarlar üzerinde bugüne kadar yapılan çalışmalar çok sınırlıdır. Akarlar üzerinde planlı ve programlı çalışmalara 1950’ li yıllarda başlandığı söylenebilir. Bunlardan önemlileri: Düzgüneş (1954, 1963), Göksu (1968), Toros (1974), Dinçer (1975), Ecevit (1981) tarafından yapılmıştır.

Orta Anadolu bölgesinde akarlarla ilgili ilk çalışmalar meyva ağaçlarına zarar veren Tetranychidae familyası türleri üzerinde sistematik ve biyolojik çalışmalar ile mücadele denemeleri şeklindedir (Düzgüneş 1954).

Toros (1974), Orta Anadolu Bölgesinde önemli bitki zararlılarından Tetranychus viennensis (Zacker) (Akdiken akarı)’ in morfolojisi, biyolojisi, yayılışı ve konukçuları ile kimyasal savaş imkânları üzerinde çalışmıştır.

Ülkemizdeki tarım ürünlerinin zararlılarını hedef alan çok sayıda çalışma olmasına rağmen peyzaj alanlarındaki akar türlerine ait tek tek kayıtlar söz konusudur. Dünya ülkeleri arasında tarım ürünleri ve orman- park, süs bitkilerinde bulunmaları nedeniyle ekonomik zarara neden olan parklarda zararlı akarlar ve bunların sistematikleri, konukçuları, dağılımları, biyolojileri ve doğal düşmanlarının iyi bilinmesine karşın ülkemizde peyzaj alanlarındaki akar türleri ve doğal düşmanlarının özel olarak incelenmesine ihtiyaç vardır. Bu amaçla Konya ili peyzaj alanlarında yaprağını döken ağaç ve çalılar üzerinde bulunan akar türleri ve doğal düşmanlarını belirlenmesine yönelik sörveyler yapılmış, özellikle de ülkemizdeki akar- doğal düşman ilişkileri ile bilgilere katkı niteliğinde sonuçlar elde edilmesi amaçlanmıştır.

(4)

2. LİTERATÜR ÖZETİ

Park ve bahçelerde zararlı akar türleri ve doğal düşmanları konusunda dünyada ve ülkemizde birçok araştırma mevcuttur. Türkiye dışında yapılan çalışmalar şu şekilde özetlenebilir :

Pritchard and Baker (1951), California’da seralarda, turunçgillerde ve bu arada çok sayıda ağaç ve çalımsı süs bitkilerinde zararlı olan Tenuipalpidae familyasından 40 tür tespit edip, bunları 1–5 cinste toplayarak taksonomik özellikleri, konukçuları ve dağılımları hakkında açıklamalar yapmaktadır.

Rekk (1959) ise bitki zararlısı akarların cins ve türlerini tavsif ederek, Tetranychidae familyasına bağlı akarların doğal düşmanlarını mantarlar (Entomophtora sp. ve diğerleri), predatör böcekler ve faydalı akarlar olarak belirtmektedir. Böceklerden belli başlılarının Coleoptera’dan (Coccinellidae ve Staphylinidae), Heteroptera’dan (Miridae, Anthocoridae ve bazı Myodochidae), Neuroptera’dan (Coniopterigidae, Hemerobiidae ve Chrysopidae), Diptera’dan (Itonidae, bazı Syrphidae), faydalı akarlardan başlıcalarının da Phytoseiidae, Anystidae, Raphignatidae, bazı Tydeidae ve Cheyletidae familyasından olduğunu belirtmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri’ nin New York eyaletinde ağaçsı bitkilere zarar veren yaklaşık 40 Tetranychid türü toplayan Reeves (1963) bunların taksonomileri, konukçuları ve dağılımlarını ele almıştır.

Phytoseiidae familyasına bağlı avcı akarlardan bazıları polen, bitkilerin çıkardıkları tatlı maddeler, bitki özsuyu ve mantarlarla beslenirken, çoğu türler zararlı akar ve küçük böceklerle beslenirler (Jeppson ve ark. 1975).

Mc Murty et al. (1970)’ da bitki zararlısı akarların en önemlisi olan Tetranychoidea’ ya bağlı akarların doğal düşmanı olarak Phytoseiidae’ye ait avcı akarların biyolojileri ve zararlı akarlar üzerindeki etkinliklerine geniş şekilde yer vermiştir.

Van de Vrie (1972), ilaçlanmayan bakımsız bahçelerde akarların salgın yapmamasının nedeninin doğal düşmanlarının faal olmasından kaynaklandığını,

(5)

ilaçlanan bahçelerde ise onların yok edilmesiyle fitofag akarların salgın yaptıklarını ifade etmektedir.

Jeppson at al.(1975), kültür bitkilerinde zararlı olan akar gruplarını ele aldığı yayınında birçok Tetranychoidea ve Eriophyoidea üst familyası akarlarının morfolojileri, biyolojileri, ekolojileri ve sistematikleri konusunda detaylı bilgi vermektedir. Bu akarların doğal düşmanları olarak Phytoseiidae familyası akarları yanında avcı böcek olarak Coccinellidae, Staphylinidae, Chrysopidae, Anthocoridae, Miridae, Nabidae, Lygaeidae familyaları ile Thysanoptera takımına bağlı türlere değinmektedir.

Florida’da Eriophyes lantanae Cook üzerinde yapılan çalışmada, ergin dişisinin tanımlanması, dünyadaki yayılışı ve Mine çalısı (Lantana camara)’nda beslenmesi sonucunda oluşan zarar hakkında bilgiler sunularak, yapraklarda büyük galler, tomurcuk ve çiçeklerde şekil bozuklukları oluştuğu belirtilmektedir (Keifer and Denmark 1976).

Gras (1991), yalancı akasya zararlısı olarak bilinen Aculops allotrics (Eriophyidae)’ in özellikle fidanlıklarda genç bitkilerde bulunduğunu, yapraksızlaşmaya neden olarak büyümeyi tamamen durdurduğunu belirtmiştir.

Johnson (1991), kırmızı örümceklerden Tetranychus urticae’ nin birçok sebze, endüstri bitkisi, meyve ağacı ve süs bitkisi, ayrıca akasya, karaağaç, dişbudak, akçaağaç ve kavak gibi orman ve park ağaçları olmak üzere 200’den fazla bitki türünde zarar yaptığını belirtmiştir. Ayrıca kırmızı örümceklerin doğal düşmanları hakkında bilgi vermiştir. Önemli predatör akarların Amblyseius, Metaseiulus ve Phytoseiulus cinslerine; önemli predatör böceklerin ise Stethorus (Coccinellidae: Coleoptera); Orius (Anthocoridae; Heteroptera); Leptothrips (Thripidae: Thysanoptera) ve Chrysopa (Neuroptera) cinslerine bağlı türler olduğunu belirtmiştir.

Tuovinen (1993), altı yıl süreyle Finlandiya’da elma bahçelerinde yaptığı araştırmalarda zararlı akarlarla beslenen 12 avcı akar türü ile çevresindeki çalı ve otsu bitkilerden 8 tür bulmuştur. Bu türlerin taksonomik şekilleri ve teşhis anahtarlarını vermiştir.

Van ková-Skuhravá (1996) ise, Çekoslovakya 'da ağaç ve çalılarda gal oluşumuna neden olan eriophyid akarlar üzerinde yaptığı çalışmada, 15 eriophyid

(6)

akar türünden en yaygın dört tanesinin Fraxinus excelsior’de zararlı olan Eriophyes fraxinivorus, Acer platanoides’de E. platanoideus, Pyrus communis’de Phytoptus pyri ve Salix’in birçok türünde görülen Stenacis triradiatus olduğunu bildirmiştir. Yapraklarda eriophyid akar sayısı arttıkça gallerin sayısının da arttığını ve artan saldırılar sonucunda yapraklarda özümlemenin azalarak ve zamanla kuruyup döküldüklerini bildirmiştir.

Rıpka (1997), Macaristan’ın birçok yerindeki ev bahçeleri, parklar ve yol kenarlarındaki ağaç ve çalımsı süs bitkilerinde yaptığı çalışmada 57 bitki familyasından 301 ağaç ve çalımsı türe bağlı toplam 918 bitki örneği toplamıştır. Çalışmalar sırasında Tetranychidae’den 19, Tenuipalpidae’den 3, Phytoptidae’den 3, Eriophyidae’den 78, Diptilomiopidae’den 6 ve Phytoseiidae’den 28, Stigmaeidae’den 2, Cheyletidae’den 4 tür olmak üzere 28 familyaya bağlı toplam 197 tür tespit ederek bunlar hakkında açıklayıcı bilgiler sunmuştur.

Petanovic (1998), Yugoslavya’nın eriophyoid akar faunasını tespit amaçlı yaptığı çalışmada farklı konukçulardan 37 tür bulmuş, Carduus acanthoides’de Aceria balasi, Corylus avellana (fındık)’da A. biradiatus, Buxus sempervirens’de Eriophyes canestrini and Chamaecytisus austriacus’da Vasates sarothamni gibi 10 türün Yugoslavya için yeni kayıt niteliğinde olduğunu belirlemiştir..

Vinnik and Casteels, (1998), Belçika fidanlıklarında Buxus sempervirens L. (Şimşir)’de bulunan yararlı ve zararlı akarları belirleme amaçlı çalışmalarında, tetranychid, tarsonemid, tydeid, eriophyoid akarlardan 12 tür ve predatör akar olarak phytoseiid türlerini tespit etmişlerdir. Eriophyes buxi and E. canestrinii diğer fitofag akarlardan daha sık bulunmuş ve en zararlı tür Eriophyes buxi olarak tespit edilmiştir. Çalışmada, akarların birlikte zararları da yaygın olarak gözlenmiş, şimşir’ de tydeid akar zararına ilk kez rastlanmıştır.

Macaristan’ da park ve bahçelerdeki ağaç ve çalılarda zararlı arthropodlar üzerinde yapılan çalışmada fitofag akarlardan; Tetranychus urticae, Eotetranychus populi, E. tiliarium, Pentamerismus oregonensis, P. taxi, Eriophyes tiliae, Anthocoptes salicis, Aculus gemmarum, Aceria populi, A. Fraxinivorus, Tetraspinus lentus, Epitrimerus trilobus türleri tespit edilmiştir (Ripka 1999).

Soika and Labanowski (2003), Polonya’da fidanlıklarda süs çalıları ve ağaçlarda bulunan Tetranychidae familyası üzerinde çalışarak Bryobia praetiosa,

(7)

Eotetranychus carpini, E. coryli, E. pruni, E. tiliarum, Eurytetranychus buxi, Panonychus ulmi, Schizotetranychus schizopus, Tetranychus viennensis ve T. urticae olmak üzere 10 tür tespit etmiş ve 60 farklı bitki türünde tespit edilen T. urticae’ nin en çok rastlanan tür olduğunu bildirmişlerdir.

Glavendekic et al. (2005), Sırbistan’da zararlı akar ve böcekler üzerinde yaptıkları çalışmada toplam 17 farklı akar türü bulmuştur, bu akar türlerinden % 60’ dan fazlası son 15 yıl içinde ilk kez kayda geçmiştir. Bunlardan 14 tür süs bitkilerinde, 2 tür sebzelerde, 1 tür meyve ağaçlarında bulunmuştur. Brevipalpus obovatus ve süs bitkilerinde zararlı Polyphagotarsonemus latus gibi 6 tür seralarda büyük öneme sahiptir. 5 tür şehir içi yeşil alanlarda büyük öneme sahiptir. Aceria ligustri şiddetli zarara ve Ligustrum’larda ölümlere sebep olmuştur.

Türkiye’de peyzaj alanlarındaki yaprağını döken ağaçlar ve çalılarda bulunan akarlarla doğrudan ve dolaylı olarak ilgili pek çok yayın mevcuttur. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

Türkiye’de 1963 yılına kadar tespit edilmiş ancak yayımlanmamış bulunan akarları familyalarına göre sıralayan Düzgüneş (1963), konukçuları, bulundukları yerleri ve özellikleri hakkında kısa bilgiler vermektedir. Ayrıca önemli avcı akar grubunu oluşturan Phytoseiidler üzerinde Türkiye’de ilk çalışmalar da Düzgüneş (1954; 1963) tarafından yapılmıştır.

Öngören ve ark.(1975), Ege bölgesi sebzelerinde Tetranychus urticae, T. atlanticus Mc. Gregor ve T .cinnabarinus olmak üzere 3 akar türünün bulunduğunu ve bunların doğal düşmanı olarak da Scolothrips longicornis Priesner (Thysanoptera: Thripidae), Orius spp. (Het.:Anthocoridae), Thea vibintiduopunctata L., Hyperaspis reppensis(Hpst.), Scymnus rubromaculatus (Goeze), Scymnus spp. (Col.: Coccinellidae) ve Deraeocoris punctulatus (Fn.) (Het.: Miridae), Piocoris erytrocephalus (P.-S.)(Het.: Lygaeidae) predatör türlerinin bulunduğunu kaydetmektedir.

Düzgüneş (1977), Çukurova’da çeşitli kültür bitkilerinde zarar veren akarların morfolojik özellikleri, zararlılık durumları ve mücadeleleri hakkında bilgiler sunmaktadır.

(8)

Akdiken akarı Tetranychus viennensis Zacher, Türkiye’de kültür bitkilerinde çok önemli bir zararlı durumundadır. Konukçularının çoğunluğu yumuşak ve sert çekirdekli meyva ağaçlarının oluşturduğu bu türün, Orta Anadolu Bölgesinde 14 konukçusu olduğu kayıtlıdır (Toros 1974).

Düzgüneş (1980), Akarların toplanması, saklanması, preparatlarının yapılması hakkında genel bilgi vermektedir.

Ecevit (1981), Erzurum’da elma ağaçlarında dört zararlı akar türü ile birlikte avcı akar Amblydromella kazachystanicus Wainstein’ u belirleyerek bunların populasyon değişimlerini incelemiştir.

Yiğit ve Uygun (1982) ise, Adana ili elma bahçelerinde Tetranychus viennensis ile bazı doğal düşmanlarının populasyon değişimleri üzerinde yaptıkları çalışmada öteki avcı türlerin yanı sıra; spesifik Tetranychidae avcıları olan Stethorus spp. (Stethorus punctillum ve S. gilvifrons)’ nin, bu türün baskı altında tutulmasında önemli yeri olduğunu belirtmişlerdir.

Alaoğlu (1984 a ve b), Erzurum ve Erzincan yörelerindeki özellikle meyve ağaçları ve asmalarla diğer bazı ağaç ve çalılarda bulunan eriophyoid akarları belirlemek amacı ile yaptığı çalışmada Eriophyidae familyasından 17 tür, Rhyncaphytoptidae familyasından 1 tür bulmuştur.

Şengonca (1986), birçok böceklerin avcısı olan Chrysoperla carnea Stephens’ın aynı zamanda iyi bir akar avcısı olduğunu bildirerek, bu avcı türün gelişim dönemleri boyunca tükettiği kırmızı örümcek sayılarını tespit etmiştir.

Yiğit ve Uygun (1986), elma ağaçlarında zararlı Akdiken kırmızı örümceği Tetranychus viennensis Zacher’in önemli bir avcısı olan Stethorus punctillum Weise’un avcılık özellikleri ile av ve avcısının Adana ilinde populasyon dalgalanmalarını incelemiştir.

Şengonca ve Lababidi (1987), Laboratuvar koşullarında Tetranychid’lerle beslenen 5 avcı akar (Phytoseiulus persimilis Athians-Henriot, Metaseiulus occidentalis Nebbitt, Amblyseius bibens Blommers, Amblyseius fallicis (Garman), Amblyseius longispinosus (Evans))’ ın Pamuk kırmızı örümceği Tetranychus cinnabarinus Boisd’a karşı etkinliğini belirli iklim koşullarında araştırmış ve en iyi özellikleri P. persimilis’ in gösterdiğini tespit etmişlerdir.

(9)

Soysal ve Yayla (1988), Antalya ili patlıcanlarında zararlı Tetranychus spp. (Acarina: Tetranychidae)’ nin ve doğal düşmanlarının populasyon yoğunluklarını belirlemek için yaptıkları çalışmada, Tetranychus urticae (Koch) ve Tetranychus cinnabarinus Boisd. olmak üzere iki türün bulunduğunu tespit etmişler, birinci derecede rol oynayan doğal düşmanlar olarak da Phytoseius finitimus Rib. (Acarina: Phytoseiidae), Deraeocoris pallens Reut. (Heteroptera: Miridae), Orius minutus L. ve Orius niger Wolf. (Heteroptera: Anthocoridae) predatör türleri bulunmuştur. İkinci derecede rol oynayan predatörler olarak da ya genel predatörlük özelliği gösteren veya düşük populasyonlarda bulunan Scymnus levaillantii Muls., Scymnus rubromaculatus Goeze, Stethorus gilvifrons Muls. (Coleoptera: Coccinellideae), Piocoris erytrocephala (P.- S.) (Heteroptera: Lygaeidae), Campylomma verbasci (M.- D.), C. diversicornis Reut. (Het.: Miridae), Chrysoperla carnea Steph. ( Neuroptera: Chrysopidae) ve teşhisi yapılamayan cecidomyiidae (Diptera) familyasından predatörlerin bulunduğunu tespit etmişlerdir.

Tunç (1990), Antalya’da Thysanoptera faunası üzerinde yürüttüğü araştırmada ortaya çıkan avcı türler ve habitatları incelemiş, kırmızı örümcek avcısı olan Scolothrips longicornis ve Parascolothrips priesneri hakkında daha ayrıntılı bilgiler vermiştir. Çalışmalar sırasında S. longicornis T.urticae Koch üzerinde, P. priesneri ise Bryobia rubrioculus üzerinde bulunmuştur.

Aydemir ve Toros (1990), Erzincan ilinde fasülyelerde zararlı Tetranychus urticae ‘nin doğal düşmanları üzerinde yaptıkları çalışmada Theriodiplosis persicae Kief.(Diptera ,Cecidomyiidae) , Stethorus gilvifrons (Muls.)(Coleoptera, Coccinellidae), Oligata flavicornis boist et Lacord (Col.,Staphylinidae), Orius minutus (L.) (Heteroptera, Miridae), Nabis pseudoferus Rem. (Het. Nabidae), Anisochyrsa carnea Steph. (Neuroptera, Chrysopidae), Scolothrips longicornis Pries. (Thysanoptera, Thripidae) predatör türlerini saptamışlar ve bu türlerden T. persicae ve O. flavicornis’in Türkiye faunası için yeni kayıt olduğunu bildirerek bu türlerin özellikleri hakkında kısa bilgiler vermişlerdir.

Madanlar (1992), İzmir ilinde turunçgil ağaçlarındaki akar faunasını belirlemek amaçlı yaptığı çalışmada, 17 familyaya bağlı 33 akar türü saptamış, bu türlerin yararlılık ve zararlılık durumlarını ortaya koymuş, yayılış ve yoğunlukları hakkında bilgiler vermiştir. Bu türler içinde Bdellidae familyasından Cyta latirostis (Hermann)

(10)

ile Bdella iconica (Berlese) ve Cunaxidae familyasından Cunaxa setirostis (Hermann) ülkemiz için yeni kayıt olarak belirlenmiştir. Fitofag akar türleri içinde populasyon yoğunluğu bakımından en yoğun tür olarak Phyllocoptruta oleivora tespit edilmiştir.

Türkiye’de yaygın olan Eriophyes triradiatus (Eriophyidae)’ un Ankara ve çevresinde söğütlerde oldukça fazla zarar verdiği ve yoğun olduklarında ağaçları tamamen kurutabildiği belirtilmiştir (Toros 1992).

Yağan (1992), İzmir ili ve çevresindeki süs bitkisi yetiştirilen alanlarda ekonomik açıdan zarar yapan Tetranychus türleri olarak Tetranychus urticae Koch ve T. cinnabarinus (Boisduval) olmak üzere iki tür saptamış olup, bu türleri kısaca tanıtarak yayılışları, konukçuları ve bu konukçulardaki zarar şekillerine ait bilgiler vermiştir.

Mart ve Altın (1992)’ da, Güneydoğu Anadolu Bölgesi nar alanlarında bulunan böcek ve akar türlerini belirlemek için yaptıkları çalışmada, Tetranychidae ve Tenuipalpidae familyalarına bağlı iki tür tespit etmişlerdir.

Ecevit ve ark. (1992), Doğu Karadeniz Bölgesinde önemli bir fındık zararlısı olan fındık kozalak akarı Phytocoptella avellanae (Nal.) ve saptanan diğer eriophyid akar türleri üzerinde çalışmalar yapmışlar ve dört eriophyid akar türünü tanımlamışlardır.

Uysal (1998) tarafından Ankara park ve bahçelerinde yapılan sürveylerde çok yıllık çalımsı süs bitkileri üzerinde Tetranychoidea üst familyasına ait 11 tür belirlenmiş, bunlardan 6 türün Tetranychidae, 5 türün de Tenuipalpidae familyasına ait olduğu saptanmıştır. Bu türlerden Tenuipalpidae familyasına bağlı Aegyptobia mccormicki, Aegyptobia tragardhi ile Pentamerismus taxi türleri ülkemiz akar faunası için yeni kayıt olarak belirlenmiştir. En yaygın tür Tetranychus urticae olup 24 farklı konukçudan elde edilmiş, incelenen tüm parklarda yaygın olarak bulunmuştur.

Çınar (2002), Elazığ ve Mardin illerinde kiraz bahçelerinin böcek ve akar faunası olarak 11 familyaya ait 38 zararlı böcek türü ile bir zararlı akar türü ve bunlar üzerinde beslenen 10 familyadan 20 doğal düşman türü tespit etmiştir.

Çobanoğlu (2002), Ankara ilindeki söğüt ağaçlarındaki Eriophyes triradiatus Nalepa galleri içinden elde ettiği Amblyseius astutus (Beglarov)’u Türkiye faydalı

(11)

akar faunası için yeni kayıt olarak bildirmiş ve türe ait taksonomik karakterleri şekillerle açıklamıştır. A. astutus, gelişimini E. triradiatus galleri içinde tamamlamakta ve dişileri ağaç üzerindeki asılı kalan galler ve çatlaklar arasında kışı geçirmektedir.

İncekulak ve Ecevit (2002), Amasya ili elma bahçelerinde bulunan zararlı ve yararlı akar türleri ile populasyon yoğunluklarının saptanması konusunda yaptıkları çalışmada 17 akar türü tespit etmiş, bunlardan Tetranychidae familyasından iki, Tarsonemidae familyasından bir, Tenuipalpidae familyasından beş olmak üzere toplam 8’inin zararlı tür olduğunu bildirmiştir. Ayrıca Phytoseiidae familyasına ait iki predatör akar türü ile bir tane de Acaridae familyasından nötr akar türü saptamıştır.

Gencer ve ark. (2002), Bursa İli'nde Bursa Siyahı incirlerinde bulunan zararlı akar türleri ve doğal düşmanlarını belirlemek amacıyla yaptıkları çalışma sonucunda, 3 fitofag akar türü, Tetranychus urticae (Acarına: Tetranychidae), Panonychus ulmi Koch(Acarina: Tetranychidae) ve Aceria ficus Cotte (Acarina: Eriophyidae), iki predatör akar; Phytoseius plumifer (Canestrini & Fangoza) (Acarina:Phytoseiidae) ve Agistemus sp. (Acarina: Stigmaeidae) ve bunların dışında Coccinellidae (Coleoptera) familyasına ait bir çok avcı tür bulmuşlardır. Ayrıca, belirlenen türler arasında en önemli türün S. gilvifrons olduğunu vurgulamışlardır.

Çakmak ve Akşit (2003) de, Aydın ili incir ağaçlarında zararlı akar türleri, doğal düşmanları üzerinde yaptıkları çalışmada Prostigmata takımından 3 zararlı tür elde etmiş, yararlı türlerden ise Mesostigmata takımından 2, Prostigmata takımından 4, Coleoptera takımından 3, Neuroptera ve Thysanoptera takımlarından 2’şer tür olmak üzere toplam 12 yararlı tür belirlemiş, incir bahçelerinde Tetranychus urticae ve Aceria ficus’un önemli zararlı türler olduğu, Panonychus ulmi’nin ise lokal olarak bazı bahçelerde düşük yoğunlukta bulunduğunu saptamıştır. Ayrıca Phytoseius plumifer ve Stethorus gilvifrons’un en yaygın ve bol bulunan akar predatörleri olduğunu bildirmiştir.

Bulut ve Madanlar (2004), İzmir’in Bademli beldesinde meyve fidanlıklarında zararlı Tetranychus urticae’ nin populasyon yoğunluğunun haziranda ekonomik zarar eşiğine ulaştığını belirtmişlerdir.

(12)

Kasap ve ark. (2005) ise, Van gölü çevresindeki elma bahçelerinde bulunan zararlı ve yararlı akar türlerini belirlemek ve bu akarların birbirleri ile olan ilişkilerini ortaya koymak amacı ile yaptıkları çalışmada, 21 akar türü saptanmış, bunlardan Tetranychidae familyasından 6, Eriophyidae familyasından 1, Tenuipalpidae familyasından 1 olmak üzere 8 zararlı akar türü, faydalı akarlardan ise Phytoseiidae familyasından 8 tür, Stigmaeidae familyasından 3 tür saptanmıştır. Zararlı akar türleri içerisindeki Amphitetranychus viennensis (Zacher), ziyaret edilen tüm elma bahçelerinde belirlemiş ve en önemli tür olarak dikkat çekmiştir. Avcı türlerden, Phytoseiidae familyası içerisinde yer alan Kampimodromus aberrans (Oudemans) ile Stigmaeidae familyasından Zetzelia mali (Ewing) bölgedeki elma bahçelerinde en yaygın olarak görülen türlerdir. Çalışmalar sırasında ayrıca Tydeidae familyasına ait iki nötr akar türüne rastlanmıştır.

(13)

3.MATERYAL ve METOD

3.1.Materyal:

Bu çalışmanın ana materyali Konya ili peyzaj alanlarındaki yaprağını döken ağaç ve çalılardan toplanan akar türleri ve doğal düşmanlarıdır. Bunların toplanması ve muhafazası sırasında kullanılan bez şemsiye, polietilen torba, değişik boylarda öldürme şişeleri, petri kapları; ayrıca laboratuvar çalışmaları sırasında kullanılan % 70 ‘lik etil alkol, laktik asit gibi kimyasal bileşiklerle, lam, lamel, saat camı, mikroskop, akar fırçası çalışmanın diğer materyalini oluşturmaktadır.

3.2.Metod:

3.2.1. Doğa Çalışmaları

Konya ili peyzaj alanlarında yaprağını döken ağaç ve çalılarda bulunan akar türleri ve doğal düşmanlarının saptanmasında peyzaj alanlarının çok geniş ve örnek çeşitlerinin çok olması nedeniyle Konya ili peyzaj alanlarını temsil edecek şekilde Akıncılar parkı, Belediye sarayı parkı, Selahaddin Eyyübi tepesi, Samanpazarı parkı, Şehitler parkı, Nene Hatun parkı, Alaaddin Tepesi, Evliya Çelebi parkı, Selçuk Üniversitesi Kampüsü, Bosna Hersek Büyük parkı gibi alanlar tespit edilmiştir.

Belirlenen bölgelerden örnek alma işlemi Mayıs ayından Ekim ortalarına kadar devam etmiştir.

Konya merkezde bulunan büyük park ve peyzaj alanlarındaki yaprağını döken ağaç ve çalılardan belirlenen 40 bitki türü sörveylerde dikkate alınmıştır. Bitkilerin Latince ve Türkçe isimleri çizelge 3.2.1’de verilmiştir. Sörveyler sırasında özellikle adı geçen ağaç ve çalıların çeşitli yön ve seviyelerinden olacak şekilde yaprak ve sürgün örnekleri alınmıştır. Alınan örnekler konukçu bitkinin ismi, toplandığı yer ve tarihi belirtecek şekilde etiketlenerek, polietilen torbalarda laboratuvara getirilmiştir.

Avcı böceklerin elde edilmesinde darbe yöntemi kullanılmıştır. Darbe yönteminde sentetik kumaştan yapılmış ve dip kısmında öldürme kavanozu bulunan portatif bir şemsiye kullanılmıştır. Ağaç ve çalının 4 tarafından birer dalına sopayla

(14)

vurularak böcekler öldürme şişesine düşmesi sağlanmıştır. Öldürülen böcekler içerisinde kurutma kağıdı bulunan ve gerekli notların yazıldığı petri kapları içerisine konularak laboratuvara getirilmiştir.

Çizelge 3.2.1. Preparatları yapılan akarların Konya ilindeki saptanmış olan konukçularının Latince ve Türkçe adları

Konukçu bitkinin

Latince Adı Türkçe Adı

Acer sp. Akçaağaç

Salix sp. Söğüt

Aesculus hippocastanum At kestanesi

Alianthus altissima Cennet ağacı

Robinia pseudoacacia Akasya

Quercus sp. Platanus orientalis

Meşe Çınar Fraxinus excelsior Dişbudak Tilia tomentosa Ihlamur Ulmus glabra Karaağaç Prunus ceracifera Süs Eriği

Malus floribunda Süs elması

Chaenomeles japonica Süs Ayvası Prunus mahalep Mahlep Catalpa bignonoides Katalpa Eleagnus angustifolia İğde Morus nigra Dut

Populus alba Kavak

Laburnum vulgare Sarı Salkım Sophora japonica Sofora Gleditschia sp. Gladıçya Cercis siliquastrum Erguvan Albizza julibrissin Gülibrişim Pyracantha sp. Ateşdikeni Buddleia davidii Kelebek çalısı Rosa sp. Gül

Lonicera nitida Hanımeli Syringa vulgaris Leylak Cornus alba Kızılcık

Cotoneaster sp. Dağ muşmulası Symphonicarpus albus İnci çalısı Crataegus monogyna Alıç

Campsis sp. Acem borusu Hedera helix Duvar sarmaşığı Hibiscus syriacus Ağaç hatmi

Ribes aureum Altın Yapraklı Frenk Üzümü Philadelphus coronarius Filbahri

Lantana camara Mine çalısı

Koelreuteria paniculata Güve kandili

(15)

3.2.2. Laboratuvar Çalışmaları

Laboratuvara getirilen örnekler inceleninceye kadar +4˚C 'de buzdolabında muhafaza edilmiştir. Örneklerden bir kısmı doğrudan stereomikroskop altında incelenerek, akarlar saplı bir iğne yardımıyla teker teker alınmış, diğer bir kısmı da Berlese Hunisi yardımıyla ekstrakte edilerek, %70' lik etil alkolde toplanmış ve akarlar preparatları yapılıncaya kadar bu şekilde saklanmıştır. Yaprak gallerine veya diğer anormal oluşuklara neden olan türlerin elde edilmesi için ise örnekten alınan deformasyonlu bitki parçası bistüri yardımıyla açılarak içerisindeki akarlar iğne ile toplanıp yine % 70' lik etil alkol içerisine aktarılmıştır.

Elde edilen avcı böcekler böcek iğnesi ile tekniğine uygun şekilde iğnelenip etiketlendikten sonra takım ve türlere göre ayrılıp koleksiyon dolabına alınmıştır.

Akar preparatlarının yapılması:

Akarların uzun süre saklanabilmesi için ve sistematik çalışmalar için daimi preparasyona ihtiyaç vardır. Bunun için akarların preparat yapımından önce berraklaştırılmaları gereklidir.

Berraklaştırmada "lacto-phenol" ortamı kullanılmıştır. Saat camına bir miktar laktofenol ortamı konulduktan sonra alkol içinde bulunan akarlar damlalık yardımıyla bu ortam içine alınmış ve 50–55˚C’ye ayarlanmış etüvde akarların açılmaları ve teşhis karakterlerinin ortaya çıkması için belli bir süre tutulmuştur.

Preparatta "Hoyer ortamı" kullanılmış olup formülü şu şekildedir:

Hoyer Ortamı

Damıtık su 50 gr

Arap Zamkı 30 gr

Kloral Hidrat 200 gr

(16)

Hoyer ortamının hazırlanması için laboratuvar el havanında bu maddeler sırayla birbirlerine karıştırılmıştır. Özellikle Arap zamkının su içinde iyice erimesine dikkat edilmiş ve sonra diğer maddeler eklenmiştir. Oda sıcaklığında arada bir karıştırılarak bırakılmıştır. İyice ezildikten ve topaksız hale geldikten sonra süzülerek şişeye konulmuş ve ağzı sıkıca kapatılmıştır (Düzgüneş 1980).

Yeteri derecede berraklaşmış akarlar ince uçlu bir iğne yardımıyla binoküler altında alınmış ve temiz bir lam üzerine öze yardımıyla damlatılmış Hoyer ortamına aktarılmıştır. Yine binoküler altında istenilen pozisyon verilerek, hava kabarcığı oluşmamasına ve akarın zarar görmemesine dikkat ederek üzerine yavaşça lamel kapatılmıştır.

Hazırlanan preparatların sağ ve sol tarafına birer etiket yapıştırılmış, sağ taraftaki etikete; konukçu bitki adı, alındığı yer, toplama tarihi ve toplayanın adı; sol taraftaki etikete ise akarın bilimsel adı ve teşhis edenin adı yazılmıştır.

En son olarak preparatlar, 40-45 ˚C’ye ayarlanmış etüvde 1-2 gün kadar bekletilerek kurutulmuştur.

3.3. Teşhis:

Tetranychidae ve Tarsonemidae familyası örnekleri Prof.Dr. Sultan ÇOBANOĞLU (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü), Eriophyidae familyası örnekleri Prof. Dr. Özdemir ALAOĞLU (Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü), Tydeidae familyası örnekleri Dr. Heleni PANOU (Agricultural University of Athens), Thysanoptera türleri Prof. Dr İrfan TUNÇ (Akdeniz Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Koruma Bölümü), Coccinellidae türleri Prof Dr. Nedim UYGUN (Çukurova ünv. Zir. Fak.) tarafından yapılmıştır.

(17)

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA

4.1. Konya İlinde Peyzaj Alanlarında Ağaç ve Çalılarda Görülen Akar Türleri 4.1.1. Familya: Tetranychidae

Genel Özellikleri

Kırmızı örümcek adı ile bilinen Tetranychidae bireyleri 4 çift bacağa sahip oval ya da armut şeklindedir. Renkleri türe göre sarı, portakal kırmızısı, kırmızı, kızılımsı kahverengindedir. Propodosoma ve opistosoma birbirine geniş olarak bağlanmıştır. Propodosomanın ön tarafı lob gibi uzamıştır ve bu kısma stilophor denir. Stilophorun hareketi stiletlerin ileri geri hareket etmesini sağlar. Bir çift stilet rostrumun dorsal yüzeyinde V şeklindeki yarık içerisinde hareket eder. Gözleri bir çift olup, propodosomanın iki yanında yer alır. Bacaklar, coxa, trochanter, femur, genu, tibia ve tarsus olmak üzere 6 parçalıdır. Tarsinin nihayetindeki tırnak durumu ve empodium taksonomik yönden çok önemlidir. Vücut derileri plakalara sahip olmayıp, yumuşak ve üzeri ince çizgilidir. Vücut üzerindeki kıllar da teşhiste büyük öneme sahiptir.

Vücut dorsali yuvarlakça kabarık, ancak bazı türlerde düz olarak görülür. Bu familyadaki akarların çoğunda ağ örme kabiliyeti vardır.

Erkek bireyler dişilere göre daha küçük boyutlarda, daha açık renkte ve abdomen sonu sivrice olup daha hareketlidirler. Dişilerin abdomen sonu yuvarlak ve koyu renklidir. Ovipar özellikte olan bu akarlarda yumurtalar ilk konduklarında renksizdir, ancak daha sonra sarımsı beyaz veya kırmızı renk alırlar. Yumurtadan çıkan larva 3 çift bacağa sahiptir. Protonimf, deutonimf ve ergin dönemleri 4 çift bacaklıdır.

Tetranychidae familyasında 4. palpal segment çok güçlü bir çengele sahiptir. Vücudun dorsal kısmında 13 çift kıl bulunmaktadır. Bunlar; 3 çift propodosomal, 5 çift dorsal, 4 çift lateral, 1 çift humeral, ventralde ise 2 çift anal kıl bulunur. Bu belirgin karakterler Tetranychidleri diğer akarlardan ayırır (Şekil.4.1).

(18)

Tetranychidlerde konukçu bitkiler tür teşhisinde yardımcı olabilir. Çünkü çoğu türler konukçusuna özeldir, yalnız az sayıda tür polifagtır (Jeppson et al., 1975).

Bitki ile beslenen akarlar içinde bu familya bireyleri, ekonomik yönden en önemli türleri içerir. Tetranychidae familyası Tetranychinae ve Bryobiinae olmak üzere 2 alt familyaya ayrılmıştır. Bryobiinae’ de empodium tenent (fırça) kıllara sahip; dişide 3 çift anal seta, erkekte 5 çift genito-anal seta bulunur. Bu alt familyaya giren hiçbir tür ağ meydana getirmez. Tetranychinae’de empodium tenent kıllar ihtiva etmez, tenent kıllar sadece tırnaklarda bulunur; genel olarak dişide 2 çift anal seta mevcuttur. Bu akarlar ağ örerler (Jeppson et al., 1975).

Şekil 4.1. Tetranychidae familyasında vücut yapısı ve dorsal kıl tablosu. P, propodosomal kıl; H, humeral kıl; D, dorsal kıl; L, lateral kıl (Jeppson et al. 1975)

(19)

4.1.1.1. Alt Familya: Tetranychinae Berlese Genel Özellikleri

Tetranychinae alt familyası bireylerinde gerçek tırnaklar tutunucu kıllara (Tenent hair) sahip yastık benzeri bir yapıya sahiptir. Empodium bazı türlerde küçülmüş olabilir ve empodiumda tutunucu kıllar bulunmamaktadır. Ancak proximoventral çift kıllar bulunmaktadır.

Ekonomik önemi bulunmayan bazı cinsler haricinde genellikle dişi bireylerinde 2 çift anal kıl ve erkek bireylerde 4 çift genito anal kıl bulunmaktadır.

Tetranychinae alt familyasında Bryobiinae’den farklı olarak dorsosublateral kıllar bulunmamaktadır (Jeppson et al., 1975).

4.1.1.1.1. Cins: Eotetranychus Oudemans, 1931

Eotetranychus türleri küçük, silindirik, saman rengi veya biraz yeşilimtrak renklerde, vücudun her iki yanında koyu renk lekelere sahiptir. Ağaç, çalı ve bazen üzümsü meyve türlerinde yaşarlar. Bu cinse ait türlerin çoğu yaprak alt yüzeyinde özellikle damar boyunca ördükleri ağ içerisinde küçük koloniler halinde yaşarlar.

Eotetranychus cinsinin türleri esas olarak süs, park ve gölge ağaçlarında beslenirken, birkaç tür turunçgillerde, yaprağını döken diğer ağaçlarda ve üzümsü meyvelerde beslenmektedir.

Eotetranychus cinsi türleri genelde çok ekonomik önemde zarar meydana getirmezler. Bunun nedeni ise pek çok türün ilaçlara hassas olması ve çok sayıda doğal düşmana sahip olmalarıdır. (Jeppson et al., 1975).

(20)

Tür : Eotetranychus carpini (Oudemans), 1905 Sinonimleri

Tetranychus carpini Oudemans, 1905 Tetranychus borealis Ewing, 1913

Eotetranychus carpini borealis Pritchard and Baker, 1952 Tetranychus flavus Ewing, 1913

Tetranychus monticolus Mc Gregor, 1917 Eotetranychus carpini Oudemans, 1931 Tetranychus willamettei Garman, 1940

Schizotetranychus (Eotetranychus) carpinula Reck, 1950 Schizotetranychus (Eotetranychus) pterocaryae Reck, 1950

Tanınması

Dişide boy 234–260 µm, en 161–194 µm, vücudun her iki yanında koyu renk beneklere sahip yeşilimsi sarı akarlardır. Kışlayan dişiler limon sarısı rengindedir. Erkeklerde aedeagus uzun ve ince, orta kısım çok dalgalı, uca doğru incelerek son bulur (Jeppson et al., 1975).

Bu türün Avrupa ve Amerika populasyonlarının erkek bireylerinde duyu kıllarının sayısı yönünden bazı varyasyonlar tespit edilmiş olup, bu farklılıktan dolayı Avrupa’ daki Eotetranychus carpini carpini, Amerika’ daki ise Eotetranychus carpini borealis alt türü olarak isimlendirilmiştir ( Pritchard and Baker 1955).

Biyolojik Özellikleri

Bu tür kışı ergin dişi halinde, ağaç kabuklarının altında ve yarıklarda geçirir. Nisan ayında dişiler aktif hale gelerek, genç yapraklara göç ederler ve oluşturdukları ağların altına yumurtalarını bırakırlar.

Küçük koloniler halinde yaprağın alt yüzeyinde bulunurlar ve yoğun ağ örgüsü içinde koloni halinde beslenirler. Akarın bütün dönemleri bu kolonilerde bulunur.

(21)

Dişiler ergin olunca koloniden ayrılır ve yeni koloniler oluştururlar (Jeppson et al., 1975).

Yaprağın alt yüzeyinde koloniler halinde bulunarak buralarda bitki özsuyunu emerek zararlı olur, yoğunluk fazla olduğu durumlarda ağlar tüm yaprağı kaplar.

Şekil 4.2.Eotetranychus carpini’ nin Karaağaç (Ulmus glabra) yapraklarındaki zararı

Konukçuları ve yayılışı

Bu tür Konya ili peyzaj alanlarında Karaağaç (Ulmus glabra- Bosna Hersek, Kampüs) üzerinde tespit edilmiştir.

Türkiye’de Eotetranychus carpini’ nin (Oudemans) Gaziantep’te 1963 yılında toplanan incir yapraklarında mevcut olduğu belirtilmiştir (Düzgüneş 1963). Bu tür Batı Anadolu’ daki kestane ağaçlarında 1988 yılında tespit edilmiştir (Onucar ve Ulu 1991). İngiltere ve Almanya’da fındık, elma, meşe, söğüt, akçaağaç ve kızılağaç üzerinde tespit edilmiştir ( Pritchard and Baker 1955, Ewans et al. 1961, Reeves 1963, Jeppson et al 1975). Ayrıca Yunanistan, Macaristan, Kanada, Fransa, İtalya, Meksika, New York, Almanya ve İngiltere’de atkestanesi, çınar, süs elması, süs eriği gibi pek çok orman-park ağaçları ve çalımsı süs bitkilerinde bulunduğu belirtilmiştir (Jeppson et al 1975, Kropczynska et al 1992, Bolland et al. 1998).

(22)

Tür: Eotetranychus populi (Koch), 1838 Sinonimleri

Tetranychus populi Koch, 1838,

Schizotetranychus populi (Koch) Reck, 1959, Tetranychus salicicola Zacher, 1920,

Eoteranychus salicicola (Zacher) Zacher, 1933, Amphitetranychus salicicola (Zacher) Geijskes, 1939, Schizotetranychus salicicola (Zacher) Reck, 1948

Tanınması

Dişiler morfolojik olarak bir önceki türe benzemektedir. Erkeklerde aedeagus uzun ve hafifce kıvrıktır (Jeppson et al., 1975).

Biyolojik Özellikleri

Kışlayan dişiler, ağaçların dallarının birleştiği çatal kısımlarında ve ağaç gövdesinde yaşlı kabuklar altında bulunurlar. Ilıman kış şartlarında ağacın taç kısmında ve kuru yapraklar arasında bulunabilir. İlkbaharda yeni çıkan yapraklara geçerek, yumurta bırakır ve beslenirler. Yapraklarda populasyon gelişimi havalar soğuyuncaya kadar devam eder. E. populi çoğunlukla tüylü yeni gelişen yaprakların bulunduğu sürgün büyüme noktasında beslenirler. Bu akar türü kendisi için koruyucu örtü vazifesi yapan yaprağın altındaki tüylerin üzerindeki ipeksi tabakaya yayılır. Ağ üzerine dökülmüş ağaç kabukları, parçacıkları ve toz partikülleri akar korunmasını artırır ( Jeppson et al., 1975).

Eotetranychus populi’ nin zararı kolayca görülebilir. Çünkü yapraklarda beslenme sonucu kahverengileşme veya klorotik lekelenme ve sık sık yapraklarda kıvrılmalar görülür ( Jeppson et al., 1975) (Şekil 4.3, şekil 4.4).

(23)

a

b

Şekil 4. 3. Eotetranychus populi’ nin a) Çınar (Platanus orientalis) ve b) Söğüt (Salix sp.) yapraklarındaki zararı

(24)

Konukçuları ve yayılışı

Bu tür Konya ili peyzaj alanlarında Söğüt ( Salix sp.- Şehitler parkı, Belediye Sarayı Parkı, Nene Hatun Parkı, Samanpazarı Parkı, Çimenlik) ve Çınar (Platanus orientalis – Saman pazarı Parkı, Kampüs) üzerinde tespit edilmiştir.

Rusya, Yugoslavya, Polonya, Fransa, Yunanistan, İran, Macaristan, İtalya, Hollanda, Almanya, İngiltere, Sırbistan, ABD’ de ayrık, kavak, dişbudak, huş, akasya ve söğütte bulunmuştur (Jeppson et al. 1975, Daneshvar 1978, Kerenyi- Nemestothy and Molnaar 1988, Bolland et al. 1998).

4.1.1.1.2. Cins: Oligonychus Berlese, 1886

Bu cinse bağlı türler genellikle ağaçlar, çalılar ya da çok yıllık çimler üzerinde bulunmaktadır. Genellikle yumurta halinde kışlarlar. Çoğunlukla bu akarlar geniş yaprakların üst kısmında, birkaç tür de iğne yapraklılarda beslenirler ( Jeppson et al., 1975).

Tür: Oligonychus ununguis Jacobi, 1920 Sinonimleri

Tetranychus ununguisJacobi, 1905

Paratetranychus ununguis(Jacobi), Womersley, 1940 Oligonychus ununguis(Jacobi), Hirst, 1920

Tanınması

Bu akar türünde larvalar ilk başta pembemsi olup, daha sonra yeşile döner. Erginler turuncu- siyahımsı renktedir (Şekil 4. 4 b.) (Reeves 1963). Aedeagusunun uç kısmı sağ yana kıvrılarak, uca doğru yavaşça incelir (Jeppson et al., 1975).

(25)

a

b

Şekil 4. 4. Oligonychus ununguis’ un a) yumurtaları ve b) ergini(Anonymous 2006, a)

(26)

Biyolojik Özellikleri

Bu akar türü ağaçta korunaklı yerlerde yumurta halinde kışı geçirir. Yumurtalar saplıdır ve ilk konulduğunda grimsi- kahve, fakat birkaç gün içinde portakalımsı kahverengine dönüşür (Şekil 4. 4 a). Yumurtalar ilkbaharda havaların ısınmasıyla açılır ve pembemsi renkteki larvalar ortaya çıkar. Bu türde akarlar ağaç üzerinde yavaş bir şekilde dağılırlar.

Genç devrelerde ağaç tacının alt kısımları tercih edilirken, ergin devrede özel bir tercih söz konusu değildir (Jeppson et al., 1975).

O.ununguis’in beslenmesi sonucu yapraklar kahverengi bir görünüm alır ve çıplak kalıncaya kadar dökülür. Büyük ağaçların özellikle alt kısımları zarar görür. Küçük ağaçlar ve fidanlar çoğunlukla ölürler (Jeppson et al., 1975).

Konukçuları ve yayılışı

O. ununguis Konya’da yalnızca Meşe (Quercus sp.- Belediye Sarayı Parkı ve Sille) üzerinde tespit edilmiştir.

Türkiye’de ilk kez Düzgüneş (1963) tarafından Ankara’da Acer sp., Quercus sp., Platanus sp. üzerinde Oligonychus cinsinden bahsedilmiş fakat hangi türler olduğu belirtilmemiştir.

Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesinde Ladin Örücü Akarı olarak isimlendirilen Oligonychus ununguis (Jacobi)’ in zararı ve mücadelesi hakkında Yüksel (1999) tarafından araştırılmıştır.

1957 yılında, Ladin Örücü Akarı en büyük kitlesel üremesini, Amerika'nın Montana bölgesindeki Pseudotsuga menziesii (Duglas Göknarı) ormanlarında yaparak, 323 000 hektarını tahrip etmiştir. Bölgede yapılan ilaçlamalar sonucu ve zararlının doğal düşmanlarının yok edilmesinden dolayı bu akarın salgın yaptığı belirtilmiştir(Yüksel, 1999).

Bu tür dünya’da iğne yapraklıların önemli zararlısıdır. Avusturalya, Belçika, Brezilya, Kanada, Çin, Çekoslovakya, Danimarka, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Japonya, Polonya, İspanya, Güney Afrika ve Hollanda’ da bulunduğu tespit edilmiştir (Bolland et al. 1998).

(27)

Bu akar türünün konukçuları olarak ladin, çam, köknar, mazı, ardıç, karaçam, kızılağaç, porsuk ağacı (Taxus bacata), servi, sedir türleri sayılabilir (Jeppson et al., 1975).Ayrıca at kestanesi ve Şimşir ve meşe’ de konukçuları arasındadır.

4.1.1.1.3. Cins: Schizotetranychus Tragardh

Schizotetranychus türleri sarı, sarımsı yeşil renklerde, vücudun her iki yanında koyu renkli lekelere sahiptir. Erginler kısa bacaklı, vucüt hafif basık görünümlüdür. Turunçgiller, kuşkonmaz, şeker kamışı, çeltik ve diğer ağaçlar üzerinde zarara sebep olmaktadır (Jeppson et all 1975).

Bu cinsin türlerinin çoğu yaprak alt yüzeyinde damarlar boyunca ördükleri ağ içerisinde koloni halinde yaşarlar. Koloniler halinde beslenme sonucu yapraklarda klorotik lekeler oluşur, bitki küçük kalır. Yoğun populasyonlar bitkinin ölmesine neden olur.

Türkiye’de bugüne kadar yapılan çalışmalarda Schizotetranychus cinsine bağlı herhangi bir tür bulunamamıştır. Dolayısıyla Türkiye için yeni kayıt niteliğindedir.

Çalışmamız sırasında meşe ve söğüt yapraklarında bulunan akarın henüz teşhisi yapılmamıştır.

4.1.1.1.4. Cins: Tetranychus Dufour, 1832

Bu cinse bağlı türler sarımsı yeşilden, turuncu kırmızıya kadar değişen renklere sahiptirler. Tropikal bölgelerde yaşayan dişiler kırmızımsı renkte olmaktadırlar. Ilıman iklim bölgelerinde kışlayan dişiler portakal rengindedir. Vücudun üst kısmında bazı lekeler bulunabilir ve vücut yandan bakıldığında dorsali genellikle kabarıktır. Erkeklerde aedeagus’un şeklinin tür teşhisinde önem taşıdığını Baker and Wharton (1958 )’a atfen Jeppson et al. (1975) bildirmektedir.

(28)

Tetranychus cinsine bağlı akarlar, bitkilerin yaprak alt yüzeyinde beslenirler. Bu akarların çoğu türleri konukçularında ağ örerler ve bazen bitkinin tümü bu ağlarla kaplanabilir. Genel olarak büyük koloniler oluştururlar. Bütün dünyaya yayılmış olan önemli bitki zararlısı türleri içermektedir (Krantz, 1970).

Çalışmamız süresince farklı ağaç ve çalılar üzerinden topladığımız örnekler arasından Tetranychus cinsine ait 3 tür saptanmıştır.

Tür: Tetranychus viennensis Zacher, 1920 Sinonimleri

Tetranychus crataegi Hirst, 1920

Tetranychus (Epitetranychus) viennensis Zacher, 1920 Amphitetranychus viennensis Oudemans, 1931

Apotetranychus longipenis Ugarov and Nikolski, 1937 Tetranychus viennensis Reck, 1950

Tanınması

Akdiken (Hawthorn spider mite) akarı olarak bilinen bu türde dişi yumurta biçimindedir. Dişinin boyu 297- 335 µm, eni 169–201 µm’ dir. Dişiler, yazlık ve kışlık olmak üzere iki formda görülür. Bu iki form arasında yalnızca vücut ölçüleri ve renk bakımından bir ayrılık görülmektedir. Kışlık dişiler parlak kırmızı renkte, yazlık dişiler ise mavimsi menekşeden kızıla kadar değişen renklerdedir. Kışlık dişiler, yaz dişilerinden daha küçüktürler, fakat ilkbaharda beslenmeye başlayınca zamanla yaz dişilerinin büyüklüğüne erişmektedirler.

Erkek bireyler şekilleri ve renkleriyle dişilerden kolayca ayırt edilebilirler. Bunlar dişiden daha küçük ve ince olup toprak sarısı rengindedirler. Vücudun ön kısmı geniştir ve sona doğru üçgen biçiminde daralır (Toros, 1974).

Erkek ve dişide deri üzerinde, ince pilimsi çizgiler vardır. Dişide U şeklini meydana getiren bu çizgiler, erkekte uzunlamasınadır. Ventralde bulunan enine

(29)

çizgilerin yanlarda aşağı doğru bükülmüş olarak görüldüğünü Müller (1957)’ e atfen Toros 1974 bildirmiştir.

Şekil 4. 5. Tetranychus viennensis kışlayan dişisi (Anonymous 2006 b)

Biyolojik Özellikleri

Bu türde mecburi kışlama olup, kışı döllenmiş dişi olarak geçirirler. Ağaçların kabuğu altında, dalların korunmuş yerlerinde, ağaçların kök boğazındaki toprak zerreleri arasında ördükleri ağlar içerisinde, yere dökülmüş yapraklar arasında ve boş Lepidoptera kokonları altı gibi çeşitli yerlerde gruplar halinde kışlayabilirler. İlkbaharda kışlaktan çıkan dişiler yaprakların alt yüzünde ağ örerek, bunların arasına yumurtalarını koyarlar. Yumurtalar yuvarlaktır, ilk koyulduklarında saydam, parlak yüzeylidir, inci gibi görülürler.

Türkiye’de Orta Anadolu’da dişilerin gelişme süreleri 12- 25 gündür ve böylece yılda yaklaşık 9- 10 döl vermektedir. Sıcaklık ve besin azalması, yaz dişilerinin kışlık dişiler haline gelmesindeki en önemli faktörlerdir. Ayrıca beslenme ortamının elverişliliğini yitirmeye başlaması da kış dişilerinin oluşmasını etkileyen faktörlerdendir. Bu geçiş ağustosun ortasında olur ve bu konukçu bitkinin durumuna da bağlıdır (Toros, 1974).

Bu akarın yaprakta beslenmeye başlaması ile küçük açık sarımsı emgi lekeleri görülmeye başlar. Sonradan havaların ısınması ve populasyonun artması sonucunda bütün yaprağa dağılabilirler ve sonuçta yaprak tamamen kahverengileşip ölür ve

(30)

vaktinden önce dökülür (Toros, 1974). Zarar görmüş ağaçta çok az miktarda meyve tomurcukları meydana gelir ve bunlar kısa boylu olarak gelişirler.

Konukçuları ve yayılışı

Mevcut çalışmada Konya’ da park ve bahçelerde 12 konukçu bitkide bu türe rastlanmıştır.

Tetranychus viennensis’in konukçu bitkileri ve bulunduğu yerler Çizelge 4. 1.’ de verilmiştir.

Türkiye’ de ilk olarak 1959 yılında Marmara ve Trakya bölgesinde Halkalı bölge Ziraat Okulu meyve bahçelerinde görülmüş ve Düzgüneş tarafından teşhis edilmiştir (Göksu, 1968).

Ülkemizde Adana, İçel, Kahramanmaraş, Van, Kocaeli, İstanbul, Edirne, Bursa, Bolu, Marmara Bölgesi ve Ankara’ da kiraz, elma, armut, ayva, erik, vişne, alıç ve Rosaceae familyasında bulunan bitkilerde ve süs bitkilerinde saptandığına dair kayıtlar bulunmaktadır (Düzgüneş 1961, Alkan 1962, Göksu 1968, Toros 1974, Yiğit ve Uygun 1982, Erol ve Yaşar 1996)

(31)

Çizelge 4. 1. Tetranychus viennensis’ in tespit edildiği konukçular ve bulunduğu yerler:

Konukçu Bitki Bulunduğu yer

Söğüt ( Salix sp.) Akıncılar parkı

Nene Hatun parkı

Kavak ( Populus alba) Kampüs

Akçaağaç ( Acer sp.) Akıncılar parkı

Alaaddin Tepesi Şehitler parkı Kampüs

Meşe (Quercus sp.) Lalebahçe

Akasya (Robinia pseudoacacia) Selahaddin Eyyübi Parkı Dişbudak (Fraxinus excelsior) Bosna Hersek parkı

Alaaddin Tepesi Kampüs

Ihlamur (Tilia tomentosa ) Lalebahçe

Dut ( Morus nigra) Samanpazarı parkı

Gül (Rosa sp.) Selahaddin Eyyübi Parkı

Alaaddin Tepesi Mine Çalısı (Lantana camara) Nene Hatun Parkı

Selahaddin Eyyübi Parkı Gülibrişim (Albizza julibrissin) Sille

Alıç (Crataegus monogyna) Meram Yaka

Dünya’ da T. viennensis Almanya, Bulgaristan, Belçika, İtalya, İran, İspanya, İngiltere, Polonya, Çin, Avusturalya, Asya ve Japonya’ da alıç, meşe, süs ayvası, süs elması, alıç, dişbudak, Rosaceae familyasına bağlı bitkiler, süs bitkileri ve elma, armut, erik, şeftali gibi bazı meyve ağaçlarında saptandığı belirtilmektedir (Pritchard and Baker 1955, Ewans et al. 1961, Jeppson et al., 1975, Bolland et al. 1998).

(32)

Tür: Tetranychus turkestani (Ugarov and Nikolski), 1937

Sinonimi

Tetranychus atlanticus Mc Gregor, 1941

Tanınması

Önceleri T. atlanticus olarak bilinen bu türde vücut renk yönünden değişiklikler gösterir. Yaz dişileri beslendikleri konukçuya bağlı olarak açık sarı, sarımsı yeşil, yeşilimsi kahverengi veya siyah; göz izlerinin hemen gerisinden başlayıp vücudun orta hizasına kadar devam eden sık noktalar vücudun iki yanında yer alır, ayrıca hysterosoma’ nın nihayetine doğru iki tarafta çok belirgin birer siyah nokta daha bulunur, ergin dişi 4 noktalı bir görünüm arz eder; kışlayan dişi başlangıçta yeşil, zamanla portakal rengine dönüşür, siyah noktalar bir süre kalır, daha sonra kaybolur; dişi 0,6 mm boyunda ve ovaldir (Şekil 4.6). Ergin erkek, dişiden küçük ve daha aktiftir (Özbek 1998).

(33)

Biyolojik Özellikleri

Kışı, döllenmiş dişiler halinde korunaklı yerlerde geçirirler. Kışlayan dişiler başlangıçta yeşildir, daha sonra gittikçe portakal rengine dönüşür. İlkbaharda havaların ısınmasıyla konukçu bitkilere geçiş başlar ve yaprakların alt yüzünde ördükleri ağlar içerisine yumurtalarını bırakırlar. Yumurtalar küre şeklinde, ilk konulduklarında renksiz, daha sonra mat ve açılmalarına yakın fildişi rengini alırlar. Yumurtalar açıldığında yeni çıkan larva solgun ve renksiz, daha sonra yeşilimsi bir renk alır ve vücudun iki yanında siyah noktalar belirir. Protonimf ve deutonimfler saman sarısı renkte ve lateral noktalar daha genişçedir (Özbek 2003).

T. turkestani yaprak alt yüzeyinde koloniler halinde beslenir, emgi yerleri yaprağın üst yüzeyinden bakıldığında açık renkte görülmektedir (Şekil 4.7). Populasyon yüksek olduğunda yaprakların dökülmesine neden olmakta, bazen bitki tümüyle kurumaktadır (Özbek 2003).

Şekil 4.7. Tetranychus turkestani’ nin Cennet Ağacı (Alianthus altissima) yaprağındaki zararı

(34)

Konukçuları ve yayılışı

Bu çalışmada Konya park ve bahçelerinde T. turkestani; Akçaağaç (Acer sp.- Sille, Nene Hatun parkı), Dut (Morus nigra- Sille), İğde (Eleagnus angustifolia- Sille ) ve Cennet Ağacı (Alianthus altissima- Alaaddin Tepesi, Çimenlik) üzerinde bulunmuştur.

Ülkemizde bu tür ilk kez elma ağacı üzerinde saptanmıştır (Düzgüneş 1954). 1951- 1954 yıllarında T. turkestani’ nin populasyon yoğunluğu çok yüksek bulunmuş, elma ve diğer meyve ağaçlarına çok büyük zararlar verdiği saptanmıştır (Düzgüneş 1954, Düzgüneş 1957).

Düzgüneş (1977) Ankara’ da T. turkestani istilasına uğramış ağaçlarda % 90’ lara varan zarar saptamıştır

Ülkemizde Ege bölgesi, Söke, Dalaman, Finike, Şanlıurfa, Çukurova’ da pamuklarda ve diğer bazı bitkilerde gözlenmiştir. Ayrıca Ankara, Konya, Niğde, Adana ve Orta Anadolu’ daki elma, armut, erik, kayısı, kiraz, vişne, şeftali, ceviz, kavak, gül, fasulye, salatalık, birçok yabancı ot ve süs bitkilerinde tespit edilmiştir (Düzgüneş 1954, 1962, Alkan 1962, İyriboz 1971).

Dünya’ da T. turkestani, Orta Doğu ve Yakın Doğu ülkelerinde, Japonya, Avrupa, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde çilek, pamuk, üçgül, yonca, ayçiçeği, baklagiller, kabakgiller, fasulye, maydanoz, limon, ceviz, elma, armut, şeftali, süs bitkilerinden menekşe ve kurtbağrı üzerinde saptandığına ilişkin kayıtlar mevcuttur (Mc. Gregor 1949, 1950, Pritchard and Baker 1952, 1955. Mellot and Connell 1965, Thewke and Enns 1970, Jeppson et al. 1975).

Ayrıca bu türün genellikle ağaçların ve çalıların alçak kısımlarında Arizona, New York ve Meksika’ da 100’ den fazla konukçu bitki üzerinde tespit edildiği kaydedilmiştir (Reeves 1963, Tuttle et al 1976).

Bu türün Orta Asya’ da pamukların en önemli ve yaygın zararlısı olduğu bildirilmiştir (Baker and Pritchard 1953).

(35)

Tür: Tetranychus urticae Koch., 1836 Sinonimleri

Acerus telarius Linnaeus, 1758 Tetranychus telarius Duges, 1834 Tetranychus bimaculatus Harvey, 1893 Tetranychus altheae Hanstein, 1901 Epitetetranychus altheae Zacher, 1916 Tetranychus fragariae Oudemans, 1931

Eutetranychus turkestani Ugarov and Nikolski, 1937 Tetranychus turkestani Baker and Pritchard, 1953 Eutetranychus cucurbitacearum Sayed, 1946 Tetranychus multisetis Mc Gregor, 1950

Tanınması

T.urticae’ nin rengi çok değişik olup açık sarıdan kahverengimsi yeşile kadar değişebilir. Vücudun ortasına yakın mesafede iki tarafta bir çift koyu leke bulunur. (Şekil 4.8 c). Bu lekeler çeşitli şekillerde olabilir ve nadiren arka uca doğru yayılabilir. Dorsal kıllar diken şeklindedir.

Dişinin vücudu yuvarlakçadır. Erkekler dişiden daha küçük, ön tarafı geniş olup arkaya doğru sivrilir ve ince uzun bir görünümü alır (Şekil. 4.8 b). Ayrıca erkek dişiye nazaran daha hareketlidir.

Erkeklerde aedeagusun baş kısmı daima kısa, baş kısmı her iki yöne doğru eşit uzunlukta sivri ve küçük, çengel üstü küçük ve iki tarafı birbirinden eşit uzaklıktadır (Uysal 1998).

(36)

Biyolojik Özellikleri

Kışı soğuk geçen yerlerde ergin dişi halinde, ağaçların çatlak ve yarıklarında, ağaç kabukları altında yere düşmüş yaprak ve otlarda geçirirler. Bu türde mecburi kışlama yoktur. Ilık sahil bölgelerinde ve seralarda kültür bitkileri veya yabani otlarda yaz aylarında olduğu gibi yaşayışına devam eder (Uysal 1998)

İlkbaharda özellikle mart başlarında faaliyete geçen dişiler yabancı otlar üzerinde çoğalıp kültür bitkilerine geçerler. Mayısın ilk haftasından itibaren tüm meyve ağaçları, park ve orman ağaçlarında görülmeye başlarlar. Yumurtalarını yapraklarda ördükleri ağlar içerisine koyarlar (Şekil. 4.8 a). Ekim ayına kadar çoğalmaları devam ederler. Yılda verdikleri döl sayısı fazladır, iklim ve konukçuya göre değişir. T.urticae’ nin gelişme süresi kısa ve üreme gücünün yüksek olması nedeniyle populasyonunu kısa sürede % 40 ’a kadar artırabilmektedir (Shih et al. 1976)

(37)

a

b

c

Şekil 4.8. Tetranychus urticae Koch.’nin a) yumurtalar b) erkek birey c) dişi birey (Anonymous 2006 d)

(38)

Zarar Şekli

İki noktalı kırmızı örümcek bitkilerin yapraklarının alt kısımlarına yerleşerek yumurtalarını buraya bırakmayı tercih eder. Beslenmek için ise genelde bitkinin körpe kısımlarını tercih ederlerse de populasyon yoğun olması halinde yaprağın ve bitkinin her tarafına dağılırlar ve bitki ağ ile kaplanmış bir görünüm arz eder.

T.urticae beslendiği bitkide bitki özsuyunu emdiği için yaprakta renk değişimi görülür, başlangıçta küçük beyaz renkli lekeler oluşur(Şekil 4.9, Şekil. 4.10). Yoğun oldukları zaman bitkilerin kurumasına kadar varan zarar görülür.

Croft (1975) ve Ulusoy ve ark. (1999), kırmızı örümcek zararının yoğun olduğu dönemlerde bir sonraki yılın meyve çiçeğini oluşturacak tomurcuklarında beslenerek çiçek ve meyve tutumunda azalmalar ile meyve gelişmesinde genel bir gerilemenin olduğunu bildirmektedirler.

(39)

Şekil 4.9. Tetranychus urticae’ nin Akasya (Robinia pseudoacacia) yapraklarındaki zararı

(40)

Konukçuları ve yayılışı

Konya ili peyzaj alanlarından toplanan örneklerden T.urticae 39 konukçu bitkide tespit edilmiştir (Çizelge 4. 2).

Türkiye’ de tarım ürünlerinde zararlı olduğu ilk kez 1934’ de ve pamuklarda çok önemli zararlar yaptığı da 1937 yılında tespit edilmiştir ( İyriboz 1940, İyriboz 1971).

Tetranychus urticae ülkemizdeki çok sayıda tarım ürünlerinde ve bazı yabancı otlarda tespit edilmiştir. Konya, Niğde, Uşak, Orta Anadolu’nun diğer yerleri, Ege bölgesi, Muğla, Antalya, Adana, İstanbul, Kocaeli, Bursa, Samsun, gibi ülkemizin hemen hemen her yerinde yaygındır (Düzgüneş 1954, 1962).

Ülkemizde elma, armut, erik, vişne, kiraz, şeftali, nektarin, kayısı, badem, incir, kestane, fındık, domates, patlıcan, biber, kabak, karpuz, kavun, patates, mısır, yerfıstığı, tütün, ayçiçeği, pamuk, şekerpancarı, bağ, ahududu, kala, böğürtlen gibi kültür bitkileri, meşe, ıhlamur, akasya, karaağaç, dişbudak, söğüt gibi bazı orman ağaçları, ev içinde ve park-bahçelerde yetişen menekşe, açelya, karanfil, nergiz, krizantem, küpe çiçeği, lale, kasımpatı, gül, ortanca, mine çiçeği gibi tek yıllık süs bitkileri ve şimşir, kartopu, keçisakalı, porsuk, kurtbağrı gibi çok yıllık çalımsı bitkiler ile yabancı otlar üzerinde tespit edildiğine dair kayıtlar çok sayıda bulunmaktadır (İyriboz 1940, Düzgüneş 1954, Düzgüneş 1962, Alkan 1962, Göksu 1964, İyriboz 1971, Baker and Tuttle 1972, Van de Vrie et al. 1972, Dinçer 1975, Jeppson et al. 1975, Meyer 1981, Toros 1992, Smiley and Baker 1995, Ripka 1997, Krips et al. 1998).

İki noktalı kırmızı örümcek adı ile bilinen ve dünya’da yaklaşık 59’ un üzerinde farklı sinonimi olan bu akar türünün ekonomik olarak önemli 180’ den fazla tarım ürününde ve süs bitkilerinde zararlı olduğu kaydedilmiştir (Jeppson et al. 1975, Herbert 1981, Sabelis 1981, Osborne et al. 1999).

Ayrıca bu tür Newyork, Pennsylvania ve Maine’de 67 kültür bitkisinde tespit edilmiştir ( Mc Gregor 1950).

Dünya’da İngiltere, Arjantin, Amerika, Afrika, Avrupa, Brezilya, Şili, Orta Doğu, Japonya, Yeni Zelanda, Lübnan, Arizona ve Pakistan’da çok çeşitli bitkilerde

(41)

bulunduğu belirtilmiştir (Gibson and Ross 1940, Baker and Pritchard 1953, Ewans et al. 1961, Ripka 1997).

Konya ili park ve bahçelerindeki sörveylerde gidilen bütün park ve bahçelerde T. urticae’ ye rastlanmıştır.

(42)

Çizelge 4.2. Tetranychus urticae’ nin bulunduğu konukçu bitkiler ve yerler

Konukçu bitki Bulunduğu Yer

Acer sp. Selahaddin Eyyübi parkı, Belediye Sarayı Parkı, Akıncılar Parkı, Nene Hatun Parkı, Kampüs, Konevi, Çimenlik, Sille, Şehitler Parkı, Alaaddin Tepesi, Bosna Hersek Büyük Parkı, Samanpazarı Parkı, Evliya Çelebi Parkı, Lalebahçe

Robinia pseudoacacia Selahaddin Eyyübi parkı, Bosna Hersek Büyük Parkı, Samanpazarı parkı, Alaaddin Tepesi, Çimenlik Aesculus hippocastanum Selahaddin Eyyübi parkı, Bosna Hersek Büyük Parkı,

Samanpazarı parkı, Lalebahçe, Sille Salix sp. Nene Hatun Parkı, Samanpazarı parkı, Sille Catalpa bignonoides Akıncılar Parkı, Bosna Hersek Büyük Parkı Alianthus altissima Akıncılar Parkı, Çimenlik

Quercus sp. Samanpazarı parkı, Belediye Sarayı Parkı, Selahaddin Eyyübi parkı, Sille

Morus nigra Akıncılar parkı, Samanpazarı parkı, Belediye Sarayı Parkı, Şehitler Parkı, Sille, Lalebahçe, Meram yaka, Alaaddin Tepesi

Tilia tomentosa Samanpazarı parkı, Belediye Sarayı Parkı, Şehitler Parkı, Evliya Çelebi Parkı, Lalebahçe, Çimenlik Ulmus glabra Bosna Hersek Büyük Parkı, Alaaddin Tepesi Fraxinus excelsior Selahaddin Eyyübi parkı, Samanpazarı parkı, Meram

yaka

Laburnum vulgare Lalebahçe, Çimenlik

Prunus ceracifera Samanpazarı parkı, Kampüs, Çimenlik Malus floribunda Kampüs, Çimenlik

Chaenomeles japonica Kampüs, Çimenlik Albizza julibrissin Sille

Cercis siliquastrum Samanpazarı parkı, Çimenlik Sophora japonica Belediye Sarayı Parkı, Sille

Syringa vulgaris Selahaddin Eyyübi parkı, Alaaddin Tepesi Cornus alba Şehitler Parkı, Alaaddin Tepesi

Koelreuteria paniculata Şehitler Parkı

Prunus mahalep Meram yaka

Crataegus monogyna Meram yaka

Ribes aureum Çimenlik

Gleditschia sp. Çimenlik

Populus alba Samanpazarı parkı

Platanus orientalis Samanpazarı parkı, Selahaddin Eyyübi parkı

Campsis sp. Meram Yaka

Symphonicarpus albus Şehitler Parkı, Kampus

Buddleia davidii Samanpazarı parkı, Belediye Sarayı Parkı Philadelphus coronarius Nene Hatun Parkı

Cotoneaster sp. Samanpazarı parkı Çimenlik

Pyracantha sp. Selahaddin Eyyübi parkı

Hibiscus syriacus Samanpazarı parkı, Alaaddin Tepesi

Rosa sp. Akıncılar Parkı, Selahaddin Eyyübi parkı, Bosna Hersek Büyük Parkı, Evliya Çelebi Parkı, Alaaddin Tepesi, Kampus, Lalebahçe, Meram yaka

Lantana camara Akıncılar Parkı, Nene Hatun Parkı Lonicera nitida Selahaddin Eyyübi parkı

Şekil

Çizelge  3.2.1.  Preparatları  yapılan  akarların  Konya  ilindeki  saptanmış  olan  konukçularının Latince ve Türkçe adları
Şekil 4.1. Tetranychidae familyasında vücut yapısı ve dorsal kıl tablosu.
Şekil 4.2.Eotetranychus carpini’ nin Karaağaç (Ulmus glabra) yapraklarındaki zararı
Şekil 4. 3. Eotetranychus populi’ nin a) Çınar (Platanus orientalis) ve b) Söğüt  (Salix sp.) yapraklarındaki zararı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

sarı nokta hastalığını tedavi etmek için kök hücrelerden üretilen bir “yama”, görme yeteneğini büyük ölçüde kaybeden dört hastanın görüşünü geliştirdi..

T ürk Sanat Müziği’nin güçlü sesi Sevim Tuna’nın 40’mcı sanat yılının iki yıl gecikmeli olarak 4 Mart’ta Türk Kalp Vakü’mn Levent Kırca-Oya Başar

Bakı noktaları: Bakı noktaları ister sörvey sırasında alanın görsel karakterini incelemek üzere kullanılabilecek, isterse planlama ve tasarım çalışmalarında

Sonuç olarak; Bursa ilinde rasgele seçilen evlerin %34,38’inde akar bulunduğu, sobalı evlerde kaloriferli evlere nazaran daha yüksek oranda olduğu, bulunan akarlar arasında ise

Yukarıdaki kelime satır sonuna sığmadığında aşağıdakilerden hangisi gibi bölünebilir?. Aşağıdakilerden hangisi hem harf

Toplam yükü 3600 Coulomb olan bir akü, 0,5 amper akım çeken araba farlarını toplam kaç saat süreyle yakar?. Bir evde buzdolabı tek başına çalışınca 4 amper, televizyon

Bilgi türlerini yazarak günlük hayatımızda bu bilgileri nasıl kullanırız örneklerle açıklayınız?.

All hydronephrosis cases with flank pain (VAS > 2), fever and leukocyturia and/or leukocytosis were considered symptomatic. All symptomatic patients with hydronephrosis