• Sonuç bulunamadı

Bir yıldönümünde:Sait Faik'siz 10 yıl

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir yıldönümünde:Sait Faik'siz 10 yıl"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

a s. ıH L

l

I

CUMHURİYET

¡

B i r

Y ı l d ö n ü m ü n d e

¡

lllirlIlllllllllllllllllllililllllllllillHIIIIHimimillHllllllllllllllllllllllllllllllillllllllllINlIllilltlIlIlIlŞlIlI

Sait Faik’siz 10 yıl

Ï

Gün olmuyor ki, insanın kafası dö­ nüp dolaşıp, o ka­ ran lık noktaya ta­ kılm asın... Ölüm noktası bu! Yok olma,hiç olma noktası bu!.

Narcisse öyküsüne benzer bir şey var y aln ız : Kendini tanım azsa!. Tanımazsa, diyorum, belki tınmaz o kadar... Ama. tanıyor, kendi kendini tanıyor düşünen kafa... Tanıyıp içleniyor derinden... Nar­ cisse olsun olmasın, isterse çirkin­ liğinden yüzüne bakılm asın, tanı­ yor yine... Tanıdı mı, işi bitik ar­ tık ... Korkunç, üstün, bağışlamaz, kapkara ölüm d ik ili karşısında... G ülse; o, ağlasa, b ağırsa; o... Kaç: Peşinde, d u r: Yanında... Kafana düşmüş bir kere kor... Başını du­ v arla ra vur, çırpın, bağır, çabala... Hepsi boş... K urtulm alardan uzak, karşında dimdik, kaskatı durur ö- lüm...

Puşkin, bu yüzden savaşa gitti, mermi yağm urlarına, kurşunlara doğru koştu delice... Tek neden; a k lın ı yitirm esinde H oelderlin’in, en güçlü gününde canına kıym ası için Hem ingway’in hep ölüm kor­ kusu... Bir gün, y a k ın -u z a k nasıl­ sa bir gün, kara, kapkara ölümün dikileceği başlarına...

Bağışlam ak nedir? Bilmez ölüm.. B elki, elinde değil, gücünün dışın­ da bağışlam ak... O da, buyruğa eğ­ miş b aşın ı; ne denmişse, ne buyu- rulm uşsa kendine, direnmemiş, uy­ muş tartışm adan hiç... Alıyor, gö­ türüyor boyuna... Yenileniyor dün ya... Mendil değiştirir gibi, her gün binlerce insan değişiyor y a ­ şamda...

Bunu sezdiğinden apaçık, ölüme beyaz b ayrak açma gerçeğinin ezen baskısına katlanam adığı için H em ingw ay; sapasağlam , ateşli, dev gibiyken kıyd ı canına... İste­ di ki, güçsüz bir gününde ölüm ya­ pışanlasın yakasına... Ölümü yen­ mek için öldü Hem ingway... Puş­ kin de öyle... Meydan okumak için gelecek kara güne, koştu kurşun­ lara karşı bayrakça, sayıklam alar içinde coşkun... (Ne yazık ki, bu dev adam ; savaş alan ların d a öfke ve h ırçın lıkla aradığı ölümü, daha yapacağı çok şey varken dünyada, en güzel şiirlerin i yazm am ışken da­ ha, hiç beklem ediği an, alçakça düzenlenmiş bir düello sonu, bir piçin kahpe vuruşunda buldu.)

H oelderlin’in canına kıym am ası ; salt, yaşam a, dünyadan hiç kopma­ ma isteğinin ağır basışından, toz duman etm esindendir ak lını... Baş­ ka türlü , a k lı başındayken yaşıya- mazdı korkusuz... Yine de, korku­ suz muydu yaşarken deliliğince, bilm iyoruz.

Sen de Sait, canım kardeşim be­ nim, öhlar gibi derinden, en

acıspı-Y a z a n ;

\

|

İskender Fikret Akdora ^

Füzelerin uzay­ da cirit attığı, a- ya ha vardı, ha va­ racak şu başdön- dürücü günlerde, san atın ; bu denli sıska, çelim siz kalı- yan ıyo r S ait... San­ dan duymamış olsaydın içinde mut j kuru, çorak,

suz gerçeği; o denli baştan kara, şma yüreğim

umursamaz, sanki hiç korkun yok- j ki, sen, ne v ar ne yoksa, alm ış gö­ müş gibi öyle koşar m iydin kanat | türmüşsün giderken...

kanat ölüme... B ir kıym ışlığın var- [ Üstelik, verimsizliğim, başarısız­ dı kendine... Gün olurdu: Tek n e-‘ lığın h ıncıyla mı, nedir? Bütün den yokken görünürde, kaçardın | yüzler değişti, iğreti, yapm acıklı dünyadan, çekilirdin kabuğuna... sözde dostluk bile söndü, parçalan- Başka bir gün, en öfkelisinden, en dı, dağıldı büsbütün.,. Kimsenin lâf anlam azından b ir hızla dalar- kim seyi um ursadığı, arayıp sordu-dın yaşam ıya... Bu, öyle b ir bocala- ğu yok...

yış, bir karşı durma, bir meydan Ne çelim siz, ne kıskançm ış bu ki- okum aydı ki ölüme, ancak, o k a -; siler S ait... Y âşadığınca, küçümse- ran lık acıyı içinde duyan lar anlar- j yip tiksindiklerinden, sağ olsaydın, dı seni... Bir gün bitm eye, yok ol- şimdi büsbütün iğrenirdin. Bucak m ıya, silinip gitm eye katlanam az- bucak kaçardın yanlarından... din bu canım dünyadan... işte, böyle kardeşim , daha ne

de-Kendi ölümüne ilk kendi ağla- ; sem, ne yazsam boş... Doğuştan yan ların zincirinde alevden bir ■ ölüme adanm ışların tüm söyliye- halkayd ın S ait... Bu yüzden, her j ceği dövünmeden, yakınm adan öte davranışın bir öfke, bir iteleyiş, , geçmiyor S ait...

bir p arçalayıştı açıkça... Yerinde Sarışın, d elikan lı vücudün; kara duram azdın. K ıvıl, k ıv ıl, cıvıl, cı-1 toprak altında çoktan eriyip dağıl- v ıld ı için... K aynar, coşar, taşar,

S

mış olsa b ile, sanatının dev bütün- kuşatırdm dünyayı.-.. Konuyu yer j lüğü, güçlü eskirriezliği; dünya gibi işler, en derininden sarsardın

J

durdukça, saracak, kuşatacak, ka- okuyanı... A lev alev oluşundan ] fadan gönüllere alev b ir ırm ak gi- içinin, gün olur deyim ler;, yanık, jb i akacak p ırıl p ırıl...

eksik dizilirdi sıraya... B aşkaların-, Ölümünün onuncu yılın d a, sana; da kusur sayacağım ız bu kekre, ! bin yaşa, yıld ızlarca, gönlünce ya- bu bozuk düzen d eyiş; senin y a z ı- jş a ! demekten başka bir söze var­ larının baş özelliği, m utlu güzelli- ! mıyor dilim . Sahi, Sait, kim b ilir ğiydi. hangi yıldızdasın şimdi...

Ne de çabuk geçti on y ıl... O ysa,! Bak. az daha unutuyordum. Yıl- hiç ölmemişsin, o inatçı direnişinle, i diz dedim de, aklım a geldi. Yeni bir yere saklanm ışsın da, b ir köşe i bir «triolet» im var. Hani, senin, o başından, bir sinema kapısından j dostça, art düşüncelerden uzak,

«şisstt!» deyip bir gün çıkacaksın , sevdiğin, övdüğün üçlem elerden gibime gelir karşım a... Nasıl san- bir yenisi...

lıp öpeceğim delicesine... E linle. Bir kız seviyorum üçte gelecek m endilinle tükrüklerim i sileceksin , Saatten baııa ne? beş olsun varsın yüzünden; kızar gibi yapacak, a - j A ya gitti dönüşte gelecek, ma, kızm ıyacak, som urtm ıyacak-; Sen de. şiirdeki kız gibi, y a aya, sın... Bıçak keskin liği b ir gülüş i y a bir yıld ıza gittin kardeşim , y ay ılacak yüzüne... Gözlerin gök Dönüşü olm ıyan b ir yoldan, o güzelliğinde ışıyacak m avi mavi... besbelli oyundan dönm iyeceksin. Ah, Sait, ne denli bir m utluluk i biliyorum . Ama. ne çıkar? Özlemin olurdu benim için, seni görmek b ir bir dağ gibi içim de... Ben, biz, he-daha dünya gözüyle... Ama, yok

artık ... Yoksun. Toz duman oldun çoktan... Bir gün hepimizin olacağı gibi... Ne v ar ki, sen ölüm ü; ona koşm akla olduğu kadar, geriye bı­ raktığın dipdiri, sıcak, p ırıl p ırıl iç dünyandan kopup gelm iş, fışkır, mış içli, derin, o güzelim yazı di­ zilerin le de yendin, un-ufak ettin. Ölüm yok senin için...

H âlâ, F atihteki parkın yeşil de­ m irlerine, yağm urlu, ıslak b ir gece y arısı dayanışınla, her rastladığın ­ dan selâm götürüşünle Panço’ya yaşıyorsun aram ızda... D ülger ba­ lığının denizden çıkınca atan, de­ ğişen rengi, topal m artının, ak b»r köpük gibi, H ayırsız önünde sula­ rın üstüne uzanan ölüsü, Boğaziçi- nin küçük bir iskele gazinosunda, gözlüklerinin altından hep kızgın bakan kahveci M urtaza, sarhoş o- lunca, cıvıtıp kime çatsa dayak yiyen eski istasyon müdürü, evle­ rine kova kova b ulut taşıyan Yor- g iy a ’lar... Daha kim ler ve n eler ha. fırlatm ıyo r seni... Öyle dolmuş, iş­ lem işsin içim ize... Koskoca Istan- bulun her köşesine sinmiş, y a y ıl­ mış, sarm aş dolaş, içiçe olmuşsun an ılarla...

Hengi kitabını yeniden alsam e- lim e, sanki ilk okuyormuşum gibi, coşuyor, kanatlanıyor, kabım a sı­ ğam ıyor, seviniyorum kuşlarca... Örneğin, sokoktan geçen hiç tanı­ m adığım, ilgisiz birini çevirip, ille , seni tattırm ak, anlatm ak, duyur­ mak istiyen b ir duygu var içimde... Yanımda olsan, b elki sana bile, se­ ni sevdirm eyi, tanıtm ayı denerdim S ait... Tüm kıskanm asız, ön y arg ı­ y ı b ir yana atıp, öykülerini oku­ yan kim olursa olsun, sanattan, gü­ zelden alacak bir payı varsa, böyle düşünür, daha çok tadıp anlam ak için seni, yönelir, çırpınır güçle... Eskidikçe güzelleşen iy i şarap lar gibi yazd ıkların. Her geçen günle, burukluktan, yarım sö ylediklerin ­ den; daha yeni, daha doyulmaz b ir tat alıy o r insan...

Sana biraz da, senden sonra, dün­ yada olup bitenlerden söz etmek isterdim , ille , sanat adına o kadar bir şey olduğu yok ki, in anır mı­ sın, yazacak, an latacak tek sözcük bulam ıyorum .

pim iz; sevdiklerin - sevm ediklerin; iste - isteme, b ir gün sana gelece­ ğiz. ille , sen, bize gelemezsin, is­ temezsin de gelm eyi... Aynı acıla­ rı duym ak, aynı beyin san cılariyle kıvranıp, bir gün tek rar gitm ek için olduktan sonra, niye dönmeli hem?.

Gönlünce yat kard eşim ! Gözle­ rindeki o alev ışıkça y a t! Karan­ lık , soğuk evreninde ölümün, ışık ­ la r kuşatsın dört yanını...

M ısır p atlağı gözlerinden öperim. S ev giyle, özlemle, seni kucaklaya- mamanın güçsüz yoksunluğu için­ de, dost, ılık , inadına zeki bakış­ larınd aki hiç unutam adığım ışık­ tan öperim kardeşim , ışıktan öpe­ rim ... •• - , • - «•

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Pa­ ris Türk Turizm Bürosu ve Kültür Ateşeliği, Paris ve Tok­ yo’daki Türk Büyükelçilikleri, New-York Türk Evi, Türki­ ye iş Bankası'nın yanısıra yurt içi ve

Bu nedenle hava sıcaklığındaki deği- şimlerden daha kolay etkilenirler ve kışın yollara göre da- ha hızlı ısı kaybederler.. Köprülerin yollara göre daha hızlı

Törende, Atatürk hakkında konuş malar yapanlar arasında Türkiyenin Birleşmiş Milletlerdeki daim!. dele­ gesi Selim Sarper, İstanbul üniversi tesinden

Bizce ~ehnâme, Ertu~rul Bey'in Horasan'da hanlanmas~, Merzikcend han~~ olmas~, Yeni~ehir, öteki kaynaklara göre Sultanönü sava~~ndan sonra ucbeyli~ine getirilmesi, bu

Hadron terapi son yıllarda kanser tedavisinde kullanılan yenilikçi radyoterapi yöntemlerinden biri.. Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için ışınların

Şadan Gökovalı, “Turgut Bey’in İzmir’e Yaptıkları” adlı kitabında son on ve özellikle de sekiz yılda İzmir’in başına gelenleri belgelere ve yaşayanların

9 - Merhume Emekli Devlet K ‘Tesa*u olduğu içir vefatı ile varislerine ödenmesi gereken kanunî ödenekler bulunmaktadır. Bu hususta da talimatınla» göre hareket

Yöntem ve Gereçler: Bu çalışmada ot poleni aşırı duyarlığına bağlı mevsimsel alerjik riniti olan hastalarda mevsim öncesi immünoterapinin klinik