• Sonuç bulunamadı

Konya ilinde peyzaj alanlarında yaprağını döken ağaç ve çalılarda 5 takıma bağlı 7 familyadan 19 adet doğal düşman böcek ve akar türü tespit edilmiştir.

Ripka (1997) Macaristan’da ağaç ve çalımsı süs bitkileri ile yaptığı çalışmada Phytoseiidae’ den 28, Stigmaeidae’ den 2, Cheyletidae’ den 4 ve Tydeidae’ den 20 faydalı akar türü tespit etmiştir.

Bu çalışmada avcı türler içinde Coleoptera takımının Coccinellidae familyası en geniş grubu oluşturduğu görülmektedir. Coccinellidae familyasına ait türler genel avcılardır ve bugün dünyada 5000 kadar türü bulunmaktadır. Bu familyaya bağlı türlerin büyük bir kısmı predatör olup, yine bunların büyük bir kısmının ergin ve larvaları yaprak biti, akar, kabuklu bit, koşnil, beyaz sinek ve bazı küçük arthropodlarla, diğer bir kısmı da fungus miselleriyle beslenmektedir ( Uygun 1981, Özbek ve Çetin 1991, Lodos 1991). Mc Murty and Johnson (1966), coccinellid’lerin akarlar belirli bir populasyon seviyesine ulaştıktan sonra görüldüğünü bildirmektedirler.

Sörveylerimiz sırasında doğal düşmanlar arasında en yaygın olarak görülen tür Stethorus gilvifrons türünün hem ergini hem de larvasının Tetranychus urticae’nin bütün dönemleri ile beslendiği ve spesifik bir akar predatörü olduğu bildirilmektedir ( Aydemir ve Toros, 1990). Uygun (1981) tarafından Stethorus gilvifrons’ un birincil avını kırmızı örümceklerin oluşturduğu, ilkbahar ve yaz aylarında kırmızı örümceklerle bulaşık sebze ve meyve bahçelerinde sık rastlandığı bildirilmektedir. Stethorus’lar 1.2-1.5 mm boyunda siyah renkli küçük coccinellidlerdir. Yeme kapasitesinin ve avını arama kabiliyetinin yüksek olduğu gözlemlenmiştir, larva dönemleri ilerledikçe tükettikleri akar miktarı da artmaktadır. Çalışmamız sırasında Stethorus gilvifrons’a ilaçlanmayan ve akar populasyonun yoğun olduğu yerlerde yüksek bir şekilde rastlanmıştır. Bu türün populasyon yoğunluğunun akar türlerinin populasyon yoğunluğuna bağlı olarak ağustos ayının başında artış gösterdiği tespit edilmiştir. Nitekim Gencer ve ark. (2002), Tetranychus urticae ’nin populasyon yoğunluğuna bağlı olarak S. gilvifrons’ un populasyonunda da artış tespit etmişlerdir.

Çizelge 5.1. Konya ilinde peyzaj alanlarında yaprağını döken ağaç ve çalılarda tespit edilen predatör türler, familya ve takımları

Takım Familya Tür

Coleoptera Coccinellidae Stethorus gilvifrons Mulsant Scymnus subvillosus (Goeze) Scymnus bivulnerus Capra Scymnus marginalis (Rossi) Scymnus rubromaculatus (Goeze) Coccinella semptempunctata (L.) Coccinula quatuordecimpustulata (L.) Adalia bipunctata (L.)

Adalia fasciapunctata revelierei (Mulsant) Oenopia (Synharmonia) conglobata (L.) Nephus nigricans Weise

Thysanoptera Thripidae Scolothrips longicornis Priesner Neuroptera Chrysopidae Chrysoperla carnea L.

Heteroptera Anthocoridae Anthocoris nemoralis ( Fabricius) Orius sp.

Prostigmata Tydeidae

Stigmaeidae

Orthotydeus caudatus ( Dugès) Orthotydeus kochi Oudemans Pronematus ubiquitous McGregor Zetzelia mali (Ewing)

Bu çalışmada Coccinellidae familyasından Coccinella semptempunctata (L.), Coccinula quatuordecimpustulata (L.), Adalia bipunctata (L.), Adalia fasciapunctata revelierei (Mulsant), Nephus nigricans Weise, Nephus nigricans Weise, Oenopia (Synharmonia) conglobata (L.) türleri de bulunmuştur. Fakat bu türlerin akarlarla beslendiğine dair bir gözlem tespit edilememiştir.

Anthocoridae familyasından Orius türleri sörveylerimiz esnasında düşük miktarda bulunmuştur. Önder (1982) Orius minitus’un patlıcanlarda zararlı Tetranychus urticae üzerinde çok aktif bir şekilde beslendiğini ve bir konukçusunu öldürür öldürmez diğerine geçtiğini belirtmektedir. Aynı yazar O. niger’ in özellikle alçak boylu bitkilere özelleştiğini kaydetmektedir. Elov (1976) ise O. niger’ in Orta

Asya’ da pamuk, yonca ve sebzelerde sokup emmek suretiyle zarar yapan birçok zararlının populasyonunu düzenlemede önemli rol oynadığını kaydetmektedir.

Araştırmalarımız sırasında Anthocoris nemoralis (Fabricius) ergin ve nimflerinin akarlarla beslendiği gözlemlenmiştir. Nitekim bu türün ülkemizde çok yaygın olduğu, ergin ve nimflerinin kırmızı örümcekler, yaprak bitleri ve thripslerde avcı olarak yaşadığı ve birçok zararlı türü baskı altında tuttuğu Önder (1982), Önder ve Lodos (1987) ve Lodos (1991) tarafından bildirilmiştir.

Çalışmalarımız esnasında Neuroptera takımından Chrysoperla carnea’ nın larvalarına akar populasyonları arasında seyrek olarak rastlanmıştır. Bu takıma bağlı bireylerin tamamının faydalı olduğu, erginlerinin bir kısmının predatör bir kısmının ise balımsı maddelerle beslendiği, larvaların ise tamamının predatör olarak yaşadığı, kültür bitkilerinin önemli zararlılarını yemeleri bakımından önemli bir avcı grubunu oluşturdukları belirtilmektedir (Düzgüneş 1982). Çalışma sırasında tespit edilen Chrysoperla carnea (Stephan)’ nın polifag bir predatör olup başta yaprak bitleri olmak üzere koşnil, kırmızı örümcek, beyaz sinek ve lepidopter tırtılı ile beslendiği ve ülkemizde çok yaygın olduğu bildirilmiştir ( Düzgüneş ve ark. 1982, Zeren ve Düzgüneş 1983). Aydemir ve Toros (1990), Chrysoperla carnea larvalarının avını arama kabiliyetinin çok yüksek olduğunu ve ilk dönemlerinde T. urticae’ nin bütün dönemleri ile beslendiğini, ancak son dönemlerinde T. urticae’den daha büyük konukçuları tercih ettiğini, diğer akar predatörlerini de öldürebildiğini gözlemlemişlerdir.

Scolothrips longicornis, çalışmalar esnasında akar populasyonunun yüksek olduğu yapraklardan toplanmış, tetranychidler ve eriophyid akarların birlikte bulunduğu yapraklarda bol miktarda oldukları gözlenmiştir. Predatör tripsler akar populasyonlarını hızlı bir şekilde azaltabilirler. Bunlar, pek çok önemli ürün üzerinde yaşayan birçok tetranychid akar türüyle beslenir, ancak populasyonlarının artış oranı akarlardan düşük olması nedeniyle zararlı akar türlerinin gelişimini tamamen önleyemezler (Jeppson et al. 1975). Scolothrips longicornis Priesner spesifik bir akar predatörüdür. Dyadechko (1966), Scolothrips longicornis’ in akarların populasyon yoğunluğunu azaltan önemli bir predatör olduğunu kaydetmektedir.

Tydeid akarlara çalışmalarımız sırasında yoğun olarak rastlanmıştır. Tydeidae türleri küçük boyutlu (0,1- 0,3 mm.) akarlar olup renkleri açık sarı, açık kahve rengi

veya yeşilimsidir. Vücutlarında az kıl bulunur ve oval biçimlidirler. Propodosoma ile histerosoma arasında belirgin bir çizgi bulunur. Bazı türlerde göz yoktur (Düzgüneş, 1963). Çoğu Eriophyidler, Tetranychidler ve koşnillerde predatör olarak yaşar, bir kısmı da ekonomik öneme sahip olmayıp, polenlerle beslenmektedir (Jeppson et al. 1975). Baker (1965), Tydeidler içinde avcı ve fitofag türlerin bulunduğunu belirtmektedir. Çalışmalar sırasında Pronematus ubiquitis hem eriophyid hem Tetranychus türlerinin bulunduğu yapraklarda gözlemlenmiştir.

Stigmaeidae familyası türlerinin Tetranychidae, Tenuipalpidae, Tydeidae familyası türleri ile kabuklu bitler ve diğer küçük böceklerde beslediğine dair kayıtlar mevcuttur (Meyer 1959, Summers 1966, White and Laing 1978, Thistlewood, Clements and Harmsen 1996). Araştırmanın yürütüldüğü bitkilerde bulunan Zetzelia mali’ nin, Avrupa, İsrail yanında Güney Amerika’ da da meyve ağaçlarında bulunduğu ve T.urticae, Panonychus ulmi ve diğer akarların predatörü olduğu bildirilmektedir. Kasap ve ark. (2005), Van gölü çevresindeki elma bahçelerinde yaptığı çalışmada Stigmaeidae familyasından 3 tür saptamış ve avcı türlerden en yaygın türün Z. mali olduğunu bildirmişlerdir. Zetzelia mali genellikle tek başına akar populasyonunu kontrol altına almada yeterli olamadığı, fakat tarımsal ürünlerdeki önemli fitofag akarların populasyonunu azaltmada diğer predatörlere yardımcı olduğu bildirilmiştir (Jeppson et al. 1975). Strickler ve ark. (1987), Michigan’daki ilaçlı elma bahçelerinde Z. mali’ nin pestisitlere dayanıklılığı sonucu tek avcı tür olduğunu bildirmişler ve ilaçsız bahçelerde Z. mali’ nin phytoseiidler ile aralarındaki rekabet sonucu populasyon oluşturamadığı ve yoğunluğunun ilaçlı bahçelere göre oldukça düşük bir seviyede olduğunu belirtmişlerdir. Villanuava ve Hamsen (1998) ilaçlı bahçelerde phytoseiidlerin populasyonları azaldığı için rekabetin bitmesi sonucu Z. mali’ nin daha yüksek bir populasyon yoğunluğuna ulaşabildiğini bildirmişlerdir. Çalışmamız sırasında phytoseiidlere rastlanmamış olmasının park ve bahçelerde pestisit kullanılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

Benzer Belgeler